28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY avro sterlin FAİZ BORSA 1119 EYLÜL 2019 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.6690 4 kuruş 6.2700 3.5 kuruş 7.0880 2.6 kuruş 15.04 0.36 puan 101.930 483 puan 1838.68 9.69 lira 274.54 1.42 lira BDDK’den yandaşınBDDK’ninaldığısonkararlabankalarıntakiptekikreditutarı170milyarlirayıaşacak borcunu silme hamlesi 46 milyar liralık kredinin, batık kredilerin kapsamına aktarılması ekonomiye yeni bir yük daha getirirken, “hangi şirketler kurtarılacak” tartışmalarını da alevlendirdi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) son kararı, ekonomik krizin sonuçlarının daha da netleşmesini sağlarken, bu tür bir hamlenin neden yapıldığıyla ilgili tartışmaları da başlattı. Çünkü BDDK kararıyla, 13 Eylül itibarıyla bankalardaki 124.6 milyar liralık batık kredilere, 46 milyar liralık kredi daha dahil edilecek. Bu durum, hem bankaların hem Türkiye ekonomisinin yükünü artırırken, bu uygulamanın sonuçlarından yararlanacak şirketlere kolaylık sağlayacak. Özellikle inşaat ve enerjideki borçlu şirketlerin AKP döneminde büyüyen şirketler olduğuna dikkat çekiliyor. BDDK’nin kararından sonra ilk etkiler Borsa İstanbul’daki banka hisselerinde ortaya çıktı. 46 milyar liralık yeni batık kredi için bankaların yılsonuna kadar kredi ayıracak olması, kârı etkileyeceği için banka hisseleri dün dalgalı seyir izledi. Yüzde 20 düşebilir Söz konusu 46 milyar liralık kredinin bankalara dağılımı ve ne kadar karşılık ayırdıkları bilinmediği için banka bazında kârlara ne kadar yansıyacağı hakkında net bir görüş bulunmuyor. Yatırım Finansman tarafından yayımlanan değerlendirmede, “Hangi bankanın krediler için şu ana kadar, ne kadar pro vizyon ayırdığını bilmediğimiz için yıllık kârlarda yüzde 1520 arası aşağı yönlü revizyon bek lemek makul olacaktır. Bu da TL fonlama maliyetlerinde bir süre dir gözlenen gerilemenin olum lu etkisini gölgeleyecektir” denil di. Bir bankacılık analisti de şu yorumu yaptı: “Ek karşılıkların bankalara 15 milyar TL’ye kadar bir yük getireceğini hesaplıyo ruz. Bu da hisseleri baskılayacak bir unsur. Aslında takipteki ala cak oranının olması gereken ara lık yüzde 8.510 arasında. Yani en az bir bu kadar daha kredinin takibe atılması gerekiyor.” Ayrı En kötü senaryo gerçekleşiyorca BDDK’nin kararını bazı şirket lerin kurtarılması olarak yorumlayan uzmanların görüşleri de dikkat çekti. Batık kredilere sektörel olarak bakınca, BDDK açıklamasında da vurgulandığı gibi inşaat sektörü ilk sırada yer alıyor. Bu sektörün toplam batık kredilerdeki payı yüzde 13.3. Bu sektörü yüzde 10.7 Aydın: Ağırlığı döviz kredileri 4 CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak: Mızrak artık çuvala sığ maz oldu. 46 milyar Türkiye Bankalar Birli TL krediyi banka ği Başkanı Hüseyin Aydın, “Derinlemesine bakınca 46 milyar liranın yüzde 50’si inşaat ve enerji. Kalanı diğer sektörler” dedi. NTV’ye konuşan Aydın, kredilerin ağırlıklı olarak döviz cinsinden olduğunu da ifade ederek şu noktaya da dikkat çekti: “Kredi borçlusu kamu ku lar bilançolarında batık yazacak. Gerçeklerin er veya geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var. 4 Prof. Dr. Selva Demir rumu yok. Bize borçlu olanlar ta alp: Bu hamle mamı özel sektör dediğimiz bü bankalara “za ile toptan ticaret yük, orta boy, küçük boy işlet rarı sen karşı hatlama yaratabilirdi, ama zaten en kötü senaryo bankanın bunu takipteki alacağa yazmasıydı ve ardından ödenmesinden ümidini kesmesi. 4 Eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti milletvekili Durmuş Yılmaz: 46 milyar liralık batık, bir gecede oluşmadığına göre bugüne kadar neye saklandı. Hani YEP’te sözü verilen stres testi uygulanmıştı da bir sorun olmadığı ortaya çıkmıştı. Dikkat edin, bu daha bir başlangıç olmasın! 4 Spinn Danışmanlık zına kısa vadede ister istemez negatif etkisi olacaktır. Bunun gecikmeli diğer negatif etkileri inşaat ve enerji sektörüne yönelik. Sektörlerin toparlanıp zaman içinde ekonomik büyümeye hizmet eder hale gelmesi zaman alacak. Bunun yanı sıra “temizlik” hamlesi oldukça pozitif olarak algılanmalı. 4 Nurol Yatırım Bankası Başkanı Ziya Akkurt: Problemli kredilerin banka bilançosundan çıkacak olması, bankaların 2020 yılında uluslararası piyasalarda sendikas ve yüzde 7.8’lik payla enerji takip ediyor. İlk 10 sektörün payı ise yüzde 57.3. l Ekonomi Servisi meler.” Aydın, ayrıca yerli kre la” demiş olmak di derecelendirme şirketi konusunda,“JCR Avrasya ile hisse alımı konusunda görüşmelerimiz devam ediyor” açıkla ması yaptı. anlamına geliyor. Eğer bankalar bunları satıp bir şekilde bir fona aktarabilseydi belki bir ra Ortağı Özlem Derici: Karşılık ayrılması sermaye yeterliliğinden ve kredi olarak sağlanabilecek kaynaktan feragat edilerek gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla kredi ar yon konusunda daha rahat hareket etmeleri ve yaklaşık bir senedir durmuş olan sermaye piyasalarına uzun vadeli borçlanma için tekrar girebilecekleri anlamına geliyor. Mustafa Varank Sanayide yeni strateji belirlendi Türkiye’nin 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nin açıklandığı toplantıda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, hedeflere ulaşma noktasında sanayi stratejisinde 5 ana bileşen ve 23 alt politika belirlediklerini duyurdu. Varank’ın açıkladığı sanayi stratejisinde yer alan ana bileşenler; Yüksek Teknoloji ve İnovasyon, Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi, Girişimcilik, Beşeri Sermaye ve Altyapı olarak sıralandı. Milli gelirde imalat sanayisinin payını artırmak istediklerini dile getiren Varank, “Son 10 senede ortalama yüzde 16.5 olan bu payı, 2023’te yüzde 21’e çıkarmayı hedefliyoruz. Sanayide çalışan işçi başına katma değeri 35 bin dolara ve imalat sanayisi ihracatını da 210 milyar dolara yükseltmek istiyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi EPDK, Shell’e soruşturma açtı Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu (EPDK),Shell Petrol’ün herhangi bir arz sıkıntısı yaşanmamasına rağmen, bayilerinin istediği akaryakıtı vermediğinin ya da çok sınırlı miktarda verdiğinin, gelen şikâyetler doğrultusunda tespit edildiğini bildirdi. Kurum Shell Petrol AŞ hakkında soruşturma açtı. EPDK’den yapılan açıklamada piyasa faaliyetlerini bozacak bu tip girişimlerle ilgili gerekli adımların atılmasında tereddüt gösterilmeyeceği ifade edildi. EPDK tarafından mart ayında hayata geçirilen yeni uygulamaya göre akaryakıt şirketlerinin mevzuata aykırı eylemleri, düzeltme imkânı olan, düzeltme imkânı olmayan ve akaryakıt kaçakçılığı kapsamına giren fiiller olarak üç başlıkta inceleniyor. l Ekonomi Servisi Yoksullaşma artıyor Gelir dağılımı bozuk Gini katsayısı 0 ile 1 arasında değişen bir katsayıdır ve 0’a yaklaştıkça gelir dağılımı eşitliğinin, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliğinin arttığını gösterir. 2018’de 0.408 oranında bir Gini katsayısı gelir dağılımının bozuk olduğunun göstergesi. Son 4 yıldır gelir dağılımında sürekli bir bozul ma görülüyor. Bu genel bozulmaya karşılık en yüksek gelirle en düşük gelir arasındaki fark, 2018’e gelinceye kadar daralma sergilemiş 2018’de yeniden 7.8’e yükselerek ciddi bir bozulma göstermiş görünüyor. Asgari ücrette artış olmasına karşılık bu farkın açılmış olması önemli. En yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay arttı. Nüfusun yüzde 70.4’ünün konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri veya borçları var. En yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, 2018’de bir önceki yıla göre 0.2 puan artarak yüzde 47.6’ya yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018’e ilişkin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre Türkiye’de ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri bir önceki yıla göre yüzde 12.2 artarak 21 bin 577 liradan 24 bin 199 liraya çıktı. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan (ortanca) gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre yoksulluk oranı bir önceki yıla kıyasla 0.4 puan artarak yüzde 13.9 oldu. Medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre ise yoksulluk oranı bir önceki yıla kıyasla 1.1 puan artarak yüzde 21.2 oldu. Tek kişilik hanehalklarının yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 1.4 puan artarak yüzde 9.6, en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalklarının yoksulluk oranı ise 0.9 puan artarak yüzde 18.8’e yükseldi. Nüfusun yüzde 59’u kendilerine ait bir konutta otururken, yüzde 39.6’sı konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu, yüzde 36.2’si sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi sorunu yaşıyor. Nüfusun yüzde 70.4’ü konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri veya borçları olduğunu, yüzde 58.3’ü evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamadığını beyan etti. l Ekonomi Servisi Albayrak’tan işsizlik fonu itirafı MUSTAFA ÇAKIR İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı dışında kullanıldığı hükümet tarafından da itiraf edildi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, fon kaynaklarının kamu bankalarında kullanıldığını kabul etti. Büyüklüğü 130 milyar lirayı aşan İşsizlik Sigortası Fonu, işçinin yüzde 1, işverenin yüz de 2 ve devletin yüzde 1 oranında ödediği primlerden oluşuyor. İşçiler işsiz kaldıklarında belirli süre ile fondan işsizlik maaşı alabiliyor. İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk’ün soru önergesini yanıtlayan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, fon kaynaklarının kamu bankalarında kullanıldığını kabul etti. İYİ Partili Öztürk önergesinde, Eylül 2018’de Halkbank, VakıfBank ve Eximbank’ın 2 gün içerisinde 10 milyar 875 milyon TL tutarında tahvil satarak sermaye yeterlilik oranlarını iyileştirdiklerine dikkat çekti. Albayrak, fondan ne kadar aktarım yapıldığını belirtmezken, “Bahsi geçen işlemler 4749 (Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlen mesi Hakkında Kanun) sayılı kanunun 12. maddesi çerçevesinde gerçekleştirilmektedir” yanıtını verdi. Albayrak’ın belirttiği Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Yasa’nın “nakit, borç ve risk yönetimi” başlıklı maddesinde, kamu kaynaklarının nasıl değerlendirileceği düzenleniyor. l ANKARA Birden taşlar yerinden oynadı... Ortadoğu, hiç kuşkusuz, dünyanın en karmaşık, en değişken, hatta en patlayıcı bölgesidir. Cumartesi günü, dünyanın petrol endüstrisinin “kalbine” yönelik, zamanı ve etkinliği açısından çok şaşırtıcı bir hava saldırısı “taşları” yine yerinden oynattı. Gelişmeler, dünya enerji piyasalarında jeopolitik risklere ilişkin yeni bir paradigmanın şekillenmekte olduğunu gösteriyordu. Büyük güçler arası rekabet... Bence, bu gelişmeleri, uluslararası ilişkiler alanında artık egemen olan “Büyük güçler arası rekabet paradigması” içinde değerlendirmeye çalışmak gerekir. Bu bağlamda, içinde, emperyalizm teorilerine aşina olanlar için yeni bir şey olmasa da üretildiği yer açısından anlamlı bir çalışma yardımcı olabilir. ABD Ulusal Savunma Üniversitesi (NDU) bünyesinde çıkarılan Joint Forces Quarterly’nin (Birleşik Güçler dergisi) eylül sayısında yayımlanan “Küresel Riskler ve Fırsatlar: Büyük Güçler Arası Rekabet Paradigması” başlıklı çalışmayı, US Merkez Komutanlığı, Strateji, Plan ve Politika Direktörlüğü’nde stratejik analist Mark D. Miles ve bölümün 2. direktörü Tuğgeneral Charles S. Miller birlikte kaleme almışlar. Yazıda, büyük güçler arası rekabet “paradigması” üç merkez üzerine kuruluyor. Ekonomik ve askeri büyük güç düzeyine yükselmekte olan Çin, yeniden büyük güç statüsüne yükselen Rusya ve ABD. Yazı büyük güçler arası rekabet ortamının dinamiklerini tanımlarken, 19. yüzyılın ve Soğuk Savaş döneminin deneylerine dayanıyor. Bu deneylerde, büyük güçler arası rekabetin, önce, bu güçlerin kendi topraklarının dışındaki bölgelerde, esas olarak diplomatik yollarla, casusluk gibi araçlarla sürdüğünü gösteriyor (biz bunu dünyanın “paylaşılması” aşaması olarak niteleyebiliriz). Yazı, sonuç bölümünde bu rekabetin bugün Ortadoğu, Orta Asya, Latin Amerika ve Afrika’da yoğunlaştığına, bu aşamada bile askeri gücün önemine işaret ediyor; askeri gücün dostlara güven vereceğini, askeri işbirliğinin bölgesel entegrasyonu güçlendireceğini ve diplomatik, ekonomik gücü destekleyeceğini vurgulayarak bitiyor. Yazıda, Rusya ile rekabet bağlamında Büyük Ortadoğu öne çıkıyor. Yazı Ortadoğu’da özellikle 2015’ten sonra Rusya’nın “sert” ve “yumuşak güç” alanındaki kazanımları, Suriye, İran, Suudi Arabistan, Libya ve Süveyş Kanalı bağlamında Mısır ile ilişkiler değerlendiriliyor. Ancak çok ilginçtir, bu değerlendirmelerde hatta yazının içinde, “stratejik derinliğe” sahip bir büyük güç ve “Sünni dünyasının kalbi’ olduğuna inanan AKP Türkiyesi’nin adı geçmiyor. Şimdi, ABD İran’ı suçluyor. Rusya misilleme kabul edilemez derken, İran, ABD’nin Körfez’deki savaş gemilerini vururuz diyor. “Büyük güçler arası rekabet paradigması” içinde, ABD’nin bölgedeki egemen güç olmaya devam etme kapasitesi yeni bir sınava giriyor. Bu silahlar ne işe yarıyor? Savunma harcamaları geçen yıl 83 milyar dolara ulaşan (dünyada 3.) Suudi rejimi, bölgenin en gelişkin hava kuvvetlerine sahip. Yine de Yemen’de bir başarı elde ettiği söylenemez. Aksine, Husiler savaşı IHA’lar ve füzeler yoluyla, Suudi Arabistan topraklarına taşımaya başladılar son saldırıyı da üstlendiler. Suudi rejiminin AWACS casus uçağı, 16 Patriot füzesi bataryası, füzeler ve IHA’lar ile gerçekleşen, büyük tahribat yaratan saldırıları durduramadı. Bu fiyasko, yalnızca ABD’den büyük paralarla satın alınan hava savunma araçlarının değil, genel olarak tüm füze savunma sistemlerinin, çok alçaktan uçabilen füzelere ve İHA gibi araçlara karşı etkinliğine ilişkin yeni soruları, gündeme getirdi. Hem de Rusya’nın, ABD müttefiklerine (geleneksel müşterilerine) S400 satış çabalarının, silah piyasasında rekabetin hızlandığı bir dönemde... Füzelere karşı savunma konusunda çalışan uzmanların, “bunları önlemenin tek yolu, daha yola çıkmadan yakalamaktır” saptamaları da akla “acaba büyük güçler arası rekabetinin ürünü vesayet savaşlarında, İHA saldırıları yoğunlaşacak mı? Bu savaşta, ‘önleyici vuruş’ (önce vur sonra sor) taktiğine giderek daha çok mu başvurulacak” sorularını getiriyor. Ortadoğu’da taşlar yine yerlerinden oynadı. Bu oynama, büyük bir savaşa, dünya ekonomisini de peşinden sürükleyecek, bir yıkıma yol açacak mı? Sanırım birkaç hafta içinde göreceğiz. Konutta 2019’da ilk artış Ağustosta Türkiye konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5.1 artarak 110 bin 538 oldu. Ağustos ayındaki artışla birlikte, 2019 yılında ilk kez konut satışlarında aylık bazda artış yaşanmış oldu. İpotekli konut satışları bir önceki yıla göre yüzde 168 artış gösterdi. Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6.8 azalarak 3 bin 604 oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle