17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 12 ŞUBAT 2019 SALI EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY AKP’nin yakını kazanıyorÖzel, KPSS’de yüksek puan alan ancak mülakatta elenen öğretmenleri TBMM’ye taşıdı HABER CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, sözleşmeli öğretmen alımı sürecinde yüksek KPSS puanlarına karşın mülakatlarda elenen çok sayıda aday bulunduğunu belirterek “Bu durumun psikolojik boyutu adayın taşıyabileceği sınırın çok ötesindedir. Bu nedenle mülakat sisteminin gözden geçirilmesi bir zorunluluk haline dönmüştür” diye konuştu. Özel, adayların doğduğu yer veya etnik kimliği gerekçe gösterilerek elendiğini belirttiğini ifade ederek, “Bir il milli eğitim müdürünün, mülakatı geçecek aday listesinin bakanlıktan geldiğine yönelik itirafı da elenen mağdurların siyasi gerekçelerle elendiği gerçeğini kuvvetlendirmektedir” diye konuştu. CHP’li Özel, geçtiğimiz günlerde 20 bin sözleşmeli öğretmenin ataması sürecinde mülakat sırasında haksız gerekçelerle elendiğini belirten mağdurlarla bir araya geldi. Konuyu TBMM gündemine taşıyan Özel, bu süreçte ciddi şaibeler ve soru işaretleri yaşandı CHP’li Özel, “Bir il milli eğitim müdürünün, mülakatı geçecek aday listesinin bakanlıktan geldiğine yönelik itirafı da elenenlerin siyasi gerekçelerle elendiği gerçeğini kuv vetlendirmektedir” dedi. ğını belirterek, “Kamuoyuna mülakat mağdurları olarak yansıyan bu öğretmenler arasında, KPSS puanı 80 ve üzeri olan 200’e yakın adayın haksız mülakat puanları verilerek tercih yapma haklarının gaspedildiği kamuoyuna yansıyan iddialar arasındadır. Adaylar, mülakatta sorulan sorulara yanıt veremeyen isimlere yüksek puanlar verildiği, ancak KPSS puanları da yüksek olan ve mülakatları iyi geçen pek çok adayın bilerek elendiğine işaret etmektedir” dedi. Özel, şunları kaydetti: “Bu durum, Milli Eğitim Bakanlığı’nın iktidar partisine yakın adayların mülakat yoluyla kayırıldığı iddialarını kuvvetlendirmektedir. Ülkemizin geleceği olan gençlerimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimi zin siyasi görüşlerine göre akademik ve pedagojik niteliklerine göre tercih edilmesi gerektiği, bu mülakatta yaşanan sorunlarda da ortaya çıkmıştır. Bu durumun psikolojik boyutu adayın taşıyabileceği sınırın çok ötesindedir. Bu nedenle mülakat sisteminin gözden geçirilmesi bir zorunluluk haline dönmüştür. Yaptığımız görüşmelerde doğduğu yer veya etnik kimliği gerekçe gösterilerek elendiğini belirten adaylar bulunmaktadır. Bu, doğru değilse dahi bu şüphenin yaratılmış olması gerçek bir demokraside hoş karşılanmaz. Bir il milli eğitim müdürünün, mülakatı geçecek aday listesinin bakanlıktan geldiğine yönelik itirafı da elenen mağdurların siyasi gerekçelerle elendiği gerçeğini kuvvetlendirmektedir.” TBMM gündemine de taşıdı CHP’li Özel, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanıtlaması istemiyle verdiği önergede de yüksek puan alan adayların mülakatta elendiğine işaret ederek şu soruları yöneltti: “Sözleşmeli öğretmenlik atama sürecinde, mülakat aşamasında yaşanan sorunlara ilişkin olarak bakanlığınıza yapılmış bir şikâyet başvurusu bulunmakta mıdır? Bu konuda kamuoyuna yansıyan iddialar üzerine idari bir soruşturma açılmış mıdır? Açılmadıysa neden açılmamıştır? Bir milli eğitim il müdür vekilinin bakanlıktan gelen liste doğrultusunda mülakat puanlarının verildiği, dolayısıyla mülakatın bir formalite olduğuna yönelik değerlendirmesi ortadadır. Bakanlığınızdan illere, mülakatla kimlerin eleneceği ya da kimlerin sınavı geçmesi yönünde puan verileceği biçiminde bir liste gönderilmiş midir? Etnik kimliği ya da doğduğu yer nedeniyle mülakatta elenen aday bulunmakta mıdır?” l ANKARA SENDİKADAN AKP’YE DESTEK Sonunda bu da oldu MUSTAFA ÇAKIR Çalışma yaşamında “bu da oldu” dedirten bir gelişme yaşandı. AKP döneminde üye sayısını hızla artıran Hakİş, AKP Keçiören Belediye Başkan adayına destek toplantısı yaptı. Toplantıda AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayına da destek verildi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın son istatistiklerine göre Hakiş’in üye sayısı 684 bin 144’e çıktı. Hakİş’in en fazla üye artıran sendikası ise Hizmetİş. Taşeron işçilerin büyük bir bölümü Hizmetİş’te örgütlü. Türkİş son dönemde sık sık özellikle belediyelerde işçilerin belli bir sendikaya üyelik için yönlendirildiklerini iddia ediyor. Hizmetİş Sendikası’nın başkanı aynı zamanda Hakİş Başkanı da olan Mahmut Arslan. Hizmetİş Sendikası Ankara 2 No’lu Şubesi önceki gün dikkat çeken bir toplantı gerçekleştirdi. Sendika, AKP Keçiören Belediye Başkan adayı Turgut Altınok’a destek programı düzenledi. Programa Hakİş Başkanı Mahmut Arslan da katıldı. Arslan yaptığı konuşmada hem Altınok’a hem de AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mehmet Özhaseki’ye destek verdi. Arslan, “Turgut Altınok belediye başkanlığından öte bizim kardeşimiz, arkadaşımız, dostumuzdur... Turgut Altınok’un yeniden AK Parti’den Keçiören Belediye Başkanlığı’na aday olarak ilan edilmesi bizim için yeniden heyecan başlattı. Aynı zamanda Mehmet Özhaseki’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması da büyük bir heyecan yaratmıştır. Adaylara 31 Mart seçimlerinde başarılar diliyoruz” dedi. Hakİş Başkanı Arslan, gecen günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar ile AKP yöneticilerine gönderdiği mektupta da, kadroya geçen ve KİT’lerde kadro kapsamı dışında kalan işçiler için yüzde 20.30 oranında enflasyon zammı isterken, “Mahalli seçimler sürecinde olduğumuzun altını çizerek, emekçi kardeşlerimizin, bu haklı ve yerinde taleplerine olumlu bir karşılık verilmesinin önemine vurgu yapmak istiyoruz” demesi dikkat çekmişti. l ANKARA Sanatçılar Girişimi’nden Masatçı’ya destek Ataol Behramoğlu, AKP hükümetinin her özgür sesi susturmaya çalıştığını belirterek, “Sanatçının susturulduğu gün tümüyle susarız. Biz buna izin vermeyeceğiz. Biz şu an milyonlarca özgürlük yandaşını temsilen buradayız” diye konuştu. UĞURCAN ÜLGER Sanatçılar Girişimi, “Halkı askerlikten so ğutmak” suçlamasıyla tutuklanan Tiyatro Sanatçısı Nazlı Masatçı’ya, İzmir Şakran Kadın Cezaevi önünde yaptıkları basın açıklamasıyla destek verdi. Sahnelediği bir oyun gerekçe gösterilerek hakkında soruşturma başlatılan ve 30 Ocak tarihinde görülen duruşmada “halkı askerlikten soğutmak” iddiasıyla 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılarak tutuklanan Masatçı’ya destek veren sanatçılar adına açıklamayı Ataol Behramoğlu yaptı. Tiyatro Sanatçısı Orhan Aydın da, sanatın insanlık tarihi boyunca boyun eğmediğini hatırlattı. “Sanatçıları suçlu saymak gayri insanidir” diyen Aydın, “Bilinmelidir ki, ne dün, ne de yarın bu tür suçlamalarla anılabilecek bir siyasi anlayışın yaşalma şansı yoktur” dedi. Basın açıklamasına Ataol Behramoğlu ve Orhan Aydın’ın yanı sıra, Nazlı Masatçı’nın da kadrosunda yer aldığı, KHK ile kapatılan Yenikapı Tiyatrosu emekçileri de katıldı. l İZMİR AKP’de ‘3600’ çıkmazıAKP, düzenlemeyi seçimden önce geçirip geçirmemeyi tartışıyor EMİNE KAPLAN 24Haziran seçimlerinden önce 4 meslek grubuna 3 bin 600 ek gösterge sözü veren, ikinci 100 günlük eylem planına ise yalnızca öğretmenleri alan AKP, seçimden önce bu yönde düzenleme yapıp yapmamayı tartışıyor. Bazı parti yöneticileri, seçimden önce sadece öğretmenler için yapılacak bir düzenlemenin diğer meslek gruplarında tepki yaratacağını, bunun de seçime olumsuz yansımasının olacağını belirtiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 24 Haziran seçimleri öncesinde gündeme getirdiği “polis, öğretmen, hemşire, din görevlileri ve diğer idarecilerin emeklilik ek göstergelerinin 3 bin 600’e çıkarılacağı” sözü AKP’yi zorluyor. AKP, seçimden önce verilen bu sözle ilgili olarak 24 Haziran seçimlerinden sonra bir adım atmadı. Hatta ilk 100 günlük eylem planında bu konuya hiç değinilmezken, ikinci 100 günlük eylem planında ise yalnızca “Öğretmenlerin ek göstergelerinin 3 bin 600’e yükseltilmesi’ hedefi yer aldı. Bir süredir kulislerde seçimden önce öğretmenlerin emeklilik ek göstergelerinin 3 bin 600’e yükseltilmesi konusunda bir düzenlemenin TBMM’den çıkarılabileceği konuşuluyor, hatta bu düzenlemenin bazı seçim yatırımlarının da içinde yer alacağı bir torba yasa teklifiyle TBMM gündemine getirilebileceği beklentisi dile getiriliyordu. Ancak hem parti hem de hükümet içinde bu konuda farklı görüşler olduğu belirtilirken düzenlemenin iki türlü de sıkıntı yaratacağı kaydediliyor. Düzenlemenin seçimden önce çıkmasının göstergeleri yükseltilmeyen diğer meslek gruplarında tepki yaratacağını belirten bazı parti yöneticileri, “Seçimden önce sadece öğretmenlere dönük böyle bir adım atılırsa polis, hemşire ve din görevlileri ayağa kalkar. Bunun da sandığa yansıması olumsuz olur. Seçimden önce böyle bir adım atmak yerinde bir karar olmaz” görüşünü dile getiriyor. Parti içinde, çalışanlara böyle bir söz verildiği ve bir an önce çıkarılması gerektiğini düşünenler de bulunuyor. Bu görüşü savunanlar, “Ek gösterge vaadinde bulunan meslek gruplarında çok büyük bir beklenti oluştu. En azından ikinci 100 günlük eylem planında yer alan öğretmenlerle ilgili bir adım atılırsa diğer meslek gruplarının hükümete ve partiye güveni devam eder” görüşünü ifade ediyor. Partide, ek göstergeyle ilgili hemen bir atım atılmasının sosyal güvenlik sistemindeki dengeleri bozacağı, seçim öncesi verilen sözlerin 5 yıllığına verildiğini, hükümetin bir sonraki genel seçime kadar süresinin olduğu da bir başka görüş olarak dile getiriliyor. l ANKARA T.C. ERDEMLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2019/86 Esas TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmasına karar verilen Mersin ili, Erdemli ilçesi, Güzeloluk Mahallesi’nde kain 101 Ada 1081 Parsel sayılı taşınmazın 131,28 m2, Mersin ili, Erdemli ilçesi, Güzeloluk Mahallesi’nde kain 101 Ada 1083 Parsel sayılı taşınmazın 122,88 m2, irtifak hakkı (Enerji Nakil Hattı) için maliki ve kamulaştırmaya ilişkin özet bilgileri belirtilen taşınmaz TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmış olup, mahkememizde 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. Maddesine göre bedel tespiti ve tescil davası açılmıştır. Tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltme açabileceği, açılacak davalarda husumetin TEDAŞ Genel Müdürlüğü’ne yöneltilmesi, 30 gün içerisinde idari yargıda iptal davası açtığınızı ve yürütmeyi durdurma kararı aldığınız belgelemediğiniz taktirde kamulaştırma işlemi kesinleşecek olup, mahkememizde tespit edilen bedel üzerinde daimi irtifak hakkı/mülkiyeti TEDAŞ Genel Müdürlüğü adına tapuya tescil edilecektir. Mahkememizce tespit edilecek kamulaştırma bedeli adınıza Türkiye Vakıflar Bankası Erdemli Şubesi’ne yatırılacaktır. Konuya ve taşınmaz malların değerine ilişkin tüm savunma ve delillerinizi tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirmeniz gerekmektedir. İlgililere 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasası’nın 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 06/02/2019 BULUNDUĞU YER: ERDEMLİ/MERSİN MEVKİİ: GÜZELOLUK MAHALLESİ ADA NO: 101 PARSEL NO: 1081 ve 1083 MALİKİN ADI VE SOYADI: Ali Mavi, Ayşe Mavi, Ayşe Okur, Feslikan Dölekoğlu, Huriye Ünal, Naile Mavi, Nergiz Kater, Nezihe Demirpalta, Oktay Mavi, Ömer Mavi KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: TEDAŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AÇILACAK DAVADA HUSUMETİN YÖNELTİLECEĞİ İDARE: TEDAŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE BEDELİN YATIRILACAĞI BANKA: T.C. Vakıfbank Erdemli Şubesi 06/02/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 943811) T.C. TARSUS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN SAYI: 2011/871 Davacı Devlet Hava Meydanları İşl. Gen. Müd. tarafından, davalılar Zahide FİSCHER, Mustafa Murat İKİN vs. aleyhine açılan kamulaştırma davasının yapılan yargılaması sonucunda özelte, Davanın KABULÜ İLE; Mersin ili, Tarsus ilçesi, Frengülüs Köyü/Mahallesi 7 no.lu parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının İPTALİ ile Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü adına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE, Tespit edilen 189.695,46TL kamulaştırma bedelinden, Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/724 Esas sayılı dosyasından depo edilmesine karar verilen 169.224,29TL’nin mahsubu ile bakiye 20.478,18TL bedelin, davalılara tapudaki hisseleri oranında derhal ödenmesine, yatan paranın 3’er aylık faiz ile faizlendirilmesinin istenmesine, tapu kaydında ipotek, haciz vs. şerhi var ise kamulaştırma bedeline yansıtılmasına karar verilmiş, Davacı vekili tarafından, karara esas alınan bilirkişi raporları ile kamulaştırma bedeli yüksek hesaplandığını belirterek temyiz edildiğinden, Tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen Yalçın ve Hatice oğlu, 1971 d.lu dahili davalı Mustafa Murat İKİN(T.C:144*****590)’e ilanen tebliğine karar verilmekle, iş bu ilanın gazetede ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra kararın ve temyiz dilekçesinin dahili davalı Mustafa Murat İKİN’e tebliğ edilmiş sayılacağı ve tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yoluna başvurabileceği, ayrıca 10 gün içerisinde temyize cevap vermesi, aksi taktirde bu haliyle dosyanın Yargıtay’a gönderileceği hususunda kararın ve temyiz dilekçesinin tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 23/01/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 943820) Siz FETÖ ile en büyük beka sorununu yarattınız T ürkiye sıradan olmayan, FETÖ darbe girişimini yaşadı. Daha önceki askeri darbelerle ortak nitelikleri vardı, ABD desteği gibi. Halk tabanı yoktu, diğer darbelerde bu, “siyasi ve toplumsal” yaratılmıştı. Amacım FETÖ girişiminin en ayırt edici yönüne gelmek. Önceki askeri darbelerde esas olarak üst siyasal değişim özelliği vardı. Deyin ki o parti gitsin bu parti gelsin, o anlayış gitsin (siyasal ve ekonomik olarak) bu anlayış gelsin.. Parlamenter sistemin ve anayasanın özünde hemen hemen çok az değişikliğe neden oldular. Bu nedenle darbeler sonrası neredeyse “eski düzen” yeniden kuruldu! FETÖ darbesi farklı  FETÖ darbe planı ise, sonrası itibarıyla, Türkiye toplumunu, rejimiyle, yönetim biçimiyle, anayasal ilkeleri ve yaşam tarzlarıyla, bütünüyle değiştirmeyi amaçlıyordu. Tabanda desteği olmayan, yarı gizli dini örgüt, tam anlamıyla devlet içinde polis adliye istihbarat askeri idari örgütlenmeleriyle devletin tüm kurumlarını neredeyse bütünüyle ele geçirmişti. Sivil toplumda, üstelik bazı “solcu” kılıklılarla bile işbirliği içinde, iş çevrelerinde örgütlenmeleriyle, tüm hazır kadrolarıyla, iktidarı devralacaklardı. Tehditle iş görüyor, büyük medya içinde etkili oluyor, yargıda istediklerini yaptırıyor, büyük iş çevrelerinde bile sözlerini dinletiyorlardı. Esas AKP içinde de örgütlüydüler. RTE’nin büyük otoritesi ile kenara itilmiş iktidarın onlarca önde geleni de, RTE’ye karşı FETÖ yapılanmasıyla dirsek teması içindeydi. Birbirlerini kullanıyorlardı. Dahası, o zaman FETÖ’yü yağlayanların önemli bir kısmı bugün aktif siyasette liderin yanı başındalar. FETÖ yapılanmasıyla dirsek teması olanlar, diğer partilerde de bir miktar vardı... Düşünce hayat tarzı değişecekti  Başarılı olsalardı, Türkiye’nin hayatı toptan değişecek, dönüşecekti. Dün konuyu tartışırken Ahmet Yavuz “hayat tarzımızı sürdüremeyecek duruma gelecektik” dedi(*). Evet, bir gerçek imamın yönetimine girecektik. Aynı zamanda ülke tamamen Amerikan vesayetine girmiş olacaktı. FETÖ bu iktidar için “alnı secdeye değen”, devletin tüm can alıcı yönetimlerini devrettikleri, “ne istediler de vermedik” sözleriyle Cumhurbaşkanı’nın bizzat değerlendirdiği kardeş ortaklarıydı. Öyle ki askeri darbeye kalkışabilecekleri ortama hızla ulaşmaları için de, Ergenekon ve Balyoz düzenbazlıklarının bizzat destekçileriydi. Durum şu  FETÖ iktidarı bütünüyle devralmaya kalkışmasa, kendilerine verilen rolle, görevle, yetkilerle yetinseydi, polis istihbarat, yargı ve askeriyedeki güçleriyle her şeye el koymaya kalkışmasaydı.. ..Uslu ortak kalsaydı.. Bugün ikisi birlikte, hayat düzeni dahil tüm anayasal yapıyı, sahip oldukları tüm olanaklarla Türkiye’yi değiştirirlerdi. Birileri zaten değiştirdiler diyecek, hayır, istedikleri gibi değil, işleri daha zorlaşıyor. FETÖ gidince, güçleri yarı yarıya azaldı ve toptan değiştirme güçlerini yitirdiler. Bu nedenle, bu iktidar bize en büyük beka sorununu yaşatmıştır, FETÖ darbe girişimiyle. Şimdi ağır aksak aslında bunu sürdürme çabası içindeler. Devlet yine FETÖ türü yapılanmalar arasında adeta parsellendi. Üstelik konu ticarileşti: Ver parayı al külahı! Bu cemaat yapılanmaları, tam biat mı ettiler iktidara diye rahatça sorabilir, FETÖ’nün başarısız girişimi bir şekilde sürüyor diyebilirsiniz. (*) Ahmet Yavuz’un ‘Vesayet Savaşları’ kitabı pek çok bakımdan, mükemmel ve önemli kitaptır. Mutlaka okunmalı. Kitapta beka meselesi de çeşitli açılardan başarıyla ele alınıyor. Önceki yazılarımdaki “İktidarların ülkenin bekasıyla kendi bekalarını eşdeğer tutmaları” konusu da var kitapta. Okur notu: “Bu iktidar, yandaşı ile birlikte birbirinden nefret eden bir toplum yarattı. Üstelik yandaşı silahlı külahlı. Karşısındakini öldürmeye hazır.” Bu çok önemli bir tespit. Ben iktidarı savunan kişilerde “ya bizdensin ya da hainsin” klişesini çok görüyorum. Onlara oy vermeyenler doğrudan vatan haini. İyi de bunlar geçip gittiğinde nasıl yeniden bir toplum olacağız? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle