20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 724 AĞUSTOS 2019 CUMARTESİ Suriye ordusunun TSK’nin Morik’teki 9 No’lu gözlem noktasının çevresini kuşattığı belirtiliyor İdlib’de tehlike çemberi Suriye’de İdlib ve Hama’daki operasyonları sonucunda pek çok bölgenin Rusya destekli Şam güçlerinin eline geçmesiyle Morik kasabasında Türk askerlerinin kontrolünde olan 9 No’lu gözlem noktasının Suriye ordusunun kuşatması altında kaldığı duyuruldu. Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin ve Suriye devlet televizyonunun aktardığına göre, Suriye ordusunun bu bölgede bulunan diğer kasaba ve köyleri ele geçirmesiyle Fırat Kalkanı harekâtının üçüncü yıldönümünde Türk gözlem noktasının etrafı sarılmış oldu. Gözlemevi, “Türk askerleri için tek çıkış yolunun Şam hükümeti ve müttefiki Rusya’nın kontrolünde bulunan bölgeler olduğunu” aktardı. ‘Muhalifler terk etti’ Suriye devlet televizyonu İhbariye’nin haberine göre, askerler dün sabah itibarıyla bölgede Morik dahil altı kasaba ile 10’u aşkın tepeyi muhaliflerin daha önceden bölgeden çekilmesiyle direnişle karşılaşmadan ele geçirdi. Bu kasabalar arasında, 2012’den bu yana muhaliflerin elinde bulunan stratejik Kafr Zita da bulunuyor. Haberde, ordunun Hama’daki bir dizi kasabayı “boğucu bir şekilde kuşatma altına aldığı” belirtildi; ŞamHalep yolu üzerindeki devlet kontrolünün de bu sayede genişletildiği bilgisi paylaşıldı. AFP’ye konuşan gözlemevi başkanı Rami Abdülrahman, ordunun şafak vakti Kafr Zita’ya girdiğinde kasabayı terk edilmiş halde bulduklarını söyledi. Astana süreci kapsamında “gerilimi azaltma bölgesi” olarak belirlenen İdlib’de Türkiye’nin 12 gözlem noktası var. Türkiye ile ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde “güvenli bölge” kurma planına Astana ortakları Rusya ve İran tep Suriye ordusunun Türk askerlerinin de konuşlu olduğu kuzeye yönelik ilerleyişi hızlandı. Morik çevresi dahil altı kasaba ile 10’u aşkın tepenin muhaliflerden geri alındığı duyuruldu. İdlib bölgesinde Suriye ordusunun hakimiyeti her geçen gün artıyor. Times gazetesi, Suriye ordusunun önceki gün İdlib’de kuşatma altındaki sivillere “insani koridor” açtığını duyurduktan sonra bazı bölgelerde hava saldırılarını sürdürdüğünü iddia etti. Bu arada Rusya, son iki günde cihatçı militanların saldırılarında 23 Suriye askerinin öldüğünü belirtti. ki göstermiş, ardından geçen pazartesi günü İdlib’deki 9 No’lu gözlem noktasına doğru ilerleyen TSK’ye ait bir konvoyun önündeki bölge Suriye ve Rusya uçakları tarafından vurulmuş, 3 sivilin öldüğü, 12 kişinin de yaralandığı açıklanmıştı. Önceki gün ise Şam güçlerinin 8 No’lu gözlem noktasına taciz atışı yaptığı haberleri gündeme yansımıştı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 9 No’lu gözlem noktasını taşımayı düşünmediklerini, askerlerin ve gözlem noktalarının güvenliği için ne gerekiyorsa yapılacağını söylemiş, siyasi sürece odaklanma çağrısı yapmıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Pu tin ise “Türkiye’nin geçen yıl varılan Soçi Mutabakatı’ndaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini” belirterek Suriye ordusunu desteklemeye devam edeceklerini açıklamıştı. Soçi mutakabakatının geleceğinin Ankara’da 16 Eylül’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin katılımıyla düzenlenmesi beklenen liderler buluşmasında masaya yatırılacağı belirtiliyor. Erdoğan moskova’ya gidecek İdlib’de tansiyonun yükselmesinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile dün telefon görüşmesi yaptı. İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre görüşmede, İdlib’deki son gelişmelerin Türkiye’nin ulusal güvenliği bakımından ciddi bir tehdide dönüştüğü uyarısında bulunuldu. Erdoğan’ın, “Rejimin ateşkes ihlalleri ve saldırılarının büyük bir insani krize yol açtığını, Suriye’deki çözüm çabalarına zarar verdiğini belirttiği” aktarıldı. Öte yan dan, Erdoğan’ın gelecek salı günü Moskova’ya gideceği haberleri de gündeme yansıdı. Kremlin ise yaptığı açıklamada Erdoğan ve Putin’in “terörist tehdidinin ortadan kaldırılması yolundaki ortak hedefle ilgili girişimleri yoğunlaştırma konusunda hemfikir olduklarını teyit ettiklerini” kaydetti. ‘Askerimiz mahsur değil’ Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise dün Beyrut temasları çerçevesinde Lübnanlı mevkidaşı Cebran Bassil ile bir araya geldi. Ortak basın toplantısında, Şam’ın müttefikleri Rusya ve İran ile görüşmeler yürütüldüğünü belirten Çavuşoğlu, “İdlib’de gözlem noktalarımızdaki askerlerimiz mahsur durumda değil, kimse de mahsur bırakamaz. Biz ayrılamadığımız için değil ayrılmak istemediğimiz için oradayız” ifadelerini kullandı. “Biz Astana sürecini niçin başlattık, siyasi bir çözüme ulaşmak için. Bunun içinde anayasa komisyonunun kurulması ve İdlib muhtıramız var. Herkesin buna sadık kalması lazım. Bir an önce çatışmaları durduralım, kalıcı bir barış olsun” dedi. Suriyelilerin ülkelerine dönerken neler yapılması gerektiği konusunda ise uluslararası katılımın da olabileceği Lübnan, Ürdün ve Irak ile birlikte ortak forum düzenleyebileceklerini söyledi. ANKA ENSTİTÜSÜ KURUCU BAŞKANI ASLANTAŞ: Türkiye’ye ‘yerini belirle’ uyarısı Anka Enstitüsü Stratejik mesinin de dikkat çekici olduğunu belirAraştırmalar Merke ten Aslantaş, şunları kaydetti: SENA YAŞAR zi Kurucu Başkanı emekli Albay Rafet Aslantaş, Türkiye’nin, İdlib’de Astana sürecinin sorumluluklarını yerine getirmek ile ‘Sıkışmışlığı sürdürmek politika değil’ “Türkiye çok büyük bir sıkışma içerisinde. Kurulacak güvenli bölge, Fırat’ın doğusunda ABD ile ortak kuru Türkiye’nin arzu ettiği güvenli bölge lacak “güvenli bölge” arasında bir sıkış değil. Bu, terör örgütü PYD yapılanma mışlıkta olduğunu belirtti. “İdlib’de bu sının askeri sorumlusunun bir ay ka nedenle Türkiye’ye ‘Yerini belirle, Asta dar önce verdiği röportajda ifade et na sürecinin sorumluluklarını unutma’ tiği bir güvenli bölge. Onların istedi uyarısı veriliyor” görüşünü dile getirdi. ği 5 kilometreden başlıyor. Sonrasın Aslantaş, Suriye’nin İdlib vilayetin da TürkAmerikan unsurları var. Bu, bi de artan gerginliği ve Türkiye’nin izle zim arzu ettiğimiz bir güvenli bölge ya mesi gereken politikayı Cumhuriyet’e pılanması değil, Amerika’nın öngördü değerlendirdi. Astana süreci kapsa ğü yapılanma. Türkiye, gerek ekono mında oluşturulan güvenlik bölgele misi üzerindeki baskılardan, gerek dış rinden en kuzeydeki İdlib’in iç emni politikadaki sıkışmışlıktan dolayı tek yet sorumluluğunun Türkiye’ye veril rar Amerika’nın teklifine yakınlaşma diğini anımsatan Aslantaş, Suriye’nin ya başladı güvenli bölge konusunda. daha önce harekât bölgesini temizle Amerika’nın durduğu güvenli bölge po mek için Şam’da ve Halep’te kendi açı litikası değişmedi. Türkiye’nin dış po sından başarılı operasyonlar yaptığı litikada bir oraya, bir buraya yaslan nı, İdlib’e yapmak istediği operasyonun ması bölgedeki muhataplarını şaşırtı ise Türkiye’nin endişesinden dolayı ge yor olabilir. Hem güvenli bölgede Ame ciktiğine dikkat çekti. rikalılarla birlikte, hem de İdlib’de fark Radikal unsurlar yoğunlaştı lı davranıyor. Bu Türkiye için büyük bir sıkışmışlıktır. Bunu sürdürmek bir politika değil. Bu noktada Türkiye’nin, göç dalgası ve terör un yarın en büyük tehdit, her iki surları ile ilgili endişeleri olduğu için As küresel gücün (ABD ve Rusya) tana sürecinin muhataplarınca iste Türkiye’nin çıkarlarına karşı nen tepkiyi gösteremediğini belir ortak politika üretmeleri ten Aslantaş, “Gözlem noktala dir. Bu, Türkiye’yi içinden rının kurulması bu konuyu çöz çıkılmaz bir hale sürük medi. Halep’ten, Şam’dan te Aslantaş ler. Türkiye’nin daha net mizlenen çok sayıda terörist ve ve ulusal çıkarlarına özgü radikal unsur İdlib’de yoğunlaştı. İdlib’in politikaları izlemesi lazım”. nüfusu 3 milyonu aştı. Burası bir uluslar Aslantaş bu çerçevede Suriye hükü arası terör eğitim merkezine dönebilir, meti ile görüşmenin önemine değindi, bu risk var. Ruslar ve Suriye bunu orta “Çünkü oranın sahibi Suriye. Göç dal dan kaldırmak istiyor” ifadesini kullandı. gasının önlenmesi, gelenlerin döndü Aslantaş, gelinen noktada rülmesi, Türkiye’nin jeopolitik çıkarları Türkiye’nin 2011’de olduğu gibi yeni nın korunması, terör örgütünün coğra den ABD ile birlikte hareket ediyor gö fi yapılanmasının engellenmesi gibi ko rüntüsü verdiği için Suriye’nin askeri nular, ancak Suriye devleti ile görüş reaksiyonlarında da artış gözlemlendi meye ve normalleşmeye bağlı” diye ko ğini kaydetti. “Bu, Türkiye’ye bir ikaz ni nuştu. Aslantaş şu görüşleri dile getir teliğinde de görülebilir. Suriye’deki tüm di: “Suriye’nin bölünmesi Türkiye’yi de askeri, siyasi hareketler Rus devlet ak suçlayacak tehditler doğurur. Türkiye, lından bağımsız değildir. Buradaki ger İdlib’de ancak Astana sürecinin muha ginlikte de Rusya’nın da dolaylı etkisi tapları ile yürütülen sürecin sağlıklı de ni görüyoruz. Türkiye’ye ‘Yerini belirle, vam ettiğini kanıtlarsa elini güçlendire Astana sürecinin sorumluluklarını unut bilir. Türkiye, gözlem noktalarında ancak ma, yapman gerekenleri yapacak mı geçici olarak bulunabilir. Kalıcı bir kaza sın, yapmayacak mısın’ diye soruyorlar. nım elde etme güdüsünde hareket ede Türkiye, ‘oyalama muharebeleri’ ile za mez. Orası Suriye toprağı. Eğer müda man kazanma politikasından vazgeçsin hale ederse, bizim sorunlarımıza da baş istiyorlar. Bu Türkiye’ye bir uyarı” görü kaları müdahil olur. Suriye politikasında şünü dile getirdi. sarpa sarmamak ve başkalarının taşe Rusya’nın İdlib sürecine ağırlığını koy ronluğunu yapmamak lazım. Türkiye’nin maya başladığı bir gerginliğin, ABD ile bir an önce Suriye’deki sıkışmışlıktan Fırat’ın doğusundaki “güvenli bölge” an sıyrılıp, Doğu Akdeniz ve Ege’ye yoğun laşmalarının yapıldığı dönemde yüksel laşması gerekir.” l ANKARA İdlib’e yönelik bombardıman, çatışmalar nedeniyle on binlerce sivil güvenli bölgelere sığınma çabasında. ‘ABD’nin amacıEmekli diplomat Onur Öymen devletçikler oluşturmak’ Emekli diplomat Onur Öymen, İdlib’de TSK’nin gözlem noktala mememiz gerekiyor. ABD, bölgede daha çok İsrail’in menfaatleriyle uğraşıyor. Hem Ku rının çatışma arasında kalması ve zey Irak’ta, hem de Suriye’de “adı konulma Türkiye’nin Suriye politikası ile ilgili mış devletçikler” oluşturmak niyetinde. Terör SELDA GÜNEYSU “Türk askeri orada... Bir taraftan terörle mücadele ile ilgili güvenli bölge çalışmaları altında ABD ile ortak le mücadele konusunda Türkiye ile “güvenli bölge” noktasında bir araya gelip, uzlaşmaya çalışırken diğer yandan da bölgedeki terör ör karargâh kuruyoruz. Bir taraftan da ‘karargâh gütleriyle işbirliği yapıyor. YPG ve PYD’nin te konusunda anlaşamadık’ deniliyor. İdlib ile il rör örgütü olduğunu kendi adamları da kabul gili ortak stratejiniz yok. Hangisini yapacak ediyor. Biz de söyleyeceklerimizi söyleyemi sınız? Bence en doğru iş, Suriye ile diyalog yoruz. Tüm bunlar ortadayken Suriye’nin ku kurmak, terörle mücadelenin Suriye hüküme zeyinde terörle mücadale hangi esaslara göre tince sağlanmasını talep etmek. Bu noktada oluşturulacak? Rusya’yı da bu yönde tavır almaya n Diyalog kanalları açılma ikna etmek” dedi. lı: Bu durumda Türkiye, öncelikle bü Öymen, Türkiye’nin bundan sonra tün bölge ülkeleriyle ilişkileri normal Suriye ile ilgili atması gereken adımla leştirip, diyalog kanallarını açabilir. rı Cumhuriyet’e şöyle sıraladı: İkinci olarak da Türkiye ile Suriye ara n Siyasi çözüm bulunamadı: sında 21 sene önce imzalanan Adana Gerek İdlib, gerek Suriye olsun, konu Mutabakatı’nı harekete geçirebilir. Te nun özünde siyasi çözümün buluna rörle mücadelede Türkiye’nin Suriye maması yatıyor. Bunun da sebebi, pek çok ülkenin Suriye konusunda fark Öymen ile birlikte çalışması lazım. Bir ülkenin topraklarındaki terörle mücadele, o ül lı stratejilerinin ve politikalarının ol kenin sorumluluğu altındadır. Terörle ması... Her ülke farklı bir amaç, farklı bir politi mücadele görevi de Suriye’nin. ka yürütüyor. Doğrusu ne olmalıydı? Suriye’nin n 2.5 milyondan fazla insan var: egemenliğine, toprak bütünlüğü ve bağımsızlı İdlib, Türkiye açısından stratejik bir mevzi. ğına saygı gösterilmesi gerekiyordu. Tabii, BM Suriye’nin kuzeyinden Ortadoğu’ya giden yol ve uluslararası kurallara göre... Bir ülkedeki ik ların kesişme noktası... İdlib’de bir de büyük tidarı eleştirebilirsiniz. Ancak, bir ülkedeki ik bir nüfus var. 2.5 milyondan fazla ve bura tidar eleştirdiğimiz işler yaparsa, biz o ülkenin dan Türkiye sınırına doğru gelenlerin olduğu egemenlik hakkına saygı göstermeyiz mi diye yönünde bilgiler de var. Bu durum doğrudan ceğiz? Oysa Suriye politikasını eleştirmek baş Türkiye’nin göç politikasını da etkileyecektir. ka bir şeydir, Suriye’nin egemenliğine saygı n Suriye’ye demokrasi gelmeli: Barışın duymak başka... Saygı göstereceğiz... bölgeye yerleşmesi lazım. Bölgenin en çok ihti n ABD Suriye’de ‘devletçikler’ isti yaç duyduğu şey demokrasi. Bütün ülkeler, de yor: Biz Suriye’ye saygı göstereceğiz ama mokrasi gelmesini sağlamalı. Türkiye orada de Suriye, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne say mokrasinin gelmesini sağlamalı, ancak kendi gı gösteriyor mu? Geçen yıllarda, Suriye Dı sinin de demokrasiye sahip olması gerekir. Ba şişleri Bakanı Velid Muallim, Hatay ile ilgi sın özgürlüğünden tutun da diğer tüm konulara li skandal bir açıklama yaptı, Muallim, Hatay’ı kadar... Önce bu konuda kendi eksikliklerini gi kastederek, “Burası bizim toprağımız, onla dermeli. Onu yaptıktan sonra da demokrasi da ra rağmen oraya geri döneceğiz” demişti. Ha yanışması için Suriye’de rol üstlenmeli. Çünkü tay, Türkiye’nin toprağı ve Suriye’nin de hâlâ dünya tarihine bakıldığında demokrasiler ara Hatay’da gözü var. Bizim bunu gözardı et sında hiç savaş olmamış. l ANKARA Azez’de asfalt çalışması SuriyeTürkiye sınırında TSK destekli muhaliflerin kontrolündeki Azez ilçesinde, terör örgütü YPG/PKK tehdidine karşı yollarda düzeltme çalışması yapılıyor. AA’nın haberine göre, ilçenin güneybatısındaki Tel Rıfat’ta konuşlu YPG/PKK’lilerin saldırılarına karşı ÖSO güçlerinin intikalini hızlandırmak amacıyla yollar asfaltlanıyor. Yol çalışmalarıyla birlikte bölge ile Türkiye arasında ticaretin daha rahat yürütülmesinin planlandığı belirtiliyor. ABD’den yine YPG’ye sevkıyat ABD, Suriye’de terör örgütü YPG/PKK işgalindeki bölgedeki üslerine yaklaşık 60 tır’la lojistik destek amaçlı yeni sevkıyat gerçekleştirdi. AA’nın yerel kaynaklara dayandırdığı haberine göre, önceki akşam saatlerinde yaklaşık 60 tır’lık konvoy, SuriyeIrak arasındaki Simelka sınır kapısından giriş yaptı. Konvoyda prefabrik evler, beton bloklar ve uzun araçlar olduğu görüldü. Kaynaklar, TIR’ların bölgede bulunan üslerine gittiğini bildirdi. YÜZEN TEHLİKE Rus ya, dünyanın ilk yüzen nükleer santralının açılışını yaptı. Akademik Lomonosov adı verilen santral, Murmansk limanından denize indirildi. Limana 5 bin kilometre uzaklıkta olan Chukotka’ya doğru yolculuğuna dün başlayan santral için çevreci sivil toplum kuruluşları, Çernobil faciasını hatırlatarak uyarı yaptı. Santralda iki adet nükleer reaktör var. Çevreciler, santralın Kuzey Buz Denizi’nin kirlenmesine de sebep olacağını söylüyor. Putin, misilleme sinyali verdi ABD’nin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çekilmesinin ardından ilk kez uzun menzilli füze denemesi yapmasına Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den sert tepki geldi. Orduya uygun bir yanıt için gerekli hazırlıkları yapması yönünde talimat veren Putin, Rusya’nın öncelikle ABD’den gelebilecek tehdidi analiz etmesi ve ardından kapsamlı önlemler alması gerektiğini söyledi. ABD’nin füze denemesi yapmasının, INF’nin sona ermesinden Washington’ın sorumlu olduğunu gösterdiğini savundu. G7 öncesi İran mesaisi Washington’ın Tahran’a baskısı sürerken dün Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Mac ron, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile bir araya geldi. ABD’nin İran’la uluslararası nükleer uzla şıdan çıkmasının ardından Tah ran, Avrupa cephesine özellik le ekonomik yaptırımları aşması konusunda vaatlerini yerine ge tirmesi yönünde çağrılarını ar tırmıştı. Gözler bugün başlaya cak G7 Zirvesi’ne çevriliyken dün Macron ile bir araya gelen Za rif, görüşmenin olumlu geçtiğini söyledi. Zarif, “Fransa’nın nükle er anlaşmaya ilişkin bazı önerileri vardı. Bu konuda bizim de yeni önerilerimiz ol du. Karşılıklı atıla cak adımları değerlendirdik’’ dedi. Zarif Ancak bunların AB’nin nükleer anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmesine bağlı olduğuna işaret etti. “Macron’un G7 Zirvesi’nde diğer AB ülkeleri ile bu konuyu görüşme fırsatı olacaktır’’ ifade sini kullandı. Zarif, diplomasi ka nalının açık olduğunu belirte rek “elbette İran’ın duruşu gayet açık. Bizim açımızdan nükleer an laşmanın yeniden müzakeresi ka bul edilebilir değil’’ şeklinde ko nuştu. Macron önceki gün ABD ile İran arasındaki tansiyonun dü şürülmesine yönelik çabaların önemine değinmişti. “Kritik bir süreçteyiz” vurgusu yapmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle