13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 2 OCAK 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Eğitimde kara tabloEğitim İş Başkanı Yıldırım ve Eğitim Sen Başkanı Aydoğan 2019’u değerlendirdi: ESKİ MİT MENSUBU MESUT GEÇER: Başıma çuval geçirip Suriye’ye götürdüler FİGEN ATALAY Eğitim, 2019 yılında olumsuzlukların en çok yaşandığı alanlardan biri oldu. Öğrenciler ve okullar arasındaki eşitsizlik, sistemdeki adaletsizlik, eğitime erişimde yaşanan sıkıntılar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve tarikatların eğitimde giderek daha çok yer kaplaması gibi önemli sorunlar gündemden düşmedi. Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım, 2019’da eğitim alanındaki tabloyu şöyle anlattı: n Atama komedisi: Mesleğine kavuşturulmayan öğretmen sayısı, yarım milyona dayandı. MEB, kendi verilerindeki öğretmen ihtiyacına rağmen komik oranlarda atamalar yaparak tepki çekti. MEB’in bu vurdumduymazlığı nedeniyle 2019’da atanma umudunu kaybeden 9 öğretmen intihar etti. 2019, eğitimcilerin yoksulluk ve haksızlıkla daha da fazla sınandığı bir yıl oldu. n Ensar ‘ahlak dersi’ verdi: Diyanet, 46 yaş çocuklarına yönelik Kuran kurslarıyla yetinmeyerek gözünü MEB’e bağlı anaokullarına dikti. Protokollerle “Kuran Kursları Öğretim Programı”nın anaokullarında uygulanmasının önü açıldı. Cinsel istismar skandallarıyla toplum vicdanında yara açan Ensar Vakfı, okullarda “ahlak” dersi verebilir hale geldi. n Akademi partizanlaştırıldı: FETÖ ile mücadele kisvesi altında, tarikatlarla ilgisi olmayan birçok muhalif bilim insanının görevden uzaklaştırıldığı akademi, daha da geri bir noktaya geldi. Tepeden inme getirilen Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım: Yoksulluğa mahkum edilen eğitim çalışanları, keyfi disiplin cezaları, fişlenmeler, sürgünler ve mobbingle yüz yüze kalmaya devam etti. Öğretmenlerin kategorilere bölünerek sömürülmesi 2019’da da sürdü. Yıldırım rektör ve dekanlar, çağdaşlığa, laikliğe ve bilime aykırı söylemleriyle sık sık gündeme oturdu. n İmam hatiplerin başarı oranı düştü: AKP’nin yoksul öğrencilere dayattığı imam hatiplerin başarı oranı daha da düştü. MEB’in yayımladığı faaliyet raporuna göre, imam hatipler devamsızlık ve yıl sonu başarısızlığında diğer okul türlerini geride bırakarak ilk sıraya yerleşti. n 2 milyar TL kesinti yapıldı: 2019’da, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden tasarruf tedbirleri kapsamında 2 milyar TL kesinti yapıldı. Bununla birlikte derslik ihtiyaçlarına yönelik adım atılamaz hale geldi. Birçok ilde okul inşaları durdu. Sadece Şırnak’ın köylerinde bile 13 okulun inşası “bütçe yetersizliği” gerekçesiyle askıya alındı. n Bilim seçmeli, din zorunlu: Liselere getirilen yeni sistemde, zorunlu derslerin sayısı azaltılarak seçmeli derslerin sayısı artırıldı. Din kültürü ve ahlak bilgi Aydoğan si zorunlu olurken, felsefe alanı dersleri seçmeli oldu. n Örgün eğitimden kopuş başladı: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ülkede lise çağındaki gençlerin yüzde 50’ye yakınının eğitimde yer almadığını ve bu gençlerin 1 milyon 375 bininin ise ne yaptığının bilinmediğini açıkladı. n Atatürk’e saygısızlık cezasız kaldı: Yüzde 80’i iktidarın eksenindeki Eğitim BirSen üyeleri arasından seçilen okul yöneticilerinden bazıları sosyal medya üzerinden her fırsatta Cumhuriyete ve onun kurucusu olan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzattı ama yine cezalandırılmadı. Cumhuriyete ve Atatürk’e saygısızlık bir koltuk koruma metodu oldu. ‘Laik eğitim yok ediliyor’ Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan da değerlendirmesinde, öğrenci ve veliye karşın laik eğitimin yok edilmesine devam edildiğini belirtti. Aytekin, “2019 yılında eğitim ve bilim emekçileri için sözleşmeli, ücretli, kamuda, özelde güvencesiz çalışma, mülakat hukuksuzluğu ile kadrolaşma, ataması yapılmayan arkadaşlarımızın yaşadığı sorunlar, kazanılan davalara rağmen hukuksuzca ihraç edilen eğitim emekçilerinin mesleklerine iade edilmemesi, şiddet aralıksız devam etti.Öğrencilerimiz açısından da 2023 Vizyon Belgesi ile açıkça hedeflenen kamusal eğitimin, laik, bilimsel eğitimin yok edilmesi süreci imzalanan protokoller, öğrenciye, veliye rağmen okullaşma politikası ve uygulanan eğitim politikaları ile yaşama geçirildi” dedi. Aydoğan 2019’da eğitim alanında yaşanan olumsuzlukları şöyle sıraladı: “20152016 öğretim yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’na, dini vakıf ve derneklere ait 692 okulöncesi eğitim kurumunda 46 yaş grubunda 21 bin 20 çocuk eğitim görüyorken, 20182019 öğretim yılında kurum sayısı 2 bin 560’a öğrenci sayısı ise 94 bin 817’ye çıkarıldı. Büyük bölümü Diyanet ile dini vakıf ve derneklere ait olan okulöncesi eğitim kurumu sayısı son dört yılda 3.7 kat, öğrenci sayısı ise 4.5 kat arttı. MEB’in ‘20192023 Stratejik Planı’nda ‘Örgün eğitim içinde imam hatip okullarının niteliği artırılacaktır’ ifadesi ile imam hatip okullarına özel bir önem verdiğini açıkça ortaya koydu. Yeterli talep olmamasına rağmen yeni imam hatip okulları açılması MEB’in en öncelikli gündemi olmayı sürdürürken, Stratejik Plan’da imam hatiplerin eğitim kalitesini artırmak için 2.7 milyar TL harcama planı açıklandı.” Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’na yönelik açıklamalarına kendi partisinden itiraz geldi Arınç’ın sözlerine tepki FETÖ’den yargılanan damadı için açıklamalarda bulunan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’a yönelik açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç’a AKP’den tepki geldi. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın yıl sonu değerlendirmesinde FETÖ’den yargılandığı davada beraat eden Arınç’ın damadı Ekrem Yeter’e ilişkin “Bizim açımızdan o dosya dolu bir dosyaydı. Mahkeme beraat kararı verdi. Karara itiraz ettik, bozulacağını düşünüyorum” demişti. Başsavcının açıklamalarının ardından sosyal medya hesabından TBMM antetli bir açıklama yayımlayan Bülent Arınç şu ifadeleri kullanmıştı: “Sayın Başsavcı, siz bir gazeteci veya sokaktaki herhangi bir kişi değilsiniz. Her düşündüğünüzü söyleyemezsiniz. Siz yargıyı ve adaleti temsil ediyorsunuz.” ‘Yazıklar olsun’ Arınç’ın açıklamasına tepki gösteren eski AKP milletvekili Şamil Tayyar, “Arınç... Umarım, başsavcının başını yemez! FETÖ’den yargılanan damadına kalkan olmuş. Sayın Başsavcım, sakın geri adım atmayın, bu aziz millet yanında... Bir gün dahi pişmanlık duymamış, FETÖ’yü savunmuş bu adama pabuç bırakırsanız yazıklar olsun” dedi. ‘Kabul edilemez’ AKP’li Mehmet Metiner ise “Ankara Cumhuriyet Başsavcısına gözdağı vermek Arınç’ın haddi değildir. Sıfatınızı kötüye kullanıp tehdit ve suçlama diline başvurmanız asla kabul edilemez. Yürekli başsavcımızı Arınç gibilere yedirmeyiz” ifadelerini kullandı. Gelecek Partisi’nin kurucuları arasında yer alan ve oğlu ile eşini 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kaybeden Nihal Olçok da “Şahsi meseleniz için ne kamuoyunu ne de ne işe yaradığını çözemediğim konumunuzu kullanamazsınız” dedi. l İç Politika REINA KATLIAMININ 3. YILI Beşiktaş Ortaköy’de 2017’nin yılbaşı gecesinde eğlence merkezi Reina’da terör örgütü IŞİD tarafından düzenlenen katliamda yaşamını yitiren 39 kişi anıldı. İnsan Hakları Derneği (İHD), Halkların Demokra tik Kongresi’nin (HDK) aralarında bulunduğu demokratik kitle örgütü temsilcileri, katliamın 3. yılında dün Reina önünde bir araya geldi. Burada İHD adına açıklama yapan Hüseyin Aygül, “İnsanların katledildiği yerler, ölülere saygı ve toplumun hafızası için korunmalı, yok edilmemelidir. 39 insanımızın katledildiği bu yerin otopark olarak kullanılması vicdanları sızlatıyor” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Babacan’dan ‘yeni başlangıç’ mesajı Sezgin Tanrıkulu TANRIKULU’NDAN DEMIRTAŞ VE ZEYDAN’A ZIYARET CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski HDP milletvekili Abdullah Zeydan’ı ziyaret etti. Tanrıkulu, cezaevi koşullarının Demirtaş’ı sağlık konusunda zorlayacağını dile getirdi. Tanrıkulu, Demirtaş’ın yeni yıl mesajını da paylaştı. Demirtaş, mesajında “2020’de özgürlük barış taleplerimiz gerçekleşecek ve daha güzel günlere kavuşacağız. Bunun için cesaret ve kararlılıkla mücadeleye devam. Yeni yılınız kutlu olsun” dedi. l Haber Merkezi Ocak ayında partisinin kurulacağını açıklayan eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan resmi sosyal medya hesabından paylaşım yaparak yurttaşların yeni yılını kutladı. 2020 yılı için siyasi temennilerde de bulunan Babacan, “Bu yıl ülkemiz için yepyeni bir başlangıcın yılı olacaktır. 2020 yılı korkuların ve karamsarlığın azaldığı, cesaretin ve umutların arttığı bir yıl olacaktır. Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dilin kaybedeceği, birleştirici siyasetin kazanacağı bir yıl olacaktır. Artık hukukun ve adaletin hâkim olduğu, yurttaşlarımızın korkmadan düşüncelerini açıkladığı, özgürlüklerin doyasıya yaşandığı bir Türkiye istiyorum” dedi. Kanal İstanbul tartışmaları sürerken çevre konusunda da duyarlılık çağrısı yapan Babacan, “Çevreyle ilgili sorunların ciddiyetle ele alınmasını, insanlığın ortak geleceğini tehdit eden bu konuda tavizsiz bir duruş sergilenmesini istiyorum. Yeni yılda da daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha fazla özgürlük için mücadele edeceğiz. ‘Önce insan!’ demeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. l İç Politika ALİCAN ULUDAĞ FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle ihraç edilen eski MİT mensubu Mesut Geçer, tutuklu yargılandığı davada ilk kez mahkemeye çıkarak ifade verdi. Tutuklanmadan önce “tanıdığı kişiler” tarafından “polis kontrolü maskesiyle” kaçırılıp 16 ay boyunca alıkonulduğunu iddia etti. Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde FETÖ üyesi olmak suçundan 3 Aralık 2019’da hâkim karşısına çıkan sanık Geçer, ifadesinde FETÖ’nün MİT imamı Murat Karabulut’u tanımadığını söyledi. Operasyonel hat kullanmakla suçlanan Geçer, başından geçtiğini iddia ettiği “kaçırılma vakası”nı özetle şöyle anlattı: 18 Mart 2017’de aracımla Sincan Lale Meydanı istikametinde seyir halindeyken takip edildiğimi hissettim. Takip eden araçları ve sürücülerini tanıyor idim. Polis kontrolü maskesi ile aracı durdurdular. 58 plakalı gri Doblo araç yanaştı. Doblo araca bindirildikten sonra kafama çuval geçirip yolculuğa başladık. Bir hücreye konuldum. 20 Mart 2017 Pazartesi günü ilk sorguma başlandı. Arkamdan ters kelepçelenerek, kafamdaki çuvalla birlikte kafamı duvara vurarak başladılar. Sonrasında kaba dayak tarif edemeyecek olduğum başka kötülüklerle birlikte devam edildi. Bu sırada konuşan insanların çoğunun sesini tanıyor idim. Ben halen de seslerini teşhis edebilme şansım var. Sonrasında sağlık durumum kötüleşti. O çarşamba günü kanamam başladı. Sağlık durumum kötüleşince beni yine bir başka bildiğim yere bir gece saatinde naklettiler. 20 Haziran 2018’i 21 Haziran’a bağlayan gece yine bir araçla nakledildim. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Sonradan buranın Suriye olduğunu anladım. Ellerim plastik kelepçeli kafamda çuvalla seyahat ettim. Kulaklarımda kulaklık ve gözümde göz bandı vardı. Yanıma silahlı insanlar geldiler. Elleri kalaşnikoflu olan Arapça konuşan insanlar. Ben 14 Temmuz 2018 tarihine kadar onların elinde idim.” Kafasına çuval geçirilerek, Türkiye tarafına geçirilip Kumlu İlçe Jandarma Karakolu’na götürüldüğünü anlatan Geçer, daha sonra Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şube’ye getirildiğini belirtti. Geçer, “16 aydır kayıp olmamın üzerine 17 aydır da bu süreyi (tutukluluk) eklediğiniz zaman yaklaşık 33 aydır yani eşimden çocuğumdan ve hayattan uzaktayım. O dönemki kötü muamele ve tutulma şartlarından kaynaklı olarak sol ayağım ve dizimde hasarım mevcut, kullanmakta zorlanıyorum. Kolon sistemimle ilgili bir sorun var” dedi. l ANKARA FETÖ ÜYELİĞİNDEN YARGILANIYOR Akademisyen gizli görüntü çekmiş Fethullahçı Terör Örgütü’yle (FETÖ) iltisakı bulunduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen Marmara Üniversitesi’nin eski akademisyeni A.S.B’nin “terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılandığı davada, sanığın cep telefonunda birçoğu üniversite içindeki kadın çalışanlar ve öğrencilerin gizli ve uygunsuz görüntüleri bulunması üzerine mahkeme heyeti, sanık hakkında suç duyurusunda bulundu. Davaya bakan İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, sanık A.S.B’nin cep telefonu ve dijital materyallerine (hard disk vb. ) ilişkin adli bilişim uzmanına hazırlattığı bilirkişi raporunda, hard diskte örgüt elebaşı Fetullah Gülen’e ait videolar ile ayrıca silinmiş alanlarda gizli olarak kayıt altına alındığı anlaşılan ve kadınların bacak kısımlarını içeren çok sayıda fotoğraf dosyasının bulunduğu ortaya çıktı. Raporda, yine başka bir sabit diskte örgütsel dokümanla cep telefonu kamerası ile gizli olarak kayıt altına alındığı anlaşılan ve kadınların gizli çekilmiş görüntü lerden oluşan dosyanın yer aldığı, bu fotoğrafların birçoğunun okul ortamında çekildiği belirtildi. Söz konusu rapor üzerine mahkeme heyeti, sanık hakkında “Kamu go¨revlisi tarafından ve go¨revinin verdigˆi yetkiyi ko¨tu¨ye kullanılmak suretiyle özel hayatın gizliligˆini ihlal” ve “mu¨stehcenlik” suçlarından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Yapılan yargılama sonucunda mahkeme heyeti, sanık A.S.B.’nin örgüt içinde özel oluşturulan akademisyen evlerinin sorumluluğunu yapması, Kadıköy bölgesinde “bölge abiliği” yapması ve himmet topladığı gerekçesiyle, sanığın örgüt içindeki konumu, örgüte sağladığı faydayı dikkate alarak, sanığın “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Mahkeme heyetinin suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, sanık A.S.B. hakkında atılı suçlardan başlattığı soruşturma devam ediyor. l AA GELECEK PARTISI’NE KATILMIŞTI Eski AKP’li Maraş’a ‘ambargo’ iddiası AKP’nin kurucularından olan ve Şanlıurfa milletvekilli ği yapan Mehmet Atilla Maraş, yeni kurulan Gelecek Partisi’ne geçince müzesinin kapatıldığı nı, vakıf jüriliğinden çı karıldığını, televizyon programından men edildiğini savundu. Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanı olduğu Ge lecek Partisi’ne katı lan eski AKP’li Mehmet Atilla Maraş, bu süreçte kendisine ambar Maraş go uygulandığına yö nelik açıklamalarda bulundu. Maraş, Gelecek Partisi’nin ku rulmasından hemen sonra jüri üyesi olduğu Mehmet Akif İnan Vakfı’ndan arandığını ve jüri üyeliğinin sonlandırıldığını söy ledi. Ankara’nın Altındağ ilçesinde Türkiye’nin ilk Şair ve Yazarlar Evi Müzesi’ni kurduğunu söyleyen Maraş, 5 yıldır müzenin aktif olarak çalıştığını kaydede rek, “Müze bir süredir ‘gaz kaçağı var’ denilerek kapatıldı. Tek sebebi benim bu müzenin kurucusu ve yöneticisi olmam. Sadece Gelecek Partisi’ne geçtiğim için 3 tane kültür programından alıkoyuldum” dedi. Bir televizyon programında kültürsanat programına konuk olduğunu söyleyen Maraş, “Partinin kuruluşundan sonra televizyon programından da aradılar ve beni bir daha programa konuk etmeyeceklerini söylediler” diye konuştu. l İç Politika EREN KESKIN ANNESINI KAYBETTI İnsan Hakları Derneği Eş Başkanı ve insan hakları savunucusu Avukat Eren Keskin’in annesi Fatma Sevgi Keskin yaşamını yitirdi. Keskin’in cenazesi İstanbul’daki Karacaahmet Şakirin Camisi’nde ikindi vakti kılınan namazın ardından toprağa verildi. Cumarte si Anneleri tarafından Keskin için yayımlanan mesajda, “Gözaltında kayıplarımızın avukatı, İHD Eş Genel Başkanı Av. Eren Keskin’in annesi Fatma Sevgi Keskin’i kaybettik. Keskin ailesinin acısını paylaşıyor, sabırlar diliyoruz” denildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle