18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 16 EKİM 2020 CUMA 290/1 2 0 310/2 0 0 210/0 0 270/150 290/1 1 0 260/7 0 210/40 280/120 290/160 300/140 270/130 280/170 120/8 0 270/210 130/7 0 70/5 0 140/60 160/30 120/40 170/1 0 0 220/110 230/1 5 0 TARİHTE BUGÜN 1793: Fransa Kraliçesi Marie Antoinette, giyotinle idam edildi. 1924: Topkapı Sarayı müze olarak ziyarete açıldı. 1940: Varşova gettosu Nazi SS birlikleri tarafından kuruldu. 1981: Isparta Cezaevi’nden izinli çıkan Yılmaz Güney’in yurtdışına kaçtığı anlaşıldı. Sözleşmeli sağlık personelinin özlük hakları yok, aile hekimleri de güvence istiyor ‘Hastalanmak yasak’ CHPGenel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi; pandemi sürecinde memur olmayan ve sözleşmeli olarak çalışan sağlık personelinin de risk altında olduğunu; iktidarın bu personel için kadro, tazminat, ücretsiz izin vermesi gerektiğini belirterek Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı göreve çağırdı. İlgezdi şunları söyledi: “Aynı işi yaptıkları kamu görevlisi aile sağlığı çalışanlarında bulunan haklar, kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına verilmiyor. Bu iş barışını bozan düzenleme, bir an önce son bulmalıdır. Kamu çalışanı aile sağlığı çalışanları eş durumu tayin hakkı ile eşinin yanına gidebilirken, kamu dışı çalışanlar işten çıkarılmaktadır. Hastalanıp 180 gün heyet raporu alan çalışanın sözleşmesi fesih edilmektedir. Yani hastalanmaları bile yasak. İşçi olarak özel sektörde çalışsalar işten çıkarıldıklarında tazminat alırlar ancak aile sağlığı çalışanları, İş Kanunu’nun öngördüğü tazminat hakları olmadan görev yapıyor. Buna son vermek iktidarın elinde.” l ANKARA / Cumhuriyet ‘BARİ GÖZÜMÜZ ARKADA KALMASIN’ Son iki günde 5 sağlık çalışanı Covid19’dan yaşamını yitirdi. Salgınla mücadelede her türlü fedakârlığı yapan sağlık çalışanlarının; yoksunluk, tükenmişlik, sağlıkta şiddet ve bulaş kaynaklı kaygılarına, arkalarında kalan aileleri için gelecek kaygısı da eşlik ediyor. Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Başkanı Dr. Gürsel Özer, “Pandemi mücadelesi, sağlık çalışanları olarak bizlerin görevidir, ancak yapılacak düzenlemelerle iş güvencemiz olsun istiyoruz” çağrısı yaptı. Özer, aile hekimliği uygulamasında iş güvencesi olmadığına değinerek sebebi ne olursa olsun 180 gün aktif çalışılmadığı zaman, uzun süreli tedavi sürecinde ve vatani görev süresinde sözleşmenin feshedildiğini, ayrıca aile hekimliğinden istifa etmeden yer değiştirilmediğini anlattı. Özer, kıdem tazminatı hakkının aile hekimlerine tanınmadığını kaydetti. l Haber Merkezi Maske uyarısı yapana saldırı İzmir Konak’ta İnönü Caddesi’ndeki özel bir markete giden ve şizofreni hastası olduğu iddia edilen G.V., kasiyer personelinin ‘maskeni tak’ uyarısına uymayarak alışveriş merkezi personelini bıçakladı. Ekipler, yaralı kişiyi Yeşilyurt Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis G.V’yi gözaltına alarak emniyete götürdü. l Haber Merkezi Dayakçı eş yine serbest kaldı Aydın Söke’de Özlem K. (22), boşanma aşamasındaki eşi Ünal K. (26), tarafından 11 Ekim günü öldüresiye dövüldüğünü, saçının sigara ile yakılıp makasla kesildiğini iddia etti. 3 çocuk annesi Özlem K., “Beni 7 yıl hayvan gibi çalıştırdı. Döverken de ‘Eşşek gibi dövüyorum’ diyordu. Her yerde anlatıyordu” dedi. Gözaltına alınan Ünal K., dün serbest bırakıldı. Çocuklar, devlet korumasına alındı. l DHA Yardım gidene kadar öldürüldü Düzce’de yaşayan Kemal Anıl Şenol (30), dün iddiaya göre Mahide Güneş Ünal’ı (25), tabancayla vurarak öldürdü. Daha sonra Şenol, aynı silahla intihar etti. Ünal’ın olaydan hemen önce 112’yi aradığı öne sürüldü. İhbar üzerine olay yerine polislerin hareket ettiği ancak bu sırada Ünal’ın öldürüldüğü öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. l DHA Gülistan için yeniden arama başlatıldı Tunceli’de 5 Ocak’ta kaybolan Gülistan Doku’nun bulunması için Uzunçayır Baraj Gölü’nde yeniden arama çalışması başlatıldı. Aramalarda, 8 bot, 3 sualtı arama robotu ve bir sonar cihazı kullanılıyor. Doku için yapılan aramalar sonuç alınamaması üzerine durdurulmuştu. l AA Avcılar’da deprem İstanbul’da dün saat 16.55’te merkez üssü Avcılar olan 3.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 4.8 kilometre derinliğindeki deprem çevre ilçelerde hissedildi. Yerbilimci Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, “Deprem beklediğimiz Kumburgaz Fayı üzerinde. Kilitli olan Kumburgaz fayındaki depremler hiç hoş değil, rahatsız edici” dedi. l Haber Merkezi Ekmeğe yolculuk Van’ın Çatak ilçesinde berivanlar, her gün katırlarla vadi ve sarp kayalık yolları aşarak ulaştıkları 3 bin rakımlı yaylada, koyunlardan sağdıkları sütten elde ettikleri yoğurt ve tereyağını satarak aile bütçesine katkı sağlıyor. l AA Şirketler de entübe İlaç ve tıbbi cihaz sekto¨ru¨nün kamu ve üniversite hastanelerinden alacağı 18 milyar lirayı aştı. Sektör temsilcileri acil ödeme bekliyor. Kamu ve üniversite hastanelerinin, ilaç liği kuruldu. Şimdi hastanelerde mal ve hizmet alım ve tıbbı cihaz sektörüne ekibi var, bir de kamu hastoplam borcu 18 milyar taneleri ekibi kurdun oralirayı aştı. Hazine ve Ma SİBEL da mal ve hizmet alımları liye Bakanlığı ile Sağlık BAHÇETEPE ile ilgili bölüm var, bir de Bakanlığı’nın ise borcu il sağlık müdürlüklerinde ödemek için medikal firmalar mal ve hizmet alımı var. Bir malı dan alacaklarının yüzde 25’in alabilmek için harcadığın işgüden, ilaç firmalarından ise yüz cü rakamı, alacağın malın iki üç de 6’sından feragat etmelerini katına çıktı. Tıbbi ve ecza depoistemesi tepkilere neden oldu. larının alacakları 18 milyar TL. Medikal malzeme firmaları, Tıbbi cihazların alacakları ise 8 batma noktasına geldiklerini, milyar TL’ye yakın...” feragat gerçekleşirse üretici ve Bir medikal şirketin sahibi bayilerin faaliyetlerini sürdür olan İlkay Erhan Çınar ise kamelerinin mümkün olmayaca mu hastanelerinden alacağığını belirterek “Eğer sıkıntıla nın 350 bin lirayı aştığını berımıza çare bulunmazsa sektör lirterek “1 yıldır kamu hastabüyük bir çıkmazın içine gire nelerinden alacağımı alamıyocek” dediler. rum” dedi. Çınar, “10 gün önTüm Tıbbi Cihaz Üreticileri cesine kadar ‘paramız yok deDerneği (TÜDER) Başkanı Mus niyordu’, şimdi parası olmayan tafa Daşcı, “Firmalar kapanma ‘hadi gelin, yüzde 25 indirim ile yüz yüze, Sağlık ve Maliye yapın, ödeyelim’ diyor. 350 bin Bakanlığı nabız yokluyor” dedi. TL alacağımın yüzde 25’i 6070 Daşcı “İlk önce 81 ilde 87 ka bin TL ediyor ki bu benim batmu hastaneleri genel sekreter mam demek.” l İSTANBUL 15 EKIM PERŞEMBE 116 BIN 103 1693 66 1311 12 MILYON 77 BIN 773 342 BIN 143 9080 1408 % 5.9 299 BIN 679 Kuran kursunda 40 öğrenci korona ALİ AYAROĞLU CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Zonguldak’ın Devrek ilçesinde bulunan Kuran kursunda eğitim gören 40 öğrencinin Covid19 testlerinin pozitif çıkmasını TBMM gündemine taşıdı. CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemi ile TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde okullarda eğitime ara verilmişken, yüz yüze eğitim daha yeni kademeli olarak başlamışken Zonguldak’ın Devrek ilçesindeki yatılı Kuran kursunun neden açık olduğunu sordu. Ünal Demirtaş, Oktay’dan “Zonguldak’ın Devrek ilçesinde bulunan yatılı Kuran kursu, Diyanet İşleri’ne bağlı bir kurs mudur? Hangi yaş aralığındaki öğrenciler eğitim görmektedir” sorularına yanıt istedi. l ZONGULDAK Litrelerce ölüm Sahteiçki faciasında ölü sayısı 52’ye yükseldi Geçen cuma gününden beri Türkiye’nin pek çok kentinde ölümlere yol açan sahte içki kâbusu sürüyor. Tekirdağ’da 55 yaşındaki Burhan A. sahte içkiden zehirlenerek öldü. İZMİR’in Foça ilçesinde, sahte içki içtikten sonra fenalaşan Barbaros Hayrettin Öz’ün (49) tedavi altına alındığı hastanede beyin ölümü gerçekleşti. Sahte içkiden ölenlerin sayısı 52’ye çıktı. Sahte içki vakalarıyla ilgili 18 ilde yürütülen operasyonlarda 227 şüpheli yakalandı, 63 zanlı tutuklandı ve tonlarca sahte içki ile etil alkol ele geçirildi. Dezenfektan İzmir’de, sahte içkiye bağlı ölümlerin ardından Çiğli ilçesindeki bir depoya düzenlenen baskında ele geçirilen 5 ton sahte etil alkolün, İstanbul’dan İzmir’e, polis denetimlerinden kaçmak için üzerinde “dezenfektan” yazılı koliler ile getirildiği ortaya çıktı. H.G., 9 şüpheliyle birlikte tutuklandı. Ankara’da polis ekiplerinin 1114 Ekim’de işyerlerinde yaptıkları denetimlerde, 3 ton etil alkol ile şişelenmiş halde 500 litre sahte içki ele geçirildi. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı. l Haber Merkezi Kovcu Ertuğrul (2) Derken bir “deus ex machina” (*) (dipnotunu hemen okuyun) sürprizi oldu, sahneye Ertuğrul Özkök indi ve Hürriyet gazetesindeki sayfasında “Cumhuriyet gazetesinde gizli edebiyat savaşını kim kazandı” (6.10.2020) başlıklı yazısıyla olaya Oğuz Demiralp ve Turgay Fişekçi’nin ağzından müdahale etti. Bir başka başlık “Yeraltı savaşının ilk raundu Özdemir’in mi?” idi. 8 Ekim günü bir kez daha sahneye indi ve kararını açıkladı: (1 “Türkçe edebiyat mı?” yoksa “Türk edebiyatı mı?” gibi bir tartışmayı saçma buluyorum. İsteyen istediğini söyler. 2 Maalesef medya yöneticiliğinin en zor tarafı güçlü egolara sahip köşe yazarlarını idare edebilmektir.) E. Özkök kullandığım sözcükleri ve tavrımı zarif bulmuyormuş. Haa, egom yazılarımdır, kitaplarımdır! HHH Ertuğrul Özkök’ün iddialarına cevap verirken kesinlikle zarif davranmayacağım. Karşısındaki adamın kimseye borcu yoktur, daha önemlisi kimseden alacağı yoktur. Yani özgürdür. Barış içinde birlikte yaşamak zorunda değildir. Burnunu soktuğu konuda Ertuğrul Özkök’ün en küçük bir bilgisi yok. Edebiyat bilgisinin bir bilim dalı olduğunu bilmez. İsteyen istediğini söyleyemez. Eşanlamlı sözcükler vardır ama dilde eşanlamlılık yoktur. Yani “Türk edebiyatı” yerine “Türkçe edebiyat” kullanılamaz, anlamları başkadır. Birincisi ebebiyatla ikincisi siyasetle ilgilidir. Meşrutiyet dönemi de dahil günümüze kadar Türkçe yazılan eserlerin toplamı “Türk edebiyatı” olarak adlandırıldı. Yüzyıllık dönemin yazarlarının aklına “Türkçe edebiyat” diye bir zırvayı kullanmak gelmedi. Çünkü akıllarında etnik saplantılar yoktu. Şimdi “Türkçe şiir”in mucitlerinden Orhan Kahyaoğlu’nun Modern Türkçe Şiir Antolojisi (Ayrıntı Yayınları) adlı derlemesine yazıdığı önsözün en ilginç bölümünü okuyacaksınız: HHH “ ‘Türkçe şiir’ tanımına gelirsek, bunu biraz açıklamaya ihtiyaç var. Şiir antolojilerinin çoğu ‘Türkçe şiir’den çok ‘Türk şiiri’ terimini kullanıyor. Ancak, bizim için belirleyici olan, modern şiiri yazan şairlerin yalnızca Türkler olmadığının çoktan ayrımına varmamız. Böyle bir ayrıma varmamızda, tabii ki Kürt sorununun, bu halkın otuz yıldır verdiği mücadelenin ve buna koşut olarak geliştirdiği kimlik arayışının payı büyük. Türkiye’de, yani Anadolu ve Rumeli coğrafyasında yaşayan her toplum veya topluluğun Türk olmadığının artık idrak edilmesi gerekiyor. Bugün ve önceki on yıllarda, anadili Türkçe olmayan ama hâkim ideolojinin sonucu Türkçe yazan çok sayıda şair bu antolojide yer alıyor. Biz de bu nedenle, bu türden şairlerin toplumsal kimliklerine duyduğumuz saygının bir sonucu olarak, ‘Türkçe şiir’in daha anlamlı bir karşılığa denk geldiğini düşünüyoruz. Bir başka husus da Türkçenin kutsanan bir dil olarak algılanmaması gerektiğidir.” (s,1516) HHH Bu antolojide benim şiirlerim de vardı. Antoloji yayımlanıp da adının “MODERN TÜRKÇE ŞİİR ANTOLOJİSİ” olduğunu görünce, 9 Kasım 2015 tarihinde Ayrıntı Yayınları’na Beyoğlu 33. Noterliği aracılığıyla bir ihtarname göndererek şiirlerimin yeni baskılarda kullanılmasını yasakladım. Bu konuda yazdığım “Modern Türkçe Şiir Antolojisi Adı Ne Anlama Geliyor” başlıklı yazım Ters(ine)n Yazılar (Tekin Yayınları, 2017) adlı kitabımda okunabilir. Adı geçen yazıdan küçük bir alıntı: “Meğer MODERN TÜRKÇE ŞİİR ANTOLOJİSİ adının seçilmesi dilsel ve yazınsal değil siyasalmış. Özellikle Türkçe yazan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kürt kökenli şairleri korumak, hoşnut etmek içinmiş. Şiir antolojisi gibi dilsel ve yazınsal bir ürüne siyasal dürtülerle ayrılıkçı ve kuraldışı bir ad vermek saçmalamanın dik âlâsı.” HHH Ertuğrul Özkök doktora ve doçentlik tezleri yazmış eski bir akademisyen olduğu için bir konuda bir yazı, bir bildiri yazan kişinin konu ile ilgili literatürü taramak zorunda olduğunu bilmesi gerekir. Bu nedenle, başta kendisi olmak üzere Oğuz Demiralp ve Turgay Fişekçi’nin Özdemir İnce’nin bu konuda yazdığı yazıları ve bu yazıların yer aldığı kitapları okumadıklarını, bilmediklerini ileri sürme hakları yoktur! Bir de şu adı geçen antolojinin önsözünü okumak var. Şimdilik bu kadar! Diyorum ama bakarsınız Ertuğrul Özkök bu yazıya da cevap verir... (*) Antik tiyatroda, sahneye makine ile indirilen tanrı, konudaki düğümü çözmek için oyuna bir tanrının sokulması; bunalımı çözmek için dışardan müdahale.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle