28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 531 TEMMUZ 2019 ÇARŞAMBA OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı birinci sayfada Hürmüz Boğazı’nın önemi bir pet rol geçiş yolu olmasıdır. Ortadoğu petrollerinin yüzde 40’ını (ABD, Batı Avrupa ve Çin’e gönderilen petrolün yaklaşık yarısı) bu boğazdan transit geçen gemiler taşımaktadır. Hürmüz Boğazı, ham ve işlenmiş petrol ürünleri taşımacılığı yönünden tartışmasız çok önemlidir. Kuveyt, Irak, İran, Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ihraç ettikleri petrolü Hürmüz’den uluslararası pazarlara ulaştırmaktadır. Dünya sıvılaştırılmış gaz (LNG) ihracatının yüzde 66’sı Hürmüz Boğazı’ndan geçmektedir. 39 kilometre veya 21 mil geniş liğindeki Hürmüz Boğazı, İran ve Umman’ın karasularını 12’şer mile çıkarmaları sonunda, boğazda uluslararası su alanı kalmamış, tüm boğaz İran ve Umman’ın karasuları haline gelmiştir. Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı’ndaki Rusyaİran ortak deniz tatbikatının bir anda açıklanmasının arka planına gelince: 4 Temmuz 2019 tarihinde, İngiltere’ye bağlı Cebelitarık Boğazı yönetimi, Grace1 isimli İran tankerine el koydu. İran’dan kalkan geminin Suriye’deki Banyas Rafinerisi’ne ham petrol taşıdığı iddia ediliyor. İran’ın kendisine uygulanan petrol ambargosunu delmek için bu hareketin içinde olduğu siyasal yorumcular tarafından belirtiliyor. İran gemisine el konulması üzerine, İran dini lideri Ali Hamaney çok ağır bir söylemle İngiltere’ye çok kısa sü rede yanıt verileceğini açıkladı. Nitekim geçen hafta İran, İngiltere’ye ait Stena Impero adlı tanker, İran’a ait sularda çevreyi kirlettiği ve uluslararası denizcilik kurallarına aykırı hareket ettiği gerekçesiyle el koydu. Kuşkusuz İran’ın bu hareketi İngiltere’nin Cebelitarık Boğazı’nda İran’a uyguladığı el koymaya karşı bir cevap niteliğindeydi. İngiltere buna karşı, Basra Körfezi’ne HMS Duncan adlı savaş gemisini yolladı. Olaylar bu biçimde gelişirken, iki gün önce Rusya Devlet Başkanı Putin, Rusya Deniz Kuvvetleri’nin 323. yıldönümü nedeniyle St. Petersburg kentinde yapılan geçit töreninde yaptığı konuşmada, Rusya’nın sadece karada ve havada değil, denizde de ciddi bir güç olduğunu ilan etti. Putin, yıl sonuna kadar 15 savaş gemisinin deniz kuvvetlerine katılacağını bildirdi. Putin, “Denizlerde saldırgan kim olursa olsun ona karşılık verecek güce ulaştık” dedi. Bu söylem kuşkusuz ABD’yi hedef alıyordu. Rusya Deniz Kuvvetleri Günü kutlamalarına katılmak için Rusya’nın St. Petersburg kentinde bulunan İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Hanzade, İran resmi haber ajansı İRNA’ya yaptığı açıklamada Rusyaİran arasındaki deniz işbirliğine vurgu yaptı. Hanzade, İran ile Rusya’nın askeri işbirliği anlaşması imzaladığını, bu çerçevede ortak tatbikat yapacaklarını sözlerine ekledi. Rusyaİran işbirliği ile Umman Denizi ile Hint Okyanusu’nun kuzeyinde yapılacak ortak askeri tatbikatın gelecek mart ayına kadar gerçekleşmesi planlanıyor. Bu durumda Ortadoğu’nun en doğusunda Hürmüz Boğazı ve en batısında Kıbrıs ile Türkiye arasındaki Mersinİskenderun, Kuzey Kıbrıs üçgeninde bulunan deniz bölgesi giderek önem kazanıyor. Gelişmelere bakılınca Ortadoğu’nun sıcak günlere doğru gittiği görülüyor. İYİ Parti’nin hafta sonu yapılacak kurultayında Başkanlık Divanı’nda değişiklikler bekleniyor Akşener vitrini yeniliyor Eski Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz’ın, mahalli idarelerden sorumlu genel başkan yardımcısı olabileceği dillendirilirken, Dervişoğlu’nun grup başkanvekili, Ağıralioğlu’nun da parti sözcülüğü görevine getirilebileceği belirtiliyor. İYİ Parti, hafta sonu olağanüstü kurultaya gidiyor. Kurul Ağıralioğlu’nun ayrıca partide, mevcut divanda Ahmet Ersagun Yücel’den bo tayda partinin en önem şalan Sivil Toplum Kuru li karar organı olan Başkanlık Divanı’nda önemli değişiklikler yapılma SELDA GÜNEYSU luşları ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine geti sı gündemde. Genel Başkan Me rileceği ifade ediliyor. ral Akşener’in, 25 Mayıs’ta gerçekleştirilen tüzük kurultayın Çıray ve Koray’ın da yapılan düzenlemeyle, yet durumu kisini kullanarak, “partinin genel idare kurulu üyesi olmamasına karşın eski Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı, Başkanlık Divanı’nda görevlendireceği” konuşuluyor. Kocamaz’ın, Müsavat Dervişoğlu’nun yerine Mahalli İdarelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olabileceği dillendirilirken, Dervişoğlu’nun da Akşener’in önceki gün tüzükteki yine aynı yetkisini kullanarak, görevden aldığı İYİ Parti Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun yerine gelebileceği ifade ediliyor. Ağıralioğlu’nun da parti sözcülüğü ve Sivil Toplum Kuruluşları ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getireceği belirtiliyor. Parti kulislerinde, Basın Yayın ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Aytun Çıray’ın “yeni divanda görev alamayabileceği” de konuşuluyor. Bunun yanı sıra Burhanettin Kocamaz’ın belediye başkanlığı adaylığı için gereken sürede başvuru yapamaması üzerine parti oklarının üzerine çevrildiği ve “teşkilat yapısında ülkücülere ağırlık verdiği” gerekçesiyle eleştirilen Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’ın da başka bir genel başkan yardımcılığı görevine getirilebileceği ileri sürülüyor. Aydın’ın Teşkilat İşleri’nden başka bir göreve kaydırılmak istenmesi partide “partinin merkez sağ açılımını genişletmek Yetkiler genişlemişti İYİ Parti, 25 Mayıs’ta, olağanüstü tüzük kurultayını gerçekleştirmiş ve bu kurultayda Akşener’in yetkileri genişletilmişti. Aynı kurultayda partinin genel idare kurulu üye sayısı da değiştirilmiş, 80 kişiden oluşan üye sayısı, tüzükte yapılan değişiklikle 50’ye indirilmişti. Ayrıca Akşener’e, değiştirilen tüzük ile “partinin genel idare kurulu üyesi olmamasına karşın dışarıdan 3 kişiyi Başkanlık Divanı’nda görevlendirebilme” yetkisi de tanınmıştı. İYİ Parti şimdi değiştirilen tüzüğü fiiliyata geçirmek için 34 Ağustos’ta istenmesi” olarak da yorumlanırken, “Aydın’a yönelik bir görev değişimine kurultayda delegelerden onay çıkmaz” değerlendirmeleri de yapılıyor. Ancak İYİ Parti’de tüm bu değişiklikler için kurultayda delegelerin de onayı gerekiyor. Öte yandan 25 Mayıs’taki tüzük kurultayında Akşener’e tanınan “Başkanlık Divanı’na 3 kişiyi dışarıdan atama” yetkisi tartışmalara neden olmuştu. Söz konusu yetkinin Siyasi Partiler Yasası’na aykırı olduğu ve bu nedenle değişikliğin yargıdan dönebileceği kaydedilmişti. l ANKARA yeniden olağanüstü kurultaya gidecek. Hafta sonu Akşe CHP’Lİ ÖZGÜR ÖZEL: ner başkanlığında gerçekleştirilecek kurultayda partinin en önemli karar organı Başkanlık Divanı’nda da pek çok görev değişimi olabileceği ifade ediliyor. Paçacı yine genel KVKK derhal bağımsız olmalı CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP’nin İstanbul yerel se sekreter Edinilen bilgiye göre, İYİ Parti, Başkanlık Divanı’nda yeni gö çimlerine ilişkin itiraz dilekçesinde tutuklular, zihinsel engelliler ve sandık kurulu başkanlarının kişisel verilerine yer vermesi nedeniyle Kişi revlendirmeler ve görev değişik sel Verileri Koruma Kurulu’na (KVKK) likleri yaparak, “parti vitrinini başvururak, bu verilerin imhasını ve görünür hale getirmeyi” amaçlıyor. Bu kapsamda, İYİ Parti Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Cihan Paçacı’nın, kurultayla birlikte, ya “genel sekreterlik” görevini devam ettireceği ya da “siyasi işlerden sorumlu genel baş bu verileri bir siyasi partiyle paylaştığı ortaya çıkacak kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasının sağlanmasını istediklerini, ancak kurulun “seçim işlerine YSK bakar” yanıtını verdiğini söyledi. TBMM’de basın açıklaması yapan Özel, “Kurumun, ‘Ben karışmam’ kan yardımcılığı” görevine ge deyip salağa yatması, hepimizi sa tirilebileceği önü sürülüyor. Akşener’in “partinin genel idare kurulu üyesi olmamasına karşın dışarıdan 3 kişiyi Başkanlık Divanı’nda görevlendirebilme” yetkisine dayaranak, grup başkanvekilliği görevinden aldığı lak yerine koyması kabul edilemez. Bu kuruma derhal müdahale edilmeli, tamamen bağımsız bir kurul haline dönüştürülmelidir. Yargıtay, Danıştay, YÖK, TOBB, Türkiye Barolar Birliği, Türk Tabipleri Birliği ve diğer sağlık, meslek örgütlerinden alınacak temsilcilerden oluşturulmalı, siyaset Yavuz Ağıralioğlu’nun üstlene ile bağı koparılmalı, bir partinin em ceği belirtiliyor. rine verilmemelidir” dedi. 9 üyeden Akşener’in Ağıralioğlu’nu, “Meclis faaliyetlerinde gösterdiği başarı nedeniyle bu göreve getirmek istediği” konuşulurken, oluşan kurulun 7 üyesini Erdoğan’ın belirlediğini belirten Özel, kurulun Avrupa Birliği’nin kriterlerine göre oluşmadığını söyledi. l ANKARA SOYER’DEN YPERNOİJELER İzmir’in çehresi değişecek Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın meclis toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kent için yapacağı projeler hakkında bilgi verdi. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) temmuz ayı olağan meclis toplantısı gerçekleşti. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Meclis Başkanı Salih Esen ve Meclis üyeleri tarafından ağırlanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yeni projeler hakkında bilgi verdi, meclis üyelerinden gelen soruları yanıtladı. Alsancak Elektrik Fabrikası ve Alsancak trafiğinin rahatlatılması konusunda çalışmaların sürdüğünü anlatan Soyer, “İkinci bir Alsancak yaratacağız. Alsancak Elektrik Fabrikası bilim müzesi, büyük kütüphane olabilir, sinema endüstrisine ev sahipliği yapabiliriz. Bunların hepsini İzmirlilerle birlikte düşüneceğiz. Sonuçta İzmir yeni bir yaşam alanına kavuşacak” dedi. Çiğli Tramvayı ve projenin imar yönetmeliğine dair gelinen aşamanın sorulması üzerine bir açıklama yapan Soyer, “Çiğli Tramvayı da, imar yönetmeliği de bütün bunlar Ankara’dan onay bekliyor. Ankara’dan onay bek leyen çok sayıda projemiz var. Bayram ertesi Ankara’ya gidiyoruz” açıklamasında bulundu. “İzmir’i dünya kenti yapmak zorundayız” diyen Soyer, “Çin Araştırma Enstitüsü kuracağız. İzmir’in yeni hedefi Çin olacak” dedi. Soyer ayrıca Karabağlar, Buca bölgesinde en az 20 tane masal evi yapacaklarını belirterek, “Bunlar eşi hasta, hapiste, vefat etmiş yalnız kadınların küçük çocuklarıyla ilgili olacak. Çocuklar masal evindeyken anneleri de iş atölyelerinde üretim yapacak. Gençlik merkezleri kuracağız” diye konuştu. l İZMİR/ Cumhuriyet Bahçeli’den zorla özür diledi Erzurum’da, sosyal medya üzerinden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştiren İYİ Partili Davut Sevinç, 2014 yılında MHP’den Palandöken Belediye Başkan Adayı olan Ahmet Kazanç tarafından zorla şehir dışına çıkarılarak, Bahçeli’den özür diledi. Bahçeli’nin Basın Danışmanı Yıldıray Çiçek, Kazanç tarafından zorla özür diletildiği anın görüntülerini sosyal medyada paylaştı. Çiçek ayrıca “Koskoca adamsın, madem böyle özür dileyeceğin hallere düşecektin niçin MHP lideri ve ülkücülerle ahlaksız yorumlarla muhatap olursun” mesajını yazdı. Paylaşılan videoda ise Sevinç, “Bu sabah sosyal medya Twitter’da MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli hakkında yaptığım paylaşım yanlış anlaşılmalara vesile olmuştur. Bu yaptığım hatayı düzeltmek istedim fakat hesabım askıda kaldığı için yapamadım. Ken Kazanç Sevinç disinden, ülkücü camiadan özür diliyorum, genel başkanımızın elini öpüyorum. Buna vesile, yardımcı olan Ahmet kardeşime, ağabeyime teşekkür ediyorum” dedi. Görüntülere sosyal medyadan tepki yağarken, adli mercilerin harekete geçmesi çağrısı yapıldı, son günlerde bu tür saldırıların arttığına dikkat çekildi. l İç Politika Sezai Temelli: Bir arada yaşamalıyız Şanlıurfa’da temaslarda bulunan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, yeni bir anayasa ve “Kürt sorunu”nun çözülmesini istediklerini belirtti. Şanlıurfa’da STK temsilcileri ve gazeteciler ile bir araya gelen Temelli, “Kürt sorunun” çözülmeden hiçbir sorunu çözülemeyeceğini belirterek “Bu iktidar bu sorundan beslenerek kendini var ediyor ve bu sorun çözülmesin istiyor. Biz hukuk devleti insan haklarından taviz vermez bir anlayışın hâkim kılınmasını istiyoruz, kuvvetler ayrımı istiyoruz. tüm hakların eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını istiyoruz” dedi. Suriyeliler sorununa da değinen Temelli, “Suriyeli mülteciler bugün bu denli mağdursa bunun müsebbibi Suriye’de savaş politikalarını hayata geçirenlerdir” dedi. l İç Politika Malazgirt Akademisyenleri’ne sevgilerimle Dönemin dengesiz politikaları sivillerin hayatını tehdit ediyorken... Kısa bir süre de olsa herkesin yüzünü güldüren, herkese umut veren tuhaf bir açılım rüzgârı aynı hızla tehlikeli bir daralışa, kıstırmaya dönüşmüşken... Güneydoğu’da ürkütücü tablolar yeniden belirmişken... İnsanlar şu ya da bu yüzden göz göre göre ölmeye öldürmeye başlamışken... Barıştan yana olmayı ilke edinen akademisyenler terörsavaşkatliam bitsin diye mutlak barış olsun diye bir bildirge imzaladıktan sonra... Meseleye duyarsız kalmayı bir insanlık ayıbı olarak görmenin cezasını çekmeye başlamışlarken... Çalıştıkları üniversitelerden atılmışlarken... İktidar tarafından “terörist” olarak damgalanmışlarken... Özgürlüklerinden edilip hapislere tıkılmışlarken... İbreti âlem için itibarları zedelensin diye kara propagandalar yapılmışken... Bu bildirge bahane edilerek başlatılan cadı avı neticesinde içi boşaltılan üniversiteler iktidarın parmağında oynattığı rezil kurumlara dönüşmüşken... Bir ülkenin geleceği bir bildirge bahanesiyle karartılmış; Bugünü kirletilmişken... Anayasa Mahkemesi akademisyenlere verilen cezaları “hak ihlali” olarak gördü diye ayaklanan... Ve 1071 imzayla Barış Akademisyenleri’ne karşı bir bildirge yayımlayan... Ve Anayasa Mahkemesi’nin onlarla ilgili verdiği hak ihlali kararını eleştiren... Ve Barış Akademisyenleri’nin teröre destek veren vatan hainleri olduğunu düşünen... Ve Barış Akademisyenleri’nin bu düşünceleri ve imza eylemleri yüzünden cezasız kalmamaları gerektiği konusunda ısrar eden... Bu vesileyle kamuoyuna zehir zemberek bir bildirge sunan... Haliyle Malazgirt yani bir nevi savaş akademisyenleri olarak ülke tarihine okkalı bir imza atan iktidar sevici akademisyenlerin imza sayısı; “Ben böyle bir şeye imza atmadım, ne olduğundan haberim bile yok” diyerek duruma itiraz eden meslektaşlarının sayısı dakika dakika arttığı için azaldığından... Bir havuz problemine dönen bu meselenin sağlam başka zeminlere de oturtulabilmesinde... Bir nebze benim de tuzum olsun diye... Bugün yarım yamalak bir arşiv çalışması yaparak alelacele çıkardığım önemli gün ve olay listesini, çamsakızı çoban armağanı, o bildirgeyi hazırlayan çekirdek ekibe sunmaktan çok eğlendiğimi saygılarımla beyan ederim. 1070’te Kutadgu Bilig yazıldı. 1069’da Diyojen Palu’yu kontrol altına aldı. 1068’de yine Diyojen Kars’ı kontrol altına aldı. 1067’de Selçuklu veziri Nizamülmülk Bağdat Nizamiye Medresesi’ni kurdu. 1066’da Normanlar İngiltere’yi fethetti. 1065’te 600 bin Oğuz Tuna’yı geçti. 1064’te Alp Arslan, Kutalmış ordularını yendi. 1063’te Selçuklu Devleti’nin kurucusu Tuğrul Bey öldü. 1062’de... Not: Bu yazı gazeteye gönderildiği saatlerde 1071 imza 1065’e kadar düşmüştü. Düşüş bu hızla sürerse yarına kadar bir numaraya ulaşılabilecek. 1’in önemini de biliyorsunuz. O yıl da Tanrı’nın oğlu İsa doğduydu... Yeşil pasaport beklerken tarife düştü Yeni yargı paketiyle yeşil pasaport verilmesini, bazı dosyalarda vergi indirimi bekleyen avukatlar, dün farklı bir kararla karşılaştı. Türkiye Barolar Birliği’nce hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife”, Resmi Gazete’de yayımlandı. Toplam 15 dosyaya kadar açılan seri davalarda, her dosya için ayrı avukatlık ücretinin alındığı tarifede toplam dosya sayısı 12’ye düşürüldü. Toplamda 60 dosyaya kadar açılan seri davalarda, her dosya için ayrı ayrı alınan yüzde 60’lık avukatlık ücreti oranı yüzde 50 olarak yeniden belirlendi. Tarifeye göre ayrıca toplamda 150 dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı alınan yüzde 50’lik avukatlık ücreti oranı yüzde 40’a, toplamda 150’den fazla açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin yüzde 30’u oranında alınan avukatlık ücreti oranı yüzde 25’e indirildi. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle