17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 1122 MAYIS 2019 ÇARŞAMBA Daralma hızlanacakEkonomikİşbirliğiveKalkınmaÖrgütü:31Martseçimlerindensonrayatırımcıtarafındakibelirsizlikarttı OECD 2019 yılı için Türkiye ekonomisine yönelik yüzde 1.8 olan daralma tahminini yüzde 2.6 olarak revize etti. Bu oran G20 ülkeleri arasındaki en negatif büyüme beklentisi oldu. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye’nin 2019 ve 2020’de GSYİH seviyesi 2018 seviyesinin altında olmaya devam edecek. gayrisafi yurtiçi hasılasına 4 Kaybolan güvenin geri (GSYİH) dair 20192020 bek kazanılması için ekonomi po lentilerini düşürdü. OECD, litikalarının kalitesi ve öngö Türkiye için küçülme bek rülebilirliği, piyasa kurum lentisini 2019’da yüzde larının güvenilirlikleri çok 1.8’den yüzde 2.6’ya çıkarır önemli. ken, 2020 için büyüme bek 4 Merkez Bankası kredi lentisini de yüzde 3.2’den bilitesini güçlendirmeyi ve yüzde 1.6’ya indirdi. net uluslararası rezerv pozis OECD yayınladığı “Ekono yonunu yeniden inşa etmeyi mik Görünüm” raporunda, amaçlamalı. Türk ekonomisinde Ağustos İç ve dış güveni zedeleye 2018’de yaşanan ağır finan cek herhangi yeni bir şok ya sal şokun etkisi ile 2018’in şanmaması halinde 2019’un ikinci yarısında bir resesyo ikinci yarısından itiba nun tetiklendiğini vurguladı. ren bir toparlanma öngören Riskler sürüyor OECD, buna rağmen 2019 ve 2020’deki GSYİH’nin 2018 Son yerel seçimler sonrasında yatırımcı belirsizliğinin yüksek olmaya devam ettiğini belirten OECD, büyümede öngörülen toparlanmanın etrafında önemli risklerin de sürdüğünü vurguladı. Raporda şu ifadelere yer verildi: 4 İşletme ve hanehalkı güveni artan belirsizlikten etkilendi. Ancak uluslararası veya yurtiçi güveni etkileyecek herhangi bir şok yaşanmaz ise 2019’un ikinci yarısında ölçülü bir toparlanma öngörülüyor. Bununla birlikte seviyesinin altında kalacağı tahmininde bulundu. OECD tüketici, işletme ve yurtiçi ve uluslararası yatırımcıların yeniden güveninin kazanılması için öngörülebilir ve nitelikli ekonomi politikalarının ve piyasa kurumlarının kredebilitesinin önemini de vurguladı. OECD, Merkez Bankası’nın (TCMB) net uluslararası rezerv pozisyonunu yeniden yapılandırması ve kredibilitesini artırması gerektiğini belirtti. l Ekonomi Servisi KREDIBILITE ARTIRILMALI Ayrıca OECD, mart ayındaki aşağı revizyonun ardından dünya ekonomisinin yüzde 3.3 olan 2019 büyüme tahminini yüzde 3.2’ye düşürürken, 2020 için yüzde 3.4 olan büyüme tahminini ise değiştirmedi. OECD, Arjantin ekonomisinin 2019’da yüzde 1.8 daralmasını, 2020’de ise yüzde 2.1 büyümesini bekliyor. OECD’nin tahminlerine göre kurum Avro Bölgesi’nin 2019’da yüzde 1.2, 2020 yılında yüzde 1.4 büyümesini bekliyor. Küresel büyüme tahmini 2019 ve 2020 yılları için sırasıyla yüzde 3.2 ile yüzde 3.4 seviyesinde gerçekleşti. Almanya için beklentiler 2019 ve 2020’de yüzde 0.7 ile yüzde 1.2 oldu. Kurum Güney Kore’nin 2019 büyüme beklentisini yüzde 2.6’dan yüzde 2.4’e, 2020 beklentisini yüzde 2.6’dan yüzde 2.5’e indirdi. Japonya büyüme beklentisi 2019 ve 2020’de yüzde 0.7 ile yüzde 0.6 oldu. OECD’nin ABD için büyüme tahmini 2019 için yüzde 2.8 ike 2020 için yüzde 2.3 oldu. Kurum, İngiltere için 2019 ve 2020 için yüzde 1.2 ile yüzde 1.0 büyüme bekliyor. Kurumun Çin için bu yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 6.2, gelecek yıl için yüzde 6.0 seviyesinde gerçekleşti. 21 Mayıs Dünya Süt Günü, düşen üretim ve tüketimin gölgesinde kutlandı DİSK kıdemi Üretici de tüketici de dertli Çalışma Meclisi’ne getirecek Astaldi ‘köprü’yü yine satışa Süt üreticisi yüzde 50’yi aşan girdi maliyetlerinin altında ezilirken, tüketiciler ise yüzde 23’ü bulan zamlara mahkum oldu. MUSTAFA ÇAKIR Hükümetin sosyal taraflara sormadan planladığı Çalışma Meclisi toplantısı, Avusturya’da gerçekleştirilen Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun (ETUC) kongresi ile aynı güne denk gelince katılım düzeyi de düştü. Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın yanı sıra DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da Avusturya’da olduğu için Çalışma Meclisi’ne katılamayacak. DİSK Başkanı Çerkezoğlu, “Avusturya’da ETUC’un kongresi var. Viyana’dayım. Perşembe günü de Viyana’da olacağım. Çalışma Meclisi’ne ben katılamayacağım. Ancak DİSK yönetiminden arkadaşlar olacak” dedi. Çalışma Meclisi’ne Türkİş’ten Genel Sekreter Pevrul Kavlak, DİSK’ten de Genel Başkan Yardımcısı Cemal Poyraz katılacak. Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay da Viyana’da olacak. Yarın ATO Congresium’da gerçekleştirilecek Çalışma Meclisi toplantısına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılacak. Daha önce İstanbul’da yapılacağı açıklanan toplantı son anda Ankara’ya alınmıştı. DİSK Genel Başkan Yardımcısı Cemal Poyraz, Çalışma Meclisi’nde gündeme getirecekleri iki temel konunun kıdem tazminatını fona dönüştürme girişimi ile işsizlik olacağına dikkat çekti. Toplantıya ILO Genel Direktörü Guy Ryder’in de katılması bekleniyor. l ANKARA Türkiye İran’dan ithalatı durdurdu çıkardı İtalyan inşaat şirketi Astaldi, İstanbul’daki Yavuz Sultan Selim Köprü sü’ndeki yüzde 33’lük payının satışı için görüşmelere tekrar başladı. Reuters’ta yer alan habere gö re Astaldi, geçen yıl eylül ayında Türkiye’de son dönemdeki siyasi ve ekonomik gelişmeler nedeniyle bu köprüdeki payını satmak için yürüttüğü müzakerelerin geciktiğini açıklamıştı. Astaldi işlerine devam edebilmek için alacaklılardan korunma çerçevesi kapsamında faaliyetlerini yürütüyor. MALIYET ARTTI INŞAAT DURDU Ekonomik kriz altında düşen satışlar nedeniyle dibe vuran inşaat sektörü, maliyet artışlarıyla da zor günler geçiriyor. TÜİK’in “İnşaat Maliyet Endeksi, Mart 2019” raporuna göre inşaat maliyet endeksi (İME), bir önceki aya kıyaslar yüzde 1.47, bir ön ceki yılın aynı ayına kıyaslar yüzde 26.95 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2.02, işçilik endeksi yüzde 0.27 arttı. Yine bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 27.16, işçilik endeksi yüzde 26.48 arttı. Öte yandan TÜİK’in “Ya pı İzin İstatistikleri, OcakMart, 2019” raporuna göre, belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatları, ilk üç ayda bir önceki yıla göre bina sayısında yüzde 42.5, yüzölçümde yüzde 37.7, değerde yüzde 19.8, daire sayısında yüzde 45.9 azaldı. l Ekonomi Servisi Son bir yılda yüksek kur sebebiyle artan girdi maliyetleri süt üretimini düşürürken, zamlanan süt ürünleri de tüketimi azalttı. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), 28 yıldır kutlanan 21 Mayıs Dünya Süt Günü’nde, üreticilerin de tüketicilerin de bu sebeple dertli olduğuna dikkat çeken yazılı bir metin yayınlayarak, bu sorunlara çözüm bulunması için önerilerde bulundu. Yeme büyük zam Yem hammaddesindeki artışlar, bir yıl içinde yüzde 53.4 olurken, üreticinin elindeki çiğ sütün fiyatı ise ancak yüzde 21 artabildi. Tüketiciler de süt ve süt ürünlerinde yüzde 23’ü bulan zamlara mahkum oldu. Buna göre, Ocak 2018 ile Mart 2019 arasında süzme peynir ile kaşar yüzde 15, kutu süt yüzde 16, beyazpeynir ile kaymaksız yoğurt yüzde 20 ve ayran yüzde 23 zamlandı. Mart 2019’daki içme sütü üretimi ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18.5 azaldı. Aynı dönemde inek peyniri üretimi yüzde 10.2; yoğurt üretimi yüzde 1.5; ayran üretimi de yüzde 2.3 düştü. l Ekonomi Servisi KOÇ: Değerlerimizin temelinde laik cumhuriyet ilkeleri var Türkiye İran’dan aldığı petrolü hızla çeşitlendirmesinin kolay olmayacağını açıklasa da, ABD’nin yaptırım muafiyeti tanımaktan vazgeçmesi üzerine bu ülkeden alımını tamamen durdurdu ve yaptırımlara uyum sağladı. Refinitiv’in sağladığı petrol tankeri rota takip verilerine göre, ABD’nin yaptırım muafiyetini kaldırdığı 6 Mayıs’tan bu yana Türk limanlarına İran petrolü taşıyan herhangi bir tanker yanaşmadı. Analistler, İran’dan alınan tüm petrolün mayıs itibarıyla Irak, Rusya ve Kazakistan gibi alternatif kaynaklardan sağlandığını ifade ettiler. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Arçelik Yöne tim Kurulu Başkan Ve kili Ömer M. Koç, “Ku ruluşumuzdan bu ya na üzerine titreyerek koruduğumuz değer lerimizin temelinde; laik cumhuriyetin il ke ve devrim lerine bağlı lığımız, dü rüst, adil iş yapış şekli miz ve ça Ömer M. Koç lışma azmimiz yatmaktadır. Topluluk olarak ülkemize, geleceğimize yön verecek, hepimize gurur kaynağı olacak kurumlar, markalar ve insanlar kazandırmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Beko Yetkili Satıcılar Toplantısı, 1000’e yakın bayinin katılımıyla Kıbrıs’ta gerçekleştirildi. Koç Holding’in Bizden Haberler dergisinde yer alan konuşmaya göre Koç, Türkiye’nin yeni dijital çağa daha rekabetçi şekilde hazırlanmasının son derece önemli olduğunu anlatarak, tek kutuplu dünya düzeninde farklı siyasî, ekonomik ve toplumsal modellere sahip ülkelerin söz sahibi olmaya başladığını söyledi. Bu dünya düzenini farklı kılanın güç dengelerinin değişmesi değil; Amerika, Çin, Avrupa Birliği, Rusya ya da Hindistan gibi öne çıkan oyuncuların her birinin farklı politik rejimlere sahip olmaları ve farklı değerlere inanmaları olduğunu belirtti. Bu yeni jeopolitik rekabet ortamında ekonomik ve siyasi gücün yanında, teknolojik üstünlüğün de büyük bir önem kazandığının altını çizen Ömer M. Koç, “Dünya genelinde iş yapma biçimleri ve tüketici alışkanlıkları önemli bir de ğişim geçiriyor. Alıştığımız rekabet kuralları farklılaşıyor. Yeni dönemde, teknolojiyi ve kaynaklarını etkin kullanan ülkeler söz sahibi olabilecek. Böyle bir küresel tablo içinde, ülkemizin yeni dijital çağa daha rekabetçi şekilde hazırlanması son derece önemli. Ülkemizde yüksek katma değer yaratan bir üretim yapısına geçmenin ve dünyadaki baş döndürücü değişime ayak uydurmanın, bu dönüşüme yön verecek nesillerin yetiştirilmesiyle mümkün olduğuna inanıyorum” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi KISA... KISA... Hiperküreselleşmenin ardından II Bu haftaki yazımız geçen haftanın devamı niteliğinde. Geçen hafta aynı konu başlığı altında küresel ekonomide süregelen durgunluk sürecine odaklanmış ve bu bağlamda küresel kapitalizmin merkez ekonomilerinde 2009 sonrasında kâr oranlarının seyrini irdelemiş idik. Söz konusu dönemde ulusal ekonomiler düzeyinde kâr oranlarında gözlenen gerileme, sabit sermaye yatırımlarındaki durgunluğun ve dolayısıyla üretkenlik süreçlerinde gözlenen yavaşlamanın da ana nedeni olarak göze çarpıyor. Ancak ilginçtir ki bu tespit küresel sermaye şirketlerinin güç ve büyüklüğüne bağlı olarak çok önemli farklılıklar dile getirmekte. Kapitalist birikim, gelir eşitsizliğinin sadece sermayeemek arasında değil, sermaye grupları arasında da derinleştiğini belgeliyor. Örneğin Boston Üniversitesi Kalkınma Politikaları Merkezi ve UNCTAD verileri küresel boyutta faaliyet gösteren ulusötesi şirketler arasında en büyük yüzde 1’lik 2 bin adet tekelci işletmedeki kâr oranlarının, ulusal ortalamaların aksine, güçlenerek sürdürülebildiğini vurguluyor. (*) Uluslararası ticaret ülkeler arasında değil, küresel meta zincirinin ayrıntılı tasarımlarını düzenleyen tekelci ulusötesi şirketler tarafından belirleniyor. Ancak, bu hiperkârlılık dalgasının ardında yatan emeğin sömürüsü kapitalizmin eşitsiz gelişme yasalarının yoğun bir biçimde yansıması olarak ön plana çıkıyor. Aşağıda sözü edilen Boston Üniversitesi ve UNCTAD ortak çalışmasından derlediğimiz grafik, kapitalizmin 21. yüzyıldaki gelir dağılımı süreçlerini net biçimde özetliyor. Ancak, bu eşitsiz büyüme süreci kapitalizmin iç çelişkilerine dayalı, dengesiz ve çarpık büyüme olgusunu da beraberinde getiriyor. Kapitalist dünya, kârlılığındaki gerilemeyi 1980’lerden bu yana sürdürdüğü finansal rant ve spekülatif gelirler ile beslemeye çalışmaktaydı. Kapitalizmin küresel düzeyde artan rekabeti, teknolojik doygunluk ve yol açtığı sosyal ayırımcılık ve şiddet ile birleştiğinde, finansal sistemin kumarhane masalarında sunduğu spekülatif kazançların cazibesine rağmen, ortalama kâr oranlarındaki gerilemenin önüne geçemiyor. Bütün bu olgular, belirsizliklerin derinleşmesine ve kapitalizmin sistemik olarak içine sürüklendiği durgunluk sürecinde, sabit sermaye yatırımlarında da isteksizlik ve iştahsızlık ile sonuçlanmasına neden oluyor. Aşağıda aynı kaynaktan aldığımız ikinci grafik de bu olguları betimlemekte ve 1980 sonrasında finansal varlıkların küresel düzeydeki şişkinleşmesine karşın, sabit sermaye yatırımlarında ivmelenmenin söz konusu olamadığını belgelemekte. 1980’lerden başlayarak “başka alternatif yok” koşullandırmalarıyla sürdürülen yeniküreselleşme efsanesi, finansal sermayenin ve ulusötesi şirketlerin hiperakışkanlığına ve devlet aygıtının sermaye lehine yeniden biçimlendirilmesine dayanmaktaydı. “Küreselleşme” diye sunulan bu dönüşüm, özü itibarıyla, sermayenin kârlılığını engelleyecek her türlü düzenlemenin kaldırılarak, piyasaların kuralsızlaştırılmasını sağlamayı amaçlamaktaydı. Emek örgütleri ise “yönetişimci” devletin uygulayacağı açıkça faşizme dayalı şiddeti aracılığıyla güçsüzleştirilecek, emeğin sosyal kazanımları tasfiye edilecekti. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşamakta olduğumuz küresel kriz bütün bu beklentileri tersyüz etti. Küresel kriz süreci kapitalizmin bizzat kendisidir; Türkiye de bu süreci kendi “yerli ve milli” özellikleriyle derinden yaşamaktadır. (*) Boston Üniversitesi Kalkınma Politikaları Merkezi ve UNCTAD 2019 “A New Multileralism for Shared Prosperity”. l Fibabanka Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Mert ve ICBC Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Xiangyang Gao ile birlikte iki yıl vadeli 50 milyon dolarlık bir karşılıklı kredi anlaşmasına imza attı. l THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, alacakları çalışanlarla beraber bu yıl 10 bin yeni istihdam sağlayacaklarını söyledi. l Otokoç Otomotiv, Aon Best Employers 2018 Programı kapsamında “Türkiye’nin En İyi İşyeri” ödülünün sahibi oldu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle