23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI DOLAR AVRO STERLIN FAİZ ekonomi@cumhuriyet.com.tr BORSA 11 27 KASIM 2020 CUMA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.8880 9.5 kuruş 9.3930 10.7 kuruş 10.5510 14 kuruş 13.73 0.09 puan 1.342 17.02 puan 3103.78 36.48 lira 461.32 5.82 lira Jale Özgentürk Derin Yoksulluk Ağı pandemide gündelik çalışanların durumunu araştırdı En derin yoksulluk YAKIN PLAN jale.ozgenturk@cumhuriyet.com.tr Telefondaki kadın, evdeki eksikleri saymaya başlıyor. Aslında var olanı söylese, o yokluk fotoğrafı çok net biçimde anlaşılacak: “Yağ yok ablam, un yok, şeker yok, çay yok, tuz yok, bir sobamız bile yok! Bugün bir paket çorba kaynattık. Dün son makarnayı yemiştik. Gönderdiğiniz mercimek de hafta başında bitmişti.” İstanbul’un en zenginlerinin yaşadığı Çekmeköy’ün hemen arkasında, Nişantepe’de yaşayan genç bir anne bu konuşan. Yeni doğum yapmış, eşi askere alınmış, pandemide ev kirasını ödeyemedikleri için sokağa atılmış. Konu komşu desteğiyle bir boş arsada ısınma imkânı olmayan bir baraka kurulmuş. Ardından üç telefon konuşmasına daha tanık oluyorum. Annelerin sütü kesilmiş, pahalı diye mama almayı bırakmışlar, bebek bezini ise bakkaldan tane ile alıyorlar. Talepler hep aynı. Çorba, makarna, mercimek, bebek bezi... Çare vatandaşlık geliri Yani, yanı başımızda korkunç bir yoksulluk ve açlık yaşanıyor. Yıllardır İstanbul’da en yoksulların yaşadığı bölgelerde çalışmalar yapan Derin Yoksulluk Ağı’ndan Hacer Foggo, salgınla birlikte günlük ve gündelik işlerde çalışanların durumunu, “Yıllardır yoksullarla çalışıyorum ama bu Araştırmaya göre günlük ve gündelik işlerde çalışanların yüzde 86’sı pandemide işsiz kalmış. Her evde bir hasta var ve kira ödenemediği için çıkılan barakalarda 58 kişi bir arada yaşıyor. Bebekler mamasız, bakkaldan alınan bir paket çorbayla bir gün geçiyor. Açlıktan annelerin sütü bile kesilmiş... kadar feci bir tabloyu hiç görmemiştim. Salgın depremi bile geçti” sözleriyle anlatıyor. Kirasını ödeyemeyip evden atılan ailelerin sayısının arttığını ekliyor ve “Onların çaresizliği ürkütücü. Evlerinden atılıyor, en son çare boş buldukları bir arsanın üstüne tahta, pano, çuval ne bulurlarsa baraka yapıyorlar” diyor. Derin Yoksulluk Ağı, Heinrich Böll Stiftung Derneği ve Açık Alan Derneği, salgında yaşanan bu sorunları, belki daha dikkat çeker diye bir de araştırma ile ortaya koymak istemiş. “Pandemi Döneminde Derin Yoksulluk ve Haklara Erişim Araştırması” Ataşehir, Beyoğlu, Çekmeköy, Fatih, Şişli ve Ümraniye ilçeleri odakta olmak üzere Avcılar, Esenyurt, Üsküdar, Sancaktepe, Sultangazi ve Sultanbeyli ilçelerinden toplam 103 katılımcı ile yapılmış. Araştırmada görünen o ki, günlük ve gündelik işlerde çalışanların salgında yaşadıkları sosyo ekonomik travma, toplumun tümünün yaşadığının kat kat üstünde... Foggo, araştırmanın sonuçlarının ne anlattığını şöyle özetliyor: 4 Toplumda herkes aşağıya gidiyor ama günlük ve güvencesiz çalışanlar toptan battı. Hepsi dibe vurdu. 4 Çocukların çalışma oranı artmaya başladı. Mesela tanıdığım bir ailede iki çocuk anneye bakıyor. Biri 10 biri, biri 12 yaşında, bir de bebek var. Bebek nefes darlığından hastanede. Anne beni arıyor. Çocuğu hastaneden almasam abla, ev buz gibi diyor. 4 Elde kalan tek iş kâğıt toplayıcılığı. İşsiz kalanlar da başlayınca fiyatlar düşmüş. Eskiden günde 50 TL kazanılırken bugün sadece 710 TL kazanıyorlar. Evet, yoksulluğun en dibinden görünen bu tablo korkunç. Dün Türkİş açlık sınırını 2516 TL olarak açıkladı. Oysa bu araştırmaya konu olan ailelerin yüzde 60’ının eline ayda 500 TL bile geçmiyor. Kira, ev giderlerini ödemeye bile yetmeyen bir gelir. Pandemide tamamen yalnız kalan, bürokratik süreçler yüzünden yardımlara ulaşamayan bu insanlara karşı hem hükümetin hem yerel yönetimlerin sorumluluğu büyük. Hacer Foggo’ya göre sorunun tek çözümü insan onuruna yakışır bir hayat için aylık yurttaşlık geliri verilmesi. Çaresizlik koronaya davetiye çıkarıyor 4 Günlük işlerde çalışanların yüzde 66.9’u iş bulamadığını, yüzde 16.1’i ise işini kaybettiğini söylüyor. Düzenli işi olanların oranı sadece yüzde 18. Uzaktan çalışan oranı 0. 4 Yüzde 84 pandemi döneminde yeterli miktarda besine ulaşamadığını söylüyor. Ulaşabildiği besinler ise makarna, pilav, çorba. Yüzde 53’ü öğün atladığını belirtiyor. 4 103 haneden 38’inde evde 14 arası kişi, 56’sında 58 arası kişi, 9 hanede ise evde 8’den fazla kişi yaşıyor. 4 Görüşülen kişilerin yüzde 64’ü kirada oturuyor. Yüzde 10’u ise baraka/konteynır ya da çadırda yaşıyor. Kirada yaşayan kişilerin yüzde 38’i evden çıkarılmış. 4 Giderlerde en büyük payı kira alıyor. Hanelerin yüzde 64’ü için kira ilk sırada. 4 Yüzde 6’sında hanede sadece çocuklar, yüzde 7’sinde ise yetişkinler ile birlikte çocuklar da çalışıyor. 4 Yüzde 67’sinde en az bir bireyin kronik hastalığı bulunuyor, bu hastaların yüzde 29’unu ise çocuklar oluşturuyor. 4 Yüzde 39’u temiz içme suyuna ulaşamadığını söylüyor. Hanelerin yüzde 65’i maske ve kolonya gibi hijyen malzemelerine erişemediğini söylüyor. Yüzde 83 sabun, şampuan ve deterjana erişemiyor. Bir ailenin aylık temel ihtiyaçları son bir yılda 1348 TL zamlandı Açlık sınırı ‘asgari’yi aştı SABANCI SATACAK Teknosa’nın yüzde 10’u borsada Sabancı Holding, Teknosa’nın teknoloji altyapısını güçlendirmek amacıyla sermaye artırımına gittiğini duyurdu. Bu kapsamda Sabancı Holding Yönetim Kurulu, Teknosa’da sahip olunan yüzde 60.28 oranındaki hissesinin yüzde 10’luk kısmını İstanbul Borsası’nda halka arz edecek. Satıştan elde edilecek kaynak, Teknosa’da nakit sermaye artışı olarak kullanılacak. Sabancı Holding CFO’su Barış Oran, “Sabancı Holding hisse arzı ve sonrasındaki nakit sermaye artışı ile Teknosa’nın gelecekteki büyüme fırsatlarına daha güçlü hazırlanması için adım atıyor” dedi. l Ekonomi Servisi Türkiye’de asgari ücret 2 bin 324 TL iken, açlık sınırı 2 bin 500 lira8 bin 197 TL’ye ulaştı. Böylece bir ailenin aylık zorunlu harcamaları 2019 yı aştı. Kasım’da 6 bin 849 TL iken 2020 Türkiye İşçi Sendikaları Kasım’da 8 bin 197 TL’ye yükselmiş Konfederasyonu’nun her ay düoldu. Bekâr bir çalışanın “yaşama zenli olarak yaptığı açlıkyokmaliyeti” ise, Kasım 2020 itisulluk araştırması, 2020 Kasım’da dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapmaASGARI ÜCRET IÇIN ILK TOPLANTI 4 ARALIK’TA barıyla aylık 3 bin 73 TL’ye yükseldi. Araştırmada ayrıca, tavuk fiyatlarının aylık bazda yüzsı gereken aylık gıda harcaması tutarının (açlık sınırı) aylık 34 TL artarak 2 bin 516 TL’yi aştığını orAile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, 2021’de uygulanacak asgari ücreti belirleme çalışmaları de 13.90 zamlandığı belirtildi. Sakatat ürünlerinden (ciğer, yürek, böbrek) dana ciğerinin fiyatının kataya koydu. Gıda kapsamında ilk toplantısını 4 Aralık’ta sımda da arttığıharcaması ile biryapacağını duyurdu. nı, neredeyse kilikte giyim, koAsgari ücreti, yasa gereği 5’er işçi, logram fiyatının nut (kira, elektrik, işveren ve devlet temsilcisi olmak kuşbaşı et fiyatsu, yakıt), ulaüzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret larına ulaştığına şım, eğitim, sağlık Tespit Komisyonu belirliyor. Bu dikkat çekildi. ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tukomisyonda, işveren tarafını TİSK, işçi tarafını ise en fazla üyeye sahip konfederasyon olduğu için Türkİş temsil ediyor. Türkİş, “Dar ve sabit gelirli kesimlerin daha fazla fedakârlığa takati yok” tarı ise (yoksulluk sınırı) l AA açıklamasını yaptı. aylık 112 TL birden artarak l Ekonomi Servisi Yerlinin dolara hücumu sürüyor Ekonomi yönetimi değişimi sonrasındaki iyimserliğe rağmen yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatı iki haftada 3.9 milyar dolar arttı. Yıl başından bu yana artış 34.5 milyar dolara ulaştı. Yerlilerin döviz alımı kuru da artırıyor. Uzmanlar, ekonomiye ve siyasete güven sorununun ve TL mevduat faizinin uzun süre enflasyonun altında kalmasının dövize hücumda etkili olduğunu, ekonomi yönetimindeki değişim sonrasında yaşanan kur ve altın fiyatı düşünün de alım fırsatı olarak görüldüğüne işaret ediyor. Öte yandan Merkez Bankası’nın kasım ayı Para Politikası Kurulu toplantısı özetlerinde, “Döviz kurlarının yanı sıra uluslararası fiyatlardaki gelişmeler özellikle gıda ve temel mal gruplarında enflasyon eğilimini olumsuz etkilemekte” denildi. l Ekonomi Servisi İşyerleri açılmamak üzere kapandı Mart, nisan ve mayıs aylarına ait olup ekim, kasım ve aralık aylarına ertelenen vergi ve prim ödemelerinin yapılandırma kapsamına dahil edilmediğini vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, borç yapılandırması kanununun yeniden TBMM’de görüşülmesini talep etti. “Ertelenen vergi ve primler yapılandırmaya dahil edilmeli” diyen Palandöken, “Borçların ödenebilmesi için bu tek başına yetmez. Esnaf kepenkleri kapalıyken borçlarını yapılandırsa dahi ödeyemez. En az 6 ay ödemesiz bir dönem olmalı. Bugüne kadar yapılanlardan farklı olarak borç ödeme vadeleri 60 aya çıkarılmalı” diye konuştu. Palandöken, “Esnaf, mart ayında kapanan işyerlerinin borcunu daha ödeyemeden ikinci kez işyerini kapattı. Kira, elektrik, su ve doğalgaz gibi ödemelerine bir destek sağlanmazsa bu kez çok sayıda esnaf işyerini açmamak üzere kapatmış olacak” dedi. Öte yandan nakliyeci esnafı ise, özel sektörün işlettiği yol ve köprülerden geçişlerde çok sayıda problem yaşıyor. Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, “Esnafın bilgisi dışında kesilen cezalardan dolayı nakliyecilerimiz bir anda icra memurları ile karşı karşıya kalıyor. Herhangi bir tebligat yapılmadan ağır cezaların kesilmesi, esnafımızı araçlarını satmaya zorluyor” diye konuştu. l Ekonomi Servisi TURIZM AYAKTA KALMAKTA ZORLANIYOR Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, dijital ortamda yayımlanan 10. Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nde yaptığı “Ekonomi ve Turizm Sektöründe Son Durum ve Beklentiler” konulu sunumunda, küresel turizmin ayakta kalmakta zorlandığını, toparlanmanın ise belirsiz olduğuna dikkat çekti. Dünyadaki payı yüzde 13, Türkiye’deki payı da yüzde 3.6 olan kongre turizminin ve iş seyahatlerinin neredeyse ortadan kalkığına vurgu yapan Ateş, “Bunlardaki azalma kalıcı olabilir” dedi. KDV indirimlerinin 2021’de de devam etmesi gerektiğini belirten Ateş, “2021’e ertelenen kamu ödemeleri 3 yıla yayılmalı. Uçak/ koltuk başına yakıt desteği verilmeli” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Hakan Ateş Erdoğan’ın dedikleri diyemedikleri... 25Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dayanışma ve Mücadele Günü’ydü. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün çevrimiçi düzenlenen “4. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi”nde kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet ve ayrımcılığa karşı büyük çaba gösterdiklerini söyledi. Tabii peşi sıra başka şeyler de... Dijital kölelikten altyapıya... Biz de sıraladık dediklerini ve gerçekleri... “Şiddet ve ayrımcılık sorunlarının çözümü konusunda çok daha büyük hassasiyet gösterdik” dedi. Diyemediği şu: 20162019 yılları arasında 1167 kadın öldürüldü. Ve her gün yine onlarca kadın, erkek failleri tarafından şiddete uğruyor, katlediliyor. Türkiye’de kadın denince ilk akla gelen kadına şiddet oluyor. Tecavüzcüler, eşlerine şiddet uygulayan kocalar sokakta. Pandemi, aflarla yüzlercesini daha saldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu erkekleri “kendinize gelin” diyerek sözde şiddetle mücadele ettiğini anlattığı dakikalarda Nevşehir’de bir koca kendisinden boşanmak isteyen eşini öldürmek üzereyken yakalandı. Adam önce tehdit etmiş, şiddet uygulamış, kadının evini kurşunlamış, evi yakmaya çalışmıştı. Hepsinde de gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı ancak ve ancak kadının evine bomba düzeneği kurarken yakalandı. Sincan’da Sevtap Şahin ne yazık ki şanslı değildi. 60 kez şikâyetçi olmuş, kadın hakkında koruma, erkek hakkında uzaklaştırma kararı çıkmıştı. Ama uygulanmadı. Eşi evi taşladı, anahtar uydurup eve girdi ve öldürmeye çalıştı ve yine bir şey yapılmadı. Muğla’da Zeynep Şenpınar, erkek arkadaşı tarafından darp edildikten sonra şikâyetçi olmuş ama geri çekmek zorunda kalmıştı. O, vahşice katledildi. Aslında yapılacak şey basit. İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerini yerine getirmek ve 6284 sayılı yasayı adam gibi uygulamak. Açık hükme göre kadın şikâyetini geri çekse dahi dava devam ettirilir. Güçlü bir ailenin temelinde güçlü bir kadının yattığını unutmadan yolumuza devam edeceğiz. Bu söylem doğru değil. Güçlü bir ailenin temelinde güçlü kadın kadar sorumlu bir erkek yatar. Zihniyet temelde değişmeli. Aile ve kadın sözcüklerini bir arada kullanmaktan vazgeçin. İşe erkeği eğitmekle başlayın. Eşine şiddet uygulayan erkeği gözaltına aldığınızda ne yapıyorsunuz örneğin? Okullarda toplumsal cinsiyet ayırımcılığını körükleyen mesajlı ders kitaplarından vazgeçin. Birleşmiş Milletler (BM) Covid19 salgını nedeniyle cinsiyet eşitliği meselesinde kadınların 25 yıllık kazanımlarının yok olabileceğini belirtti. İstihdam ve eğitim fırsatları kaybedilebilir, kadınların fiziksel ve zihinsel sağlığı kötüye gidebilir. Kadınların üstüne yüklenen bakım sorumluluğu 1950’lerdeki cinsiyet basma kalıplarına geri dönme riski yaratıyor. Bireyi bir isim veya numaradan ibaret gören dijitalleşmenin sonu faşizme çıkar. Dijital faşizme karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Faşizm sadece dijitalleşmede mi aklınıza geldi? Sürekli tüketimin körüklendiği, demokratik değerden sistematik şekilde vazgeçildiği, din tacirlerinin her köşeyi tuttuğu, liyakatin çöpe atıldığı bu düzende haklısınız bu kaygıda. Çünkü akıllı ve sorumlu insan modelinden vazgeçiliyor. Dijital cahillik, dijital tüketimde hesapsızlık bunun ancak sonuçlarıdır. Hedefimiz, ülkemizde haberleşme altyapısının kapsama alanına girmeyen tek karış bırakmamaktır. Neden yapmadınız? Pandemi belliydi. Yaz aylarında 174 ülke arasında internet hızında 100’üncü sırada gelen Türkiye’de altyapı tüm çalışanların ofise dönmemesi ve eğitimin uzaktan olması sebebiyle alarm veriyor. İnsanın geleneksel hayat tarzında çeyrek asırda yaşanan radikal değişimin sonu, doğru altyapıyla desteklenmezse modern köleliğe varır. Doğru altyapının en temel unsuru eğitimdir Sayın Erdoğan. Doğru eğitim. Çağdaş eğitim. Biz hâlâ kitlesel olarak nedensonuç ilişkilerini bile doğru kurmayı beceremeyen; okuduğunu anlama ve matematik becerileri dünya ortalamasının altında nesilller yetiştiriyoruz. Okullaşma oranında orta iki düzeyinde Türkiye. Kız çocuklarda bu oran çok daha düşük. Bunları çoktan aşmış olmamız gerekirdi. Önümüzdeki 10 yıl içinde birçok meslek ortadan yok olacak, daha adını bile duymadığımız yeni meslekler ortaya çıkacak. 18 yıllık iktidarınız ne kadar ve nasıl hazırlandı buna? Bir anlatsanıza.. Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde stajını tamamlayan öğretmen adaylarına kaymakamlık bahçesinde düzenlenen yemin töreninde haremselamlık uygulama yapılıyor olması mı? Unutmayın teknoloji ve öğrenme birbirinden ayrılmaz bir bütüne gidiyor. Siz ne kadar daha fazla bilgiye sahip olursanız, daha güçlü oluyorsunuz. Bilgi bir “güç”tür. Paranızın olması o kadar “güç” değildir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle