18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 22 EKİM 2020 PERŞEMBE HABER/YORUM Unutulmaz kalem Bekir Coşkun’u kaybetmenin acısını yalnız ailesi veya arkadaşları değil, yalnız yıllardır her sabah onunla uyanan sadık okurları değil, aynı zamanda nezaketle ve hicivle, kimi zaman da keskin bir şekilde eleştirdiği siyasi kesim de yüreğinde hissetti. Çünkü onlar da çoğu zaman gizli gizli, sözde eleştirmek için dayanamadan her sabah okuyorlardı kendisini. Bazen kıskanarak, bazen imrenerek, bazen kızarak ama için için hep hayran kalarak! Bekir Coşkun, doğruları gizlemeden şeytanın bile aklına gelmeyecek noktaları birbirine bağlayan, bunu en zarif üslupla yapan büyük bir ustaydı. İşte, “dokuz köyden kovulma ve 10. köyü arama” böyle bir yaşamda şekillendi. Hayatımızı karıştıran bitmez çelişkilerin ülkesi Geçen iki hafta, Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu kararının, bir alt mahkeme tarafından reddedilmesini ve artçı şoklarını tartıştık. Anayasa Mahkemesi’nin otoritesi altında yer alan herhangi bir mahkemenin, kabul edilemez bir tavırla Anayasa Mahkemesi’nden kırmızı kart gören bir kararı yasadışı bir şekilde uygulamaya ısrar edebilmesi, doğal olarak demokratik çevrelerde büyük bir tepki gördü. Peki, şayet Anayasa Mahkemesi muhalefetin aleyhine bir karar verseydi ve yerel mahkeme bu kararı uygulamayı reddetseydi... O zaman Saray ne derdi, AKP ne derdi? “Kimin haddine bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi’nin kararını reddetmesi” diye esip gürlemez miydi? Ya da muhalefet partileri çok önem verdikleri bir konuda Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etmiş olsalardı ve Anayasa Mahkemesi diğer alt mahkemenin aldığı kararı, beklentilerin aksine onaylasaydı, o zaman muhalefetin cümleleri Anayasa Mahkemesi hakkında hangi kelimelerle şekillenecekti? Hukuk devletinin sorunlarını bir kenara koyalım, en basitinden futbola dönelim. Her hafta birçok pozisyonda hakemler VAR’a gidiyorlar, kimi takımlar alınan kararse edilir tartışma götürür bir olgu. Çünkü bu ülkede yargı bağımsızlığı olmadığına dair bir ortak inanç var. Üstelik maalesef bu ağır endişeler yıllardır üst üste biriken somut veriler üzerinden çok net şekillenmiş. Dolayısıyla başka bir kıyaslama daha deneyelim. “Anayasa Bekir Coşkun, anayasa, penaltılar, Mahkemesi’nin üzerinde ağır siyasi baskı var” veya “Türkiye, tek adam rejimi tarafından yönetiliyor” veya “Türkiye’de ve parlamentoda demokratik bir yöneKışlalı ve 10. köy... tim yok, halkın iradesi yansımıyor” diyen bir ana muhalefet partisi, kendi parti içi hukukunu oblara kızıyorlar kimileri seviniyorlar. Gerek yöjektif, tarafsız ve adil yürütebilineticiler gerek hocalar, karar aleyhlerine yor mu? Bu partinin içerisinde bir başalındıysa veryansın ediyorlar, karar lehle ka tek adam yönetimi var mı? Bu partirine alındıysa durumu sorun etmiyorlar. nin demokrasi ve ifade özgürlüğü ilişkisi Aynen taraftarlar gibi maşallah! nasıl? İktidardan şikâyet ederken, kendiMesela bu hafta Fenerbahçeli Serdar si de üyelerine saçma yasaklar getirmeAziz, rakibinin önünü ceza sahasında kaya ye kalkışıyor mu? Disiplin çarkı, mantıkrak kesti. Bu hareketi yaparken rakibinden lı, adil ve herkese eşit davranan kriteryarım metre uzaktaydı. Hiçbir mantık buna lere bağlı mı? Adaylar kişi veya bir politpenaltı çalamazdı. Ama çalındı ve üstelik büro mantığı ile işleyen bir grup tarafınVAR’a gidip bir kontrol bile yapılmadı! Tüm dan belirleniyor mu? Dolayısıyla örgütün, standartlar altüst! Şimdi mühim olan şu: Ay seçmenlerin, halkın iradesi adaylara, sinı pozisyonda, bir başka defans oyuncu yasetin sol kanadına yansımıyor mu? su, benim takımımın forvetine doğru ay Burada sorduğumuz soruların yanıtlarının nı şekilde müdahale etse, ben kalkıp bu aslında sorgulanamaz şekilde objektif kritersefer “nerede bizim penaltı?” diye tersi lere bağlı, çelişkisiz, mantığın, hukukun, kane yaygara koparacak mıyım? idelerin yönlendirdiği ideal yanıtları olmasını Bu çelişkilere, Ahmet Taner isteriz. Ama ne siyasette ne futbolda ne de ana muhalefet partisinde işler böyle yürüyor. Kışlalı neler derdi? Dün, ölüm yıldönümünde andığımız Ahmet Taner Kışlalı, her fırsatta Ankara’da görüştüğüm bir can dostumdu. Haftada birkaç kere, en azından telefonda dertleşir, Türkiye’nin çelişki yumaklarını çözmeSiz tutulmayan sözleri, uyulmayan kuralları, basında veya siyasette dillendirdiğiniz zaman, sizi “o köyde tutmak istemeyenler” çeşitli faaliyetlere girişiyorlar... İşte bunu içinden bilen insanların başında gelirdi Kışlalı ve Coşkun... ye çalışırdık. Uzun lafın kısası, insanlarımız kolay kolay objektif olamıyorlar, aynı konuBekir Coşkun tavrını örnek almak larda sürekli farklı tepkiler veriyorlar. Çifte Emin olun doğruyu söylüyorum. Futbolstandart bizlerin “olmazsa olmazı” olmuş! da, gerektiği zaman Fenerbahçe taraftarAslında Anayasa Mahkemesi ve hakem larını veya program arkadaşlarımı üzme kararları, VAR kararları ne kadar mukaye pahasına Fenerbahçe’ye haksız bir penaltı verildiyse veya attığımız bir golün kusuru varsa da dile getiriyorum. Bunu yaptığım için aleyhimize yapılan haksızlıkları dile getirirken de herhangi bir “çifte standart” endişem olmuyor. Aynı şekilde AKP’ye ve Erdoğan’ın yaptığı antidemokratik tavırlara verdiğim tepkileri, CHP içinde de veriyorum. Sağa, faşistlere veya siyasal İslama getirdiğim eleştirileri, kimi zaman sosyal demokratlara, kimi zaman sosyalistlere, kimi zaman CHP’ye ve tabii “yetmez ama evet”çilere de getiriyorum. Bu yüzden yıllardır Bekir Coşkun’un da yürüdüğü yolda, kötü kişi olmayı da dokuz köyden kovulmayı da göze almışlardan biriyim. Bu cümlem, bizi tekrar o silinmez izleri bırakan büyük insana, köşe şairine, kelime ustasına getiriyor. Bu gerekçelerle “dokuzuncu köy” ve “10. köy” dediğimizde doğrudan aklımıza gelen ilk isim hep o kalacak... Yani susmayı reddetmek, çıkar ilişkilerine bakmadan! Hayvanların, denizlerin, dalgaların yakın dostu Bekir Coşkun, yalnız bizlerin, sizlerin, demokrasinin, özgürlüklerin, halkın, güçsüzlerin, ezilmişlerin, fakirlerin, kadere mağlup olmuşların değil, evreni paylaştığımız sevgili hayvanların da en samimi dostuydu. En sevdiği köpeğinin adını Türkiye’ye ezberletmeyi başardı. Pako, sanki bizlerin de dostu oldu. Yalnız hayvanları, hayvan haklarını savunmadı, doğayı, hâkimi olduğu denizleri ve arkadaşlıklarını sonsuz sevdi. Seçmesi gerekse, belki çevresinden insanların değil, canlıların en güçsüzlerinin, en sessizlerinin, dilsizlerinin yoldaşı ve sözcüsü olmayı seçerdi. Allah’tan hem hayvanları hem insanları savundu. Dokuz köyden kovulmuş olabilir ama şimdi ülkenin her köyünde, her yöresinde hatırlanacak, adına sokaklar, kütüphaneler açılacak... Bu dünyadan örnek bir insan, bir Bekir Coşkun geçti. O da artık Kışlalı gibi ölümsüzler arasında yerini aldı. DEDEF’TEN AÇIKLAMA: ‘Munzur özgürdür özgür akacak’ KAYHAN AYHAN Tunceli’nin Ovacık ilçesinde bulunan ve Alevilerin kutsal mekânlarından olan Munzur Gözeleri’nde başlayan peyzaj projesinin kültürlerinin yok edilmesinin bir inşası olduğuna dikkat çeken Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) üyeleri, “Munzur özgürdür, özgür akacak” dedi. DEDEF, dün Munzur Gözeleri Rekreasyon Projesi’ne karşı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Salona, “Açılan soruşturmalar geri çekilsin, para cezaları iptal edilsin”, “Peyzaj düzenlemesi altında Munzur gözelerinin tahrip edilmesine hayır” pankartları asıldı. DEDEF Genel Sekreteri Hasan Şen, uzun yıllardır mücadele ettiklerini belirterek “Biz aslında bu ülkenin genelinde yaşanan tahribatların bir fiilini kendi coğrafyamızdaki yansımasından görüyoruz. Buna dair verdiğimiz mücadeleler sonucunda birçok yöneticimiz tutuklandı, gözaltına alındı, para cezaları kesildi. Fakat biz coğrafyamıza bu projeyi sokmayacağız” dedi. ‘Yıkım projelerine karşıyız’ Ortak basın metnini okuyan DEDEF Yöneticisi Yusuf Ziya Demirçivi, “Yapılmaya çalışılan bu proje yaşam alanlarımıza yönelik bir yıkım projesidir. Bu tahribata karşı, Dersim halkı tepki göstermiş ve değişik tarihlerde basın açıklaması yaparak, cem tutarak ve insan zinciri oluşturarak tepkisini dile getirmiştir. Bu tepkilerin ardından karşı çıkanlara soruşturmalar açılmış ve yüksek oranda para cezaları kesilmiştir. Dersimlilerin toprağına, suyuna, ormanına, kültürüne ve inancına sahip çıkma iradesi engelleniyor. Fakat Munzur özgürdür, özgür akacak. Bizler Dersim halkı olarak yaşam alanlarımıza yönelik her türden yıkım projelerine karşı çıkacağız” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Bekir Coşkun memleketinde toprağa verildi Türk basınının önemli isimlerinden ve bir dönem gazetemizde de yazılar kaleme alan Bekir Coşkun, memleketi Şanlıurfa’da toprağa verildi. Coşkun’un cenazesi, Ankara’da önceki gün düzenlenen törenin ardından memleketi Şanlıurfa’ya getirildi. Merkez Karaköprü ilçesi Tülmen Mahallesi’ndeki meydanda Coşkun için cenaze namazı kılındı. Cenaze namazında Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, CHP İl Başkanı Hayrettin Cidir ile Bekir Coşkun’un mesai arkadaşları ve meslektaşları saf tuttu. Namazın ardından Coşkun’un cenazesi, mahalle mezarlığında toprağa verildi. Bekir Coşkun’un eşi Andree, çocukları Tolga ve Ebru ile kardeşi Haluk Coşkun da taziyeleri kabul etti. Uzun süredir kanser tedavisi gören 75 yaşındaki Bekir Coşkun, 18 Ekim’de akşam saatlerinde solunum durması nedeniyle getirildiği Ankara Şehir Hastanesi’nde yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı. l AA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ El falı. 2/ Şaşkınlık verecek kadar çirkin olan şey... Tarımda kullanılan azotlu gübre. 3/ Boğa güreşçisi. 4/ Nazilerin politikasında Germen ırkından olan kimselere yakıştırılan ad... Japon kökenli bir köpek cinsi. 5/ Emile Zola’nın bir romanı... Mısır’ın plaka imi. 6/ Tuzağa düşürülen şey... Boya ya da badana yapmakta kullanılan silindir biçimli fırça. 7/ Trabzon yöresine özgü, altın ya da gümüş tellerin elle örülmesiyle yapılan kuyumculuk işine verilen ad. 8/ Divan edebiyatında, içki ve içki âleminin övülerek anlatıldığı manzum yapıtların genel adı. 9/ Yoz beğeni, zevksizlik... Teniste kullanılan spor aracı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Orta Asya’da yaşayan bazı Türk boyları arasında yaygın bir fal türü. 2/ Kira... Bir yetimin ya da akılca zayıf birinin malını yöneten kimse. 3/ 1 2 3 4 5 6 78 9 1 23 4 5 6789 1 MÜS E K K İ N 1 2 ÜN İ T E REN 3 C RAPSOD İ 2 4 RET ÇANAK 3 5 İ MAME İ MA 6 MAKA L E E T 4 7 N İ K ŞATO 5 8 NE AF İ S R 6 9 O T OMA T İ K 7 Aralıksız yinelenen ve artık dü 8 şünmeksizin yapılan eylemlerin tümü.. Kükürtle demir bileşimle 9 rinden biri. 4/ En küçük izci kuruluşu... Karadeniz’in kuzeyindeki iç deniz. 5/ Arıların kovandaki yarıkları kapatmak için salgıladığı siyah ve koyu sıvı... Sazın en ince ses veren teli. 6/ Yumurta biçimli ve sekiz delikli bir tür flüt. 7/ Seçiciler kurulu... Kafiye. 8/ İran’ın plaka imi... Bir tür tuzsuz ve yumuşak peynir. 9/ Yunan mitolojisinde, güzel sanatların dokuz perisinden biri... Bir gıda maddesi. 22 EKİM 2020 SAYI: 34711 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 05:52 Ankara 05:36 İzmir 05:59 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:16 12:54 15:51 07:00 12:38 15:37 07:20 13:01 16:02 Akşam Yatsı 18:21 19:40 18:07 19:25 18:31 19:48 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] [email protected] Türkiye’nin ‘aydın’ sorunu Karşıdevrimin doruğu olarak AKP iktidarı yıllarında Türkiye’nin sadece rejimi değil, kültürü de değişti. Ciddi bir aydın erozyonu yaşıyoruz. 12 Eylül yönetimine “Aydınlar Dilekçesi” ile direnen aydınların yerini, bu dönemde 12 Eylül’ün mirasçıları olan AKP ve FETÖ’ye ideolojik gladyatörlük yapan aydınlar aldı maalesef... 300 ‘aydın’ “300 aydın” olarak 13 Ağustos 2008’de bir bildiri imzalamışlardı. AKP ile FETÖ’nün Türk ordusuna ve Atatürkçü aydınlarına kumpas kurduğu şartlarda, “Ergenekon karartılmasın, daha da derinleştirilsin” diyerek FETÖ bildirisine isimlerini yazmışlardı! “Alt tarafı bir imza” diyerek küçümsenemeyecek bir iş yaptılar. Bildiride yer alan “Ergenekon iddianamesi özünde çok önemli suç iddiaları ve belgeleri içermektedir”, “Ergenekon iddianamesi ahtapotun kollarından birini yakalamıştır” gibi ifadeler, toplumu Türk ordusuna yapılacak kapsamlı bir operasyona hazırlamak, siyasal iklimi kumpas kurmaya normalleştirmek içindi... Dolayısıyla o gün bu “aydınların” imzalarıyla yaptığı iş, Gülen’e hizmet bakımından, cemaatin sıradan bir müridinin yaptığı işlerden çok daha değerliydi. Öyle olduğu için de isimleri her gün gazetelerde, ekranlarda “derin devletle mücadele eden kahramanlar” olarak propaganda edildiler. Ve uzunca bir süre “özgürlük savaşçısı” olarak rant yediler. Yetmez ama evetçiler İki yıl sonra 2010 yılında, AKP ve FETÖ bu kez yargıyı ele geçirebilmek için anayasa değişikliğine gitti. Rejimin değişimi bakımından öyle kritik bir referandumdu ki Fethullah Gülen “mezardakilerin bile kalkıp oy vermesini” istiyordu! Mezardakilere sahte evrakla oy kullandırdılar mı bilinmez ama bir kısım “aydın” bu FETÖ hamlesine de destek verdi. AKP ve FETÖ’nün yargıyı ele geçirebilmesi için “yetmez ama evet” diyerek bir bildiri daha imzaladılar. Kamuoyunu referandumda evet demeye teşvik ettiler. Sonuçta yüzde 58 evet ile AKPFETÖ ittifakı yargıyı 12 Eylül 2010’da ele geçirmiş oldu. Bugün FETÖ’den boşaltılan yerlere başka tarikatların, cemaatlerin yerleştirilmesi sorunu, işte o referanduma kadar uzanmaktadır. AKPFETÖ’nün ideolojik gladyatörleri “Aydınların” bazıları da FETÖ’ye “taraf” gazetelere yönetici ve yazar yapılarak kullanıldı. Yalanları manşet yaparak, tezgâhları köşelerden propaganda ederek FETÖ’ye hizmet ettiler. Bir kısım “aydın” da FETÖ’nün vakıf ve derneklerinin etkinliklerinde boy gösterdi: Abant Platformu’nun Abant’taki, Erbil’deki, Washington’daki, Paris’teki toplantılarına katıldı. Cemaatin derneklerinin düzenlediği etkinliklerde poz verdi. Cemaatin Türkçe Olimpiyatları’nda, ödül törenlerinde onlar vardı... Kısacası akademisyen, hukukçu, sanatçı ve gazeteci kimlikleriyle bir grup “aydın”, öyle ya da böyle, şu ya da bu ağırlıkta, bir dönem AKPFETÖ ortaklığına hizmet ettiler, “ideolojik gladyatörlük” yaptılar! İçlerinden çok azı, “hata yaptık” diyerek kamuoyundan özür diledi. O aydınları erdemli tavırları nedeniyle kutluyorum. Neoliberal kurnazlık FETÖ kumpaslarıyla yıllarca Silivri’de yatan kıdemli gazeteci Hikmet Çiçek, FETÖ’nün “Solcuları” isimli bir kitap (Kırmızı Kedi Yayınevi) yazdı. Kitapta 20 “aydının” portresi inceleniyor. Bu isimlerin solculuktan dönüşerek en sonunda Gülen cemaatine hizmet eder noktasına nasıl geldikleri ele alınıyor. Kitapta bu portrelerin dışında, bir de “tarihi vesika” olması nedeniyle, yukarıda özetlediğimiz işleri yapan aydınların da dahil olduğu bir isim listesi var: Abant Platformu’nun etkinliklerine katılanlardan “Ergenekon karartılmasın” diyerek imza verenlere, Türkçe Olimpiyatları’na katılanlardan “yetmez ama evet” diyerek FETÖ’nün yargıyı ele geçirme operasyonuna destek verenlere uzanan alfabetik bir tam liste... Hikmet Çiçek, bu listede yer alan isimleri, üstelik onları hukuken de koruyabilmek için, “Abant Müdavimleri” gibi sembolik bir kavram altında toplamış. Bunun sembolik bir isimlendirme olduğunu anlayamamak ancak çok özel çabayla mümkün olur! Ama oldu! Bazı “neoliberal aydınlar”, “Ben Abant’a hiç gitmedim ki” pişkinliği ile o listeye itiraz edip yeni bir “48’ler bildirisi” imzaladılar! Pes doğrusu! FETÖ’nün “Ergenekon karartılmasın” bildirisine imza atmışsın, FETÖ’nün yargıyı ele geçirme operasyonuna omuz vermişsin, aslında “FETÖ’ye hizmet edenler” gibi ağır bir başlığın altında listelenmeyi hak etmişsin, ama Hikmet Çiçek seni “oluşmasına omuz verdiğin” hukuktan koruyabilmek adına ismini “Abant Müdavimliği” gibi sembolik bir kavramın altına yazmış; sen ise kurnazca “Abant’a gitmedim ki” diyerek attığın imzayı gizlemeye çalışıyorsun!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle