19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 21 TEMMUZ 2019 PAZAR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ 6. Ayvalık AIMA Müziğin kalbi yineMüzik Festivali 23 Temmuz’da Ayvalık’ta atacakbaşlıyor 20yıldır Türkiye’de klasik müziğin gelişimi için çalışmalarını sürdüren Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi’nin (AIMA) düzenlediği Ayvalık AIMA Müzik Festivali; 23 26 Temmuz tarihlerinde yapılacak. Bu yıl 6. kez düzenlenecek festivalin konserleri Cunda’daki Alibey Kültür Merkezi’nde izlenebilecek. Ayvalık AIMA Müzik Festivali, 23 Temmuz Salı günü, flüt ailesinin tüm mensuplarını barındıran özgün grup İstanbul Flüt Topluluğu’nun vereceği konserle başlayacak. Akademisyenler ve seçkin flüt sanatçılarından oluşan grup Dvorak, Tchaikovsky, Boismortier gibi sanatçıların eserlerinin yanı sıra Astor Piazzolla’nın tango klasiklerini ve genç piyanist Orçun Orçunsel’in düzenlemeleriyle Türk müziğinin sevilen eserlerini seslendirecek. Festivalin ikinci gününde Semplice Quartet ile AIMA Festival Orkestrası, oda müziği konseri verecek. Festival, 25 Temmuz’da Alexander Rudin yönetiminde AIMA Festival Orkestrası’nın vereceği konserle devam edecek. Bu iki konser, Türkiye’nin ilk arpisti Uğurtan İdil Aksel anısına yapılacak. Konserlerde genç arpistler Yonca Atar ve Alara Acar, Ravel, Debussy ve Caplet’nin eserlerini çalacak. Festivalin son günü olan 26 Temmuz günü kapanışı Anadolu Nefesli Beşlisi yapacak. “Del Mundo” isim Semplice Quartet li projesi ile dinleyicileri müzik repertuvarının en sevilen üfleme beşli eserleri ile dünya turuna çıkaracak. Topluluk, Macaristan sokaklarından Arjantin sahillerine, Fransa’nın özel tınılarından Anadolu’nun dört bir köşesine işlemiş eşsiz ezgilere ve Balkan coğrafyasına uzanan benzer siz repertuvarı ile dinleyicileri dünya müziğiyle buluşturacak. Tüm konserler 21.00’de 6. Ayvalık AIMA Müzik Festivali’nde tüm konserler saat 21.00’de izlenebilecek. Festival davetiyeleri Ayvalık merkezdeki AI MA Haluk Barutçuoğlu binasından ve Kürşat Zeytinyağı mağazasından temin edilebilecek. Ayvalık Belediyesi’nin katkılarıyla, ana destekçisi Sabancı Vakfı olan festivalin konser sponsorluklarını Allianz, Pınar, Gürçay Ailesi ve Rengin Suar üstleniyor. l Kültür Servisi ENKA’da bu Etkinlikler Sakıp Sabancı Müzesi Fıstıklı Teras’ta müzikseverlerle buluşacak. haftaikikonser ‘Bach’çede Yaz Festivali ENKA’nın, 31. Yıl Açık hava Buluşmaları devam ediyor. ENKA sahnesine bu hafta, Türk rock müziğinin sevilen grubu “Redd” ve müziği daha fazla çocuğa ulaştırma amacıyla çalışan “Barış için Müzik Orkestrası” konuk olacak. Redd, 23 Temmuz Salı akşamı saat 21.15’te ENKA’da sevenleriyle buluşacak. Gruba sahnede Birce Akalay, Güvenç Dağüstün, Nejat Yavaşoğulları gibi isimler eşlik edecek. Barış için Müzik Orkestrası ise 25 Temmuz Perşembe saat 16.00’da dinleyicileri ile bir araya gelecek. Orkestranın konseri çocuklar için ücretsiz olacak. l Kültür Servisi Nova Norda sahnede! Zorlu Center Açık Hava Etkinlikler’inde 24 Temmuz Çarşamba (20.00) günü son zamanların en dikkat çeken seslerinden biri olan Nova Norda konser verecek. Genç müzisyen, herkesin ücretsiz olarak katılabileceği konserde elektronik müzik ve hip hop’tan aldığı ilhamla müziğini şekillendirdiği bestelerini seslendirecek. l Kültür Servisi ‘Mürekkepten’ için son günler Pera Müzesi’nin Çin güncel sanatından önemli bir kesiti İstanbul’a taşıdığı “Mürekkepten” sergisi, 28 Temmuz’a kadar sanatseverleri bekliyor. Mürekkep sanatına güncel bir yaklaşım sunan sergi, Çin’in farklı bölge ve şehirlerinde yaşayan on üç sanatçının otuzu aşkın eserini bir araya getiriyor. l Kültür Servisi Hakan Erdoğan Productions tarafından 1998’den beri düzenlenen İstanbul Bach Günleri ve konserleri saraylar, müzeler gibi pek çok mekânda yapıldı. Bach&Love, Bach Before&After, Bach&Bahar gibi farklı isimlerde ve temalarla tasarlanan Bach festivalleri ve konserleri, klasik müzik konserlerinin keyifli ve alternatif bir atmosferde yapılmasını amaçlıyor. Bu yaz 5 Ağustos5 Eylül tarihleri arasında ikinci defa düzenlenecek “Bachçede Yaz Festivali” ise müzikseverlerle Sakıp Sabancı Müzesi Fıstıklı Teras’ta buluşacak. 5 Eylül’e kadar Festival, 1618. yüzyıl Avrupa ve Osmanlı saray müziklerini çalan, İzmir Barok tarafından verilecek olan konser ile 5 Ağustos’ta açılacak. 6 Ağustos’ta Rus topluluk Globus Music sahne alacak. Bachçede Yaz Festivali, 21 Ağustos’ta Bach müziğini caz ile birleştiren Thomas Gabriel Trio ile devam edecek. 22 Ağustos’ta ise Çekya’dan Martin Petrik direktörlüğündeki Musica Minore’nin konseri olacak. 23 Ağustos’ta dünyanın en iyi piyanistlerinden Konstantin Lifschitz, baroktan romantiğe uzanan bir repertuvar sunacak. Festival, 27 Ağustos’ta Avrupa’nın en eski barok topluluklarından Hortus İzmir Barok Musicus ile sürecek. Türkiye’de barok müziğe müzisyen lerin de ilgisinin artması ile birlikte, bu yıl ilk kez Türk grupları da festivalde yer alacak. Yıllarca Avrupa’da eğitim gören ve çalan klavsenci İklim Tamkan’ın oluşturduğu “ensemble” tarafından Pergolesi’nin Stabat Mater’i yorumlanacak. 3 Eylül’de yine Fıstıklı Teras’ta yapılacak bu konserin solistleri soprano Nihan İnan ve mezzo soprano Senem Demircioğlu olacak. 5 Eylül’de Rusya’dan gelen The Barock Moscow Ensemble yer alıyor. Bachçede Yaz Festivali bu konserle kapanışını yapacak. l Kültür Servisi Sanat kitlelerle buluşacak George Brecht Sandalye Olayları Arter, eylül ayından itibaren Dolapdere’deki yeni binasında farklı disiplinleri bir araya getiren etkinlikler, film, öğrenme programı ve yayınlarıyla sanatı geniş kitlelerle buluşturmaya hazırlanıyor. Toplam yedi serginin eşzamanlı olarak yer alacağı Arter’de, koleksiyondan oluşturulan “Saat Kaç?” ve “Kelimeler Pek Gereksiz” başlıklı grup sergileri, Altan Gürman kişisel sergisi ve Rosa Barba’nın “Gizli Konferans” başlıklı yerleştirmesi; Ayşe Erkmen’in “Beyazımtırak”, İnci Furni’nin “Bir An İçin Durdu” ve Céleste BoursierMougenot’nun “offroad, v2” isimli kişisel sergileri sanatseverlerle buluşacak. Arter Öğrenme Programı ise katılımcının yaratıcı sürecin parçası olabileceği bir ortam yaratmayı hedefliyor. Yeni binadaki yayın programı kapsamında sanatçılara ve sergilere odaklı yayınların yanında koleksiyondaki yapıtları ve koleksiyon sergilerini ele almayı hedefleyen iki yeni dizi başlatacak Arter, sergi programı etrafındaki tartışmaları besleyen ve teşvik eden yayınlar sunmayı da sürdürecek. l Kültür Servisi Çankayalılar müziğe doyacak Çankaya Belediyesi tarafından kurulan “Çankaya Belediyesi Orkestrası” yaz konserlerine Kuğulupark’ta verdikleri konserle başladı. Özüm Zeynep ve Şafak Yaşar’ın seslendirdiği 45’liklerden oluşan konserde Çankayalılar müzik ziyafeti yaşadı. Konserler, Çankaya’nın farklı bölgelerinde devam edecek. Pop, klasikler, film müzikleri ve türkülerden oluşacak konserler 13 Eylül’e kadar Çankaya parklarında halkla buluşacak. Çankaya Belediyesi Orkestrası’nın konser tarihleri: 2 Ağustos Ahlatlıbel Atatürk Parkı 80’ler Dilan, 23 Ağustos Uğur Mumcu Parkı Barış Manço şarkıları, 6 Eylül Çayyolu Atapark film müzikleri, 13 Eylül Ahmed Arif Parkı türküler. l Kültür Servisi kültür Tuncer Cücenoğlu’nun ardından... Karşımda Tuncer Cücenoğlu, onun yanında İlhan Selçuk ve Alev Coşkun var. Be Nnim yanımda da Hayati Asılyazıcı. e zor bir aymış bu temmuz... Sevdiğim değerli insanlar gidiyor peş peşe. Eksiliyorum durmadan. Önce sevgili Leyla Gezen’in annesi Güler Turgut, canım Güler Abla ayrıldı aramızdan; sonra “ilk gençlik düşlerimin erişilmez balerini” Tülin Oğurman’ı yitirdik. “Işıklar içinde yatın canlarım” derken, Ataol Behramoğlu’nun unutulmaz dizesi biraz değişerek dolanıyor zihnimde: “Ben ölürsem temmuzda ölürüm...” En son olarak da, tiyatromuzun en üretken, en çalışkan yazarlarından birini, belki de birincisini, yaklaşık 25 yıllık bir dostluğu paylaştığımız Tuncer Cücenoğlu’nu aldı bizden temmuz ayı. Demokratik ruh Enerjisi gözlerinden taşan, sürekli yeni projeler üreten, yerinde duramayan bir yazardı Cücenoğlu. Üstelik projelerinin hatırı sayılır bir bölümünü de hayata geçirmeyi bilmişti. Dile kolay, oyunları 32 dile çevrilmişti, böyle bir başarıya sahip fazla yazarımız olduğunu sanmıyorum. Üstelik bu başarılar hiç değiştirmedi Tuncer Ağabey’i, içtenliğini, candanlığını, tevazusunu hiç etkilemedi. Kibir, bir sözcük olarak bile yaklaşamadı onun yanına. İnsanla tartışsa da, çekişse de dostluğunu bozmazdı ve o tartışmalarda “Kardeşim benim şu kadar oyunum şu kadar dilde...” diye başlayan bir cümle asla dökülmezdi dudaklarından. Karşısındakinin genç, yaşlı, deneyimli, deneyimsiz oluşu hiç etkilemezdi bu tavrını. Aydınlarımızda, sanatçılarımızda ne yazık ki çok sık rastlanmayan, sahici demokratik bir ruha sahipti Tuncer Cücenoğlu. Çeşitli tiyatro toplantılarına, davetlere gittiğimde gözüm önce onu arardı, sonra birbirimizi bulur, araya hiç zaman girmemiş, kaldığımız yerden devam ediyormuşuz gibi, sohbet etmeye başlardık. ‘Çığ’ ve diğer oyunları “Çığ” adlı oyununu iki kez sahneledim, 2003’te Bursa Devlet Tiyatrosu’nda, 2007’de Ankara Devlet Tiyatrosu’nda... Bir dağ köyünde geçen, çok sade ve metaforik bir yapısı olan bir oyundur “Çığ.” İnsanlar kış aylarını suskunluk içinde geçirmek zorundadırlar yoksa çığ tehlikesiyle karşılaşabilirler. Bu denklem karşımıza suskun/susturulmuş bir toplum manzarası çıkarır ve şu soruyu sordurur: Niye bu denli tepkisiz, suskun bir toplumuz? Tuncer Cücenoğlu, kamuoyunun etkisizleştiği, basının önemli bir bölümünün sustuğu, tepkisizliğin, Aziz Nesin’in deyimiyle “korkudan korkma”nın yaygınlaştığı günlerde hem sanatıyla hem de kamusal alandaki tavrıyla sesini kısmayan aydınlarımızdandı, “çığ düşer” diye korkutanlara inat söyleyeceğini hep söyledi. Tiyatromuza çok güzel oyunlar armağan etti: Çığ, Boyacı, Kadın Sığınağı, Kadıncıklar, Matruşka, Neyzen... “Neyzen”i 2001 yılında Işıl Kasapoğlu’nun rejisiyle izlemiştim; Burak Sergen oynuyordu. Bayılmıştım oyuna. Neyzen gibi sıra dışı bir kişiliğin etrafında yakın tarihimizin önemli olaylarını ören metni de çok beğenmiştim. Son dönemde belgesel tiyatro da denebilecek metinler de kaleme aldı: Sabahattin Ali, Che Guevera... “Che”yi benim yapmamı çok istiyordu. Uğraştık birlikte, bir ödenekli tiyatro repertuvarına da aldı ama sonra bir şekilde olmadı. En son bir hafta kadar önce konuştuk telefonla. Çok ağrı çektiği anlaşılıyordu, ama durmuyordu üstünde. “Son bir oyunum var” diye anlattı: “Brutus’u yazdım, ama değişik bir açıdan bakmaya çalıştım olaya. Acaba Brutus’un yaptığına kalleşlik denebilir mi, denemez mi?” “Sezar”lara uyarı niteliğindeki oyun Gürcüceye çevrilmiş ve Tiflis’te dünya prömiyeri yapmıştı, Gürcistan’ı temsilen çeşitli ülkeleri dolaşıyordu, şimdi de Fransızcaya çevrilerek Fransa’da basılacaktı. Kafası bu işle meşguldü. Ölümden o kadar uzaktı ki... Tuncer Cücenoğlu, son anına kadar oyunlarıyla, tiyatroyla ve daha aydınlık bir Türkiye’de yaşama meselesiyle uğraştı, hiç vazgeçmedi uğraşmaktan ve öyle veda etti bize. Işıklar içinde yat Tuncer Ağabey, oyunların hep bizimle ama ben senin dost sesini, dost bakışlarını çok özleyeceğim...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle