27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 27 EKİM 2020 SALI HABER TİHV RAPORU: 24 KIŞIYE ‘CUMHURBAŞKANINA HAKARET’ GÖZALTISI Çay Millet İttifakı’ndan olmayana “illet ve zillet”... İktidara muhalif olana “terörist”... Hopa’daki olayları protesto edene, “O kadın, kız mıdır, kadın mıdır?” “Anamız ağladı” diyen çiftçiye, önce “Ananı da al, git!”, sonra “artistlik yapma!”... Barış çağrısı yapan akademisyenlere “aydın müsveddeleri”... Gezi Parkı’ndaki protestoculara “üç beş çapulcu”... Kurucu liderlere “iki ayyaş”... Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’na, “namus ve şeref fukarası”, “haysiyetsiz”, “müptezel”... Şimdiki ortağı Bahçeli’ye, “Aile nedir, çocuk nedir bilmez”, “namert”... Baykal’a, “Beline hâkim olamadı, gitti”... HDP’ye, “dinsiz, imansız ve ateist”... Doğan Medya Grubu’ndaki yazarlara, “Bunların ar damarı çatlamış”... Dış politika uzmanlarına, “monşer”... Ateistlere, “marjinal, inançsız, bu toprakların değerinden kopuk akımlar”... Toplumun farklı kesimlerine sonu gelmeyen bir hakaret silsilesi! HHH Bu hakaret silsilesi ile uyumlu olarak da... Adalet isteyene biber gazı... Özgürlük isteyene cop... Demokrasi isteyene gözdağı... Eşitlik isteyene tehdit... Hakkını savunana şiddet... Basın açıklaması yapmak isteyen sivil toplum kuruluşlarına abluka... Direnene hapis... Onur Yürüyüşü’nü kutlayanlara dayak... 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan kadınlara gözaltı... Salavat getirip tekbir çeken, İBDA örgütünün işaretini yaparak yürüyen sarıklı gruplara göz yumma... Yürüyüş düzenlemek isteyen Halk evleri üyelerine darp... ÖSO bayrağı açıp tekbir getiren Suriyeli cihatçılara izin... Devrimci gençlere şiddet... Hilafet için yürüyenlere serbestiyet... Muhalif kanallar Tele 1 ve Halk TV’ye kapatma cezası... Yayında açıkça şiddet çağrısı yapılan yandaş kanallara sadece program durdurma... 23 Nisan, 19 Mayıs ve 29 Ekim kutlamalarına korona bahanesiyle yasak... Cami açılışı ve AKP mitinglerine izin... HHH Dünkü olay da, 18 yıldır süren bu kinci ve dinci karşıdevrim kâbusuyla uyumludur. Malatya’da bir minibüsçü, AKP’li Cumhurbaşkanı’na “Evimize ekmek götüremiyoruz” demiş. “Bu laf bana biraz abartı geldi” diyerek karşılık veren Erdoğan, “Al, keyif çayı iç” diyerek çay fırlatmış. Hiç şaşırtıcı değil. Emin olun; pasta fırlatılabilse onu da fırlatırdı! Şaşırtıcı olan, çay paketinin yere düşmemesi... Ama gün gelecek, meşrulaştırılan sadaka kültürü reddedildiğinde, bu kâbus sona erecek. Kapitalizmin utanmazlığı, hak ettiği yanıtı alacak. O çay yere düşecek. Halk, bir gün gereken yanıtı sandıkta verecek! ‘500 Ermeni Türkiye’yi terk ediyor’ iddiası ZEHRA ÖZDİLEK Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmaların hız kazanmasıyla, sosyal medyadaki nefret söylemlerinden etkilenerek tedirgin olan yaklaşık 500 Ermenistan vatandaşının Türkiye’den ayrılacakları ileri sürüldü. Ermeni cemaatinden iş insanı Nurhan Çetinkaya Twitter adresinden, “Salı günü 500 kadar Ermenistanlı Ermeni, ülkemizi terk ediyor” paylaşımını yaptı. Cumhuriyet’e konuşan Çetinkaya, “Gidecek olanlar, 2025 yıl önce Türkiye’ye çalışmak için gelen Ermenistanlı Ermeniler. Son yaşanan süreçte korktular ve gitme kararı aldılar. Çoğunluğu Kumkapı’da yaşıyor. Kumkapı’nın şimdiki hali malum. Bayraklar, kornalar falan...” dedi. Bu sürecin de geçeceğini dile getiren Çetinkaya şöyle devam etti: “Ben hep barıştan yanayım. Ermenistan küçük bir devlet, bölgede bu kadar gaza gelmemesi lazım. Barış için ne gerekiyorsa her türlü fedakârlığı yapması yazım. Bir avuç toprağın kimseye faydası yok. Can bizim için daha önemli. Siyasilerin söylemleri daha sağduyu olmalı, iç politika ile dış politika birbirine karıştırılmamalı.” l İSTANBUL 1346 KIŞIYE IŞKENCELI GÖZALTI Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (THİV) bu yılın 8 ayına ilişkin ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri raporuna göre, “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla en az 24 kişi gözaltına alındı, 3 kişi tutuklandı. Raporda, 637 barıs¸c¸ıl toplantı ve go¨steriye kolluk gu¨c¸lerinin mu¨dahalesi sonucunda 1346 kis¸inin is¸kence ve digˆer ko¨tu¨ muamele niteligˆinde uygulamalara maruz kalarak go¨zaltına alındığı belirtildi. TİHV Dokümantasyon Merkezi tarafından hazırlanan, 1 Ocak – 31 Ağustos 2020 tarihleri arasında “İfade, Toplanma ve Örgütlenme Özgürlükleri İhlal Raporu” yayımlandı. “Türkiye’nin mevcut koşullarında giderek ağırlaşan insan hakları sorunumuzun aynı zamanda bir demokrasi sorunu olduğunu gösteriyor” notu düşülen raporda 2020 yılının ilk 8 ayına ilişkin ihlaller şöyle sıralandı: n 38 gazeteci ve 1 yazar gözaltına alındı. 17 gazeteci tutuklanırken 9 gazeteci adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. n 53 habere, 75 internet sitesine, 2 internet sayfasına ve 5 sosyal medya hesabına, 59 internet içeriğine ve 143 internet adresine erişim, mahkeme kararlarıyla engellendi. Basılmamış olan bir kitap mahkeme kararıyla yasaklandı. n “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla en az 24 kişi gözaltına alındı, 3 kişi tutuklandı, 1 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. 1 kişi 5 ay hapis cezası ile cezalandırıldı. nEn az 637 barıs¸c¸ıl toplantı ve go¨steriye kolluk gu¨c¸lerinin mu¨dahalesi sonucunda 1346 kis¸i is¸kence ve digˆer ko¨tu¨ muamele niteligˆinde uygulamalara maruz kalarak go¨zaltına alındı, 54 kis¸i yaralandı ve 1’i c¸ocuk olmak u¨zere 9 kis¸i de tutuklandı. n Belediye bas¸kanı, belediye meclisi u¨yesi ve muhtarlardan olus¸an yerel yo¨netimlere sec¸ilmis¸ 79 kis¸i go¨zaltına alındı, 16’sı tutuklandı. 14 belediye başkanının yerine kayyım atandı. n Haklarındaki kesinles¸mis¸ mahkeme kararlarına dayanarak vekillikleri du¨s¸u¨ru¨len 3 milletvekili tutuklandı. l Haber Merkezi Hastane bahçesinde polise taşlı saldırı Ankara Keçiören’de intihar girişiminde bulunan ve ağır yaralanan genç, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastaneye gelen yakınları, kendileriyle yeterince ilgilenilmediği gerekçesiyle hastane bahçesinde sağlık görevlileri ve polisle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine taşla polislere saldıran zanlılar bazı polis araçlarını tahrip etti. 20 kişi gözaltına alındı, 3 polis hafif yaralandı. l ANKARA / Cumhuriyet İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU’NUN UĞRAŞTIĞI AILEDE SON DURUM: Tedaviyi yarım bırakan baba yaşamını yitirdi SENA YAŞAR İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya eleştirel paylaşımlarda bulunduğu için hakkında ev hapsi kararı verilen ve polis kardeşi Ardahan’a sürülen Erdal Yılmaz’ın, Ege Üniversitesi Hastanesi’nde kanser tedavisi gören babası, bakacak kimsesi olmadığı için tedaviyi yarım bırakarak köyüne döndü. Baba Hüdayim Yılmaz, dün yaşamını yitirdi. Cumhuriyet, sosyal medyada “Maske” adlı hesabın kullanıcısı olan Erdal Yılmaz hakkında, hesabından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Samanyolu TV’de konuşmalarını alıntılayarak eleştiren tweet’ler attığı için “hakaretten” soruşturma açıldığını, Yılmaz’ın evinin, kapısı kırılarak PÖH ekiplerince “silahlı terör örgütüne üye olmaktan” gece saatlerinde basıldığını gündeme getirmişti. Yurtdışı çıkış yasağıyla serbest bırakılan Yılmaz, tweet atmaSüleyman Soylu ya devam ettiği iddia edilerek bir ay içinde yeniden gözaltına alınmış, Yılmaz’a bu kez de elektronik kelepçe takılarak ev hapsi verilmişti. Yılmaz, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, İzmir’deki görevinden alınan polis kardeşinin prostat kanseri olan babasına baktığını, annesinin gözü kornea nakilli olduğu için görme kaybı olduğunu ve ikisinin de kendine tek başına bakamayacak durumda olduğunu belirtmişti. Tedavi gören 79 yaşındaki baba Hüdayim Yılmaz, polis oğlu Ardahan’a sürüldükten sonra, bakacak kimse olmadığı için kendi rızasıyla tedaviyi yarım bırakarak İzmir’in Şehitler köyüne, eşinin yanına döndü. ‘İki evladını göremeden’ Durumu evde giderek kötüleşen Hüdayim Yılmaz’ın geçen hafta içinde bilinci yarı açık hale geldi ve yemek yiyememeye başladı. Baba Yılmaz, dün sabah 06.00 sularında yaşamını yitirdi. Anne ve baba Yılmaz’ın yanlarında kimse olamadığı için ölüm bilgisini, köydeki bir komşuları 112’ye bildirdi. Erdal Yılmaz, babasının ardından, “Kardeşim gidince, ‘Annen yalnız, ona bakacak kimse yok’ diyerek köye dönmüştü. Babam öldü, iki evladını göremeden, yapayalnız göçtü, gitti” dedi. Ev hapsindeki Yılmaz, cenaze işlemleri için savcılıktan izin bekliyor. l ANKARA Her yıl yüzlerce iş cinayeti olurken müfettişler için ilginç öneri: ‘Evden denetim’ yapılsın İş kazalarında Avrupa’da ilk, dünyada ise üçüncü sırada yer alan Türkiye’de her yıl yüzlerce işçi önlenebilir kazalarda can verirken müfettişlerin “evden çalışma sistemine” geçirilmek istenmesi tartışma yarattı. CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, bir süredir uygulanan “uzaktan denetimin” şimdi de “evden denetime” dönüştürülmesiyle büyük iş kazalarına davetiye çıkarıldığını vurguladı. Salgın gerekçesiyle CHP’li Demirtaş, verdiği soru önergesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından Ankara Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığı’na gönderilen yazıya dikkat çekti. Bakanlığın Söğütözü binasının taşınması işlemleri kapsamında gönderilen yazıda, “Bakanlık makamı talebi doğrultusunda başkanlığımızca yürütülen taşınma çalışmaları kapsamında hazırlanan projelerde, Ankara Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığı’nın evden çalışma (home office) sistemine geçeceğinin öngörüldüğü” belirtildi. Demirtaş, Türkiye’de her yıl ortalama 275 bin iş kazası yaşandığını, bu kazalar sonucu 1800 işçinin yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Son 4 yılda iş kazası sonucu yaralanıp geçici iş göremezlik ödemesi alan işçi sayısının ortalama 75 bin kişi olduğuna işaret eden Demirtaş, son yıllardaki uygulamalarla zaten Rehberlik ve Teftiş Kurulu’nu işlevsizleştirildiğini kaydetti. Demirtaş, bakanlığın salgını gerekçe göstererek iş müfettişlerini evlerine gönderdiğine dikkat çekti. l ANKARA / Cumhuriyet ÖLÜME DAVETİYE Demirtaş, müfettişlerden odalarını boşaltmaları istenilen Ankara Grup Başkanlığı’nın yaklaşık 380 iş müfettişiyle toplam 47 kentte denetim ve teftiş yaptığını anımsatarak “Covid19 tedbirleri açısından daha sıkı bir denetim gerekirken Ankara Grup Başkanlığı’na bağlı iş müfettişlerinin odalarının boşaltılarak, evlerine gönderilmeye çalışılmasıyla, önümüzdeki dönemde 47 ildeki işyerlerinin denetim ve teftişlerinin fiilen yapılmayacağı anlaşılmaktadır. Çünkü iş müfettişlerinin işyerlerini, evden denetlemesi ve teftiş etmesi fiilen mümkün değil” dedi. Erkek Berberoğlu AYM’ye ikinci kez başvuru Parlamento üyeliği düşürülen ve Anayasa Mahkemesi’nin hakkında verdiği “hak ihlali” kararı yerel mahkemeler tarafından uygulanmayan Enis Berberoğlu, avukatları aracılığıyla ikinci kez AYM’ye başvurdu. CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, “İvedilikle yargı ve TBMM Başkanlığı bu krizi ortadan kaldırmak zorunda” diye konuştu. Berberoğlu’nun avukatı Murat Ergün ise “Her iki mahkeme de ‘hangimiz daha çok hukuka aykırı karar verebiliriz’ noktasında yarıştılar ve ipi birlikte göğüslediler. AYM kararının tanınmaması yolu Türkiye’yi kabile devletine götürür” ifadelerini kullandı. ‘Anayasa askıda’ Erkek, “Bugün yaşadığımız sorun, tüm Türkiye’nin sorunu. AYM kararı mutlaka uygulanmak zorunda. Aksi anayasayı askıya almaktır. Bugün maalesef anayasa askıda. AYM kararı uygulanmayarak devletin sigortasını attırdılar. Hepimizin, 83 milyonun, vatandaşların tüm hak ve özgürlükleri anayasada güvence altına alınmıştır. AYM kararlarını uygulamazsanız, vatandaşları güvencesiz bırakırsınız. Konu, devlet, anayasa ve hukuk devleti krizine dönüştü” dedi. AİHM’ye gider mi? Hukuk devletlerinde milleti ve devleti bir arada tutan harcın anayasa olduğunu söyleyen avukat Ergün de “Yerel mahkemeler tarafından verilen kararlar, bu harca konulan dinamitlerdir. Türkiye’de kimsenin AYM’nin meşruiyetini sorgulamaya, sorgulatmaya hakkı yoktur” diye konuştu. Ergün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilir mi sorusuna ise “Bunu düşünmek bile istemiyoruz” yanıtını verdi. l ANKARA / Cumhuriyet MÜYESSER YILDIZ’A ZİYARET: Duruşmadan kaçırılmak isteniyor CHPmilletvekilleri Bülent Tezcan ve Süleyman Bülbül, yaklaşık 5 aydır tutuklu bulunan OdaTV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ı ziyaret etti. Tezcan, Yıldız’ın 9 Kasım’da yapılacak duruşmada, savunmasının SEGBİS yöntemiyle alınmak istendiğine dikkat çekerek “Ceza yargılaması hukukunda yüz yüzelik esastır. Mahkeme de cezaevi de Ankara’da. Buna rağmen duruşma Müyesser Yıldız’dan kaçırılıyor. Bu, savunma hakkının ihlalidir” dedi. Yıldız’ın hayatını didik didik ettiklerini ancak bir şey bulamadıklarını belirten Tezcan, “MASAK’a bile sormuşlar. Bank Asya’da parası var mı diye araştırmışlar. Bank Asya yöneticilerini bir bir yükseltenler, buradan Yıldız’ı suçlama arayışına girmiş. Tabii ki hiçbir şey bulamamışlar. Bulamamaları doğal, çünkü Müyesser Yıldız kendi deyimiyle yıllarca ‘Servet değil, okur biriktirmiş’” diye konuştu. Bülbül ise bugün 74 gazeteci ve medya çalışanının cezaevinde olduğunu belirterek “Müyesser Yıldız’ın içinde bulunduğu hukuksuz tutukluluk hali neredeyse 5 aydır devam ediyor. Yaşadığı bu ihlaller zinciri 9 Kasım’daki duruşmada artık son bulmalı” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle