17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sağnak 8 5 ŞUBAT 2019 SALI EDİTÖR: ELİF TOKBAY / MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET HABER MEB riskli binadaki okulu kapattı ama aynı binadaki tarikat kursu çalışmaya devam ediyor 100 çocuğun canı insafa kalmış Ay’da peçeyle yürümek Geçen hafta sonu, araştırmacı gazetecilik sitesi The Intercept’te ilginç bir makale yayımlandı. Türkiye’de bağımsızlıklarını yeniden tanımlamaya çalışan Suriyeli kadınları anlatan yazı, Maryam Saleh imzalı.  Makalenin tümünü okuyunca, Suriye’de 2011’de başlayan iç şavaştan sonra ülkelerini terk edip Türkiye’de yeni bir hayata yelken açan kadınlar arasında, bağımsızlık ve özgürlük tanımında ortak bir görüş olmadığı anlaşılıyor.  Saleh’in konuştuğu kadınlardan özellikle birinin üzerinde durmak istiyorum.  Türk hükümetinin dikkatini çekmemek için Yasmin takma adıyla konuşan kadın, çalıştığı kurumun adının açıklanmamasını talep etmiş. 13 yaşında evlendirilmiş. 35 yaşında 4 çocuk annesiyken, yarım bıraktığı eğitimini tamamlamak istemiş. Ailesi, onun yerinin evi olduğunu, kendisini entelektüel açıdan geliştirmek istiyorsa, ev işlerinden kalan zamanında dini eğitim alabileceğini söylemiş. 2011’de Suriye’de iç savaşın başladığı yıl, kocasına ev işlerini ve çocuklarını ihmal etmeyeceğine dair söz vermiş ve 2012’de sınavlara girip lise diplomasını almış. Savaş, yaşadığı Duma kentine ulaşınca, ülkesini terk edip Gaziantep’e gelmiş. Şu anda orada üniversite 2. sınıfta okuyor ve Suriye merkezli bir dini kuruluşun Türkiye ofisini yönetiyor. Buraya kadar okuduğunuzda, filmlere konu olabilecek muhteşem bir bağımsızlık öyküsü gibi geliyor insana... Heyecanla okumaya devam ettiğinizde, ne yazık ki, Yasmin’in kadın haklarına va bağımsızlığa dair fikrinin nasıl sınırlandırılmış olduğunu görüyorsunuz. “Toplumumuzda cehalet var ama kadınları hakları konusunda doğru şekilde daha bilinçli hale getirmemiz gerekiyor” diyor ve ardından ekliyor: “Kadınlar, özgürlüğün istediği zaman dışarı çıkmak ve istediği şekilde giyinmek anlamına geldiğini düşünmeye başlayacak; oysa İslam, ilerleyişimizin temeli olmalı.” Muhabir Maryam Saleh, Yasmin ile Gaziantep’te çalıştığı kurumda konuşmuş. Üç katlı binada dolaşırken bir sınıfın kapısını çalmışlar. Saleh’in yazdığına göre, “bir şeyh ya da dini liderin” oturduğu masanın önünde, onu sınıftaki kadınlardan ayıran katlamalı iki pano yer alıyormuş... Yasmin, Gaziantep’teki diğer STK’lerle toplantılara katıldığında yüzünü peçe ile örten tek kadın olduğunu, çalışan kadın olarak yeni rolünü üstlenirken dini inançlarına bağlı kalmayı hedeflediğini söylüyor. “Ben peçe takıyorum. Bizim kültürümüzde, peçe takan bir kadının evde oturması gerektiğine dair bir algı vardı. Ben peçemle dışarı çıkmak istiyorum. Peçe takarken Ay’da yürümek istiyorum!” diyor... Hem din ilerleyişimizin temeli olmalı, yoksa kadınlar istediği zaman dışarı çıkar, istediğini giyer diyor; hem de peçesiyle Ay’da yürümek istediğini itiraf ediyor.  Bilmiyor ki ancak özgür insan, istediği zaman evden çıkar ve istediğini giyer! Bir yanda peçe zorunluluğuna karşı “peçe ayağımın altında” etiketiyle sosyal medyada kampanya başlatan ve özgürlük isteyen Suudi kadınlar... Diğer yanda özgürlüğü peçesiyle sokağa çıkmaya indirgeyen Yasmin... Kadın hakları denilince, cinsiyet ayrımının yok edilmesinden, toplumsal eşitlikten hiç söz etmeyen, yüzyıllarca geride bir anlayış... Kadınların özgür iradelerini ipotek altına almaya çalışan bu zihniyet, siyasal İslamı bir araç olarak kullanan Arap emperyalizminin oyuncağı olanların zihniyetidir! 2019’da gerici kuşatmanın yaşandığı Türkiye, özgürlüğü peçesiyle sokağa çıkmaya indirgeyen Suriyeli Yasmin’in çarpık anlayışına uyabilir ama Cumhuriyet aydınlanmasının ışığında yetişmiş bir kadın olarak benim için Türkiye’nin bugünkü hali, kadına hak ettiği değeri verme hedefiyle ilerici laik adımlar atan devrimci Mustafa Kemal Atatürk’e ihanetin eseridir.  Selçuk: eportfolyo projesini açıklayacağız Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Batıkent Mehmet Akif İnan İlkokulu’nda “Hazine Taşınmazları Karşılığında Okul Yapılmasına İlişkin Protokol” imza törenine katıldı. 20182019 eğitim öğretim yılının ikinci döneminin başlamasına ilişkin Selçuk, “Anne babalardan özellikle istirham ediyorum; önemli olan çocuklarımızın öncelikle sağlığı, kişiliği ve güçlü bir şahsiyet geliştirmesi ve arkasından da eğitim öğretimle ilgili hedeflerimiz elbette. Ama bu hedefler, muhakkak surette çocukların ilgi ve yetenekleriyle paralel olmalı” dedi. Bakan Ziya Selçuk, “Önümüzdeki aylarda eğitimöğretim hayatımızın çok daha nitelikli şekilde sürmesi için somut projelerimizi her ay peş peşe sunacağız” dedi. Selçuk, projeler arasında Okul Profili Değerlendirme, eportfolyo, öğretmen eğitimi ve mesleki ve teknik eğitimi gibi konular olduğunu söyledi. l ANKARA / Cumhuriyet MEB, tarikat kontrolündeki devlet okulunu, binanın çökme riski ve eğitim koşulları nedeniyle kapatsa da aynı binadaki yatılı Kuran kursuna 100’den fazla öğrenci canları hiçe sayılarak emanet edildi. OZAN ÇEPNİ Cumhuriyet’in manşetleri ile kamuoyuna duyurduğu sarıklı cüppeli ders verilen Abdülkadir Geylani İmam Hatip Ortaokulu, MEB tarafından kapatılsa da okuldaki çocukların geleceğinin tarikattan koparılamadığı ortaya çıktı. Bakanlığın “binanın fiziki şartlarının eğitim öğretim yönünden uygun olmadığı ve ihtiyaca cevap vermediği” gerekçesi ile kapattığı okul ile aynı binadaki yatılı kurstaki 100 öğrencinin tarikat kontrolündeki “eğitime” devam ettiği öğrenildi. Velilerden edinilen bilgiye göre, küflü, ışık almayan sınıflarda “hafız” yetiştirdiğini iddia eden tarikat, MEB okulu ile aynı binada olduğu dönemde öğretmenlere baskı yaptı, yaşananlara itiraz eden öğretmenleri tehdit ederek devlet okulundaki eğitimi kendi yönetimine geçirdi. Yenimahalle Belediyesi ve Gazi Üniversitesi’nin kurs binasındaki incelemelerinde, binanın çökme riskinin bulunduğu belirtilirken MEB kendisine bağlı okulu kapatsa da Yenimahalle Müftülüğü yaşananları görmezden geldi. Bakanlığın incelemelerinde eğitime uygun görülmeyen, altında drenaj kuyusu bulunan ve uzman raporunda “bahçe istinat duvarlarında derin çatlaklar olduğu, bazı kısımlarda donatıların koptuğu ve yetersiz olduğu, bahçede kilit taş döşemede çökmelerin meydana geldiği ve cami çıkış merdiveninde ise yarılmalar meydana geldiği tespit edilmiştir” denilmesine karşın velilerin şikâyetleri de müftülük tarafından hiçe sayıldı. Çocuklarını kurstan alan veliler, sınıfların küflü olduğunu, güneş almadığını, çocukların karanlık koşullarda tutulduklarını aktardı. Kursa ilişkin riskler nedeniyle müftülüğe yapılan şikâyetlerden sonuç alamayan veliler, “Kursu müftülük koruyor, şikâyetlerimiz dinlenmedi bile” ifadelerini kullandı. l ANKARA Teminatsız izin yokBundan sonra teminat gösteremeyen özel okul açamayacak Laiklik ilkesinin Anayasaya girmesinin 82. yılı Demokrasinin olmazsa olmazı İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordinatörü Nazan Moroğlu, laiklik ilkesine anayasada yer verilmesinin 82. yıldönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Moroğlu, “Cumhuriyetimizin kurucu değerlerinin, ülkemizde hukuk birliğinin, demokrasinin, kadın erkek eşitliğinin temeli olan, laiklik ilkesini korumak için mücadeleye devam” dedi. İKKB Koordinatörü Nazan Moroğlu 10 Nisan 1928’de 1924 Anayasası’nda yapılan değişiklikle devletin bütün dinlere eşit mesafede olmasının sağlanması gerekçesiyle “devletin dini İslamdır” ibaresinin kaldırılarak laik hukuk devleti yolunda ilk adım atıldığını söyledi. Moroğlu, “82 yıl önce 5 Şubat’ta anayasada yapılan değişiklikle yer verilen laiklik ilkesi, 1961 ve 1982 anayasalarında da devletin değiştirilemez temel nitelikleri arasında yer almıştır. Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıl masını öngören bir ilke olmasının yanında, aynı zamanda olaylara akılcı ve bilimsel açıdan bakan, ulusal egemenliğe dayanan hukuk kurallarının temel alındığı bir yaşam biçimi. Eğitimde, yönetimde, hukukta laiklik ilkesinin tam anlamıyla uygulanması, barış içinde yaşamamızın, din ve vicdan özgürlüğünün, özgür düşüncenin temeli. Ancak, son yıllarda laik Cumhuriyetimizde yaşam biçimi her alanda adeta dine referanslı hale getirildi. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu laiklik ilkesi, aynı zamanda kadın haklarının da güvencesi. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak, ülkemizdeki gelişmeler dikkate alındığında laikliği zedeleyecek girişimlerin ülkemizi çağdaş uygarlık yolundan geriye götüreceği konusunda kamuoyunu uyarmak ve laikliği her zamandan fazla özenle korumaya ihtiyaç olduğunu paylaşmak istiyoruz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘ASLA TAVİZ VERİLEMEZ’ Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş) Merkez Yönetim Kurulu, 5 Şubat 1937’de anayasaya eklenen laiklik ilkesi ile ilgili yaptığı açıklamasında, “Laiklik özgürlüktür! Asla taviz verilemez” ifadelerini kullandı. Laikliğin ulusu çağdaş düşünce sistemi ve evrensel bakış açısına kavuşturduğuna değinilen açıklamada, insanların inançlarına saygı gösterilmesi gerektiği belirtildi. Açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumları ve kuralları, dine, etnisiteye göre değil, laiklik ilkesine göre şekillenmiştir ve bu yapı korunmalıdır. Ancak bugün siyasi iktidar tarafından gerici düzenleme ve uygulamalar ile Cumhuriyet devrimlerinin temeli olan laiklik ilkesine büyük darbe vurulmuştur. Hükümetin eğitim alanındaki uygulamaları, Cumhuriyet atılımlarını tasfiye etmeye, eğitimimizin temel niteliklerini değiştirmeye yöneliktir” denildi. l İSTANBUL Çocuklar sergileri yorumluyor Pera Müzesi Öğrenme Programları’nın, “Parajanov, Sarkis ile” ve “Zaman Değişmeli” sergilerinden ilhamla 46 ve 712 yaş grubu çocuklara yönelik tasarladığı atölyeler 9 Şubat’ta başlıyor. “Zaman Değişmeli” sergisi kapsamındaki atölyeler, katılımcıları zamanı ve teknolojileri sorgulamaya çağırırken; “Parajanov Sarkis ile” çerçevesinde oluşturulan atölyeler, sinemaya meraklı olanlara yeni keşif alanı sunuyor. Çocuklara yaratıcılıklarını ortaya koyma imkânı tanıyan programda, 46 yaş gruplarına “Sahne Senin: Kuklanı Yarat, Oyuna Başla!’’, “Küp Küp Duygular’’, “Çiçek Dürbünü’’ve “Zaman Elimizde: Fotoğraf Makinesi” atölyeleri düzenleniyor. 712 yaş gruplarına hazırlanan atölyeler arasında ise “Akordiyon Portreler’’ve “Boncuk Boncuk: Kaftan’’ bulunuyor. l Eğitim Servisi Teminat miktarı özel okulun kontenjanına göre değişecek. Teminat olarak gayrimenkul de gösterilebilecek. Kapanan temel liselerde ‘öğrenci teşviki’ geri alınmayacak. Ekonomik kriz özel okulları da etkiledi. Kapanan, konkordato ilan eden okul sayısı artıyor. Bu du rumla karşı karşıya kalan okullardaki öğrenci, öğretmen ve veli mağduriyeti ni en aza indirmek isteyen Milli Eğitim Bakanlığı, okul açmak iste yenlere “teminat şartı” ge tirdi. Milli Eğitim Bakanlı ğı Özel Öğretim Kurumla rı Genel Müdürü Muammer figen atalay Yıldız, “ekonomik daralma var, okullar da bundan kendilerine düşen payı alı yor. Bir okul kapandığı zaman öğrenci lerimizin mağduriyet yaşamaması için yeni açılacak okullardan teminat iste yeceğiz’’ dedi. Sürdürülebilir olmalı... Özel Okullar Derneği’nce Antalya’da düzenlenen eğitim sempozyumunda görüştüğümüz Yıldız, özel öğretimin payının yüzde 8.3’e ulaştığını belirte rek şöyle devam etti: “Bu oran önemli ama bunun sürdü rebilir ve sağlam olması gerekir. Bir kaç kapanma olayı var. Kamuoyunda şöyle bir endişe var: Kapanmalar de vam edecek mi? Kapanan okullardaki öğrenciler ve öğretmenler ne olacak? Bir okulun kapanması herhangi bir ku rumun kapanması gibi değil. Tek bir okulun bile kapanması canımızı acıtı yor, tedbir almamız gerekiyor. Bir okul kapandığı zaman öğ rencilerimizin mağ duriyet yaşamasını istemiyoruz. Teminatı yeni açı lan kurumlardan is teyeceğiz. Amacımız kapanmak durumun da olan kurumlardaki süreci kayyım vasıtasıyla tamamlamak. O Yıldız yıl eğitimin kesintiye uğramadan de vam etmesi için biz devreye girmiş ola cağız. Veli ve öğrenciyi korumak isti yoruz, kurum sahipleriyle de görüştük. Sektöre giriş daha kontrollü olacak.” Kontenjan esas alınacak Yıldız, “teminat miktarı ne kadar olacak’’ sorusuna da “Bankada nakit bloke para gösterilebilir. Miktar okul türüne ve kontenjana göre değişir. 100 öğrencili okulun teminatı ile 500 öğrencili okulun farklı olur. Teminat belirlemede kontenjan esas alınacak. Teminat olarak gayrimenkul de gösterilebilir” yanıtını verdi. Kapanan temel liselerde “öğrenci teşviki’’nin geri alınmayacağını da söyleyen Yıldız, özel öğretim kurslarının kapanmasının ardından eşzamanlı olarak alınacak hukuki düzenlemelerle kaçak kurslar için ağırlaştırılmış yaptırımlar geleceğini de anlattı. Yıldız, “Resmi boyutu olmayan, bakanlıktan onay almamış, ‘merdiven altı’ olarak tanımlanan ruhsatsız kurumlarla ilgili hukuki altyapısı hazırlanarak çok etkin denetim sistemi uygulanacak. Çok ciddi tedbirler alınıyor, çok ağır cezalar gelecek. Kimseye göz açtırmayacağız. Velilere de, ‘kamunun bu anlamdaki düzenlemelerine, uygulamalarına destek verin, güvenilmeyen, emin olmayan, resmiyeti bulunmayan yerler tehlikeli, çocuğunuzu göndermeyin’ diyoruz’’ diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle