24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 13 AĞUSTOS 2019 SALI EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ kültür Sosyal medya gerçeği TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Arap Baharı sırasında Mısır’da yaşanan gelişmeleri anlattığı “Meydan” filmiyle tanıdığımız Jehane Noujaim ile aynı filmin yapımcılarından Karim Amer’in yönetmenliğini ve yapımcılığını birlikte üstlendikleri “The Great Hack” 2016 ABD seçimlerinde yaşanan manipülasyonlara ışık tutan ve günümüzün sosyal medya gerçeğine dair çok önemli saptamalarda bulunan bir belgesel. Netflix’te izleyiciyle buluşan ve kanımca Oscar ödüllü “Citizenfour” ve “We Steal Secrets: The Story of Julian Assange” gibi ses getirmiş belgeseller arasına adını yazdıracak bir iş olan “The Great Hack” en antiparanoyak, komplo teorisi düşmanlarını bile durup düşünmeye itecek denli güçlü bir tez sunuyor sosyal medya hakkında. Müthiş bir tezgâh Filmden öğrendiğimiz olgusal gerçekler: 1. Cambridge Analytica diye bir veri toplama/analiz etme şirketi var ve bu şirket önemli siyasi kampanyalar için çalışmalar yapıyor. 2. Cambridge Analytica topladığı verilerin çok büyük bir kısmını Facebook’tan alıyor ve zaten Facebook’un en büyük gelir kaynağı da bu verileri pazarlamak. 3. Aynı şirket bu veriler ışığında seçmenler üzserinde bir çalışma yapıyor ve FİLMİN NOTU: 8/10 “fikrini değiştirebileceklerini” saptayarak onlara belirli bir fikri aşılayan (Trump’a oy vermek ya da AB’den çıkmak gibi) içerikler yolluyor. Filmin anlattığı “great hack” kabaca bu kadar basit işte. Ne müthiş bir tezgâh değil mi? Noujaim ve Amer filmi kurgularken başlıca üç kişinin tanıklıklarına ve araştırmalarına dayandırmışlar, bunlardan biri ve en tartışmalı olanı Brittany Kaiser. Gençliğinde Barack Obama’nın seçim kampanyası için çalışmış, Birleşmiş Milletler gibi kurumlarda lobicilik yapmış, ama sonradan Cambridge Analytica’ya girip muhafazakâr bir çevrenin içinde kendini bulup, üstelik bu çevreye de uyum sağlamış biri Kaiser. Filmde kendisini bir “whistleblower” (içeriden bilgi sızdıran bir çeşit muhbir) olarak tanıyoruz, ama görüyoruz ki Netflix’in yeni belgeseli “The Great Hack” son ABD seçimleriyle İngiltere’deki Brexit referandumunun sosyal medya üzerinden nasıl manipüle edilerek sonuçlandırıldığını anlatan ve izleyeni dehşet verici gerçeklerle yüzleştiren bir film. hâlâ Cambridge Analytica için yaptığı çalışmaların insan haklarına aykırılığı konusunda kafası karışık. Toplanan veriler ışığında seçmenleri ikna etmeye çalışmayı çok da yanlış görmüyor ve onları bilgilendirdiğini düşünüyor. Filmin bir yerinde bunun yanlışlığının da ayırdına vardığını anlıyoruz, ama gerçek bir özeleştiriden uzak olduğu da gerçek Kaiser’in. Onun dışında Cambridge Analytica’ya dava açarak kişisel verilerini geri almak isteyen David Carroll, Guardian gazetesi için çalışan araştırmacı gazeteci Carole Cadwalldr (CA’nın Brexit için yaptığı çalışmalar özellikle onun sayesinde açığa çıkıyor biraz da), CA’nın eski COO/CFO’su Julian Wheatland ve aynı şirketin eski analisti olan Christopher Wylie de filmde önemli roller üstlenen diğer isimler. Tam bu noktada çağımızın önemli muhalif aydınlarından Noam Chomsky’yi hatırlamakta fayda var sanki. Yıllar öncesinden bu yana tekrarladığı bir tezi var Chomsky’nin: “Faşist/totaliter rejimlerde şiddetin işlevi neyse, demokratik rejimlerde medyanın işlevi odur”. Biraz fazla basite indirgeyerek ve kabaca özetledim belki ama ne demek istediğim anladığınızı sanıyorum. (yine de daha fazlası için Chomsky’nin kitaplarını okuyabilir veya en azından “Manufacturing Consent/Rızanın İmalatı” adlı belgeseli izleyebilirler, ki aynı adlı kitabı BGST etiketiyle bulup okuyabilirsiniz) Bu durumda aslında “The Grat Hack”in bize gösterdiği en net şey, medyadan da öte “sosyal medya”nın Chomsky’nin dediği işlevi üstlenmekte olduğu ve bizim de hiçbir şeyin farkında olmadığımızdır. Bugün Facebook’un pazarladığı kişisel verilerimiz yarın iktidara gelmesi için oy verdiğimiz politik partinin seçim kampanyasında kullanılacak muhtemelen ve biz yine de gerçek bir demokraside yaşadığımıza inanacağız, öyle mi? İnsanların bir araya gelmesi, sanal da olsa bir topluluk, birliktelik hissi yaşamak için buluştuğu sosyal medya aslında hepimizi bölen, kutuplaştıran, ayrıştıran bir şeye dönüşmüş durumda ve galiba buna karşı yapılacak en sağlıklı eylem de sosyal medyayı terk etmek. Yapabilir miyiz derseniz, çok şüpheliyim. Can YÜCEL unutulmadı Türk edebiyatının usta şairi Can Yücel, ölümünün 20. yıldönümünde, Muğla’nın Datça ilçesindeki mezarı başında anıldı. 12 Ağustos 1999’da, tedavi gördüğü Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde yaşamını yitiren usta şairi Can Yücel için Uluslararası Knidos Kültür ve Sanat Akademisi’nce (UKKSA), 9. Knidos’un Sır’ı Sanat Festivali etkinlikleri çerçevesinde anma töreni düzenlendi. Törene, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, UKKSA Başkanı Nevzat Metin, onlarca şair ve yazar ile Can Yücel’in sevenleri katıldı. Ünlü heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından usta şairin anıt mezarına çelenk bırakılmasının ardından konuşma yapıldı. Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, Can Yücel’in gündelik dili şiire çevirebi len bir şair olduğunu vurgulayarak “Can, bizim şiirimizin en önemli şairlerinden biridir. Can’ın şiiri bir dil şiiridir. Dil ile söyleyen, dille yazan, dili şiire çeviren bir şairdir. Gündelik sözcüklerimizi şiir diliyle anlatabilen bir şairdir. Can, özellikle İstanbul ağzıyla konuşur. İstanbul ağzın daki bütün argoları, küfürleri şiir diliyle anlatır. Can Yücel’in şiirleri, bence şiirin aslıdır. Can Yücel politik, ekonomik, günlük yaşamımıza yansıyan her türlü olayı alaycı bir dille bize aktaran bir şairdir” dedi. Can Yücel’i anma etkinlikleri, UKKSA’da bugün saat 17.00’de Cengiz Bektaş, Adnan Özyalçıner, Nedim Gürsel, Yaşar Miraç, İsa İnan, Ayşenur Arslan, Funda Tarakçıoğlu, Ali Gök, İdil Berf, Nebil Özgentürk, Gülsen Tuncer ve Hüsnü Arkan gibi şair, yazar ve sanatçıların katılacağı söyleşi ve imza günü ile devam edecek. l DHA Tiyatronun nabzı Edinburgh’da atıyor Tüm dünyadan yüzlerce tiyatro oyununun sahnelendiği Edinburgh Fringe Festival ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bu yıl Yeşim Özsoy’un “Yüz Yılın Evi” ile katıldığı ve ses getirdiği etkinlikte dikkat çeken oyunlardan biri de Belçikalı topluluk Ontroerend Goed’in sergilediği “Are We Not Drawn Onward to New Era” oldu. Palindromik bir oyun olan ve adı da bir palindrom (baştan da sondan da okununca aynı) olan oyun çevreci bir temaya sahip. Vahiysel bir dünya görüşünün hâkim olduğu oyunda hem metnin hem de sahnedeki aksiyonun lineer bir çizgiden ziyade yer yer tersten ilerlediği bir kurgu söz konusu. 2100 yıldır toprak altında Porsuk Höyük’te Roma dönemine ait yaşam alanı bulundu Oyuncu Bennu Yıldırımlar anlatıyor “OAnın Hikâyesi” bugün saat 16.15’te NTV’de gösterilecek. Oyuncu Bennu Yıldırımlar, bayram ekranının özel buluşmalarından “O Anın Hikâyesi” NTV programında Gülay Afşar’ın konuğu 16.20 oldu. Başarılı oyuncu, tiyatro serü veninden “Süper Baba” ve “Yaprak Dökü mü” ile yıldızlaştığı televizyon kariyerine, Cannes Film Festivali’ne katıldıkları “Ahlat Ağacı” filmindeki performansına ve festi valdeki fotoğraf krizine kadar birçok konu da önemli açıklamalar yaptı. YAYIN AKIŞI 08.00 Çalar Saat 10.45 Yasak Elma 13.00 Zuhal Topal’la Sofrada 15.45 Yaparsın Aşkım 19.00 Gülbin Tosun ile FOX Ana Haber 20.00 Maskeli Beşler İntikam Peşinde 22.00 Romantik Komedi 11.00 Bal PorsuğuHayatta Kalma Ustası 12.25 Hayatın Hikâyesi 15.05 Su Savaşları 18.20 Çırak 20.05 Hayatın Hikâyesi 21.00 Bir Dünya Yaşam 22.25 En Büyük Canavarlar 00.10 Bal PorsuğuHayatta Kalma Ustası 01.05 Pazarlık 07.00 Güne Merhaba 09.00 Haber 13.00 Haber 14.Eki Can’lı Tatlar 15.00 Haber 16.15 Afiş Bayram Özel 17.00 Haber 18.00 Haber 19.00 Ana Haber 21.00 Haber 22.00 Yeşil Doğa ( T ) 23.00 Günün Sonu 01.00 Gece Haberleri 07.00 Gün Başlıyor 09.30 18 Dakika 11.00 Haber 10 13.00 Kulis 14.00 Haber 13 14.00 Haber 14 15.00 Haber 15 16.00 Haber 16 16.20 Tele Ekonomi 17.00 Sağlık Masası 18.00 Ana Haber 20.00 18 Dakika 21.00 Ekokritik 23.00 Gün Bitiyor 00.30 18 Dakika 01.00 Ekokritik 11.25 Fotoğraflar 11.30 Eskici 12.00 Tarihin Ruhu 12.30 Bizim Resmimiz 14.20 Fotoğraflar 14.30 Sinema + 15.00 Koleksiyoner 15.30 Resim Sevinci . Bob Ross 17.15 Kısa Bir Ara 17.30 Sinema Dünyası 18.00 Hayat Sanat 18.30 Dünya Müzik Gelenekleri 18.50 Müzelerin Yıldızları 19.00 Bir Resim Bir Hikâye 19.30 Tarihin Ruhu 21.00 Yabancı Sinema: Heidi 22.50 Kısa Bir Ara 23.00 İhmal Edilebilir Nasihatler 00.00 Belgesel: Eski Mısır Hazineleri 2 ( Treasures Of Ancient Egypt 2 ) 01.00 Yabancı Sinema: Paterson 10.00 Haber Merkezi 10.20 O Anın Hikâyesi 11.20 Ruhun Doysun (t) 13.00 Haber Bülteni 14.10 Spor 14.20 O Anın Hikâyesi 16.00 Haber Bülteni 16.10 Spor 16.20 O Anın Hikâyesi 17.00 Haber Bülteni 17.30 Ahmak Bilimi 18.00 Haber Bülteni 18.20 Ayrıcalıklı Rotalar (t) 19.00 Basketbol Milli Takım Hazırlık Maçı / TürkiyeÜrdün 21.00 Haber Bülteni 21.15 O Anın Hikâyesi 22.00 Haber Bülteni 22.00 NTV Belgesel Kuşağı / Vahşi Meksika Hititlere ait orijinal kerpiçlerin bulunduğu Niğde’nin Ulukışla ilçesi Porsuk köyü yakınlarındaki PorsukZeyve Höyük’te, bu yılki kazılarda Roma dönemine ait ev kalıntılarına ulaşıldı. Niğde’nin en eski kazı alanı PorsukZeyve Höyük’te çalışmalar, alçı taşı yatağında 1960’taki yol açma çalışmaları sırasında, MÖ 8. yüzyıla tarihlenen, büyük bir kum taşına yazılmış Hitit hiyerogliflerinin bulunması üzerine 1968’de başladı. Hitit başkenti Hattuşa’da olmayan orijinal Hitit kerpiçlerinin bulduğunu höyükte bu yılki kazılarda, Roma döneminden kalma 2100 yıllık ev, kiler, odalar ve saklama kapları ortaya çıkarıldı. Kazı Heyeti Başkanı, eski Polytechnique Hauts De Üniversitesi Tarih ve Klasik Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Claire Barat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, PorsukZeyve Höyük’ün önemine işaret etti. Höyüğün Hitit döneminde stratejik amaçlı kullanıldığını anla tan Barat, şunları söyledi: “Sur sistemi var, çünkü burada bir kale, garnizon vardı. Çok büyük kerpiç surlar, kuleler var. MÖ 17. ve 13. yüzyılda savaşlardan dolayı iki kere yandı. PorsukZeyve Höyük, çok stratejik bir sit alanı. Çünkü Kilikya’ya açılan yol, Gülek Boğazı’ndan, yani buradan geçiyor. Çok önemli insanlar burayı kullandı. En önemlisi Büyük İskender’in, Hatay bölgesinde Pers İmparatorluğu ile savaşa giderken Porsuk’ta mola vererek dinlendiğini düşünüyoruz.” Bu yılki kazılarda Roma dönemine ait evleri bulduklarını dile getiren Barat, “MÖ 1. ve MS 1. yüzyıllarda burada Kapadokya Krallığı ve Romalılar yaşadı. Burada şehir evleri var, normal bir yaşam alanıydı. Oda, mutfak ile buğday, zeytinyağı, kuru meyve ve şarap saklamak için kullanılan büyük küpleri ortaya çıkardık. Eski Roma döneminde şarap içiyorlardı ve Kapadokya’da çok şarap vardı” ifadelerini kullandı. 11.45 Korkusuz Balıkçılar 12.40 Çığır Açan Buluşlar 13.35 Zihin Oyunları 13.57 Zihin Oyunları 14.25 Ne Kadar Gerçek? 15.20 Ahmak Bilimi 16.10 Sınır 17.05 Zihin Oyunları 17.27 Zihin Oyunları 18.00 Ne Kadar Gerçek? 19.00 Ahmak Bilimi 19.22 Ahmak Bilimi 20.00 25 Litre 21.05 Yıldızlarla Buluşma 22.05 Explorer 23.00 Uçak Kazası Raporu 00.45 Normandiya Tanıkları 11.25 Avustralya Kamyoncuları 12.15 Alaska’yı Mesken Tuttuk 13.05 Nasıl Yapılmış? 13.55 Bering Boğazı’nda Altın 14.45 Avustralya Kamyoncuları 17.25 İşte Sürat İşte Ses 18.15 Nasıl Yapılmış? 21.00 Ed Stafford. Yaban Macerası 21.55 Ormanın Koruyucuları 22.50 Bear Grylls İle İnsan Doğaya Karşı. Hindistan Özel 23.45 Dizel Kardeşler 24.30 Ed Stafford. Yaban Macerası 01.15 Ormanın Koruyucuları cumtv@cumhuriyet.com.tr BJK’nin hikâyesi: Kolej Havası İki dâhi müzisyen Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı’nın hikâyelerinin ölümsüzleştiği “Blue” belgeseliyle adından söz ettiren ekip bu kez Türkiye futboluna damga vurmuş ve MetinAliFeyyaz ile özdeşleşen Beşiktaş futbol takımını ele alan ‘Kolej Havası’yla izleyicinin karşısına çıkacak. “Kolej Havası”, Beşiktaş’ın futbol tarihinin en parlak dönemlerinden birine imza atan, 198992 yılları arasında üst üste 3 şampiyonluk kazandığı takıma odaklanıyor. Yönetmenliğini Sertan Ünver’in, yapımcılığını Güverte Film’in üstlendiği “Kolej Havası” belgeselinde efsane futbolcuların yanı sıra Zafer Algöz ve Feridun Düzağaç gibi sanatçılar da Beşiktaş taraftar ilişkisine ve dönemin atmosferine dair anılarıyla yer alıyorlar. Filmin vizyon tarihi ise 6 Eylül. The Ringo Jets dünya sahnesinde Dünyanın dört bir yanından müzik, sanat ve eğlence tutkunlarını bir araya getiren Sziget Festivali, Türkiye’den The Ringo Jets’in performansına sahne oldu. Tüm hızıyla devam eden ve Foo Fighters, Ed Sheeran, Florence + The Machine, Post Malone, Twenty One Pilots, The 1975, The National, Macklemore ve Martin Garrix gibi yıldızların sahne aldığı festivalde The Ringo Jets Türkiye’den performans sergileyen ilk grup oldu. Performansıyla göz dol duran topluluğu yerliyabancı binlerce müziksever dinledi. Bu yıl 10. yılını kutlayan Sziget Türkiye organizasyonuyla sahne alacak bir diğer topluluk Sziget Talent Turkey yarışmasının galibi elektrofolk grubu Yasak Helva olacak. 100’den fazla ülkeden gelen 500 binden fazla Szitizen’e bir hafta boyunca ev sahipliği yapan Sziget Festival’i yine tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle