23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi ekonomi@cumhuriyet.com.tr. TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1126 MART 2019 SALI Fatura üçe katlandıSon 15 yılda tek terimli/tek zamanlı elektrik TL/kWh birim fiyatına yüzde 240 zam yapıldı 2004’te aylık elektrik tüketim miktarı 250 kWh olan 4 kişilik bir ailenin aylık fatura ödemesi 39.5 TL iken, 2019’da aynı ailenin ödediği aylık fatura bedeli 134.25 TL’ye çıktı. Yurttaşın en büyük gider kalemlerinden elektrik cep yakıyor. 2004’ten bu yana elektrik faturaları 3’e katlandı. 2004’te aylık elektrik tüketim miktarı 250 kWh olan 4 kişilik bir ailenin aylık fatura ödemesi 39.5 TL iken, 2019 yılında 250 kWh elektrik tüketen aynı ailenin ödediği aylık fatura bedeli 134.25 TL’ye ulaştı. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi 24. Dönem Yönetim Kurulu’nun hesaplamasına göre, 2004’te meskenlerde tek terimli/tek zamanlı elektrik TL/kWh birim fiyatı 0.158 TL/kWh iken 2008’de bu fiyat 0.189 TL/ kWh’ye, 2012’de ise 0.299 TL/kWh’ye yükseldi. 2013 yılına gelindiğinde elektrik birim fiyatı 0.359 TL/ kWh, 2016’da 0.407 TL/ kWh, 2018’de ise 0.448 TL/ kWh’ye, 2019 yılında 0.537 TL/kWh’e fırladı. 15 yılda elektriğin birim fiyatında ortalama yüzde 240 oranında artış yaşandı. Tanzim satış olsun EMO Ankara Şubesi elektrikteki zamlara tepki göstererek, “Elektrikte, suda, doğalgazda da tanzim satışları başlatılsın. Halka ucuz, temiz, ulaşılabilir elektrik, doğalgaz satışları tanzim satış kanalıyla sunulsun. AKP iktidara geldiği 2002’den günümüze kadar elektrik zamlarıyla yurttaşların belini bükmeye, uluslararası ve yerli sermaye yanlısı politikalar ile emekçilerin her geçen gün canını yakmayı sürdürüyor” açıklaması yaptı. Oda, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Meclis’te yöneltilen bir soru önergesinde sadece 20122017 arasında 5 yılda elektrik enerji tariflerinde 7 kez düzenleme yaptıklarını, yani 5 yıl içinde değişik aralıklarla 7 kez zam yapıldığını açıkladı” ifadelerine yer verdi. l Ekonomi Servisi 50 milyar dolar borç EMO Ankara Şubesi yaptığı değerlendirmede şu tesbitlere yer verdi: n Bir yanda elektrik tüketim birim fiyatlarında halkı zamma boğan AKP iktidarı dağıtım ve kayıpkaçak bedelini katmerleştirirken; temel, ulaşılabilir, ucuz olması gereken elektriğin satışını özel dağıtım şirketlerine özelleştirme ile verme yoluna gitti. n Bugün enerji dağıtım Şirketlerinin bankalara olan borcu 50 milyar do ları aştı. Dağıtım şirketlerinin banka borçlarının Hazine’ye dolayısıyla halkın cebine yansıması kaçınılmaz gibi gözüküyor. n Dağıtım şirketlerinin, bu bataktan çıkmak için elektrik fiyatlarının artırılmasını istedikleri gün gibi aşikârken elektrik fiyatlarında seçim öncesi yüzde 10 indirim yapılıp; dağıtım şirketlerine fatura üzerinden yüzde 15.7 kaynak aktarılarak dağıtım şirketleri rahatlatılma yoluna gidildi. Benzin fiyatları yüzde 14.4 arttı Akaryakıta yeni zam haberleri gündemden düşmezken, benzin fiyatları yılbaşından bu yana yüzde 14.4 arttı. Pompa fiyatlarını göre ocak ayında buyana 95 oktan kurşunsuz benzine 7 kere zam yapılırken, indirim sayısı da iki oldu. Ocak ayı başında İstanbul’da benzin litre fiyatı 5.82 liraydı. Bu rakam ocak sonunda 5.98, şubat sonunda 6.38 liraya çıktı. En son zam tarihi olan 19 Mart’tan bu yana da 6.66 lira düzeyinde. İmalat sanayii yerinde saydı İmalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı, martta bir önceki aya göre 0.3 puanla sınırlı artarak yüzde 74.3’e yükseldi. Merkez Bankası verilerine göre, aynı dönemde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı, bir önceki aya göre 0.6 puan artışla yüzde 74.7’ye çıktı. Reel Kesim Güven Endeksi, martta bir önceki aya göre 4.9 puan artarak 102.1 seviyesine yükseldi. Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre 2.4 puan artarak 99.3 puana çıktı. İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 10.4’e, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 14.5’e geriledi. Demokrasi için AB şart Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Avrupa demokratik değerlerine sahip ve AB ekonomisi ve hukuki düzeniyle entegrasyon içinde bir Avrasya merkezi olmanın Türkiye’nin küresel güç kaynağı olacağını ifade etti. TÜSİAD şu açıklamayı yaptı: n Türkiye’nin AB üyeliği her iki tarafın da etki alanının, dünyada barış, demokrasi ve refahın genişlemesi anlamına gelen kazankazankazan formülüdür. n Gerek AB gerek Türkiye açısından sorunların aşılamaması ve ayrıştırıcı unsurların öne çıkması birer tarihsel yenilgiye neden olacak. n AB sürecinde ilerleyen bir hukuk devleti ve yüksek standartlar ülkesi olmanın güvencesi ile Avrasyalı dinamizmin birleştiği bir Türkiye’nin yıldızı 21. yüzyılda hızla yükselir. Frankfurt havaalanı felç Alman Hava Trafik Kontrol Sistemindeki (DFS) yazılımlarda meydana gelen bir sorun nedeniyle, Frankfurt Havaalanı’nda uçuşlar aksamaya dün de devam etti. Sorun nedeniyle dün 1400 uçuşun 68’i iptal edildi. 4 bin 500 yolcunun mağdur olduğu sorunun perşembeye kadar devam edeceği ve Türkiye uçuşlarının da ertelenebileceği belirtildi. AKP’nin 3600 oyunu‘Hükümet ‘3600’ü getiriyorum’ diyerek memurun iş güvencesini ortadan kaldıracak EN beteri MARDİN Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılında bir önceki yıla göre 83 bin kişi artarak 3 milyon 537 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0.1 puanlık artışla yüzde 11 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde 0.1 puanlık artışla yüzde 9.5, kadınlarda ise 0.2 puanlık azalışla yüzde 13.9 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nae göre, 2018’de, tarım sektöründe çalışan sayısı 167 bin kişi azaldı. İşsizlik oranı en yüksek bölge yüzde 25 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) oldu. l Ekonomi Servisi 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda kapsamlı değişikliğe hazırlanılıyor. Memurluk yok edilecek. MUSTAFA ÇAKIR Hükümet uzun zamandır beklettiği memurlara 3600 ek göstergeyi seçim sonrasında gerçekleştirilecek “personel reformu” içerisinde ele alacağını açıklarken, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda kapsamlı değişikliğe hazırlanıyor. Değişiklik içerisinde kamu çalışanlarının iş güvencesinden, performansa dayalı ücretlendirmeye kadar birçok düzenlemenin gündeme gelmesi bekleniyor. Birleşik Kamuİş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, yasa değişikliği ile iş güvencesinin ortadan kaldırılacağına, tüm personelin sözleşmeli yapılacağına dikkat çekerek, “Hükümet kamu reformuyla devlet memurluğunu ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Güvence ortadan kalktığı zaman zaten 3600 diye bir sorun kalmayacak ki. Memur kendi derdine düşecek” dedi. AKP Grup Başkanı Naci Bostancı geçtiğimiz günler de, “Türkiye’de Personel reformu olması gerekiyor. İnsanların 3600 ek göstergeyi bu kadar söylemelerinin nedeni bir çıta atlama olarak görülmesinden bu kadar gündeme geliyor. Bunlar personel sistemi içerisinde değerlendirilecek konulardır. NisanMayıs civarında bu gelişmeler yaşanır” demişti. AKP’nin bu söylemiyle 3600’ün kapsamlı personel reformu içerisinde ele alınacağı da netleşti. Kırmızı çizgi Türkiye KamuSen’in “kırmızı çizgisi” de iş güvencesi. Türkiye KamuSen Genel Başkan Yardımcısı, Türk BüroSen Genel Başkanı Osman Eksert 657 ile ilgili zaman zaman gündeme gelen tartışmalar olduğuna işaret ederek, “Bu noktada elbette bizim kırmızı çizgimiz bellidir, o da iş güvencesidir” dedi. KESK de, AKP’nin Devlet Memurları Kanunu’nda yaptığı değişikliklerle iş güvencesini alabildiğine sınırlandıracağını vurguladı. l ANKARA ‘Yerli’ TL’ye güvenmiyor TL’deki değer kaybında TL mevduat getirilerinde umduğunu bulamayan, seçim öncesi iç ve dış siyasi söylem Uzmanlara göre seçim öncesi TL’ye güvenmeyen yerli yatırımcı dolarizasyonun en önemli nedeni. daki son satış baskısı yaban nın ardından kayıplarının bir Dolar için yeni adımlar atıldı ler nedeniyle TL’ye güveni azalan bireysel yerli yatırımcıların dövize yönelme kararları geçmişteki kur hareketlerine göre bu kez daha belirgin bir rol oynuyor. BlueBay Asset Manage cı yatırımcıların TL’yi taşıma maliyetini (carry) yeterli görmemelerinden kaynaklanmıyor. Ancak döviz talebi devam eden lokallerin endişelerini anlamak önemli, çünkü aksi takdirde lokallerin kısmını dün geri alsa da dalgalanma devam ediyor. Güne 5.57 liraya düşürek başlayan Dolar/ TL günü ise 5.61 seviyesinde kapattı. Borsa İstanbul ise dün yüzde 0.51 geriledi. Bankacılık TCMB, geçen hafta aldığı kararı dün uygulamaya koyarak bir hafta vadede repo fonlaması gerçekleştirmedi. Bu uygulamayla banka örtülü faiz artırımına giderken, bir başka adımı ment stratejisti Tim Ash, ana döviz talepleri devam eder endeksi ise yüzde 3.9 düş da dün attı ve döviz karşılığı problemin lokal mevduat do ve TCMB’nin de sıkılaştırma tü. Bankacılıkta son iki iş TL swap piyasasında vadesi larizasyonu olduğunu belirterek, ”Eğer lokaller kendi para birimlerine güvenmiyorsa yabancı neden güvensin?” dedi. Nomura ekonomisti İnan Demir de, Merkez Bankası’nın son adımla sı etkisiz olabilir” dedi. Kayıp yüzde 11.4 Cuma günü dolar karşısında 5.84 ile geçen yılın ağustos ayından bu yana en sert günlük değer kaybını yaşa lem günündeki toplam kayıp yüzde 11.4 oldu. Analistler, BDDK ve SPK’den yapılan inceleme açıklamalarının da bankacılık hisselerinde gözlenen satış baskısında etkili olduğunu gelmemiş toplam swap satışı sınırı da yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıkarıldı. TCMB bir diğer adımla ise TL karşılığı döviz depo piyasasında ihale açmadı. Bankacıların verdiği bilgiye göre repo ihale rını anamsatarak, “Piyasa yan TL, TCMB’nin adımları belirtiyor. si açılmaması or talama fonlama ‘Rezervi güçlü tutmak istiyoruZ’ maliyetini yüzde 24’ten yüzde 25.5’e çıka Bankanın rezevlerinin erimesiyle ilgili eleştirileri yanıtlayan Merkez Bankası Başkanı Murat Çetin ve güçlendirmek olduğunu belirtti. Çetinkaya, “Brüt rezervlerle ilgili dönem dönem dalgalanmalar yaşan Rezerv gelişmelerinin orta vadeli trendlerle takip edilmesi daha sağlıklı analizlere imkân tanır” Murat Çetinkaya rırken, diğer iki adım TCMB rezervlerine bir haftada en az 2.5 milyar dolar kaya, temel politikaları ması olağandır. Sıradışı bir ifadesini kulandı. katkı sağlayacak. nın rezervleri güçlü tutmak durum söz konusu değil. l Ekonomi Servisi Seçim sözleri tek ayaklı yeminle mi? Cumhur cephesinin seçim stratejisinde Saray cephesi odaklı “beka” kampanyasıyla, doludizgin cepheleştirme, ötekileştirme, sonuna kadar siyasal İslam odaklı, “biat” cephesi üzerinden yürünüyor ya.. Madalyonun öteki yüzünde, belediye başkanlarına dönük strateji cephesinde, tam tersine seçmenden ayırımsız oy istenirken, en çok da muhalefet cephesinin seçmen beklentilerine göre, zaaflarının üzerine gidilerek, oyları parçalama hesaplı kampanyalarda, seçmenlerin ağızlarının suyunu akıtabilecek zenginlikte parlak projelerin yarıştırılmasında yok yok.. Masraftan kaçılır mı? Projelerin ballandırılarak reklamlarının yapıldığı koca koca kitaplarda, tüm ötekileri kucaklayan, yeşile, tarıma öncelik veren, işsizlerin en mağdurlarına sınırsız iş kapılarının açıldığı masallarında sınır tanımaz yarış var.. Seçim günlerinde yakalanılan en sadık, en yoksul seçmenlerin çaresizliğinde acil, pratik üretilmiş tanzim satışı çadırlarındaki tükenmişlik gözler önüne serilmişken, birbirinden pahalı maliyetli sözlerin karşılığı, kaynağı nereden sorgulamasını yapamamak aptallık olmaz mı? Yoksa bu dudak uçuklatan yüksek maliyetli seçim sözleri tek ayak üstünde yeminlerle mi veriliyor? HHH Öncesini saymayalım, İstanbul için 2002’yi milat kabul edip 17 yıl sonra gelinen noktada, yaşayan milyonlara sağlıklı nefes aldıracak temiz hava, dikey, suyu emecek bir karış boş toprak bırakmadan, dünyanın en çarpık gelişmiş yoksul ülkelerinde görülmemiş bir yaşanılmaz ucube kent gerçeği ile karşı karşıya kaldıktan sonra.. Sınır tanımaz rantvurgun düzeni üzerinden inşaat sektörü ile, sadaka, biat düzeninde yaşamaya mahkum köykentli bir ucube düzeni yaratmış olarak.. En büyük kısa dönemli rant vurgunu ile zenginleşmiş sektör sermayesinin yatırımlarını dahi başka ülkelere kaçırmış olarak.. Stoklarıyla bir iflas, enkaz yığını ile yüz yüzeyken.. Cumhur İttifakı’nın en parlak, deneyimli kadrolarının, adaylarının ellerindeki, en lüksünden, ranta en açık, yatay yapılaşma projelerinin tek tek yine dudak uçuklatacak pahalılıktaki lüks inşaatları, projelerinin sahipleri kimler olacak? HHH Çok çıplak, yalın sorgulama ile, şiddetlisini unutun, orta şiddetlisi, en hafifi ile kapıya dayalı olası bir İstanbul depreminde yüz binlerle yapı, bir o kadar insanın kaçınılmaz, üflesen düşecek çarpık, hilleli hurdalı, doğrudan belediyecilik vurgunu sorumluluğu İktidarlarına ait yapılar altında kalmaları kaçınılmazken.. Acil yüz binlerin can pazarından kurtarılması adına sözü verilen en pahalısından, lüks maliyetli yeniden yapılanma sözlerinde yeminler, kürsülerin altından tek ayak üzerinde mi yapılıyor? Hele de sözü veren büyükşehir belediye başkanları adayları, gerçekten kentleşmenin en kritik merkezlerinde, Ak Parti kadrolarının en başarılı, deneyimli siyasetçileri, belediyecileri, en üst düzey yönetimlerde yer almışlar arasından seçilmişlerken. Takşak ilişkisi içinde özgür iradeleriyle aday olup olmadıklarını bilmek de, sorgulamak da bizim haddimiz olamaz. Ancak yüz binlerce üflesen yıkılacak yapılarda yaşayan İstanbulluları ölüme yatırmamak adına çok kısa bir zaman dilimi içinde, içlerine sokulabilecek sağlam yapıların yapılabilmesinin sağlanması zorunluluğu ortada. Bir yandan imar affı, bir yandan belediyeleri sorumluluğunda denetimi yapılmadan verilmiş, ruhsatsız, kaçaklar yığını yapılaşmaların suçlarının gerçekleri.. Reklamı seçim kampanyalarında öne çıkarılmış, rantı, sonuç olarak maliyetleri de çok yüksek yapılaşma sözleri de ortada. Seçim taraması nedeniyle bir kez daha tanıklık ettiğimiz üzere, büyük depremin vurgunu kentlerimiz, Kocaeli, Sakarya’da AKP’li büyük şehir belediyeleri 1999’dan günümüze, hemen yıkılmaları zorunlu resmi raporlu bu binalar, yıkılıp yeniden yapılanma kapsamına sokulmamışlarken.. Resmisi özeli küçük bir sarsıntıda içlerindeki canların, ayakta kalamayacağı yapılarda yaşamaya mahkum bırakma suçlarını işlemişlerken, ağızlardan en acil bu yapıların yıkılıp, bu en yoksulları, çaresiz yüz binleri öldürmeyecek yeniden yapılanma güvencesinin projelerinin, (elbet kaynak hesapları da çıkarılmış olarak) sözleri çıkmamışken.. Büyük deprem vurgununda içindekileri öldürmüş yapılardan boşalan en değerli arsalar üzerindeki yeni yeni projelerle, (bu kez en azından depreme uygun yasal yapılaşma hesaplı) yarış, hangi vicdana uyar? KISA... KISA... l Avrupa Birliği (AB), Nike’a Avrupa’da futbol takımlarının forma ve atkı gibi lisanslı ürünlerinin sınır ötesi satışlarına sınırlama getirdiği gerekçesiyle 12.5 milyon Avro para cezası verdi. l Çimsa, Ak Yatırım’ın danışmanlığı ve aracılığı ile iki yıl vadeli, 150 milyon lira tutarındaki ilk tahvil ihracını öngörülenin dört katı talep toplayarak tamamladı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle