19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ 926 TEMMUZ 2019 CUMA Fransa’dan füze savunma sistemi Türkiye’ye ‘iyi niyet’ füzesi >> Baş tarafı 1’de Bahsi geçen haberde; sübjektif, gerçeğe uygun olmayan, yanıltıcı ve birliğimizin saygınlığını zarara uğratmaya yönelik ifadelere yer verilmiş olup; bu gibi yayınlara istikrarlı bir şekilde tarafınızca devam edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar haberde “Türkiye Noterler Birliği’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotokopi diplomasını “aslı gibidir” şeklinde onaylayan noter katibine soruşturma açmayan notere verdiği uyarı cezası sonrasında ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. Buna göre fotokopiyi notere gerçeğini göstermeden “aslı gibidir” şeklinde tasdik ettiren Hasan Tükenmez’in Erdoğan’ın özel kalem müdü CEVAP VE DÜZELTME rü Hasan Doğan’ın şoförü olduğu öğrenildi. Şoförün vekaletname olmadan bu işlemi gerçekleştirebilmesi ise soru işaretlerine neden oldu. Türkiye Noterler Birliği’nin (...) noter katibi hakkında soruşturma açmayan İstanbul 15. Noteri Nejla Akgün’e uyarma cezası vermesi kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.” açıklamalarına yer verilmiş ise de yürütülen disiplin süreci noterlik işleminin esası ile ilgili olmayıp, usule ilişkindir. Şikayet uyarınca İstanbul 15. Noterinin adı geçen personel hakkında disiplin soruşturması yapması gerekmekte iken, noter tarafın dan bu görev yerine getirilmemiş olup: bu nedenle disiplin cezası uygulanmıştır. İstanbul 15. Noteri hakkında verilen disiplin cezasının noterlik işlemi ile bağlantısı olduğu yönünde kamuoyunda yanlış algı yaratmaya yönelik açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır. İrade özgürlüğünün sağlanması, bireylerin haklı çıkarlarının korunması gibi kutsal bir görev üstlenen noterler, hukuk sisteminin vazgeçilmez bir parçası olup; güvenin sembolüdürler. Bunun yanı sıra, Anayasamızın 135’inci maddesi uyarınca kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Noterler Birliği’nin itibarını zedeleme maksadı taşıyan taraflı ve yakışıksız ifadeler kullanılması kabul edilemez. Noterlerin ve Birliğimizin itibarını zedeleyen, saygınlığını sarsan, kamuoyu ile işlem ilgililerini olumsuz yönde etkileyen, haksız ve gerçeğe uygun olmayan haberlere ilişkin açıklamamızı, 5187 sayılı Basın Kanununun 14’üncü ve 18’inci maddeleri uyarınca yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla kamuoyunun bilgisine saygılarımla arz ederim. Noterler Birliği Vekili Av Gökçe ARTAR KUTLU Türkiye Noterler Birliği Vekili Av. Gökçe ARTAR KUTLU Rusya’dan alınan S400 füzeleri konusunda ABD ve alanındaki gelişmeleri duyurdu. Milli Savunma Bakanlığı’nda dü NATO’nun itirazları sürerken NA zenlenen basın toplantısında ko TO hava savunma şemsiyesi çer nuşan Albay Tamer Zincir, son çevesinde İspanya ve İtalya’nın dönemde yurtiçinde ve Irak’ın ardından Fransa da Türkiye’ye 1 kuzeyinde terör örgütü PKK ile adet hava savunma füzesi gön mücadele kapsamında düzenle deriyor. Fransa’nın “iyi niyet nen operasyonlarda 489 terö göstergesi” olarak göndereceği ristin etkisiz duruma getirildiği SAMPT bataryasının Türkiye’nin ni bildirdi. güney sınırına konuşlandırılacağı bildirildi. Böylece Türkiye sı F35 belirsizliği nırlarının balistik füze ve hava Türkiye’nin S400 alma kara tehditlerine karşı korunması gö rı nedeniyle F35 programına ka revi için Kahramanmaraş’taki tılımının ABD tarafından askı İtalyan SAMPT ve Adana’da bu ya alınması kararıyla ilgili konu lunan İspanyol Patriot bataryası şan askeri yetkililer, “Türkiye’nin na ek olarak bir Fransız SAMPT bataryası daha gelecek. Öte yandan Rusya’dan 12 Temmuz’da başlayan birinci grup S400 hava savunma sistemi malzemelerinin sevkıyatının dün tamamlandığı açıklandı. Birinci grup sevkıyat kapsamında 30 dev kargo uçağının taşıdığı S400 malzemeleri Ankara’da Mürted Hava Üssü’ne getirildi. S400’lerin füzeleri ise ikinci grup sevkıyat kapsamında Türkiye’ye getirilecek. Yetkililer, ikinci grup teslimatın da Ankara Mürted Hava Meydan Komutanlığı’na yapılacağını kaydetti. Rusya’dan getirilen iki S400 bataryasının kurulumu Mürted’de yapılacak. Milli Savunma Bakanlığı, mutat basını bilgilendirme toplantıları kapsamında dün yapılan toplantıyla son dönemde savunma F35’e katılımının askıya alındığı açıklandı. Henüz net olarak Türkiye’nin bu programa katılımının iptal edildiği ya da çıkarıldığıyla ilgili bize ulaşan belge yok, yok sadece basına yapılan açıklamaları biliyoruz” ifadelerini kullandı. ABD’de F35 eğitimi alan 40 civarında Türk pilot ve bakım personelinin bu ay sonunda Türkiye’ye dönmesinin beklendiğini belirten yetkililer, Türkiye’nin mülkiyetine verilen ancak ABD’de bulunan dört F35’in ne olacağıyla ilgili belirsizliğin sürdüğünü bildirdi. Yetkililer, Türkiye’ye Su35 tipi savaş uçağı satma teklifinde bulunan Rusya ile bu konuda bir görüşme yapılıp yapılmadığıyla ilgili “Hayır, bizim ABD ile F35 ile ilgili görüşmelerimiz devam ediyor” açıklamasını yaptı. l ANKARA / Cumhuriyet MSB’de ‘güvenli bölge’ toplantısı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesi, ABD ile yapılan heyetlerarası görüşmelerin ardından karargâhta bir araya geldi. ABD ile yapılan güvenli bölge görüşmelerinin ve Fırat’ın doğusuna düzenlenmesi gündemde olan harekâtın masaya yatırıldığı toplantıya ilişkin Akar, “Bütün görüşlerimizi, tekliflerimizi gelen heyete ilettik. Bunları inceleyip cevaplarını derhal vermelerini bekliyoruz. Bir gecikmeye tahammülümüz olmadığını, gerekirse inisiyatif kullanacağımızı kendilerine bir defa daha vurguladık” dedi. ‘Cevap bekliyoruz’ Akar, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’i pazartesi günü kabul etmiş, görüşmede her iki ülkenin askeri heyetleri tarafından Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurulması çalışmalara devam edilmesi konusunda mutabık kalındığı açıklanmış, bu kapsamda iki ülkenin askeri heyetleri güvenli bölgeyle ilgili bazı toplantılar gerçekleştirmişti. Türkiye, ABD’nin güvenli bölge konusunda sunduğu önerilerin “tatmin edici olmadığını” bildirmiş ve ABD’ye “Sabrımız tükeniyor” mesajını vermişti. ABD ile yapılan görüşmelerin ardından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde TSK’nin komuta kademesi ile bir toplantı yaptı. Toplantıda ABD ile yapılan görüşmelerin ve Fırat’ın doğusuna olası askeri harekâtın masaya yatırıldığı bildirildi. Bakan Akar, ABD ile yapılan görüşmelerde Türkiye’nin tüm görüşlerinin bir kez daha muhataplarına iletildiğini belirterek “Bütün görüşlerimizi, tekliflerimizi gelen heyete ilettik. Bunları inceleyip cevaplarını derhal vermelerini bekliyoruz. Bir gecikmeye tahammülümüz olmadığını, gerekirse inisiyatifimizi kullanacağımızı kendilerine bir defa daha vurguladık” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Statü’ sorunuSosyologlar:Mültecistatüsüvermediğinizkesimeuyumdanbahsedemezsiniz SAVUNMASIZ, KORUNAKSIz... Göç Araştırmaları Derneği (GAR) ise yaptığı açıklamada, göçmenleri geri göndermenin hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. maddesinin hem de 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nin 33. maddesinin ihlali olduğuna dikkat çekerek “Bu yasal teminatlara rağmen, Türkiye’deki sığınmacıların konumu gittikçe daha kırılgan, savunmasız ve korunaksız hale gelmektedir. Bu çerçevede, Suriyelilerin sadece kayıtlı oldukları ilin dışında bulunmaları sebebiyle sınır dışı edilmelerinin, kanuni bir dayanaktan yoksun olduğu ve hukuka aykırılık teşkil edeceği bir gerçektir. Türkiye’ye sığınmış bu kişilerin yaşam hakları bu tür uygulamalarla risk altına atılmamalıdır” ifadelerine yer verdi. Vedat ARIK ‘Geri göndermelere son verilsin’ HDP İstanbul Kadın Meclisi, mültecilerin İstanbul’dan zorla geri gönderilme kararına tepki gösterdi. HDP İstanbul Kadın Meclisi’nin İstanbul Şişli Pangaltı Metro çıkışında dün akşam gerçekleştirdikleri eylemde, “Birlikte yaşayacağız”, “Hiç kimse isteğiyle mülteci olmaz”, “Savaş önce kadınları ve çocukları vurur” pankartları açılırken; “Mülteci kadınlar yalnız değildir”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları atıldı. HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Esengül Demir ve birçok HDP’li kadının katıldığı eylemde konuşan HDP milletvekili Züleyha Gülüm, “Mültecilere yönelik ırkçı, cinsiyetçi söyleme karşı olduğumuz için buradayız. Kimse kendi isteğiyle göç etmez. Baskıdan, savaştan göç etmek zorunda kalırlar, gittikleri ülkede yaşam hakları, burada bulunma hakları, insanca yaşam hakları engellenemez. Mülteciler zorla geri gönderme politikalarını kabul etmiyoruz. İnsanca birlikte yaşayabileceğimiz ortamlar istiyoruz. Biz bugün buradan ‘geri göndermelere son verilsin’ diyoruz. Özellikle kadın ve çocuk mültecilerin yanındayız” dedi. Eylem, kadınların oturma eylemi ile son buldu. l İSTANBUL/Cumhuriyet 160’ı çocuk N E 510 kayıp... R E D E MEHMET İNMEZ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun düzensiz göçmenlerin kayıtsız bir şekilde büyükşehirlerde gezmelerine “izin vermeyeceğiz” açıklaması sonrası gözler sığınmacılara çevrildi. 4.5 milyondan fazla göçmenin bulunduğu Türkiye’de, 1.5 yıl içerisinde 140’ı Afganistan uyruklu olmak üzere toplam 160’a yakın yabancı uyruklu çocuk esrarengiz şekilde kayboldu. Kayıp çocukların 90’ının 2018 yılı mayıs ve ağustos aylarında Erzincan ve Kocaeli illerinden kaybolması dikkat çekti. Yetişkinlerde ise bu sayı 350 civarında; yaşları 20 ile 60 arasında değişiyor. Çoğu, Afganistan, Suriye, Irak, Pakistan ve Somali uyruklu. Göçmenlerin çoğu kamplarda yaşarken bazıları da Türkiye genelinde kentlere giderek iş bularak geçimini sağlıyor. Emniyet l Avrupa Polis Örgütü’nün (EUROPOL) 2016 yılında yayımladığı raporunda 10 binin üzerinde göçmen çocuğun gittikle ri ülkede kayıtlarını yaptırdıktan sonra kaybolduğunu, bu çocukların çeteler tarafından seks işçiliğine ve köleliğe zorlanabile ceğini hatırlatmıştı. l 2015 tarihinde İzmir’de yakalanan ve Erzincan Sabancı Çocuk Destek Merkezi’ne götürülen 21 Afgan çocuk, kurumdan çarşaf sarkıtarak topluca kaçmıştı. Gö revliler tarafından fark edilen kaçış olayı ardından valilik soruşturma başlatmış, çocukların izine ulaşamamıştı. Genel Müdürlüğü ve Göç İdaresi Başkanlığı’nın istatistiklerine göre, Türkiye’de kayıp çocukların sayısı hızla arttı. Özellikle, 10 ile 18 yaş arasında kaybolan çocukların Afganistan uyruklu olması dikkat çekti. Kayıp çocukların kamplarda ve sokakta gezerken kaybolduğu tespit edildi. Kayıplar arasında 18 kız çocuk bulunur ken göçmenlerin en çok Erzincan, Kocaeli, Burdur, Hatay illerinden kaybolduğu belirlendi. Kaybolan küçük yaştaki çocukların özellikle 2018 yılı Mayıs ve Ağustos aylarında peş peşe kayıp olması da istatistiklere yansıdı. Çocuklarından haber alamayan aileler, terör örgütleri tarafından kaçırıldığını düşünüyor. Göçmen aileler, sosyal paylaşım siteleri ve dernekler aracılığıyla kayıp olan çocuklarını fotoğraflarla aramaya başladı. Bazı aileler ise çocuklarının örgütlerin eline düşmüş olma ihtimalinden korkuyor. Yaşları 20 ile 60 arasında değişen 350 Afganistan, Suriye, Irak, Pakistan ve Somali uyruklu göçmen bulunuyor. Yetişkin göçmenlerin kayıp olduğu iller ise çoğunlukla İstanbul. Kayıpların birbirleriyle yakınlığının bulunmadığı ve birbirlerinden bağımsız oldukları belirlendi. l İZMİR RUSYA Azerbaycan Vize kapsamı genişletildi Rusya hükümetinin yasal düzenlemelerine ilişkin sitede yayımlanan belgeye göre Putin, 24 Kasım 2015’te Rus Su24 uçağının Türk F16’ları tarafından düşürülmesi nedeniyle Türkiye’ye uygulanan özel ekonomik önlemlerin bazılarını iptal etti. Rus liderin imzaladığı kararnameye göre, hizmet pasaportu ve hususi pasaport sahibi Türk vatandaşları yalnızca kısa süreli iş seyahatlerini değil, Rusya’ya yapacakları her türlü ziyareti vize almadan gerçekleştirebilecek. Kararnamede, bu uygulamanın mütekabiliyet ilkesi gereğince Türkiye’nin Rusya vatandaşlarına yönelik benzer önlemleri alması koşuluyla hayata geçirileceği ifade edildi. l Haber Merkezi 1 EYLÜL’DEN İTİBAREN VİZESİz Azerbaycan, Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasını 1 Eylül’den itibaren kaldırıyor. Konuyu sosyal medya hesabından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu duyurdu. l ANKARA / Cumhuriyet ZEHRA ÖZDİLEK İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun düzensiz göçmenlerin kayıtsız bir şekilde büyükşehirlerde gezmelerine, “izin vermeyeceğiz” demesi ve İstanbul Valiliği’nin, “kentte kaydı olmayan Suriyeli sığınmacıların bir aydan kısa sürede İstanbul’u terk etmeleri gerektiği” açıklamasından sonra uyum sorunu yaşayan Suriyeli sığınmacıların sıkıntılarına bir yenisi daha eklendi. Gazetemize konuşan sosyologlar ise “Eğer mültecilerin uyum sorunu var diyorsak bu aynı zamanda bizim de uyum sorunumuz var demektir. Geçici korumadan bahsediyorlar, bunun üzerinden de 8 yıl geçti. Neresi geçici bunun?” ifadelerini kullandı. Sosyologlar mültecilerin neden uyum problemi yaşadığını ve neler yapılması gerektiğini gazetemize anlattı. ‘Siyasi bir koz...’ Göç Araştırmaları Derneği yönetim kuru lu üyesi ve ODTÜ Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Besim Can Zırh, son iki yılda mül tecilere karşı oluşan olumsuz tutumun iki sebebi olduğunu belirterek bunlardan biri nin ekonomik kriz, diğerinin ise siyasetçile rin mülteci sorununu birbirlerine karşı bir polemik unsuru olarak kul lanması olduğunu söyledi. Türkiye’deki Suriyelilerin ül kede kalış statülerinin “geçi ci koruma altında” olarak ta nımlandığına değinen Zırh, “Gerek AB ile ilişkiler, ge rekse Suriye’nin kuzeyinde ki dengeler açısından bu nü fusun zaman zaman demografiksiyasi bir koz olarak Zırh masaya geldiğini görüyoruz. Ülke içinde ise güvencesiz ucuz işgü cü olarak kendilerine bir yer açabiliyor lar. Kuşkusuz bu insanlar bu durumun far kında ve yaşadıkları tüm zorluklara karşın Türkiye’de bir hayat kurmaya çalışıyorlar. 8 yıldır Türkiye’de olan ve üçte birine yakını bu ülkede doğmuş olan bir nüfustan bahse diyoruz. Eğer mültecilerin uyum sorunu var diyorsak bu aynı zaman da bizim de uyum sorunumuz var demektir” dedi. “Özellikle son birkaç haftadır mülteci me selesinin sosyal medyaya nasıl yansıdığı ol dukça endişe uyandırıcı” diyen Zırh, “ Mül teci ya da göçmenlerin siyaseten konu edil mesinin önüne geçilmesi gerekiyor” ifadele rini kullandı. ‘En büyük engel’ Sosyoloji Mezunları Derneği (SOMDER) başkanı ve uzman sosyolog Özgür Başpı nar ise çözüme dair bir şeyler konuşulurken sosyolojik gerçeklikler üzerinden konuşul madığını belirterek mültecilerin konumlan dırılma biçimlerinin sorunların asıl sebeple rinden bir tanesi olduğunu dile getirdi. Başpınar, şöyle devam etti: “Bu konuda Türkiye’deki 4.5 milyon in sandan bahsediliyor ki bu rakam çok daha üst seviye lerde. Ama bunların hiçbiri si mülteci statüsünde değil. Siz mülteci statüsü vermedi ğiniz bir kesime, bu anlam da hukuksal bir statü verme diğiniz kesime bir uyumdan bahsedemezsiniz çünkü zaten uyumun önündeki en bü Başpınar yük engel statüsüzlük. Bu insanları bir arafta bırakma hali var ve bu arafta kalmışlık üzerine bir aidiyet geliş tirmelerine olanak veriyor ve geri gitmele rine olanak veriyor. Çünkü makro politika lar bu anlamda ona da izin vermiyor. Çünkü geri dönebilecekleri bir ülke yok. Bu yüzden bir uyumsuzluk meselesinden bahsedile cekse önce makro politikalar üzerinden bir şeyleri konuşmak gerekiyor. Statü verme diğiniz insanlardan neye uyum sağlamasını bekliyorsunuz? Vatandaş olamıyor, mülteci lik de hukuksal bir statüdür, bu statü hakkı da mültecilere tanınmıyor. Geçici koruma dan bahsediyorlar, bunun üzerinden de 8 yıl geçti. Neresi geçici bunun?” l İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle