19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 20 HAZİRAN 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, olumsuzluklara karşı olağanüstü önlem aldıklarını açıkladı CHP’den 200 bin kişiyle sandık güvenliği Pazar günü yapılacak olan İstanbul seçiminde sandıklar için tüm tedbirleri aldıklarını söyleyen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “31 bin 342 sandıkta 200 bin kişiyle sandıkların başındayız. Halkın iradesinin sandığa tam anlamıyla yansıması için hangi partileyla ye oy verirse versin, İskılıç tanbulluların iradesini sonuna kadar sahip çıkacağız. İstanbul’un kaderini ne AKP’ye ne de Anadolu Ajansı’na bırakmayız” dedi. Kaftancıoğlu, seçime yönelik son hazırlıkları Cumhuriyet’e değerlendirdi. n 23 Haziran için sandık güvenliği çalışmalarınız ne durumda? CHP İstanbul İl Örgütü olarak binlerce görevlimizin disiplinli ve kararlı çalışmaları neticesinde 31 Mart akşamı İstanbul’da oy kullanılan tüm sandıklardan sonuç tutanaklarını almıştık. Anadolu Ajansı’nın veri akışını durdurarak seçim sonuçlarına gölge düşürme girişimini bertaraf etmeyi de bu sayede başardık. Atı alan Üsküdar’ı geçemedi. 23 Haziran için de çok kapsamlı ve titiz bir çalışma yürütüyoruz. Her aşamasını bizzat takip ettiğim bu süreçte tek bir oyun dahi peşini bırakmayacak şekilde sandık çevresinde önlemlerimizi aldık. Halkın iradesinin sandığa tam anlamıyla yansıması için hangi partiye oy verirse versin İstanbulluların iradesini sonuna kadar koruyacağız. Endişeye gerek yok n Peki, nasıl önlemler alacaksınız? Seçmen listelerini defalarca kez karşılaştırdık, hiçbir sorun yok. İstanbullular, 23 Haziran’da 1919 okulda 31 bin 342 sandıkta oy kullanacak. CHP olarak seçim günü her sandıkta 1 sandık görevlisi, en az 2 müşahit ile her okulda kat sorumluları, okul sorumlusu, avukatlar ve bilişim sorumluları olmak üzere en az 200 bin kişiyle sandıkların başındayız. Ayrıca bizim için sandık güvenliği eğitimi de çok önemli. 31 bin 342 sandık görevlimiz, müşahitlerimiz, okul kat sorumluları olmak üze “Çok kapsamlı ve titiz bir çalışma” yürüttüklerini söyleyen Kaftancıoğlu, “Her aşamasını bizzat takip ettiğim bu süreçte tek bir oyun dahi peşini bırakmayacak şekilde sandık çevresinde önlemlerimizi aldık. Halkın iradesinin sandığa tam anlamıyla yansıması için hangi partiye oy verirse versin, İstanbulluların iradesini sonuna kadar koruyacağız” dedi. re 50 binden fazla kişiye eğitim verdik. Bu süreçte 1094 ayrı sınıfta 100 eğitmenimiz görev aldı. Bunun dışında hukuk komisyonumuz avukatlar için eğitimler düzenlemeye devam ediyor. Gönüllü avukatlara sandık çevresinde yaşanabilecek olası tüm olumsuz durumlara karşı yapmaları gerekenler konusunda eğitimler veriliyor. Seçim gününe kadar neredeyse tüm sandıklarda avukat örgütlenmesinin gerçekleşmesini hedefliyoruz. Tüm avukatları önce hukuku ve demokrasiyi sonra da İstanbul’u savunmak için sandıklarda olacak. İstanbullu vatandaşlarımızın sandık güvenliği konusunda en ufak bir endişesi olmasın. nYa bir olumsuz durum yaşanırsa... Hiçbir sorunla karşılaşmamak için tüm önlemlerimiz hazır. 31 Mart’tan sonra aklımıza hayalimize gelme yecek iddialar, yalanlar ve iftiralarla karşılaştık. Bu yüzden vatandaşlarımızın seçim güvenliği konusunda kaygı duymalarını anlayabiliyorum. Fakat tüm İstanbullular emin olsunlar ki 31 Mart’tan çok daha güçlü bir şekilde seçime hazırız. Tek bir oyun bile peşini bırakmayacağız ve halkın iradesinin sandığa girdiği gibi çıkmasını sağlayacağız. Tüm İstanbulluları 23 Haziran’da oylarını kullanmaya, demokrasimize, geleceğimize ve İstanbulumuza sahip çıkmaya davet ediyorum. En hızlı ve güvenilir sonuçla bizim elimizde olacak. Sizler gönül rahatlığıyla oyunuzu kullanın, sonrasında zaten her şey çok güzel olacak. 16 milyonun kararı n Hafta sonu nasıl bir sonuç bekliyorsunuz? Ekrem İmamoğlu yeniden seçile cek ve yarım kalan işlerine devam etmek üzere görevinin başına geri dönecek. Hiçbir gerekçe olmadan seçimleri iptal ederek vatandaşın sandıkta verdiği kararı hiçe sayanlar, halkla inatlaşmanın hesabını verecek. Bugüne kadar hakkı yenilmiş, kendi cebinden verdikleri vergilerle oluşturulan kaynakları başka yerlere aktarıldığı için hizmet alamayan 16 milyon İstanbullunun en doğru kararı vereceğinden hiç şüphem yok. Bir avuç insanın İstanbul’da kurduğu israf düzeni sona erdiğinde İstanbullular bugüne kadar nelerden, nasıl mahrum bırakıldığını çok daha iyi görecek ve hissedecek. 31 Mart akşamı olduğu gibi bu seçimde de seçim koordinasyon merkezimizde olacağız. Seçim koordinasyon merkezimizde sandık güvenliği, hukuk, kriz ve sandık sonuç takip birimleri olmak üzere çok farklı ekiplerimiz yer alıyor. Ekrem İmamoğlu ile birlikte sandıklardan gelen verileri anbean takip edecek, vatandaşlarımızı belirli aralıklarla daima bilgilendireceğiz. İstanbul’un kaderini ne AKP’ye ne de Anadolu Ajansı’na bırakmayız. Biz sandık başlarındaki görevlilerimiz aracılığıyla çok kısa süre içinde ıslak imzalı sonuç tutanaklarını alacağız ve sonuçları kamuoyuyla paylaşacağız. Özür dilemeliler n İBB olanaklarının Binali Yıldırım lehine kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Belediyecilik değil particilik yapıyorlar. Seçim iptal olunca İBB’ye İstanbul valisi kayyım olarak atandı. Tüm İstanbullulara, tüm siyasi partilere ve herkese eşit yakınlıkta olması gereken bir makam. Devletin valisi geçici olarak bulunduğu bu görevde neden İBB’nin olanaklarını AKP’nin lehine kullanıyor ya da kullanılmasına göz yumuyor? Kendisi öncelikle ve derhal görevini yerine getirmeli, belediye kaynaklarını AKP seçim kampanyasında kullandığı için İstanbullulardan özür dilemelidir. 23 Haziran’da sonra Ekrem İmamoğlu başkanlığındaki İBB’nin kaynakları hiçbir partiye, gruba, kesime daha yakın ya da daha uzak olmayacak. l İSTANBUL CHP’den sandık başı elkitapçığı MAHMUT LICALI CHP’nin 23 Haziran İstanbul seçimi için sandıklarda görev yapacaklara yönelik hazırladığı “Sandık Başı Elkitapçığı”nda seçim günü yaşanabilecek bütün olasılıklara karşın görevlilere uyarılar yapıldı. CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek koordinasyonuyla sandıklarda görev yapacak müşahit ve parti görevlilerine yönelik 83 sayfadan oluşan ayrıntılı bilgilerin yer aldığı “Sandık Başı Elkitapçığı” hazırlandı. Kitapçıkta, oy sayımı ve dökümü süreci de ele alınırken, geçersiz zarflara ilişkin detaylı bilgilere yer verildi. Mühürsüz zarflar konusunda, “Sandık kurulu mührü bulunmamasına rağmen Yüksek Seçim Kurulu filigranı, amblemi ve ilçe seçim kurulu mührü bulunan zarflar ile üzerinde leke veya çizim bulunsa dahi bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığı kesin olarak anlaşılmayan zarflar geçerli sayılır. Gözlemcilerimizin bu tür zarfların sayısının tutanağa geçirilmesi konusunda ısrarcı olması gerekmektedir” ifadeleri yer aldı. Hangi durumlarda oy pusulasının geçersiz sayılacağı maddeler halinde sıralanırken, geçersiz olmasına karşın geçerli sayılan oy pusulasının olması durumunda gözlemcilerin bu duruma yönelik oy pusulası sayısını tutanak altına alınması konusunda ısrarcı olmaları istendi. Kitapçıkta gözlemcilerin tereddüt ettikleri her konuda sandık kuruluna şikâyet ya da itiraz dilekçesi vermelerinde yarar olacağı belirtildi. Kitapçıkta şikâyet ve itiraz dilekçeleri örnekleri de yer aldı. Sandık başında bulunacak görevliler, seçmenlerin sandıklardaki listelerle uyumlu olup olmadığını kontrol edecek. Akşener’e Beyoğlu yasağı ‘Başkanı halk seçer’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ordu’daki VIP krizine ilişkin İmamoğlu’na yönelik sözlerine tepki gösteren Akşener, “Erdoğan, Ordu Valisi’nin mahkemesi sonucunda Sayın İmamoğlu’nun sandalyesine oturtulamayacağına kadar işi vardırmış. Belediye Başkanlarını halk seçer oturtur o sandalyeye” ifadelerini kullandı. HDP EŞ GENEL BAŞKANI TEMELLİ: 23 Haziran’da sandığa gidin HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü, HDP Sözcüsü Günay Kubilay ile birlikte Taksim Hill Otel’de düzenlenen “Aydınlarla buluşma” toplantısına katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan HDP Sözcüsü Günay Kubilay, “6 Mayıs’ta YSK eliyle sandık darbesi gerçekleşti. İstanbul halkının kazandığı seçim YSK ve AKP eliyle yenilenmek zorunda kaldı. İstanbul’da çıkacak sonuç memleketin geleceği açısından değerli sonuçlar doğuracak” dedi. Temelli de 31 Mart’ta 200 bin civarında HDP seçmeninin sandığa gitmediğini belirterek “Bu kesimin çoğu Kürt seçmen ama demokrat sol kesim de bunun içerisinde yer alıyor. 23 Haziran’da sandığa gidin” diye konuştu. l İç Politika TBMM’de ‘Kürtçe’ tartışması Türkkan: Seçim uğruna değer mi? TBMM Genel Kurulu’nda Kürtçe konuşan AKP’li Cahit Özkan’a İYİ Parti’li Lütfü Türkkan, “Seçim uğruna Türkiye’yi ayakta tutan, birliğini, dirliğini sağlayan ana umdeleri yıkmak gerekmiyor. Bir seçim uğruna değer mi?” tepkisini gösterdi. HDP’nin “Ku¨rtc¸e dili” ile ilgili verdiği araştırma önergesi, tartışmalara yol açtı. Önergeye ilişkin konuşmasında yaptıkları reformlarla yasakları kaldırdıklarını söyleyen AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, sözlerini “Kürtçe” bir cümle ile bitirdi. TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, bu kısmın tutanaklara “Türkçe dışında bir dil” olarak geçeceğini söyledi. Özkan’a tepki gösteren İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, İstanbul seçimini anımsatarak, “Seçim uğruna Türkiye’yi ayakta tutan, birliğini, dirliğini sağlayan ana umdeleri yıkmak gerekmiyor. TBMM kürsüsünden bu şekilde konuşanlara ‘Türkçe konuşun’ diye beraber itiraz ettik. Özkan’ı yadırgıyorum. Bir seçim uğruna değer mi” dedi. Özkan’ın “Asıl sizin terör örgütünün sözde yöneticilerinin açıklamalarına karşı söz söylemeniz gerekir” ifadelerine Türkkan, “Geçmişim belli. Fayda sağlayacağım diye kimsenin kayığına binmedim” yanıtı verdi. l ANKARA LEYLA KILIÇ İYİParti Genel Başkanı Meral Akşener, Beyoğlu’nda gerçekleştireceği Demokrasi Çadırı ziyaretinin Valilik tarafından engellenmesine tepki göstererek, “Haber geldi, Demokrasi Çadırımızı ziyaret edemezmişiz. Rahatsızlık veriyorsak biz de esnafımızla hemhal oluruz” dedi. Akşener, Millet İttifakı’nın İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’na destek istemek için Bakırköy, Fatih ve Beyoğlu ilçelerinde yurttaşlarla buluştu. Akşener, Bakırköy’de partisinin Demokrasi Çadırını ziyaret etti. Buradaki konuşmasında Beyoğlu’nda gerçekleştireceği Demokrasi Çadırı ziyaretinin Valilik tarafından yasaklandığını belirterek, çadırın kaldırıldığını açıklayan Akşener, “Bakırköy’den başlayıp diğer ilçelere gidecektik. Haber geldi ki; biz Demokrasi Çadırımızı ziyaret edemezmişiz. Olsun. Esnaf gezerim. Onu da mı yasakladılar, apartman zili çalarım. Son 3 gün asabiyet had safhada. Biz olgun olacağız” ifadelerini kullandı. ‘Sahaya indi, gerilim başladı’ Ardından Fatih ilçesine giden Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sisi” açıklamasına da tepki gösterdi. Akşener, “Erdoğan sahaya indi. Tekrar gerim gerim gerilmeye başladık. Sisi bir darbecidir. Sisi ile bu ülkede el sıkışan adam mı var? Sisi Amerika’nın adamıdır. Gücün yetiyorsa koy postanı, ilk önce İncirlik’le Kürecik’i kapat da görelim” diye konuştu. Fatih’ten ayrılan Akşener, Demokrasi Çadırı ziyaretinin yasaklandığı Beyoğlu ilçesinde esnaf ziyaretinde bulundu. l İSTANBUL Doğu Akdeniz’de başka bir kapan içindeyiz Doğu Akdeniz’de Kıbrıs açıklarında petroldoğalgaz aramaya yöneldik ya.. Yine 7 düvel karşımıza dikildi. İktidarın dışarıda ülkeyi soktuğu büyük darboğazlardan biri olarak bu konuyu dördüncü yazı olarak planlamıştım ki Şükrü Sina Gürel aradı. Şükrü Bey eski Dışişleri Bakanlarımızdan. Bundan önceki üç yazı üzerine sohbet ettikten sonra sözü Doğu Akdeniz’e getirdi: “Orhan Bey çok önemli bir yanlış yapıyorlar Doğu Akdeniz’de.. Öncelikle biz o bölgeyi Münhasır Ekonomik Bölge ilan edecektik, bunu kayıtlara geçirecektik ve sonra petrol aramaya koyulacaktık. Neden Dışişleri bunu yapmadı, anlamıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin geleneğinde hep önce hukuki olarak davranmak vardır. Şimdi ise her bir petrol arama gemisinin peşine bir de savaş gemisi takmak ve meseleyi tamamen öncelikle askeri zemine kaydırmak zorunda kaldılar...” Önce bilgi: Münhasır Ekonomik Bölge, “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca bir devletin deniz kaynaklarının araştırılması ve kullanılmasında su ve rüzgâr enerjisi de dahil olmak üzere özel haklara sahip olduğu deniz bölgeleridir.” Karasuları 12 deniz mili, bunu izleyen bitişik bölge mücavir alan 12 deniz mili ve münhasır ekonomik bölge ise 200 deniz mili olarak kabul edilir. Şükrü Bey’e sordum, peki ilan edeceğimiz bu ekonomik bölge Kıbrıs Rum Kesimi’nin de ilan ettiği ekonomik bölge ile iç içe girerse? “İşte o zaman ülkeler arası oturup sorun müzakere ile çözülme yoluna gidilir.. Önce yapılması gereken buydu..” Savaş gemileri hukuku  Ankara’nın yaptığı ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile kıta sahanlığı anlaşması imzalamak oldu. Dünya Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bizden başka tanıyan tek bir ülke yok. Bu konuda başarısızlık var. Lefkoşa tüm Kıbrıs için münhasır ekonomik bölge ilan edince, Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik alanında petrol araştırmaya başladı.. Nasıl? Savaş gemilerimizin desteğiyle! Lefkoşa, kendi ekonomik alanı içinde petrol aranmasını suç ilan etti ve gemidekiler için tutuklama kararı çıkardı. Türkiye’yi yönetenler ise “gel de tutukla” açıklaması yaptı. Ve yandaş gazeteler de bunu manşet yaptı. Yunanistan ve Lefkoşa bir adım daha attı ve Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması için başvuruda bulunacağını açıkladı. Avrupa Birliği’ne yaptırım başvurusu  Lefkoşa Rum Yönetimi Fransa’ya üs verdi ve onu petrol ve doğalgaz aramalarına ortak yaptı. Macron, “Türkiye, Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesinde sürdürdüğü yasadışı faaliyetleri sonlandırmalı” dedi. Erdoğan yanıt verdi: “Birileri kaşını gözünü oynatırsa, biz de bütün fırkateynlerle, uçaklarla beraber gerektiğinde gemilerimizin yanında yerimizi alıp çalışmalarımızı sürdürüyoruz.. Sen ne diyorsun ya, biz buralara kıyıdaşız, Kıbrıs’ta garantörüz. Türkiye garantör, Yunanistan garantör, İngiltere garantör. Sen kimsin?” Dikkat edin: Karşımızdakiler hukuki zemin içinde politik davranıyorlar. Rumların ekonomik bölgesi diyor... Biz bunu diyemiyoruz çünkü ekonomik bölge olarak ilan etmemişiz. Ama savaş gemilerimizi gösteriyoruz onlara. Rumlar Mısır ve İsrail ile anlaşmış ayrıca. Lübnan da onlarla.. Amerikan şirketleri, Katar ve Fransız şirketleri gaz arıyor Doğu Akdeniz’de. Derin kıskaç içinde Türkiye Mısır’la kavgalı, Mursi için cenaze namazları kılıyor iktidar. Kahire Rumlarla işbirliği yapıyor. Avrupa ile kavgalı, Fransa burnumuzun dibinde. Erdoğan iktidarı Doğu Akdeniz’de ne hukuku zorlayabiliyor ne de herhangi bir ittifak politikası izleyebiliyor, ekonomik bölge bile ilan etmekten aciz. İki savaş gemisiyle bölgede haklarımız var diyor. Rumlar ve Fransa Avrupa Birliği’ni bize karşı harekete geçireceklerini açıklıyorlar. Türkiye aynı zamanda Doğu Akdeniz’de de bir kıskaçta aslında. Avrupa Birliği, ABD, Kıbrıs, Suriye... İktidarın hücumbotlardan başka gösterebildiği bir çıkış yolu yok. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani tek adam rejimi, ülkeyi derin bir çıkmaza soktu.. Ama ne gam, önemli olan, Mursi için tüm Türkiye’de sala okutup namaz kıldırmak... T.C. İstanbul Bilim Üniversitesi’nden almış olduğum öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. AHMET TAPTAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle