18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
kültür EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İDSO, Çanakkale Şehitleri anısına çaldı İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO), “Çanakkale Haftası” ve “İstiklal Marşı’nın Kabulü” konserini ünlü İtalyan şef Massimiliano Caldi yönetiminde önceki akşam Cemal Reşit Rey konser salonunda verdi. Kabulünün 97. yılı dolayısıyla İstiklal Marşı’nın çalınmasıyla başlayan konser öncesinde İDSO Müdürü Bülent Evcil, “Bu konserle Çanakkale Zaferi’nin 104. yılını kutluyor, Mehmet Akif Ersoy’u ile şehitlerimizi rahmet le anıyoruz” diyerek CRR’de çalmaktan duydukları mutluluğu ve en büyük arzularının daha çok yer almak olduğunu ifade etti. Konserde, Hasan Uçarsu’nun 2015 yılında şef Gürer Aykal’ın isteği üzerine bestelediği ve zaferin 100. yılında Çanakkale Şehitlerine ithaf ettiği “Yine Bir Şey Yapabildim Diyemem Hatırana Çanakkale 1915” eseri de seslendirildi. Konserin solisti Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası üyesi, viyolonsel sanatçısı Poyraz Baltacıgil, İDSO’nun başarısına adım adım şahit olduğu ve gurur duyduğu dünya çapında bir virtüöz. Baltacıgil konserde, D. Shosta kovich “Çello Konçertosu No.1”i şef ve orkestranın dinamik eşliğinde çaldı. Bach’ın Çello suiti “Sarabande” ile bis de yapan sanatçının yüksek performansı nı sahnede viyolonsel grup şefi ve ilk öğretmeni Hakkı Öztürk, salonda konservatuvar hocası Dilbağ Tokay, babası e.kontrabas grup şefi Yaz Baltacıgil nota nota izlediler. Seyircinin de coşkuyla izlediği konserde şefin çok hâkim olduğu iki opera uvertürü: G. Rossini “Guillaume Tell” ve G. Verdi “Vespri Siciliani” de seslendirildi. PEN’DEN AÇIKLAMA ‘Katliamı kınıyoruz’ PEN, “Yazarlar Derneği Yeni Zelanda’da Müslümanlara karşı yapılan vahşi katliamı kuvvetle kınıyoruz” mesajı yayımladı. Açıklama da şu ifadeler yer alıyor: “Büyük acı duyarak, Yeni Zelanda’da Müslümanlara karşı yapılan vahşi katliamı kuvvetle kınıyoruz. Bir dine bağlı olmayı ya da olmamayı saldırı nedeni sayan yobazlığı geriletmek için tüm kişi ve kurumları dünya çapında anlayış ve güçbirliğine çağırıyoruz. Laik demokrasi kültürünü elbirliğiyle güçlendirelim.” Ahmet Elhan’ın ‘İkililer Serisi’ Evin’de... Evin Sanat Galerisi, fotoğrafın usta isimlerini ağırladığı sergilerine 14 Mart Perşembe günü açtığı Ahmet Elhan’ın “İkililer IV” ile devam ediyor. Fotoğraf sanatçısı bu son kişisel sergisinde 2010 yılından bugüne ürettiği “İkililer I”, “İkililer II” ve “İkililer III” serilerinden bir seçki ve son dönem ürettiği “İkililer IV’’ten işler ile izleyici karşısına çıktı. ‘İnsan eli var’... Elhan, “Bu fotoğraflarda insan yok ama insan eli var. İnsanın kendi suretine bakacağına fotoğraf üzerine düşünmesini istedim. Uzun süredir üzerinde çalışmaya devam ettiğim bu seri, fotoğrafın teknik yapısını sorgulayan çalışmalarıma dayanıyor” diyerek geleneksel fotoğraf ontolojisindeki tekil perspektif yaklaşımı yapı bozumuna uğratarak kendine özgü bir dil ile yeniden tasarlıyor. Sergi, 13 Nisan’a dek açık olacak. Galeri tarafından hazırlanan, Ahmet Elhan’ın “İkililer” serisinin tümünü kapsayan kitabın tanıtımı ise, 30 Mart Cumartesi günü galeride düzenlenecek söyleşiyle sanatseverlere tanıtılacak. 1318 MART 2019 PAZARTESİ ŞİİR TÜKENMEZ / ATAOL BEHRAMOĞLU Şiirimizin sahipsizliği beni şaşırtıyor. Türk şiirini, hiç değilse 20. Yüzyıl şiirimizi başta sona irdeleyen; temaları, dize yapılarını, ses örgülerini karşılaştırmalı olarak gözden geçiren tek bir çalışma anımsamıyorum ben. Her şair sanki gökten düşmüşçesine öncesiz ve sonrasız, tek başına bir şiir dünyası olarak algılanıyor. Temalar arası yakınlıklar daha kolay görülebilir. Bu bile yapılmıyor. Çok yakın ve sıcak bir örnek: Bu haftanın şiirini seçmek için Ceyhun Atuf Kansu’nun “Yanık Hava”sını gözden geçirirken, birden Turgut Uyar’ın “Türkiyem”ini okur gibi oldum. İkisi de en sevgili şairlerimin en ön sıralarındadır. Fakat 1947’de yayınlanan “Yanık Hava”yla ondan beş yıl sonra 1952’de yayınlanan “Türkiyem” arasındaki tema ve söyleyiş yakınlıklarını ben bile fark etmemişim. Kansu’nun Şimali Şarkiye Doğru şiirini pekâla Turgut Uyar, onun “O Köy Yine Kendi Rüyasındadır” şiirini pekâla Ceyhun Atuf yazmış olabilirdi… Temanın “köy” ya da “vatan” oluşunun yanı sıra, bulunduğu yerle yetinmeme, alıp başını gitme duygusu.. İçerikteki farklılıklara karşın bu “uzak kaderler”e ilginin sonucu olabilecek ses tonu ve metafor yakınlıkları. İşte genç şair arkadaşlara, şiire kafa yoranlara, dilediklerince genişletebilecekleri bir çalışma konusu. HHH Geçen haftanın şiiri Dağlarca’nın “Sular Bizden Akıllıdır”ıydı… Dünyanın herhangi bir dilinde Türk şiirini en yükseklerde temsil edebilecek bir şiir… “Ve bekler bir ölüm sırrı içinde / Kendi hayatının yerini”… (Kendi hayatının yerini beklemek…. Felsefe yapmadan, yani kavramsallaştırma diye bir sorunu olmaksızın, sonsuz felsefi derinliğe sahip bir mecaz… ) Bu Dağlarca şiiridir… HHH Geçen hafta yeni yayınlananlar’da Tuna Kiremitçi’nin bir şiiri vardı. “En Sağlam Direniş Kalbi Temiz Tutmak” adlı kitabında (Mona Kitap, 2019) topladığı, yalın,fakat dikkatle okunması gereken çok güzel şiirler. Hayata, belki daha da çok ölüme dair, bilgece ve alçakgönüllü bir hüzünle sislenmiş, elimden kolay kolay düşürmeyeceğim bir şiirler toplamı… HHH Bu haftanın yeni yayınlarında iki şiirini okuyacağınız Haydar Ergülen’in “İdilikler”ini (Kırmızı Kedi, 2018) okurken ise, bir yaz göğünün altından, bir yaz bahçesinden geçiyormuş gibi oluyorsunuz… Ustalardan (C.Süreya vb.) ustaca el almış, özümsenmiş, damıtılmış, neredeyse her sözcüğün bir yaz ve aşk nesnesine dönüştüğü, “soyununca yazı giyinmiş gibi olan” bir sevgiliye sunulmuş aşk şiirleri… HAFTANIN ŞİİRİ ŞİMALİ ŞARKİYE DOĞRU VI Allaha ısmarladık Ankara, Kaçıp iğvalarından düştüm yollara, Şimali şarkiye, şimali şarkiye, Güneşteki topraktaki o sağlam türküye, Kahraman ümitlerin köprüsünden, gökyüzüne Örtülmüş, unutulmuş, yitirilmiş gökyüzüne Ve vatanımın mübarek göğsüne Tatlı ve sıcak bir aşka gidiyorum. Yeşil akar yeşilırmak, ak yeşil ırmak! Allaha ısmarladık, Allaha ısmarladık, Seni eski güzelliğinle düşünebilirim artık, Bağışlayan şair gönlümle, olan olmuş, Ve artık güzelimsin, dilberimsin, unutulmuş. Şimdi İstanbul’dan tiren gelir Şimdi Kayseri’ye doğru tiren gider. Yol almalı insanoğlu sevdaya düşünce, Ben de büyük sevdalara uyup gereğince, Vatanımın güneşli kalbine kaçıyorum, Canım Samsun tireni durağım şeker fabrikası, Çalışmada şeklalır insanın en güzel rüyası! CEYHUN ATUF KANSU “Yanık Hava”, 1947 YENİ YAYINLARDAN BAHÇEDEN Buralarda bahçe diye bir kadın gördünüz mü hiç ağzı şiirden bazen bir üzümün buruk tanesi bazen kızılca bir narın annesi bazen bir ıslığın çapkın mavisi bazen de balı bir hınzır incirin ve canı yeni açmış bir eriğin sevişmesi gibi suyla yepyeni işte öyle canım çekiyor seni Harflerin açtığını senin bahçende gördüm! HAYDAR ERGÜLEN ‘İdilikler’, 2019 İKİ MAVİ Şiiri anlatırken iki gemiden söz etmiştiniz, iki mavi diye anlamışım, mavi yanlış değil ki düzeltmedim ben de o günden beri... İnsan böyle de kapılır şiire çünkü, gemi şiire atlas olarak indirilir ve rüzgâr basılır dizelerine demiştiniz... Bir şiir göğünü arıyorsa ya da suyunu ister güneşli bulut ister köpüklü dalga yurdunu bulmuş olur böylece diye eklemiştiniz... Mavikız, maviaşk, maviyurt, maviyayla ne sözcük ne imge ne kayık ne kuş şiir de gerekmez iki mavi varsa şiir geçer, mavi kalır yurdunu bulmuş olur aşk da mavi bir telaşla... HAYDAR ERGÜLEN ‘İdilikler’, 2019 C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle