19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 13 HAZİRAN 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER/YORUM Yeni bir dünya kuruluyor ABD Başkanı Lyndon Johnson, Başbakan İsmet İnönü’ye tehdit dolu o tarihi mektubu yazdığında, İnönü’nün yanıtı şu olmuştu: “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır.” O gün için Türkiye’nin şartlarına en uygun yeni dünya aslında 1961’de doğan “Bağlantısızlar Hareketi”ydi. Tabii Johnson Mektubu’nun geldiği 1964 yılında Ankara çoktan tercihini yapmıştı: Atatürk’ün ölümünden hemen sonra imzalanan serbest ticaret anlaşmaları ile rota Atlantik’e kırılmıştı! Ardından Truman Doktrini, Marshall Planı, Kore’ye asker gönderme, NATO üyeliği, Türkiye’yi “küçük Amerika” yapma süreci... Anlayacağınız 1964 yılında “yeni dünyada yer almak” uyarısı pratikte ABD’yle pazarlıktan öteye gitmeyen bir uyarı oldu. Amerikancı otoban ABD’nin 10 yıl sonra yine Kıbrıs konusunda Türkiye’yi tehdit etmesine ve silah ambargosu uygulamasına ise üslere el konması gibi çok somut bir karşılık verildi. Ancak o dönemeç de yine ABD’ye bağlılığın arttığı bir yola soktu Ankara’yı... Ve 12 Eylül sopasıyla tamamen Amerikancı otobana girildi... Kuşkusuz o günün şartları başkaydı: ABD’nin liderlik ettiği Batı bloku, SSCB’nin liderlik ettiği Doğu bloku ve bu iki blok dışında kalarak ulusal çıkarlarını koruyan Bağlantısızlar Hareketi vardı... Ve süreç gün geçtikçe ABD’nin liderlik ettiği blokun egemenlik savaşını kazanacağı bir tabloya dönüşüyordu... Öyle de oldu. Fakat bugün durum çok farklı! Atlantik’ten Pasifik’e Şu iki gerçeği saptamadan bugünü kavrayamayız: 1. Dünyanın ekonomi merkezi Atlantik’ten Pasifik’e kaydı. Son 20 yıldır süren bu gelişme artık siyasetin merkezinin de Atlantik’ten AsyaPasifik’e kaymasına doğru evriliyor. 2. Bu gelişmeye bağlı olarak, 2. Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin liderliğinde kurulan uluslararası düzen de değişmeye başlıyor. Yeni dünyanın temsilcileri eski dünyanın düzeninden daha çok pay istiyor. Eski dünyanın IMF’den Dünya Bankası’na, Dünya Ticaret Örgütü’nden BM Güvenlik Konseyi’ne kadar pek çok taşıyıcı kolonunda artık yeni dünya temsilcilerinin ağırlığı artmış durumda. Dahası yeni dünyanın temsilcileri eski dünyanın taşıyıcı kolonlarına alternatifler de oluşturmaya başlıyorlar. ABDÇin çatışması Ve bu tablo pratikte eski dünyanın lideri ABD ile yeni dünyanın temsilcisi Çin’i karşı karşıya getiriyor: Taraflar Pasifik’ten Ortadoğu’ya, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar dünyanın hemen her noktasında birbirilerine karşı pozisyon alıyorlar. Peki bu değişim nasıl olacak? Savaşlı mı, savaşsız mı? ABD değişimi kabullenecek mi, yoksa Çin’le çatışacak mı? Çin, henüz hazır olmadığı bu çatışmadan kaçınabilecek mi? ABD ile Çin’in birlikte liderlik edebildiği eskiyeni karışımı bir dünya mümkün mü? Kuşkusuz yanıtları bu köşenin boyutlarını aşan sorular bunlar. Biz Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan son kitabımız ABD Hegemonyasının Sonu’nda konuyu etraflıca inceledik... Bugün bu konuya değinmemizin nedeni ise teslimat tarihi yaklaştıkça daha çok tartışılmakta olan S400’lerdir. Türkiye ve yeni dünya Türkiye’nin S400 alma çabasını AKP hükümetinin bunu ABD’yle pazarlığında kart olarak kullanma hevesinden ayrı tutarak bu kurulmakta olan yeni dünya bağlamında değerlendirmek gerekiyor. Artık eski dünya yok. Bugünün yönetimleri Soğuk Savaş’taki gibi sadece kendi kamplarının üyeleriyle kapsamlı ilişki kurmuyorlar. ABD’nin eski dünya müttefiki, yeni dünyada ABD kadar Çin ve Rusya’yla da ilişki kuruyor. Türkiye de bu koşullara uygun olarak yeni dünyada yerini almaktadır; kimin yönettiğinden bağımsız olarak, hatta yönetenlerin tersi eğilimine rağmen! Dahası, son dakikada S400’den vazgeçse bile! Atlantik yüzyılı bitti, AsyaPasifik çağı başladı! 13 haziran 2019 SAYI: 34217 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:25 03:17 03:50 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:24 13:09 17:09 05:12 12:54 16:51 05:40 13:16 17:11 Akşam 20:44 20:25 20:43 Yatsı 22:34 22:12 22:24 Bugünlerde, Türkiye haklı olarak İzlanda’da Milli Takımımıza havaalanında yapılan çirkin muameleyi konuştu. Konu yalnız Kaptan Emre Belözoğlu’na uzatılan mikrofon kılıklı tuvalet fırçası değil. Bir kere böyle bir rezilliği “şaka” deyip geçiştirmek zor. Misafir bir milli takımın, bir havaalanında neredeyse üç saat girişte tutulması, eşyalarının didik didik aranması ise çok aşağılık bir tutum. Buna karşı Türkiye derhal UEFA’ya başvurarak İzlanda’ya bir yaptırım getirilmesini sağlamalı. Bir misafir takımı, o ülkenin futbol federasyonunun en üst düzeyden bir temsilci karşılar, gereken özeni göstererek rahatça otellerine ulaşmalarını sağlar, dostluk gösterir. Sporun hak ettiği tavır budur. Ayrıca ısrarla ekliyorum: Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan tavır, İzlanda buraya geldiğinde o takımı çiçeklerle karşılamak, en rahat şekilde otellerine geçiş yapmalarını sağlamaktır. Bunu dünyaya göstererek rövanşınızı alırsınız. Tersini yaparak ise onların seviyesine düştüğünüzü gösterirsiniz! Konya’da yaşanan üzücü ıslıklamalar ve yuhalamalar Haklı olarak İzlanda’da yaşananlara onurlu bir ülke olarak tepki veriyoruz değil mi? Türkiye, gerek sporseverleri gerek devlet düzeyinde tepkisiyle ne kadar doğru bir şey yapıyorsa, aynı Türkiye, özeleştiri yapmayı da göze alacak. Konya Stadı’nda Fransız milli marşı çalınırken terbiyesizce bu marşı ıslıklayan ve yuhalayan çapsızları da eşit derecede kınayacak. Bunu yapmayanın İzlanda’da yaşananlara gık deme hakkı yok! Fransa’da ve dünyada maçı izleyen milyonlarca sporseverin önünde bizi rezil edenlerin, Atatürk’ün bu Cumhuriyeti kurarken getirdiği evrensel barışçı güzelliklerle sa, o gün o maça da gelme! Mustafa Kemal’in İzmir’de Yunan bayrağına gösterdiği saygıyı anlamayanların, bir futbol stadyumunda işi yoktur. Orada Sporda centilmenlik nedir? misafire karşı o çirkin tavrı gösterenler İzlanda Reykjavik Havaalanı diyebilir ki: “Efendim onlar da bize aynı şeyi yapıyor, ben dolu bakış açısından hiç mi hiç ha enayi miyim?” Evet berleri yok! Bu ülkenin vatandaşı kardeşim, sen kötüye kötülükle olarak o gün sahada ter akıtan yanıt veriyorsan, enayisin. Orada başarılı futbolcularımızla ve Şenol Güneş’le ne kadar övünüyorsam, o rezilliği yapanlardan da bir o kadar şikâyetçiyim. Bizi dünyanın gözünde en güzel gurur günümüzde yine iki paralık etmeye çalıştılar. Bu rezaleti görüp tepki vermeyenler de doğru bir iş yapmadılar. Lütfen artık bu iptidailikler bunlar yaşanmasın, kimse Türkiye Cumhuriyeti’ni bu şekilde lekeleyemesin! senin görevin centilmenliğinle, bu saldırgan takımın taraftarlarını utandırmak. Sen ancak o zaman dünyanın her yerinde evrensel barışı taşıyan spora layık olursun. Aksi taktirde bu şiddet kreşendosunun sonu kötü olaylara gebedir. Kötü örnek, örnek olamaz. FenerbahçeErgin Ataman gerginliği Türkiye’de büyük takım taraftarlarının sürekli üzücü tavrı Oportünist yorumlar yapmak istemiyorum. Fenerbahçe seyircisi ve Ergin Ataman arasında yaşanan ağır gerginlik Türk sporuna, ileride Ülkemizde ne zaman dört büyük sporcu olmak isteyen gençlere ve ler birbirleriyle maç yapsalar, hangi Fenerbahçe basketbol takımına stadyum olursa olsun misafir takım doğrudan zarar veriyor. Büyük bir sahaya çıktığında yuhalamalar, kü şamata içinde Ataman’a yönelik fürler, gırla gider. Bu görüntünün ne ağır sataşmalar şık durmadığı gibi, kadar çirkin olduğunu yaşayan yüz takıma bir fayda da sağlamıyor. Fe binlerce sporsever umarım fark edi nerbahçe, o gerginliklerin ortasında yordur. Ben ateşli bir Fenerbahçe İspanya’da sezonun en önemli taraftarıyım. Kimdir bizim en büyük maçında Efes’ten fark yedi ve belki ezeli rakibimiz? Diyelim o gün Ga Avrupa şampiyonluğunu kaçırdı. latasaray! Ben, Galatasaray bizim Bana sorarsanız, Fenerbahçe o stadyumda, orta sahada seyircilere gün sakatlarına rağmen maçı alırdı. selam verdiğinde istisnasız her de Ama spor salonunu dolduran taraf fasında ayağa kalkıp alkışlıyorum. tarların yarısının aklında takımlarını Bunun aksi düşünülemez. Maç es teşvik etmekten çok, Ataman’a her nasında, isteyen taraftar takımı için türlü ters tezahüratta bulunma hırsı sürekli bağırır, slogan atar, teşvik vardı. 19 Mayıs’ın 100. yıldönümün eder, alkışlar, hakeme kızar, espri de, Rus CSKA takımı Efes’e her lerle rakibi kızdırır, hepsi kabul; ama sayı attığında, sanki Fenerbahçe, ezeli rakibine, onun bayrağına, tari Beşiktaş’a son saniyede gol atmış hine, o güzel rekabete saygın yok gibi sevinen taraftarları da anla yamıyorum. Atatürk’ün ruhunun o maçı görmesini istemezdim. Ataman, şu ya da bu nedenle ve tamamen haksız olduğu konularla Fenerbahçelileri kızdırmış olabilir geçmişte... Peki, ne yapacaksınız? Ömür boyu kan davası güderek geçmiş olayları büyütecek misiniz? Eğitimsiz holiganların cirit attığı ülkemizde ileride herhangi biri, sportif rakibi gördüğü birilerine saldırırsa bu bedeli kim ödeyebilir? İlla işlerin oraya mı varması lazım? Sevgili Başkan Ali Koç’a hiç kimse “şiddet azmettiricisi” diyemez. Fenerbahçe’nin artık Türkiye’de spora barış ve kardeşlik getirmek üzere yola çıktığını vurguladı. Lütfen başta kendisine oy veren ve onu destekleyenler olmak üzere, herkes o örnek sözleri hatırlasın. “Biz barış istiyoruz ama Ataman hariç” denirse, bir yere varılamaz. Çünkü herkesin farklı “istisnaları” vardır! Fenerbahçe Spor Kulübü’ne yakışan, Obradoviç’in gösterdiği yoldur: “Taraftarımız salonda yalnız bizi desteklesin, rakip takım ile uğraşmasın”. Ben o büyük insanın bu işlerden ne kadar rahatsızlık duyduğunu hissedebiliyorum. Teşekkürler Obradoviç. Tenisin güzellikleri Fransız tenisçi Mahut, Arjantinli Mayer’e Roland Garros’da 4 zorlu sette yenildi. Gözleri yaşlı, sandalyesine çökmüş otururken, sahaya 7 yaşındaki oğlu girdi, babasına sarıldı. Muhteşem bir sahneydi, Mayer ayakta alkışladı. İki dev rakipten Nadal, Federer’i yendi, İsviçreli büyük şampiyon, sahayı terk ederken Nadal herkesle beraber kendisini ayakta alkışlıyordu. Hep çağımızın en büyük tenisçisinin o olduğunu vurgular. Hem de kendisi Federer’i çok daha fazla yenmiş olmasına rağmen... Herkesin, gladyatörlerin çağdaş er meydanı tenisten alacağı o kadar çok ders var ki! Sporun güzelliklerini örnek alalım, çirkinliklerini değil. Ayvalıtaş davasında savcı, sanıkların beraatını istedi Gezi Parkı eylemle lar Demirbaş ile Aktaş’ın ri sırasında İstanbul kusursuz oldukları tes Ümraniye’de gerçekle pitine yer verildi. şen yürüyüşte bir aracın Söz alan baba Ali Ay kalabalığa dalıp kendisi valıtaş, kendisinin de ne çarpması sonucu ya araç kullandığını belir şamını yitiren Mehmet terek, “Olay yerine bel Ayvalıtaş’ın ölümüne ki 10 sefer gittim. 160 ilişkin davada savcı, sa 170’le durabildim. Ya nıkların yeterli de ni ben bunu yapa lil olmadığını ge biliyorsam... Res rekçe göstererek men çocukların beraatını istedi. üzerine sürmüş. İstanbul Ana Acımayın bana dolu 8. Ağır Ceza ama adalet sağ Mahkemesi’nde layın. Allah aşkı görülen dava na tutuklayın sa nın 23. duruşmasına, Meh Ayvalıtaş nıkları” dedi. Esas hakkındaki müta met Ayvalıtaş’ın baba laasını sunan duruşma sı Ali Ayvalıtaş ile tutuk savcısı Ali Fuat Akın, sa suz yargılanan sanıklar nıkların, “taksirle ölüme Mehmet Görkem Demir ve yaralanmaya neden baş, Cengiz Aktaş katıl olmak” suçunu işledik dı. Mahkeme Başkanı lerine dair yeterli delil Zeynep Durdu, dördün bulunmadığını gerekçe cü bilirkişi raporunun göstererek her iki sanığı geldiğini söyledi. Rapor nın mevcut suçtan bera da, Ayvalıtaş ile olayda atlarına karar verilmesi yaralanan Seyit Kartal’ın ni istedi. Mahkeme, du tamamen kusurlu oldu ruşmayı erteledi. ğu, sürücü olan sanık l Haber Merkezi ‘Photoshop’la yazı eklersiniz’ denerek izin verilmedi ‘Boş pankart’ da yasak! İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencilerinin mezuniyet töreni öncesinde “boş pankart” açmak istemesi, “Photoshop’la yazı eklersiniz” denerek dekan yardımcısı tarafından engellendi. İletişim Fakültesi mezuniyet töreni önceki gün Cemil Birsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Tören öncesi salona üzerinde herhangi bir şey yazmayan pankartla girmeye çalışan bir grup öğrenciyi durduran özel güvenlik ve polis, “törende pankart açma nın yasak olduğunu” söyleyerek salona girmesine izin vermedi. Öğrencilere göre, o sırada fakülte girişinde bulunan fakülte görevlilerinden Dekan Yardımcısı Ümit Sarı, boş pankartı kastederek “Photoshop’la istediğinizi yazarsınız” dedi. Gruptaki öğrencilerden Dilek Sarıgül, mezun olan öğrenciler olarak, boş pankartı “ülkedeki genel politik baskıyı ve gazetecilere uygulanan sansürü temsil etmesi” açısından açmaya karar verdiklerini söyledi. l Haber Merkezi KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Dışarıdaki Gazeteciler: Bu haksızlığa son verilsin Dışarıdaki Gazeteciler bir buçuk ay önce yeniden cezaevine giren gazetemizin 6 eski yazar ve yöneticisi için çağrıda bulundu. Gazeteciler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, yargı reform paketini açıklarken yaptıkları konuşmada istinaf mahkemelerini yeterli bulmadığını hatırlattı ve eski çalışanlarımızın istinaf kararı ile cezaevinde olduğunun altını çizdi. Dışarıdaki Gazeteciler yaptığı açıklamada, “Sadece gazetecilik yaptıkları için meslektaşlarımızın özgürlüklerinden, hayatlarından, çalınıyor. Biz Dışarıdaki Gazeteciler olarak bu haksızlığa bir an önce son verilmesini ve acilen gereğini yapmasını talep ediyoruz” dedi. 5 yılın altında hapis cezasına mahkum edilen ve mahkumiyet kararı onanan eski çalışanlarımız Hakan Kara, Musa Kart, Güray Öz, Önder Çelik, Emre İper ve Mustafa Kemal Güngör 25 Nisan’da yeniden cezaevine girmişti. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Evlerin 1 üstünde çıkıp 2 oturulan düz dam. 2/ Nişasta ve pekmezle yapılan bir tür tatlı... Altından sopa gösterilir. 3/ 3 4 5 6 7 8 Siirt ilinde 9 DUB LÖR MA ULU FARAŞ BARDO UŞ İ L ÇAROZ Y ANAL İ Z TA JOTA ARUN KAM İ L E T SU AL İ ŞAR İ L AN TOKA bir kaplıca... Orta ve Batı Karadeniz’in dağlık kesimle rinde görülen dağınık kırsal yerleşme tipi. 4/ Dilbilgisindeki sözcük türlerinden biri... 50 kâğıtla oynanan bir iskambil oyunu. 5/ Bir işi yapmak, bir şeyden yararlanmak yolunda verilen hak... Müzikte sekiz sesten oluşan dizi. 6/ Terbiyesiz kimse... Fas’ın plaka imi. 7/ Taşıtlarda belirlenen noktaya ulaşmak için yön bulmayı sağlayan aygıt. 8/ Ankara’nın bir ilçesi... Bir tümceyi oluş turan birimlerden her biri. 9/ İnsan sesiyle ezgili sesler çıkarma, müzik yapıtlarını ses lendirme sanatı... Beli çökük at. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yakut Türklerinin inancında evin koru yucusu olan ruh. 2/ Un, et ve bamya ile ya pılan bir yemek... Eski Türk güreşlerinden biri. 3/ Doku teli... Sedir. 4/ Peygamberleri Hud’u dinlemedikleri için Tanrı tarafından yok edilen kavim... Derin yaraların içine konulan steril gaz bezi şeridi. 5/ Dağlar arasındaki geçit... “Yine yükünün kerva nı geldi / Çekemem bu derdi bölek seninle” (Feryadi). 6/ Köpek... Eski dilde su. 7/ Çok gezip çok şey görmüş denizci. 8/ Yavru, ço cuk... Unsur. 9/ Şöhret... Köpeklerde yaş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle