18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET 34 MART 2019 Pazartesi 130/ 1 0 170/7 0 70/ 2 0 110/? 0 120/ 2 0 100/ 3 0 20/ 1 0 0 11/ 2 0 160/4 0 100/4 0 90/2 0 140/5 0 150/8 0 180/9 0 110/6 0 10/ 7 0 130/7 0 160/1 0 0 110/8 0 170/1 1 0 40/0 0 110/7 0 TARİHTE BUGÜN 1923: Mustafa Kemal Paşa’nın 17 Şubat’taki konuşmasıyla başlayan İzmir İktisat Kongresi sona erdi. Kongrede Misakı İktisadi kabul edildi. 1992: İspanya’da engizisyon baskısından kaçarak Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan Museviler, Türkiye’ye gelişlerinin 500. yılını kutladılar. Çalışmak için İstanbul’a gelen gencecik dört kişi yangında öldü Yangında ölen gençlerin yaşları İçimiz yandı 17ile23 arasındaydı. Dairede 7 kişi Beyoğlu’nda 5 katlı bir binanın ikinci katında yangın çıktı. Yangında Murat Kayacan (17), Muhammet Gür (23), Yunus Akyüz (20) ve Ersin Eren Büker (25) hayatını kay kalıyordu. Hatay’da gözaltına alınan zanlı yangını betti, yaralanan Ramazan Demir (23) çıkardığını hastanede tedavi altına alındı. İstanbul Valiliği, faciayla ilgili bir kabul etti şüphelinin Hatay’da gözaltına alın dığını açıkladı. Dün akşam saatlerin de İstanbul’a gönderilen zanlı Ö.E’nin (26) emniyetteki ilk ifadesinde, öldür mek kastıyla olmamakla birlikte yan gını çıkardığını kabul ettiği, alevlerin çıkmasının ardından itfaiyeye ihbarda bulunduğunu söylediği iddia edildi. Hayatını kaybeden gençlerin çalış mak için çeşitli illerden İstanbul’a gel dikleri öğrenildi. Acı haberi alan genç lerin yakınları olay yerine geldi. Ayak ta durmakta güçlük çeken gençlerin yakınları uzun süre ağladı. Gençler den geriye ise fotoğrafları kaldı. ‘İçeride bağırış sesleri vardı’ Yangın sırasında yardıma koşan Fatih Kalp, o anları şöyle anlattı: “Sabahleyin bir baktık ki içerisi yanıyor. İçeride 5 kişi vardı. Bir kişiyi çıkarttık, diğer 4 kişi içeride bağırıyordu. Biz karşı binada kalıyoruz, gurbetçiyiz. Alevler çok olduğu için içeri giremedik.” Hayatını kaybeden Murat Kayacan’ın yakını Ali Kayacan ise Murat’ın 2 yıl önce İstanbul’a çalışmaya geldiğini anlattı. Murat Kayacan Yunus Akyüz 7 kişi kalıyormuş Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve Beyoğlu Kaymakamı Mustafa Demirelli, facianın yaşandığı sokakta incelemelerde bulundu. Demircan “7 genç kardeşimizin kaldığı bir dairede yangın çıkmış. İçi boş bir bina, film çekimleri için kullanılıyormuş zaman zaman” ifadelerini kullandı. Demirelli de “1 vatandaşımız hastanede tedavi altında. Durumu biraz kritik. 2 kişi sağ salim kurtuldu” şeklinde konuştu. l Haber Merkezi Yangın merdiveni Muhammet Gür Ersin Eren Büker BAKANLIK BAKIYOR di. Gürer ise 2 yıl önce Aladağ’da bir öğrenci CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in yangın merdiveni denetimleriyle ilgili soru önergesine yanıt veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, denetimlerin itfaiye teşkilatları tarafından yapıldığını açıkladı. Bakan Kurum, denetimlerle ilgili istatistiki verilerin bakanlıklarında bulunmadığını bildir yurdunda yangın merdiveni faciasında 13 öğrencinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, ayrıca apartmanlarda incelenen çok sayıda asansörde eksiklikler saptandığını söyledi ve “Bakanlık bu konuda her türlü bilgi, denetim, takip ile işin içinde olmalıdır” dedi. l Haber Merkezi Dünya Yaban Hayatı Günü’nü böyle kutladık Kuzey Anadolu Fay Hattı Batı’ya yaklaşıyor Haluk Özener: Marmara’da 10 Fay göçüyorildepremden etkilenecek BU NE CANİLİK Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde yuvasına sokulan pitbull cinsi köpekle çıkartılan nesli tükenmekte olan oklu kirpi, kafası sopayla ezilerek ve boğazı kesilerek katledildi. Kirpiye saldıran köpek de yüzüne saplanan oklar nedeniyle yaralandı. Cep telefonuyla çekilen görüntüler sosyal medyada yayımlanınca vahşet ortaya çıktı. Olayla ilgili inceleme başlatıldı. Otcul canlılar olan oklu kirpiler tarım alanlarına herhangi bir zarar vermezler ve tek başlarına yaşarlar. Oklarını savunma amaçlı kullanırlar. l İHA l 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü, gezegenimizin sahip olduğu yabani bitki ve hayvan türlerine dikkat çekmek ve koruma çabaları hakkında farkındalık yaratmak için 2014’ten beri kutlanıyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, “Ortalama 6.5 yılda bir 7’nin üstünde bir depremle karşılaşıyoruz. Bu önemli bir istatistik. Bunu bilip buna göre yaşayalım. Sürpriz olmasın” dedi. Deprem haftası nedeniyle açıklama yapan Özener, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, Türkiye’de 19852018 yılları arasında 255 bin 254 deprem kaydedildiğini söyledi. Ortalama her 50 günde bir 5 ile 5.9 arasında bir deprem yaşandığını ifade eden Özener, şunları kaydetti: “Ortalama 6.5 yılda bir 7’nin üstünde bir depremle karşılaşıyoruz. 1900’den günümüze 33 büyük deprem oldu. En büyüğü de 7.9 büyüklüğündeki Erzincan depremi. Ülkenin her yerinden geçen 1200 kilometre uzunluğunda Kuzey Anado lu fay hattı bulunuyor. Bu fay hattının 1939 depreminden beri kırıla kırıla batıya doğru göçü var. En son da 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleriyle artık Marmara Bölgesi’ne iyice geldi. Bir sonraki depremin de bütün bilim insanlarının kabul ettiği, Marmara Denizi içinde bir deprem olacağıdır. Sadece İstanbul’un değil, Marmara’daki 10 ilin bu depremden etkileneceği öngörülüyor.” l AA Yediemin otoparkı 1 haftada boşaltılmış Mağdurlar geldikleri otoparkı boş görünce şikâyetçi oldular. Onlarca araç kayıp! İstanbul Eyüpsultan’da yediemin otoparkı olarak hizmet veren otoparktaki çok sayıda araç bir hafta içerisinde kayıplara karıştı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis ekipleri, otoparkta görevli bir kişiyi gözaltına aldı. Trafikte çeşitli sebeplerden dolayı işlem yapılan araçlar Bayrampaşa Rami’de yediemin otoparkı olarak çalışan bir araç parkına çekildi. Çok sayıda aracın bulunduğu otoparkta bir hafta içerisinde araçlar kimseye haber verilmeden tahliye edildi. Yurttaşlar, otopark yetkililerini aradıkla rında araçlarının başka yere taşındığı ya da belirli bir süre içerisinde getirtileceği söylenerek oyalandı. Geçen perşembe günü ise yaklaşık 300 vatandaş iddiaya göre yediemin otoparkına geldiğinde araçların olmadığını ve otoparkın terk edildiğini gördü. Yurttaşların suç duyurusunda bulunmasının ardından otoparkta çalışan bir kişi gözaltına alındı. Mağdur Kenan Akın “Trafik vakfından bir memur geldi, ‘otoparkın sözleşmesini feshediyoruz, bu arkadaşlar arabaları kaçırmışlar’ dedi” diye konuştu. l İHA ‘Minibüs hattı’ kavgası: 3 ölü İstanbul Arnavutköy’de iki grup arasında pompalı silahlarla yaşanan çatışmada aynı aileden İdris Yıldız, Fırat Yıldız ve Şahin Yıldız yaşamını yitirdi, 3 kişi yaralandı. Arnavutköy Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralıların durumunun ağır olduğu öğrenildi. Kavganın minibüs hattı meselesinden çıktığı öğrenildi. l DHA Sporcuların aracı devrildi Mersin’deki Türkiye Cimnastik Şampiyonası’ndan dönen sporcuları taşıyan midibüsün Ankara’da devrilmesi sonucu aracın altında kalan midibüsün ikinci şoförü Sebahattin Yörükoğlu hayatını kaybetti. Yaralanan 15 sporcu ile 2 antrenör, kentteki hastanelere kaldırıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Erdoğan’ın ‘iş takipçileri’ Milli Eğitim Bakanı hangi partili? Sağlık Bakanı’nın adı ne? Farkında mısınız? Bu sorulara eskiden bir çırpıda yanıt verirdik. Şimdi daha mı zorlaştı? Şubat ayının sekiziydi. Cumhurbaşkanı ilk seçim mitingini Sivas’ta yapıyordu. AnkaraSivas hızlı tren hattını anlatırken bir anda durdu. Alışık olmadığımız şu sözü söyledi: “Ulaştırma Bakanı da burada. İşi takip etmez, bitirmezse eyvallah, güle güle.” Tesadüfen söylenmiş değil... Geçen haziran ayında yeni devlet sistemini anlatırken “patenti bana ait, bundan dolayı eleştiri aldım, adeta anonim şirket gibi devleti yönetme kabiliyeti...” demişti. İlk de değil... Darbe girişimi de yeni devlet nizamı da ortaya çıkmamışken, 2015 yılının mart ayında, “bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir” demiş ve herkesi şaşırtmıştı. Erdoğan’ın herkesin gözü önünde bakanını “bitirmezse eyvallah” diye fırçalaması, bakanına bir tür “iş takibi” görevi vermesi, yeni sistemin göremediğimiz protokol düzeni olabilir mi? Bakanlıkta bürokrat avı Hepimiz merak ettik. Acaba bu sözleri duyan Bakan Cahit Turhan ne yaptı? Öğrendiğimize göre mitingden sonra uçakta Cumhurbaşkanı’nın yanına gitti. Sahiden işler aksıyordu. Üstelik aksayanlar hızlı trenden ibaret değildi. Ulaştırma Bakanı, her şirket müdürünün yaptığı gibi, topu altındaki bürokratlara attı. Kendisini çalıştırmadıklarını anlattı. Cumhurbaşkanı da şikâyet etmek yerine bürokratlarını değiştirmesini söyledi. Ne zaman adım atmaya kalksa Binali Yıldırım’ın şekillendirdiği bürokrasiden döndüğünü söyleyen Bakan Turhan’a, Erdoğan kendi kefaletini hatırlattı. 5 gün sonra Devlet Hava Meydanları İşletmeleri (DHMİ) Genel Müdürü Funda Ocak’ın emekli edildiğini öğrendik. Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Erol Çıtak, TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın, TCDD Taşımacılık Genel Müdürü Veysi Kurt, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Hızır Reis Deniz görevine son verilen diğer bürokratlardı. Listeyi uzatmayalım. Bir hafta içinde aşağıya doğru gidildikçe çok sayıda bürokrat görevinden oldu. Hatta PTT Genel Müdürü Kenan Bozgeyik’in de görevden alındığı haberi önce duyuldu, sonra yalanlandı. Bir şeyler olmuş, direkten dönmüştü. Biz Binali Yıldırım’ın giderayak Meclis’teki garsonunu müşavir yapmasını konuşurken, Yıldırım’ın elinin değdiği bakanlıkta yaşananları konuşamadık. Bu sadece bir bakanlıkta yaşananlar. İçişleri ya da Adalet gibi eski düzeniyle devam edenler hariç, bugünlerde hangi bakanlıkla konuşsanız size aynı hikâyeyi anlatıyor. Erdoğan’ın şirket müdürü olarak atadığı ba kanlar ile Türkiye’nin her şeye rağmen köklü bürokrasi geleneği birbiriyle karşı karşıya geliyor. Herhangi bir siyasi sorumluluğu olmayan, transfer edilmiş bakanların sözleri, siyasetçiler ile yaşamaya alışmış bürokratlar tarafından göz ardı ediliyor. Birkaç yıl önce hükümet medyasında “18 yılda devlete maaşının 16 bin katını kazandırdı” diyerek övülen DHMİ Genel Müdürü gibi bürokratlar nihayetinde sahayı terk etmek zorunda kalıyor. Kimi zaman bürokratlar ile bakanların ters köşe olması Saray’a kadar taşınıyor. Erdoğan’dan başka tutunacak dalları olmayan atanmış bakanlar, Cumhurbaşkanı’nın arkalarında durarak “tekrar şans vermesiyle” yoluna devam ediyor. Kimi yandaş gazetelerde Kültür Bakanı’na ya da Aile Bakanı’na yapılan örtülü ya da açık eleştirileri okuyor musunuz? Saray’la sorunlarına çare bulamayan bürokratlar için gazetelere yapılan şikâyetler, bakanların ömrünü kısaltmak için bir yol oluyor. ‘Siyaset lazımsa Erdoğan yapar’ Bakanlarla ilgili dikkat çeken bir başka ayrıntı daha var. Muğla Milas’ta CHP’den AKP’ye geçen Barış Saylak’ın Erdoğan’la sosyal medyaya düşen bol “Reisim” dediği konuşmasını izlediniz mi?  Erdoğan’dan seçim kampanyası için Kültür Bakanı’nı Milas’a göndermesini istiyordu. Bu kez UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi’ne giren Hekatomnos Anıt Mezarı’nı açığa çıkarma çalışmaları yarım kalmıştı. Bakan’ın ziyaret edip “bitireceğiz” demesini arzuluyordu. Erdoğan teklifi reddetti. “Onlar seçim kampanyasına katılamazlar, dışarıdan oldukları için seçim kampanyasına katılma şansları yok” diyerek CEO bakanların AKP’nin seçim işlerine karışmadığını anlattı. Sahiden AKP’li olanlar hariç bakanlar seçim çalışmalarında görünmüyordu. Erdoğan’ın söylediği gibi onların işi “iş takibi”ydi. Sadece bakanlar mı? Belki de sokaklarda artık parti bayrakları görmüyor olmamız tesadüf değil. Türkiye’nin herhangi bir metropolünde dolaşın, ay sonunda seçim olduğunu anlayamıyorsunuz. Birkaç yıl önce “Cumhurbaşkanı partili olmamalı”yı tartışıyorduk. Erdoğan, 24 Haziran seçimleriyle kurduğu yeni düzende “partili olma”nın da ötesine geçti. Neredeyse siyaset yapma hakkını tümüyle kendi elinde topladı. Erdoğan’ın düzenlediği seçim mitingleri olmasa AKP’de bile seçim heyecanı yok. Kimi tabelalarda gördüğümüz seçim afişlerinde bile artık siyasi parti logosu göremiyoruz. “Bu ülkeye siyaset lazımsa onu da Cumhurbaşkanı yapar” düzenindeyiz. Üstelik muhalif kimi partiler de bu düzene uyarak siyaseti sokaktan, halktan koparıyor. Unutmayın, bitmeyen inşaatların da, bürokrasiyi kurallı bir düzene kavuşturmanın da çözümü başka bir siyasette ama kesinlikle siyasette. SpaceX personel aracını test ediyor Crew Dragon, uluslararası uzay istasyonuna ulaştı ABD’li uzay mekiği ve roket üreticisi SpaceX’in, Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) için geliştirdiği personel taşıyıcı Crew Dragon kapsülü Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) ulaştı. NASA’dan yapılan açıklamada, insansız uçuş testi kapsamında ABD’nin Florida eyaletindeki Kennedy Uzay Merkezi’nden önceki gün Falcon 9 roketiyle fırlatılan Dragon kapsülünün dün UUİ’ye vardığı bildirildi. Astronot taşıma yı amaçlayan “Ticari Mürettebat Geliştirme Programı” kapsamında üretilen Crew Dragon kapsülü 6 gün uzayda kalacak ve testin başarılı geçmesi halinde kapsül, temmuz ayında insanlı test uçuşunda iki NASA astronotunu UUİ’ye taşıyacak. SpaceX’in Güney Kaliforniya Komuta Kontrol Merkezi’nde bulunan astronot Doug Hurley ve Bob Behnken, uzay aracının bütün yolculuğundaki kontrol görevini yürüttü. l DHA/İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle