28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET 54 EYLÜL 2019 ÇARŞAMBA ‘Kumpas’ı bulamadıMahkeme gerekçeli kararında ‘Ergenekon terör örgütü yok’ dedi ama uydurma delilleri görmedi Ümraniye’deki bir gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla başlatılan Ergenekon kumpas süreci 12 yıl sonra tüm sanıkların, “örgüt üyeliği” suçlamasından beraat ettiği hükmün gerekçeli kararı açıklandı. 739 sayfalık gerekçeli kararda, “Ergenekon adı altında bir terör örgütünün varlığına hükmedilemedi” denildi. Ancak mahkeme heyeti Ergenekon davasının kumpas olmadığı şeklinde görüş birdirir skandal ifadelere yer verdi. Kararda, “Soruşturmaların tamamının ortada hiçbir şey yokken ortaya atılmış tamamen uydurulmuş delillere dayandığına dair de elde somut deliller yoktur” denildi. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, “Örgütün; nerede, ne zaman, kim ya da kimler tarafından ne amaçla kurulduğunun somut olarak ortaya konulamadığı, dosyadaki dokümanların örgütün varlığını açıklamak için yeterli olmadığı, örgüt faaliyeti kapsamında daha önce işlenmiş suçların ortaya konulamadığı” belirtildi. Ayrıca kararda, Yargıtay tarafından bozulan hükümde örgüt gerekçesinde kullanılan bazı delillerin CMK 134. maddesine aykırı olarak toplandıklarından hükme esas alınamayacağı kaydedildi. ‘Delil uydurulduğu ispatlanamadı’ Mahkeme heyeti kurduğu hükümde Ergenekon davası sanıkları hakkında “delil yetersizliğinden” beraat kararı verilmesine ilişkin gösterilen tepkilere 12 yıl sonra tüm sanıkların “örgüt üyeliği” suçlamasından aramalardaki kolluk görevlilerinin ko beraat ettiği hükmün gerekçeli kararında “Ergenekon adı altında bir terör örgütünün varlığına hükmedilemedi” denildi. Ancak nuşma ve görüntüleri içeren videonun sanığa Emniyet Genel Müdürlüğünce verildiğinin teyit edilememesi, ya kararda “Soruşturmaların tamamının ortada hiçbir şey yokken sal delil elde olmaması sebebiyle delil ortaya atılmış tamamen uydurulmuş delillere dayandığına dair olarak kabul edilmese de iddialara ko de elde somut deliller yoktur” ifadeleri yer aldı. nu teşkil eden bazı vakıaların dosyaya yansıması (Kuvayı Milliye Derneğin de gerekçeli kararda yanıt verdi. He Cumhuriyet mitingleri düzenlenmesi, de silah üzerine yemin edilmesi, Va yet, FETÖ üyelerinin Ergenekon soruş Cumhuriyet çalışma grubu adı altında tansever Kuvvetler Güç Birliği hareke turmasında görev aldıklarını bu kişile TSK’nın görevi kapsamında olmayan ti, Türk İntikam Tugayı adı altında fa rin işlemlerine şüpheyle yaklaştıkları idarenin alanına müdahale eden iş aliyetlere dair iddialar), sanık Doğu nı kaydetti. Heyet sanıklar hakkında, lemlerin yapılması, irtica.org internet Perinçek ve arkadaşlarına yönelik ya “delil yetersizliğinden” beraat kararı sitesinde yayınlananlar, bunlardan ba pılan soruşturmalarda elde edilen de verilmesini ise şu sözlerle açıkladı: zı haberlerin Ak Parti’nin kapatılma liller yasal kabul edilmeyerek hükme “FETÖ, amacına ulaşabilmek için sı davasında delil olarak sunulması, esas alınmamış ise de bunlarla ilgi her türlü yöntemi mübah görmektedir. Ümraniye’de el bombalarının bulun li yapılan iddiaların şüphe düzeyinde Bu manada bazı sanıklar ve müdafiile ması, aramalarda Yargıtay binasının kalması bu iddiaların kesinlikle yalan rinin aramalarda ele geçen suç unsur krokisinin bulunması, NATO tesisle olduğuna dair de kesin delillerin bu larını da FETÖ/PDY üyesi kolluk men rinin fotoğraf ve komutan isim listesi lunmaması, irtica ile mücadele eylem suplarının yerleştirmiş olacakları iddi nin ele geçirilmesi ve bunlara yönelik planı belgesindeki imzanın sanık Dur aları bir kenara atılamaz ise de, bu ko saldırı hazırlığı iddiaları, sanık İbra sun Çiçek’in eli mahsulü olduğu ya da nuda açıkça bir olayda delil uydurul him Şahin’in ilgili adreslerinden bulu olmadığına dair kesin bir delile ulaşı duğu ispatlanmadıkça o olayla ilgili nan patlayıcı madde, silah ve mühim lamaması, keza internet andıcı olayın hükümde zorunlu olarak CMK 223/2a matlar, mahkememizce uyma kararı da olduğu gibi TSK’nın görev tanımın veya b değil de e bendi gereğince delil verilen Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin da olmayan hükümetin yetki ve göre yetersizliğinden beraat kararı verilme bozma ilamında yasal delil olmadı vinde bulunan konularla ilgili propa si sonucuna varılmaktadır.” ğı belirtildiğinden hükme esas alın ganda çalışmalarının yapıldığının an ‘Delil yetersizliğinden beraat kararı verildi’ mayan sanıklar Fikret Emek ve Mustafa Dönmez’in ilgili oldukları adreslerde yapılan aramalarda ele geçen si laşılması hususları bir arada değerlendirildiğinde gerek Ergenekon adı altında bir örgütün kurulduğu gerek Mahkeme verdiği hükümde bazı de lah ve patlayıcı maddeler bulunduğu se bu örgüte üye sanıkların olduğu ve lillerin yasal olmadığını belirtmesine gerçekleri, sanık Mustafa Dönmez’in bu örgüt faaliyeti çerçevesinde baş karşın, soruşturmanın tamamının or ajandasından ele geçen krokiyle ilgi ta anayasayı ihlal ve hükümete karşı taya atılmış, uydurulmuş delillere da li Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Daire suç olmak üzere birçok suçun işlen yandığına dair de elde somut deliller sinin kanaat belirtememesi, aynı ajan diği iddialarıyla ilgili delil yetersizli olmadığını öne sürdü. Kararda özetle danın 8. sayfasındaki krokiyle ilgili ğinden beraat kararı verilmesi gerek şu ifadeler yer aldı: kanaat verici bir raporun bulunmama tiği sonucuna varılmıştır.” “‘Ordu göreve’ pankartının açıldığı sı, bu sanığın mahkememize sunduğu l İSTANBUL/Cumhuriyet Cirit: Yargıtay zayıfladıYargıtay Başkanı, 572 hâkimin istinafa gönderilmesinin zafiyet yarattığını söyledi Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyesi olmak iddiasıyla hakkında dava açılan 3 bin 495 hakim ve savcıdan 534’nün beraat ettiğini, bin 344 kişinin ise mahkum olduğunu açıkladı. Mevcut hâkim ve savcıların üçte birinin FETÖ ile irtibatları sebebiyle meslekten atılmasının iki sonucu olduğunu belirten Cirit, “Birincisi, istinaf için planlanan kıdemli hâkim ve savcı temininde zafiyet meydana gelmiştir. Bu açığın kapatılması amacıyla Yargıtay’da görev yapan kıdemli ve nitelikli 572 hâkim, başta bölge adliye mahkemeleri olmak üzere Yargıtay dışında farklı ve önemli görevlere atanmışlardır. Buna bağlı olarak gelişen ikinci sonuç ise bu süreçte hâkimleri başka görevlere atanan Yargıtay’da meydana gelen verimlilik kaybıdır. Yargıtayda yüzde 45’lik bir verimlilik kaybı yaşanmıştır” dedi. Başkan Cirit, önceki gün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki adli yıl açılış töreni konuşmasının satır aralarında yargının durumuyla ilgili dikkat çeken tespitlerde bulundu. ‘Yargıtay’ın görüşü alınmalı’ Yargıtay’da verimliliğin bu şekilde azalmasının, adli yargı sistemindeki genel iş yükü ile mücadelede önemli bir zafiyete yol açtığını dile getiren Cirit, şu öneride bulundu: “Bunun en önemli sebebi, daha önce meslekte 5 yıllık kıdeme sahip tetkik hâkimlerinin Yargıtay’da görev yapmasına rağmen, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra stajdan kurayla ya da meslek kıdemi 5 yıldan az tetkik hâkimlerinin Yargıtay’a atanmasıdır. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi amacıyla Yargıtay tetkik hâkimliğine ya da Yargıtay tetkik hâkimliğinden başka bir göreve yapılan atamalarda Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun bağlayıcı görüşünün alınması zorunlu olmalıdır.” ‘Pinpon topu dosyalar’ Adli hizmetlerdeki kalite düşüklüğüne bağlı olarak dosyaların pinpon topu gibi yargı mercileri arasında gidip geldiğini bir türlü kesin hüküm ile sonuçlandırılıp adli sistem dışına çıkarılamadığını belirten Cirit, bölge adliye mahkemelerinin arşivlerindeki dosyaların büyük bir hızla arttığına işaret etti. Cirit, 2017 yılı sonunda bölge adliye mahkemelerinde devreden dosya sayısı 183 bin 4 iken, 2018 yılı sonunda bu sayı iki buçuk kat artarak 453 bin 567’ye yükseldiğini kaydetti. İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesinin ardından 2015 yılı sonu itibarıyla Yargıtay’a gelen toplam dosya sayısı 1 milyon 4 bin 281 iken, bu sayının 2018 sonu 276 bin 379’a düştüğünü kaydeden Cirit, Yargıtay Ceza dairelerinde ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda arşivlerde bekleyen dosyaların tamamen bitirilebilmesi için iki yıla daha ihtiyaç bulunduğunu kaydetti. l ANKARA/Cumhuriyet Öykü’ye mektup yolladı Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, öykülerinde anlattığı kuşlardan birini Öykü Arin’e yolladı. Öykü’nün annesi Eylem Şen Yazıcı, Demirtaş’ın yolladığı kartı “Bir kuşun kanadında evimize özgür yarınlar umudu geldi… Sevgili Selo, öykülerini anlattığı kuşlardan birini Öykü Arin’e göndermiş. Çok teşekkür ederiz. Umut kalbimiz den, özgür yarınlar düşümüzden hiç eksik olmasın” mesajıyla Twitter’dan paylaştı. Demirtaş’ın yolladığı kartta, “Sevgili Eylem ve Çağdaş. Bu zorlu zamanlarınızda tüm kalbimle yanınızda olduğumu bilmenizi isterim. Yapabileceğim en küçük bir şey olursa mutlu olurum. Bunun için Başak’a veya avukatlarıma ulaşmanız yeterlidir” ifadeleri yer aldı. Mızraklı ve Türk’ten mahkemeye dilekçe: Yürütmeyi durdurun İçişleri Bakanlığı tarafından Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanmasının 16. gününde de protestolar devam etti. Diyarbakır’da Lise Caddesi’nde, Van’da HDP İpekyolu İlçe Örgütü önünde ve Mardin’de de Karayolları Parkı’nda yapılan eylemlere binlerce yurttaş katıldı. Öte yandan görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ve Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, kararın yürütmesinin durdurulması için mahkemeye başvurdu. Başvurularda, görevden uzaklaştırılmanın görevle alakalı olması gerektiği ifade edilerek, başkanların henüz mazbatalarını almadan görevden alınmaları için il valilerince ta lepte bulunulduğu belirtildi. 550 bin TL’lik yemek Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın görevden alınmasının ardından yerine kayyım olarak atanan Cumali Atilla yönetiminin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’da katıldığı bir yemekte 550 bin TL’lik fatura ödediği ortaya çıktı. Erdoğan 3 Haziran’da yaptığı ziyarette kanaat önderleriyle iftarda bir araya gelmişti. Programda, 6 bin kişiye yemek verildiği öğrenildi. Mızraklı, harcamaya, “Siz bu parayla 2 bin 754 aileye yardım edebilirsiniz. Her aile için 200 liralık kuru gıda yardımı yapabilirsiniz. O 2 bin 754 ailenin evinde bir ay boyunca tencere kaynar” diyerek tepki gösterdi. l Haber Merkezi MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN ÇAĞRI: Yargı sistemi yenilenmeli Meslek örgütleri, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılan Adli Yıl Açılış Töreni’nin ardından TBB Genel Merkezi’nde “Herkes İçin Adalet” başlıklı açıklama yaptı. Açıklamada, yargı sisteminin baştan sona yenilenmesi talep edildi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanları Mehmet Bozgeyik ve Aysun Gezen, TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül ve TTB Genel Başkanı Sinan Adıyaman’ın yaptığı açıklamada, yargı sistemine ilişkin eleştiriler sıralandı. Adli açılış yılı töreninde, meslek örgütlerinin yönetiminin belirlendiği seçim sisteminin değiştirilmesine yönelik sözlerine basın açıklaması öncesi yanıt veren Adıyaman, “Eleştiriye, farklı görüşlere tahammül edemeyen rejimlere demokrasi denmez. Her krizden sonra meslek odalarının seçimlerine müdahale açıklamaları bizim açımızdan doğru değil. Barolar ve meslek odalarının seçimleri demokratik olarak yapılmaktadır” dedi. Kayyım atamalarını eleştiren, Çerkezoğlu da, “Demokrasi, barış, eşitlik, özgürlük ve emek mücadelesini temel alan örgütler olarak yargı sisteminin baştan sona yenilenmesi ve demokratikleştirilmesi konusunda ısrarcıyız. Bütün kişi ve kurumları, ‘Demokratik bir ülke ve herkes için adalet’ mücadelesine omuz vermeye, ses çıkarmaya, adalet talebini güçlü bir talep haline getirmek için yapılacak olan toplantılara, mitinglere ve etkinliklere katılmaya davet ediyoruz” dedi. l ANKARA Üç eşbaşkandan Avrupa’ya mektup Görevden alınarak yerlerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bedia Özgökçe Ertan, Avrupa’daki belediye başkanlarına birer mektup göndererek dayanışma çağrısı yaptılar. Görevden alınan üç başkan, dün Barcelona, Paris, Londra, Stockholm, Oslo, Roma, Milano, Venedik başta olmak üzere Avrupa’daki belediye başkanlarına birer mektup gönderdi. Mektupta, “Belediye başkanlığını yüksek oy oranları ile kazandık.19 Ağustos’ta görevlerimizden uzaklaştırıldık ve yerlerimize hükümet tarafından atanan kayyımlar getirildi. Belediye meclislerimiz hem Türkiye Anayasası’nı hem de Türkiye’nin imzacısı olduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını ihlal eden keyfi bir kararla dağıtıldı. Bu kararı, hükümetin bir darbesi olarak görüyoruz. Bu, Erdoğan rejiminin son yıllarda çoğulcu demokrasiye karşı yönelttiği saldırı dalgasının son örneğidir” denildi. l İç Politika Kendinizi değil önce çocukları kurtarın İstediğiniz kadar sinirlenin. Ağlayın. Aklınız almasın. Kalbiniz dayanmasın. İsyan edin. Lanet edin. Küfredin. Hiçbir şey değişmeyecek. Yarın bir çocuk daha annesi, babası ya da onlardan birinin sevgilisi tarafından dövülerek öldürülecek. Yarın bir Kuran kursunda, yurtta ya da okulda daha çocuklara tecavüz edilecek. Yarın bir çocuk daha gelin edilecek. Yarın bir çocuk daha bu dünyaya bir bebek getirecek. Yarın ve yarın ve yarın nice çocuk korkuyla ve utançla itaat etmeyi, boyun eğmeyi, sessiz kalmayı öğrenerek büyütülecek. Ve kalabalıkların ahlaksız önceliklerinin derinlerine, ölü ya da diri daha nice çocuk üst üste gömülecek. Çünkü bu coğrafyada dünya, çocuklarını kendinden koruyamayan bir toplumun aymazlığıyla dönmeye devam ediyor. Annelerinin, babalarının, onların sevgililerinin öldüresiye dövdüğü küçük çocuklar... Kuran kursundaki hocaların, yurtlardaki yetkililerin tecavüz ettiği çocuklar... Sokakta, gözünüzün önünde dilendirilen çocuklar... Fabrikalarda, atölyelerde, tarlalarda çalıştırılan çocuklar... Dağlarda savaştırılan çocuklar... Cezaevlerinde büyümek zorunda bırakılan çocuklar... Kâh ölen kâh hayatta kalan ve mütemadiyen derinden derinden hep yaralanan çocuklar... Evde ya da sokakta devamlı ama devamlı hırpalanan o çocuklar... Akılları olmadık bilgilerle, korkularla, tehditlerle bulandırılan o çocuklar... Ev içi şiddetten korunamayan çocuklar... Eğer atmaya devam edebilirse, elleri ayakları gibi akılları ve kalpleri de daha minicikken nasırlaşacak o çocuklar... “Başkalarının” çocukları sanıldığı sürece... Bu coğrafyada doğmuş tüm çocukların hem aklı hem de hayatı tehlikede. Bir avuç çocuğun özel okullarda okutularak... Aile içinde kollanarak... Zor da olsa başka bir dünyada yaşayabileceği şartlar zorlanarak büyütüldüğü... Ama diğer çocukların, inanç suiistimalinde rüştünü kanıtlamış bir iktidarın eğitim hevesine ve cahilliği tehlikeli bir şekilde parlatan toplumsal ahlak terbiyesine terk edildiği bir ülkede... Biyolojik olarak doğmalarından sorumlu olmasa da sosyolojik olarak yaşarken başlarına gelen her şeyden herkes sorumludur. Çocuk eğitimi üzerine derinlikli ve incelikli bir bilimin olduğu bir çağda... İçe kapalı, sorgulanamaz, denetlenemez tabulaştırılmış bir aile yapısının, iyiyi kötüyü ayırt edebilecek yaşta olmayan çocuklar için nasıl tehlikeler barındırdığının ilminin yapıldığı bir zamanda... İktidar tarafından sistematik bir şekilde hoyratlaştırılan eğitim sistemini ve yozlaştırılan toplumsal kültürü mukadderatmış gibi uzaktan izlemekten vazgeçin. Sisteme itiraz reflekslerinizin her seferinde ancak ekonomik bir çöküşle harekete geçmesinden utanın. Ne yapıp edin... Kendinizi değil önce çocukları kurtarın. Kendinizi değil önce çocukları kurtarın. Kendinizi değil önce çocukları kurtarın. 41 başkana 237 yıl hapis İçişleri Bakanlığı’nca 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde haklarındaki terör suçları nedeniyle görevden uzaklaştırılan 94 belediye başkanının 41’i hakkında terör ve teröre ilişkin suçlar kapsamında ilk derece mahkemesince toplam 237 yıl 237 ay 171 gün hapis cezası verildi. Bunlardan 33’ünün Yargıtay ve istinafta temyiz süreci devam ederken, 7’sinin haklarında verilen cezası kesinleşti. Görevden uzaklaştırılanların 52’sinin teröre ilişkin suçlardan ilk derece mahkemelerince yargılama süreçleri ise devam ediyor. Terör suçları nedeniyle görevden uzaklaştırılan 94 belediye başkanının 20’si halen tutuklu bulunuyor. l ANKARA Temelli: Demokrasi ittifakı kurmalıyız HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, dün TÜSİAD, TİP ve EMEP’i ziyaret etti. İlk olarak TÜSİAD’da basına kapalı bir görüşme gerçekleştiren Temelli, toplantı çıkışında “Verimli bir görüşme oldu. Demokrasi ve anayasa konularını görüştük” dedi. Ardından TİP’i ziyaret eden Temelli, “12 Eylül aklı bir kez daha sahneye konuldu. Sandık iradesi yok sayılıyor. Türkiye’nin bugün içine sürüklendiği bu girdaptan bu şiddet ortamından ancak yan yana gelerek ve demokrasi ittifakı ile kurtulabiliriz” dedi. TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise “Çare Türkiye’deki tüm yoksulların, emekçilerin halkın en geniş birliğini oluşturmaktır” diye konuştu. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle