19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ 1313 TEMMUZ 2019 CUMARTESİ Bozcaada’da caz artıkFestival, 1921 Temmuz tarihleri arasında izleyiciyle buluşacak ‘erişilebilir’ Son olarak Avrupa Caz Ağı’na katılan festival, bu sene iki önemli projeyle dikkat çekiyor. Engelli bireylerin iyi bir fes tival geçirmesi için özel bir danışmanlık alındığını ifade eden yetkililer, festivalin atıkları konusunda da çözüm üretiyor. Bozcaada Caz Festivali bu yıl 19 20 21 Temmuz tarihlerinde düzenlenecek. Sayılı günlerin kal bulacağız, bizce en büyük faydası bu olacak. Ağ içerisindeki diğer üyelerle yaratıcı, çağdaş cazı ve doğaçlama mü dığı festival bu sene, içerisinde Londra ziği korumak üzerine politikalar geliş Caz Festivali, Kopenhag Caz Festiva tirmek ve Avrupa’nın uluslararası caz li ve Bimhuis Amsterdam gibi 35 fark festivalleri takvimine girerek kültür lı ülkeden organizasyonların, kuruluş lerarası paylaşıma katkıda bulunmak ların ve girişimcilerin olduğu Avrupa en büyük isteklerimizden. Eylül ayın Caz Ağı’na katılmıştı. Festival sahne da İtalya’nın Novara şehrinde düzenle sinde ise Londra’dan çıkan ve çağdaş necek Avrupa Caz Konferansı’na üyesi cazın heyecan verici yeteneklerden bi bir festival olarak ilk kez katılacağız. ri olarak görülen davulcu Yussef Dayes, yerli isimlerden Birsen Tezer, blu ‘İki önemli proje’ es ve caz müziği Anadolu’nun tarihi n Bu sene festivalde geçmiş yıllar ile sentezleyen Erkan Oğur Anatolian da olmayan ne gibi yenilikler var? Blues Project gibi isimler yer alıyor. G.G: Bu sene sanatsal içerikler ve Bozcaada Caz Festivali kurucu ortak beden odaklı atölyeler, gastronomi et larından Gizem Gezenoğlu ve Allatur kinlikleri, söyleşiler, gösterimler ve ca Music kurucu ortaklarından Doğu keşif rotaları gibi müzik dışı disiplin kan Çokşeker ile festivali konuştuk. lerden oluşan Bozcaada Caz Festiva n Bozcaada Caz Festivali bu yıl Av li Keşif programına ek olarak bizi çok rupa Caz Ağı’na katıldı. Bunun festi heyecanlandıran iki proje var. vale faydası ne olacak? İlki, bu sene erişilebilir festival fik Gizem Gezenoğlu: Festival olarak, rini ortaya koymaya çalışıyoruz. Eri caz ve doğaçlama müzik türlerinde Av şilebilir Her Şey ekibinden Bozcaa rupa’daki kültür politikalarının tem da Caz Festivali’ne engelli bireylerin sil edildiği, senelik toplantılarda bilgi en doğru şekilde gelmelerini ve iyi bir ve deneyim alışverişinin yapıldığı, ça festival geçirmelerini sağlamak üzere lışan değişim programlarıyla kültürle danışmanlık alıyoruz. Bu danışmanlık rarası diyaloğun ve hareketliliğin des sadece 3 gün festival için değil aslında teklendiği bu ağ içerisinde vizyonumu tüm iletişimimiz ve fikrimize de yan zu ve deneyimimizi paylaşma zemini sıyor. Erişilebilir Her Şey ile bu sene Gizem Gezenoğlu nin festival iletişimlerine başladığımız zamandan itibaren, görmeyen ve işitmeyen bireylerin sosyal medya gönderilerimize erişebilmeleri için alternatif metinler ekliyoruz. Festival alanında tüm engelli gruplarının festivale katılımını sağlayabilmek için fiziki değişiklikleri gerçekleştirmek üzere çalışıyor aynı zamanda ekip olarak kendilerinden engel gruplarına göre kişilere nasıl yardımcı olabileceğimize dair eğitimler alıyoruz. Diğer yenilikse, festivalin destekçisi olan markalarımızla da geliştirdiğimiz fikirlerle festivalin geneline yaymaya çalıştığımız, üzerine en çok kafa yorduğumuz; festivalde atığımızı ne kadar daha aza indirebiliriz fikri oldu. Bu konuda özellikle plastik tüketimini azaltmak için girişimlerimiz var. İlk senesinden itibaren festivaldeki fiziki Doğukan Çokşeker üretimlerimizin neredeyse tamamını “upcycle” olarak üretiyorduk. Atığımızı en aza indirmeyi geliştirdiğimiz fikirleri bu sene seyircilerimizle birlikte biz de ilk defa deneyeceğiz. ‘Genç festival’ n Gençler Bozcaada Festivali’ne neden gelmeli? Doğukan Çokşeker: İlk olarak ilham almak için. Bozcaada Caz Festivali, caz müziğinin açık havada, Bozcaada’nın doğasıyla birleşmesi fikrinden ortaya çıkmış olan bir festival. Festivalin hem kurgusu hem de kendisi genç. Aynı zamanda genç bir ekibin yaratı gücünü ortaya koyduğu enerjisi yüksek bir iş. Bunları yan yana koyduğumuzda, caz müziği eşliğinde farklı deneyimler yaşamak isteyen genç dinleyiciler için doğru bir adres. Gezici Kadın Filmleri Festivali, Diyarbakır’ı ödüllü yapımlarla buluşturacak 14 ilçede kadın filmleri... ENKA’da Fazıl Say gecesi Fazıl Say ENKA’nın daimi sanatçısı, dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, 31. Yıl Açıkhava Buluşmaları’nda dinleyicileriyle buluşuyor. Gelenekselleşen Fazıl Say ENKA konseri, 17 Temmuz Çarşamba akşamı saat 21.15’te Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu’nda verilecek. Say, resitalde prömiyeri geçen sene Çanakkale’de yapılan “Truva Sonatı” ile seyircileri selamlayacak. 31. Yıl ENKA Kültür Sanat Açıkhava Buluşmaları’nın 4 Eylül’e kadar devam edecek etkinlik programı için ENKA’nın sosyal medya hesapları takip edilebiliyor. l Kültür Servisi Diyarbakır’da düzenlenecek “Gezici Kadın “Film Günleri”, 13 19 Temmuz arasında, Diyarbakır’ın 14 ilçesinde izleyiciyle buluşacak. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Ortadoğu Sinema Akademisi ve Mezopotamya Sinema Akademisi’nin organize ettiği gösterimler kapsamında Merkez Sur, Bağlar, Yenişehir, Kayapınar, Kocaköy, Eğil, Dicle, Çınar, Hazro, Ergani, Silvan, Lice, Kulp ve Bismil ilçelerinde 4 ayrı film izlenebilecek. İşte gösterim programı 13 Temmuz 20.30’da Silvan ilçesinde bulunan Kinya Navin Parkı’nda yönetmenliğini Çağla Zencirci ve Guilloume Glovanetti’nin yaptığı “Sibel” filmi,13 Temmuz 20.30’da Eğil ilçesinde bulunan Eğil Meydan’ında yönetmenliğini Vuslat Saraçoğlu’nun yaptığı “Borç” ve Kocaköy ilçesinde bulunan Köşem bahçesinde “Sibel” filmleri, 14 Temmuz’da 20.30’da Ergani ilçe sinin Orman Parkı’nda ve Dicle ilçesinin belediye parkında yönetmenliğini Emine Emel Balcı’nın yaptığı “Nefesim Kesilene Kadar” adlı filmi,16 Temmuz 20.30’da Çınar ilçesinin Nu Jiyan Parkı Amfi Tiyatrosu’nda “Nefesim Kesilene Kadar”, Bismil ilçesinin Kardeşlik Parkı’nda ve Lice İlçesinin Ceylan Önkol Parkı’nda “Sibel” adlı filmler. 17 Temmuz 20.30’da Hazro ilçesinin İşkar Mahallesi’nde “Sibel” ve Kulp ilçesinin Merkez Yeni Mahalle Halı Saha Kompleksi’nde yönetmenliğini Banu Sıvacı’nın yaptığı “Güvercin” filmleri. 18 Temmuz 20.30’da Sur ilçesinde bulunan Ben u Sen Parkı’nda “Borç” ve Bağlar ilçesinin Bağcılar Mahallesi’nde bulunan Newroz Parkı’nda ise “Sibel” filmleri. 19 Temmuz saat 20.30’da Kayapınar ilçesinde bulunan Tema Parkı’nda “Nefesim Kesilene Kadar” ve Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’nda “Güvercin” filmleri izlenebilecek. Joss Stone İstanbul’u salladı İngiliz soul ve R&B şarkıcısı, söz yazarı Joss Stone, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 26. İstanbul Caz Festivali kapsamında hayranlarıyla buluştu. Dünya müziğinin en özgür ruhlu sanatçılarından biri kabul edilen Grammy ödüllü şarkıcı Volkswagen Arena’da sahne aldı. Stone sahnede, “Spring” şarkısından önce şarkının isminin Türkçe karşılığını seyircilere sorarak, “İstanbul’da olmaktan dolayı çok mutluyum. Burası dünyadaki favorim olan yerlerden biri. Burada olmak çok güzel. Keşke şimdi sizinle Türkçe konuşabilseydim” dedi. Şarkı sırasında izleyicilerin arasına inen Stone, şarkıyı sevenleriyle birlikte söyledi. l AA bir tavsiyedir Merhum Saadettin ve merhume Fahrünnisa Ozil’in kızı, Merhume Birsen Özdemiroğlu, TaluZerrin Emiroğlu, merhume Refternaz Narter, HamitGüler Fişek, CemŞeyda Ozil’in kuzenleri, ülkemizin konservasyon ve restorasyon alanındaki ilk duayeni, çok sevgili arkadaşımız, Vefat Fatma Revza Ozil’i kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Merhumeye rahmet, ailesi ve arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz. Merhumenin cenazesi 13 Temmuz 2019 Cumartesi günü (bugün), Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde kılınacak ikindi namazına müteakip defnedilecektir. Suna ve İnan Kıraç Thomas More’un ‘Utopia’sı Hepsi de başucu kitaplarımızdan olması gereken Platon’un Devlet’i, Campanella’nın Güneş Ülkesi, Bacon’un Yeni Atlantis’i, Jean Baby’nin En Güzel Dünya’sı, Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya’sı gibi, Thomas More’un Utopia’sı eski, köhnemiş yaşam yerine yeni bir yaşam, yeni bir dünya yaratma arayışıdır. Eşitsizliği, köleliği sürdüren toplumsal kurumların değiştirilmesi isteğidir. “Barış Avrupa krallarının umurunda değildir. Onlar kan dökerek ülkeleri ele geçirirler sadece. Kralların danışmanları ise daha yüksek mevki kapmaktan keselerini altınla doldurmaktan başka bir şey düşünmeyen beş para etmeyen dalkavuklardır” diyen More’un ütopyası bir arayıştır. Düşünceden dönmemek Tüm insanların eşit olduğu bir yaşam düşlemiş ve düşüncelerinden ölümü pahasına dönmemiştir More. Kral VIII. Henry’nin 6 Temmuz 1535 sabahı idam ettirdiği bu büyük ütopist, “Her dürüst yurttaş her şeyden önce kendi ruhuna kendi vicdanına saygı göstermelidir” diyerek bağışlanma isteğinde bulunmamıştı. Ülkedeki yoksulluğun nedeninin “Bal vermez arılara benzeyen soylular” olduğunu söyler, zenginlerin bencilliğinin yasalarla önlenmesi, memleketin zenginliğinin eşit dağıtılması gerektiğini belirtir More. Şöyle düşünür: “Toplum her insana eşit bir güvenlik sağlamalıdır... Kralın en kutsal görevi kendinden önce halkın mutluluğunu düşünmektir. Zorba kralın tahtta oturmaya hakkı yoktur. Halkın acıları iniltileri ortasında keyif sürmek krallık değil zindan bekçiliği demektir.”  Ütopya adasında yaşam More’un 1516’da bir roman olarak yayımladığı Utopia, nerede olduğu bilinmeyen bir adadır. Adadaki adaletli, eşitlikçi bir düzen tasarımıdır anlatılan. Ütopya’da öğretmenler çocuklara yalnızca bilgi vermezler. Onlara önce doğru düşünmeyi öğretirler. Hem toplumsal hem kişisel mutluluğa varmak isteyen Ütopyalılar için hoş yaşamak dünyanın tadını çıkarmak iyi bir şeydir. Hem kendileri hem de başkaları için diye düşünürler. Bütün insanlar yaşamın sevinçli sofrasına ortakça oturmalı ve dünyanın tadına varmalıdır. Ütopya’da hiç kimsenin malı mülkü, parası yoktur, ama geçim derdi de yoktur. Kendisinin ve gelecek kuşakların kaygısını duymadan mutludur insanlar. Ütopya’da acılar ve haksızlıklar ortadan kaldırılmıştır. İnsanlar eşit ve özgür yaşarlar. Kralın baskıları, soyluların lüks tutkusu, savaş naraları atan dinsel baskılar yapan yöneticiler yoktur. More’un Utopia’sı bir özlemiyle biter: “Ütopya devletinin birçok özelliklerini bizim kentlerimizde görmeyi isterdim. Bir umuttan çok bir dilektir bu.”   Ütopyan nerede? Bugün egemenmiş gibi görünen ütopyasızlık bireyden bireye, toplumdan topluma değişir. Kimi insanın düş kurmaktan bile uzaktır yaşamı. Kimi insansa dünyaları fethetmeye, evrenin gizlerine ulaşmayı hedefler. Bugünün küreselleşti denilen dünyasında insanlık sanal bir dünyaya hapsedildi. Bu sanallık aynı zamanda mistisizmi, magazini, şiddeti, uyuşturucuları, fantastikliği içererek insanların gününün 24 saatini tutsak aldı. İnsani bir edim olan imgelem dünyasının yerini eski çağlarda kalmış olması gereken cinler, periler, düşsel yaratıklar ya da teknolojik olanaklarla üretilen yapay kahramanlar aldı. Atatürk’ün “Bugün, ufukta güneşin doğduğunu nasıl görüyorsam, uzakta bütün Doğu uluslarının uyanışını da öyle görüyorum” sözünü ve bunun Afrika’nın, Asya’nın, Latin Amerika’nın birçok toplumunda yankısını bulmasını anımsayınca “Ütopyan nerede insan” sorusu geldi aklıma. Ne demişti 20. yüzyılın büyük ütopisti Che, “Gerçekçi ol, olanaksızı iste!” Beylikdüzü’nde klasik müzik coşkusu... Beylikdüzü Belediyesi’nin bu yıl beşincisini düzenlediği Beylikdüzü Klasik Müzik Günleri, 16 Temmuz’da Cihat Aşkın & Aşkın Ensemble’ın “Vadide Vals Adımları” konseri ile başlıyor. Festival bu yıl “Türk Bestecileri” ana temasıyla 1620 Temmuz tarihleri arasında Yaşam Vadisi’nde düzenlenecek. Beylikdüzü Klasik, 17 Temmuz’da ünlü piyano sanatçısı Gülsin Onay’ı ağırlayacak. Beylikdüzü Gençlik Senfoni Orkestrası ise 19 Temmuz’da konser verecek. Beylikdüzü Klasik, 20 Temmuz akşamı “Kuvayi Milliye’den Kurtuluş’a” adlı gala konseriyle sona erecek. l Kültür Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle