28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 11 EYLÜL 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ECE KURTULUŞ HABER Kütüphanesiz okul kader midir? Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Muammer Yıldız, velilere özel okul seçerken dikkat etmeleri gereken 10 kıstas önermiş geçenlerde. Kıstaslardan birisi de okulun zengin bir kütüphanesinin olması. Şöyle diyor Yıldız: “Örneğin bana göre, zengin bir kütüphanesi bulunan bir okulun diğer okullardan ayırıcı vasfı var demektir.”  Muammer Bey haklı. Fakat hal böyleyken ülkemizde devlet okulları büyük oranda kütüphanesiz, kütüphanesi var diye düşünülen okullar ise çoğunlukla yeterli düzeyde ve çeşitlilikte kitaptan yoksun. Neden? Soru budur. Oysa kütüphaneye en fazla ihtiyacı olanlar, özel okula gidecek ya da kitap alacak parası olmayanlar değil mi? MEB’in araştırması... Diğer yandan MEB kendi bünyesinde bir araştırma yürütüyor bir süredir. Kısa adı ABİDE olan, “Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi” başlıklı araştırmadan söz ediyorum. Basına da yansıyan 2018 yılı araştırmasının sonuçlarına göre, evdeki kitap sayısı arttıkça çocukların akademik başarısı da artıyor. Ama diyelim ki ailenin kitaplarla ilgisi sınırlı, maddi olanakları az ya da yeterli eğitimi alma olanağı olmamış. Bu durumdaki çocukların kitapla tanışmasının, kitap sevgisi kazanmasının en kamusal yolu okul ve halk kütüphaneleri. ABİDE araştırması bunu da bulgu olarak not etmiş. Okulda kütüphane bulunmasının öğrencilerin akademik başarıları üstünde pozitif bir etki yarattığı saptanmış. Demek ki okul kütüphanesi, özel okula gidemeyen, ailesi aracılığıyla da kitaplarla tanışma fırsatı bulamayan, kitap alacak paraya ya da olanağa sahip olmayan çocuklar için bir kamusal pencere, bir nefes alanı. Başarıyı da artırıyor. Bizzat bakanlık saptamış. Devlet tam da burada ortaya çıkmalı işte.  Durum böyleyken okul kütüphaneleri açısından karnemiz kötü. Çelişkili veriler var bu konuda. Örneğin MEB Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde, Türkiye’de kütüphanesi bulunan toplam okul sayısı 18 bin 916 olarak güncellenmiş en son. Bunun kaçının devlet okulu, kaçının özel olduğu belirsiz. TÜİK ise sayıyı daha fazla gösteriyor. MEB 2018 Yılı İdare Faaliyet Raporu’na göre de okulların yüzde 40’ında kütüphane var. Gerçekçi mi? Kaynak var, asıl soru: Kimler için kullanılıyor? Türkiye’de 66 bin okul var. Bakanlığın bu oranına göre 30 bine yakın okulun kütüphanesi olmalı. Ancak sahadaki durum böyle değil ne yazık ki. Oda girişinde “kütüphane” yazması da yetmiyor. Yaklaşık iki yıldır öğrencilerimle birlikte Türkiye genelinde ihtiyaç sahibi okullara kitap desteği sağlıyoruz. 62 okul oldu, dayanışma yoluyla binlerce kitap temin ettik ve sürdürüyoruz. Bu sayede birçok okulda onlarca fedakâr öğretmen tanıdık. Yerelde esnaftan, öğrenci velisi marangoz, elektrikçi gibi zanaat ustalarından destek alarak okulda bir odayı kütüphaneye dönüştürüyorlar. Tamamen kendi emekleriyle. Boyasına kadar kendileri yapıyorlar. Ve ardından sıra kitap bulmaya geliyor. Bakanlıktan ya da ilçe milli eğitim müdürlüklerinden en fazla duydukları cümle şu: “Kaynak yok”. Okullar kendi yağıyla kavrulmaya mahkum. Bu sefer de öğretmenlerimiz başlıyor kitap desteği aramaya.  Veriler de bunu doğruluyor. Bakanlığın sözünü ettiğim raporuna göre sene başında okullara gönderilmesi hedeflenen toplam kitap ve dergi sayısı 380 binmiş, ancak sayı 206 binde kalmış. Yani hedef zaten düşük, gerçekleştirme oranıysa hedefin de altında. Bunun kaçının kitap olduğu da belirsiz. Ama her koşulda Türkiye’de bakanlığın söylediği gibi 30 bine yakın okul kütüphanesi varsa, bu her okula 10’dan bile az sayıda kitap temin edildiği anlamına geliyor. Bakanlık, ilgili raporun 66. sayfasında bu durumun nedenini açıklamış. Bir yandan, okulların sisteme işlediği kitap sayısının eksik olduğu belirtilmiş. Ancak izleyen cümle daha acı: “Bütçe yetersizliği nedeniyle bazı göstergelerle ilgili olarak hedeflenen gösterge düzeyine ulaşılamamıştır.” Okullara sınırlı sayıda kitap gönderilmesinin, yeterince kütüphane yapılmamasının gerekçesi de bu değil mi aslında? Lükse bütçe var...  Makam arabalarına var; ihtişamlı binalara, saraylara ve uçaklara var, ama kitaba bütçe yok. Tablo bu. Tek sorumlusu bakanlık değil, ülkeye hâkim olan yönetim anlayışı böyle.  Geldik yine Türkiye’de politika süreçlerinde önümüze çıkan bir numaralı soruna: Kaynak var mı? Var. Ancak mesele, bu kaynakların nasıl ve kimler için kullanıldığı konusunda düğümleniyor. Kütüphanesiz devlet okulları da bu tercihin bir uzantısı. Oysa yoksul çocukların kitaba, kütüphaneye ihtiyacı var. Yurttaşlar sınırlı olanaklarıyla, dayanışma kampanyalarıyla yapabiliyorsa; bunca kaynağa sahip devlet, her okula yetkin kütüphaneler kuramaz mı? İtibar asıl böyle ölçülmez mi? Güçlü devlet böyle de olunmaz mı? DÜZELTME VE ÖZÜR Gazetemizin 10 Eylül 2019 tarihli sayısında “Devrimler tamamlanacak” başlığıyla yayımlanan haberde, CHP’nin 96. yılı kutlama programına ilişkin “CHP’nin 2018’de cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiği Muharrem İnce’nin programda yer almaması dikkat çekti” cümlesi sehven yer almıştır. Düzeltir, özür dileriz. Başkanlık tutmadıCHP’deki ankete göre Türkiye’nin yüzde 54’ü başkanlık sisteminden memnun değil CHP, Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması, kuvvetler ayrılığı ve parlamenter sistemin güçlendirilmesi vurgusunu gündemde tutarken, yapılan bir anket çalışması başkanlık sistemine desteğin gerilediğini gözler önüne serdi. CHP’deki an ket çalışmasına göre; son bir yıldır uygulanan baş mahmut lıcalı kanlık sisteminin yararlı olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 37 olurken, başkanlık sisteminin yararlı olmadığı nı düşünenlerin oranı yüzde 54 olarak gerçekleşti. MHP seçmeninde başkan lık sisteminin iyi olduğunu düşünenle rin oranı 29 olurken, iyi olmadığını dü şünenlerin oranı ise yüzde 64.1 oldu. Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olmasına yönelik referandum çağrısı yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun masasında bulunan bir anket başkan lık sistemine vatandaşların verdiği des teğin yüzde 40’ın altına düştüğünü gös teriyor. Anket çalışmasına göre, son bir yıldır hayata geçen başkanlık sisteminin ya CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun masasındaki ankete göre başkanlık sistemine var olan destek yüzde 40’ın altına düştü. Anket çalışmasına göre MHP seçmeninin de yüzde 64.1’i başkanlıktan memnun değil. rarlı olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 37, yararlı olmadığını düşünenlerin oranı ise yüzde 54 oldu. 24 Haziran seçimlerinde AKP’ye oy verdiğini ifade edenlerin yüzde 78’i başkanlık sisteminin yararlı olduğunu düşünüyor. Cumhur İttifakı kapsamında MHP’ye oy verdiğini ifade edenlerin ise yalnızca yüzde 29’u başkanlık sistemini yararlı buluyor. Ankete göre 24 Haziran’da Cumhur İttifakı kapsamında MHP’ye oy vererek başkanlık sistemini destekleyen seçmenlerin yüzde 64.1’i başkanlık sisteminin yararlı olmadığı görüşünü dile getiriyor. Buna göre MHP seçmeninde başkanlık sistemine yönelik ciddi bir kırılma yaşanıyor. Anket çalışması kapsamında katılımcılara, “Sizce Türkiye bugünkü başkanlık sisteminde mi kalmalıdır, yoksa parlamenter sisteme mi dönmelidir” so rusu da yöneltildi. Buna göre katılımcıların yüzde 53,8’i parlamenter sisteme geri dönülmesi gerektiği görüşünü ifade ederken, yüzde 41.4’ü ise başkanlık sisteminde kalınması gerektiğini belirtti. Katılımcıların yüzde 4.8’i ise bu konuda bir fikri olmdağını kaydetti. 24 Haziran seçimlerinde oy verilen parti tabanlarına göre AKP’ye oy verenlerin yüzde 80.8’i başkanlık sisteminde kalınmasını isterken, MHP’ye oy verenlerin yüzde 43.6’sı başkanlık sistemini savundu. MHP’ye oy verenlerin yüzde 52.6’sı parlamenter sisteme geri dönülmesi gerektiği görüşünü dile getirdi. CHP seçmenlerinin yüzde 89.7’si, İYİ Parti seçmenlerinin yüzde 84.4’ü ve HDP seçmeninin yüzde 93.4’ü parlamenter sisteme geri dönülmesi gerektiği görüşünü ifade etti. SP seçmeninin yüzde 42.9’u parlamenter sisteme geri dönülmesi gerektiğini, yüzde 52.4’ü ise başkanlık sisteminde kalınması gerektiğini ifade ediyor. ‘Kötüye gidiyor’ Anket çalışması kapsamında katılımcılara “Genel olarak düşündüğünüzde Türkiye iyiye doğru mu gidiyor, yoksa kötüye doğru mu gidiyor” sorusu da yöneltildi. Buna göre ankete katılanların yüzde 21.6’sı Türkiye’nin iyiye doğru gittiği görüşünü dile getirirken, yüzde 57.6’sı ülkenin kötüye doğru gittiği görüşünü ifade etti. Katılımcıların yüzde 18.3’nü ülkenin ne iyiye ne de kötüye doğru gittiği; yüzde 2.3’ü ise fikri olmadığı görüşünü ifade etti. Anket çalışması kapsamında katılımcılara, “Genel olarak düşündüğünüzde Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini yapış tarzını onaylıyor musunuz” sorusuna katılımcıların yüzde 44’ü “Evet onaylıyorum” yanıtını verirken, yüzde 48.5’i ise “Hayır onaylamıyorum” yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 7.5’i bu soruya fikrim yok yanıtını verdi. l ANKARA Planlı bir girişim yapıldıCHP lideri Kılıçdaroğlu’nun 21 Nisan’da yaşadığı linç girişimi 279 sayfalık rapor haline getirildi iğneli fırça zafer temoçin İBB BAŞKANI Cumhurbaşkanı’nın İMAMOĞLU: davetine katılacağım Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 30 büyükşehir belediye başkanıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenleyeceği toplantıya katılacağını söyleyen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İşbirliğine ülkemizin her kademesinin ihtiyacı var. Biz bundan kaçınacak ya da buna set koyacak bir anlayışa asla sahip olmadık, olmayacağız da. Daveti için teşekkür ederim” dedi. İmamoğlu, dün İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İBB işbirliği kapsamında başlatılan “Kırtasiye Seti Dağıtım” etkinliğini, Yenibosna Emir Sultan Ortaokulu’nda başlattı. İmamoğlu, okuldan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara’da yapacağı toplantıya katılıp katılmayacağını sorulması üzerine İma moğlu, “Tabii ki. Neticede bizim bireysel bir talebimiz vardı. Sayın Cumhurbaşkanı, bütün büyükşehir belediye başkanlarıyla, sanıyorum belediyelerin sorunlarını konuşmak için ya da tartışmak üzere bir toplantı daveti yaptılar. Elbette ki katılacağız. Şehrimizin, aslında bütün büyükşehirlerimizin sorunlarını kendileriyle paylaşma imkânımız olacak. Biz, devletin her kademesinde maksimum diyalog, maksimum ilişkiden yanayız.” ifadelerini kullandı. Bu arada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de davete katılıp katılmayacağı sorusuna, “Tabii ki gideceğiz. Koşa koşa gideceğiz” açıklaması yaptı. Öte yandan CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanının ise, Saray’a gitmeden önce CHP Genel Merkezi’nde bir araya gelecekleri öğrenildi. l İç Politika İSKİ’ye yeni müdür İİBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’ye bağlı kuruluşlardan İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürlüğü görevine Raif Mermutlu’yu atadı. 1961 yılında Elazığ’da doğan Raif Mermutlu, 1994 yılında İSKİ Genel Müdürlüğü’nde göreve başladı. İSKİ Genel Müdürlüğü’nde çeşitli görevler üstlenen Raif Mermutlu, 2010’da kendi isteğiyle emekli olmuştu. Otogarda indirim Öte yandan İBB, dün Esenler Otogarı’nı tüm envanteri ile devraldı. İBB, otogarı devraldıktan sonra ilk iş olarak otobüs giriş çıkış ücretleriini, 130 TL’den 80 TL’ye düşürdü. MAHMUT LICALI CHP’nin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik Çubuk’ta gerçekleştirilen linç girişimine ilişkin hazırladığı raporda olayla ilgili elde edilen bilgiler yer alırken, linç girişimiyle ilgili karanlık noktalar da tek tek sıralandı. Raporda olayın “planlı bir linç girişimi” olduğu vurgulanarak, saldırganların rabia ve bozkurt işareti yaptığı, Kılıçdaroğlu’nun kontrolsüz bir kalabalığın içine itildiği, saldırganların Kılıçdaroğlu’nun yerini birbirlerine işaret ettiklerinin tespit edildiği ifade edildi. CHP; Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 21 Nisan 2019 tarihinde Çubuk’ta şehit cenazesinde yaşadığı linç girişimini ayrıntılı bir şekilde raporlaştırdı. “Çubuk Linç Girişimi” adlı rapor toplam 279 sayfadan oluşurken, raporda CHP bünyesinde oluşturulan komisyonun elde ettiği bilgiler, olay yeri inceleme raporu, şüpheliler ve ifade tutanakları, adli bilirkişi raporu ve sosyal medya raporuna yer verildi. Linç girişimi Kılıçdaroğlu’nun cenaze safında yerini almasıyla atılan “Bay Kemal dışarı” sloganlarıyla başladı. Kalabalığın arasına dağılmış 1015 kişilik gruplar cenaze süresince slogan atmayı, yuhalamayı ve hakaret etmeyi sürdürdü. Görüntü kayıtlarına göre köye otobüs ve araçlarla gelen bazı grupların rabia ve bozkurt işareti yaparak köy meydanında yürüdüğü belirlendi. Kalabalık içine itildi Raporda, top arabasının arkasındaki korteje yalnızca Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının katıldığı belirtilerek, şu tespit yapıldı: “Yönerge, teamül ve o günkü tören için koruma ekibine çizilen güzergâh şöyleydi: CHP lideri, bir süre top arabasının arkasında yürüyecek, şehidimizi selamlayacak ve yol başında konumlanan ma kam aracına binerek köyden ayrılacaktı. Ancak söz konusu güzergâhta, yönergeye göre bulunması gereken güvenlik koridoru oluşturulmadı. Ne top arabasının arkasında ne yol güzergâhında ne de makam aracının bulunduğu alanda güvenlik koridoru vardı. Bu şekilde Kılıçdaroğlu beraberindekiler kontrolsüz bir kalabalık içine itildi.” Raporda, kalabalık içine dağılmış provokatörlerin Kılıçdaroğlu’nu takip ettiğini, gözden kaçırılmaması için yerini birbirlerine işaretle gösterdiklerine dikkat çekildi. ‘Provokatif duyuru’ Raporda, tüm bu yaşanan linç girişiminin Türkiye’ye ilk kez sosyal medya üzerinden “AK Parti Türkiye” isimli bir hesap tarafından provokatif şekilde duyurulduğu ifade edildi. Raporda, Kılıçdaroğlu’nun bir eve geçmesinin ardından kalabalığa hiçbir müdahalede bulunmadığına dikkat çekildi, sloganlarla birlikte “evi yakın” çığlıklarının yükselmesi üzerine jandarmayla temas haline geçildiği ve müdahale etmelerinin istendiği belirtildi. Raporda olay günü müdahale eden dönemin Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’nın 3 ay sonra görevden alındığına dikkat çekilerek “Uzunkaya, Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’a talimat vererek bölgeye zırhlı araç getirilmesi ve takviye polis sevk edilmesini istedi. Linç girişimine müdahale eden ve Kılıçdaroğlu’nun köyden çıkarılması sürecini yöneten Celal Uzunkaya, 7 Temmuz 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı atama kararnamesiyle bakanlık müşavirliğine çekildi” denildi. Raporda, linç girişimi boyunca Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin ile beraberindekilerin köy konağında oldukları ifade edildi. l ANKARA CHP’Lİ ORAN’DAN 100. YIL ÇAĞRISI: Yok olmamak için birleşmeliyiz CHP’li Umut Oran, CHP’nin temellerinin atıldığı Sivas Kongresi’nin 100. yıldönümü dolayısıyla yaptığı çağrıda “CHP’nin 100. doğum gününde, yok olmamak için birleşmek zorundayız” diye konuştu. Oran, hazırladığı broşürde yayımladığı mesajda özetle “4 Eylül ruhuna sahip Cumhuriyet çocukları için ‘kırmızı çizgiler’ bellidir: Hangi ad altında olursa olsun ülkeyi ve milleti ayırma, ötekileştirme amacı güden her türlü faaliyete ve söyleme karşı mücadele etme zorunluluğu CHP’nin omuzlarındadır” dedi. MAHKEMEDEN İTİRAZA RET Demirtaş’a tahliye kararı kesinleşti Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında mahkemenin verdiği tahliye kararına yaptığı itirazı reddetti. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, terör örgütü üyeliği iddiasıyla Selahattin Demirtaş’ın 142 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada 2 Eylül’de oybirliğiyle tahliye kararı vermişti. Öte yandan AİHM Büyük Daire, 18 Eylül’de Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuyla ilgili başvuruyu karara bağlayacak. l ANKARA/Cumhuriyet KAYYIM ATANAN BELEDİYELER Avrupa Konseyi’nin gündemi kayyımlar Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye başkanlıklarına kayyım atanmasının ardından HDP’lilerin başlattığı “Demokrasi Nöbeti”nde 23. gün geride kalırken, HDP Dış İlişkiler Komisyonu’nun hazırladığı kayyım dosyasının ardından BM raportörleri Ekim ayında Diyarbakır’ı ziyaret edecek. Öte yandan Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkanlık Divanı, bugün Strazburg’da Türkiye’de Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanlarının görevden alınma kararını görüşecek. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle