24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY 1117 NİSAN 2019 ÇARŞAMBA Üretimdeki daralma yedi aydır sürüyor. Sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 5.1 daraldı ÇARKLAR DÖNMÜYOR Şubatta imalat sanayi üretimi yüzde 5.5, ara malı üretimi yüzde 9.7, sermaye malı üretimi yüzde 7.8 düştü. Bu alanlardaki üretim azalışı gelecek aylar için de toparlanmanın olmayacağını gösteriyor. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi Şubat 2019’da geçen yı göre yüzde 0.3, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1.4, elektrik, gaz, buhar ve ik lın aynı ayına göre yüzde 5.1 limlendirme üretim ve dağı geriledi. Sanayi üretimi son tımı sektörü endeksi yüzde yedi aydır düşüyor. Mevsim 0.8 arttı. Takvim etkisinden ve takvim etkisinden arındı arındırılmış sanayinin alt rılmış sanayi üretimi ise şu sektörlerine bakıldığında ise batta bir önceki aya kıyasla madencilik ve taşocakçılığı yüzde 1.3 artış kaydetti. sektörü endeksi, geçen yılın Düşüş sürüyor şubat ayına göre yüzde 4.7, imalat sanayi sektörü endek Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), şubat ayına iliş si yüzde 5.5 azaldı. Yıllık verinin daralma kin sanayi üretim endeksi ya devam ettiğini söyleyen sonuçlarına göre, mevsim ve İş Yatırım Menkul Değerler takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri Araştırma Bölüm Yönetmeni Muammer Kömürcüoğlu, incelendiğinde, şubatta madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya “Sanayideki daralma sürecek” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Daralma devam edecek CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, sanayi üretiminde bu yılın ilk iki ayında yaşanan düşüşün, ekonomideki daralmanın 2019’un ilk çeyreğinde de sürdüğünün habercisi olduğunu belirtti. Türkiye’nin gerçek gündeminin düşen üretim, rekorlar kıran işsiz lik ve hayat pahalılığı olduğunu vurgulayan Öztrak, “Ara malı ve sermaye malı üretimindeki azalış önümüzdeki aylar için de toparlanma konusunda olumlu işaretler vermiyor” diye konuştu. İş Portföy’den Hande Şekerci, daralmanın süreceğini dile getirdi. Seçim inadı TL’yi erittiYerliveyabancıyatırımcılarseçimintekrarlanmasınınpiyasalarıolumsuzetkileyeceğinibelirtiyor Enflasyonda artış hızlanacak Alman Commerzbank, “Liranın son dönemdeki hareket, enflasyonun yakında yeniden hızlanacağı endişelerimizi artırıyor” değerlendirmesinde bulundu. Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya’nın 13 Nisan’da Washington’da yaptığı sunumda bankanın para politikası duruşunu sıkı tutacağını ve enflasyonun bu yılın ikinci yarısından itibaren yavaş yavaş aşağı geleceğini ifade ettiğini belirten Commerzbank, “Bizim görüşümüze göre de enflasyon yavaşlayabilir ancak bunun için parasal duruş gerçekten sıkı olarak devam ettirilmeli” dedi. Banka ayrıca, Türk ekonomisinin resesyonda olduğu dikkate alındığında para politikasında sıkı duruşun devam ettirilmesinin büyük bir zorluk olduğuna dikkat çekti. l Ekonomi Servisi Özelin borcu 222 milyar dolar Özel sektörün yurtdışından sağladığı kredi borcu Şubat 2019 itibarıyla 222.6 milyar dolar oldu. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, şubat sonunda 2018 yıl sonuna göre 763 milyon dolar azalarak 209.5 milyar dolar, kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç) ise 2.3 milyar dolar azalarak 13.1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Uzun vadeli toplam kredi borcunun yüzde 48.7’sinin finansal kuruluşların, yüzde 51.3’ünün finansal olmayan kuruluşların borcu olduğu kaydedildi. Aynı dönemde, kısa vadeli toplam kredi borcunun yüzde 72.9’unu finansal kuruluşların, yüzde 27.1’inin ise finansal olmayan kuruluşların borcu olduğu belirtildi. l Ekonomi Servisi İstanbul’da ev fiyatları düştü Konut fiyat endeksi (KFE) Şubat 2019’da bir önceki yılın aynı ayına göre nominal olarak yüzde 3.81 artarken, reel olarak yüzde 13.26 azaldı. Merkez Bankası’na göre, İstanbul’da konut fiyat endeksi nominal olarak bir önceki aya göre yüzde 0.50, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1.70 oranında azaldı. Ankara ve İzmir’de nominal olarak bir önceki aya göre sırasıyla yüzde 1.24 ve 1.53 oranlarında, bir önceki yılın aynı ayına göre sırasıyla yüzde 2.20 ve 5.05 oranlarında artış gözlendi. Konutta metrekare fiyatı Türkiye genelinde 2 bin 704 TL, İstanbul’da 4 bin 701 TL, Ankara’da 2 bin 14 TL ve İzmir’de 3 bin 9 TL oldu. l Ekonomi Servisi Bakan Albayrak, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Trump tarafından kabul edildi. Türkiye resesyondan çıkmış! Albayrak: İstanbul seçimleri tekrarlansa da yatırımlarda fark yaratmaz. İşsizliğin yüzde 15’e dayandığı sanayi üretiminin düştüğü bir ortamda Hazine ve Maliye Berat Albayrak, yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin teknik resesyondan çıktığını gösteren veriler olduğunu, yıl sonu enflasyonunun hedeflenenden daha düşük gerçekleşeceğini savundu. ABD’de bir grup gazeteciye değerlendirmede bulunan Albayrak, TürkiyeABD ilişkilerinde demirçelik ürünlerine uygulanan ek vergilerle Halkbank konularının görüşüldüğünü aktardı. Bakan Albayrak, “İstanbul seçimleri tekrarlansa bile yatırım konusunda bir fark yaratmaz. (İstanbul seçimleri) Sonuç ne olursa olsun piyasalar tarafından satın alındı” iddiasında bulundu. Albayrak, kıdem tazminatıyla ilgili de “İşçi, işveren, sendika mutsuz. Öyle bir formül üreteceğiz ki tüm paydaşlar mutlu olacak. Sabırlı olalım. Yeni kıdem tazminatı süreci tüm paydaşlarla şeffaf bir şekilde yürütülecek” dedi. Trump ile görüşme Albayrak, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump tarafından kabul edildi. Albayrak, Beyaz Saray’daki temaslarının “çok olumlu” geçtiğini söyledi. Öte yandan Alman Die Welt gazetesinde geçen hafta Albayrak’ın IMF ve Dünya Bankası Bahar Toplantıları’ndaki performansını değerlendirdi. “Erdoğan’ın damadı kendini yatırımcılara rezil etti” başlığını taşıyan haberde, “Washington’a gelenler arasında Türkiye Ha zine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da vardı. Yüzlerce yatırımcıya derin bir değer kaybı krizi yaşayan Türk parasında gidişatı tersine çevirmek için hazırladığı ekonomik programını anlattı. Ancak sunumunun ikna edici olmadığını, mali piyasaların tepkisi de gösterdi. Albayrak’ın elit Park Hyatt otelinin balo salonundaki konuşmasının ardından lira, dolar karşısında yüzde 2 değer kaybetti. Bu yıl başından beri TL’nin dolar kaybı yüzde 9’u buluyor. Toplantıya katılan yatırımcılar, Albayrak’ın performansını ‘şimdiye kadar üst düzey bir hükümet temsilcisi tarafından yapılan en kötü sunum’ olarak tanımladı” ifadeleri yer aldı. l Ekonomi Servisi İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi için AKP’nin başvurusu nedeniyle dolar/TL 5.82’yi aştı. AKP’nin İstanbul seçimlerinin tekrarlanmasına ilişkin başvurusuyla d,o0lar/TL dün 5.78’den 5.8290 seviyesine yükseldi. Avro/TL de 6.58’i aştı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ABD’de yaptığı görüşmelerin yabancı yatırımcılarda hayal kırıklığı yaratması ve ABD ile yaşanan S400 gerilimine ek olarak seçim belirsizliği, TL’nin değer kaybında etkili oldu. İki kayıp ay Reuters’a konuşan bir bankanın döviz masası müdürü, “Sabah saatlerinde TL’nin gelişmekte olan ülke para birimlerinden pozitif ayrıştığını gördük. Bu son dönemde alışkın olmadığımız bir süreçti. ABD’de siyasilerin devam eden görüşmeleri ile birlikte ABD ile ilişkilerin toparlanabileceğine dair iyimserlik oluşmuştu. Ancak sonrasında İstanbul seçimlerine ilişkin belirsizliğin piyasada yeniden satış yarattığını görüyoruz” dedi. Bankacılar, seçimlerin tekrarlanmasının “iki kayıp ay daha” anlamına geldiğini belirtiyorlar. Londra merkezli Bluebay Asset Management’ın Gelişmekte Olan Piyasalar Kıdemli Stratejisti olan Timothy Ash, seçim tekrarının çok ihtiyaç duyulan sıkılaştırmanın ertelenmesine neden olacağını belirterek “Bize 4 yıl seçim olmayacak demişlerdi” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi Yüklü vergi paketi ve zamlar kapıda Köprü, otoyol ve tren ücretlerine zam göründü. Seçim belirsizliği bittikten sonra yüklü bir vergi paketi de yurttaşı bekliyor Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, aralarında Karayolları, PTT ve TCDD Taşımacılık’ın üst yönetiminin de bulunduğu kadrolarla “tasarrufu ve gelirleri artırma” toplantısı yaptı. Toplantıda, köprü, otoyol ve tren bileti zammı da konuşuldu. İlgili genel müdürler, söz konusu hizmetlerde gelirleri artıracak bir artışın yapılmasının mümkün olduğunu belirterek “Karar, siyasi iradenin” dedi. Habertürk’te yer alan habere göre, toplantıda, tren bileti ücretleri de konuşuldu. TCDD, tren biletlerinde de gelirleri artıracak biçimde bir miktar artışın yapılmasının mümkün olduğunu vurguladı. Ulaştırma Bakanlığı, tasarruf ve gelir artırıcı adımlara ilişkin ça lışmasını Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletecek. Hazine, bu adımları değerlendirecek ve atılacak adımlar konusunda karar verecek. Özellikle Avrasya başta olmak üzere bazı projelerde kısa süre sonra zam gündeme gelebilir. Öte yandan bütçe yılın ilk çeyreğinde, öne çekilmiş Merkez Bankası kârına rağmen 36 milyar TL açık verdi. “Bundan sonrası ne olacak” sorusuna yanıt arayan ekonomist Mahfi Eğilmez, olası tabloyu özetleyerek, “Geriye tek seçenek kalıyor: Vergilere yüklenmek. Bütçenin bu görünümüne bakınca seçim meselesi bittikten sonra yüklü bir vergi paketinin bizi beklediğini söylemek kehanet olmasa gerek” dedi. l Ekonomi Servisi ‘Zammı saklayın’ tehdidi GAMZE BAL Yurttaş iğneden ipliğe her ürüne gelen zammı iliklerine kadar hissederken, bu zamlar gizlenmeye çalışılıyor. Tavuk etine yüzde 30 zam yapan firmalar, girdi maliyetleri altında ezilen üreticilere, var olan zammın duyurulmaması ve yeni zamların beklendiğine ilişkin yorum yapmamaları için tehditte bulundu. Tarım ve Orman Bakanlığı temsilcilerinin de olduğu, ziraat odaları birliklerinin ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da yer aldığı bir toplantıda, üretim yaptıran şirket patronlarının üreticilere ‘piyasa hareketleri üzerine konuşmayın’ diyerek sert çıktığı öğrenildi. Fason üretim yaptıran büyük şirketler, girdi maliyetlerine dayanamayıp bir bir kapanan kanatlı üreticisi firmalara tek kuruş zam yapmamasına rağmen, beyaz ete ise yüzde 30 zam yaptı. Yurttaşın zaten haberdar olduğu bu zamların basına yansımasından sonra ise fatura üreticilere kesildi. Üretimin ilerleyen günlerde düşmeye devam edeceğine, bunun da fiyatların daha çok artmasına yol açacağına dikkat çeken üreticiler, “Üretici daha çok perişan olacak ve batacak. Sonuçta 1 milyar dolarlık kümes işlevsiz kalacak, atıl kalmak suretiyle büyümeye terk edilecek” değerlendirmesinde bulundu. Sermayenin yeni saldırısı: Kıdem tazminatı fona dönüştürülsün Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı “Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019” metni işveren örgütlerince coşkuyla karşılandı. İstanbul Ticaret Odası, dokuz adet slayttan oluşan sunum metnini “yapısal dönüşüm adımlarının reformist bir aklın yansıması” olarak nitelerken; İstanbul Ticaret Borsası, “her başlığı bir devrim niteliğindeki açıklama iş dünyamızın beklentilerinin üzerindedir” yorumunu dile getirmekteydi. Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) da “açıklanan reform paketi Türkiye ekonomisinin 2019’daki rotasını gösteriyor ve iş dünyasının beklentilerinin karşılayan argümanlardan oluşuyor” sözleriyle “dengelenme” diye anılan sürece ilişkin stratejik umutlarını yansıtıyordu. İstanbul Sanayi Odası ise “... açıklanan yapısal dönüşüm adımları (ile) uzun vadeli tasarrufları güçlendirmek adına yapılacak en önemli hamlelerden birinin de kıdem tazminatı reformu olduğunu dile getiriyoruz (ve) Türkiye’nin en büyük ihtiyacı olan uzun vadeli fon birikimine güçlü bir katkı sağlayacağı için çok anlamlı ve değerli buluyoruz” diyerek sermaye kesiminin ana düşüncesini vurgulamaktaydı. Gerçekte ise açık işsizlik oranının yüzde 15’e yaklaştığı, enflasyonun yüzde 20 düzeyinde süregeldiği ve döviz piyasalarında belirsizlik ve dalgalanmaların şiddetlendiği mevcut koşullarda Türkiye sermayesinin kendi iç dinamikleriyle ve güdük birikim yapısıyla bu krizi atlatması son derece zor gözükmektedir. Krizin başladığı günlerden bu yana yaşanan işten çıkarmalar ve reel ücretlerdeki gerilemeler, sermaye sınıfına krizi atlatabilecek derecede yeterli bir tasarruf sağlamaktan uzaktır. Sermaye çevreleri krizi fırsat bilerek yepyeni bir karşı saldırı hazırlığına girmiş durumdadır: Kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi ve Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile bütünleştirilmesi. Sermaye örgütlerinin ve sözcülerinin savlarına göre Türk sanayisi mevcut koşullarda küresel ekonomide rekabet şansı yakalayabilmek için kıdem tazminatı yükünden kurtarılmalıdır; kıdem tazminatı yükü işgücü piyasalarında “katılık” yaratmakta ve istihdamın arttırılmasını engellemektedir; zaten işsizlik sigortası kurulmuş iken işçilere ayrıca kıdem tazminatı sağlanmasının geçerli bir nedeni kalmamıştır; vs. vs... Söz konusu savlar, 1936 yılında 3008 sayılı yasayla yürürlüğe girmiş olan kıdem tazminatı üzerine hukuk sistemimizde yaratılmış olan boşlukları ve kavram kargaşasını fırsat bilerek özenle öne sürülmektedir. Oysa kıdem tazminatının amacınının ve tarifinin doğru yapılması durumunda, bu savların gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu görmek ve ardında yatan ana görüşlerin aslında sermaye kesiminin krizden en az zararla çıkmasını sağlayabilmek için “dengelenme” diye anılan sürecin bedelini emekçi sınıflara yıkmaktan ibaret olduğunu anlamak hiç de güç değildir. Her şeyden önce, kıdem tazminatının ana amacı hatırlanmalıdır: “Kıdem tazminatı, kıdemliliğin ödüllendirilmesi ve işbaşında yıpranmanın tazminidir”. Zira işçinin çalışırken üretime yaptığı katkı nedeniyle almış olduğu ücret hiçbir zaman katkısının tam karşılığı olamaz. Bunun ötesinde, işçi çalıştığı sürece bedenen ve fiziksel olarak bir kayba uğrar. Kıdem tazminatı bir bakıma bu yıpranmanın ve işyerine bağlılığın karşılığıdır. Kıdem tazminatının fona devri ve BES ile birleştirilerek zorunlu bir finansal birikim modeline dönüştürülmesi önerisi bir yandan emekçilerin gelirleri üzerinden yeni bir el koyma ve sömürünün perçinlenmesi anlamına gelirken, bir yandan da öz kaynakları tıkanmış olan yerel finans sermaye örgütlerine yeni taze kaynaklar yaratmayı ve bu çarpık rant düzenine yeni aktarımlar kurgulamayı amaçlamaktadır. Sermaye örgütleri herşeyden önce “Türkiye ekonomisinin süregelen büyük durgunluk sürecinden niçin en şiddetli etkilenen ekonomi olduğu” sorusunu kendilerine sormaları gerekmektedir. Türkiye ekonomisi özellikle IMF ile Yakın İzleme Anlaşması’nın imzalandığı 1998’den sonra giderek hızlanarak bir ucuz ithalat ve spekülasyon cennetine dönüştürülmüş durumdadır. “İhracata yönelik inovasyoncu ekonomi”, “Avrasya’nın sanayi üretim üssü”, “Dünya Ticaret Örgütü normlarına bağlılık”, “etkin ve yönetişimci devlet” gibi cilalı sözlerle sürdürülen bu yeniemperyalist saldırının aktif bir öğesi konumunda olan ulusal sermaye örgütlerinin şimdi krizi fırsat bilerek emekçilerin kazanılmış haklarına karşı giriştikleri saldırıların meşru hiçbir yanı yoktur. “Kıdem tazminatının fona dönüştürülerek BES’e dahil edilmesi” önerisi bir yapısal reform unsuru değil; doğrudan doğruya yerel sermaye sınıflarının krizi bir fırsat bilerek stratejik çıkarlarının geliştirilmesi arzularının somut bir uzantısıdır. Jet yakıtı ihalesi TÜPRAŞ’ın TÜPRAŞ İstanbul Havalimanı Akaryakıt Hizmetleri tarafından düzenlenen ihale sonucunda İstanbul Havaalanı’na 5 yıl süreyle yıllık 1.8 milyon ton jet yakıtı satışına hak kazandı. Şirketten yapılan açıklamada, bu kapsamda satışlara başlandığı da ifade edildi. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle