18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT İzmir Barosu, Beştepe’deki törene davet eden Yargıtay’a bağımsız yargıyı hatırlattı BARODAN DİK DURUŞ Yargıtay, 2 Eylül 2019 tarihinde Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılacak yeni adli yıl açılış törenine katılım için barolara davet yazısı gönderdi. İzmir Barosu adına Başkan Avukat Özkan Yücel tarafından Yargıtay’a gönderilen yazıda davet geri çevrilerek “Siyasi kararlarla, mesleki faaliyetlerini gerekçe göstererek yüzlerce mensubunu tutsak ettiğiniz onurlu bir mesleğin temsilcileri olarak, yaptığınız nazik daveti geri çevirmek zorunda olduğumuzu bildiriyoruz. Bize kalırsa, siz de o salona gitmeyin” yanıtı verildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2014’teki törende Türkiye Baro lar Birliği Başkanı Metin tay Başkanlığı her yıl oldu Feyzioğlu’nun konuşmasını ğu gibi bu yıl da barolara tö “siyaset yüklü” bulmasının ren daveti gönderdi. İzmir ardından adli yıl açılış tören Barosu adına Başkan Özkan leri yürürlükten kaldırıldı. Yücel tarafından Yargıtay’a Bu yıl da Saray’da gönderilen ve kamuoyu ile “Bu oyunda biz yokuz, siz de 2016’da yeniden yapılma olmayın” başlığıyla paylaşı sına karar verilen törenler lan yanıt yazısında davet ge için adres olarak Cumhur Özkan Yücel ri çevrildi ve şu ifadelere yer başkanlığı Sarayı belirlen verildi: “Bir kişi rahatsız ol di ve Erdoğan da konuşmacılar arası duğu için, TBB Başkanı’nın adli yıl açı na dahil edildi. Hukukçulardan büyük lış törenlerinde konuşma yapmasının tepki gören ve yürütmeyargı ilişkile önüne geçmek amacıyla yasa değişik rini bir kez daha gündeme getiren bu liği yapanların salonlarında, avukatla uygulama bu yıl da devam ettirilecek. rı dinleyici olarak törene çağırmanı Törenin ev sahibi konumundaki Yargı zı ancak naiflik olarak adlandırabiliyo ruz. Anlaşılan o ki; halkından kopuk bir yargı sisteminin mimarlarının, vatandaşın adalete erişimini zorlaştıranların, hiçbir canlıya yaşama imkânı tanımayanların, hâkimlik ve savcılık teminatını yok sayanların, hayalleri avukatsız bir yargı olanların salonlarında adli yılı açmak, 2019 yılında da sizlere nasip olacak. Bizler, insan haklarının korunduğu ve geliştirildiği, hukukun yok sayılmadığı, yargının siyasi iktidarın güdümünden çıktığı günlerde, tam bağımsız bir yargı teşkilatının ev sahipliğinde yapılacak bir törene katılımı, savunduğumuz değerlere daha uygun görüyor ve bu günü umutla bekliyoruz.” l Haber Merkezi Yeniden ‘ittifak’ önerisiAKP’li Kurtulmuş, temel sorunlarda CHP ve değişik kesimlerle diyalog mesajı verdi AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin temel sorunlarında CHP ile diyalogdan yana olduğunu belirterek “CHP ile bile temel meselelerde, arkadaş mesele bu meseledir biz sizin bu konuda şurada durmanızı istiyoruz diye öyle bir diyalog oluşturmak lazım” dedi. AKP’li Numan Kurtulmuş, Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya’nın sorularını yanıtladı. Yeni parti çalışmalarına ilişkin Kurtulmuş, “Yeni parti kurma çalışmasında olanlar iktidara gelmek için değil, AKP zaafı üzerinden yürüyor. Yeni parti kurma çabasından bir AKP serüveni çıkmaz” yanıtını verdi. ‘Türkiye’yi yansıtır’ 31 Mart yerel seçimlerdeki tablonun “kalıcı” olmadığını ileri süren Kurtulmuş, “Erdoğan düşmanlığına yönelik bir birlik tablosu oluştu orada. Ama henüz nasıl bir politika izleyecekler onu göremiyoruz. Tamam, AKP kaybetti ama 31 Mart’ta gelenler bundan sonra AKP karşısında başarılı bir politika izleyebilecek mi? Unutulmamalı ki birbirine zıt karşıt gruplardan oluşuyor bu cephe” ifadelerini kullandı. İstanbul seçmeninin Türkiye seçmenini yansıttığını anla tan Kurtulmuş, “Biz muhafazakâr Kürtlerden, cuma cemaatinden, şehirli milliyetçi kesimden oy kaybettik. Ama bunları geri alabilmek için de vakit var; bu sürede yapacaklarımız da belli” ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim döneminde gündeme getirdiği Türkiye ittifakına yeniden dönülmesini istedi. Kurtulmuş, şunları söyledi: “Türkiye iç siyasi tartışmaları yaparken esas meseleyi atlamamak lazım. Hakkikaten bir var oluş mücadelesi veriliyor. Fırat’ın doğusu konusu tuzak içinde tuzak; elli bin tane şey var. Ben hiçbir zaman hayali bakışta olmam ama bu S400’ün gelmesi Türkiye bakımından milli bağımsızlık tarihinde önemli bir denemeydi. Ama bunu unutmadılar. Herkes yazdı bir kenara. Ama biz bunları buradaki gücümüzü kaybetmeden Türkiye 56 sene daha bu kendi gücünü devam ettirsin, kendi savunma sistemini geliştirsin önemli bir noktaya geliriz. Türkiye ittfakı konusunda benim bakışım da o. Hatta CHP ile bile temel meselelerde, arkadaş mesele bu meseledir biz sizin bu konuda şurada durmanızı istiyoruz diye öyle bir diyalog oluşturmak lazım.” l İç Politika iğneli fırça zafer temoçin Pasifik İnşaat’tan ‘Kirazlı’ açıklaması Pasifik İnşaat, Çanakkale Kirazlı’da iş üstlenen şirket ile ortak olduğunu, ancak bu ortaklığın altın aramayı kapsamadığını duyurdu. AKP Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi, iş adamı Fatih Erdoğan’a ait Pasifik İnşaat Şirketi, Çanakkale Kirazlı’da Kanadalı Alamos Altın Şirketi ile altın madeninde altyapı ve toprak işlerini yürüten Çiftay Şirketi’nin ortağı olduğunu ancak bu ortaklığın Kaz Dağları’ndaki altın arama işini kapsamadığını duyurdu. Pasifik Şirketi’nin avukatı Ferhan Cimbar’ın, konuya ilişkin gazetemize gönderdiği açıklama şöyle: “Pasifik İnşaat ve Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan’ın Kanadalı Alamos Gold şirketinde, taşeronu veya herhangi bir şekilde ilişkili hiçbir şirkette ortaklığı ve / veya hissesi yoktur. Pasifik ve Çiftay grupları 2015 yılında, bir gayrimenkul projesi için, sadece bu gayrimenkul projesi faaliyetleri ile sınırlı olacak şekilde Pasifik Çiftay İş Ortaklığı’nı kurmuştur. Bu iş ortaklığının, ilgili gayrimenkul projesi dışında herhangi bir iş ve işlem yapması söz konusu değildir. Pasifik Grubu’nun faaliyet alanları; gayrimenkul, inşaat, taahhüt, lojistik ve demiryolu taşımacılığı, gıda, tesis yönetimi ve işletimidir. Müvekkilin faaliyet alanları arasında madencilik, doğrudan veya dolaylı, hiçbir şekilde yer almamaktadır. Müvekkilin haberde bahsi geçen işle uzaktan yakından alakası olmadığı gibi, hiçbir bilgisi de yoktur.” Gazetemizde yer alan haberde; Alamos Şirketi’nin on binlerce ağacı keserek, Kaz Dağları’nda yürüttüğü altın arama projesinin altyapı inşaat ve toprak işlerini yürüten Ankara Merkezli Çiftay İnşaat Taahhüt ve Ticaret Şirketi’nin ortaklık kurduğu şirketler arasında Pasifik İnşaat’ın da bulunduğu, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait eski EGO Garajı’nın yer aldığı 124 dönümlük arazinin, 2015 yılında PasifikÇiftay Adi Ortaklığı’na ihale edildiği belirtilmişti. l ANKARA / Cumhuriyet ‘YUVAYA DÖNÜN’ ÇAĞRISI 2023’e hazırlık Bahçeli’nin amacı ittifak tabanını genişletmek MHP liderinin İYİ Partililere yönelik ikinci kez çağrı yapması kulisleri hareketlendirdi. SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İYİ Partililere yönelik iki kez yinelediği “yuvaya dönün” çağrısının ardında “partisini 2023’e hazırlamak olduğu” belirtiliyor. Çağrının amacının “salt MHP’ye dönük değil, Cumhur İttifakı tabanını genişletmek olduğu” ifade edi lirken, bu süreçte Bahçeli’nin “partisine bir şekilde gönül kırgınlığı içinde bulunan ülkücülerin MHP’ye dönmeleriyle, bu tabanı ‘kendi mahallesinde’ toplamak istediğine” dikkat çekiliyor. Parti kurmayları, “İYİ Parti’nin tam olarak parti olamadığını” ileri sürüyor. AKP içinde yeni parti tartışmaları devam ederken, geçen haftalarda da İYİ Parti’nin 4. Olağanüstü Kurultayı öncesinde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den İYİ Partililere yönelik “yuvaya dönün” çağrısı gelmişti. Bahçeli, İYİ Parti’nin kurultayı sonrasında, Bakanlık: Kuleli, müze olacak Kuleli Askeri Lisesi’nin Araplara satıldığı iddialarına ilişkin açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Haluk Dursun, tarihi binada müze çalışmasının sürdüğünü duyurdu. Dursun sosyal medyadan yapıtğı açıklamada “Kuleli Askeri Lisesi tarihi binası (Süvari Kışlası) Ba kanlığımıza müze olarak değerlendirilmek üzere tahsis edilmiştir. Bu konuda çalışmalar sürmektedir. Türk Askeri tarihi ve eğitimi açısından büyük öneme sahip bu alan için başka bir kullanım kararı yoktur” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında da bu çağrısını yinelemişti. Bahçeli’nin bu çağrısının perde gerisinde, “partisini 2023’e hazırlamak” olduğu belirtiliyor. Çağrının “salt MHP’ye dönük olmadığı” ifade edilirken, asıl amacın “partisine bir şekilde kırgın ve küskün olan ülkücüleri yeniden MHP çatısı altında toplayarak, Cumhur İttifakı’nın çatısını genişletmek olduğu” ifade ediliyor. ‘AKP’ye de gidebilirler’ Parti kurmayları, “MHP’ye gelmeleri önemli değil. AKP’ye de gidebilirler. AKP’deki bölünme hazırlığı çok büyük. Partiden büyük kopuş olmasa bile yüzde 2 bile değerli olacak. Önemli olan Cumhur İttifakı çatısı altında birleşilmesidir” yorumunda bulunuyor. MHP’de “İYİ Parti’nin henüz partilileşme sürecini tamamlayamadığı ve bir kimlik sorunu yaşandığı değerlendirmeleri yapılıyor. l ANKARA 516 AĞUSTOS 2019 CUMA ‘Bu mezarda mübarek bir gladyatör yatmakta’ Marmaris’te bir türbe... İnsanlar yıllarca o türbede Çağ Baba diye bir ermişin yattığına inandılar. Türbeye çaputlar bağladılar, el açıp dualar okudular. Dilekler dilediler Çağ Baba’dan. Çocukları olsun istediler. Evlenmek istediler. Sağlık istediler. Para istediler. Başarı istediler. İstediler de istediler. Herhalde bazılarının dilekleri gerçekleşti ki, yılmadılar, yıllar yıllar boyu o mezarın yolunu tuttular, Çağ Baba’dan medet umdular. Sonra bir gün gerçek anlaşıldı. Müslüman bir ermişin yattığını sandıkları o mezarda aslen Karyalı bir gladyatör yatıyordu. Hem de üç bin yıldır. Dövüşçü Diagoras, bundan üç bin yıl önce Karya döneminde bu topraklarda yaşamış ve ölmüştü ve o üçgen çatılı mezara gömülmüştü. Onun yaşadığı çağlarda değil Müslümanlık, henüz daha tektanrılı herhangi bir din bile yoktu; dolayısıyla nicedir ona okunan Fatihalar boştu. Mitolojik Tanrıların devrinde yaşayan ve ölen ama mezarı 2000’li yıllara dualarla, okumalar üflemelerle gelen bir dövüşçünün, yattığı yerde her şeyi bir kenara bırakıp yöre halkının dileklerini kabule başlayan ve onların derdine derman olan bir dervişe dönüşme olasılığına hiç pirim vermezsek... Bu misal insanlık tarihine, hadi olmadı bu ülke tarihine önemli bir ders olarak geçmelidir. Bu misalden yola çıkarak... Solcu zannettiğimiz insanların neden sağcı gibi davrandığını... Laik zannettiğimiz insanların ortalarda neden muhafazakâr muhafazakâr dolandığını... Dindar zannettiğimiz insanların icraatlarıyla değme dinsizlere neden taş çıkartığını... Ahlaklı zannettiğimiz insanların neden en büyük ahlaksızlıklara imza attığını... Ülkeyi kurtaracağını zannettiğimiz insanların neden ülkeyi batırmaya çalıştığını şıp diye anlayabiliriz. Sorunun, onlarda değil de bizde olduğunu fark etmemiz için önce inandıklarımızla bildiklerimiz arasında çok ciddi bir fark hatta tezat olabileceği gerçeğini kabul etmemiz gerekir. Biz de kulaktan dolma bilgilerle, canımız öyle istiyor diye, içimizden öyle geliyor diye, niyetimiz yeter diye diye, gerçek bilgilere ulaşma zahmetine girmeden; Hatta belki gerçeği gördüğümüz, bildiğimiz halde gerçek bize yetmediğinden, gerçek bizi kesmediğinden, gerçek bizi mutlu etmediğinden... İnandığımız şeylerle inandığımız kadar yetiniyoruz ve gidip olmadık insanlardan olmadık medetler umuyoruz. Bu ülkenin siyasi tarihine ve toplumsal yanılgılarına arkeolojik bir kazı yapılsa... Muhtemelen, yıllardır mezara çaput bağlayıp dualar eden ve eski bir mezarda yatan bir ermişin olağanüstü güçlerinden medet uman inançlı kalabalıkların hayallerini ve umutlarını boşa çıkaran o acımasız bilimsel gerçeklik bizim de yüzümüze bir tokat gibi çarpacak. O kazı, bize inandığımız şeylerle bildiğimiz şeyler arasındaki farkı şıp diye işaret edecek. Ve bu farkı görmediğimiz için başımıza gelenleri bir bir önümüze serecek. İnsan, inancın büyüsüne tav olduğu zaman, sadece eski mezarlar, ermişler ve dervişler deryasında yolunu kaybetmez. İnancı baz aldığı politik görüşlerinde, sosyal taleplerinde, devletle ilişkisinde, toplumsal değerlerinde ve ahlaki ölçülerinde de başına aynı şeyler gelir. Devlete bağladığı çaputlarla, siyasilere ettiği dualarla, topluma olan inançlarıyla pusulasını tarihin sisli bir noktasında çoktan kaybetmiş ve bunu fark etmemiş olabilir. O yüzden fırsat bu fırsat, şu taze türbe hikâyesinden bir ders alalım, devletten aileye, mahremiyetten mülkiyete, kutsallaştırdığımız her değere kuşkuyla bakalım. Ki bin yıllar sonra gelecek nesillere daha da madara olmayalım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle