22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 115 ŞUBAT 2019 SALI Gıda enflasyonunda artış yıllık bazda yüzde 31’e dayandı. TÜFE’de yükseliş sürecek Mutfak yangın yeri Enflasyon, üç ayın ardından tekrar yönünü yukarıya çevirdi. Yıllık TÜFE yüzde 20.35’e çıktı. Enflasyonun yükselmesinde aylık yüzde 6.43 artış gösteren gıda fiyatlarının etkisi büyük. Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ocak ayında gıda fiyatlarında gözle olarak sıralanabilir. Bu sorunlara çözüm üretmeden gıda fiyatlarının düşmesini bekle nen yükselişin etkisiyle yüz mek hayal olur. de 1.06 artarken, yılllık enflasyon yüzde 20.35’e çıktı. Zam şampiyonu biber TÜFE’de gıda fiyatlarının ya Nomura ekonomisti İnan rattığı yukarı yönlü baskı ne Demir, gıda fiyatlarında deniyle yüzde 0.8 ile yüzde 1 ki yüzde 6.4’lük artışın ener arasında artış öngörülüyordu. ji fiyatlarındaki indirimle Enflasyonun yılın ilk yarısın ri baskıladığını, bunun da yıl da yüzde 20’nin üzerinde sey lık gıda enflasyonunu Mer retmesi bekleniyor. kez Bankası’nın yüzde 13 olan Aylık en yüksek artış yüzde 2019 varsayımının iki katın 6.43 ile gıda ve alkolsüz içe dan fazla olan yüzde 31’e yük cekler grubunda oldu. Gıda selttiğini belirtti. enflasyonu yıllık bazda yüz Gıda fiyatlarında son 16 yı de 30.97’ye ulaştı. Gıda enflas lın en yüksek artışı yaşanır yonundaki artış, tarımda yaşa ken, fiyatı en çok artan ürün nan sorunlar çözülmeden de ler sıralamasında ilk 9 sırada po baskınlarıyla, marketlere yaş sebze ve meyve ürünleri yönelik baskılarla fiyatların yer alırken ilk 15 ürünün ise düşürülemeyeceğini bir kez 12’si tarım ürünü oldu. Ocak daha gösterdi. Tarım ürünle ayı enflasyon verilerine ba ri fiyatındaki artışın temel ne kıldığında fiyatı en çok artan deni yüksek girdi maliyetle ürünler ise yüzde 88 ile çar ri, iklime bağlı olarak yaşanan liston biber, yüzde 81 ile pat olumsuz hava koşulları, ürü lıcan ve yüzde 67.63 ile ıspa nün üreticiden tüketiciye ulaş nak oldu. tırılmasındaki zincirde yaşa TÜFE’de, bir önceki yılın ay nan organizasyon bozukluğu nı ayına göre çeşitli mal ve hizmetler yüzde 29.63, ev eş Yükseliş sürecek yası yüzde 29.07, eğlence ve kültür yüzde 23.15 ve lokanta ve oteller yüzde 19.89 ile artışın yüksek olduğu diğer ana harcama grupları oldu. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu enflasyonun henüz yönünü aşağı çevirmediğine dikkat çekti. İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu enflasyon Yıllık TÜFE 2018 Ekim ayında giyim ve gıda fiyatları öncülüğünde TL’deki değer kaybının etkisiyle 15 yılın zirvesi olan yüzde 25.24’e yükselmiş ve 2018’i yüzde 20.30 seviyesinden kapatmıştı. Enflasyon emekçiyi çarptı da yüksek seyrin devam edebileceğini belirtti. Yılın ilk yarısında enflasyonun yüzde 20 bandında devam edebileceğini öngören Kömürcüoğlu “Enflasyonda aşağı veya yukarı seyri temel anlamda gıda belirleyecek” dedi. Medley Global Advisors Gelişen Ülkeler Kıdemli Analisti Nigel Rendell de “Enflasyon şu an olduğu yere çakılmış durumda ve birkaç ay daha düşmesi zor görünüyor” ifadesini kullandı. Doç. Dr. Ümit Akçay da “Diğerleri neyse de, gıda enflasyonu, neredeyse tamamen ‘ev yapımı’, yani AKP iktidarlarının uyguladığı birikim modelinin ve ona bağlı gelişen tarım politikasının iflasını gösteriyor” diye konuştu. QNB Finansbank Başekonomisti Erkin Işık, olumsuz hava koşulları nedeniyle gıda fiyatlarındaki artışın yüksek enflasyonun ana nedeni olduğunubelirterek, “Enflasyonda yukarı riskler sürüyor. Beyaz eşya, mobilya ve otomotivdeki geçici vergi indirimlerinin nisanda kalkmasıyla manşet enflasyonu 1 puan etkileme potansiyeli bulunuyor” dedi. ÜFE de arttı Türkiye İstatistik Kurumu MUSTAFA ÇAKIR (TÜİK) verilerine göre tüketici fiyatlarına yansımaları ne Ocak ayı enflasyonu, memur, işçi ve emekli deniyle yakından takip edilen ye yapılan zamları katladı. yurtiçi üretici fiyat endeksi Taşerondan ka (YİÜFE) ocakta yüzde 0.45 Sütlü tatlıartarken, yıllık yüzde 32.93 arttı. sepeteAyrıca Merkez girdiBankası’nın tale muya ve belediyelere geçen bi doğrultusunda özel kapsamlı TÜFE göstergelerinin kapsa TÜİK, TÜFE hesaplamalarında kullanılacak olan endeks sepeti ve ağırlık larını her yılın başında güncelliyor. Buna göre sepette en büyük paya sa mının 2019’da hip olan gıda ve alkolsüz içecekler ile ko genişletildiği nutun ağırlığı artarken, ulaştırmanın ağırlı duyuruldu. Buna göre özel kapsamlı TÜFE göstergelerine E (Alkollü içecekler ve ğı azaldı. Enflasyon sepetine bu yıl hazır et yemekleri, konserve balık, hazır sütlü tatlılar, dereotu, nane, roka, tere, fındık ezmesi, çocuk elbisesi, evcil hayvanlar için gıda harcamaları, saat ve kadın çantası olmak üzere 12 yeni ürün girdi. Sepetten çıkartı lan ürün ise anaokulu ücreti oldu. TÜFE tütün hariç TÜ mal ve hizmet sepeti oluşturulurken FE) ve F (Yöneti hanehalkı bütçe anketi (HBA) kulla len yönlendirilen nılıp, HBA sonuçlarına göre toplam fiyatlar hariç TÜFE) göstergeleri eklendi. l Ekonomi Servisi harcama içerisinde 1/1000’den daha fazla ağırlık alan tüm maddeler endeks sepeti kapsamına alınıyor. işçilerin ücret zamları ise adeta “devede kulak” kaldı. Yılın ilk ayında ortaya çıkan enflasyon rakamı, asgari ücrete yapılan yüzdelik zammın da üçte 2’sini şimdiden götürdü. Aralık ayında yüzde 20.30 olan yıllık enflasyon, ocak ayında 20.35’e çıktı. Çalışanlar ve emekliler için oluşan yeni tablo şöyle: Memur ve memur emeklisi: Yaklaşık 3 milyon memur ile 1.9 milyon memur emeklisi, ocak ayında yüzde 4 toplusözleşme zammı aldı. Memur ve memur emeklileri ocakta enflasyon farkıyla birlikte toplam yüzde 10.73 oranında zam almış oldu. Oysa ocak enflasyonu yüzde 20.35 olarak açıklandı. Buna karşın memur ve memur emeklisi enflasyon farkı nedeniyle oluşan kayıpları ancak temmuzda alabilecek. İşçi ve işçi emeklisi: Sendikalı işçilerin üc ret zamları büyük oranda toplusözleşme ile belirleniyor. Türkiye’deki toplam 13.4 milyon işçiden sadece 1.8 milyonu sendikalı. Bu nedenle de işçiler işverenlerin insafına kalmış durumdalar. İşçi ve BağKur emeklileri ise ocak ayında, geçen yılın 6 ayında oluşan enflasyon oranında zam aldu. Bu da yüzde 10.19’du. Taşerondan geçen işçiler: Yaklaşık 900 bin taşeron işçisi, 2020 ortası ve sonuna kadar 6 ayda bir yapılacak yüzde 4’lük zamlara mahkum edildi. Ek zam da verilmiyor. Ayrıca enflasyon farkı da alamıyorlar. Asgari ücret: 1 Ocak’tan itibaren asgari ücret 1603 liradan yüzde 26 zamla, 2 bin 20 liraya çıkarıldı. Yaklaşık 7 milyon işçinin bir aylık geçim ücreti olan olan asgari ücrete yapılan yüzdelik zammın 3’te 2’si de ocak ayı enflasyonu ile gitti. l ANKARA Yöntem değişti ihracat arttı Bankaların değeri düştü Araştırma şirketi Brand Finance’ın ‘Banking5002019’ çalışmasına göre, Çin bankalarının toplam marka değeri yüzde 28 artış ile 407 milyar dolara erişirken, ABD’li banka markalarının toplam değerini 100 milyar dolar aştı. Çinli ICBC değerini yüzde 35 artırarak 79.8 milyar dolarla zirvedeki yerini korudu. 500 en değerli banka markası listesine giren 9 Türk bankasının tamamı bir önceki yıla göre küresel sıralamada geriledi. Ziraat Bankası Türkiye’nin en değerli bankası olarak küresel sıralamada 146’ncı sırada yer aldı. Geçen yıl 140’ıncı sıradaydı. Garanti Bankası 169’uncu, İş Bankası 179’uncu, Akbank 196’ncı, Yapı Kredi 237’nci, Halkbank 323’üncü, Vakıfbank 337’nci, Denizbank 352’nci, TEB 481’inci oldu. Oto pazarı yüzde 59 küçüldü Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, yılın ilk ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 59 azalarak 14 bin 373 adete geriledi. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre otomobil satışları geleneksel olarak satışların en düşük seviyede gerçekleştiği ocak ayında yüzde 58.7 azalarak 10 bin 979 adede, hafif ticari araç satışları yüzde 59.9 azalarak 3 bin 394 adede indi. Otomotiv pazarı TL’deki değer kaybıyla birlikte yükselen fiyatlar, faizlerle birlikte artan kredi maliyetleri ve tüketici güvenindeki düşüşle birlikte geçen yıl nisan ayından itibaren artan hızlarda küçüldü. Yılın son iki ayında vergi indirimleriyle daralma hızı bir miktar azalan pazar 2018’in tamamını yüzde 35 küçülerek yaklaşık 621 bin adet ile kapattı. l Ekonomi Servisi Hükümet, dış ticarette hesaplama yöntemini değiştirdi. Genel ticaret sistemine göre ihracat rakamları artık daha yüksek gelecek. Türkiye’nin ocak ayı ihracatı, genel ticaret sistemine (GTS) göre yüzde 6.33 artarak 13.9 milyar dolar olurken, eski özel ticaret sistemine (ÖTS) göre yüzde 5.93 artarak 13.2 milyar dolarda kaldı. Ocak ayı dış ticaret rakamlarını açıklayan Ticaret Bakanı Ruhsar Peksan, bu yıl ihracat ve ithalat verilerini hem GTS hem ÖTS’ye göre açıklayacaklarını belirterek, bunu şöyle gerekçelendirdi: “ÖTS ile sınırlarımız içinde üretilen yüzde 100 bütün ürünleri dahil etmiyoruz. Serbest bölgelerde yaptığımız dış ticaret ve antrepo verileri hariç tutuluyordu.” Aynı konuda yorum yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de ÖTS verileri bugüne kadar ül kemizin ihracat gücünü tam manasıyla yansıtamadı” dedi. İthalat azalıyor Yine ocak ayında, GTS’ye göre ithalat yüzde 26.87 azalarak 16.2 milyar dolar, dış ticaret açığı da yüzde 74.55 azalarak 2.3 milyar dolara indi. 2018 Ocak ayında yüzde 58.96 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 85.72’ye çıktı. ÖTS’ye göre ithalat yüzde 27.01 azalarak 15.7 milyar dolar, dış ticaret açığı yüzde 72 azalarak 2.5 milyar dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 57.77’den yüzde 83.85’e çıktı. Pekcan, “Bu yıl dış ticaret tüm zorluklara rağmen büyümeye pozitif katkı sağlayacak” dedi. l Ekonomi Servisi Daha az yasa, daha çok kararname... Özünde, tarihsel gelişimleri ile devletlerin eyaletler olarak birleşmelerinin ürünü başkanlık rejimlerinin, parlamenter demokrasilerden ayrışmış olarak demokratik işleyişlerinde yapısal sorunlar ağır basar. Amerika tipik örnek, pratikte ideolojik kimlik ayrışmasında çok partililiğin geçerli olamaması, iki partili yarıdan fazla oy bağlantılı, biraz daha liberal ya da demokrat ayrışmasını zorlar. Demokrasinin işlerliğinin göreceli ayakta kalabilmesi için de, çok titiz bir güçler ayrılığı ilkelerini zorunlu kılan hukuksal güvencelerle donanım söz konusudur. Yetmez, eyaletler yönetimlerinin özerklikleri, ulus devletlerinden çok daha güçlü, donanımlıdır. Sözün özü, dünyadaki başkanlık rejimlerinin en otoriter örneklerinde dahi, bizimkinin bir eşi benzeri yoktur. Bizdeki parti başkanı kimliği öncelikli, ağır basan, umacı, garabet başkanlık rejimi örneği görülmemiştir. Bizdeki baştan bu en diktatoryal, tek adam rejiminin üstüne, güçler ayrılığında donanımlı, bağımsız Meclis oluşumu hak götüre, işlevsizliği diplere çekilmiş Meclis işleyişi için her ayrıntı düşünülmüştür. Şu işe bakın ki, Meclis işleyişinde Saray emrinde Cumhur İttifakı’nın “takşak” yöntemli kaldırılan parmak çoğunluğu da Saray yönetimine yetmez olmuştur. Biat meclisinin işleyişi bile Saray yönetimine yetmemiş. İlk pratik uygulama, işletilmesinde, yasama için olmazsa olmaz komisyonlar işletilmeden, dişimizin kırılacağı bir tek muhalefet partilerinin de katıldıkları ortak komisyondan geçirilmiş tek yasa maddesinin geçirilmesi söz konusu olmamışken... HHH Bu dünyanın en ucube tek adam rejimi modelinde, Meclis bağımsızlığı, denetiminin işleyebileceğine ilişkin umutlu tek bir gelişme yaşanamamışken, Meclis’te hesap verme, hesap sormaya ilişkin her geçerliliği olabilecek uygulamalar, yasaklamalara boğulmuşken, “daha az yasa, daha çok kararname” işleyişi için yeni projeler gündemde. Saray’dan yönetimin atılan her yeni adımında, yürürlükteki anayasal hukuk devleti düzeninin ayaklar altına alınması yolunda yeni yeni icraatlarla yüz yüze kalıyoruz. Kararnamelerle yönetim icraatlarında ipin ucu öylesine kaçtı ki.. Yüzde doksan beş üstü Saray güdümünde ele geçirilmiş, yandaş medya, güdümlenmiş habercilik, sansürler, yasaklar, hukuksuz, haksız işten atmalar, yargılamalarla ödetilen bedellerin yeni yeni haberlerinde sınırlar çizilemiyor. İsteseler de istemeseler de, en güdümlenmiş haberlerin üretimlerinin içinden de haksızlık, hukuksuzluklara ilişkin sınırsız çoklukta haberlerin üretilmesi kaçınılmaz oluyor. En yakın tarihli laik Cumhuriyetin yapılanmasında, bir tür Padişah’ın buyrukları doğrultusunda fetva veren makam statüsüne evrimleştirilmiş Diyanet İşleri’nin, sabıkalarına her gün yenisinin eklemlenmesi haberlerinin en yandaş medyada bile haber olmasının önlenememesi tartışmaları bir yana... Takşak ilişkileri içinde sorgulanması dahi gündeme gelemeyen, yerel seçimler için belediye başkanlıkları adaylarının partili tek adam iradesi ile belirlenmesi gerçeği, dünyada bir örneği yaşanmamış diktatoryal icraatlar övgü ile göklerde. Muhalefetin çok zorlu denklemde, kuşkusuz çok da ilkesiz, saçma sapan, kafa, kavram, değerler karmaşasına yol açan çıkış arayışları ağızlarda sakız.. Giderek çirkinleşen, küfür dozunda başkanlıklar karalaması ile, terör ittifakı tehdidi ile seçmen yıldırılarak yenilgiden kaçış yolu aranıyor. Yine de yetmiyor. Dünün aylık fiyat istatistikleri, yandaş yüzde doksan beş üstü ele geçirilmiş güdümleme medyasında okus pokuslarla tersyüz edilmesinde ne kadar çırpınılırsa çırpınılsın, 16 yıllık iktidarları icraatlarında en büyük tükeniş sürecinin kanıtlarını oluşturuyorlar. Yakın tarihlere kadar, bir gazetecilik ömrü içinde, tarım üretimi fazlalıklarının dünyaya pazarlanamaması sorunları, kötü depolama ağırlıklı olarak yaşanmışken, yiyecek kışlık sebzede dudak uçurtan yüksek zamlar karşısında karınlarını doyuramama ile yüzleşmiş çoğunluk halkın, seçmenin gerçeği ile yüz yüzeyiz. Zamları saklamak uğruna, gram gram düşürerek, fiyat artışını saklamaya çalışan marketlere karşı Başkan Erdoğan kendileri seçim kampanyasına dönük uyarı konuşmaları yapmak zorunda kalıyor. Pazarlardan kiloyu unutmuş, en ucuzundan, en azından birkaç sebze, baklagil ile akşam tenceresini kaynatabilme hesabını yapan, file doldurmayı unutmuş, ama elindeki para tükenmiş vatandaşların acılı öyküleri kaçınılmaz ana haberlere giriyor. Elbet pazarcıların, üreticilerin, yaşamın en yaşamsal alanlarına dönük çaresiz dertli yakınmaları, patlayan esnaf iflasları haberleriyle yan yana... Daha çok kararname, daha az yasa ile kurtuluş bile zor. Hukukun yerini tarikatların alması da yetmez... ABJaponya anlaşması Türkiye’yi vuracak İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 1 Şubat’ta yürürlüğe giren ABJaponya Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın Türkiye açısından son derece önemli olduğuna işaret ederek, Türkiye’nin Japonya ile serbest ticaret anlaşması (STA) müzakerelerinin devam ettiğini hatırlattı. Zeytinoğlu, “Güçlü otomotiv sektörü ile Japonya’dan gelen otomotiv ürünlerine AB pazarında 7 yıllık geçiş sonrasında sıfır vergi uygulanacak olması, Türkiye’den yapılan ithalatın azalmasına sebep olabilir” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle