Katalog

haber EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: FUNDA YAŞAR ER 512 NİSAN 2019 CUMA Bazı belediye başkanlarına mazbatalarının verilmemesini hukukçular yorumladı: KHK engel değilHikmetSamiTürk Türk, KHK ile ihraç edilenlere mazbata verilmemesine ilişkin “Ne Adem Sözüer anayasada, ne yasalarda KHK ile kamu görevinden çıkarılanların belediye başkanı seçilemeyeceklerine dair bir hüküm Turgut Kazan yoktur” dedi. Eski Adalet Bakanı ve DSP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilenlere mazbata verilmemesine ilişkin “Ne anayasada, ne yasalarda KHK ile kamu görevinden çıkarılanların belediye başkanı seçilemeyeceklerine dair bir hüküm yoktur” dedi. Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Prof. Dr. Adem Sözüer, kararın hukuka aykırı olduğunu vurguladı. Karara CHP’den de tepki geldi. Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, YSK’nin KHK ile kamu görevinden çıkarılmış olanlara mazbata verilmemesi ve ikinci sırada en çok oy alan adayların seçilmiş sayılacağı kararına tepki gösterdi. Türk, “YSK’nin tutanaklarını vermediği belediye başkanı adayları, daha önce 2972 sayılı Mahallî İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Kanunu’nun 1416. maddelerinde öngörülen adaylara karşı itiraz, adayların incelenmesi sürecinden geçmiş ve adaylıkları kesinleşerek ilan edilmiş olan insanlardır. Bu adaylardan belediye başkanı seçilmeleri için gerekli oy çoğunluğunu kazananlardan olağanüstü hâl kararnamesi (KHK) ile kamu görevinden çıkarılmış olanlara şimdi Yüksek Seçim Kurulu’nun tutanaklarını vermemesi, açıkça hukuka aykırı bir uygulamadır” dedi. Türk, kanunlardaki “Seçilme yeterliği” hükümlerini hatırlatarak, “Anayasanın ‘Milletvekili seçilme yeterliği’ kenar başlıklı 76. maddesinde KHK ile kamu görevinden çıkarılanların milletvekili seçilemeyeceklerine dair bir hüküm yoktur. Dolayısıyla 2972 sayılı Kanun’un belediye başkanı, il genel ve belediye meclisi üyesi seçilme yeterliğini bu hükümlere yollama yaparak belirleyen 9. maddesine göre de KHK ile kamu görevinden çıkarılmış olma, belediye başkanı, il genel ve belediye meclisi üyesi seçilmeye engel değildir. YSK’nin bu görevlere seçilmek için gerekli oy çoğunluğunu almış olanlara anayasa ve yasaların öngörmediği bir seçilme engeli yaratarak tutanaklarını vermemesi, açıkça hukuka aykırı bir işlemdir” dedi. ‘YSK güvenilirliğini zedeledi’ Karara sosyal medya hesabından tepki gösteren Prof. Dr. Adem Sözüer de “YSK; adaylığını kabul ettiği KHK’lı kişiye, seçimi kazanınca kanunda olmayan seçilme yasağı koyamaz. YSK, anayasal hakkı ihlal etti, içtihadı ile çelişti, güvenilirliğini zedeledi. Vahim” diye yazdı. Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da sosyal medya hesabından açıklama yaparak, kararın keyfi olduğunu belirtti. CHP’den tepki CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada YSK kararının hukuka aykırı olduğunu vurguladı. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, YSK’nin kararına tepki gösterdi. İnce, “Öyle bir ülke düşünün ki seçime girmek serbest, kazanmak yasak. Seçime girerken aranmayan bir koşul seçildikten sonra aranamaz. Aranırsa buna keyfi uygulama denir. Böyle devletlere de muz cumhuriyeti denir” dedi. l Haber Merkezi Uysal, kendi ilçesine baksın İLAYDA KAYA Kesin olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu, Mevlüt Uysal’ın “seçmen taşıma” ve “soyadına göre AKP’li seçmenlerin listelerden silindiği” iddialarına ilişkin “Başakşehire, Çekmeköye, Sancaktepe’ye bir baksın. Nüfus hareketliliğinin yeni konutların olduğu bölgelerde daha yoğun olduğunu hepimiz biliriz. Büyükçekmece nüfus hareketliliği bakımından İstanbul’un makul ilçelerinden biri. Ne kadar yakın çevresi varsa ocak ayında oraya nakletmiş ” dedi. İmamoğlu dün Sarıyer’de ve Küçükçekmece’de yurttaşlarla buluştu. İlk olarak Sarıyer’deki Garipçe köyünde esnafları ziyaret etti. Yöresel ürünler satılan tezgâhta esnaflarla sohbet eden İmamoğlu’na yurttaşlar telefonlarını vererek akrabalarıyla görüntülü konuşturdu. Gazetecilerle birlikte yemek yiyen Ekrem İmamoğlu, kuymağın yapılışını anlattı. Daha sonra gazetecilere servis yaptı. “Iğdır örneği ile Büyükçekmece so Küçükçekmece Belediye Başkanı seçilen Kemal Çebi (sağda), Temel Karadeniz’den görevi devraldı. runu çözülebilecek mi”sorusuna ise İmamoğlu,“Yasa, kanun, uygulama o kadar net ki. Bahsedilen seçmen listeleriyle ilgili süreçler, itirazlar, her şey yapılmış, olmuş, bitmiş, asılmış ve netleşmiş. Burada bir başka önemli husus var bence. Terör örgütü vesaire, işin başka boyutu. Sorumlusu kimse, hesap versin. Ne tesadüftür ki bahsedilen ilçe seçim müdürü de Sayın Cumhurbaşkanı’na akrabalığı olan, yakınlığı olan bir ailenin ferdi. Bütün bunlar hesap versin. Orada, 25 yıllık tecrübesiyle 30’uncu yılına yürüyen bir be lediye başkanının kazandığı bir seçimi kirletmenin hiçbir anlamı yok. Iğdır’da verilen karar, net ve somut bir karardır” yanıtını verdi. İmamoğlu daha sonra Küçükçekmece Belediyesi Belediye Başkanı Kemal Çebi’yi tebrik etmek için ziyaret etti. Yoğun ilgiyle karşılanan İmamoğlu, Belediye binasının önünde yurttaşlara seslendi. İmamoğlu, Büyükçekmece’yle ilgili iddialar hakkında, “350 bin Büyükçekmeceliyi rencide ediyorsunuz. Kapı kapı gezip tespit soruları soruyorsunuz. Seçim bitmiş mazbatayı vermişsin vatandaşı rahatsız ediyorsun. Ben seçilmedim diye ağlayan bir adam için yapıyorsunuz” diye konuştu. “Mazbatayı ne zaman alacaksın” diye sorduklarını söyleyen İmamoğlu, “Bu halk bana mazbatayı verdi. ‘Acaba Büyükçekmece’de kıyamet koparabilir miyiz?’ diyorlar. Bu millet size ‘hadi işinize’ diyorlar. Hepsine el sallayın gitsinler” dedi. Çebi de “Sözümüzü tuttuk. Küçükçekmece’ye İstanbul’a Türkiye’ye bahar gelecek demiştik. Geldi. Belediyenin kapısı size her zaman acıktır” dedi. l İSTANBUL HDP’den iptal başvurusu HDP, 5 ilçede mazbataları verilmeyen başkanlar için olağanüstü itirazla seçimlerin iptalini istemeye ve YSK’yi Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyet etmeye karar verdi. YSK önünde açıklama yaparak karara tepki gösteren HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, “YSK’nin tarafsız bir organ olarak seçim güvenliğini sağlama işlevini büyük ölçüde yitirdiğini artık hepimiz görüyoruz. Son karar da bunun bir örneğidir. YSK’nin kararı akla, hukuka, ahlaka, vicdana sığmaz” dedi. YSK’nin kimlerin aday olamayacağına ilişkin her türlü ihtimalı değerlendirdiğini genelge yayımladığını hatta Adalet Bakanlığı’ndan görüş aldığını anlatan Sancar, “O süreç boyunca KHK’lerle ihraç edilmiş kişilere dair tek bir tartışma olmamıştır. Esasen milletvekili seçimi sonrasında da bu konu tartışılmış ve YSK, KHK ile ihraç edilmenin vekil seçilmeye engel olmayacağını belirtmiştir” ifadelerini kullandı. Demokrasiye darbe 5 ilçede adayları KHK ile ihraç edildiği gerekçesiyle tutanak iptali yoluna gidildiğini belirten San Bağlar’da ‘irade gaspı’ eylemi HDP Diyarbakır il örgütü, YSK kararıyla seçimi kazanan adayları Zeyyat Ceylan’a KHK ile ihraç edildiği gerekçesiyle mazbata verilmeyip, ikinci sıradaki AKP’li Hüseyin Beyoğlu’na başkanlığın verilmesi nedeniyle, Bağlar Belediyesi binası önünde “irade gaspı” protestosu yaptı. HDP milletvekilleri Musa Farisoğulları, Saliha Aydeniz ile Zeyyat Ceylan’nın da katıldığı protesto eylemi nedeniyle, polis yoğun güvenlik önlemleri aldı. Bina önünde açıklama yapmak isteyen Farisoğulları engellenince topluluk, binanın bahçe girişinde uzun süre oturma eylemi gerçekleştirdi. l MAHMUT ORAL car, “Seçmen iradesine, Türkiye’de demokrasinin geleceğine darbedir. Ayın 9’unda verilmiş olan tutanak iptali yani adaylara mazbata iptali kararı açık ara alınmış. Ancak seçimin yenilenmesi seçeneği mi yoksa en çok oyu alan ikinci adaya mazbata verilmesi kararı çıkacağı çok tartışılmış ve ilk oylamada eşit sayılar çıkmış. 10 üyeden 5’i seçimlerin yenilenmesi diğer 5’i en çok oy olan ikinci adaya mazbata verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Sonraki gün yapılan oylamada bu oranlar birden değişmiştir. Seçimlerin yenilenmesi gerektiğini düşünenlerin sayısı azalmış. Son karar 7’ye 4 çoğunlukla çıkmış. Bir gece önce seçimlerin yenilenmesini isteyen YSK üyeleri hangi gerekçe ile aradan 24 saat geçmeden kararlarını değiştirmişlerdir. Bu soruların cevabını bekliyoruz” diye konuştu. ‘Görevi kötüye kullandı’ Sancar, YSK üyeleri hakkında şikâyette bulunacaklarını vurgulayarak, “YSK, KHK’li adayların yeterlilik şartlarını inceleme sürecinde görevini yerine getirmemiştir. Görevini yerine getirmeme eğer bir kusurdan kaynaklanıyorsa bunun ortaya çıkarılması gerekiyor. YSK üyelerinin ihmali mi yoksa kastı mı var meselesini araştırmak, HSK’nin netleştirmesi gerekiyor. Şu anda 26 yerde seçilmiş adaylarımıza mazbataları verilmemektedir. YSK burada kendisini Meclis’in yerine koymuştur, görevini kötüye kullanmıştır, işlevini aşmıştır, seçim güvenliğine ve geleceğe güvene ağır darbe indirmiştir” dedi. l ANKARA KgzEiaySzKae’rtteeetnmize ‘Yazılı basının onuru Cumhuriyet’ Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yöneticileri dün gazetemizi ziyaret etti. Şişli’deki merkez binamızda gerçekleştirilen ziyarette KESK Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz, KESK MYK üyesi Elif Çuhadar ve KESK’e bağlı Tarım, Orman Çevre ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım OrkamSen) Genel Başkan Hamit Kurt, Genel Yayın Yönetmenimiz Aykut Küçükkaya ile görüştü. KESK Genel Sekreteri Rama zan Gürbüz, medyanın bu kadar kirlendiği, iktidarın borazanı haline dönüştüğü bir dönemde, Cumhuriyet çalışanları ve Cumhuriyet’i yaşatanların bu ülke için çok onurlu bir görev üstlendiğini söyledi. Gürbüz, “KESK olarak, Cumhuriyet gazetesini Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne aydınlanmacı, halkçı, emekten ve emekçiden yana yazılı basınımızın onuru olarak görüyoruz. Bu başarılarınız ve çabalarınızdan dolayı tebrik ediyoruz” dedi. İçimizdeki düşman içimizdeki şeytan Ya düşman içerideyse? Ya içeriden biri aileyi, halkı, ülkeyi sevmiyorsa? İnsanların ve devletlerin neye yaradığı çok tartışmalı sınırları vardır. O neye yaradığı tartışmalı sınırlar aslen içeriyi dışarıdan ayırmak için çizilir. Başkasının, yabancının, düşmanın, tehdidin içeriye girmesini engellemek için, içeriyi güvenli kılmak için. Pozitif bir önyargıyla içerisi tehlikesiz sanılır, ve negatif bir yargıyla tehlikeli olan hep dışarısıdır. Atakların hep sınırların ötesinden sınırlara doğru yapıldığı düşünülür. Saldırı normal şartlarda “dışarıdan” gelen bir şeydir. Refleksler, insanda da devlette de içeriyi dışarıdan korumak için gelişir. Düşman dışarıda kalır, düşman dışarıdan gelir, düşman dışarıdadır. Sınırların gerekliliğine, içerisinin güvenliğine ve birliğine inanan iyimser ve şuursuz iradeler dışarıdan gelecek saldırılara hazırlıklıdır. Dış düşmana birlik olup direnebilirsiniz, dış düşmanla savaşabilirsiniz; neticede dış düşmanı yenebilir ya da dış düşmana yenilebilirsiniz. Ama düşman içerideyse... İşte o zaman aile, halk, devlet... hem düşmanı fark etmekte gecikir hem de onunla nasıl savaşacağını kavramakta zorlanır. Bir de, aile de halk da devlet de içindeki düşmanı yense bile yenilir, fena yenilir, defalarca her yönden yenilir. Kendisini dışarıdan korumak için içine, dışına, ülkesine sınırlar çeken insan kendisini içeriden de koruması gerektiğini çok zor, çok geç ve çok isteksiz öğrenir; İçindeki düşmanla içindeki şeytanın aynı kişi olduğunu fark ettiğinde çoğu kez iş işten geçmiştir. Şu anda bu ülke bunu öğreniyor. Daha önce defalarca öğrendiği gibi. Ama bu kez “iç düşman” fazla içeride, ülkenin tam kalbinde. Ülke kendi meclisi tarafından tehdit ediliyor... Ülke kendi hukuku tarafından tehdit ediyor... Ülke kendi basını tarafından tehdit ediliyor. Bundan önceki seçim sonuçlarına duyulan güvensizliği, kendisi kazandığı sürece “sistem sağlam, hile imkânsız” diyerek başından savuşturan ve tüm sandıkların başını bizzat tutuğu halde bu kez sandıktan muhalefet zaferle çıkınca, bizzat çamura yatarak ülkenin hukukunu ve kurumlarını bu seçim sonucunu boşa çıkarmak için seferber eden bir iktidar zihniyeti bu ülkeye düşman ve şeytan değildir de nedir? Bugün bu sınırların içine... Kızının şüpheli ölümü araştırılsın, cinayet olasılıkları değerlendirilsin, katiller korunmasın diye çığlık çığlığa haykıran bir baba herkesin gözü önünde akıl hastanesine yatırılıyorsa... KHK ile işinden atılmış insanlar resmen belediye başkan adayı olabiliyor ama seçimi kazanınca belediye başkanı olmaları KHK’li oldukları bahanesiyle engelleniyorsa... Siyasi sebeplerle tekrar hapse girme korkusu olan pırıl pırıl bir üniversite öğrencisi yasadışı yollarla ülkeden kaçmaya çalışırken denizde boğularak ölüyorsa... İktidar partisi ve cumhurbaşkanı bir olup seçimi resmen kazanan muhalif adayları belediye başkanı yapmamak için hukuku hiçe sayıp her yolu deniyorsa... Ve insanlar hukuka güvenemeyeceği kaygısıyla yaşıyor... ya da ölüyorsa... İçerideki sınırları ihlal eden ve ülkeye bizzat düşmanlık besleyen şeytani bir iktidarla başımız fena dertte demektir. HHH İşte bu “ahval ve şerait” içinde, ne diploması ne de tarafsızlığı hukuken bir türlü sorgulanamayan bir cumhurbaşkanının ne anlama geldiğini bir daha düşünün. Mazbatayı aldı HDP ihracını istedi HDP, Muş’un Rüstemgedik beldesinde parti kararına karşı gelerek mazbata alan adayı Salih İlhan’ın partiden ihraç edilmesi talebiyle disipline sevk edildiğini açıkladı. YSK, Rüstemgedik’te seçimi kazanan CHP’nin adayı Fikret Hamarat’ın başkanlığını, sigara kaçakçılığından adli sicil kaydı bulunduğu gerekçesiyle düşürmüştü. Mazbatanın seçimlerde ikinci olan HDP’nin adayı Salih İlhan’a verilmesine karar verilmiş, HDP, ise mazbatayı kabul etmediklerini açıklamıştı. İlhan’ın dün mazbatayı alması üzerine HDP, “İlkesel olarak verdiğimiz kararın arkasındayız” diyerek, İlhan’ın partiden ihracı için disipline sevk edildiğini bildirdi. l Haber Merkezi Yıldırım sessizliğini bozdu: Söz YSK’nin İstanbul’da yerel seçim tartışmaları sürerken uzun zamandır açıklama yapmayan AKP’nin İstanbul Belediyesi Başkan adayı Binali Yıldırım sessizliğini bozdu. Twitter hesabından dün açıklama yapan Yıldırım, “Son günlerde seçim süreci ile ilgili suskunluğumu yanlış yorumlayanlar var. Bilinmelidir ki bu tutumum YSK karar sürecine saygımın gereğidir. Süreci Partim ve yetkili kurullarımızla yakından takip ediyorum. Seçmen söyleyeceğini söyledi. Artık söz YSK’nindir” dedi. l Haber Merkezi C MY B