18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 12 AĞUSTOS 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ECE KURTULUŞ HABER OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı birinci sayfada Bu konuda yazarımız M. Ali Güller, 8 Ağustos’ta “Güvenli bölge ne anlama geliyor?” başlıklı yazısında konuya açıklık getiriyordu.  Yazarımız Ali Sirmen de yazısında (9.8.2019) yapılan anlaşmanın ABD çıkarlarına yardım edeceğini, asıl yapılacak işin yani “Kuzey Suriye’de güvenli bir bölge oluşturma işinin Suriye’deki meşru iktidarla, Ankara ile Şam’ın” anlaşarak sonuca ulaşması gerektiğini belirtiyordu. Yazarımız Barış Doster, “Türkiye ve ABD neyin üzerine anlaştı?” başlıklı yazısında (10.8.2019) “ABD, Irak’ın kuzeyinde ne yaptıysa, hangi kuvvetleri sahaya sürerek yaptıysa, Suriye’nin kuzeyinde de aynısını yapıyor” diyordu. Mustafa K. Erdemol, “ABD ile Türkiye uzlaştı mı?” başlıklı yazısında (10.8.2019) çözümün Suriye ile anlaşmaktan geçtiğini belirtiyordu. Yazarımız Işık Kansu, “Stratejik Kefe” adlı yazısında (10.8.2019) ABD’nin Suriye Temsilcisi James Jeffrey’nin “Bir yanda çok önemli bir NATO müttefiki, bir yanda IŞİD’le mücadelede önemli bir yerel ortağın kaygılarını dengelemeye çalışıyoruz, biçimindeki açıklamasına gönderme yaparak, ABD’nin ‘önemli’ NATO müttefiki Türkiye, yerel ortağı da YPG (PKK) oluyor! ABD için Türkiye ile PKK aynı kefede. İşte o ‘stratejik ortak’ ile Suriye için ‘Müşterek Harekât Merkezi’ kuruluyor” diyordu. Aslında aşağıdaki üç soru çok önemlidir ve anlaşmanın zayıf noktalarını açığa çıkarmaya yaramaktadır. 1 Anlaşmaya varılan güvenli bölgedeki “YPG/PYDPKK” terör örgütü unsurları ne olacak? Bunların ellerindeki silahlar ne olacak? 2 Bu unsurlara karşı bir hareket yapılamayacağına göre bu unsurlar daha da güç kazanmayacaklar mı? 3 Bu bölgenin güvenliği nasıl sağlanacak? Ne yazık ki bu sorular yanıtsız kalıyor. Türkiye artık o bölgede askeri bir operasyon yapamayacak duruma getirilmiştir. Türkiye gerçekçi politikadan inatla kaçıyor. Sonunda bölge dışından, büyük güçlere ödünler verilerek uzlaşmalara gidiliyor. Türkiye, Esad rejimi ile anlaşarak daha gerçekçi bir zemin oluşturabilirdi. Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye’nin ekonomik alanda en sıkıntılı olduğu dönemde ABD’nin isteklerinin öne çıktığı bir anlaşma kabul edilmek zorunda kalınmıştır. Bu anlaşma, ABD ile geçmişte yaşanan acı deneyimlerden hiç ders alınmadığını göstermektedir. ABD açıkça, Türkiye’nin askeri güç kullanarak PKK/PYD oluşumunu ortadan kaldırmasını ya da zayıflatmasını engellemiş oluyor. Ekonomik alanda beli bükük ve eli zayıf olan siyasi iktidar, ABD’nin çıkarları doğrultusunda yürütülen görüşmeleri kabul etmek zorunda kalmıştır. MHP lideri Devlet Bahçeli, bayram namazı çıkışı erken seçim tartışmalarına değindi: Türkiye’nin ihtiyacı yok Bahçeli, “Seçimi düşünmek terörle mücadeleyi aksatır, terör devleti kurulmasını teşvik eder” derken, SP lideri Karamollaoğlu, ABD ile Kuzey Suriye konusunda mutabakat olmamasına rağmen “varmış gibi” yapıldığını söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’de erken seçime ihtiyaç olmadığını belirterek “Böyle bir seçimi düşünmek, terörle mücadeleyi aksatmak, güneyimizdeki terör devletinin kurulmasını teşvik etmek demektir” dedi. Bahçeli, Gazi Merkez Camisi’nde bayram namazını kıldıktan sonra bir grup partiliyle MHP’nin kurucu genel başkanı Alparslan Türkeş’in Beştepe’deki kabrini ziyaret etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Bahçeli, erken seçim tartışmalarına ilişkin, “Böyle bir seçimi düşünmek, terörle mücadeleyi aksatmak demektir, güneyimizdeki terör devletinin kurulmasını teşvik etmek demektir, PKK/PYD’ye yeniden cesaret vermek demektir ve FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak demektir. Türkiye’de seçime ihtiyaç yok. Terörün kökünü kazıyacak, sosyal ve ekonomik sorunları çözebilecek güçlü bir idari yapının sürekliliğine ihtiyaç vardır” değerlendirmesini yaptı. ‘Farklı konuşuluyor’ Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise bayram namazını Ankara Balgat’taki Hamidiye Camii’nde kıldı. Namazın ardından basın mensuplarına açıklama yapan Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kurban Bayramı mesajında yer verdiği, “Ağustos ayı, bizim için zafer ayıdır” ifadesinin sorulması üzerine şöyle konuştu: “Yeni bazı harekâtlardan bahsediliyor. Herhalde o harekâtlara atıfta bulundu. Ne olduğunu bilmiyorum. Ancak bir husus beni üzüyor. Yani, ‘ABD ile Fırat’ın doğusunda güvenli bir bölge oluşturmak için anlaşmaya vardık’ dediler. Sonunda da pek de bir anlaşmanın olmadığı anlaşıldı. Bunlar birbirleriyle hangi lisanda konuşuyorlar, bilmiyorum. Araya ciddi bir tercüman lazım ki birbirlerinin ne dediğini anlasınlar. Konuşma yapıyorlar, bizimkiler başka bir türkü söylüyor, konuşmadan ayrılınca, öbür taraf başka bir türkü söylüyor. Çok garipsedim, hemen yani aradan bir zaman geçtikten sonra değil, konuşmanın hemen akabinde iki tarafın söylediklerinin birbirleriyle bağdaşır sözler olmadığı anlaşılıyor. Demek ki bir mutabakat sağlanmamış.” ‘En iyi yol anlaşmak’ Çatışmaları sonlandırmak için en iyi yolun anlaşmak olduğunu aktaran Karamollaoğlu, “Öyle bir harekât bugünkü şartlarda yapılabilir mi? Çünkü, ABD bir taraftan ‘çıkacağım’ diyor, bir taraftan da orada destek verdiği güçleri ciddi manada silahlandırmaya devam ediyor. Allah yardımcımız olsun, inşallah bu çatışmalar bir an önce durur, ama çatışmanın durdurulması her zaman karşılıklı mutabakatla sağlanır. Gücün varsa bastırır, dediğini yaptırırsın, ama o güç yoksa o zaman oturup anlaşırsın. Anlaşmak, bugünkü şartlarda çatışmaktan evladır gibi geliyor. Çünkü çatışma, can kaybı, yıkım manasına geliyor. Bu sürecin devam edeceği manasına geliyor” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Bayraktar, Ukrayna ile ortak silah şirketi kurdu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın teknik müdürlüğünü yaptığı Baykar Makina’nın iştiraki Baykar Savunma ile Ukrayna devlet silah ticaret şirketi Ukrspetseskport arasında yüksek hassasiyetli silah ve havauzay teknolojileri alanında ortak şirket kurulduğu açıklandı. Ukrayna Ulusal Savunma Komitesi, açıklamasında “Ortak girişimin asıl görevi, her iki ülkenin savunma kapasitelerini bir araya getirerek kendi orduları için yeni modern silah örneklerini seri üretime geçirmektir” denildi. Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, geçen haftaki Türkiye ziyaretinden Baykar Milli SİHA Sistemleri Üretim ve ArGe tesisini ziyaret etmişti. l AA BM’den KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’ya mektup Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Rumlara sunduğu “hidrokarbon konusunda ortak komite kuralım” önerileri konusunda bir mektup gönderdi. Mektubunda Akıncı’nın, hidrokarbon kaynaklarının yönetimi konusunda Kıbrıs Rum lideri Nikos Anastasiadis’e yaptığı önerileri dikkatli bir şekilde not ettiğini belirten Guterres, “Gerginliklerin azaltılması için tüm çabalar memnuniyetle karşılanmaktadır” dedi. Mektubunda “açık denizlerdeki hidrokarbon sorununun çözümüne duyulan ihtiyacın, Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüme ulaşmak için güçlü bir teşvik oluşturduğuna inandığını” belirten Gu terres, Akıncı’ya hitaben “Sürdürebilir bir çözüme olan bağlılığınızı ve daha fazla güven artırıcı önlemi almaya hazır olmanızı takdir ediyorum” dedi. Guterres, “Liderlerin BM gözetiminde gayri resmi olası bir konferansın toplanması önerisini takdir ederek tüm Kıbrıslıların yararına olacak etkili yeni güven artırıcı önlemlerin alınması yönündeki” çağrısını yineledi. Akar, Gemlik fırkateynini ziyaret ederek personelden bilgi aldı. Türkiye seyirci kalamazAkar’dan Doğu Akdeniz mesajı: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarıyla ilgili olarak, “Onlar araştırma, sondaj yapacak, gaz, petrol çıkaracak, o zenginliklerden istifade edecek, hem Kıbrıs halkı hem de Türkiye Cumhuriyeti hiçbir şey yapmadan seyredecek. Bu çok komik, böyle bir şey olmaz” dedi. KKTC’deki temaslarını tamamlayan Milli Savunma Bakanı Akar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) komuta kademesi, dün de önemli bir ziyaret gerçekleştirdi. Helikopterle Yavuz sondaj gemisine refakat eden TCG Gemlik fırkateynine giden Akar ve beraberindekiler, faaliyetlere ilişkin deniz taktik resmi üzerinden brifing aldı, talimatlar verdi. Geminin personeliyle de bir araya gelen Bakan Akar ve komutanlar, personelin Kurban Bayramı’nı kutladı. “Mavi vatanın etkin, caydırıcı ve saygın muhafızları” olarak nitelendir diği bahriyelilerin çok önemli bir görev icra ettiğini belirten Akar, “Burada Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de, Ege’de bir oldubittiye göz yummayacağız. Herhangi bir şekilde bu haklarımıza karşı birtakım kararlar alınmasına müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu. Olması gerekeni iyi komşuluk ve uluslararası hukuk çerçevesinde dile getirdiklerini kaydeden Bakan Akar, “Şunu da kimse beklemesin, onlar araştırma, sondaj yapacak, gaz, petrol çıkaracak, o zenginliklerden istifade edecek, hem Kıbrıs halkı hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir şey yapmadan seyredecek. Bu çok komik, böyle bir şey olmaz. Uluslararası kurallar var, çeşitli uygulamalar, yöntemler var. Bu manada biz de kendi hakkımızı, KKTC halkının haklarını sonuna kadar savunduk, savunacağız. Bu konuda bizim gücümüzü, kuvvetimizi kimse test etmesin” ifadelerini kullandı. ÇAVUŞOĞLU: Fırat’ın doğusu temizlenecek Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fırat’ın doğusuyla ilgili süreçte adımların atıldığını belirterek, “Kararlılığımızı gösterdik. Şunu söylüyoruz; Ya birlikte temizleyeceğiz ya Türkiye buraya girecek, o teröristleri temizleyecek. Nasıl Afrin’den temizlediyse, nasıl Cerablus’tan DAEŞ’lileri temizlediyse, Fırat’ın doğusundan da YPGPKK’yi temizleyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun temizlenecektir” dedi. AKP Antalya İl Başkanlığı’nın bayramlaşma programına katılan Çavuşoğlu, ABD’nin Münbiç’te olduğu gibi oyalama sürecine girmesine müsaade etmeyeceklerini söyleyerek “Orada Amerika sözünü tutmamıştır, Münbiç’te oyalamaya girmiştir, birlikte onayladığımız bir yol haritasını uygulama konusunda üzerine düşeni yapmamıştır” dedi. Teklifimiz masadaCumhurbaşkanıYardımcısıOktay’dan‘ortakkomite’açıklaması: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bayram namazı sonrası yaptığı açıklamada Doğu Akdeniz’de yapılan sondaj çalışmalarının kararlılıkla sürdürüleceğini belirterek “Türkiye, hem kendi haklarını hem de Kıbrıs Türkünün haklarını korumakla ilgili sonuna kadar kararlı bir şekilde ilerleyecektir. Hem sondaj faaliyetlerini devam ettirmekle ilgili hem de çözüm süreci boyutunda da Kıbrıs Türkünün eşit ve adil kaynakların paylaşımı noktasında ortak komite kurulması çerçevesinde teklifimiz hâlâ masadadır” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, AKP İzmir Milletvekili Bina li Yıldırım, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen bayram namazını Üsküdar’da bulunan Büyük Çamlıca Camii’nde kıldı. Bayram namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Oktay, yurttaşların Kurban Bayramı’nı kutladı. ‘Kararlılığımız kesin’ Kıbrıslı yurttaşların da bayramını kutlayan Oktay, Yavuz sondaj gemisinin Doğu Akdeniz’deki çalışmalarının anımsatılması üzerine, “Doğu Akdeniz’deki olayı biliyorsunuz. Özellikle güney tarafın yasal olmayan yollarla hâkimiyet alanı iddiasıyla yürüttüğü sondaj faaliyetlerine Türkiye’nin kendi kıta sahanlığı bölgesinde ve yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle yaptığı anlaşmalar çerçevesinde yaptı ğımız çalışmalardır bunlar. Şu anda Fatih, Yavuz, Barbaros bölgede. Oruç Reis de bölgeye geçiyor. Bu noktadaki kararlığımız son derece kesin” ifadelerini kullandı. Yunanistan’a Türkiye’nin her zaman zeytin dalı uzattığını kaydeden Oktay, “Yunanistan’da yeni bir hükumet kuruldu. İlk tebrik eden Sayın Cumhurbaşkanımızdı. Zeytin dalı uzatmaksa biz her zaman uzatıyoruz. Türkiye, hem kendi haklarını hem de Kıbrıs Türkünün haklarını korumakla ilgili sonuna kadar kararlı bir şekilde ilerleyecektir. Hem sondaj faaliyetlerini devam ettirmekle ilgili hem de çözüm süreci boyutunda Kıbrıs Türkünün eşit ve adil kaynakların paylaşımı noktasında ortak komite kurulması çerçevesinde de teklifimiz hâlâ masadadır” dedi. l İç Politika Zehirlenen bayram... Küçük kız çocuğu evin sevgilisiydi. İki erkek çocuktan sonra doğan sevimli kız, evin neşeli küçüğü, ağabeylerinin gözdesi olmuştu. Bir Kurban Bayramı’nın günlerce öncesinde alıp bahçeye bağladıkları koç, küçük kızın en sevdiği canlı olmuştu. Onu eliyle besliyor, verdiği üzümleri yerken sevinç duyuyordu. Ama bayramın birinci gününde bu sevgili hayvanı işte şimdi kesiliyordu. Küçük kız donup kalmıştı. Ağlayarak kaçtı. Sonra, bütün aileyi şaşırtan bir şey oldu. Küçük kız konuşmuyordu. O şen şakrak kızımız konuşmuyor, ağzını açtığı zaman koç gibi meliyordu. Ağzından sadece bu “meee” sesi çıkıyordu. Aile telaşlandı. Doktorlar, psikologlar, konuşma terapistleri hiçbir çare bulamadılar. Küçük kız melemeyi sürdürdü. Aslında, kurban edilen sevgili koçunun yasını tutuyordu. Bir yıl böyle geçti. Sonra yas hafifledi, ama “o” artık et yemeyi reddetti. Tanınmış, çok sevilen bir ailenin küçük kızının yaşadığı olayı gene bir bayram günü bize anlatanartık yaşlanmışhanımefendiyi dinlerken donup kalmıştım. Anlattığı kendi yaşadığıydı. Şimdi hiçbiri hayatta değil. İki sevgili ağabeyi de, kendisi de yaşamlarını bize bırakıp aramızdan ayrıldılar. Ama bu yaşanmış kurban olayını unutmam, unutamam. HHH Kurban Bayramı, paylaşmanın, dayanışmanın bayramıdır. Ama bu bayram, doğanın kurban edilişiyle zehirlendi. Bu bayram, bu ülkenin duyarlı insanlarına zehir oldu. Bu bayram, siyanürle zehirlendi. Alamos Gold diye bilinen Kanada kökenli bir maden şirketi, hiç bilemediğimiz pazarlıklarla ülkemizde altın arama ruhsatı aldı. Altın çıkarma yöntemi şudur; bölgedeki ağaçlar kesilir, düzleşen arazinin tonlarca toprağı büyük havuzlarda toplanır, çok su gerektiren işlem, büyük havuzlarda toprağın siyanür katılmış suyla karışmasıyla sürer. Siyanür, altını ayrıştırır. Şirket bu altını alır, çeker gider. Size de çok küçük bir pay bırakır. Ülkeniz, çokuluslu şirket tarafından soyulmuştur. John Perkins tarafından yazılan “Ekonomik Tetikçi” kitaplarını okumanızı öneririm. April Yayınevi tarafından yayımlanan bu kitaplar Amerika’da basılamadı. Çünkü Amerika derin devleti baskı yaptı ve yayıncılar çekindiler. Bu kitap, çokuluslu şirketlerin soygununu birinci ağızdan anlatmaktadır. Kalkınma kamuflajıyla örtülmüş soygunlar, verilen rüşvetler, gizli pazarlıklar, hepsi hepsi apaçık. Şimdi bu altın çıkarma soygunu, Bergama’da yaşananlar, bu kez Kaz Dağları’nda, Kirazlı’da yaşanıyor. Artvin’in yeşil dağları, şimdi Gediz Havzası’ndan Murat Dağı’na uzanan doğa yağması, vatanın nasıl sorumsuz ellerde olduğunu anlatıp duruyor. Siyanür zehrinin tekinsiz bir çağrışımı var. Potasyum siyanür, Nazi suçlularının çok sevdiği bir zehirdir. Hitler, 30 Nisan 1945’te, Sovyet askerleri Berlin’e girip Hitler’in sığınağı olan Führerbunker kapılarını zorlarken her şeyin bittiğini kabul eder. Siyanür kapsülünü içer, tabancayla kendini vurur. Eva Braun da intihar etmiştir. Arkasından gözde bakanı Joseph Goebbels ile karısı Magda da intihar edeceklerdir. Fakat daha önce Magda, altı küçük çocuğunu da siyanürle zehirler. Onlar öldükten sonra kendileri de gene siyanürle intihar ederler. Böylece, saplantılı önyargılı bir Führer, ülkesini de, dünyayı da acılara boğduktan sonra hayatını sonlandırır. HHH Gelin sevgili dostlar, her şeye yeniden başlayalım. Bu yağmacılığı, bu soygunları, bu talanları durduralım. Ülkemize, doğamıza, vatanımıza sahip çıkalım. Bize hayat veren toprağımızı, havamızı, suyumuzu koruyalım. Daha doğru bir hayatı, daha adaletli bir yaşamı, daha eşit bir toplumu hak ettiğimizi kanıtlayalım. Mücadeleden vazgeçmeyelim. Asla mücadeleden vazgeçmeyelim. Ülkemiz bizim ülkemiz olsun. Bayram bizim bayramımız olsun. Kararımız, azmimiz bu olsun...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle