19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 1 TEMMUZ 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İlknur filiz HABER Iftira at, tahliye ol!TerörpropagandasındantutuklananYılmaz’dan,etkinpişmanlıkiçinCHP’yeçamuratmasıistendi: Cavit Yılmaz isimli şahıs, terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklandı. İddiaya gö re MİT personelleri ve Terörle Mü cadele (TEM) polisleri tutuklu bulu nan Yılmaz ile defalarca kez görüş tü. Yılmaz ile gerçekleştirilen bir gö rüşmede ise, “DHKP/C terör örgütü ne bağlı Gençlik Dernek leri Federasyonu’nun yaz kamplarına hangi beledi yenin otobüsleriyle gitti SEYHAN AVŞAR niz? Ataşehir, Şişli ve Beylikdüzü belediyelerinin size olanak sunduğunu bi liyoruz. Bunlar istihbarat raporların da da var. İfadende şu belediye bize şu kadar para verdi demen yeterli. Daha sonra rahat yaşarsın” denildiği iddia edildi. Yılmaz, TEM polislerinin iste diği çok sayıda kişi ve kurum hakkın da ifade verdi. Etkin pişmanlık hüküm lerinden yararlanarak tahliye edildi. Almanya’ya kaçan Yılmaz, Alman poli sine verdiği ifadesinde Türkiye’de teh Terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanan Cavit Yılmaz, kendisini cezaevinde ziyaret eden MİT elemanları ve TEM polislerinin, CHP aleyhine ifade vermesini istediklerini ve “sonra rahat yaşarsın” dediklerini söyledi dit, baskı ve psikolojik işkence sonucu etkin pişmanlıktan yararlandığını söyledi. Yılmaz’ın gizli tanık sıfatıyla kaç kişi ve kurum hakkında beyanda bulunduğu merak konusu olurken, olay Türkiye’deki gizli tanık sistemini tekrar tartışmaya açtı. İfade verdi, tahliye edildi Cavit Yılmaz, 30 Haziran 2017 tarihinde evine düzenlenen operasyon ile gözaltına alındı. Hakkında daha önce, “terör örgütü üyeliği” suçundan verilen hapis cezası bulunan Yılmaz bu kez sosyal medya üzerinden, “Terör örgütü propagandası” yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. İddiaya göre Yılmaz, tutuklu kaldığı Şakran Cezaevi’nde MİT çalışanları ve TEM polisleri tarafından de falarca kez ziyaret edildi. Yılmaz’a bazı kişiler ve kurumlar hakkında ifade vermesi halinde rahatlıkla tahliye edileceği söylendi. Yılmaz çok sayıda kişi ve kurum aleyhinde ifade vererek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandı. Cezaevinden tahliye edilen Yılmaz yurtdışına kaçtı. ‘Rahat yaşarsın’ Yılmaz, Almanya’da polise verdiği ifadesinde Türkiye’de baskı altında ifadeler verdiğini ve gizli tanık olduğunu anlattı. Yılmaz ifadesinde gözaltında olduğu sırada Atakan isimli bir polisin kendisini görmeye geldiğini belirterek bu polisin, “DHKP/C terör örgütüne bağlı Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun yaz kamplarına han gi belediyenin otobüsleriyle gittiniz? Ataşehir, Şişli ve Beylikdüzü belediyelerinin size olanak sunduğunu biliyoruz. Bunlar istihbarat raporlarında da var. İfadende şu belediye bize şu kadar para verdi demen yeterli. Daha sonra rahat yaşarsın” şeklinde bir konuşma yaptığını aktardı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın teröristlerce makamında şehit edilmesine ilişkin görülen dosyada da gizli tanık olması için kendisine baskı yapıldığını iddia eden Yılmaz, MİT, polis ve gizli tanık üçgeninde yaşadıklarını anlattığı bir yazıyı da mahkeme dosyasına gönderdi. Yılmaz, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istinabe yoluyla ifadesinin alınmasını istedi. Yılmaz, mahkemeye yazdığı yazıda verdiği ifadelerle çok sayıda kişiyi mağdur ettiğini belirtti. MİT Ve Emniyet’in yoğun çabasına karşın Yılmaz’ın Alman polisine verdiği noter onaylı ifadelerin dava dosyasına girmesine engel olamadıkları öğrenildi. l İSTANBUL Atabeyler kumpası davasında sanık olan Eren, Adalet Bakanlığı’ndan aylardır gelmeyen yanıtı bekliyor Murat Yüzbaşı adalet arıyor 2006 yılında Atabeyler kumpasıyla hedef alınan FETÖ’cü hâkimlerce yargılanan Pilot Yüzbaşı Murat Eren, TSK’deki görevine geri dönmek için 13 yıldır süren davalarda hakkını arıyor BARIŞ TERKOĞLU FETÖ’nün TSK’ye kurduğu Atabeyler kumpası davasında sanık olan Murat Eren’in hukuk mücadelesi bitmedi. Yarın görülecek duruşmada Adalet Bakanlığı’nın aylardır gelmeyen yanıtı bekleniyor. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görev yapan Pilot Yüzbaşı Murat Eren, 2006 yılında Atabeyler kumpasıyla hedef alınmıştı. İsimsiz bir ihbar postası ile başlayan operasyonun sonunda dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a suikast, örgüt üyeliği, devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklamak, izinsiz patlayıcı madde bulundurmakla suçlandı, tutuklandı. Örgüt ve suikast suçlamalarından beraat eden Eren, diğer suçlamalardan aleyhindeki delillerin sahteliği kanıtlanmış olmasına rağmen ceza aldı. Eren hakkında iddianame bile düzenlenmeden YAŞ kararıyla ordu ile ilişiği kesildi. FETÖ’den atıldılar Kumpas davalarında ilk hapsedilen subay olan Eren, üç kez tutuklanıp bırakıldı. Toplam dört sene cezaevinde kaldı. Eren aleyhinde karar veren savcı ve hâkimler FETÖ bağlantıları nedeniyle meslekten atıldı. Eren, 15 Temmuz darbe girişiminden bir ay sonra, 17 Ağustos 2016 tarihinde infazı durdurularak serbest bırakıldı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi 20 Aralık 2016 tarihinde Eren’in yeniden yargılanmasına karar verdi. Ancak buna rağmen üç yıldır duruşma günü vermedi. Buna ek olarak mahkemeler arasındaki yetki karmaşası da bitmedi. Askeri mahkemeden aldığı ceza için de verilen yargılamanın yenilenmesi kararı Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Bu mahkeme de yetkisiz olduğu gerekçesiyle yargılama yapmayı reddetti. Adalet Bakanlığı’na “kanun yararına bozma” istemiyle gönderilen dosyaya bakanlıktan da bir türlü yanıt gelmedi. 13 yıldır adalet arayan Eren’in duruşması yarın. Bakanlıktan beklenen yanıtın gelmesi durumunda Murat Eren yeniden yargılamada ilk kez mahkeme önüne çıkarak savunma yapacak. Yanıtın gelmemesi 13 yıllık adalet arayışını daha da uzatacak. TSK’ye dönmek istiyor Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ordudaki pilot açığını konuşurken pilotları eğiten Murat Eren görevine dönmek istiyor. Eren, cezaevinden çıktığı gün şunları söylemişti: “Vatansever, Atatürkçü ve devletçi bireyler olarak yetiştirildik. Tabii ki vatan bize ‘gel şu görevi yap’ derse kabul ederim. Ben uçuş hocasıyım aynı zamanda. Uzun süre ara verdim ama inanıyorum ki çok pilotları yetiştirebilecek yetim hâlâ devam ediyordur. Gönlüm ister bir an önce uçuşa dönmeyi. Kırgın değilim, devlete küsülmez. İçimde o üniforma aşkı hiç sönmedi benim. Ben hep subay kimliğimi taşıdım, Atatürk’ün askeriyim.” Erdoğan’dan Japonya’da FETÖ uyarısı G20 Zirvesi için Japonya’da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Japonya’da FETÖ’ye bağlı okul ve dernekler hâlâ faaliyet gösteriyor. PKK neyse DHKPC neyse FETÖ de odur, bunların birbirinden hiçbir farkı yoktur” dedi. Japonya’daki programına devam eden Erdoğan dün Kyoto şehrinde bulunan Tofukuji Tapınağı’nda Ara Güler Sergisi’nin açılışını yaptı. Açılışta konuşan Erdoğan, “Ara Güler’in fotoğraf sergisinin açılışını yapmak şahsım için de gurur kaynağıdır. Böylece her iki halkın birbirini daha iyi tanımasını, tarihi, kültü rel ve beşeri birikimlerinden daha fazla istifade etmesini sağlayacağız. Bu vesileyle Türkiye’den Japonya’ya, Japonya’dan Türkiye’ye geliş gidişler artacaktır. Turizm canlanacaktır diye inanıyorum. 90 yıllık ömründe Ara Güler’in çektiği fotoğraflar İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin adeta görsel hafızasını oluşturmaktadır” dedi. Japonya’nın Nagoya kentinde bir başkonsolosluk açılacağını ifade eden Erdoğan, gelecek yıl nisan ayından itibaren THY’nin Osaka Kansai Havalimanı’ndan İstanbul seferlerine başlayacağını söyledi. l Haber Merkezi TBMM’de yoğun gündem YARKADAŞ’TAN HAZİRAN RAPORU: 1 ayda 66 gazeteci hâkim karşısında Eski CHP milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş, 23 Haziran tarihine kadar, gazetecilerin ağır baskı koşulları altında çalıştığını kaydetti. Yarkadaş, her ay düzenli olarak yayımladığı “Medyaya Yönelik Hak İhlalleri Raporu”nun haziran ayına ilişkin verilerini açıkladı. Yarkadaş, 23 Haziran seçimleri öncesi medyaya yoğun bir baskı uygulandığını söyleyerek “İktidar başarılı olamadı. Zor koşullar altında yayın hayatını sürdüren muhalif medya, AKP’nin kamu bankası destekli gazete ve TV’lerinin ideolojik hegemonyasına son verdi. AKP hem sandıkta hem de medyada bozguna uğradı” dedi. Raporunu 366 gündür Silivri Cezaevi’nde tutulan CHP PM üyesi Eren Erdem’e ithaf ettiğini belirten Yarkadaş, “Erdem, siyasi kimliğe sahip bir gazeteciydi. Yazdığı dokuz kitap ve yayımladığı  gazete yüzünden iktidarın hedefi haline geldi. Şimdi ise düşüncelerini ifade etmenin bedelini ağır bir biçimde ödü yor. Erdem’in dosyası İstinaf Mahkemesi’nde olmasına rağmen henüz kapağı bile açılmadı. Erdem, 366 gündür kaldığı cezaevinde ciddi sağlık sorunlarıyla boğuşuyor. Serbest bırakmak için neyi bekliyorlar” diye sordu. Türkiye cezaevlerinde 150’ye yakın gazetecinin bulunduğunu vurgulayan Yarkadaş, “Haziran ayına ilişkin veriler bu söylediklerimizi kanıtlıyor. Haziranda 13 gazeteci gözaltına alındı; 66 gazeteci hâkim karşısına çıktı. 5 gazeteciye 11 yıl 7 ay hapis cezası verildi. 3 gazeteci hakkında dava açıldı. 27 gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı. 1 gazeteci cezaevine teslim oldu; 1 gazeteci saldırı ve darba maruz kaldı. 1 yönetmene 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. 1 gazetecinin köşe yazısı engellendi. 1 gazetecinin 2 tweeti’ne erişim engeli getirildi. 1 gazeteciye 500 TL para cezası verildi, 1 gazeteci ifade verdi” ifadelerini kullandı. l İç Politika TBMM’de, sporda şiddet ile tapu ve imar yasalarında değişiklik yasa teklifi görüşmeleri yapılacak TBMM Genel Kurulu’nda spor da şiddete karşı yeni önlemleri içeren yasa teklifi ile birlikte ta pu ve imar yasaların da değişiklik yapılma sına ilişkin mesai ya pılacak. TBMM Genel Kurulu’nda bu haf ta sporda şiddet yasa teklifi ele alınacak. Teklifin yasalaşmasının ardından tapu yasasına ilişkin yasa teklifi görüşmelerine geçilmesi bekleniyor. Sporda şiddete karşı yeni önlemleri içeren teklife göre, müsabaka öncesinde, esnasında veya sonrasında taraftarların sürekli veya geçici olarak gruplar halinde toplandıkları yerler, müsabakanın yapılacağı yere gidiş ve geliş güzergâhları, takım veya taraftarların toplu olarak seyahat ettikleri araçlar ya da takımların kamp yaptığı yerler, “spor alanı” tanımı içerisine alınacak. lecek. Tapu işlemlerine fotoğraf yapıştırılması düzenlemesi, bürokrasinin ve kırtasiyeciliğin azaltılması amacıyla yürürlükten kaldırılacak. Belediye ve mücavir alanlar içinde veya dışındaki iskân dışı alanlarda yapılacak tarımsal amaçlı seralar, entegre tesis niteliğinde olmamak ve ilgili il tarım ve orman müdürlüğünden uygun görüş alınmak koşuluyla yapı ruhsatı aranmadan yapılabilecek. TBMM’de komisyon çalışmalarında da yoğun bir gündem bulunuyor. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Göç ve İmar yasası ele alınacak Uyum Alt Komisyonu’nda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Uluslararası İşgücü Ge Tapu ve imar yasasında de nel Müdürü Sadettin Akyıl din ğişiklik teklifine göre, taşınmaz lenecek. Güvenlik ve İstihbarat mülkiyetinin devrini amaçla Komisyonu’nun basına kapalı yan sözleşmeler, tarafların fark gerçekleştirilecek toplantısında, lı tapu müdürlükleri veya yurtdı Devlet İstihbarat Hizmetleri ile şı teşkilatında bulunmaları ha Güvenlik ve İstihbari Nitelikteki linde, taraf iradeleri resmi gö Faaliyetlere İlişkin 2018 Yılı Ra revliler tarafından ayrı ayrı alı poru görüşülmeye devam edile narak, sözleşme tamamlanabi cek. l ANKARA / Cumhuriyet Uygar sevgi ilkel öfkeyi yenerken... İstanbul seçiminin elbette çok bileşeni var. Ekonomik sıkıntılar, artan işsizlik, açık ayrımcılık vb. pek çok bileşeni var. Ama dikkate değer bir psikolojik niteliği var ki göz ardı edilemez. AKP’nin kuruluşundan Tek Adam iktidarına kadar uzanan 17 yılda “halkın hizmetkârlığı”ndan “buyurgan despotluğa” geçildi. Mütevazı aile evinden Saraylara yükselen bir debdebe yaşandı. Halka uzanan el, yukarıdan sallanan öfkeli parmağa dönüştü. Eşitlikçi dil, paylayanazarlayanaşağılayan sese yükseldi. “Öfkeli reis”e bunları hiçbir yakını söyleyemezdi. Bunları söyleyen muhalifler ise “düşman”dı. Bu “ilkel öfke” giderek her yetkiyi kendisinde topladığı için de ağır cezaları göze almadan hiç kimse bir şey söyleyemez oldu. Bu toplumsal birikim zaman zaman patladı, ama örgütlü bir mücadeleye dönüşemedi. İşte, İstanbul yerel seçiminde iktidar bir yanlış yaptı. Belediye başkanı seçimini kabul etmedi. Her türlü baskıyı, her türlü yasadışı işleri göze alarak YSK eliyle bu seçimi yenileme kararı aldırdı. İşte bu seçimde “uygar sevgi”, Ekrem İmamoğlu olarak karşılarına çıktı. “Uygar sevgi” ile “ilkel öfke” çatıştı. “İlkel öfke” yenilmekle kalmadı, nakavt oldu. Ringin ortasına serildi. Hakemin 10 sayısını bırakın, 80’e kadar saymasına karşın yerden kalkamadı. Anlayamadınız değil mi? Hâlâ anlayamıyorsunuz. “İlkel öfke”nin yenildiğini hâlâ anlayamıyorsunuz. Öfkenizi sürdürüyorsunuz. Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığına hangi engelleri koyacağınızı düşünüp duruyorsunuz. Yapacağınız her şey daha da aleyhinize olacak. İlkelsiniz ve ilkel kalmakta direniyorsunuz. Uygar sevgi kazanıyor Görüyorsunuz, “uygar sevgi” kazanıyor. Genç bir adam. Güler yüzlü. Hep olumlu şeyler söylüyor. “Yerlere çöp atmayın” diyor. “Kucaklaşın, birbirinizi sevin” diyor. İstanbul’u uygar bir kent yapmaya kararlı. “İstanbul Gönüllüsü” olun diyor. Gönüllülük istiyor. “16 milyon insanın hepsi için paylaşalım” diyor. Çıkarcı, fırsatçı açıkgözlüğün yerine “ortak paylaşımcı” bir toplumu tanımlıyor. Gizlilik, karanlık, yolsuzluk yerine “şeffaf, denetlenen, hesap veren yönetim” getiriyor. Yukarıdan öfkeyle sallanan parmak yerine, “toplumu kucaklayan kollarını açıyor”. Alışık değilsiniz değil mi, buyurgan iktidar çetesi? Siz de alışık değilsiniz inanç sömürüsünün köleleri? Ama alışacaksınız bu uygarlık çağrısına. Ve eminim çok seveceksiniz. İnsanca eşitliği çok seveceksiniz. İnsanca paylaşmayı çok seveceksiniz. Sadaka yerine emeğinizin karşılığını almayı çok seveceksiniz. Hırsızlara katlanmak yerine dürüst insanlarla olmayı çok seveceksiniz. Bu toplum, uzun yıllar sonrasında ilk kez, sevgiyle buluşmak nedir görecek. Bu ülke, uzun yıllar sonrasında “bir lideri sevmek neymiş”i yaşayacak. Bu ülke tarihinde ilk kez bir önderi en heyecanlı sevgiyle sevmişti: Mustafa Kemal Atatürk. Hâlâ, hiç kimse bu sevgiye erişemez. Bu ülke Bülent Ecevit’i de çok sevmiştir. Kabul edilen, saygı duyulan liderler olmuştur ama sevilen lider başka bir şeydir. Bu toplum evrensel uygarlık yolunu Atatürk’le tanımış, onun yolunda bu erdemi yaşamıştır. Cumhuriyet sevgisi, Atatürk’ün eşsiz yapıtıdır. Bülent Ecevit, “demokrasi sevgisi”ni tanıttı, yaşattı. İsmet İnönü, istikrarı, barışı, ihtiyatı tanıttı. Şimdi Ekrem İmamoğlu, “uygar sevgi” ile gönülleri fethetti. En karşıt yörelerde, oy vermeyeceğini anladığı yerlerde bile, “sizin oyunuzu değil, sevginizi istiyorum” dedi. Bu sözlerdeki büyüyü “ilkel öfkeliler” anlayamaz. “Uygar sevgi”, “ilkel öfkeyi” yendi. Hep yenecek. Hep yenecek. Hep yenecek...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle