19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ 331 TEMMUZ 2019 ÇARŞAMBA Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İzmir 35/25 İstanbul 32/23 Antalya 31/25 Ankara 34/20 Mersin 33/27 Trabzon 27/22 Kars 31/13 Diyarbakır 40/21 Bursa 330/2 0 0 Adana 340/2 5 0 Artvin 280/1 9 0 Çanakkale 340/2 4 0 Balıkesir 340/2 0 0 Sivas 330/1 6 0 Erzurum 320/1 5 0 Eskişehir 320/1 7 0 Aydın 380/2 2 0 Gaziantep390/2 3 0 Konya 340/2 1 0 Atina 340/2 4 0 Berlin 290/2 0 0 Girne 310/2 3 0 Londra 220/1 8 0 Moskova 140/1 0 0 Paris 240/1 6 0 Madrid 380/1 8 0 Amsterdam 220/1 6 0 Roma 280/1 9 0 New York 290/230 Tokyo 330/2 4 0 TARİHTE BUGÜN 1932: Keriman Halis, Belçika’da Dünya Güzellik Kraliçesi seçildi. Atatürk kendisine “Ece” soyadını verdi. 1932: Almanya’da 230 milletvekilliği alan Naziler birinci parti oldu. Sosyal demokratlar 133, komünistler 89 milletvekili çıkardı. Kurban Bayramı öncesi veba paniği Tarım ve Orman Bakanlığı’nca, Genç Çiftçi projesi kapsamında geçen günlerde Çanakkaleli 10 çiftçiye Konya’dan getirilen 70 kadar koyun dağıtıldı. 10 çiftçi Çanakkale’nin merkez ilçeye bağlı 7 ayrı köyde bakmaya başladıkları hibe hayvanlardan bazıları son günlerde hastalanarak öldü. 70 kadar hayvanın, kaçının hastalık nedeniyle öldüğü açıklanamazken, veba hastalığından şüphelenilerek tedbir olarak köylerde veba aşısına başlandı. Yetkililer hayvanlardaki hastalığı, İstanbul’a gönderilen numunelerden alınacak kesin sonuçlar sonrası tespit edilebileceğini belirtti. Kurban Bayramı’na günler kala önlem amacıyla Çanakkale karantinaya alınarak hayvanların nakil ve satışları engellenirken; yetkililer, hayvanların Konya’da sisteme kayıt edilmiş olsa bile yurtdışından getirilmiş olabileceğini aktardı. l Haber Merkezi Ağlatan tahliyeTrafik kabadayılarının kurbanı hamile kadın, kararı duyunca gözyaşlarına boğuldu Pendik’te 7 aylık hamile kadının içinde bulunduğu araca saldırdığı gerekçesiyle haklarında 20’şer yıla kadar hapis cezası istenen Seydioğlu Baklava’nın sahipleri Hasan Sel ve Hüseyin Sel’in ilk celsede tahliyesine karar verildi. Tahliye kararını duyan hamile kadın gözyaşlarına boğuldu. Hasan ve Hüseyin Sel’in, “kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma”, “mala zarar verme” ve “cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından yargılandığı davanın ilk duruşması dün Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Hasan Sel ve Hüseyin Sel cezaevinden getirildi. Müştekiler Ayfer Bahçıvan ve Yunus Emre Bahçıvan ile taraf avukatları da salonda hazır bulundu. ‘Hakkını helal etmiyorum’ Ayfer Bahçıvan beyanında, “Sanıklardan özür dileyen söz duymadık. Daha önceki hamileliklerimde çocuk kayıpları yaşamıştım. Bu hamileliğimde dikkat ediyordum” dedi. Sanıkların eşine yönelik tavrından dolayı paniklediğini söyleyen Ayfer Bahçıvan, “Ağladım, korktum, eşime ‘Devam edelim’ dedim. Bir süre sonra sanıkların kullandığı araç bizim aracımızın önünü kesti. Eşim camı araladı, hamile olduğumu söyledi. Cama kin ve nefretle vurdular. Ben ‘Hamileyim, polisi arayacağım’ dediğimde sürücü, ‘Ararsan ara’ dedi. Ben sanıkların iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Allah katında kendi ve doğmamış çocuğumun hakkını helal etmiyorum” dedi. Müşteki Yunus Emre Bahçıvan ise “Sanık tarafın bize yol vermedi iddiası bu nedenle doğru değildir” dedi. Kurban keserek kutlama! Ara kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Hasan Sel ve Hüseyin Sel’in kaçma ve Ayfer Bahçıvan, “Cama kin ve nefretle vurdular. Olay kamera kayıtlarından bellidir. Hakkımı helal etmiyorum” dedi. Duruşmada savunma yapan sanıklardan Hasan Sel, “Yapmamam gerekiyordu, pişmanım, yaptığım doğru değil” dedi. Sanık Hüseyin Sel ise “Hamile olduğunu ertesi gün olayın sosyal medyaya yansımasıyla öğrendik” diye konuştu. delil karartma şüphelerinin bulunmaması gerekçesiyle tahliyelerine karar verdi. Sanıklar hakkında yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol kararı verildi. Akşam saatlerinde tahliye olan Sel kardeşleri Maltepe Cezaevi önünde karşılayan yakınları, mahkeme kararını kurban keserek kutladı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Taşrada şiiri özlemek T aşra sözcüğü TDK sözlüğünde şöyle açıklanıyor: Bir ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin hepsi, dışarlık. Konu kültür olduğunda, ülkemiz bakımından bu başkent İstanbul’dur. Toplumsal değerlerin az çok eşit olarak dağıldığı belli başlı bütün ülkeler bakımından bile bunun aşağı yukarı böyle olduğu söylenebilir. Paris’le Fransa’nın hangi kenti yarışabilir? Roma, Londra, Moskova vb... Adları akla bir çırpıda gelebilecek siyasal anlamıyla başkentler, aynı zamanda da ülkelerinin kültür başkentleridir. Bu konuda belki New York’la İstanbul arasında bir benzerlik olduğu söylenebilir. İkisi de siyasal anlamıyla başkent olmamakla birlikte kültürel anlamda ülkelerinin başkentleridir. Böyle olunca da onların dışında kalan şehirler, onlara göre ister istemez az çok taşradır. Tıpkı bizde, İstanbul’a göre başkent Ankara’nın, İzmir’in, başkaca büyük şehirlerimizin özellikle kültürel anlamda az çok taşra olmaları gibi... HHH “Taşra Kentlerinde Akşam Kederi” adlı bir şiirimdeki şu birkaç dize, taşra kentlerinde yaşanmış bir çocukluğun ve ergenlik yıllarının benim için özeti gibidir: “Taşra kentlerinde geçti çocukluğum Akşamın o gri hüznü Yakındır bu yüzden yüreğime” Sözünü ettiğim “gri hüzün” akşamın inişiyle birlikte irili ufaklı mağazaların, dükkânların ışıklarının sönmesi, kepenklerinin kapanması, caddelerin, sokakların ıssızlaşması demektir. Ülkemizde bu bugün de böyledir. Akşamla ve onu izleyen geceyle birlikte, sadece daha küçük şehirlerimiz değil, 24 saat yaşayan İstanbul dışında, Ankara ve İzmir de içinde olmak üzere bütün şehirlerimiz için böyledir bu. HHH Taşra kentlerinde geçen çocuk lukta ve özellikle ilk gençlikte, benim başlıca avuntum şiir olmuştur. Şair oluşumu büyük ölçüde o “gri hüzün” dediğim şeye borçlu olduğumu bile söyleyebilirim... Başta şiir, fakat kuşkusuz bütünüyle edebiyat... Şairlerimizin ilk şiirlerini nerede, ne zaman yazdıkları ilginç bir araştırma konusu olabilir. Bunu bütünüyle edebiyatımız bakımından da yapabiliriz. Böyle bir araştırma, örneğin İstanbul’un kültür başkenti olma ayrıcalığını sanırım sarsacaktır. Kültür başkenti olmak, yani kültürsanat değerlerine ulaşma kolaylığı, söz konusu kentin ya da kentlerin; kültürün, sanatın doğum yeri olma konusunda ille de ayrıcalık sahibi olduğu anlamına gelmeyebilir. HHH Bu haftaki yazımın konusunu bana, şair Nurduran Duman’ın gazetemizin kültür sayfasında, bir süredir her hafta pazartesi günleri yayımlanan “Dergiler Arasında” başlıklı yazılarından bu haftakinin başlığı esinledi: “Nevşehir’de Şiiri Özlemek”... Bu yazıları kaçırıyor ya da atlıyorsanız, bir eksiğiniz var demektir. Yıllar önce “Pazar Söyleşileri” köşemde yayımladığım “Anadolu’da Edebiyat Dergileri” başlıklı bir yazımda, bu dergileri özellikle İstanbul’un kültür alanındaki tekelini kıran “kültür kardelenleri, ateşböcekleri” olarak gördüğümü yazmıştım. Kültür sayfamızda arkadaşımız bu yazılara başladığında, bu öneriyi yapan ben bile böylesine çok sayıda ve canlı bir dergi dünyasıyla karşılaşacağımızı tahmin etmemiştim. Öyleyse yol yakınken, internet üzerinden de olsa bu hafta pazartesi yayımlanan yazıdan (Nevşehir’de 18 yıldır yayımlanmakta olan “Şiiri Özlemek” dergisinin yönetmeni Fuat Çiftçi’yle yapılan söyleşiden) başlayarak, “Dergiler Arasında” yazılarını okuyun ve bundan sonra da izlemeyi sürdürün. Ülkemizin her alanda ve her anlamda geleceği bu kardelenlerde, ateşböceklerindedir... Açın kapılarıİzmir Barosu, geri gönderme merkezinde inceleme yapmak istiyor Yine 3. havalimanı YİNE SORUN Türk Hava Yolları’na (THY) ait İzmirİstanbul seferini yapan yolcu uçağının İstanbul Havalimanı’na inişi sırasında kuş sürüsüne daldığı ve uçağın gövdesinde hasar oluştuğu bildirildi. Airporthaber’e göre uçak seferden çekildi. Haziran ayı sonunda da İstanbul Antalya seferini yapan THY uçağı, kalkıştan kısa bir süre sonra kuş sürüsüne çarpmış, uçak geri dönmek zorunda kalmıştı. l Haber Merkezi Mehmet İNMEZ 750’ye yakın göçmenin kaldığı Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde kalanların sağlıksız ortamda yaşadıkları ve kötü muamele gördükleri yönündeki tartışmalara İzmir Barosu Başkanı Yücel de dahil oldu. İzmir Barosu Başkanı avukat Özkan Yücel, İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde kalan göçmenlerin kötü muamele gördüklerini ve sağlıksız koşullarda kaldığını belirterek merkezin avukatların denetimine açılmasını istedi. Bulaşıcı hastalıkların da olduğu yönünde duyumlar aldıklarını ifade eden Yücel, “Ortak çözüm için çalışmaya hazırız. Açın kapıları, beraber inceleyelim” dedi. l İZMİR Düzce’de selin faturası: 475 bina hasarlı Düzce’de 18 Temmuz’da meydana gelen sel felaketine ilişkin açıklama yapan vali Zülkif Dağlı; 340 binanın az hasar, 50 binanın ağır hasar gördüğünü, 85 binanın yıkıldığını belirtti. Dağlı, 76 binanın ise heyelan riski altında olduğunun tespit edildiğini açıkladı. Dağlı, “40 köyümüzde tarımsal hasar var” dedi. l DHA işçi taşıyan minibüs devrildi: 25 yaralı Diyarbakır’dan Karadeniz’e fındık toplamak için işçileri taşıyan minibüs, DiyarbakırBingöl karayolunda dün Mehmet Elma’nın direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi ile devrildi. Kazada 10’u ağır 25 kişi yaralanırken, olay yerinden kaçan Elma’nın yakalanması için çalışma başlatıldı. l İHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle