22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 7 HAZİRAN 2019 CUMA Bölücülük tavan yaptı Hiçbir iktidar devrinde bu ülkenin insanları bu kadar ayrıştırılmadı. Bu kadar bölünmedi. Bu kadar birbirine hasım, birbirini aşağılar, hor görür hale getirilmedi. İddia ile söylüyorum, bu toprağın insanları (Demokrat Parti devri dahil) daha önce hiç bu kadar birbirine “ezeli düşman” gibi şartlandırılmamıştır. Demokrat Parti devirlerinde bile diyorum, çünkü o dönem yaşanan kamplaşma, neticede “siyasi içerikli”ydi. Bugün ise bir aşağılama, bir küçük görme, bir hor görme, adeta bir “hainleştirme” kampanyası aldı başını gidiyor. Sözde “AK” iktidar sahiplerine göre, eğer kendilerine oy vermiyorsa Karadeniz Bölgesi insanı “PontusRumYunanHainDüşman”. Aslında istemeden nur içinde yatmayasıca Fesli Kadir’i gücendirme pahasına yapıyorlar bunu. Yine bu sözde “AK”lara göre Doğu ve Güneydoğu’da kendilerine oy vermeyen herkes “Kafadan Pekekeli Terörist”. Sahil bandında yaşayan ve CHP’ye büyük oranda oy veren kentlerin halkı, zaten “Kafadan düşman nüfus.” İstanbul’un, bunlara oy vermeyen kesimi de en baştan beri “Yalılarında (İstanbul’un dört bir yanı da yalı ve konak zaten(!) elinde viski Boğaz manzarası seyreden elit”. Sanki o yalı ve konaklarda oturan AKYeni zengin tayfasını bilmeyen varmış gibi. Bunlara kalırsa, ülkenin tek ve gerçek sahipleri, İsmailağa, İbrahimağa, bilmemneağa dergâhlarındaki cüppeli, sarıklı, poturlu, fesli, mesli tayfa. Bir de bu devrin semirtilmiş, zenginleştirilmiş, beslenmiş yemlenmiş, sadakadan sebeplendirilmiş, aldatılmış tayfası. Yandaş, Yalaka, Yalancı, Yılışık, Yavşak ve Besleme (5Y1B) basın, bunlar için ülkenin “gerçek matbuatı” sayılıyor. 88 parçaya bölüp yönetmenin daha kolay olacağı varsayımı boşa çıktığı için ve bölmeye çalıştıkça, aslında kendilerini bir köşede yalnızlaştırdıklarını iyice gördükçe, öfkeden deliye dönüyorlar. Daha da saldırganlaşıyor, ağızlarını bozuyor, çirkefleşiyorlar. Ama meraklanmayın beyler... Bu ülkenin demokrasiye inanmış kitleleri için, adalete ve insanlığa yıllardır susamış insanları için nasıl ki “tünelin sonunda büyük ve parlak bir ışık” görünüyorsa, sizlerin girdiği tünelin sonunda vicdanlarınız ve beyinleriniz gibi “kapkara bir delik” bulunmakta. Siyasetçi aşağılayarak, milleti horlayarak, gazeteci dövdürerek, hapsederek, tehdit ederek, parmak sallayarak bu gerçek değişmeyecek. İnanın... Boşuna kürek çekiyorsunuz. Yolunuz yol değil. Parti devleti Bir ülkenin valisi, bir seçim kampanyasında aday olan ve ülkenin en çok konuşulan siyasetçisinin, beraberindeki heyetle birlikte havaalanının VIP salonundan giripçıkmasını engellemeye çalışmış. CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Sayın Ekrem İmamoğlu ve yanındakilerle polis arasında itiş kakış yaşanmış. Küfürler hakaretler havalarda uçuşmuş. CHP’liler, bunun İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun talimatı ile yaşandığına inandıklarını söylüyorlar. Olabilir de. Sayın Soylu’nun son günlerde kendi memleketinde bile karşılaştığı nahoş tepkilerin ışığında bugünlerde biraz asabi ve tahammülsüz olması anlaşılabilir. Siyaset bu. Böyle durumlar yaşanır. Ama beni daha çok Sayın Vali’nin tavrı rahatsız etti. Tipik bir “Parti Devlet Valisi” tavrı bu. Konumu ve görevi ne olursa olsun, vatandaşlara “Bizden olanlarolmayanlar” muamelesi yapmaya kalkan tipik bir “partili bürokrat” tavrı. Yani, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Benim Valiiiim.. Benim Kaymakamım.. Benim Bakanıııım” hitap şeklinin içini dolduruyor. İyi de, o Sayın Vali’ye sormak gerekiyor. “Sizin Parti”nin mensupları, elemanları, aileleri ve yakınları o VIP salonlarından geçerken de ‘Yönetmelik şöyle diyor böyle diyor...’ diye başlayan cümleleri kuruyor musunuz? O VIP salonlarının (her dönemde) özellikle de bu dönemde nasıl bir çiftlik, nasıl bir yolgeçen hanı durumunda olduğunu bilmiyor muyuz sanıyorsunuz? Seçim kampanyasında, büyüklerinizden emir alarak ya da almayarak bu tür partizan tavırlar içinde bulunmaya utanmıyor musunuz? Hiç sıkılmaz mısınız size “Partinin Kulu” damgası vurulmasından. Ben olsam yerin dibine geçerdim. Devletin valisi değil de taraflı bir bürokrat olarak anılmak size ekstra “şeref bonusu” mu kazandırıyor? Bir sonraki seçimde adaylık kokususözü mü aldınız diye sorarlar adama. Bayram armağanı Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü 3. sınıf öğrencileri, “mobilya tasarımı” dersi kapsamında Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) İzmir Çiğli Eğitim Parkı’na devam eden çocuklar için mobilya tasarladı. 90 üniversite öğrencisi, 613 yaş arası çocukların park içinde kullanacakları mobilya ihtiyaçlarını belirledi. “ZOO Çocuk Mobilyaları” adlı proje kapsamında çocukların da fikirlerini alan öğrenciler, ürettikleri mobilyaları eğitim parkına bağışladı. l Eğitim Servisi “Sevdiklerinizi eğitim bursuyla yaşatın!” CUMHURİYET’TEN YENİ BİR ATILIM... Cumhuriyet Vakfı’nda eğitim bursu için fon oluşturduk. CUMHURİYET GELECEĞİN ÖNCÜSÜ GENÇLERE DESTEK OLUYOR. Gazeteniz Cumhuriyet’te yayınlanan vefat ve başsağlığı ilan gelirlerinin %20’sini Atatürk Cumhuriyeti’nin ilerici gençleri için Cumhuriyet Vakfı tarafından oluşturulan eğitim fonuna aktarıyoruz. Başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlerimizin eğitim masraflarına destek olmanız acınızın bir parça dinmesine ve sevdiğinizin adının yaşamasına yardımcı olacaktır. C ANKARA : 0312 442 30 50 İSTANBUL : 0212 343 72 74 İZMİR : 0232 441 12 20 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER İlkokula 5 yaş oyunabaşlamayaşı bilmecesini 6 yaş okulakimçözecek? 66 aylık çocukların bile 1. sınıfa devam konusunda yeterince olgun olmadığı tartışmaları üzerine Bakan Selçuk, okula başlama yaşını 69 aya çıkaracaklarını duyurdu ama henüz düzenleme yapılmadı. Uzmanlar “72 ay uygun” diyor. Eğitim sistemindeki her değişiklik çocukları derinden etkiliyor. Okula başlama yaşındaki “ay karmaşası” da bunlardan biri. 1 İlkokul 1. sınıfa öğrenci kaydı 2012 yılında 60 aya indirildi. Daha sonra bir nesle büyük zarar verilerek bu yanlıştan dönüldü Temmuz’da adrese kayıt sisteminden ve kayıt yaşı 66 aya çocuklar otomatik olarak 1. sınıfa çıkarıldı. kaydedilecek ama han gi çocuklar? Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, SORULARLA MEVCUT DURUM Mart ayında okula baş figen atalay lama yaşının 20192020 öğretim yılından itibaren 69 ay olacağını açık lamıştı ancak kesinleşmedi. Çocuğu 56 yaşında olan annebabalar, “Ço cuğum ilkokula ne zaman başlaya n Kaç aylık çocuklar okula başlayacak? 6066 aylık olan çocuklar velinin talep etmesi halinde okula başlayabilir. 66, 67 ve 68 aylık çocukların okula başlamaları velinin okul müdürlüğüne vereceği dilekçe ile ertelenebilir. 69,70 ve 71 aylık görülüyor? 66 ay ve üzeri olan çocukların kayıtları eokul sisteminde görülecek. Otomatik olarak eokul sistemi bu çocukları evlerine en yakın okula kaydını yapar. n Çocuğunun hangi okula kaydının yapıldığını veliler ne zaman görebilir? cak” sorusunun yanıtını bekliyor. çocukların ise okula başlamaları doktor Bakanlık net bir tarih vermese de genel CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun eğitim danışmanı Ali Taştan, “287 sayılı yasa ile okula başlama yaşı raporuyla okul müdürlüğüne başvurmalarıyla ertelenebilir. n Kaç aylık çocuklar eokul sistemde olarak okulların kapandığı tarihlerde bu bilgileri eokul sistemi üzerinden kamuoyu ile paylaşılıyor. olarak 60 ay belirlendi. Oysa yönet melik ve bağlı genelgelerle yasaya ayrımlas¸tırılmasının o¨zellikle yok nin hayata geçirilmemesinin anlaşı aykırı bir biçimde okula başlama ya sul ve dezavantajlı grupların egˆitim lır hiçbir tarafı yoktur.” şı 66 aya yükseltildi. Yani kanuna göre 60 aylık çocuk es¸itsizliklerini daha da belirgin hale getirdiğini söyledi. İlkokula baş Rakam değil, davranış lar, yönetmeliğe göre ise 66 aylık ço lama olgunluğunu kazanmadan baş Eğitimİş Sendikası Genel Başka cuklar okula başlayacak” dedi. Ba latılan çocuklarda o¨gˆrenme istegˆini nı Orhan Yıldırım, okula başlama ya kan Selçuk’un okula başlama yaşı de ortadan kaldıran sonuçlar ortaya şının AKP döneminde birkaç kez de nı 69 aya yükselteceklerini söylediği çıktığını vurgulayan Aydoğan şunla ğiştirildiğine dikkat çekerek, “Bü ni hatırlatan Taştan, “20182019 öğ rı söyledi: rokratlar masa başında istatistikler retim yılının sonu gelmesine rağmen “Çocukların ilkokula başlama ya üzerinden bu ayları ilerigeri alıyor herhangi bir düzenleme yapılmadı. şı 72 ay olarak düzenlenmeli, okul lar. Oysa yapılması gereken çocukla İlkokula kayıtlar başlamadan kanun öncesi eğitim devletin kamusal eği rın birtakım davranış ve hareketleri da ve yönetmelikte değişiklik yapıla tim sorumluluğu gereği tüm çocuk nin okula gitmek için uygun olup ol rak bu durum geç kalmadan düzeltil lar için ücretsiz ve zorunlu olmalı madığına bakılmasıdır. Okulöncesin melidir” diye konuştu. dır. Yapılan tüm araştırmalar 5 yas¸ de hedefi tutturamadıkları için erken 72 ay olmalı c¸ocuklarının o¨zelliklerinin ilkokul ortamına uygun olmadıgˆını belirt başlatılıyor” dedi. Eğitimci Doğan Ceylan da 66 ay Eğitim Sen Genel Başkanı Feray mektedir. Milli Eğitim Bakanı’nın lık çocukların öz bakım becerilerinin Aytekin Aydoğan, ilkokula bas¸lama ilkokula başlama yaşının 4+4+4 dü zayıf olduğu, fiziksel, sosyal ve duy yas¸ının erkene alınması ile birlik zenlemesi sonrası ilkokula başlama gusal açıdan yeterince olgunlaşama te temel egˆitimin bu¨tu¨nselligˆinin or yaşının 6066 ay şeklinde değiştiril dıklarını belirterek, birinci sınıfa ka tadan kalktığını, c¸ocuklara yo¨nelik mesinin yanlışlığı defalarca dile ge yıtta 72 ayın esas alınmasının daha programların erken bir do¨nemde tirilmesine rağmen yaş düzenlemesi doğru olacağını söyledi. Üniversiteler ve eğitim hastaneleri bilimsel bilgiyi yok sayıyor Sülüğe aspirin muamelesi Modern tıbbın dinsel söylemle sorgulanması sonucu, sağlık uygulamaları dini pratik ile ilişkilendiriliyor. Milyar dolarlar büyüklüğünde yeni bir pazar yaratmak için üniversite ve eğitim hastaneleri buna alet ediliyor. ŞEYMA PAŞAYİĞİT Bilimsel bilginin üretilmesi, öğretilmesi ve kullanılması hedefinde olan eğitim hastaneleri ve üniversitelerde, milyarlarca dolar büyüklüğünde yeni bir pazar yaratıldı. Son yıllarda, sülük ihaleleri yapılıyor, üniversite bünyesinde sülük ve hacamat mastırları, hastaneler bünyesinde ise sülük ve hacamat klinikleri açılıyor. Sülük yetiştiriciliği yapılmasının yanı sıra bakanlık talimatlarıyla sülük ve hacamat sertifika programları düzenleniyor. Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu, bu uygulamalar ve yaratacağı sonuçlar hakkında bildiri yayımladı. Bildiriye göre, Resmi Gazete’de geleneksel ve alternatif tıp ile ilgili uygulamaların yayımlanması, bunun getirdiği hukuki değişimler, geleneksel ve alternatif tıp konulu kongrelerin devlet protokolü ve bürokrasisi içinde yer alması, bu uygulamaları meşru zemine çekerek daha çok tercih edilmesine neden oluyor. Tıbbi Nebevi kongreleri ile modern tıbbın dinsel söylemle sorgulanması yöntemi sonucu, sağlık uygulamaları dini pratik ile ilişkilendiriliyor. Milyar dolarlar büyüklüğünde yeni bir pazar yaratıyor. Tüm bu adlandırmalar, modern tıp uygulamaları dışında bilimsel tıp bilgileri içermemesiyle ortaklaşıyor. Bilimsel bilginin üretilmesi, öğretilmesi ve kullanılması hedefinde olması gereken üniversiteler, geleneksel tıp uygulamalarının yürürlüğe girmesiyle çelişkide kalıyor. l ANKARA Hastanelerde diz ağrıları ve kireçlenmeleri, vertigo, migren, kulak çınlamaları, varis, huzursuz bacak sendromu, egzama, sedef, akne, tromboz, flebit, göz ve kulak hastalıklarında sülük kullanılıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü’nde TÜBİTAK desteği ile sülük yetiştiriliyor. Teknik şartnamesi bile var n Üniversite ve hastanelerde sülük ihaleleri: İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi ve Antalya İl Sağlık Müdürlüğü Antalya Kepez Devlet Hastanesi, sülük ihalesine çıktı. Şartnamede, “hızlı ve canlı biçimde su içinde yüzer olmalı”, “uygulayıcı elini kutunun içine sokar sokmaz eline hızla yapışır olmalı”, “dokunulduğunda ‘o’ şeklini almalı”, “aranır halde baş tarafını ileri doğru uzatmalı”, “her sülük 0.5 ile 1.5 gram ebatında olup, 5 ile 15 mililitre kan emebilmelidir” ifadeleri yer aldı. n Lisede sülük projesi: Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü ve Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından “Tıbbi sülükler” projesi TÜBİTAK’a teklif edildi. Projede, Eğirdir Akşemseddin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin olması dikkat çekti. n Ankara: Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, sülük, hacamat, hipnoz, ozon terapi gibi uygulamaları müfredata kattı. n Diyarbakır: Bismil Devlet Hastanesi’nde hacamat ve sülük tedavilerine başlandı, bir de klinik açıldı. n Elazığ: Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde, “1. Ulusal Sülük Çalıştayı” düzenlendi. n Bursa: Sağlık Bakanlığı bünyesin de “sülük, arı ve müzik terapi” gibi 14 branşta hizmetlerin verileceği “Tamamlayıcı Tıp Merkezi”nin Bursa’da kurulacağı duyuruldu. Eski askeri hastane binası Sülük Terapi Merkezi olacak. n Sakarya: Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün talimatıyla, Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi “Kupa/Hacamat ve Sülük Uygulaması/Hirudoterapi Sertifika Eğitim Programı” açtı. Ayrıca Korucuk Kampusu içerisinde yer alan Tamamlayıcı Tıp Polikliniği’nde kupa uygulamaları için 45 liralık muayene ücreti, 95 liralık da seans ücreti belirlendi. n Tekirdağ: Kurulan “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Merkezi”nde yakına tedaviye başlanacak. n Antalya: İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Kepez Devlet Hastanesi bünyesinde ünite açıldı ve Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı sertifikalı hekimlerin hacamat ve sülük uygulaması yapacağı duyuruldu. n Kayseri: Sağlık Bakanlığı ruhsatı ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı desteğiyle Kayseri Kocasinan’da tesis ile sülük üretimi yapılıyor. n Elazığ: Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Hazar Gölü ve Karakoçan ilçesinin sulak alanlarında sülük populasyonunun takibini yapıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle