20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: FUNDA YAŞAR ER 927 MAYIS 2019 PAZARTESİ Menderes ‘Geçmiş olsun’ deseydi ihtilal olmazdı 27 Mayıs İhtilali’nin 59. yıldönümünde 27 Mayıs’ı, öncesini ve 27 Mayıs sürecinden alınması gereken dersleri Kurucu Meclis üyesi Dr. Alev Coşkun’la konuştuk. O sürecin yakın ve canlı tanığı olan Coşkun’un anlattığı olaylar, günümüz siyasetçilerine yol gösterici nitelikte. Sayın Coşkun, 27 Mayıs’ın öncesine yakından tanık oldunuz. 27 Mayıs sonrasında da Kurucu Meclis’te aktif görev aldınız. 27 Mayıs 1960’ı iyi tahlil edebilmek için öncesine bakmak gerekir değil mi? Evet. Bunun için de önce Demokrat Parti’nin ne olduğuna bakmamız lazım. DP, çok partili si yasal sistemimizde, 1946 yılında kurulan, hal ka dayalı güçlü bir siyasi partidir. Unutulma malıdır ki DP, demokrasi ve hukuk çerçevesin de yapılmış olan 1950 seçimini kazanmıştır. O günkü siyasal iktidar ve Cumhurbaşkanı İnö ’ nü, iktidarı hiçbir sıkıntıya yer vermeden De mokrat Parti’ye devretmiştir. Bu aşamada 1950 seçimlerinde geçerli olan seçim sisteminden de söz etmek gerekir. Çünkü kullanılan yöntem, çoğunluk sistemine dayalıdır. Her il bir seçim bölgesi sayılmaktaydı ve o ildeki oyların çoğunluğunu alan parti, ilin bütün milletvekilliklerini kazanmaktaydı. Örneğin 1950 seçiminde DP, oyların yüzde 55.2’sini alarak Mecliste 416 sandalye elde ederken, CHP yüzde 39.6 oy almasına rağmen sadece 69 milletvekili çıkarabilmiştir. Aradaki oy farkı yüzde 15 olmasına rağmen sandalye sayısı arasındaki fark 347’dir. Bu sistem, seçimde adalet ve eşitlik ilkesini zedeliyordu. 1950 seçim sonuçları bu sebeple DP’yi aldı ’Ateş emri verecek misin? ğı oydan daha güçlü gösteriyordu. n Demokrat Parti’nin olaylara karşı yak laşımı hep aynı mıydı? Yoksa zaman içinde değişkenlik mi gösterdi? n 1959’da neler yaşandı? 27 Nisan 1959’da CHP Genel Başkanı İnönü, Uşak ilindeki CHP Kongresi’ne gitti. Ertesi gün İzmir’e gitmek üzere trene binerken DP’li mili DP’nin siyasi hayatını özellikle üç aşamaya ayı tanların saldırısına uğradı ve başına taş atıldı. rabiliriz. 19501954 arası parlak dönem. Bu dö İzmir’de, Demokrat İzmir gazetesini militanlar bas nemde Marshall yardımı gibi oluşumların da et tılar. Gazetenin makinelerini tahrip ettiler. kisiyle ekonomi daha iyi bir gösterge çiziyordu. Gerek Uşak olayları gerek İzmir olayları ve mu 19541957 yılları arasında, 1954 seçimlerinde halefet partilerinin açıklamalarına karşı yayın ya oyunu artırmasına rağmen duraklama dönemine sağı konuldu. Yasaklar ve sansür nedeniyle tarih giren bir DP görmekteyiz. 1957 yılında yaşanan te ilk kez gazetelerin birinci sayfaları boş beyaz kırılmanın da etkisi ile 19571960 arasını da geri sütunlarla yayımlandı. 3 Mayıs 1959 günü İnönü leme dönemi kabul edebiliriz. uçakla İstanbul’a geldi. İnönü Yeşilköy’den arabay du, uygulanıyordu. Bu, DP iktidarının son derece yanlış bir politikasıdır. Kayseri meselesine gelecek olursak: 1960 yılına girildiğinde olaylar birbirini izlemeye başlamıştı. 1960 Mart ayı sonunda İnönü Kayseri’ye CHP il Kongresi’ne gitmek istedi. ‘Bu talimatınızı reddediyorum’ 2 Nisan’da Ankara’dan trenle hareket edeceği sırada Kayseri Valisi’nden bir telgraf aldı. Telgrafta İnönü’nün Kayseri’ye gelmemesi isteniyordu. İnönü Vali’nin bu hareketini “maskaralık” olarak nitelendirdi ve 2 Nisan 1960’ta trenle Kayseri’ye hare di iktidarda bulunanlar gibilerin, milletleri ihtilale nasıl zorladıkları insan hakları beyannamesine girmiştir. Eğer bir idare insan haklarını tanımaz, baskı rejimi kurarsa, o memlekette ihtilal mutlaka olur. Böyle bir ihtilal bizim dışımızda, bizimle ilişkisi olmayanlar tarafından yapılacaktır... Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam” demişti. Uyarı yeterince açıktı. Ancak akıl tutulması yaşayan DP yöneticilerine bu uyarılar hiçbir yarar sağlamadı. Bu konuşmanın da yayımını yasaklayarak tehlikeyi savuşturabileceklerini sandılar. Gerçi bu konuşma yasaklandığı için gazetelerde yer almadı n Bahsettiğiniz kırılma noktasının merke la Topkapı’ya gelince, arabası trafik müdürü tara ket etti. Kayseri yakınlarındaki Himmetdede İstas ama vatanseverler ve özellikle üniversite gençliği zinde 1957 seçimleri olmalı... fından durduruldu. Araba durunca ellerinde sopa yonunda tren durduruldu. Trenin Kayseri’ye girme tarafından çoğaltılıp halka dağıtılıyordu. 1957 seçimleri bir dönüm noktasıdır. 27 Ekim lar ve taşlarla, militanlar İnönü’nün arabasına sal 1957 seçim sonuçları, artık DP için düşüş gös dırdılar. Bir linç girişimi başladı. teriyordu. DP yüzde 47.2, CHP yüzde 40.82, HP yüzde 3.82, CMP yüzde 7.19 oy almıştı. Muha Hayat kurtaran tesadüf lefet partilerinin toplam oyu, DP oylarını aşıyor Tarihi bir tesadüf, orada bulunan Binbaşı Kenan du. Menderes, “Allah bir daha bana 1957 seçim Bayraktar, yanındaki askerlerle olaya müdahale et gecesini göstermesin” demişti. Seçim sonuçla ti ve İnönü’nün arabasına yol açıldı. rının ilanından sonra halk seçimlerin adil yapıl DP siyasal iktidarının yönetim ve demokrasi an madığını öne sürerek Gaziantep, Giresun, Kay layışında, Milli Mücadele’de Batı Cephesi komuta seri, Çanakkale ve Samsun’da gösteriler yaptı. nı olan ve muhalefet partisinin genel başkanlığı Gaziantep’te seçimi CHP’nin kazandığı ilan edildi. nı yapan İnönü’nün can güvenliği kalmamıştı. Eğer Bir gün sonra, yanlış oldu denilerek yeniden sa Menderes geçmiş olsun deseydi ihtilal olmazdı. yım yapıldı. Bu kez DP’nin kazandığı ilan edildi. n Bugün Türkiye’de partiler seçimlere itti Gaziantep’te bu duruma itiraz eden binlerce va fak olarak giriyorlar. İktidar kendi içinde bu tandaşın üzerine itfaiye su sıktı. lunduğu ittifakı “yerli ve milli” olarak niteler Polis aşırı baskı yaptı. Halk, seçim kurulunun ken karşısındaki ittifaka ihanete varan itham bulunduğu binaya gidip protesto gösterisi yap larda bulunuyor. Sanki benzer bir durum 27 tı. CHP’nin Gaziantep milletvekili adayları gazete Mayıs öncesinde de söz konusu. Ve bir de ci Ali İhsan Göğüş ve Mehmet Barlas’ın babası Ce Kayseri olayı var... mil Sait Barlas tutuklanarak cezaevine konuldu. 1960 yılına girerken Türkiye’de ciddi bir toplum 1957 seçiminden sonra DP, özgürlükleri kısma yo sal kutuplaşma oluşmuştu. DP, siyasal iktidarı Va lunda Meclis’ten kararlar çıkardı. Meclis İç tüzü tan Cephesi adını verdiği bir cephe oluşturmuştu. ğü değiştirilerek milletvekillerinin konuşma hak Vatan Cephesi, DP içinde ayrıcalıklı bir oluşum ola ları kısıtlandı. Bunun dışında, basın özgürlüğü kı rak değerlendiriyordu. DP herkesin Vatan cephesi sıtlandı, Yargıtay üyelerinin daha önceden tanın ne katılmasını istiyordu. O günlerin en etkin ileti mış olan hakları ellerinden alındı. İktidar tarafın şim aracı olan radyoda, Vatan Cephesine katılanla dan hiçbir gerekçe gösterilmeden emekli edilmele rın isimleri saatlerce okunuyordu. rini öngören yasa çıktı. Kamu yöneticilerine baskı Bir tarafta Vatan Cephesi, öte yanda vatanı si yasaklanmıştı. Ana muhalefet lideri Türkiye’de istediği şekilde bir ile gidemiyordu. Bu noktada İnönü, yetkililere “Beni mi şehre sokmuyorsunuz? Örfi idare mi ilan ettiniz?.. Bu talimatınızı reddediyorum...” dedikten sonra bu gibi hareketlerin dünyada iki yerde olduğunu söyledi; “Bunlardan birisi, Güney Afrika’da sömürgeci yönetimin zencilere yönelik silahlı mücadelesidir. Diğeri de Kayseri Valisi’nin bu kararıdır.” n Devamında ne oldu peki? Sonunda İnönü Kayseri’ye gitti. Kongrede konuştu. Ertesi gün, Kayseri’den Yeşilhisar yoluyla Ankara’ya dönmek istedi. Yolu İncesu’da kesildi. İncesu’ya giden köprü askeri birlikler tarafından tutulmuştu. Kayseri Valisi Ahmet Kınık ve Emniyet Genel Müdürü İnönü’yü durdurdu. İnönü aracından inerek İncesu’daki köprüyü yürüyerek geçti. Askeri birlikler İnönü’ye engel olmadı. Askeri barikatları aşarken askeri birliğin komutanı Binbaşı’ya “Ateş emri verecek misin?” dedi. Binbaşı, “Paşam, size ateş ettirmektense kendime ateş edip intihar ederim” dedi. İnönü harekâtı yarıp geçmişti ama, ertesi gün Binbaşı görevinden alındı. Bu Binbaşı, Selahattin Çetiner’dir. Sanki düşman ordusunun yolu kesiliyordu. İnönü, trenden indi ve yürüyerek askerlerin arasına girdi ve barikatı aştı. Bunun anlamı, asker hükümetin emrini dinlememiş, İnönü’ye karşı zor 'Demokrasilerde böyle şey olmaz' n Bu gelişmeden çok kısa bir süre sonra Tahkikat Komisyonu’na yetki veren bir kanun Meclis’te kabul edildi. Biraz da o yasadan ve Tahkikat Komisyonu’nun içeriğinden bahseder misiniz? Yaklaşık on gün sonra, 27 Nisan 1960. Tahkikat Komisyonu’na yetki veren hukuka aykırı Salahiyet Kanunu Meclis’te kabul edildi. Bu kanun, Demokrat Parti’nin yıkılış günlerinin en önemli aşamasıdır. Meclis’te DP çoğunluğunun oylarıyla Tahkikat Komisyonu’nun görev ve yetkileri hakkındaki kanunun kabul edilmesidir. Bu kanun, DP’nin diktaya doğru yönelmesinin hukuksal kanıtıdır. Tahkikat Komisyonu’nun “Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun”un temel maddelerinin özeti şu şekildeydi: 1 Savcılık, mahkemeler, askeri mahkemeler, ve adli amirlere tanınan tüm yetkiler bu komisyona veriliyordu. 2 Komisyon her türlü yayını, gazeteyi, dergiyi yasaklayabilecek yetkiye sahipti. 3 Gazetelerin dağıtımını yasaklayabilecek yetkiye sahipti. 4 Gazete matbaalarının kapatılmasına karar verme yetkisine sahipti. 5 Siyasi parti toplantılarını yasaklama yetkisi arttı, yasaklar konuldu. 1957’de artan bu olaylar nı sevmeyenler biçiminde bir cepheleşme biz kullanmamış, onu durdurmamıştı. ne sahipti. 1959 yılıyla geri dönüşü olmayan bir yola girdi. zat siyasal iktidar tarafından cesaretlendiriliyor Bu bir işaretti. Ama anlayan için... Dikkat edileceği gibi bu komisyon hem savcı, 1961 KURUCU MECLİS AÇILIŞI Geçici başkan Yusuf Kemal Tengirşek ve en genç üye Alev Coşkun (10 Ocak 1961) ALEV COŞKUN (19551961) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne 1955 yılında giren Alev Coşkun, 19551960 yılları arasındaki süreci bizzat yaşadı. Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisiyken CHP İstanbul İl Basın Bürosu’nda çalışmaya başlayan Coşkun, daha sonra bu büronun şefi oldu. Devamında, 19591961 yılları arasında CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığı yaptı. Turan Emeksiz’in öldürüldüğü üniversite olaylarında DP tarafından hedef gösterildi ve hakkında yakalama emri çıkarıldı. 27 Mayıs 1960 sonrası 61 Anayasası’nı yapan ve 6 Ocak 1961’de toplanan Kurucu Meclis’e CHP Gençlik Kolları adına seçildi. Alev Coşkun aynı zamanda Kurucu Meclis’in seçimle gelen en genç üyesiydi. Daha sonra bu Meclis’te Divan Kâtipliği yaptı. n 27 Mayıs süreci denince ilk akla gelen konulardan birisi de Tahkikat Komisyonu’dur. Halen çokça tartışılır... Sizin yaşadıklarınız ve gördüklerinizden yola çıkarsak, sizin gözünüzden Tahkikat Komisyonu nedir? Kayseri olaylarından hemen sonra, DP grubu 12 Nisan günü 5.5 saat süren olağanüstü bir toplantı yaptı ve CHP hakkında Meclis Tahkikatı açılmasına karar verdi. 18 Nisan 1960’ta DP’nin önerisi Meclis’te DP çoğunluğu tarafından kabul edildi ve tüm üyeleri DP milletvekili olan 15 kişilik Tahkikat Komisyonu kuruldu. Bu komisyonun tam ismi “CHP ve Bir Kısım Basını İncelemekle Yetkili Tahkikat Komisyonu”dur. Bu konu görüşülürken, İnönü Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmasında, “Bu yaptıklarınızı iyi düşünün. Biz ihtilal metotları takip ederiz, seçimsiz iktidara gelmek isteriz diyorsunuz. Şim hem yargıç, hem de yönetme yetkisine sahipti. Demokrasilerde böyle şey olmaz. 6 Komisyonun kararlarına itiraz edilemez. İtiraz edilecek bir merci ve makam yoktu. Bu kararlara itiraz edenler tutuklanarak, 1 yıldan 3 yıla kadar cezaevinde kalabiliyordu. n Tahkikat Komisyonu’nun ilk uygulamaları neler oldu? Tahkikat Komisyonu’na yetkiler veren “Selahiyet Kanunu”, 27 Nisan 1960 günü Meclis’te kabul edildi. Meclis’te konu görüşülürken, ana muhalefet lideri İnönü’ye Meclis’ten 12 celse çıkarılma cezası verildi. Tahkikat Komisyonu Meclis görüşmelerine yayın yasağı konuldu. Ertesi gün, 28 Nisan 1960, gençlik hareketleri ve özgürlükler açısından son derece önemli bir gündür. YARIN: 28 NİSAN OLAYLARI VE PROF. BAŞGİL’DEN TARİHİ UYARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle