16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
810 KASIM 2020 SALI HABER Gazeteci Yıldız, tutuklu yargılandığı davanın 155 gün sonra yapılan duruşmasında tahliye edildi Yıldız özgürlüğüne kavuştu Gazeteciler Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel’in “devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama” suçlamasıyla yargılandığı dava görüldü. Duruşmada, 5 aydır cezaevinde bulunan Yıldız hakkında tahliye kararı verildi. OdaTV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız, TELE 1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel ve bipolar bozukluk tedavisi gören Astsubay Erdal Baran hakkında “Devletin güvenliği veya yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçundan 6 yıl 3’er aydan 17 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle açılan davanın yargılaması Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Savunmasını yapan Astsubay Erdal Baran suçlamaları reddetti. Baran’ın ardından Müyesser Yıldız konuştu. “Kahve muhabbeti şeklindeki konuşmalar iddianameye konuluyor” diyen Yıldız, kendisinin kuvvet komutanları, genelkurmay başkanları ile görüştüğünü ve astsubay rütbesinde birinden bilgi almayacak kadar deneyimli olduğunu ifade etti. Yıldız, savunma yapmayacağını, SENA soruları yanıtlamayacağını belirterek YAŞAR tarihe not düştüğünü şöyle açıkladı: “Huzurunuza gelmeme sebep olan, bir iddianame değil, bir intikamnamedir. Bu intikamnameye savunma yapmayacağım. 9 yıl önce OdaTV kumpasında topluca tutuklandık ve yine bu ayda hâkim huzuruna çıktık. Orada, ‘Bize yapılanlar kanuni bile değil. Ben de hukukunuzu tanımıyorum. O yüzden savunma yapmayacağım’ dedim. Ne yazık ki bugün de aynı sözü tekrarlamak durumundayım. Baştan itibaren kanun, hukuk ve ahlâk tanımadan oynanan bu kirli oyunu, şimdi sizlerin huzurunda savunma yaparak, sanki hukuk varmış, adalet tecelli edecekmiş gibi sürdürmek ve legalleştirmek istemiyorum. Bu intikamnameyi önünüze geldiğinde layık olduğu yere, tarihin çöplüğüne göndermenizi dilerdim ama yapmadınız” dedi. ‘Birileri karar vermiş’ Davada, hedefin kendisi olduğunu bildiğini söyleyen Yıldız, “Doğrudan, ‘Seni alıp içeri atıyoruz’ dense daha insani ve mertçe olur, hukuk da böyle iğfal edilmezdi” dedi. Casusluk yaptığı iddia edilen Baran’ın fiziki takibe alınmamasını eleştiren Yıldız, “Hemen telefonu için dinleme kararı alınmış. Neden? Çünkü telefonun diğer ucunda beni bulacaklarından adları gibi eminlerdi. Çünkü birileri Müyesser’i yemeye karar vermiş” diye konuştu. OdaTV davasında, FETÖ firarisi dönemin savcısı Zekeriya Öz’ün kendisini önce terör örgütü yöneticiliğinden, daha sonra değiştirerek “terör örgütü üyeliğinden” yargıladığını belirten Yıldız, “Şimdi de ‘askeri casusluk’ suçlamasıyla evim acımasız bir şekilde basıldı, alındım. Üçüncü günün sonunda Savcı Bey’in huzuruna çıktığımda, daha ifadeye başlamadan suçun ne‘ÖNCE HUKUK DEVLETI OLMAK ZORUNDAYIZ’ Sincan Cezaevi’nden tahliye olan Müyesser Yıldız’ı ailesi, avukatları ve dostları cezaevinin kapısında karşıladı. İlk olarak eşi Naci Uğur ve oğlu İlim Uğur ile hasret gideren Yıldız, ardından tek tek herkesle kucaklaştı. Yıldız, “Bir avuç insan inanılmaz bir direnç gösterdi. Sessiz kalmadılar. Hepsine teşekkür ediyorum. Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan başta olmak üzere baronun bütün avukatlarına hiç yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyorum. Kemal Bey nezdinde tüm CHP’lilere ve bir meslektaşım olarak Utku Çakırözer’e teşekkür ediyorum. Sayın Akşener de yalnız bırakmadı. Temel Karamollaoğlu da bu haksızlığı dile getirdi. Keşke AKP’den birilerine de teşekkür edebilseydim. Onlar beni CHP’lilerden İYİ Partililerden daha iyi tanır. Burada sahip çıkılması gereken ben değildim. Hukuktu, basındı. Çünkü herkesin bir gün hukuka ve basına ihtiyacı olacak. Keşke onlardan birileri de ses çıkarsaydı. Önce hukuk devleti olmak zorundayız” diye konuştu. vinin değiştiğini söyledi. Resmi olarak aralıktan beri soruşturulmuşum, evim basılmış. Sonra gözaltındayken casus olmadığım anlaşılıyor ve suç değiştiriliyor” dedi. Yıldız, devamında ise şunları kaydetti: “Herkes gazeteciliğin ne olduğunu anlatmamı bekliyor. Hayır, yapmayacağım. Çünkü, birincisi, ülkemizde artık uzunca bir süredir başka bir cins gazetecilik var. İkincisi, bu intikamnamenin mantığından, vermek istediği mesajdan anlıyoruz ki sadece devletin açıkladığı yazılabilir, onun dışındakiler ‘casusluk, gizli bilgi, devlet sırrı’ sayılır. Yaklaşık 40 yıllık gazeteciyim. Bunun 10 yılında devlette görev yaptım. Önümden çok gizli bilgibelge geçti. Devletin güvenliğinin ne olduğunu ve ne olmadığını iyi bilirim. Devletin güvenliğini, düne kadar Fethullah Gülen’in önünde el pençe divan duranlardan, İmralı’daki teröristbaşıyla görüşen ve görüşmek için sıraya girenlerden, askere, polise silah bıraktırıp teröristlere resmi geçit yaptıranlardan, bir başka ülkeye hizmet için yemin etmiş olanları büyükelçi atayanlardan, Milli Mücadele’den beri düşmanın hedefinde olan Türk ordusunu bin bir kumpas ile tasfiye edenlerden öğrenecek değilim.” ‘Savcı Öz de sormuştu’ Yıldız’ın eski Emniyet Müdürü, avukat eşi Naci Uğur, polislerin evlerine geldiğinde kendisine ve oğluna ait eşyaların da arandığını vurgulayarak “Bizim evimizde dijital kalmadı. Bu el koymalar bile asıl hedefi gösteriyor. Müyesser’e, şehit haberlerini neden yaptığını sordunuz. Bu soruyu 9 yıl önce Müyesser hanım tutuklandığında firari savcı Zekeriya Öz de sormuştu” dedi. Baran’ın ailesinden tepki Verilen aranın ardından mahkeme başkanı, ara kararını açıkladı. Baran’ın sağlık durumuyla ilgili müzekkere cevaplarının beklenmesine, ihbarcının kimlik bilgileri yönünden Ankara TEM Şube’den müzekkere yazılmasına, “devletin gizli bilgilerinin temin edilmesi” suçunu işlediğine yönelik değerlendirme yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunulmasına, gazeteci Dükel hakkındaki adli kontrolün kaldırılması ve yurtdışı çıkış yasağının devamına, Yıldız’ın adli kontrolle tahliyesine ve Baran’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşma, 6 Ocak 2021’e ertelendi. Baran’ın ailesi karara tepki göstererek “Benim oğlumu kullandılar. Verdiğim oylar haram olsun” dedi. Sincan Cezaevi’nden tahliye olan Yıldız, “Bu sevineceğim bir şey değil. Berbat bir dosya. Normalde savunmadan sonra ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verip, dosyayı hazırlayanların hakkında suç duyurusunda bulunmaları lazım. Ama devam ettirmek istiyorlar. Yazık o gariban astsubay üstelik hasta. Hasta birini cezaevinde tutmanın devletin güvenliğine ne katkısı olacak merak ediyorum” dedi. Tahliyenin ardından Yıldız’ı arayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ama siz yazmaya devam edin, biz okumaya devam edelim. Mücadeleye beraber devam edelim” dediği öğrenildi. BARAN: SÜSLEYIP PÜSLEYIP ANLATIYORDUM Astsubay Baran da savunmasında kendisine atılı suçları kabul etmediğini belirterek “Konumum, görev yerim ve mesleğim icabı ‘gizli’ ibareli yazıları görme imkânım yok. Ben malzeme bakımonarımı gibi işler yaparım” dedi. Mahkeme Başkanı’nın Baran’a sorduğu “Madem açık kaynaktan alıyorsun, bu insanlar gazeteci, senden mi öğrenecekler” sorusuna ise Baran, “İnanır mısınız hâkimim olay olmuş, basına düşmüş. İsmail Dükel abimi arıyorum, bilgim yok diyor” yanıtını verdi. Baran “istihbarat raporu olarak” kendisine bilgi gelmediğini dile getirerek, “Abla şöyle bir bilgi var diye süsleyip püsleyip anlatıyordum” yanıtını verdi. Savunmasının sonunda, savcının Baran’a “Telefon kayıtlarında Milli Savunma Bakanı’ndan neden ‘Hulusi’ diye bahsettin” diye sorması dikkat çekti. İsmail Dükel ise savunmasında, “40 yıllık gazeteciyim. Dün akşam bu memlekette çok ciddi bi olay oldu, bir bakan istifa etti. Yazanlar da yazmayanlar da ortada. Bir gazetecinin neden yargılandığına buradan başlamak gerekiyor. Ben gazeteciyim, haber kaynaklarım olur. Bilgi almak ve kamuoyuyla paylaşmak zorundayım. Benden casus, vatan haini çıkmaz. Vatanperver, vatan evladı çıkar” dedi. Duruşmaya yoğun ilgi Duruşmaya, CHP milletvekilleri, Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan çok sayıda emekli asker, gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Yıldız’ın çok sayıda dostu katıldı. Gazeteci Oruç’a tahliye Aziz Oruç YARGITAY: Gizlice ses kaydı yapana tazminat yok Çalıştığı özel bir şirkette mesai arkadaşlarının, özel görüşme ve konuşmalarını, kendi cep telefonu ile gizlice kaydettiği öne sürülen işçi, işten çıkarıldı. Mahkemeye başvurarak ‘nedensiz işten çıkarıldığını’ iddia eden, kıdem ve ihbar tazminatıyla birlikte maddi alacaklarını isteyen, davası kısmen kabul edilen işçiye kötü haber Yargıtay’dan geldi. Temyizin ardından dosyayı inceleyen Yargıtay, emsal oluşturacak kararında; “Sonuç itibarıyla davalı işveren fesihte haklı olduğu için davacının kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır” dedi. l İHA Tutuklu gazeteci Aziz Oruç hakkında, yargılandığı davanın 3. duruşmasında tahliye kararı verildi. Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde 11 Aralık 2019’da gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak Patnos L Tipi Cezaevi’ne konulan gazeteci Aziz Oruç, ilk mahkemede tahliye edilen Muhammet İkram Müftüoğlu ve HDP Doğubayazıt İlçe Eşbaşkanı Abdullah Ekelek’in ‘örgüt üyeliği’nden yargılandığı davanın 3’üncü duruşması görüldü. Duruşmada söz alan Oruç, önceki beyanlarını tekrarlayarak, herhangi bir örgüt ile irtibatlı olmadığını söyledi. Oruç, salgın nedeniyle yaşamsal riskle karşı karşıya bırakıldığını belirterek, tahliye talebinde bulundu. Oruç’un tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı 16 Nisan 2021’e erteledi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle