19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER 57 HAZİRAN 2019 CUMA CÖHZPE’LLİ: Kapı İstanbulluların yüzüne kapatılmıştır LEYLA KILIÇ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Ekrem İmamoğlu’nun yüzüne kapatılan kapı İstanbulluların yüzüne kapatılan kapıdır” dedi. Özel, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısıyla gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turu dönüşü Ordu Havalimanı’nda VIP salonuna alınmamasına ilişkin konuşan Özel, “İmamoğlu’nun Trabzon’a gidişinde VIP’te karşılanmasından Süleyman Soylu ciddi bir rahatsızlık duyup ‘Bu kapıdan geleceğini duydum. Gelemez de geçemez de’ diyerek ileride yaşanacak rezilliğin işaretini vermişti. Süleyman Soylu, milletvekili olma dan önce o salonlarda bulunduğu halde şimdi nasıl oluyor da İmamoğlu’na o salonun kapısını kapatabiliyor” dedi. İmamoğlu’nun Trabzonlu bir ailenin mütevazı bir çocuğu olduğunu belirten Özel, “İmamoğlu ne VIP salonlarına muhtaçtır ne de meraklıdır. Birileri gibi konvoylarla gezmez. Ekrem İmamoğlu’nun yüzüne kapatılan kapı İstanbulluların yüzüne kapatılan kapıdır. Ordu Valisi o kapıdan İmamoğlu’nu sokmayarak İstanbul’daki 16 milyon İstanbullunun Ekrem İmamoğlu üzerinden gönlünü ve hatırını kırmıştır. Bu yaşananlar Süleyman Soylu’nun seviyesini göstermiştir. Bu haksızlığı ve mağduriyeti İstanbulluların vicdanına havale ediyoruz” diye konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seslenen Özel, “Sayın Bahçeli’ye şunu sormak istiyorum. 5 Mayıs günü karar açıklanmadan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararı çıkmadan ‘Bu seçim iptal edilmelidir. İptal edilmesi durumunda mitili İstanbul’a sereceğim’ dediniz. 5 Mayıs’tan bu yana 32 gün geçti. Sadece 11 Mayıs akşamı birkaç saatliğine o da MHP teşkilatına iftar sermek için geldiniz. Bu nasıl mitil sermek? Kim dedi ki ‘İstanbul’a gelirsen zarar verirsin.’ Bu nasıl ittifak ki ittifak ortağınız sizden utanmaktadır. İttifak ortağının ‘İstanbul’a ayak basma, sokağa çıkma, propagandanın bir parçası olma’ dediği birisi bunu içine nasıl sindirmektedir? Gerçek milliyetçiler yolunu çoktan MHP’den ayırdılar” diye konuştu. İmamoğlu’nun Karadeniz’de coşkuyla karşılandığını kaydeden Özel, “İmamoğlu’nun Karadeniz’de büyük bir çoşkuyla karşılanması, birilerinin kimyasını bozdu. Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’yla başlayan ve Trabzonlu olmasından yola çıkarak ‘Pontus’ benzetmeleri iktidar partisinin bu ülkeyi birleştirebilecek bir dili terk ettiğini, İstanbul’u kucaklamasının da mümkün olmadığını gösteriyor. Trabzon meydanındaki görüntüler hem Esenler Belediye Başkanı’na hem de Süleyman Soylu’ya verilen en iyi cevaptı” diye konuştu. Hükümete yakın AKİT TV’de Türk askerine yönelik hakaret içeren açıklamalarda bulunan Murat Alan’a ve yaptığı açıklamalara karşı bir eleştiride bulunmayan iktidara seslenen Özel, “Cumhurbaşkanı AKİT’e karşı susuyorsa edilen hakaretlerin ortağı demektir” dedi. l İSTANBUL Saray, Meclis’i 4’e katladı AKP’nin yeni sistemle TBMM’nin daha da güçleneceği tezi çöktü, yasa çıkarmada Meclis, Saray’ın gerisinde kaldı. 1 yılda Saray 1880 maddelik düzenleme yaparken Meclis 503 maddede kaldı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni sistemin yürürlüğe girdiği 1 yılda 37 kararnameyle 1880 mad delik düzenleme çıkarırken TBMM, uluslararası anlaşmalar da hil 32 yasa önerisiyle yal nızca 503 maddelik deği şiklik yapabildi. Yeni sis emine kaplan temle hükümetin Meclis’e yasa tasarısı göndermesi uygulaması kaldırıla rak milletvekillerine yasa önerisi ver me yetkisi getirildi, ancak bu da teoride kaldı. Muhalefet milletvekillerinin ver diği yasa önerileri komisyonların gün demine bile alınmazken, AKP’li millet vekillerinin verdiği yasa önerileri de hükümetten gelen metinlere imza at mak şeklinde oldu. Parlamenter sistemin yerine AKP MHP ittifakıyla getirilen ve 16 Nisan 2016 tarihinde yapılan referandum la kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hü kümet Sistemi, birinci yılına yaklaşı yor. Yeni sistem, 24 Haziran 2018’de yapılan Cumhurbaşkanlığı ve ge nel seçimin ardından Cumhurbaşka nı Erdoğan’ın 9 Temmuz 2018’de ye min etmesiyle yürürlüğe girmişti. Bu süreçte Erdoğan’ın da zaman zaman “tıkanıklık ve eksiklikler” olduğu yö nünde yakınmalarda bulunduğu yeni sistemle ilgili tartışmalar hiç bitmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP yöne ticilerinin anayasa değişikliği sürecin de dile getirdiği “yeni sistemle birlik te yasama daha etkin ve güçlü olacak, yasama, yürütme ve yargı arasında ki kuvvetler ayrılığı daha belirgin hale gelecek” tezi yaşama geçirilemedi. Saray hızlı çıktı 1 yıllık süreçte yeni sistemin en tartışmalı konularından biri olan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma yetkisi kapsamında Erdoğan, 1880 maddelik 37 kararname çıkardı. İlk kararnameler yeni sistemin yürürlüğe girmesinden 1 gün sonra 10 Temmuz’da yayımlandı. Bugüne kadar çıkarılan kararnamelerde daha bir ay bile geçmeden değişiklikler yapılması dikkat çekti. İzleyen günlerde de yeni kararnamelerle önceki kararnamelerde çok sayıda değişiklik yapıldı. Yeni sistemle birlikte “daha etkin ve güçlü olacağı” söyleminin sık sık kullanıldığı TBMM’de ise 1 yıla yaklaşan sürede 11 uluslararası anlaşma dahil 503 maddelik 32 yasa önerisi kabul edildi. Kabul edilen yasa önerilerinin çoğunluğu da “torba teklif” olarak Meclis gündemine getirildi. Meclis, yeni sisteme geçildiği ilk aylarda gündemde yasa önerisi bulunmadığı, daha sonra da 31 Mart yerel seçimleri nedeniyle çalışmalarına ara verdiği için etkin olarak çalışamadı. Yeni sistemi savunanların en büyük argümanlarından biri “Artık iktidardan Meclis’e yasa tasarısı gelmeyecek, milletvekilleri yasa teklifi verecek. Kuvvetler ayrılığı daha güçlü olacak” teziydi. Ancak bu süreçte Meclis’ten geçen 32 yasa önerisi için AKP’li milletvekilleri, hükümetten gelecek teklif metinlerini bekledi. Bakanlıklarda oluşturulan ve kabine toplantılarında görüşülmesinin ardından AKP grubuna gönderilen metinler, üzerinde çalışma yapıldıktan sonra milletvekillerinin imzasına sunuldu. Birçok AKP’li milletvekili, altına imza attığı yasa önerisinde neler öngörüldüğünü kendileriyle yapılan toplantılarda öğrendi. Muhalefet milletvekillerinin verdiği yasa önerileri ise gündeme bile alınmadı. l ANKARA AKP’Lİ ÖMER ÇELİK’TEN DİKKAT ÇEKEN ‘İMAMOĞLU’ PAYLAŞIMI Adana’nın İmamoğlu ilçesine giden AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in “Bereketli topraklarda #İmamoğlu yolu...” paylaşımı sosyal medyada gündem oldu. AKP’lilerin, YSK’nin iptal kararıyla mazbatası elinden alınan İstanbul’un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adını kullanmamaya çalıştığı bu dönemde, AKP’li Çelik, Ramazan Bayramı dolayısıyla gittiği Adana’nın İmamoğlu ilçesinde bulunan ayçiçeği tarlalarında çekilen fotoğraflarını Twitter’da “Bereketli topraklarda #İmamoğlu yolu...” ifadeleriyle paylaştı. Çelik’in bu paylaşımı, İmamoğlu ile ilişkilendirilmesi nedeniyle sosyal medyada gündem oldu. Bazı sosyal medya kullanıcıları, “Ömer Bey siz de mi #HerŞeyÇokGüzelOlacak diyorsunuz’, ‘İlahi adalet işte’, “Erdoğan görmesin, sil...” yorumlarını yaptı. l Haber Merkezi Yıldırım Diyarbakır’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye’de Kürdistan diye bir yer ‘Kürdistan’ dediyok”sözühâlâarşivlerde Mahmut ORAL İstanbul seçimleri yaklaşırken AKP’nin Kürt oyları almak için söylemini değiştirdiği gözleniyor. 218 bin Diyarbakırlı seçmene göz kırpan AKP, Diyarbakır’da dilini yumuşattı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın kısa bir süre önce “Kürdistan diye bir yer yok, Kuzey Irak’a defolun” mealindeki sözleri arşivlerdeki yerini korurken, Cumhur İttifakı’nın adayı Binayi Yıldırım, dünkü gezisinde Kürdistan’dan söz edip, iki kez de “PeKeKe” dedi. AKP ve MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım, seçim çalışmalarındaki hemşericilik odaklı yaklaşım nedeniyle, bayramda il il gezmeyi sürdürüyor. Yıldırım, dün İstanbul’a 218 bin seçmen ihraç etmiş olan Diyarbakır’ı ziyaret etti. Yıldırım, parti teşkilatında partililere seslendi. Yıldırım, konuşmasında, AKP’nin son dönemlerdeki keskin Kürt karşıtı dil yerine, milliyetçi Kürt seçmene göz kırpan bir dil kullandı. Partililerin bayramını Kürtçe kutlayan Yıldırım, özetle şöyle konuştu: “Şehir içerisinde 9 alt ve üstgeçit kavşağını yaptık ve sizlerin hizmetine sunduk. Ayrıca Diyarbakır’ın bütün komşu illerini bölünmüş yollarla donattık. Yolları böldük, hayatları birleştirdik, gönülleri birleştirdik, milleti birleştik. Ama bir şeyi yapmadık, yolları böleriz, Türkiyeyi böldürtmeyiz. 68 Ekim olayları da Diyarbakır’ın tarihinde talihsiz kara bir lekedir. O gün insanları kışkırtan, sokağa çıkaran, masum insanların hayatının yok olmasına sebep olanlar aslında sadece Diyarbakır’a değil, milletin kardeşliğine de çok büyük zarar verdiler. Diyarbakır’a size geldim, desteğinizi istemeye geldim. Aramızı hiç kimse açamaz. Ezelden beri kardeşiz. Kimimiz Kürt, kimimiz Arap, kimimiz Türkmen, kimimiz Türk, kimimiz Laz, Çerkes, Abaza... Ne olursak olalım, kitabımız bir Kuranıkerim, kıblemiz bir Kâbei Muazzama, Peygamberimiz bir Hz. Muhammed, dinimiz bir İslam. Kardeşliğimize zarar ve ren kim PKK, değil mi? Türklere de Kürtlere de zarar veren, her tarafı yakıp yıkan, buraların kalkınmasını geciktiren kim, terör örgütü. Terör örgütünün, bölücülerin, PKK’nin Kürtler diye bir sorunu yok. Türklerin de Kürtlerin de bu ülkede yaşayan 82 milyon vatan evladının da sorunu terör örgütüdür, PKK, DEAŞ ve FETÖ’dür. İstiklal mücadelesini başlatırken, Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni toplayan Gazi Mustafa Atatürk’ün davet ettiği millet temsilcileri arasında Kürdistan mebusu da Lazistan mebusu da vardı. Anadolu’nun her tarafından temsilci vardı.” Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçiminden önce birçok kez “Benim ülkemde ‘Kürdistan’ diye bir bölge yok” demişti. Ayrıca TBMM Genel Kurulu’nda 2017’de HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, seçildiği bölgeye “Kürdistan” dediği için Meclis’ten iki günlüğüne atılmıştı. Baydemir’in ardından birçok milletvekili “Kürdistan” dediği için cezalar almıştı. l DİYARBAKIR YSK, 13 müdürü sürdü Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 31 Mart 2019 tarihinde yapılan seçimlerde, İstanbul’a bağlı seçim müdürlüklerinde görev yapan seçim müdürleri ve diğer sorumlular hakkında disiplin soruşturması başlattı. “Sandık kurulu başkanlarının ve memur üyelerinin usulsüz olarak belirlenmesindeki yoğunluk” gerekçesiyle 13 seçim müdürünü başka illere görevlendiren YSK, ilçe seçim kurulu başkanı olan hâkimlerin atanmaları ve görevden alınmalarının kurulun yetkisinde olmadığı, bu konuda HSK’nin görevli olduğunu kaydetti. YSK, bu kararıyla, 31 Mayıs’ta ilçe seçim kurulu başkanlarının görevden alınması talebinin reddine yönelik kendi kararını çiğnemiş oldu. YSK Başkanı Sadi Güven, 5 Haziran gecesi yaptığı yazılı açıklamada, YSK’nin 6 Mayıs tarihli İstanbul Bü yükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi kararını anımsattı. 31 Mart 2019 tarihinde yapılan seçimlerde, İstanbul’a bağlı seçim müdürlüklerinde görev yapan seçim müdürleri ve diğer sorumlular hakkında, YSK’nin 6 Mayıs 2019 tarihli, 2019/4219 sayılı kararındaki seçimin iptaline dayanak oluşturan usulsüz işlemlere yönelik disiplin soruşturması başlatıldığını ifade eden Güven, “Sandık kurulu başkanlarının ve memur üyelerinin usulsüz olarak belirlenmesindeki yoğunluk dikkate alınarak, 13 seçim müdürü başka illere görevlendirilmiştir” dedi. Kendi kararını çiğnedi YSK’nin, İstanbul’da sandık kurullarını yasaya aykırı oluşturdukları gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunulan isimler arasında yer alan Şişli 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanı hâkim Ahmet Vedat Güneş, 30 Mayıs’ta YSK’ye bir yazı göndermişti. İstanbul seçimleri sonrasında, hırsız, çeteci, suiistimalci gibi ifadelerle suçlandıklarını, terör savcısı tarafından soruşturduklarını belirten Güneş, “Madem bu kadar ağır suç işlemişsek, zan altındaki personelle seçime gidilmesi akıl alır gibi değildir. Bu kadar kötü sıfatlarla töhmet altına sokulan ilçe seçim kurulu hâkimi ve personelinin görevden alınarak, yerlerine iyi niyetli, namuslu, dürüst hakim ve personelin atanarak seçim yaptırılması ülke menfaatı gereğidir” demişti. YSK ise 31 Mayıs’ta, hâkim Güneş’in talebini, “görev değişikliği hususunda bu aşamada yapılacak bir işlem olmadığı” gerekçesiyle reddetmişti. l ANKARA/Cumhuriyet Ekrem İmamoğlu; 13 harfli Bazıları cin kelimesini kullanmazlar. Bu hayali şeylerin, adları anılınca belirdiğine ve başa musallat olduğuna inanırlar. Adlarını anmaz da onlardan şifreli bir kodla bahsederlerse cin belasını başlarından savabileceklerini düşünürler. O yüzden cin yerine “üç harfli” derler. Bu, edebiyat adına renkli, hayal gücü adına zenginleştirici, inanç adına gizemli hikâye, toplum psikolojisi söz konusu olduğunda endişe verici bir hale dönüşür. Korkulan bir güçten adını anmamak yoluyla kurtulmanın mümkün olduğuna ikna olan ve bu fikir üzerinden bir dil kuran, felsefe üreten kalabalıklar, her türlü yersiz korkuya kapılabilir ve mantıksız şeye de ikna olabilirler demektir. Mesela tüm gücü elinde toplayan bir egemenin astığının astık, kestiğinin kestik olmasına. Kamusal bir hizmet birimi olan devletin korkutucu ve cezalandırıcı iktidarlarına. Hukukun adaletten vazgeçip egemenin hizmetine girmesine. Muhalefet yapan gazetecilerin sudan sebeplerle tutuklanmasına. Yandaş basının her türlü haberi yanlı ve kasıtlı bir dille hazırlayıp vermesine. Meclis’te, iktidarın canını sıkanın dokunulmazlığının kaldırılmasına. Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekillerinin hapsi boylamasına. Siyasetçilerin bir yandan kişisel menfaatlarının peşinde koşarken diğer yandan ülkenin kasasını boşaltmasına. Sonucu beğenilmeyen seçimlerin sudan bahanelerle geçersiz sayılmasına. Ve daha bir sürü saçmalığa, tıpkı “üç harfli” meselesine ikna oldukları gibi nesillerden nesillere aktarılan kolektif bir şuursuzluk vasıtasıyla ikna olurlar. Bu ülkenin iktidar koltuğunda şu anda cinlerin varlığına adı gibi inanan ve onlardan “cin” demedikleri sürece korunabileceklerine ikna olan insanlardan müteşekkil bir yönetici kadrosu oturuyor. Onları oy vererek orada tutan kalabalıklar da hayatı aynı mantıkla anlamlandırıyor. Ve nihayetinde iktidar muhalefetin güçlü adayından belli ki korkuyor sanki bir cinmiş gibi “adını anmayarak” kurtulabileceğini umuyor; seçmenine bu yönde mesaj veriyor. Ama nafile. Ağzını her açtığında herkese kucak açmaktan bahseden... Adaleti, hukuku dilinden düşürmeyen... Yolsuzluklara tavizsiz savaş açacağını ilan eden... Sorumluluk alanındaki israfı müdanasız belgeleyen... Yetkisi dahilindeki tüm kayırmalara dur demek üzere kolları sıvayan... Tasarruflardan elde edeceği tüm kazancı öncelikli gereksinimlerin finansında kullanmayı hedefleyen... Nihayetinde çıkar gruplarını değil doğrudan insanı ve şehri düşünmek üzere iktidara gelen yeni nesil bir belediye başkanının, hakkını yemek isteyenlere rağmen erdemli bir belediyecilik anlayışıyla unutulmuş bir siyasi dili yeniden dirilttiği şu günlerde... İktidar öyle isim söylememekle başındaki beladan da, içindeki korkudan da kurtulamaz. HHH Bu arada gerçekten bilmeyen varsa; İstanbul şehrinin, o şehirde yaşayanların oylarıyla seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bir adı var. Hem de çok kolay. Ekrem İmamoğlu. 13 harfli. HDP’Lİ TEMELLİ VE BULDAN ‘İstanbul’dan da kayyımı süpüreceğiz’ Bayram ziyaretleri çerçevesinde Batman ve Kars’ta bulunan HDP eş genel başkanları “23 Haziran’da İstanbul’dan da kayyımı süpürüp atacağız. Bir kez daha AKP’ye sandıkta ders vermeyi iple çekiyoruz” açıklamasında bulundu. Batman’da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Her türü hileye, şaibeye rağmen mücadelemizle, kararlılığımızla Batman’dan kayyımı süpürüp attık. Şimdi 23 Haziran’da İstanbul’dan da kayyımı süpürüp atacağız. İstanbul seçimini yineleyerek YSK marifetiyle hilelerine, yolsuzluklarına devam etmek isteyen bu iktidara en güzel cevabı yine biz vereceğiz” diye konuştu. İşbirliğinin seçimden sonra da sürmesi çağrısı yapan Temelli, “Ondan sonra da bu Cumhur İttifakı denen faşist bloku süpürüp atacağız. Bu ülkede onurlu bir barışı, demokratik bir cumhuriyeti hep beraber inşa edeceğiz. 23 Haziran seçimleri hepimizin seçimidir. Bu mücadeleyi 23 Haziran’dan sonra da sürdürmemiz gerekiyor” dedi. Kars’ta konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise, uzun süredir ilk kez “bayram tadında bayram” kutladıklarını söyledi ve “23 Haziran’da bir kez daha AKP’ye ve onun adayına sandıkta ders vermeyi iple çekiyoruz” dedi. l Haber Merkezi Erdoğan’dan Selman’a ‘bayram tebriği’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz ile telefon görüşmesi yaptı. Erdoğan, Kral Selman’a bayram tebriğinde bulundu. Görüşmede Erdoğan ve Abdülaziz, ikili ilişkiler ile bölgesel konuları ele aldı. Suudi Kral, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlığı döneminde Türkiye’nin gösterdiği çabalar nedeniyle Erdoğan’a teşekkür etti. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle