16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 25 KASIM 2020 ÇARŞAMBA HABER ‘Beyin göçü’ Tüm dünyada aşı çalışmaları hızlandı. Arka arkaya farklı araştırma merkezlerinden olumlu haberler geliyor. Kuşkusuz aşının evrensel bir hak olarak tanınması mücadelesi yanında, bir başka boyut daha bizi ilgilendiriyor. Dünyaya aşının ilk müjdesini veren araştırmacıların, çalışmalarını Almanya’da sürdüren iki Türk olması, eminim hepimizin gururunu okşadı. Ancak milli gurur, tek başına yetmiyor. Sormamız gereken soruların başında, “Bu iki araştırmacı aşıyı Türkiye’de geliştiremezler miydi” sorusu geliyor. Aynı soru, Nobel ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar ve daha nice isim için de geçerli. Özlem Türeci ve Uğur Şahin tekil örnekler de değil. Yurtdışında doğan, yetişen ya da çalışmalarını orada sürdürmenin yollarını arayan yüzlerce bilim insanı var. Türkiye son yıllarda yetişmiş, bilimsel bilgi üretebilecek kadrolarını yitiriyor. Adına “beyin göçü” deniyor, kimileri bunu ülkenin en önemli sorunu olarak görüyor. Ben bunu sorunun kendisi olarak görmek yerine, sorunların sonucu olarak görmekten yanayım. Bilimsel çalışmalar, akademik özgürlük, araştırma geliştirmeyi teşvik eden bir ortam ve buna dayalı bir finansman gerektiriyor. Eğitim sisteminin buna uygun hale getirilmesi, mesleki yeteneklere göre yönlendirmenin sağlanması, eğitimle istihdam arasında bir bağ kurulabilmesi de şart. Kayırmacılığın, kaynakların yersiz kullanılışının, bilimsel gelişmeye izin vermeyen, sorgulamaya, eleştirmeye ve merak duygusuna kapı açmayan bir eğitim sisteminin varlığı da bilimsel gelişmeye engel. Çareler açık Gençler, bilim insanları nereye gitmek istiyor? Olanakların, yaşam standartlarının daha iyi olduğu, iyi kötü işleyen bir demokrasinin ve hukuk güvenliğinin bulunduğu, bilime değer verilen ülkelere... Tesadüf değil. Türkiye genç ve dinamik nüfusa sahip; yetenekli araştırmacıları, pırıl pırıl beyinleri barındıran bir ülke. Ancak bu yetmiyor. Az önce de söyledim. Beyin göçü bir sonuç. Kayırmacı sistem bitmeli önce. Hak etmediği yerlere gelebilenlerin gündemine maruz bırakılmamalı bilim insanları. Akademisyenler, bilim insanları yaptıkları iş, araştırdıkları konu nedeniyle cezaya, yıldırıya maruz bırakılmayacaklarından emin olmalı. Bilimsel gelişmeye, liyakat ilkesine uygun, demokratik bir düzen oluşturulmalı. Önce demokrasi ve önce liyakat. Kamu kaynakları yandaş firmalara, iktidarı ayakta tutacak sermayedarlara dönük kullanılmamalı. Bütçede aslan payı araştırma ve geliştirmeye ayrılmalı. Beyaz Zambaklar Ülkesi olarak yıllarca öne çıkarılan Finlandiya bunu başardı; araştırmaya, bilime bütçe ile. Halk çocuklarının küçük yaşlardan itibaren yeteneklerine göre yönlendirilmesine izin verecek, “iş kaygısı” çekmelerini önleyecek bir ekonomik düzen de gerekli. Batı ülkeleri bu konuda eşitsizliği giderebilmiş değil; neoliberalizm, piyasacılığı ve eşitsizliği derinleştirdi. Biz niye aksini başarmayalım? Bilim, sorgulamayı, merak etmeyi, eleştirmeyi gerektirir. İktidarların “nesil yaratma” projelerine göre bir eğitim sistemiyse çocukların geleceğini heba eder. Sorgulamaya, merak etmeye, araştırmaya yönlendirmeyen bir eğitim sistemi varken, çocuklarımızın ve gençlerimizin niteliğini ve yeteneğini yine insanlığın yararına bilimsel çalışmalara sevk edebilmek mümkün mü? Bilim, özgür düşünce ortamı ister. Bugün Türkiye’de özgür düşünce ortamının olduğunu kim iddia edebilir? Sorular çoğaltılabilir. Ancak asgari de olsa, demokrasi, bilime saygı, liyakat ve nitelikli eğitim şarttır; gençleri, eleştirel düşünenleri işsizlikle terbiye eden ekonomik ve siyasal düzenin bitirilmesi ise zorunluluktur. Bu sorunlar çözülmeden, bu sorunlarla yüzleşmeden yapılacak “beyin göçü” analizleri bize bir arpa boyu yol aldırmıyor, aldırmayacak maalesef. MHP lideri Devlet Bahçeli, gazetemize ve yazarlarımıza çirkin sözler sarf etti Cumhuriyet’i hedef aldı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazetemiz ve yazarlarımızı hedef aldı. Bahçeli, “Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır, vatan ve millet sevdalısıdır” derken, Selahattin Demirtaş’ın kitabını okuduğunu söyleyen Bülent Arınç’a “Bu gafil, terör propagandası yapmıştır” tepkisini gösterdi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu: “Bazıları da ‘Bütün gelişmeler bir rota değişikliğine işaret ediyor’ diyecek kadar akıl ve basiret noksanlığını ispat etmiştir. Türkiye düşmanlarının sığınağı olan bir gazetede köşe yazarlığı yapan korkak ve kiralık bir kalem sahibi, ‘Erdoğan Bahçeli’yi harcar, Bahçeli de Erdoğan’ı; zamanı var’ diyebilecek kadar fitnenin zehriyle zehirlenmiş, kör kütük halde kendinden geçmiştir. Çünkü bunların canı böyle istiyor. MHP ile AK Parti, Türk tarihiBÜLENT ARINÇ’A ‘GAFİL’ DİYE SESLENDİ Kılıçdaroğlu hakkındaki fezlekenin Meclis’e gelmesini önemli bir gelişme olarak nitelendiren Bahçeli, “Acil beklentimiz, Kılıçdaroğlu hakkında düzenlenen fezlekenin genel kurula kısa süre içinde intikal etmesi ve karara bağlanmasıdır” dedi. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Arınç’ın Selahattin Demirtaş açıklamalarını anımsatan Bahçeli, “Bu gafil, terör propagandasını alenen, milletimizin gözünün içine baka baka yapmıştır. Aslına mı çekiyorsun, nesline mi özeniyorsun? Terör kervanına girmeyi bir kenara bırak” ifadelerini kullandı. nin iki ucunu bir sevdayla kavrayıp geleceğin parlak ve onurlu kucağına doğru taşıyan iki kahraman millet eseridir. Biz harcarsak sadece hainleri, sadece Ali Kemal vârislerini harcarız. Cumhur İttifakı; cukka, curcuna, çukur, çuval ittifakı değildir, çuvallamış bir ittifak hiç değildir” ifadelerini kullandı. Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çakıcı’nın tehditlerine ilişkin açıklamalarını eleştirirken, Çakıcı’ya desteğini sürdürdü. ‘Çakıcı’yı bilen bilir’ Bahçeli, “Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır. Çakıcı şehidimizin oğludur, vatan ve millet sevdalısıdır. Üzerine atılı suçların bedelini yaklaşık 20 yıl cezaevinde kalarak ödemiş bir ülküdaşımızdır. Ülkücüden mafya, mafyadan da ülkücü olmaz. Alaattin Çakıcı ve onun gibi arkadaşlarımız bir dönem Türk devletine karşı saldırı ve suikast düzenleyen terör örgütleriyle korkusuzca mücadele etmiştir. Kılıçdaroğlu sokağa çıkmaya korkarken, onlar mesela 31 diplomatımızı şehit eden ASALA terör örgütünün peşine düşmüşlerdir. Devlet ve millet namına gövdelerini taşın altına koymuşlardı” dedi. HDP’den tepki Öte yandan, Bahçeli’nin sözlerine ilişkin HDP’nin Twitter hesabından “Susurluk çetelerinin artığı mafyadan medet uman, onlarla işbirliği yapan iktidar ortağının Demirtaş hakkında söylediklerinin hiçbir hükmü yoktur. Demirtaş, Türkiye halkları için bedel ödemekte olan onurlu bir siyasetçidir. Onun hakkında konuşmak mafya sevicilerin haddi değildir” açıklaması yapıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Demirtaş ve Kavala’nın tutukluluklarına dair eleştirilerine iktidar tepki göstermişti Arınç, YİK üyeliğinden istifa etti ‘ÇOCUKLARIMIZ ZOR DURUMDA’ UNICEF’in 2020 raporuna göre Türkiye’nin, 41 ülke arasında, çocuk politikaları konusundaki en başarısız ülke olduğunu söyleyen Akşener, adli sicil kayıtlarına göre çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında, son 8 yılda yüzde 29 artış olduğunu, 2019’da 11 bin 446 çocuğun aile mahkemesi kararıyla 16 yaşında evlendirildiğini belirtti. Akşener, “Eğer ‘sek sek oynama yaşındaki kız çocuklarıyla evlenilebilir’ diyen sapıklar, her yerde kol geziyorsa, ortada büyük bir sorun var demektir” dedi. AKŞENER’DEN ERDOĞAN’A REFORM ELEŞTİRİSİ: Sende siyasi irade yok İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında hükümeti eleştirdi. Konuşmasına, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başlayan Akşener, “Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz” diyerek, öğretmenlerin son 18 yılı hiç unutmayacağını söyledi, öğretmenlerin sorunlarına dikkat çekti. Son 2 yılda yanlış borçlanma stratejisinin bütçeye maliyetinin 135 milyar lira olduğuna işaret eden Akşener, “Yani, Sayın Erdoğan’ın Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve damat inadı bize 135 milyar liraya mal oldu. Bir yandan iki lafın birinde faiz lobisinden şikâyet ediyorlar, diğer yandan faiz lobisine en çok parayı kendileri kazandırıyorlar. Nitekim, damat gidiyor, dolar düşüyor. Kayınpeder konuşuyor, dolar yine yükseliyor. Ne çektin be Türk milleti” dedi. Ekonomik durumun reformlar ile idare edilmeye çalışıldığını belirten Akşener, şunları kaydetti: “Sayın Erdoğan, ne sende bahsettiğin reformları yapacak siyasi irade var ne ekibinde bu reformları hayata geçirecek nitelik var. ‘Adalette reform’ dedin, ertesi gün ana muhalefet partisinin lideri tehdit edildiğinde sus pus oldunuz. Kendi koltuğunu kurtarmayı, bu millete reform diye pazarlamayı artık bırak Sayın Erdoğan.” l ANKARA/Cumhuriyet BULDAN’DAN ‘REFORM’ YORUMU: Suçlarını itiraf ettiler HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, iktidarın yarattığı krizi yönetemeyince “Artık reform zamanı geldi” demesinin işlediği suçların itirafı olduğunu dile getirdi. 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yalnızca kadınların katıldığı grup toplantısında konuşan Buldan, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığı her gün kadınların öldürüldüğünü ve baskı altına alındığını ifade etti. AKPMHP ittifakının Türkiye’yi ağır bir ekonomik krizin içerisine sürüklediğini söyleyen Buldan, “Yıllardır demokrasinin, hukukun, insan haklarının canına okuyup, hukukun cenazesinde sahte gözyaşı döken bu ikiyüzlü zihniyet kirli ve suçludur. Yarattıkları krizi yönetemeyince ‘Artık reform zamanı geldi’ demeleri işledikleri tüm suçların itirafıdır. Şimdi yargıyı tek sorumluymuş gibi göstermeye çalışıyorlar” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet ÖMER ÇELİK, ARINÇ’IN İSTİFASINI YORUMLADI ‘Görüşleri kabul edilemez’ AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı YİK Üyesi Bülent Arınç’ın istifa etmesine ilişkin, “MYK’miz Sayın Arınç’ın görüşlerinin kabul edilmediği kanaatine sahiptir. Bu açık şekilde ifade edildi” dedi. Çelik, AKP MYK toplantısının ardından şunları söyledi: CHP’li Çeviköz’e yanıt: ‘S400’leri iptal edeceğiz’ diyor. Bu kopyalayapıştır, tercüme ve ithal ikameci anlayıştır. Biden’a dönük demokrasi vurgusu sözleri siyasi bilinçten yoksun, ahlaki olarak kabul edilemeyecek sözler. Planlanan reformlar: Reform vatandaşların talepleri demektir. Birtakım başka anlamlar yükleyen olduğunu görüyorum. Bakanlıklarımızın çalışmaları var. Her biri olgunlaştığında Cumhurbaşkanımıza sunularak, tartışılıp son kararlar verilecektir. Disipline sevk edildi MYK, eski Diyarbakır milletvekili İhsan Arslan’ı oybirliği ile disiplin kuruluna sevk etti. Arslan, FETÖ’ye ilişkin “Askeri vesayet vardı, yılana sarıldık, işbirliği yaptık. 15 Temmuz’dan sonra panikledik. Onların yargıda kullandığı bütün taktikleri, biz kullanmaya başladık” demişti. l ANKARA/Cumhuriyet Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği’nden istifa ettiğini açıkladı. Arınç, yaptığı yazılı açıklamada, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavalı’nın tutukluluğuna ilişkin açıklamalarını anımsattı. Konuşmasının ana ekseninin yargıda yapılacak reform olduğunu ve hukukçu olarak görüşlerini açıkladığını söyleyen Arınç, “Tartışmalar öylesine yanlış yere götürüldü ki beni Yasin Börü’nün katilleriyle, 15 Temmuz şehitlerimizin katilleri FETÖ ile yan yana gösterme gafletine kadar gitti. Asla bu ithamları kabul etmiyorum ve reddediyorum. Dile getirdiklerim, YİK üyesi olmam hasebiyle farkı yönlere çekildi. Oysaki görüşlerimi YİK üyesi olarak değil eski TBMM Başkanı Bülent Arınç olarak açıkladığımı defalarca belirttim” dedi. “Şahsıma karşı içlerinde duydukları kin ve nefretlerin dışa vurumu olan seviyesiz hakaretleri sahiplerine iade ediyorum” diyen Arınç, Türkiye’nin yargı, ekonomi ve başka alanlarda reforma ihtiyaç duyduğunun aşikâr olduğunu vurguladı. Arınç, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki iradesini gördüm ve destekliyorum. Ancak konuşmamın şahıslar üzerinden farklı zeminlere kaydırılması sebebiyle reform çalışmalarını engelleyeceğine dair kaygılandığımdan YİK Üyeliği görevimden ayrılmanın daha uygun olacağına karar verdim. Memleketimizin huzura, refaha ve mutluluğa kavuşması için ne fedakârlık yapmamız gerekirse tereddüt etmeden yaparız” dedi. Arınç’ın istifasının ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Arınç’ın istifa talebini kabul ettiğini açıkladı. Telefonda görüştüler Edinilen bilgiye göre, Arınç ile Erdoğan telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Arınç’ın, isim kullandığı için yanlış yaptığını ifade ettiği belirtilirken, Erdoğan’ın “İstifa et” demediği iddia edildi. AKP’li Bülent Turan, Arınç’ın istifasını “En büyük hizmetin istifa haline gelmesi çok acı” sözleriyle değerlendirdi. l ANKARA/Cumhuriyet DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyorum. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yorum. Haber alma özgürlüğüm ç n C’ n yanındayım. GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İSTANBUL MİLLETVEKİLİ DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyorum. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yorum. Haber alma özgürlüğüm ç n C’ n yanındayım. RAFET AKALIN CUMHURİYET OKURU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle