28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 19 EYLÜL 2019 PERŞEMBE Ayrıntılar Musa Kart’ın anlattıkları Ayşenur Arslan’ın “Medya Mahallesi”nde izledim, dede Musa Kart’ın anlattıklarını. Kendine EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER karşYıaardgaı lseisttaermayinışeıDemS‘AgeiİlöraHtrhaüMşaldt’ddtüiaen’vası Ayrıntılar Ayrıntılar en büyük hakaret saydığı “sağ terör örgüt üyesi” olma sürecinden söz açtı önce. Yaşamını demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, hukuk uğruna adayan sanatçı, devlet tarafından böyle damgalanmış. Sonra, neden mahpus olduğunu anlayamayacak torunu için, dünyanın en güzel yalanlarından birini uydurmuşlar: “Dede fabrikada çalışıyor.” Kart, bize sarsıcı “Hayat Güzeldir” filmini anımsatıyor. Nazi toplama kamplarında her şeyi oyuna çeviren o güzel babayı anımsarsınız, sonu hazindir filmin. Ha bir de, “Baba Okulu”na giden gazeteci mahpuslar var. Davanın görüleceği adalet sarayına giderken, ısrarla, memleketten söz açan aydınlar onlar. Bu utanç kime aittir? AİHM Büyük Daire’de savunma yapan tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatları, müvekilinin siyasi başarılarından dolayı hedef alındığını belirterek “Bugün burada görülen bu davanın konusu Türkiye’de yargı aracılığıyla muhalefetin susturulması ve cezalandırılmasıdır” dedi. Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın davası dün Fransa’nın Strazburg kentindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Davanın geçmişi Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Selahattin Demirtaş hakkında açılan dava devam ederken, tahliyesi için yerel mahkemelere yapılan başvurular reddedildi. Bunun üzerine AYM’ye yapılan başvuruya yanıt verilmemesi üzerine avukatlar dosyayı 26 Haziran 2018 tarihinde AİHM’ye taşıdı. Bu sırada Demirtaş hakkında “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada 4 yıl 8 ay hapis cezası verildi. İstinafa ya Musa Kart’ı çok iyi tanırım. Hiç yüz yüze görmedim, ama şairi, çizeri, düşün insanını tanımak demek, yapıtını izlemek, takip etmek anlamına gelir. Mahpus çıkışı: “Mizah duygusunu kaybetmiş ülkede yaşamak çok güç. Ama her şeyin mizah olduğu bir ülkede Büyük Daire’de görüldü. Duruşmayı HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş da izlerken; Selahattin Demirtaş’ı avukatlar Prof. Dr. Başak Çalı, Dr. Kerem Altıparmak, Mahsuni Karaman, Benan Mo pılan başvuruda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 20 Kasım 2018 tarihinde Demirtaş’ın tahliyesini istedi. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye başvurusunu 30 Kasım 2018’de reddederek, tutukluluğa devam karar vermişti. yaşamak daha güç” dedi. Tatlı tatlı, gülümseyerek anlatıyor başlarına geleni. Hayrete düşüyor, öfkeleniyor ve siz de gülüyorsunuz. Tam da yaşadığımız günlerin özeti bu. Memleketimin aydın serüveninin en kısa yoldan dillenmesidir Kart’ın anlattıkları. AKP’li yıllar herkese, konumu oranında, bedel ödetti. Bazısı öldü. Doğrusu öldürüldü. Kimi mahpuslarda çürümeye terk edildi. İşinden olanları saymıyorum artık. Asıl lu, Ramazan Demir ve Aygül Demirtaş savundu. Türkiye’yi ise Alman avukat Stefan Talmon temsil etti. Demirtaş’ın avukatları yaptıkları savunmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebinin ardından üç aydan kısa bir süre içinde müvekkili hakkında 10 farklı şehirde fezlekeler hazırlandığını, 9 farklı savcının ise 96 saatlik bir süre içerisinde fezlekelerini Diyarbakır’a yaptığı siyasi konuşmaların ve faaliyetlerin suç teşkil ettiği sonucuna varmıştır” ifadelerini kullandı. Avukatlar, Ahmet Şık ve Nedim Şener davalarında olduğu gibi tüm hukuki sorunların incelenmesini istedi. ‘FETÖ savcıları hazırladı’ Şubat 2011Ocak 2013 tarihleri arasında hazırlanan fezlekelerden doku nılmıştır. AYM buna hiç dikkat etmemiştir” diye konuştu. Avukatlar ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” sözlerinin de yargı üzerindeki etkisini göstermeye yeterli olduğunu söyledi. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezasının da örnek verildiği savunmada, “Muhalifleri terörle suçlamak geçer ak ha sonra açıklayacak. Duruşmanın ardından HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve beraberindeki heyet basın açıklaması yaptı. Temelli, sürecin dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla başladığını belirterek “Özellikle dokunulmazlıkların kaldırıldığı süreçte başlayan bu büyük adaletsizlik vekil arkadaşlarımızın alıkonulmasına dönüşmüştür. Büyük bir adalet bedeli çocuklar, torunlar ödeyecek. göndermelerinin akla uygun bir yo zunun FETÖ’ye üye olmak gibi cid çe haline gelmiştir. Demirtaş’ın yaşa sizlik ve hukuksuzluk söz konusudur. Gericilik son bulacak elbet, yeniden yurt kurmak o kadar kolay değil ama! Yurdunu sevmekle, ırkını sevmek karışır bizde. Biri milliyetçiliktir, öteki yurtseverlik. Biri soy sopla ilgilidir, diğeri ortak kültürle. Biri kalkıp; “Atatürk de milliyetçiydi” demesin, tüylerim diken diken oluyor. Dağılan imparatorluktan ulus devlet kurulan tarihle, şimdi bir lu olmadığını söyledi. Demirtaş’ın “terör örgütü kurmak ve yönetmekle” suçlandığına dikkat çekilen savunmada avukatlar, “Ne var ki bu suçlama, Demirtaş’a karşı hazırlanan 96 dosyanın hiçbirinde bulunmamaktadır. Ülkenin dört bir yanındaki pek çok savcı, geçmiş yıllara dönerek Demirtaş’ın di bir suçla yargılanan savcılar tarafından hazırlandığını söyleyen avukatlar, “Görevlerine son verilmiş olan bu savcıların Demirtaş’ın dosyasına koyduğu sahte deliller ve yasadışı telefon kayıtları, dava dosyasında kalmıştır. Bu deliller, Demirtaş’ın tutuklanmasına gerekçe olarak da kulla dıkları, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da başına gelmiştir. CHP’nin İstanbul seçimlerini kazanmasından sonra, ‘terör propagandası’ suçlamasıyla cezalandırılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Türkiye’yi temsil eden Stefan Talmon’ın savunmasının ardından mahkeme sona erdi. AİHM kararını da Türkiye’de bağımsız ve tarafsız bir yargıdan bahsetmek bugün için mümkün değildir. Talimatla hareket eden ve talimatla kararlar veren bir yargı sistemi Türkiye’de geçerli. Bugün tam da bu yargı sistemine karşı burada bir adalet arayışı sürüyor. Umuyorum bu adalet arayışı gecikmez”dedi. l İç Politika mi? O gün ilericiydi “milliyetçilik” tarifi, şimdi bunu öteye taşımak zorundayız. Kaldı ki “yurt” şu anda maalesef sınırları çizili ülkeler için kullanılan kavram. Biraz tepeden bakarsak dünya tüm canlıların yurdu değil mi? Kendimizi insanız diye niye özel sayalım? Dünya hayvanın, bitkinin de yurdu olarak görülemez mi? Şimdilik memleketimizi yaşanılır kılmaya çalışıyoruz. Ancak küçülen dünyanın parçası olduğumuzu bilerek yapıyoruz bunu. Yazık ki sömürülen parçasıyız. Dünya kaynaklarından faydalanmak istiyoruz, katkı yapmıyoruz. Bu yüzden de kullanışlı sayılıyoruz. Ağırlıklı olarak İslam coğrafyası bu halde! Düşünmeyen, yaratmayan, üretmeyen Salona “Grup Yorum üyeleri 125 gündür süresiz açlık grevinde talepleri kabul edilsin” pankartı asıldı. ‘Grup acıklı haldeyiz. Her gün daha kötüye gidiyor, gidecek de! İlkel tartışmalarla avunuyoruz, ağzımıza “milliyetçilik”, “dincilik” sloganları verilmiş, kapitalizmin Yorum’a elinde oyuncak hale gelmişiz. Hakikat bu! Ülke koca bir açık hava mahpushanesi aslında. Eğer düşünsel ölçünüz özgürlük’ varsa, etik ve hatta estetik kaygılar güdüyorsanız soluk almak imkânsız. Gerici ayaklanmanın ne boyutta İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyeleri, 125 gün olduğunu, acı örneklerle günbegün dür açlık grevinde olan Grup Yorum üyeleri yaşıyoruz. Özellikle eğitim sorunları nin taleplerinin kabul edilmesini isteyerek, öylesine birikmiş halde ki, müfredattan yetkililere çağrı yaptı. İHD üyeleri, “Devle yurt sorununa dek, kökten ele alınmadıkça çözülmesi olanaklı değil. Gazi sayılmayan yaklaşık 20 bin kişi isyanını bir kez daha dile getiriyor tin tüm birimlerinin yetkililerini hukuksuzluğa son vermeye çağırıyoruz. Demokrasiye, Hayıflanarak yol almak da söz konusu olmadığına göre, ne yapmalı?  Musa Kart güler yüzüyle “Tehlikenin farkında mısınız?” diyor. Günlük yaşamda tanış olduğum insanlar: “Bizden geçti, çocuklarımız için kaygılıyız” derler. Soluk aldığımız müddetçe kimseden geçmemiştir. Herkes sorumluluğunu taşımalıdır. Örgütlü olmak ilk koşul. Üstelik gevşek, ilkesiz örgütlerle bu işin olmayacağını bilmek gerek. Çevre sorunlarını, hayvan hakları meselesini, göçmen sorununu “milliyetçi”, “dinci” dille, kapitalizm içinden çözmek mümkün değildir. Teşhis doğru olmazsa, tedavi mümkün mü? Aklıma gelmişken; Özal, Menderes, Demirel övgüsüne ara verip biraz işlerine baksa yeni seçilen siyasiler, liderler iyi olacak. RTE ile milliyetçilik, dincilik yarıştırarak kazanmak mümkün değildir. Kaldı ki, kazandığınızda neyi elde etmiş olursunuz bu yolla, o da ayrı tartışma konusu. ‘7 mermi yiyen gazi sayılmıyor’ SENA YAŞAR Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği Başkanı Atilla Polat, 19 Eylül Gaziler Günü’nde, terörle mücadele operasyonlarında yaralanan fakat bir organını kaybetmediği ve “yüzde 40 iş göremez” raporu alamadığı için gazi sayılmayan 20 bin kişinin mücadelesinin sürdüğünü anımsattı. Polat, “Teröristten 7 mermi yiyen asker, gazi sayılmıyor... 15 Temmuz’da kolu çizilene ‘gazilik’ unvanı verildi. Vatanı için vurulanlar arasında ayrım yapılıyor” dedi. Dernek Başkanı Polat, 19 Eylül Gaziler Günü’nde, terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayan yaklaşık 20 bin kişi adına Cumhuriyet’e konuştu. Vatani görevini yaptığı sırada, terörle mücadele operasyonlarında yaralanan fakat bir organını kaybetmediği ve “yüzde 40 iş göremez” raporu alamadığı için gazi sayılmayan yaklaşık 20 bin kişinin isya nının yıllardır devam ettiğini dile getiren Polat, “Genelkurmay’dan bize, ‘TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’ne uymadığınızdan gazi sayılamıyorsunuz’ diye cevap veriliyor. Bizleri metre ile santim santim ölçüyorlar, yeteri kadar uzuv kaybı, fonksiyon kaybı ve kalıcı doku bozukluğu olmadığından gazi saymıyorlar” dedi. Organ kaybı olmadığı için gazi sayılmadıklarını, ancak vücutlarındaki bomba parçaları ve mermiler nedeniyle sağlık sorunları yaşadıklarını da belirten Polat, “Bizler vatan için vurulduk ama çocuklarımıza gazi olduğumuzu ispatlayamıyoruz. Öldüğümde ayyıldızlı bayrağımla defnedilmek benim hakkım ama bunu belgeleyemiyorum” ifadelerini kullandı. 15 Temmuz darbe girişiminde yaralananların, yaralanma oranlarına bakılmaksızın “gazilik” hakları verildiğine dikkat çeken Polat, “Doğu ve Güneydoğu’da yaralanan binlerce asker ve polis gazi sayılmıyor. Teröristten 7 mermi yiyen Melikşah Aktaş neden gazi sayılmıyor? İnönü Stadyumu’ndaki bombalı eylemde yaralanan polisler neden gazi sayılmıyor? 15 Temmuz’da ‘kolu çizilen’ gazi sayıldı, İzmir’de tokat yiyen imam gazi sayıldı. Vatanı için vurulanlar arasında ayrım yapılıyor” sözleriyle isyan etti. Polat, “İngiltere’de savaşta ölen atların bile heykeli dikilirken, ülkemizde vatan için yaralanan bizlere sahip çıkılmıyor. Yaralandığımız komutanlık yazısı ile belgeleniyor, Milli Savunma Bakanlığı nakdi tazminat ödüyor. Devleti tarafından unutulan ve bilmeden mağdur edilen bu vatan evlatlarına sahip çıkıp, yaralanma oranına bakılmaksızın gazilik hakları verilmeli” dedi. CHP ve MHP’nin, Meclis’te bugüne kadar çok sayıda araştırma önergesi ve yasa teklifi verdiğini belirten Polat, “19 Eylül Gaziler Günü’nde, artık birilerinin sesimizi duymasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı. l ANKARA insan hak ve özgürlüklerine, hukuka saygılı kişi, örgüt ve siyasal partileri açlık grevinin sona ermesi ve baskıların bitirilmesi için sürece müdahil olmaya davet ediyoruz” diye seslendi. İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, dün Taksim’deki dernek binasında düzenledikleri basın toplantısında 2 yıldır tutuklu olan Grup Yorum üyeleri İbrahim Gökçek, Helin Bölek, Barış Yüksel ve Bahar Kurt’un çeşitli taleplerle başlattığı açlık grevinin 125. gününde olduğunu anımsatarak, Grup Yorum üyelerinin yetkililer tarafından talepleri karşılanmadığı ve hukuk dışı uygulamalarının devam ettiği takdirde süresiz açlık grevine başlayacaklarını duyurdular. Grup adına basın açıklamasını okuyan avukat Zeynep Ceren Boztoprak, “Buradan yetkililere ve kamuoyuna sesleniyoruz. Grup Yorum mensupları İbrahim Gökçek, Helin Bölek, Barış Yüksel ve Bahar Kurt açlık grevinin 125’inci günündedir. Talepleri, demokratik ve insan haklarına saygılı bir ülkede tartışma konusu bile yapılamayacak kadar açık ve haklıdır” dedi. Açlık grevlerinin 125’inci gününde, talepleri karşılayacak herhangi bir adım atılmadığını kaydeden Boztoprak, özetle şunları kaydetti; Cepkin’in Güloğlu’na açtığı davada karar verildi Cane’ye cumhurbaşkanına hakaretten hapis cezası “Dün (salı günü) Bahar Kurt ve Helin Bölek’in de yargılandığı davanın duruşma Şarkıcı Davut Güloğlu’nun, Hayko Cepkin’e hakaret etti mayacağım” ifadelerini kullanmıştı. Güloğlu ise Sıla hakkında Edirne’de HDP’nin seçim çalışmalarına katılmak için gelen ve terör örgütü PKK üye lahlı terör örgütüne üye olmak”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlarından 6 yıl 3 ay ha sında kaçma şüpheleri olduğu gerekçesiyle tahliye talepleri bir kez daha reddedildi.Türkiye, 12 Eylül faşist darbesinden sonra ifa ği için açılan davada karar çık “S.. olsun gitsin” ifadesini kul si olduğu iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası ve pis cezasına çarptırıldı. İnaç hakkında, “Cum de özgürlüğünü hiçe saymayı, ifade özgürlü tı. Mahkeme, Güloğlu’nun erte lanmıştı. Sıla’nın şikâyeti üzeri rilen Almanya vatandaşı “Hozan Cane” isim hurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan ğünün bütün tezahürlerini suçmuş gibi gös lenen 3 yıl içinde suç işlemedi ne Güloğlu “Alenen hakaret” su li şarkıcı Saide İnaç, cumhurbaşkanına haka davanın önceki gün karar duruşması yapıldı. termeyi olağan bir iş sayan bir hukuk anla ğini tespit ederek davanın düş çundan 8 bin 500 TL adli para ret suçundan da 1 yıl 5 ay 15 gün hapis ceza SEGBİS üzerinden katılan İnaç, suçlamaları yışı geliştirmiştir. Bu anlayış, Grup Yorum’u mesine karar verdi. cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sına çarptırıldı. kabul etmeyerek, kendisi adına sosyal med her dönemde hedef haline getirmiş, yasak, Güloğlu 2009’da TV progra Güloğlu’nun Cepkin’e hakaret Alman vatandaşı olan İnaç, geçen yıl 24 yada birçok hesap açıldığını söyledi. İnaç, baskı, gözaltı ve tutuklamalarla bu müzik mında Cepkin’e “Maymuna benziyor” diye suçundan ertelenen cezasının bozulması için Haziran’daki Cumhurbaşkanı ve Milletveki “Sayın Cumhurbaşkanına hakarete yönelik grubunu susturmak istemiştir. Devletin tüm rek hakaret etmiş, Hayko Cepkin’in suç duyu mahkemeye ihbarda bulundu. İhbar üzerine li Genel Seçimi ile ilgili HDP’nin çalışmaları bir paylaşımım yok. Bir sanatçı olarak bırakın birimlerinin yetkililerini hukuksuzluğa son rusu üzerine Güloğlu, hakkında dava açılmış hakaret dava dosyası yeniden açıldı. Mahke na destek vermek amacıyla Edirne’ye geldi. cumhurbaşkanını, sıradan bir insana hakare vermeye çağırıyoruz. Demokrasiye, insan ve suçlu bulunmuş fakat cezası 3 yıl ertelen me heyeti, sanık Davut Güloğlu’nun ertelenen İnaç, dönüşte sosyal medyadaki paylaşımla ti bile kendi kişiliğime aykırı görürüm. Beraa hak ve özgürlüklerine, hukuka saygılı kişi, mişti. Şarkıcı Sıla darbe girişiminin ardından ceza süresinde suç işlemediğini tespit ederek rında PKK’nin propagandasını yaptığı ve örgüt timi istiyorum” dedi. Mahkeme, İnaç’a, ‘cum örgüt ve siyasal partileri açlık grevinin sona Yenikapı’daki mitinge katılmamış ve “Dar basın yoluyla hakaret suçu ile ilgili davanın üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. İnaç, hurbaşkanına hakaret’ suçundan 1 yıl 5 ay ermesi ve baskıların bitirilmesi için sürece beye karşıyım ama Yenikapı’daki şova katıl düşmesine karar verdi. l Haber Merkezi Edirne 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde “si 15 gün hapis cezasına çarptıldı. l AA müdahil olmaya davet ediyoruz.” l İstanbul/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle