17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected]. TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1120 MAYIS 2019 PAZARTESİ Yükselen gıda fiyatları turizmciyi korkutuyor TTYD Başkanı Oya Narin: 2019 turizm açısından çok iyi bir yıl olacak. Ama maliyetler açısından sıkıntımız TTYD Başkanı Oya Narin olacak. Gıda fiyatlarının nereye gideceğini kestiremiyoruz. Bazı ürünlerde fiyat artışı yüzde 35’i geçti. Şehriban Kıraç’ın sorularını ŞEHRİBAN KIRAÇ gili çalışmalarımız var. Turizm yanıtladı. Turizmci 2019’a umutlu başladı. Hem turist sayısında hem de gelirde yükseliş de bu yıl çok iyi olacak. Ama maliyetler açısından sı kıntımız olacak. Özellikle gıda fiyatlarının nereye gideceğini bekleniyor. Türkiye Turizm Ya kestiremiyoruz, burada bekle tırımcıları Derneği (TTYD) Baş mediğimiz artışlar oldu. Yaz se kanı Oya Narin, bu yıl kişi ba zonunda bunların biraz toparla şı turizm harcamalarının 700 nacağını umut ediyoruz. doları geçeceğini 2014’teki 850 n Oteller için giderlerin ne dolarların ise ancak 2021’de kadarını gıda oluşturuyor? yakalanacağını ifade ederek, Yüzde 40 civarı giderimiz in “2019’un turizm açısından çok san kaynaklarına. Enerji, su, alt iyi bir yıl olacağını düşünüyoruz, ama özellikle gıdadan kaynaklanan maliyetlerde beklenmedik artışlar var” dedi. Yaz se yapı hizmetleri ve yiyecek içecek de giderlerin önemli bir kısmı tutuyor. 5 yıldızlı otel ile 3 yıldızlı otelin gıda harcamaları Bir süre yavaşlamalıyız zonunun başlamasıyla buradaki sıkıntının daha iyi anlaşılacağını vurgulayan Narin, “Bizim için gıdadaki önemli kalemler et ve süt ürünleri, alkollü içkiler... bunların tüketimi ve fiyatları çok yüksek. Birtakım indirimler talep ediyoruz” diye konuştu. TTYD Başkanı Oya Narin ile turizm sektörünün hedeflerini konuştuk. 2019 iyi gidiyor n Ekonomide kriz olmasına rağmen turizmde rakamlar iyi geliyor, nasıl geçiyor 2019? Sektörümüzün 2019 yılı iyi geçiyor. Rakamlara bakarsak 2017’den sonra 2018 artık bir çıkış yılı olmuştu 2019 da iyi görünüyor. Türkiye turizmi tekrar geri dönüşünün işaretini veriyor. Dünya piyasalarında turizmin yüzde 5’e yakın büyüme göstermesi bekleniyor. 2050 yılına kadar en en çok büyüyecek ikinci sektör olacak. Turizm Türkiye’de de hak ettiği yere doğru tekrar geliyor. Bundan sonraki en önemli hedefimiz 2023’te 75 milyon turiste ulaşmak. Bunun için ağırlama, ulaşım, transfer, konaklama ihtiyaçlarının çok iyi planlanması lazım. Gelirleri artıracak tedbirlere ihtiyacımız var. Bununla il Çekici mönü nrfneslütyiaaıedüraonrklnküitkzekllaB.tnditıpYlülyaBaıleed.üeokyzeimeB3rrraeızddt,u0itldüiagzeiaizyeğmkriaerl.omükiılşkAmeimernoatasmvmilnliçluçveeziüeniarefnniftdiddniiaşusçiyeiguvkdürkzaıui.it?ditamrlklüaneaildmrrarveü.ıae.rk.nkçsbtaboilaaeeduköKlrnaenniğyrozp,leüeakbmlrklaiiraanympmtvltıaaaıinavksrklŞyaiÇmtludoreoı,ndasıakgeiyyn3e.vdfaed0rBaaatna0çdızrarieve,lzTdbıakeo4ımüoiyttn0nonbraee0kstoötdnlyeıülkiluarbeylgritıtrireehameianuen’lcltknelal?iişymarniyrakanraaaaç1 lbceyymdaçSdkmdyrmdydiBztyrataaiaoiğvoaaaoiıeoıaiiihyynlrrğıaivcztkeatrtrrnleknaoıçiaalııramivaurnmyşbaımmvularıiydytymer.azlbotruidçeamküeleoıaaİn.atıtriaıbökzehizmıdakrbjilslsDdhnianş.velhsaıdarpheoaesaienlşaaednBeidraraslaneskrrrznııkhliıcztininaarkırönarrğzinnakikebıeainı.lıtmrıjiadvfkeçimziiziaehıiealrmırnazn.ardy2ükgçodain4laelseketSnaiiçeısaddüraousbkmgtylıgeorlemaınyleiaaeıkeldurebörelrlınbragatoaalayçeerigzsımiuznygileirsllorlvgSebbaiieımnkıddıiiçesyslrnbeüyYnuiaöreauam.öüieısoednlnkşiilyaçdtunıYzarincrkiasdltcaaitlamealzıbnçoasaeüölekmiçıerebaaryagobillaşkaıkrröbılhariayilalmiyizdeyaklmrsraanynruanizsıcaiyananezeayroenkcıinüöeraarmntotmcckbaaalıkrgrğsvmnıyeıvıa.rrlrenitels.yıeeaiçeaıe.ıerıyMınlmumüDsdçlykbairiitdYymrmar.nıdinroırupaeeeazdiacerataubilalutarnıkhısbıziıitnmstilrgbhğuı.almeııriyaiıilyıütşrnçBmlezseim?iıdlnilzuınmanomarayiaelmaulneiiegtrciiurrmrmoitpznniakıırezıci.bznrnblyriadnııayaı2imn.klyaaşmınalalanrktmo0iAşıapırekdcn1fkrri.2mammaııauanrbavaalmaaıdyrskkrldııigior.kpadsreetÇoaamıieskesobmyBrnsyülinlinctlzSogeaenusmdrızuoiaonkiefelünkıeamyeşeknyglumyndbkukanknamaüuiuayaybbeiıegüurlstpiodrretrnbnronouüizöuzirlıtrüzsuyrksöaeauzliü.aviil. Bir kargaşa var. İstanbul en çok talep edilen yer olduğu için herkes otel yapmak istiyor veya Antalya öyle olduğu için herkes Antalya’ya yapmak istiyor ama bir ihtiyaç var mı? Bu çok tartışılacak bir konu İstanbul bugün belli bir doyum noktasına geldi. İstanbul hala oda fiyatlarında 2014 fiyatlarının çok uzağındayız. O nedenle bir süre yavaşlamada son derece fayda var gibi görünüyor. Gelir yaratmalıyız n Özellikle 20162017 döneminde turizmde ciddi bir kriz yaşandı batan oteller oldu, sektörün borçluluk durumu şu anda nasıl? 20162017 son derece sert bir dönem geçti turizm adına Türkiye tarihinde turizm tarihinde böyle bir şey olmamış. Dolayısıyla o yükleri sektör hâlâ taşıyor. Şu anda yeniden yapılandırmalar var ama yük ortadan kalkmış değil. bu yükün ortadan kalkmasının tek çaresi iyi çalışmak daha fazla gelir yaratmak. n Şu anda Antalya’da insanlar otele geldi mi çıkmıyor, dışarısı, yollar, alışveriş noktaları ne kadar verdiğiniz hizmetle uyumlu Planlama meselesi bu tabii. Biz buna turizmde dönüşüm programı diyoruz onunla ilgili bir rapor hazırlıyoruz. Turizmde muhakkak 2030 ve sonrasını da düşünerek program yapılmalı. Türkiye’de kişi başı turist harcamasının 1000 dolara çıkması için program hazırlanmalı. Deprem yönetmeliğine uygun olmayan yapılar elden geçirilmeli. Kıyı şeridi kendi içerisinde gelişti bazı yerler çok programlı pazı yerlerde hiç plan yok. Sağlık turizmi, kültür turizmi üçüncü yaşa hitap eden destinasyon alanları yaratılmalı. 365 gün yaşamın olabileceği ve sürdürülebilir formatta olabilecek bir turizm hedefliyoruz. Kültür alanıyla, sinemasıyla alışveriş çarşısıyla, hastane, okul vb, ihtiyaçlara cevap verecek bir planlama olmalı. Küçük şeyler yapılıyor ama bütüncül bir plana ihtiyacımız var. planlaması n Fiyatlar arttı diye bazı gıda ürünleri mönülerden çıkar biz de böyle bir hodelden faydalanmalıyız. Bir yıldır yazılı bir talebimiz var, tabi mevzuat açısından kolay bir şey değil. Fon için kesinti düşürülmeli tılabilir mi? Sezona yeni giriyoruz, belli bir standardınız olduğu için ürünü almamak olmuyor. Kimse kaliteden taviz vermek istemez. Tabii ki mönü planlamalarında daha ilgi çekici cazip şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bizim yapabileceklerimiz çok kısıtlı standardımız değişir o zaman da satış fiyatınız da düşer. Bunu yaparsanız turist başka alternatiflere ba n Turizm Bakanlığı’nın “Turizm Geliştirme Fonu” kurma çalışmaları var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Turizm geliştirme fonu son derece önemli bir ko nu, olması gereken doğru yönetilmesi gereken ve herkesin kabul edebileceği bir formatta oluşturulması çok önemli. Şu anda bizim bildiğimiz fonun yüzde indirilmesi gerekiyor. Ki zaten biz bu parayı zaten reklamlarla, tanıtımlarla, Uluslararası fuarlarla, tur operatörlerine desteklerle harcıyoruz. Yüzde 1’inin verdiğimiz zaman bir de yüzde 23 kendimize harcarsak bu bizi çok yoracaktır. Ayrıca yönetimine mutlaka sektörün sivil toplum örgütlerinin dahil edilmesi gerekiyor. n Sektörün önünde duran kar. Kalite artırıcı yeni ila 70’inin tanıtım yüzde riskler neler? Hangi adımlar velerle fiyatları yukarı çek 30’nun ise altyapı ve ih atılmalı? memiz lazım. Bunda en te tiyaçlara harcanacak. Ko Kamu özel işbirliği sağ mel noktalardan biri sade naklama sektöründe yüzde lanmalı. Stratejik plan şart. ce mevcut sistemle değil tu 1’lik talep edilen bir rakam Gelecek 510 yılın doğru rist otelden dışarıya çıktığın var. Bu konaklama sektörü adımları bugünden atılmalı. da da kaliteyi artırıcı tedbirler ne büyük bir yük getiriyor. Turizmi devlete anlatmamız almamız gerekiyor. Siz güzel bir tesise gidiyorsunuz bir yıldızlık bir servis aldığınızda sizi rahatsız eden satıcı olduğunda o standart aşağı düşüyor. Varış noktalarını yeniden düzenlemelere ihtiyaç var. Bu kârın yüzde 45’i demek. Krizden dolayı sıkıntıya girmiş üstüne finansman yükü olan bir sektörde birdenbire böyle bir yükün gelmesi tepkiyle karşılanıyor. Bu oranın en azından yarı yarıya lazım bizim de eksiğimiz var vatandaşa anlatmamız lazım, turizm bir nimet. Bu nimeti ufak tefek şeylerin içerisinde boğmamalıyız. Bürokratik konuları aşmamız gerekiyor. Türkiye’den hızlı büyüdüler Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği jileri izledi. (TOBB) ve Türkiye Ekonomi Po İlk 100’deki şirketler, litikaları Araştırma Vakfı’nın (TE Türkiye’den 18 kat daha hızlı büyü PAV) Türkiye’nin en hızlı büyüyen dü. Listeye giren şirketlerin ortala 100 şirketini belirlediği ya ma ciro büyüklükleri 59.8 mil rışmada birinciliği, 2015 yon TL. 100 şirketin yüzde 2017 döneminde cirosu 63’ü ihracat yapıyor. nu yüzde 5.324 oranın TOBB Başkanı Hisarcıklı da artıran Aydın merkez oğlu, “Türkiye’yi dünya eko li Biomar Sagun Yem Sa nomisiyle bütünleştirecek nayi firması aldı. Biomar olan Türk özel sektörüdür. Sagun’u İstanbul’dan Op Rifat Hisarcıklıoğlu Türkiye 100 programını, ülke timal Proje Yönetimi ve İnşa mizin en hızlı büyüyen şirketle at, Ankara’dan Naturel Yenilenebi rinin başarılarına küresel ölçekte lir Enerji, İzmir’den Vergo Enerji dikkat çekmek ve küresel bağlantı Sistemleri ve yine Ankara’dan Pro larını kuvvetlendirmek için düzen fen Savunma ve Güvenlik Teknolo liyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi ‘Merkez’in rezervi tükendi’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Merkez atakları önleyecek ve TL’de de sürdürülebilir bir istikrar sağlaya Bankası’nın döviz rezervinin 11 cak boyutta olması gerektiğini bil milyar dolar civarında olduğu diren Erdoğdu, “Bir ülkenin nu belirterek “Bu, sıkıntı anın küresel görünümü ve say da elimizdeki merminin çok gınlığı açısından Merkez azaldığını, adeta atacak mer Bankası’nın bağımsızlığı mi kalmadığını gösteriyor” ve tutarlılığı çok önemli. diye konuştu. Ancak oy kaybetme kay Merkez Bankası’nın verile gısıyla yapılan bazı ope rine göre bankanın brüt döviz rezervlerinin 72 milyar 994 mil Aykut Erdoğdu rasyonlar Türk ekonomisinin güvenilirliğine gölge yon dolar olarak gerçekleştiğini be düşürüyor. Ülke ekonomisini lirtti. Merkez Bankası’nın döviz re bu kadar bozmaya ve içinden çıkıl zervinin, dış yükümlülüklerin za maz hale getirmeye kimsenin hak manında yerine getirilmesini sağ kı yok” ifadelerini kullandı. layacak, dış şokları ve spekülâtif l ANKARA Dönülmez akşamın ufkunda...erel seçimlerden bir gün önce, yazdığım pazartesi yazısında, Y“şimdi ülkenin derin bir ekono mik kriz ve jeopolitik belirsizlikler altına yaşanacak bir ‘orta döneme’ girdiği söylenebilir. Bu ‘orta dönemde’ AKP... Siyasal İslamın çıkmazını aşacak biçimde değiştirmek için çabaladıkça devletin totaliter (hatta faşist) özellikleri daha da güçlenecektir” diyordum. Bu yerel seçimlere doğru bu “orta dönem” şekillenirken. Siyasal İslam açısından, “mum iki ucundan birden yanıyordu”: Hem paylaşılan pasta küçülüyor hem de parti/hareket içinde çatlak sesler, 17 yıllık kazanımları kaybetme korkusuyla gittikçe yükseliyorduliderin becerisine olan inanç sarsılıyordu. YSK’nin aynı zarftan çıkan dört seçenekten birini iptal eden kararı, muhalefet liderine linç girişimi, iki muhalif gazeteciyi hastanelik eden saldırılar, “yandaş medya”nın yandaşlık düzeyinde başlayan kırılma, “Her şey çok güzel olacak” sloganının yarattığı panik, Öcalan’ın yeniden anımsanması, nihayet TÜSİAD’ın eleştirileri, siyasal İslamın AKP’de temsil edilen iktidarının, “dönülmez akşamın ufkuna” geldiğini gösteriyor. Üçü gitti, biri kaldı Siyasal İslamın AKP’de temsil edilen iktidarı hiç bu kadar zayıflamamıştı. “Mumun iki ucundan birden yanarken”, uluslararası düzeyde ABD ve Rusya gibi iki büyük gücün arasında manevra alanı hızla daralır, bölgede yalnızlaşırken, siyasal İslamın AKP’de temsil edilen iktidarının dayandığı siyasal blok da dağılma noktasına geldi. Bu blok, bir ekonomik krizin içinde, “iç (milliyetçi Kemalist seçkinlerin yönetemez noktaya gelmesi) ve dış (BOP ve ABD’nin imparatorluk projesi) dinamikler örtüşürken”, IMF’nin neoliberal politikaları henüz mali krizin basıncıyla etkisini kaybetmemişken, küresel çapta bir ucuz ve kolay kredi ortamı yaşanırken kuruldu. Siyasal İslam (iki kanadıyla) ve TÜSİAD, liberal entelijansiya, blokun ilk bileşenlerini oluşturdular. Kürt hareketi “gerçeküstü” de olsa umutlu bir beklentiyle bu bloku destekledi. Siyasal İslamın AKP liderliğinde hegemonyasını kurar, devletin biçimini değiştirmeye başlarken, “salamı dilimleme” süreci de işlemeye başladı. Önce, liberal entelijansiya, çözüm bekleyen Kürt hareketi, ardından da iktidarı paylaşmayı uman FETÖ fraksiyonu tasfiye edildiler. Bu tasfiyelerle boşalan yere, devlet sınıflarıyla sıkı bağları olan milliyetçi “güvenlikçi” entelijansiya yerleşti. Siyasal İslamın toplumun yarısından çoğunun rızasını artık alamayacağının ayırdına varmasıyla şiddet eğilimi artarken, bloka yeni gelenlerin de basıncıyla Kürt sorununda “çözümün” ve “barışın” yolları hızla ve kanla kapandı. Blokun içinde kalmaya devam ederken geleneksel iktidarı sürekli zayıflayan TÜSİAD’ın, bu dönem boyunca siyasal İslamın önüne attığı kırıntılarla yetinmeyi seçerek suskunluğunu korumaya devam etmesi ise ibret vericidir. Şimdi TÜSİAD’ın bloku terk etmeye karar verdiği görülüyor. TÜSİAD’ın bu kararında sanırım üç etken belirleyici oldu: (1) AKP ekonomik kriz karşısında, büyük sermayenin gerekli gördüğü önlemleri almakta, kendi sınıf çıkarlarının (yönetici oligarşinin) baskısıyla, isteksiz davranıyor. (2) Siyasal İslamın egemen sınıfının toplumsal “artıkdeğerden” aldığı pay, büyük sermayenin krize uyum sağlama çabalarının önünde mutlaka aşılması gereken bir engele dönüştü. (3) İmamoğlu gibi içeride ve dışarıda kabul görebilecek yeni, genç bir lider adayı ortaya çıktı. Bu noktada, AKP’nin, toplam artık değerin üretimi üzerinde en geniş denetimi olan kesimin desteğini kaybederken, kendisi açısından çok tehlikeli bir kesimle, MHP’de temsil edilen, milliyetçigüvenlikçi (ve seküler) entelijansiya ile baş başa kaldığı görülüyor; hatta sürecin kimi özelliklerine bakınca, onun “tutsağı oldu” bile denebilir. Şimdi önümüzdeki, yakıcı sorular şunlardır: Bu “tutsaklık” AKP’yi hangi politik adımları atmaya zorlayacak? Milliyetçigüvenlikçi kesim, büyük sermayeden ve uluslararası bağlantılardan gelecek bir basınçla, bloku terk ederek, AKP’ye karşı bir tutum almaya başlar mı? Yeni lider adayı, güzel sloganların ötesinde, gereken direnci ve kararlılığı gösterebilecek mi? Ve... “Dönülmez akşamın ufkunun” ötesinde ne var? KISA...KISA... l İran Ekonomi ve Maliye Bakanı Ferhad Dejpesend, ihracattan kazanılan 30 milyar doların hâlâ ülkeye getirilmediğini ve bunu yapan işadamlarının isimlerinin yargı erkine verileceğini ve haklarında dava açılacağını ifade etti. l Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) üyesi ülkeler arasında ortak para birimi kullanılmasına yönelik taslak çalışma tamamlandı. Ortak para sisteminin 2020’de üye ülke devlet başkanları tarafından onaylanması bekleniyor. ECOWAS, üyeleri arasında Nijerya, Senegal, Nijer, Mali, Liberya, Sierra Leone, Togo, Gine, Gine Bissau, Gana, Gambiya, Fildişi Sahili, Cabo Verde, Burkina Faso ve Benin bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle