24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 51 AĞUSTOS 2019 PERŞEMBE Mevzuat öne çıkıyorCumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay başkanlığında yeni sistemle ilgili çalışmalar sürüyor Sistemdeki aksayan yönler için anayasa değişikliği olması gerektiği dile getirilmesine karşın sistemin özünü değiştirebileceği kaygısıyla alt mevzuatla yetinilmesi üzerinde duruluyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yeni sistemdeki aksaklık ve eksikliklerin düzel tilmesi için yürüttüğü çalışmalar kapsamında Cumhurbaşkanlığı’nda oluşturulan ofis ve kurulların işle vi tartışılıyor. Politika üretmek için oluşturulan ofis ve kurul ların birçok konuda ba kanlıklarla aynı çalışma ları yürütmesi nedeniyle emine kaplan zaman ve enerji kaybına yol açtığı eleştirileri dile getiriliyor. Sistemdeki aksayan yönler için bazı konularda anayasa değişikliği olması gerektiği dile getirilmesine karşın muhalefet partilerinin olası bir anayasa deği şikliğinde sistemin özünü değiştire bilecek düzenlemeleri gündeme geti receği için bunun yerine alt mevzu atla yetinilmesi üzerinde duruluyor. Yeni sistemle Meclis ayağının zayıf kaldığı dile getirilirken, milletvekil lerinin de şikâyetine neden olan ko nularda Meclis’in etkinliğinin artırıl ması için yöntem aranıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın başkanlığında yeni sistem le ilgili yapılan çalışmalar sürüyor. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda dün konuyla ilgili geniş katılımlı bir top lantı gerçekleştirildi. Çalışmaların bir süre daha devam edeceği, hangi alanlarda ne gibi değişiklikler yapıl ması gerektiği, anayasa değişikliği ne ihtiyaç olup olmadığı, alt mevzu atla yapılacak değişikliklerin sistem deki sıkıntıları çözmede yeterli olup olmayacağı konularında nasıl bir yol izleneceği belirlenecek. Parti kulislerinde, yaşanan sıkıntı ların daha çok uygulamadan ve par lamenter sistemden kalan alışkan lıklardan kaynaklı olduğu, alt mev zuatta yapılacak bazı değişiklikler ile tıkanıklıkların aşılabileceğine yö nelik resmi görüşler ortaya konsa da anayasa değişikliğiyle sistemin ku ruluşu sırasında öngörülemeyen ha talar yapıldığı kaydediliyor. Anayasa değişikliği zor Yürütme ve yasamanın işleyişi açısından en büyük sıkıntının hükümetin TBMM’ye yasa tasarısı sunma olanağının kaldırılması, bakanların Meclis’ten olması durumunda vekilliklerinin düşmesi ve dışarıdan bakan ataması olduğuna dikkat çekilirken, bu gibi kritik konularda anayasa değişikliğine gidilebileceği, ancak muhalefet partilerinin parlamenter sistemine dönüş yapılması gerektiği yönündeki açıklamaları nedeniyle bunun mümkün olmadığına işaret ediliyor. “Bu anlayışta olan bir muhalefetle sistemin düzeltilmesi için bazı değişiklikler yapılması konusunda masaya oturulması mümkün değil” görüşü dile getiriliyor. Sistemle ilgili en fazla tartışılan konulardan biri de yeni sistemle birlikte Cumhurbaşkanlığı’nda politika üretmek için oluşturulan ofis ve kurulların amaçlanan işlevini yerine getirip getirmediği etrafında toplanıyor. TBMM gündemine getirilecek yasal düzenlemelerle ilgili olarak zaman zaman ortak toplantılar yapılsa da bakanlıklar, kurullar ve TBMM Grubu ayrı ayrı çalışmalar yapıyor. Bakanlıklar ve kurulların ortak çalışmasıyla TBMM Grubu’na getirilen bir konuda, milletvekillerinin itirazı üzerine sil baştan aynı süreçlerin tekrarlanması gündeme geliyor. Bu işleyişin zaman ve enerji kaybına yol açtığı ve karmaşa yarattığı eleştirileri dile getirilirken, karar süreçlerinin daha sağlıklı yürütülmesi için formül aranıyor. Parti yöneticileri, sistemin yasama ve yürütmeyi ayırdığını, ancak Türkiye’de hâlâ alışkanlıklarla milletvekillerinin yürütmenin bir parçası olarak görüldüğünü belirterek “seçmen milletvekillerinden talepte bulunuyor. Milletvekili de ‘Ben yasama organı üyesiyim sadece yasa yaparım’ diyemiyor. “Yasama yasa yapacak” dedik, ama Meclis’in böyle bir altyapısı yok. Sistemin yasama tarafının güçlendirilmesi gerektiğini kaydeden parti yöneticileri, yasa önerilerinin TBMM Başkanlığı’na sunulmadan önce muhalefetin görüşünün alınması durumunda gereksiz tartışmalarla zaman kaybının da önlenebileceğine işaret ediyor. l ANKARA İlk kez bir liderin evinde Sürpriz gelişen “ev görüşmesinin” perde arkasında ise Erdoğan’ın, MHP lideri Bahçeli’nin evinin fotoğrafını daha önce sosyal medya ortamında görmesi olduğu öğrenildi. Alınan bilgiye göre, Erdoğan, fotoğrafı görmesinin ardından Bahçeli’ye “Eviniz çok güzelmiş” dedi. Bahçeli de, Erdoğan’a “kendisini bir gün evinde misafir etmekten memnuniyet duyacağını” söyledi. Görüşme bu kapsamda, Bahçeli’nin daveti üzerine evde gerçekleşti. Bahçeli, Cumhurbaşkanı’nı evinde ağırladı. Sistem ve Suriye masada SELDA GÜNEYSU Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk kez bir siyasi parti liderinin evinde görüşme gerçekleştirdi. Erdoğan, “güncel siyaset ve dış politika üzerine” görüşmek için dün MHP lideri Devlet Bahçeli’nin evine gitti. İki lider arasında İstanbul’da yenilenen seçim sonrası beklenen görüşme dün, gerçekleştirildi. Görüşme, Erdoğan ile Bahçeli’nin diğer görüşmelerinin aksine Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda değil, sürpriz bir şekilde Bahçeli’nin evinde gerçekleşti. Erdoğan’ın, “göreve geldikten sonra ilk kez bir siyasi parti liderinin evinde görüşmeye gitmesi” dikkat çekerken, Erdoğan’ın daha önce de Bahçeli’yi “MHP Genel Merkezi’nde ziyaret etmek istediği ancak bu buluşmanın bazı nedenlerle daha önce gerçekleşemediği” belirtildi. Saray’da toplantı Bahçeli’nin ise “Erdoğan’ı nezaket çerçevesinde evinde ağırlamak istediği” ifade edildi. Ayrıca Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin aksayan yönleri ve Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon görüşüldü. Bahçeli her iki konuda da destek verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk kez bir siyasi parti liderinin evinde görüşme gerçekleştirdi. Bahçeli’nin evindeki görüşmeye sivil plakalı araçla ve küçük bir konvoyla gittiği belirtildi. Edinilen bilgiye göre görüşmede, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda oluşturulan bir ekibin çalışması hakkında Bahçeli’yi bilgilendirdiği ifade edildi. Erdoğan’ın Bahçeli ile görüşmesi öncesinde de Saray’da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili toplantı yapıldığı öğrenildi. Erdoğan’ın gerek daha önce milletvekilleriyle yaptığı toplantılar gerekse parti karar organlarıyla yaptığı toplantılardan elde edilen sonuçlar ve “milletvekillerinin sisteme yönelik şikâyetlerini Bahçeli’ye aktardığı” dile getiriliyor. AKP kanadından gelecek düzenlemelere ilişkin Erdoğan’ın Bahçeli’den “destek istediği” ifade ediliyor. Bahçeli’nin de “sistemin sac ayaklarının tam olarak oturtulması için AKP’ye destek vereceğini ilettiği” kaydediliyor. ‘Kontrol Türkiye’de olmalı’ Görüşmede Bahçeli’nin “Fırat’ın doğusuna bir operasyon yapılmasının zorunlu olduğunu” dile getirdiği kaydedilirken, MGK’deki “barış koridorunun oluşturulması” yönündeki mesajının da altının çizildiği belirtildi. Bahçeli’nin Erdoğan’a, “Fırat’ın doğusunda güvenli bölge kurulması ve bu bölgenin kontrolünün Türkiye’de olması gerektiğini” söylediği ifade edildi. Görüşmede ayrıca geçen haftalarda birinci grup malzemelerinin teslimatı tamamlanan S400 hava savunma sistemi ve ABD’nin “yaptırım tehdidinin” de ele alındığı ve “bu tehditlere boyun eğilmeyeceğini ifade ettikleri” vurgulandı. l ANKARA ABB’nin 100 günlük faaliyet raporu kitapçık olarak yayımlandı Yavaş’ın bütçesi fazla verdi Akşener yetkiyi kullandı Akşener, kurultay öncesinde grup başkanvekilliği görevinden alınan Yavuz Ağıralioğlu’nu genel başkan yardımcılığına getirdi. SELDA GÜNEYSU İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin hafta sonu olağanüstü kurultayı öncesinde, “Siyasi Partiler Yasası’na aykırı olduğu gerekçesiyle ve bu nedenle iptal edilebileceği” noktasında parti içinde de tartışılan “genel başkanın genel idare üyesi olmamasına karşın dışarıdan üç kişiyi Başkanlık Divanı’nda görevlendirebilmesine” yönelik yetkisini kullandı. İYİ Parti Grup Başkanvekilliği görevinden alınan Yavuz Ağıralioğlu, Akşener’in bu yetkisine dayanarak, resmen “genel başkan yardımcılığı” görevine getirildi. İYİ Parti’nin 25 Mayıs’ta gerçekleştirilen olağanüstü tüzük kurultayında, Genel Başkan Akşener’e “partinin genel idare kurulu üyesi olmamasına karşın dışarıdan üç kişiyi partinin karar organı Başkanlık Divanı’na alma yetkisi” tanınmıştı. Akşener, tüzükten kaynaklı bu yetkisini ilk kez Yavuz Ağıralioğlu için kullandı. Akşener’in, Ağıralioğlu için hafta sonu yapılacak İYİ Parti Olağanüstü Kurultayı’nı beklememesi dikkat çekti. Akşener’in eski Mersin Büyükşehir Beledi ye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı da aynı şekilde, yetkisini kullanarak, mevcutta Mahalli İdarelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen Müsavat Dervişoğlu’nun yerine görevlendirmek istediği ancak Dervişoğlu’nun henüz istifa etmemesi nedeniyle “makamın boşalmadığı gerekçesiyle” bu yetkiyi kullanamadığı ifade ediliyor. Partinin kuruluşundan bu yana Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Koray Aydın’ın “başka bir genel başkan yardımcılığı görevine getirilebileceği” ifade ediliyor. Ancak partide “Aydın’ın teşkilat üzerinde hâkimiyet sağladığı” gerekçesiyle bu değişimi destekleyen de var. “Teşkilatları Koray Aydın’dan almak kolay olmaz. Delege itiraz eder” görüşü dillendiriliyor. MHP’den ayrılarak İYİ Parti’yi destekleyen ve İYİ Parti bünyesinde siyaset yapmayı tercih eden ülkücü kökenli isimlerin de “Aydın’ın teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcılığı görevinden alınmasına karşı çıkabileceği ve bu parti üyelerini küstürebileceğine” de dikkat çekiliyor. l ANKARA Ankara Büyükşehir Bele lamda 24 milyon 271 bin diye (ABB) Başkanı Man 956 TL azaltıldı.” sur Yavaş’ın ilk 100 gününü anlatan kitapçık yayımlandı. ‘20 kat kesinti’ Yavaş, kitapçığın önsözünde Hükümetin çok sayıda bü “Başarı öyküsünü tüm An yükşehiri CHP’ye karşı kay karalılar ile birlikte yazacak, betmesinin ardından özellik Ankara’yı Mustafa Kemal le metro gelirlerine ilişkin Atatürk’ün başkentine yakı yaptığı değişiklik de kitap şır, dünya başkentleriyle ya çıkta yer aldı. Değişikliğin rışır bir kent hali belediyeyi mali açı ne beraber getirece sından zorlama ham ğiz” dedi. lesi olduğu belirtildi. Kitapçıkta, hazır Kitapçıkta konuyla il lanan rapora göre gili şu bilgi yer aldı: Büyükşehir Beledi “Eğer 2018 yılında yesi israfla mücade Belediyemizin Hazi le kapsamında ilk ne paylarından yüzde 100 gün sonunda 5 kesinti yapılsaydı 136 milyon 579 bin 208.6 milyon TL ke 402 TL bütçe fazlası Mansur Yavaş sinti yapılmış olacak verdiği açıklandı. tı. 2018’de Bakanlık ile ya Bir haftada 853 personel alınmış pılan protokole göre Bakanlık tarafında yapılan metro hattı tahsilat toplamı üze YSK’nın seçim kararı rinden yüzde 15 kesinti ya nın Resmi Gazete’de yayım pılmak suretiyle ödeme ya landığı 13 Aralık 2018’den, pılsaydı ödenecek toplam tu Yavaş’ın mazbatasını al tar 10.6 milyon TL olacaktı. dığı 8 Nisan 2019 tarihi 01.05.2019’da yayımlanan ne kadar, yani seçim süre Cumhurbaşkanlığı Kararı ile cinde belediyeye 853 perso 2018 yılı gerçekleşmeleri nel alındığının ve 853 kişi ne göre Belediyemizden 198 nin 117’sinin alımının ise milyon 43 bin 929 TL ya Yavaş’ın seçimi kazandı ni yapılması gereken kesin ğı 1 Nisan’dan mazbatası tiden yaklaşık 20 kat daha nı aldığı 8 Nisan’a kadar 1 fazla kesinti yapılacaktır.” hafta içerisinde gerçekleş Belediye iştiraklerinden tiği belirtildi. Raporda, 8 ASKİ’nin de, 100 günlük dö Nisan’da 29 bin 446 perso nem içindeki değişim şöyle nel varken, 79 kişinin işe anlatıldı: “Bu dönemde büt alındığı, 56 kişinin ise iş çe giderleri toplamı 720 mil ten ayrıldığı kaydedildi. yon 950 bin 618 TL’dir. Bu Kitapçıkta, Yavaş’ın 100. giderlerin yüzde 74’ünü mal gününün dolduğu 16 Tem ve hizmet alımları ile yatı muz arasındaki mali du rım giderleri oluşturmakta rumda yaşanan değişiklik dır. Tahsil edilen bütçe gelir ler şöyle anlatıldı: “Ban leri 587 milyon 220 bin 518 kadaki nakit mevcudunun TL, yapılan bütçe giderleri 160 milyon 401 bin 372 TL ise 720 milyon 950 bin 618 arttığı, kısa dönem alacak TL’dir. Gelirde, su tarifesinde larımızın tahsilinin hızlan yüzde 30 oranında yapılan dırılarak 18 milyon 11 bin indirim nedeniyle, azalma ol 836 TL’nin belediye hesap du ve bütçe 133 milyon 730 larına dahil edildiği, kısa bin 100 TL açık verdi.” dönem borç ödemelerle top l ANKARA/Cumhuriyet Anayasa Mahkemesi, yüce mahkeme kalmalıdır Siyasal bilgiler fakültesinde siyaset ve kamu yönetimi doktorası yapıyordum. Anayasa Hukukçusu Mümtaz Soysal’ın dersini hocanın kıt not korkusundan bir tek ben seçmişim. Anayasa Mahkemesi üyelerinin sosyokültürel ve ekonomik geçmişlerini belirleyip verdikleri kararlarda etkisi olup olmadığını araştıracağız. Bunun için de parti kapatılması gibi kritik konularda 7’ye 8 alınmış kararları belirledik. Yaşayan bütün mahkeme üyeleriyle görüşmüştüm, ne kadar saygın kişilerdi ve sosyokültürel geçmişlerinin kararlarına etkisi hemen hemen yok gibiydi. Anayasa Mahkemesi üyeleri görevden de alınamadığı için kararları tam bir tarafsızlık içinde hukuka uygun almaları mümkün görünüyordu. Bir de şimdiye bakın: Anayasa Mahkemesi üyelerini kim atamışsa onun beklentileri doğrultusunda karar alıyor diye bir inanış hâkim. İç hukuk yollarından sonuncusu olan Anayasa Mahkemesi, adalet konusunda son güvencemiz değil mi? Kanun Hükmünde Kararname denilen ve hukuksuz olduğu ayan beyan kararlarla yüz bine yakın insan işinden gücünden, hatta hayatından oldu, “sivil ölüm”e mahkum edildi! Bunların içinde “Barış istiyoruz” diyen akademisyenler de var, bir bankada hesabı olanlar da, bir seyahat şirketinden tur satın almış olanlar da. Kamuda görev yapamıyorlar. Adeta yaşam hakları ellerinden alınıyor. Bırakın gideyim diyorlar, pasaport da yok. Yetmiyor bitmiyor, bir de davalar açılıyor, içeri atılıyor, hapis yatıyorlar. Zulmün adı KHK. Anayasa Mahkemesi en son olarak şiddete başvurmadan fikir beyan etmenin “hak ihlali” olduğuna karar verdi. Ancak hayli tedirgin edici bir karar: 8’e 8 üye ve başkanın oyu iki sayılarak alınmış. Atayana göre karar Şimdi yapılan haberlerde Abdullah Gül’ün atadığı iki üyenin emeklilik süresinin yaklaştığı, bu iki üyenin yerine de Erdoğan’ın atama yapacağı ve böylece mahkemenin yapısının Erdoğan’ın atadığı üyelerin çoğunluğuna geçeceği tehlikesine işaret ediliyor. Bir hukuk devletinden bunun lafı bile olmaz! Anayasa Mahkemesi gibi bir yüce divana seçilen üyenin artık onu atayan kişiyle alakası olmaz. Sadece hukuk ve vicdanıyla karar vermesi beklenir. Ama öyle bir yönetim biçimindeyiz ki, tek adamın kararı, tek adamın fikri, tek adamın emri geçerli! Japonya’ya gidiyor, hasbelkader çay içme töreninde kadın üniversitesinde bulunuyor, pek beğeniyor, YÖK’e emir veriyor, kadınlara özel üniversite açılsın çalışmaları yapılıyor. Geyşa yetiştirecekler herhalde! Anayasa Mahkemesi’ne üye atıyor, onun atadığı üyeler onun fikirleri doğrultusunda karar veriyor. Üniversitelere rektör atıyor, o üniversite rektörleri, o üniversitenin öğretim üyeleri tarafından en az oyu almış olanlar arasından seçiliyor ve tabii kendilerini atayan kişinin kulu kölesi oluyor. 1071 komedisi Şimdi onlar AYM’nin bu hukuki kararına karşı bildiri yayımlayıp göze girmeye çalışıyor. Hem de trajikomik bir biçimde, güya 1071 öğretim üyesi imza atmış. İmzacıların bir kısmının haberi bile yok, bir kısmının imzası mükerrer sayılmış. Olsa ne olacak? Malazgirt Savaşı’nın tarihiymiş de, bu milliyetçi bir tepkiymiş de. Gülemiyoruz bile. Sadece acıyoruz bu duruma düşürülen akademyaya! Ve umut ediyoruz ki her kim atarsa atasın, yüce mahkemeye seçilen yargıç, sadece adaletin terazisine göre karar versin. Vicdanını, adını, şanını düşünsün. Bana gelince: Akademik kariyerimi anayasa hukuku dalında sürdürmek istiyordum. Gençlik heyecanı, 12 Eylül gecesi bir öfkeyle telefona sarılmış, “Bu ülkede on yılda bir darbe oluyor, ben anayasa hukukçusu olmayacağım, hangi birini öğreneyim, hangi anayasayı savunayım” demiştim Mümtaz Hocama, gülmüştü. Anayasa hukukçusu olamadım. Akademide de kalamadım, ilk YÖK tasfiyesinde kendimi dışarıda buldum. Zaten çok sevdiğim mesleğime, gazeteciliğe döndüm. Orada da tutunacak dal bulabilmek kolay olmadı. Bu ülkede artık ne hukukçu, ne anayasacı, ne akademisyen ne de gazeteci olunuyor durumuna mı geldik? Yazık. Atatürk tabelası yargıya taşındı Rize Fındıklı’da Belediye ve Kaymakamlığı karşı karşıya getiren Atatürk tabelası Yargıya taşındı. Fındıklı Belediyesi, millet parkına Atatürk ismi verilmesine karşı çıkan Fındıklı Kaymakamlığı’nın kararının iptal edilmesi için Rize İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Fındıklı Belediye Başkanı CHP’li Ercüment Şahin Çevratoğlu, tabelayı kaldırmayacaklarını söyledi. Çevratoğlu, “100’üncü Yıl Atatürk Parkı adını tartışmak bize zül geliyor. Bu kararımızdan geri dönmeyeceğiz. Ağustos ayında bunu yeniden meclis gündemine getirip aynı kararı yeniden alacağız. Bu konuda yargıya başvurduk” dedi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle