19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY 526 TEMMUZ 2019 CUMA Yeminlerini anımsattıAYM Başkanı Arslan, “Temel hakları korumak devletin ortak hedefidir” dedi Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, bireysel başvurular nedeniyle artan iş yükünün tek başına AYM’ye yüklenmesini eleştirirken, temel hak ve özgürlük lerin korunmasıyla ilgili yapısal sorunlara işaret etti. Arslan, “Devletin başı olan Cumhurbaşkanı ve yasama organı üyeleri, Alican milletvekillerimiz de anauludağ yasaya göre yemin ederken ‘temel hak ve hürriyetlerin korunması ülküsünden ayrılmayacaklarına’ dair yemin ediyorlar. Bu nedenle temel hakların korunması devletin ortak hedefidir, hatta devletin varlık sebebidir. Kurumlar arası işbirliği anayasal bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor” mesajını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen eski Adalet Bakan Yardımcısı Selahattin Menteş için AYM Yüce Divan Salonu’nda yemin töreni düzenlendi. Hak ve özgürlük vurgusu Törende konuşan Başkan Zühtü Arslan, Erdoğan ve milletvekillerine yeminlerini anımsatarak, şu mesajları verdi: “Temel hak ve özgürlüklerin korunmasında kuvvetler ayrılığı çok özel bir yeri var. Anayasamızın başlangıç kısmında kuvvetler ayrılığını ‘medeni bir işbölümü ve işbirliği’ olarak tanımlanıyor. Organlar ve devletin kurumları arasında medeni bir işbölümü ve işbirliği. İşbölümünün, devlet yetkilerinin farklı organlar eliyle kullanılması, dolayısıyla denetleme ve dengeleme sisteminin oluşturulmasını ifade ediyor. Bu suretle temel hakların ihlalini engelleme yönünde önemli bir işlev görüyor. Ama işbirliği üzerinde çok fazla durmuyoruz. İşbirliği de aslında aynı amaca yönelik. İşbirliği de devletin, ülkenin ortak hedefleri doğrultusunda kurumların birlikte çalışmasını Üyeliğe seçilen Menteş için düzenlenen törende konuşan AYM Başkanı Arslan, “Cumhurbaşkanı ve yasama organı üyeleri, milletvekillerimiz de anayasaya göre yemin ederken ‘temel hak ve hürriyetlerin korunması ülküsünden ayrılmayacaklarına’ dair yemin ediyorlar. Bu nedenle temel hakların korunması devletin ortak hedefidir, hatta devletin varlık sebebidir” mesajını verdi. Törene, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yüksek yargı başkanları, bakanlar ve yargı üyeleri katıldı. Zühtü Arslan’ın konuşmasının ardından yemin törenine geçildi. Özgeçmişi okunan yeni üye Selahattin Menteş yemin etti. Menteş’e kisvesi Başkan Zühtü Arslan tarafından giydirildi. Tören sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, AYM Başkanı Arslan’ın makamına çıktı. Buradaki buluşmaya yüksek yargı başkanları ile bakanlar da eşlik etti. ifade eder. Ortak hedeflerin başında da hiç kuşkusuz temel hak ve hürriyetlerin korunması geliyor. Bunu en basitinden şuradan anlıyoruz. Sadece Anayasa Mahkemesi üyeleri yemin ederken, temel hak ve hürriyetleri koruyacaklarına dair yemin etmiyorlar. Ama aynı zamanda devletin başı olan Cumhurbaşkanı ve yasama organı üyeleri, milletvekillerimiz de anayasaya göre yemin ederken temel hak ve hürriyetlerin korunması ülküsünden ayrılmayacaklarına dair yemin ediyorlar. Bu nedenle temel hakların korunması devletin ortak hedefidir, hatta devletin varlık sebebidir. O yüzden devle tin varlık sebebi olan bu önemli ideali gerçekleştirmek, o hedefe doğru evrilmek için kurumlar arası işbirliği anayasal bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor.” ‘İş yükü arttı, önlem alınsın’ AYM Başkanı giderek artan bireysel başvuru sayısı nedeniyle mahkemenin iş yükünün arttığına dikkat çekerek “Bireysel başvuru hakkının tanındığı 23 Eylül 2012’den bugüne kadar toplam 236 bin civarındaki başvurudan 190 binini mahkememiz karara bağlamıştır. Şu ana kadar derdest başvuru sayısı 46 bin kadardır. 47 ülkeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru sayısı 56 bin. Bu iş yüküyle başa çıkmak, sadece Anayasa Mahkemesi’nin yapabileceği bir iş olmadığı gibi sadece Anayasa Mahkemesi’nin de vazifesi olmamalı” dedi. Arslan, “Benzer konuda AYM ihlal kararı verdiyse mahkemeler yeni bir başvuru yapılmasını beklemeden, oradaki ilkeleri, gerekçeyi değerlendirerek karar verebilir. Eğer ihlalin kanundan kaynaklandığı tespit ediliyorsa o kanunu değiştirmek ve kaldırmak gerekiyor. Aksi takdirde her geçen gün yeni bir ihlale neden olacak, aynı kanun uygulaması” dedi. l ANKARA pasaport mağduruna AYM’den iyi haber ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi (AYM), 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında pasaportu iptal edilen kişilerin eşlerine ait pasaportların da “genel güvenlik” gerekçesiyle iptal düzelmesine ilişkin KHK hükmünü anayasaya aykırı bularak iptal etti. CHP; 6749, 6757 , 6756, 7070 ve 7074 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunların bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüklerinin durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Yüksek mahkeme, önceki gün başladığı görüşmeleri, dün akşam tamamladı. Yapılan müzakereler sonucunda, iki KHK düzenlemesi iptal edildi. Kapatılan yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrencilerin, YÖK tarafından yerleştirildikleri devlet veya vakıf üniversitelerinde mezun oluncaya kadar ödemeleri gereken ücretleri burada da ödemeye devam etmelerine ilişkin hükmünün iptaline karar veren yüksek mahkeme, pasaportu iptal edilen kişilerin eşlerine ait pasaportlarda “genel güvenlik” açısından mahzurlu görülmesi halinde aynı tarihte İçişleri Bakanlığı’nca iptal edilmesini de anayasaya aykırı buldu. AYM’nin bu kararıyla halen pasaportu eşlerinden dolayı iptal edilen binlerce kişi, pasaportlarına yeniden kavuşabilecek. İptal edilmeyen maddeler Öte yandan AYM; görüştüğü 5 KHK’nin birçok maddesinin iptal talebini ise reddetti. İptal edilmeyen maddeler arasında gözaltı süresinin 30 gün olması, askeri okulların kapatılması, tutukluluğun dosya üzerinden yapılması yer aldı. Ayrıca KHK kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu görevleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğunun doğmamasına ilişkin madde, özel harekât birimlerinde KPSS şartı aranmaksızın polis istihdam edilmesi ile tutuklu olanların cezaevinde avukatlarıyla yaptığı görüşmelerin kaydedilmesi de anayasaya uygun bulundu. Genelkurmay Başkanı’nın; orgeneral ve oramiraller arasından, Bakanlar Kurulu’nun teklifi üzerine Cumhurbaşkanı’nca atanmasına ilişkin karar verilmesine yer olmadığına hükmedildi. l ANKARA Erdoğan’ın yeni kabinede Albayrak’a görev verip vermeyeceği tartışılıyor AKP’de ‘damat’ açmazı EMİNE KAPLAN 23Haziran seçimlerinde aldığı büyük yenilginin ardından kabinede ve parti yönetiminde hızla değişiklik yapacağı beklentilerini boşa çıkaran Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın olası bir kabine revizyonunda özellikle tepkilerin yoğunlaştığı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’la ilgili kararının ne olacağı merak ediliyor. Erdoğan’ın tatilini tamamlayarak Ankara’ya dönmesinin ardından gözler kabinede değişiklik yapılıp yapılmayacağına çevrildi. Erdoğan’ın tatil süresi boyunca bu konuyu değerlendirdiği yorumları yapılırken, AKP içinde yakın zamanda bir adım atılabileceği beklentisi arttı. Olası bir kabine revizyonunda en fazla tartışılan konu ise Hazine ve Maliye Bakan Berat Albayrak’ın yerini koruyup korumayacağı etrafında dönüyor. Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun 806 bin fark atması sonucunu doğuran İstanbul seçiminin yenilenmesinde etkisi olduğu belirtilen Albayrak’a hem parti tabanından hem de parti içinden tepkiler olduğu biliniyor. Kızgın demir soğudu mu? Bazı AKP yöneticileri, “23 Haziran’da büyük bir şok yaşandı. O şokun da etkisiyle hemen kabinede, parti yönetiminde değişiklik olması, hatta olağanüstü kongrenin toplanarak MKYK’nin değiştirilmesi gerektiği yönündeki hava değişti. Cumhurbaşkanı’nın MYK, MKYK ve milletvekilleriyle yaptığı toplantılarda seçimde yapılan hatalarla ilgili tüm tepkiler ortaya kondu. “Cumhurbaşkanı, biriken gazın boşalması ‘Seçmenin mesajı iyi okunmalı’ 23 Haziran sonrası Albayrak eleştiriliyor. Partide kabine değişiminin olup olmayacağı kadar Erdoğan’ın yapacağı değişimin niteliğinin sonuçları değerlendiriliyor. Seçmenin verdiği mesajın iyi okunması gerektiğini dile getiren bazı AKP yöneticileri, “24 Haziran seçimlerinde seçmen partiyi uyardı, ama bundan ders çıkarılmadı ve gereği yerine getirilmedi. 31 Mart’ta ikinci uyarı geldi. Ama yine bir adım atılmadı. ‘Seni iki kez uyardım, ama bir şey yapmadın’ diyen seçmen 23 Haziran’da daha büyük ceza verdi. Parti, bu kez de mesajı aldığını göstermez, aynı tas aynı hamam mantığıyla devam ederse daha büyük güç kayıpları yaşar. Tabandan yeni oluşumlara kayma olur. Seçmen, güçlü bir değişim mesajı verdi. Parti yönetimi ve kabinede yapılacak göstermelik değişiklikler sorunu çözmez. Değişim sadece yönetimde değil, parti politikaları, söylem ve stratejide de kendini göstermeli” ifadelerini kullanıyor. nı sağladı, kızgın demiri soğuttu” görüşü dile getiriliyor. Parti kulislerinde, Erdoğan’ın kabinede bir değişiklik yapacağı güçlü şekilde dile getiriliyor, ancak bunun yeni yasama yılına doğru olacağı, ekonomide yaşanacak gelişmelerin de bekleneceği dile getiriliyor. Kulislerde, “Merkez Bankası faizi düşürdü. Yıl sonuna kadar enflasyon daha da düşecektir. Ekonomide yaşanacak olumlu gelişmeler ekonomi yönetiminde bir değişiklik yapılması gerekliliğini de ortadan kaldırabilir” yorumları yapılıyor. Erdoğan’ın gelişmeleri de değerlendirerek dışarıdan atanan bakanlar dışında kabinede kapsamlı bir değişiklik yapmayabileceği belirtiliyor. l ANKARA Erdoğan’dan kurum ve bakanlıklara 24 atama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bazı kurumlara ilişkin 24 atama kararı yayımlandı. Atama kararlarına göre, MEB’de açık bulunan Talim ve Terbiye Kurulu üyeliklerine Halil İbrahim Kahraman, Hüseyin Şirin, Toper Akbaba, Bahri Ata atandı. Kararlarda geçen yıl görevden alınmalarının ardından vekâleten atanan 5 genel müdürlüğe de asaleten atamalar yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Şeyh Abdurrahman Çelik görevden alınırken boşalan Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne Dr. Hurşit Ziya Taşkent atandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda açık bulunan Hukuk Hizmetle ri Genel Müdürlüğü’ne Veysel Kazan getirildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisi üyeliğine Genel Müdür Yardımcısı Ali Hürata’nın, Genel Müdür Yardımcılığı’na da Erol Ökten’in ataması yapıldı. Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne Sümeyra Şengül, Kilis İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne Cuma Özdemir, Kırklareli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne Veli Şen, Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne Çetin Şişman, Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne de Zekeriya Bingöl’ün atanması kararlaştırıldı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda açık bulunan iş müfettişliklerine yeterlik sınavında başarı gösteren 26 yeni iş müfettiş yardımcısı atandı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü ve Yö netim Kurulu Başkanlığı’na Hüseyin Keskin atandı. Devlet Malzeme Ofisi (DMO) Genel Müdürlüğü’nde açık bulunan yönetim kurulu üyeliklerine Yakup Tekin ve Selçuk Sevinç getirildi. Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ. (TEDAŞ) Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Taşdemir, Mehmet Öztürk ve Şaban Fatih Gökkaya görevlerinden alındı. Görevden alınanlar Tarım ve Orman Bakanlığı’nda birçok isim ile Meteoroloji Genel Müdür Yardımcıları Ali Karataş ve Mustafa Yıldırım da görevlerinden alındı. Kurumda açık bulunan Genel Müdür Yardımcılığı’na Mustafa Çelik, 1. Hukuk Müşavirliği’ne de Süleyman Okcu’nun ataması yapıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Eşcinselliğin dayanılmaz cazibesi İnsanın; İşgal edilmiş topraklarından kopartılan, ten renkleri farklı, kültürü kendisininkine benzemeyen başka insanların alınıp satılabilecek bir mal gibi görülmesini... Zincirlerle birbirlerine kilitlenip, itilip kakılarak oradan oraya nakledilmesini... Hayatta kalmanın mucize olduğu koşullarda yaşamaya mahkum edilmesini... Önemsenmemesini, aşağılanmasını, zorla çalıştırılmasını... Dilinin, köklerinin, inancının hiçe sayılmasını... Tecavüze uğramasını, dayak yemesini, öldürülmesini... Yani insan sayılmamasını olağan karşılayan atalarıyla arasında sadece ve sadece daha anca yüz küsur yıl olduğu için... İnsanın insana yaptığının hesabı hâlâ tam olarak tutulmadı. Genetik hafızalardaki zaafların ve gaddarlıkların tadı hâlâ damaklarda duruyor. Ve mülkiyet bilincini törpülemek üzere inşa edilmiş korkunç bir ahlak, keskin bir kılıç gibi ensede parıldıyor. O yüzden egemen kültür çoğu coğrafyada hâlâ; Cinsellikle ilgili hayati meselelere ölümcül bir kötülükle yaklaşıyor. Erki temsil eden küstah bir erkekliğin hâkim olduğu aklı, devletten aileye, savunmakta inat ediyor. Kadınları, çocukları ve farklı cinsel yönelimi olan insanları asırlardır ateşlere atmakta bir sakınca görmüyor. Haliyle de... Kadınlardan ve kadınlıktan ne kadar çok korkulursa, kadınlara ve kadınlığa nasıl düşman olunursa... “Eşcinsellik” olarak kestirmeden tek bir başlıkta toplanıverilen farklı cinsel yönelimlerden de o kadar korkuluyor; Onlara da o kadar düşman olunuyor. Feodal aklın alamayacağı, almak istemeyeceği, almaya kalkışmayacağı değerlerin başında gelen özgürlük, doğallık ve insani haklar bu egemen kültürün gözünde şeytani cazibeler. O yüzden bu tehlikeli kültürü tehlikesiyle yüzleştirmezseniz... Aksine önünü açar, destekler, hoş görürseniz... Üstüne üstlük bu kültüre bir de “Beylik” verirseniz... Atalarından miras aldığı ve sıkı sıkıya sarıldığı kadim barbarlığı ve saldırganlığı daha da köpürür. Evde... Sokakta... Sanatta... Devlette. Egemenliğin ve iktidarın sorunlu olduğu her yerde. Birbirinin ve hatta bizzat kendisinin kıymetli değerlerini öğüterek ve yerlerine yapay, saldırgan, tehditkâr yeni değerler koyarak kendi kafesini kendisi ören insanın aklından ve ahlakından şüphe etmediği çağlar olarak kayda geçecek olan şu günlerde... Bu coğrafyada hâlâ “eşcinselliğin” özenilebilecek bir “hal” olduğunu düşünen ve savunan insanların ve kurumların açtığı tartışmaların gölgesinde kalan cinayetler ve intiharlar ve adaletsizlikler çığının altında dibe battıkça batan hassasiyetleri gömüldükleri o yerden tekrar çıkarmak için inatla yazmak, konuşmak ve tartışmak gerekiyor. Eşcinsellik ya da diğer farklı yönelimler bir tercih değildir. Bir hastalık hiç değildir. Bir tehdit asla değildir. Bulaşarak insandan insana geçemezler. Özenilerek dönüşülemezler. Dijital platformlarda izleyebildiğiniz sansürsüz diziler, bu konuyla ilgili okuduğunuz sansürsüz kitaplar, seyrettiğiniz sansürsüz klipler, sansürsüz filmler, duyduğunuz sansürsüz şiirler olsa olsa meseleye çok uzaktan bakan ve tam olarak neyin ne olduğunu anlamayan insanlara bir bilgi, akıl, sağduyu, vicdan, ahlak, farklı bakış açısı falan verirler. Meselenin çekirdeğindeki insanlara da cesaret, enerji ve en önemlisi kendilerini ifade edebilecekleri bir alan verirler. Nihayetinde “eşcinselliğin” dayanılmaz bir cazibesi yoktur. Ama homofobinin saldırgan cüreti bizimki gibi toplumlarda fazlasıyla mevcuttur. YİK üyesi Şahin: Maaşımız 15 bin lira Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Mehmet Ali Şahin, ilk toplantıda kurul üyelerinin maaşının zam yapılarak 18 bin liraya yükseltildiği iddiasının doğru olmadığını söyledi. Toplantıda maaşların gündeme gelmediğini belirten Şahin, “Cumhurbaşkanı’nın takdiridir. Bizim bir talebimiz olmamıştır. 15 bin liradır” dedi. Şahin, “Şu anda biz milletvekili değiliz, ama eski Meclis Başkanı olarak bize ödenecek bir meblağ da kamuoyunun gündemine gelebilir, olumlu olumsuz sözler söylenebilir. Bunları da anlayışla karşılamak lazım” diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı YİK üyelerinin maaşının 15 bin lira olduğu ve kurulun ilk toplantısında maaşın 18 bin liraya yükseltildiği ileri sürülmüştü. Bir televizyon programına katılan eski TBMM Başkanı ve YİK üyesi Mehmet Ali Şahin, kurul üyelerinin maaşının 15 bin lira olduğunu söyledi. İlk toplantıda maaşların görüşüldüğü iddiasını reddeden Şahin, “İlk toplantımızda böyle bir şey konuşmadık, gündemimiz bu değildi” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle