Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1118 MART 2019 PAZARTESİ Güveni sağlamak şartSeçimler bir geçsin. Ekonomiye dönmek şart. Enflasyon inmeli. Halkın alım gücü artmalı Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin: Hukuk düzenimizi güvenilir hale getirmemiz 1 milyar şart. Bu konuda yurtdışında ciddi endişeler var. Yerli, yabancı, kadın erkek, hepimizin güvencesi hukuk. dolar ciro n Gıda sektöründe Teyvaş ŞEHRİBAN KIRAÇ Dünya devlerine tekstil üretimi yapan, Avrupa Serbest Bölgesini işleten, turizm, inşaat ve gıda ca, her şey ona endeksi arttı. Ülkeye para girişi durdu. İki üç cepheden hakikaten iş dünyası sıkıntı yaşıyor. Hükümet de buradan çıkış için elinden geleni yapıyor. şirketiniz var, krizden nasıl etkilendi? İstikrarlı gidiyor. Bir de perakende sektörüne girdik. Beylikdüzü’nde Website projesi içinde BiTavuk diye bir yer açtık. Zincir de alanlarında faaliyet gösteren Ama ha deyince de her şey dü düşünüyoruz. Hazır ye Şahinler Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, “Demokrasiyi ve hukuku iyi çalıştırabilirsek, etrafımızda ve içimizde barışı sağlayabilirsek enflasyonu da düşürürsek, halk birbirine güvenirse dışarısı da bize güvenmeye başlarsa Türkiye’yi kimse tu zelmiyor. ABD bir taraftan karıştırıyor, Ortadoğu karışık. Türkiye de bu ateş çemberinin içinde kaldı. Dış siyasetten ya da uzun zamandır birikmiş sıkıntılardan ve hiç beklemediğimiz olaylar olduğu için bu krize girdik. Yavaş yavaş krizin ortasına gidiyoruz. mekte 20 bin civarında kişiye yemek veriyoruz. Orada da büyüme stratejimiz ve üst segmente girme hedefimiz de var. n Yeni gireceğiniz sektörler olacak mı? Şu anda düşünmüyoruz. Para kazanamadığımız alanları da tamaz” dedi. Şu anda net döviz getiren Projeyi rafa koyduk kapatıyoruz. Mesela iplik üretimini bıraktık. Döviz geliri fazla sektörün turizm olduğunu, konfeksiyon gibi net ihracatı yüksek olan sektörlere de teşvik ve can suyu verilmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, n Krizden çıkışa doğru mu gidiyoruz? Krizin dip noktası bence doların 7 TL’yi bulduğu dönemlerdi. Büyük piki geçtik. Kemal Şahin, Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtladı. olan tekstilin diğer ayaklarını güçlendiriyoruz. n Grubun cirosu ne kadar? 1 milyar dolar ciro ve 10 bin çalışanımız var. “İki tane büyük atlı, onlara yem verilmesi lazım ki daha hızlı koşsunlar. Bizi krizden Ama bugünden yarına bundan çıkamayız. Senenin sonu Kurtuluş turizm ve tekstildena doğru yavaş yavaş büyüme bunlar çıkaracak” diye konuş eğilimine girebiliriz. Hükümet tu. Kemal Şahin ile holdingin hedeflerini, ekonomiyi, krizi ve çıkış yollarını konuştuk. n Ekonomi zorlu bir süreçten geçiyor, özellikle 2018 birçok şirket için kötü bitti, 2019 nasıl geçiyor? İşlerimizin yüzde 80’i döviz geliriyle. 2018 bizim için kötü geçmedi. Turizm, tekstil ve Avrupa Serbest Bölgesi’nde gelirlerimizin hepsi dövizle, o nedenle gelirlerimizin arttığı bir yıl oldu. Ama tabii inşaat projemiz Westside biraz yavaşladı. Orada satış TL ile. Tabii büyük yatırımlara biz de girişmedik. İş dünyasının çoğu açısından özellikle iç piyasaya çalışan firmalar sıkıntı yaşadı. Döviz borcu olan firmalar sıkıntıya girdi. Büyük firmalar bile borçlarında yeniden yapılandırmaya gitmek zorunda kaldı. İç piyasada enflasyon artınca insanların alım gücü düştü. Döviz artın Hele seçim geçsin n Ortamın iyi olmasından, havanın ısınmasından neyi kastediyorsunuz? Önce şu seçimlerin geçmesi gerekiyor. Seçimler gerçekten çok gerdi. Sanki ölüm kalım savaşı gibi oldu. Ekonomiye dönmek şart. Tabii en önemlisi enflasyonun düşmesi lazım. Enflasyon düşmeden faizler düşmez. Güven gelmesi lazım. Dövizin belli bir seviyeye oturması şart. Yurtdışının, finans dünyasının Türkiye’ye çynhlydvsyPsdbaçlprbÇammbWddaaauıaierşialaoeieieeraiaiükyrkrannrzeıltenkosmrlrşımilnymabimi8pknnYlİ.asajapıyşçyteİKTnseaayknu0rytTieıdçonoaroarieiasküşosştııünnıieystooayksrtloşiı8üylaçajso.rbtkkitdtajürdlı,ıealıktkne5aankeereuMneeaırrpkiemmandzadt,şi’mrıia.rtkşbdariviadycütttaikavib1şikntrfoialaiaezğriaeeşzuıseizrlilipiü.rjakkıioykiini’ül2daeıyidyvgrooyrrym1deylnlisaiynğı0eded.akodoamteie,n5üaaztekuicimdF0uhrırljuatytrzhtmkktdeeu.hrrl.üio2ie’na.üküeüğnsitani.İkGazkl0eazağnzrikyiiiaazuiaezdlycdl’benioşzlnsılcedn.ntiiiieiraarşiiandsklaFvlnnugcçrlliapakadrl.ydaraiapözriaadalsiiririoleg.rievyhmzbtçıeışnıy,ükhPetrşnlıninukaaıaeikloedymlıiiKgızamss?gysoırddty?mmsaşraesaerüaeiiöeee.zşdlakeliivikşnsarkzittiezaçıiiöamşkrnızkgiBzrryckyğamr.ylieı.aeelÇmımuoerzueleeŞnonklimnylnmtizdzatEuyrf.eeikdEsdsaylitdınıTyameas.ael.neisçüfaüneklnİnEıitllfiafzfenbauayzletaaldl.ndsaröhaçiassvdsrriiiaiiıesfrıİzyzyizastaenaçkzübylllıeoneor7asavneıdmmı1uom,nnneişşzaisrsar5n8bştuud.ıirıyüukd’mç’dukdİl.ndenebeyıhzlaayüielnıEünuöon.agarnpİdiidşktdlşnvrrnnaCpaPenuıamüt4pmüoüutimsçeüisrfrırsmıaçairgrzşl0oalllşrrytlıetşmaeuaıiiaruınaiaem.melmnznmrkegonyadiy4sşfd,rblEtsumtlleiiaeadltiaseıe5içiıdeüeiusyrnamyut.knğesleom.vezüiorrorifoİııadkrreii.rnlrnaı?.. milyar dolar net döviz geliri bekleniyor. Hükümetin buraya teşvik vermesi gerekiyor. Tekstil gibi net ihracatı yüksek olan sektörlere de bir can suyu vermesi lazım ki krizi aşalım. İki tane büyük atlı, onlara yem verilmesi lazım ki daha hızlı koşsunlar. Bizi krizden bunlar çıkaracak. Lokomotifler beslenmeli n Ne tür teşvik ve can suyundan bahsediyorsunuz? Mesela konfeksiyonda ihracat artmıyor, çünkü finansmanda sorun var. Firmalar her şeyi vadeli alıyor, bunlar da dövize bağlı. Vade farkları çok arttı. Faizin inmesi lazım. Burada hükümet ya teşvik verecek ya da diyecek ki konfeksiyonun ihracatına yüzde 510 katkı veriyorum. Net ihracat getiren yerlere destek olunmalı. Çare bu. Herkesi kurtara lım onu bunu kurtaralım derken lokomotifleri beslemezsek çıkamayız bu durumdan. n Teşvikler ağırlıklı olarak inşaata gitti, yanlış mı yapıldı sizce? Desteklemek lazım. Ciddi sermaye yatıyor. Ama şu anda tüm parayı inşaat şirketlerine versek de alıcı yok. Çünkü vatandaşın alım gücü yok, güvenmiyor. Onları yüzdürmek lazım ama lokomotif sektörleri, kasları olan atları daha hızlı koşmaları için daha çok teşvik etmek lazım. Şimdi üç aylığına istihdam desteği verildi. Yanlış bence. Üç ayda insan işçi alamaz ki. Hükümet bunu en az 1 yıl için vermeli. Hükümetin yaptığı bir hata daha var. 500 kişinin altında çalıştıran firmalara 150 TL asgari ücret desteği veriyor. 500 kişinin üstünde çalıştırana 100 TL destek var. Çok istihdam yaratanı cezalandırıyor. rin, enflasyonun düşmesi la zım. Halkın alım gücünün yerine oturması gerekiyor. Şimdilik İflaslar engellenmeliprojeyi rafa koyduk. İk lim olgunlaşırsa piyasaya çıkaracağız. Hava ısınsın, ortam iyi olsun onu da raftan indireceğiz. n İş dünyası olarak kısa vadede ne tür riskler görüyorsunuz, hangi adımlar atılmalı? Hakkını yememek lazım, hükümet çalışıyor. Ama şu iklimin iyileşmesi lazım. Bazı şeyler Türkiye’nin elinde de değil. Dışarıda da işler karıştıkça krizden çıkmak da zorlaşıyor. Ama içeride de hükü dişesi gitti. Ülkelerle güven artırıcı ilişkiler kurmamız gerekiyor. Hukuk düzenimizi güvenilir hale getirmemiz şart. Bu konuda yurtdışında ciddi endişeler metin ihracatı destekleme var. Yurtiçinde de var. He Büyümeye devam si lazım. İstihdama destek vermesi gerekiyor. Çünkü pimizin, yerli yabancı, kadın erkeğin güvencesi hu güvenmesi lazım. Ekonomi istihdam çökerse iç piyasa kuk. Bunu sahiplenmemiz büyümeye başlamalı. Dış si n Holding olarak ana odağınızda hangi sektörler olacak? da çöker. Borcu derdi olan lazım. Bu aslında en büyük yasetimizi istikrarlı noktaya oturtmamız gerekiyor, Avrupa ile, ABD ve Ortadoğu ile. Münferit kararlar almadan uzun vadeli düşünmeliyiz. Türkiye’nin etrafında bir barış havzası oluşturmak gerekiyor. Bunu yaratırsak, hukuğu da oturtursak işler daha iyi olacak. Darbe ile bozulan yapıların düzelmesi gerekiyor. Demokrasiyi, hukuku iyi çalıştırabilirsek, etrafımızda ve içimizde barışı sağlayabilirsek, enflasyonu da düşürürsek, halk birbirine güvenirse, dışarı bize güvenmeye başladığı andan itibaren bizi kimse tutamaz. Kemal Şahin Birinci odağımız turizm. Antalya’daki Club Mega Saray bünyesinde Megasaray Tennis Academy’i açacağız. 50 milyon dolarlık yatırımız olacak. Konfeksiyonda Trakya’daki fabrikalarımızın üretimini artırıyoruz, ihracat ünitelerimizi güçlendiriyoruz. Gelecek bir iki yıl içinde iki üç yeni otelimiz olabilir. n Holdingin ana işi tekstil, orada büyümeyi düşünüyor musunuz? Hazırgiyimi büyütüyoruz. Hazır giyimde bizde 5 binin üzerinde çalışan var. Avrupa Serbest Bölgemiz var oraya da odaklanıyoruz. Onu büyütebiliriz. Belki Edirne’de yeni bir serbest bölge kurabiliriz. Avrupa Serbest Bölgesi’nin 2.5 milyar dolarlık iş hacmi var. Turizm, konfeksiyon ve serbest bölge alanlarında durmayı düşünmüyoruz. ların paralarının zamanında verilmesi lazım. Firmaların batması engellenmeli. Çünkü o yapıları tekrar kurmak kolay değil. Bankalar zor kredi veriyor. Hiç kimseyi de suçlayamayız. Her tarafta sıkıntı var. Bunu elbirliğiyle çözmemiz lazım. n Siz yurtdışında da üretim yapıyorsunuz, orada iş dünyasının Türkiye’ye dönük ne tür kaygıları var? Başta güven sorunu var. Mesela Suriye ile savaş olur mu olmaz mı endişesi biraz azaldı. Terör en teşvik olur. Tren kaçtı ama toparlana bilir... AB standartlarını sağlayıp AB sürecini devam ettirmemiz lazım. Onun bir ayağı hukuk bir ayağı özgürlükler onları istiyorlar. Kopenhag kriterlerine uyumu sağlayabilirsek en büyük teşvik. Bunları sağlarsak yabancı yatırımcı da gelir, buradaki de çok yatırım yapar. Çok basit, parasını getirmişse, buraya güvenmesi lazım. ‘Bana bir şey olmaz’ demesi lazım. Çevremizdeki sis perdesi bir dağılsa tekrar o güzel günler gelir. Zamanın bir semptomu: Christchurch katliamı Bir faşist militan Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde, göçmen Müslümanlara saldırdı, en az 50 kişi öldü; onlarca yaralı var. Bir de 75 sayfalık “Büyük Yer Değiştirme” başlıklı faşist manifesto. Olay dünya çapında şaşkınlık yarattı: “Ne! Yeni Zelanda’da mı?” Gerçekten de… Gerçekten de Yeni Zelanda dünyanın sorunlarından uzak bir yer değil miydi? O kadar uzaktı ki, geçen yıllarda süper zenginlerin, kapitalizmin çöküşüne, “proletaryanın kazma kürek villaların kapsına dayanma” olasılığına, dünyanın sonuna hazırlanmak için Yeni Zelanda’da arazi aldıklarına, korunaklı barınaklar yaptırdıklarına ilişkin haberleri şaşkınlıkla okuyorduk. Bu haberleri okudukça aklıma “‘Yüzde 0.1’, çoktan kapitalizmin, diğer bir deyişle onlar açısından dünyanın sonuna hazırlanmaya başlamışlar. Sistemin merkezindekiler, herkesten önce, durumun vahametinin ayırdına varmışlar” gibi düşünceler geliyordu. Son sığınak: Yeni Zelanda! Şimdi onlar da tek bir dünya ve tek bir uygarlık olduğunu, bunun dışına çıkılamayacağını, sorunlarından kaçılamayacağını anladılar mı? Tüm insanlığın sorunlarının birlikte çözülmesine katkı yapmayı düşünecekler mi? Yoksa sağ popülizm, “neoliberal otoriterlik” (model aynı, biraz disiplin işte…) olarak pazarlanan faşist akımlara sığınmayı mı düşünecekler? Geçen yüzyılda benzer “vakitlerde” yaptıkları gibi… Güncel, yaygın ve acil tehlike! Latin Amerika’dan ABD’ye, Avrupa’ya, Ortadoğu’ya, Brezilya’dan Türkiye’ye, Tayland’a, Filipinler’e faşist ideolojinin türlü biçimlerini yerel renklere boyayarak geliştiren hareketler ya iktidarda faşizmi inşa ediyorlar ya da yükseliyor; kültürel iklimi, insanların değerlerini faşizmi daha kolay kabul edecek yönde değiştiriyorlar. Kapitalist dünya sisteminin merkezindeki Batı’da bu hareketler arasında ulus ötesi işbirliğinin, internet üzerinden propaganda ve örgütlenme ağlarının gelişmekte olduğu görülüyor. Geçen yüzyılda kapitalizmin krizi, toplumun işçi sınıfı ile egemen sınıflar arasındaki tabakalarını (küçük ve orta burjuvaziyi) hızla eritiyordu. Faşist ideoloji ve hareket, bu kesimin sıkıntılarına, korkularına, umutlarına çözümler sunmayı vaat ederek gelişti. Bu yüzyılda kapitalizm, işçi sınıfının krizdeki sermaye birikim rejiminde yerleşik kesimlerini tasfiye ediyor. Faşizm de öncelikle bu kesimlerin korkularını yansıtan bir ideoloji ve programla yükseliyor. Dün olduğu gibi, bugün de faşist ideoloji ve program, bu sıkıntıları, korkuları ve umutları ırkçılık, yabancı düşmanlığı bir “öteki korkusu”, “onlara bu ülkede yer yok” sloganı ile düzenliyor, “bir”leştiriyor. Faşist hareket, dünün Yahudi düşmanlığının yanına bugün aynı uğursuz formülle Müslüman düşmanlığını ekleyerek çalışıyor. Yeni Zelanda katliamını gerçekleştiren faşist militanın (‘terörist’ kavramı, esas olguyu faşist programı; örgütlü planlı militanlığı gizliyor) yayımladığı manifestonun ilk sayfalarına bakınca karşımıza kendisini beyaz işçi sınıfının üyesi olarak tanımlayan biri çıkıyor. Bu kişi, işçi haklarını, çevreciliği, yasaları ve düzeni savunduğunu, emperyalizme karşı olduğunu iddia ediyor. Piyasaların sorumlu biçimde çalışmasını, geleneğin ve kültürün korunmasını, etnik bağımsızlığın sağlanmasını, toplumun uyuşturucu bağımlılığından kurtarılmasını istiyor. Bir sonraki sayfalarda, beyazların doğurganlık oranlarındaki gerilemeden, beyaz nüfusun, doğurganlık oranları yüksek göçmenlerle değiştirildiğinden, “beyaz soykırımından” söz ediyor. Faşist militanın, beyaz göçmenlerin Maori soykırımı üzerinde yükselmiş bir toplum olan Yeni Zelanda’da “büyük yer değiştirmeden” söz etmesi de ironi değil. Faşist militanın “etnik otonomi” talebini yeni bir soykırım çağrısı olarak görmek gerekiyor. Tüm bunları bir araya koyunca, Yeni Zelanda’da gerçekleştirilen bir faşist “soykırım” denemesi örneğinin, kapitalizmin tüm hastalıklarının bütünsel bir semptomu olduğunu söyleyebiliriz. Liberal demokrasinin bu hastalıkları önlemek bir yana, ağırlaştırdığını da… TMB: Libya’da 19 milyar dolarlık iş yarım kaldı Yenigün Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Yönetim Kurulu Baş olduğuna dikkat çeken Yenigün, Libya’da 2011’de başlayan iç ka kanı Mithat Yenigün, “Libya’da rışıklıklar, ülkede müteahhitlik Türk firmalarının yarım kalan projelerini yürüten Türk firmala projelerinin tutarı 19 milyar do rını olumsuz etkiledi. Firmaları lar. Müteahhitlerimiz, sorunla mızın tahsil edilmemiş hak ediş ra rağmen Libya’ya dönmek is alacakları 1 milyar dolar, temi tiyor” dedi. nat tutarı 1.7 milyar dolar, ma Müteahhitlerin gözü, bu hafta kine, ekipman gibi envanter ile sonuncusu yapılacak olan Türk diğer zararlar toplamı ise 1.3 Libya Ortak Çalışma Grubu top milyar dolar civarında. Halen te lantısına çevrildi. Libya’nın top minat mektupları için yılda 50 lam 28.9 milyar dolar proje be milyon dolar komisyon ödeni deliyle Türk müteahhitlerin en yor” diye konuştu. fazla iş üstlendiği üçüncü ülke l Ekonomi Servisi Kamu enerjiyi israf boyutunda tüketiyor Gürer CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kamu kurum milyon 572 bin 983 kW h elektrik enerjisi tüketti. Bu kurumların her larında kullanılan yıllık elektrik ay ortalama 1 milyar kWh elekt enerjisinin 12 milyar kWh oldu rik enerjisi tükettiği anlaşılıyor. ğuna, bunun önemli bir kısmının Kamuda ‘yaz saati uygulaması’ ile da israftan kaynaklandığına ol oluşan durum ve israf sayılacak duğuna dikkat çekti. gereksiz kullanımın da araştırma Elektrik kullanımında ‘serbest ve incelenmesi sağlanmalı. İhti tüketici limiti’ düzenlemesiyle ilgi yaç fazlası kullanım takip edilme li yaşanan sorunları, Enerji ve Ta li” dedi. Gürer, “Saray gibi sabaha bii Kaynaklar Bakanlığı’na yönelt kadar ışıl ışıl çok yer var. Belli bir tiği soru önergesiyle Meclis gün saat sonrası neden tasarruf düşü demine getiren Gürer, “Bakanlı nülmez? İhtiyaç ötesi kullanım çok ğın yanıtına göre, kamu kurumları yerde dikkat çekici boyutta” dedi. 2017’nin ilk 5 ayında 4 milyar 908 l Ekonomi Servisi İhbar edenlere 6.4 milyonluk ikramiye Vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele kapsamında vatandaşlardan önemli destek alınırken, geçen yıl vergi kaçıranları ihbar eden 391 kişiye toplam 6.4 milyon liralık ihbar ödemesi yapıldı. AA’nın Gelir İdaresi Başkanlığı verilerinden yaptığı derlemeye göre, 2017’de vergi kaçıranları ihbar eden kişi sayısı 454’ü bulmuştu. Başkanlığın 2017’de ödediği ikramiye tutarı 12 milyon 870 bin lira oldu. İhbarı doğru çıkan kişilere, kesinleşen verginin yüzde 10’u ora nında ödeme yapılırken, geçen yıl içinde ihbarda bulunanlara yapılan ikramiye ödemesi 6 milyon 396 bin 266 olarak gerçekleşti. Son 5 yılda vergi kaçıranları ihbar eden 1719 kişiye toplamda 34 milyon 656 bin 580 liralık ikramiye ödendi. 2018'de alınan toplam ihbar sayısı 41 bin 391'i buldu. İhbar bildirimlerinin tek merkezden Vergi İletişim Merkezi aracılığıyla alınmasına ve sonuçlarının takip edilmesine dönük çalışmalar da devam ediyor. l Ekonomi Servisi C MY B