25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EkonoMi DOLAR avro sterlin FAİZ [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ BORSA 1111 EYLÜL 2019 ÇARŞAMBA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.7800 3.1 kuruş 6.3840 2.3 kuruş 7.1630 4.4 kuruş 15.66 Sabit 101.213 608 puan 4 milyon kişi iş arıyorSon 1 yıldır yaşanan kriz, işsiz sayısını artırırken, yeni iş alanlarını da daraltıyor İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı, ağustos sonu itibarıyla son 1 yılda yüzde 47 arttı. TOBB Üniversitesi SPM de, haziran ayı işsizlik oranının yüzde 13’e yükselmesini bekliyor. İŞKUR tarafından dün açıklanan verilere göre, kayıtlı işsiz sayısı ağustos nemine göre 0.2 puan artışla yüzde 13’e yükseleceğini tahmin etti. TÜİK tara sonu itibarıyla geçen yılın fından 16 Eylül’de açıklana aynı dönemine kıyasla yüzde cak işsizlik oranlarına yöne 47 artarak 4 milyon 44 bin lik “Sanayide Gelişmeler ve 640 kişiye yükseldi. Kayıt İstihdam Eğilimleri, Eylül lı kadın işsiz sayısı yüzde 43 2019” çalışmasını yayımla artarak 2 milyon 28 bin 525 yan SPM, haziran dönemin kişiye, erkek sayısı yüzde de tarım dışı işsizliğin de 0.5 51.2 artarak 2 milyon 16 bin puan yükselerek yüzde 15.5 115 kişiye çıktı. Toplam sa olmasını bekliyor. yı geçen temmuz ayında da 4 Haziran döneminde işsizmilyon 39 bin 541 kişiydi. lik verilerindeki artışın yeni Açık iş sayısı azaldı İŞKUR’a bildirilen açık iş sayısı da azalıyor. Bu sayı ağustos ayında yüzde 11.3 azalarak 165 bin 802, ilk 8 den baş göstermesini beklediklerini bildiren SPM Araştırmacısı Pınar Kaynak, şu konulara dikkat çekti: Ekonomi yavaşlıyor ayda yüzde 15.2 azalarak 1 “Haziranda ihracat ma milyon 433 bin 999 adet ol yısa göre yüzde 31 azalır du. Ağustosta işe yerleştiri ken, yatırım malları ithalalen kişi sayısı ise yüzde 12.6 tı yüzde 13, hammadde itha artışla 103 bin 889 kişi, ilk 8 latı ise yüzde 22 geriledi. Saayda yüzde 24.3 artarak 948 nayi üretim endeksi bir ön bin 459 kişi oldu. ceki döneme göre 24.2 puan TOBB Ekonomi ve Tekno düştü. Tüm bunlar ekonomi loji Üniversitesi (ETÜ) Sos de bir yavaşlamanın sinyali yal Politikalar Uygulama ve olarak kabul edilebilir ve ha Araştırma Merkezi de (SPM) ziran dönemi işgücü piyasaperiyodik araştırması kap larına yansıması da şaşırtıcı samında işsizliğin 2019 Ha olmayacaktır.” ziran döneminde mayıs dö l ANKARAİSTANBUL TİSK tüm tarafları buluşturacak MUSTAFA ÇAKIR Hükümet tüm çağrılara karşın Ekonomik ve Sos yal Konsey’i (ESK) 2009’dan bu yana toplamazken, Türkiye İşveren Sen dikaları Konfede rasyonu (TİSK), Antalya’da dü Akansel Koç zenlenecek “Ortak Paylaşım Forumu”nda ta rafları bir araya getiriyor. Orga nizasyona, Türkİş, Hakİş, DİSK başkanları ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı da katılacak. TİSK, bu toplantının “Davos” gibi olmasını istiyor. 1113 Ekim arasında yapılacak toplantıyla ilgili açıklamalar yapan TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, şu konulara dikkat çekti: “Topluma dokunacak bir organizasyon olacak. Forumun sonunda tüm katılımcıların söz sahibi olduğu bir sonuç bil dirgesi yayımlamayı planlıyoruz. Hedefimiz, kadın, genç gibi başlıklarda bildirgede yer alan maddelerin toplu iş sözleşmelerinin kapsamına dahil edilmesi.” Bakanlık bölünmeli TİSK, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın, verimlilik için yeniden ikiye bölünmesini istiyor. TİSK bu amaçla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yazılı başvuruda bulundu. Hayal 100, gerçek 20 TÜSİAD’dan dijital adım Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), SD2 programı kapsamında 18 teknoloji kullanıcısı ile teknoloji tedarikçilerini İstanbul’da bir araya getirdi. Profram aracılığıyla dijital dönüşüm arayışındaki teknoloji kullanıcısı şirketler, çözüm ortaklarıyla buluşuyor. Türkiye’de çok sayıda teknoloji üreten firma olmasına rağmen bilinirliğin çok eksik kaldığını, bu yüzden de teknoloji kullanan firmaların bu teknoloji üreticilerine ulaşamadıklarına dikkat çeken TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bahadır Balkır, “Bu amaçla SD2 projesini başlattık. Sanayi 4.0’da en önemli unsurlardan bir tanesi teknolojiyi kullanmaktır. Ama bizim burada ön plana çıkardığımız konulardan bir tanesi de, bu kullanılacak teknolojinin Türkiye’de üretilmesidir” dedi. l Ekonomi Servisi Wilbur Ross Ruhsar Pekcan 2019’un ilk 8 ayında Türkiye’nin ABD’ye ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.6 düşüşle 5.1 milyar dolar, ABD’den yapılan ithalat ise aynı dönemde yüzde 9 düşüşle 7.9 milyar dolar oldu. ABD, yaptırım tehdidini sürdürürken, Türkiye ile ticaret hacmini artırmak için görüşmeler yapıyor. İki ülkenin hedefi 100 milyar dolar. ABD Hazine Bakanı Steven mobil sektöründe uygulanMnuchin önceki gün S400 ması muhtemel önlemlere de alımı nedeniyle Türkiye’ye uy değindikleri belirten Pekcan, gulanacak yaptırımlar üzerine “SEC 232 olarak bilinen ila çalıştıklarını açıklarken, ABD ve gümrük vergilerinden, ba Ticaret Bakanı Wilbur Ross ti zı ülke örneklerinde olduğu caret hacmini artırma hedefiy gibi ülkemizin de muaf tutul le Türkiye’de görüşmeler yap ması yönünde taleplerimizi tı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pek paylaştık” diye konuştu. Ross can, dün Ross ile yaptığı ortak da yeni ticaret hacmihedefi açıklamada, hedeflerinin 100 nin eşit dağılmasını umduk milyar dolarlık ticaret hacmi larını söyledi. ne ulaşmak olduğunu söyledi, ancak bu rakama nasıl ve ne Hacim daraldı zaman ulaşılabileceğine dair Türkiye ile ABD arasın ayrıntı vermedi. daki ticaret hacmi 2018’de Tekstil, hazırgiyim, mobil 20.6 milyar dolar oldu. Küre ya, mermer, otomotiv, otomo sel ekonominin yavaşladığı, tiv yan sanayii, mücevherat, Türkiye’de ekonomik krizin sivil havacılık, çimento, kim sürdüğü bir dönemde iki ül ya, makine ve lojistik sektör ke arasındaki ticaret hacminin lerini ikili ticaret hacminin nasıl beşe katlanacağı sorusu artırılmasında en öncelikli nun yanıtı belirsiz kaldı. sektörler olarak belirledikle Türkiye, ABD’den 2017’de rine işaret eden Pekcan, “Ay 11.9, 2018’de 12.3 milyar do rıca başta çelik olmak üze larlık ithalat yaparken, bu ül re bizim için büyük önem arz keye 2017’de 8.6, 2018’de 8.3 eden sektörlerimizin karşı milyar dolarlık ihracat yap laştığı problemleri de kendi tı. Ticaret hacmi 2017’de 20.5, lerine ilettik ve önerilerimizi 2018’de 20.6 milyar dolar de kendileriyle paylaştık” de olurken, Türkiye’nin ABD’ye di. Genelleştirilmiş Tercihler karşı verdiği dış ticaret açığı Sistemi’nden Türkiye’nin çı 2017’de 3.3, 2018’de 4 milyar karılmasının sonuçları, oto dolar oldu. l Ekonomi Servisi İhracat ikliminde sorunlar büyüdü Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen öncü gösterge olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İhracat İklimi Endeksi, ağustosta 51.1 oldu. Temmuzdaki değeri ise 51.3’tü. Endeks, ihracat pazarlarındaki talep koşullarında ılımlı iyileşmeye işaret etmiş olsa da iklimin Mayıs 2013’ten beri en düşük oranda güçlendiğini gösterdi. Türk imalatçılarının ihracat iklimindeki iyileşmenin ağustosta yavaşlamaya devam etmesinde, ABD’deki büyümenin son üç buçuk yılın en düşük oranına gerilemesi ve bazı Avrupa ekonomilerinde süregelen düşük büyüme de etkili oldu. l Ekonomi Servisi Batık 12 milyar dolar Türkiye Bankalar Birliği (TBB) elektrik üretim ve dağıtım sektörünün yapılandırma ihtiyacı bulunan kredi portföyünün 1213 milyar dolar olduğunu belirterek, bu tutarın yaklaşık 10 milyar dolarlık kıs mının bu yıl içinde yapılandırmasının beklendiğini duyurdu. TBB’den yapılan açıklamada elektrik üretim ve dağıtım sektörünün mevcut borç stokunun da 47 milyar dolar civarında olduğu ifade edildi. Açık lamada şu vurgu da dikkat çekti: “En olumsuz senaryoda dahi bu kredilerin tamamına karşılık ayrılsa bile bunun sektörün sermaye yeterlilik oranına etkisinin yaklaşık yüzde 0.23 düzeyinde olacağı hesaplanmaktadır. Bu kredilerini tamamının 3. gruba alınması halinde dahi sektörün takipteki alacaklar rasyosuna etkisi yüzde 0.22 seviyesinde kalacaktır.” l Ekonomi Servisi Dolarda yükseliş sürüyor: 5.78’i gördü 12 Eylül’deki Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde dolar/TL kurunda yükseliş dün de sürdü. Güne 5.75’ten başlayan kur, gün içinde 5.78’e kadar yükseldi. Avro/TL kuru da 6.34’ten 6.38’e sıçradı. TL’nin diğer gelişmekte olan para birimlerine göre negatif ayrışmasında, ABD Hazine Bakanı’nın önceki gün S400’ler nedeniyle Türkiye’ye yaptırımların incelendiğini açıklaması etkili olmaya devam etti. Reuters’ın 23 kurumun katılımıyla yaptığı ankette oluşan medyana göre halihazırda yüzde 19.75 olan politika faizinin eylülde yüzde 17.25 seviyesine çekilmesi, yıl sonunda ise yüzde 16 seviyesine gerilemesi bekleniyor. l Ekonomi Servisi Doğan holding Bankacılıkta fırsatlara bakıyor Doğan Şirketler Grubu Holding, yatırım bankacılığı alanının doğru fırsat çıkması halinde baktığı sektörlerden biri olduğunu, ancak bu konuda henüz kesinleşmiş bir kararın olmadığını açıkladı. KAP’a yaptığı açıklamada, şirketin mevcut bir yatırım bankasını satın alacağı veya yatırım bankacılığı lisansı için başvuru yapacağı yönünde çıkan haberlere işaret ederek “Bu konuda henüz kesinleşmiş bir kararımız bulunmamaktadır” dedi. l Ekonomi Servisi 1867.42 1.32 lira 278.38 18 kuruş İki Latin Amerikalı: ArjantinTürkiye Yakın tarihçelerinde birçok ortak yazgıyı paylaşmış iki Latin Amerikan ekonomisi, Arjantin ve Türkiye... (Buradaki “Latin Amerikalı” kavramı, kuşkusuz coğrafi anlamda değil, izlenen iktisadi ve sosyal politikaların ortak noktalarına vurgu yapmak için kullanılmakta. Hatta bu ikilinin yanına Asya coğrafyasından bir de Filipinler’i eklemek mümkün.) Uzun süreli ithal ikameci sanayileşme, “Peronist” popülizme dayalı devletçilik ve göreceli güçlü sendikalı işçi örgütleri, siyasette ordunun ağırlığı gibi birçok ortak öğenin yanında, 2001 yılında her iki ülke de IMF tarafından yönlendirilen bir “dezenflasyon ve istikrar” programı izlemekte iken krize sürüklenmişti. Kriz sonrasında IMF, Türkiye’yi ülke kotasının yaklaşık 8 misli oranında krediyle desteklerken Arjantin, devlet başkanı Nestor Kirchner’in önderliğinde IMF’nin neoliberal nitelikli istikrar programlarını reddederek, dış borçlarının yarısından fazlasına moratoryum ilan etti; yoksullukla mücadeleyi ve emeğin istihdam ve ücret kazanımlarını öne çıkaran özgün bir ekonomik programı izledi. Arjantin ekonomisi 20022010 arasında birikimli olarak yüzde 94 oranında reel büyüme kaydetti; gelir yoksulluğu neredeyse üçte iki oranında gerileme gösterdi. Arjantin’in 2002 sonrasında uygulamış olduğu büyüme modeli, dış borç moratoryumuna misilleme olarak uygulanmakta olan kredi boykotlarına ve göreceli olarak düşük doğrudan yabancı sermaye yatırımı girişlerine rağmen, doğrudan doğruya emek gelirlerinin artışına dayalı iç talebe dayandırılmıştı. Buna ek olarak, Arjantin Merkez Bankası aktif bir döviz kuru ve sermaye hareketlerinin kontrolü politikaları aracılığıyla gerçekçi ve reel devalüasyonist bir kur politikası izlemiş ve uluslararası iktisat yazınında istikrarlı ve rekabetçi reel döviz kuru diye adlandırılan modelin geliştirilmesine öncelik etmişti. Böylelikle Türkiye, yapısal olarak cari işlemler açığı vererek ulusal ekonomisinin ithalata bağımlılığını sürdürürken, Arjantin cari işlemler fazlaları yaratmaktaydı. Bunun ötesinde 2002 sonrasında Arjantin’de maliye politikası, rastgele hedeflere dayalı ve öncelikle finans burjuvazisinin çıkarlarını korumaya yönelik faiz dışı mali bütçe fazlası stratejisi yerine, sosyal harcamalara dayalı bir genişleyici maliye politikası izledi. Bu program uyarınca sosyal harcamalar milli gelirin yüzde 10.3’ü ile 14.2’si arasında tutulmuş ve 2009’da ilan edilen Asignacion Universal por Hijo (Çocuk Başına Evrensel Dağıtım) programıyla birlikte çocuklara yönelik sosyal yardımlaşma fonları artırılmıştı. 2015 sonrası neoliberal karşıdevrim Ancak 2001 sonrasında Arjantin sadece yoksullukla değil, bir yandan da çoğunluğu ABD menşeili olan ulusötesi bankaların ve finans şirketlerinin Arjantin’deki kayıplarını geri almak için yürüttükleri yıpratıcı hukuk savaşıyla da mücadele etmek zorunda kaldı. Akbababankalar diye adlandırılan uluslararası bu finans şebekesi, Arjantin’e karşı yürüttüğü savaşımı şiddetlendirerek sürdürdü. 2009 küresel krizi sonrasında dünya emtia piyasalarında artan belirsizlikler ve dalgalanmaların yarattığı yıkıcı etkiler Arjantin’in izlediği bir dizi politika hatası ile birleşince sonuç ciddi bir resesyon ve kriz oldu. Bu koşullar altında, ABD’nin de politik desteğini yanına alan inşaat yatırımcısı, mühendis Mauricio Macri, neoliberal bir program vaadiyle başkanlık seçimlerini kazandı. 2018’de de IMF ile 56 milyar dolarlık bir standby anlaşması imzalanarak, geleneksel kemer sıkma ve daraltıcı maliye ve sosyal politikalar uygulanmaya konuldu. Öncelikle yabancı bankalara olan borçların ödenmesi ve “finansal sistemin sağlığı” adına atılan bu adımların amacı Arjantin ekonomisine sağlanan “kurumsal çıpa” aracılığıyla sıcak para girişlerini canlandırmak ve ulusal ekonomide spekülatif büyüme yönlü yeni bir ivme yaratabilmek idi. Ancak söz konusu programın sonuçları muazzam bir ekonomik ve sosyal yıkım oldu: enflasyon yüzde 60’a, faizler yüzde 75’e yükselirken Arjantin Pezosu yaklaşık yüzde 31 oranında değer yitirdi. Reel sektör derin bir resesyona sürüklendi; sanayi üretimi yüzde 10 (imalat sanayii yüzde 20), milli gelir yüzde 5 geriledi. İşsizlik oranı yüzde 20’ye fırlarken yoksulluk oranı hızla yükseldi. IMF’nin sunduğu 56 milyar dolarlık kredi ekonomiyi canlandırmaya neden yetmemişti? Zira IMF’nin kredileri hiçbir zaman “reel ekonomiye” değil, öncelikle bankacılık kesimine ve finansal kurumların bilançolarını yeniden dengelemeye yönlendirilir ve piyasaların “rasyonalitesinden” optimum kararlara dayalı büyüme beklenir. Arjantin’de de bu beklenti oldu ve hemen her defasında tekrarlandığı üzere, sonuç daha da derinleşen kriz ve ağırlaşan sosyal sorunlardı. Nitekim bu “genişleyici, daraltıcı maliye ve kemer sıkma” politika öyküsünün gerçekleştirilebilmesi için küresel ekonominin koşulları artık söz konusu bile değil. Ticaret savaşları, (anlaşmalı ya da anlaşmasız) her ne pahasına Brexit; düzensiz göç ve sosyal dışlanmaya dayalı milliyetçilik ve bunun yarattığı açık faşizm ve hukuksuzluk tüm dünyada kırılganlıkların arttığı, dengesizliklerin şiddetlendiği bir konjonktür yaratmakta. Küresel piyasaların yaklaşık 15 trilyonluk mali varlığın negatif getiriler ile sarsıldığı bu konjonktür altında IMF’nin spekülatif sıcak para girişlerine dayalı neoliberal reçetelerinin başarılı olma olanağı yok. Arjantin’in bizlere sunduğu en önemli ders de bu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle