17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 12 ŞUBAT 2019 SALI EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Bir çöküşün anatomisi 6Şubat 2019 Çarşamba günü, saat 16.15’te İstanbul’un Kartal ilçesi Orhantepe Mahallesi, Bankalar Caddesi, Sema Sokak’taki Yeşilyurt Apartmanı çöktü. Son resmi açıklamadaki ölü sayısı 21 idi. Hemen çöküşün nedenleri araştırılmaya başlandı. Daha ilk bulgulardan itibaren, Yeşilyurt Apartmanı’nın çöküşünün anatomisi ile Türkiye’nin düzeninin çöküşünün emareleri arasındaki benzerlik göze çarpıyordu. 1977’de yapılmış olan Yeşilyurt Apartmanı beşi resmi, üçü kaçak, sekiz kattan oluşuyordu, tıpkı Türkiye gibi... Türkiye de resmi Türkiye ve gerçek Türkiye diye birbirleriyle iç içe yaşayan iki bölümden oluşur. Resmi Türkiye’nin kaydı kuydu yerindedir, gerçek Türkiye’yi sırtında taşır. HHH Tıpkı Türkiye’nin dört bir yanında olduğu ve Orhantepe Mahallesi’nin diğer yapılarında görüldüğü üzere, hemen her binanın kaçak katı veya katları vardır. Düzenin kutsal öğesi, yaşamın ana unsuru avanta ve rant kaçağı, resmi kural haline getirmiştir. Kaçaksız resmi Türkiye’nin kaçaklı gerçek Türkiye ile uyum sağlamasının yolu, kaçağı resmileştirerek, kuraldışıyı kural haline getirmekte bulunmuştur. Cumhuriyet tarihinde çok partili yaşama geçişten bu yana bu amaca yönelik olarak tam on dört imar affı yasası çıkarılarak, kaçaklar yasallaştırılmıştır. Bunların en sonuncusundan Yeşilyurt Apartmanı kat malikleri nasiplenmişlerdir. Yeşilyurt Apartmanı’nın yasal olan alt katında, kayıt dışı olduklarından, tam olarak kaç kişinin çalıştığı bilinmeyen bir tekstil atölyesi vardı. Atölye de kayıt dışı ekonomiye ait işyeri olarak kaçaktı. Türkiye de Yeşilyurt Apartmanı’ndan farklı olmayıp, zaten avanta ve yağmaya dayalı talan ekonomisinin büyük bölümü kayıt dışıdır. Bu durumda çalıştığı yerden oturduğu yere kadar her şeyi kuraldışı olan insanların çoğu kuraldışılığı olağan görmektedirler. Katma değer yaratmayan, yetersiz sanayileşmesini sağlarken rejimin dayanağı tarımı öldüren Türkiye’nin düzeni gibi, kayıt dışı kaçak tekstil atölyesinin yerleşmesi sırasında taşıyıcı kolonları kesilmiş olan Yeşilyurt Apartmanı, Orhantepe Mahallesi’nin bir prototipidir; Orhantepe Mahallesi Kartal’ın, Kartal İstanbul’un, İstanbul Türkiye’nin prototipleridirler. Başka bir deyişle, ürettiğinden çok üreyip, tüketen Türkiye’nin kentleri, başta megapol İstanbul olmak üzere, hepsi de deniz kumuyla yapılmış binlerce Yeşilyurt Apartmanı benzeri binaların meydana getirdiği sokaklardan, mahallelerden, ilçelerden, semtlerden oluşur. Bu çürük yapının kırılganlığına karşı değil yeterli, neredeyse hiç önlem alınmamıştır. Nitekim, çökme olaylarında önemli olan ilk aşamada duruma müdahale edilememiş, gecikmiş müdahale ilk kez iki saat sonra başlamış ve olay münferit olmasına rağmen İstanbul’un olanakları yetmezmiş gibi, Sakarya ve Bursa’dan ekipler çağırılmıştır. HHH Oysa 1999 Ağustosu’nda yaşanan büyük Marmara depremi, İstanbul’un büyüklüğü yedinin üzerinde bir depremle her an karşılaşabilmesi olasılığının çok güçlü olduğunu ortaya koymuştu. Geçen 20 yıl içinde İstanbul ve Marmara deprem tehlikesine karşı daha güvenli değil, daha kırılgan hale geldi; çok sözü edilen kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüm haline gelerek, sorunu çözmek yerine yeni sorunlar doğurdu. Böyle olunca, bütün yurttaki gelir vergisinin yarıdan fazlasını ödeyen İstanbul ile, üretiminin yine yarıdan fazlasını sağlayan Marmara Bölgesi’nin böyle bir depremle sarsılması halinde bütün Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasal düzenin Yeşilyurt Apartmanı’nın çöküşüne benzer akıbete uğramasının kaçınılmaz olduğu açıktır. Düzenin bu durum karşısındaki önlemi basittir: Olayın ardından Anadolu Sulh Ceza Hâkimliği, afet ekiplerini yaya bırakan bir süratle çöküş ile ilgili yayın yasağı kararı vermiştir. Yayın yasağı kararıyla gizlenmek istenen, Yeşilyurt Apartmanı’nın çöküşünün düzenin çöküşünün habercisi olması, olmasın sakın! CHP’Lİ TANAL ORTAYA ÇIKARDI: Vatandaştan morg parası alıyorlar! CHP Milletvekili Mahmut Tanal, Ankara Lok man Hekim Hastanesi’nde vefat eden yurttaşın ailesinden 110 lira morg ücreti alındığını ortaya çıkardı. Tanal, sosyal medya hesabı üzerinden, alınan ücrete ilişkin fatura belgesini paylaştı. Tanal, “Ankara’da bir otel parası morg parasından daha uygun. Devlet hastaneleri ve diğer özel hastaneler morg ücreti almazken Lokman Hekim Hastanesi’nin bu uygulaması tamamen keyfidir” dedi. Belgede morg parasının faturasının vefat eden yurttaş Erdem Topçu adına kesildiğine dikkat çeken Tanal, “Faturayı da mezarlığa mı postalayacaklar? Cennetten arsa satan AKP yandaşlarının kurduğu hastane ölüye fatura çıkarıyor” tepkisini gösterdi. l ANKARA/Cumhuriyet Borçlar ödenemiyorCHP’li Öztrak, iktidarın ‘yok’ dediği ekonomik krize ilişkin verileri paylaştı: CHP Sözcüsü Öztrak, “2018’de protesto edilen senet tutarı yüzde 48 artarak 18.7 milyar TL’ye ulaştı. Bu artış son 13 yılın rekoru. Piyasada çok ciddi bir ödenemeyen borç sorunu var” dedi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, AKP iktidarının, hayat pahalılığına çözümü tanzim satış mağazaları açmakla bulduğunu belirterek, “Bu iktidar CHP’nin seçim vaatlerini, projelerini hep aşırıyordu, alışmıştık. Ama acımasızca eleştirdiği dönemde yapılan uygulamalara da bugün sahip çıkması, bunlara çözüm diye sarılması aslında bizleri dahi acı acı güldürdü” dedi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin yaptığı açıklamada özetle şunları dile getirdi: n İnsanların ölmesi mi gerek?: Kentlerimizi betonla boğan, deprem toplanma alanlarını bile imara açan, rant için sürekli imar affı çıkarıp sonra da “İstanbul’a ihanet” ettik diyenlerin çıkıp “Artık sabrımız taştı” diye bağırıp çağırmaya hiç hakları yok. Sabırların taşması ve ders çıkarmak için illa insanlarımızın ölmesi mi gerekiyordu? Milletimiz bu eski nesil iflas etmiş metal yorgunu belediyecilik anlayışına en güzel dersi 31 Mart tarihinde verecektir. n Borç ödeyememe sorunu var: Kriz vatandaşların satın alma gücünü, borç ödeme kabiliyetini eritiyor. Bu sayılara da yansıyor 2018’de protesto edilen senet tutarı yüzde 48 artarak 18.7 milyar TL’ye ulaştı. Bu artış son 13 yılın rekoru. Karşılıksız çek tutarı yüzde 72 artmış. Bu da 2012 yılından bu yana kaydedilen en yüksek artış. Bankalarda tahsili geciken ve icra takibine düşen kredilerin tutarı da yüzde 57 artmış. Takibe düşen krediler 100 milyar TL’yi geçmiş. Tahsili geçmiş ticari kredilerde aynı dönemde yaşanan artış ise yüzde 75. Piyasada çok ciddi bir ödenemeyen borç sorunu var. n Umudun kaybolduğunun Faik Öztrak ‘Kumanda ekonomisine doğru GİDİYORUZ’ (Erdoğan’ın “tanzim satış noktalarından sonra temizlik ürünlerine de el atacağız” açıklaması üzerine) Öyle görünüyor ki hızla bir kumanda ekonomisine doğru gidiyoruz. Bu tür uygulamaların sonu çok büyük hüsran olacaktır. Bu şekilde, zabıtayla, korkutarak ekonomiyi ida re etmek... Bunların mümkün olmadığını çok zor olduğunu düşünüyorum. Her ekonomik krize giren otoriter rejimlerin yaptığı gibi, şimdi acaba “ben emirle bu işleri götürebilir miyim” düşüncesiyle, ekonomiye hem de çok düzensiz bir biçimde müdahale ediyorlar. göstergesi: Borçlarını ödeyemediği için intihar eden çiftçiler, iş insanları, iş bulamadığı, atanamadığı için canına kıyan gençler ülkemizde artık kaybolmaya başlayan umudun ve bıçağın kemiğe dayandığının açık bir işaretidir. Yandaşlar Saray’a danışman yapılırken, AKP’nin eski vekilleri Anayasa Mahkemesi’ne üye yapılırken; milletin KPSS’de birinci olan bir evladı öğretmen olarak atanmıyor. n Kimse askeri kılıf yapmamıştı: AKP Genel Başkanı, pazardaki yangını, “Biz ne diyoruz. Bunlar domates, biber, patlıcan diyor” diyerek küçük gördü. Sonra da merminin fiyatını askerin giyim kuşamını ve terörle mücadelenin bedelinin hayat pahalılığına gerekçe gösterdi. Bu ülke 35 yıldır terörle mücadele ediyor. Bugüne kadar hiçbir iktidar Mehmet çiğin attığı kurşunu, giydiği parkayı kendi beceriksizliğine kılıf yapmadı. Türkiye’de milli harp sanayiinin stratejik tesislerini yabancılara peşkeş çeken ama domates, biber fiyatlarını mermi fiyatına endeksleyen bir iktidar vardır. n Saray zam, zulüm, zarar demektir: AKP’nin genel başkanı bize alfabeden bir harf seçip saçma sapan ithamlarda bulunuyor. Saray demek tek adam parti devleti rejimi demek. Bir harf seçilecekse biz de Z’yi seçelim. Saray demek zam demektir, zulüm demektir, zarar demektir. Bu iktidarın bu millete zamdan, zulümden, zarardan başka verecek bir şeyi kalmamıştır. Bu kibir abidesi, millete diklendiği kadar Merkel’e ve Trump’a da diklense ya. l ANKARA/ Cumhuriyet Kılıçdaroğlu, adayları yeniden değerlendirecek MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, tartışma yaratan Mehmet Fatih Bucak’ın adaylığıyla ilgili MYK toplantısında bazı üyelerin yaptığı itirazlar üzerine, bütün adaylarla ilgili bir değerlendirme yapacağını bildirdiği öğrenildi. CHP’nin dünkü MYK toplantısında bazı üyeler Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde daha önce MHP’den aday olan Mehmet Fatih Bucak’ın aday gösterilmesine yönelik Kılıçdaroğlu’na itirazlarını dile getirdi. Edinilen bilgiye göre üyelerin Bucak’ın CHP’den aday olması durumunda batıdaki seçmenlerin tepki göstereceğine işaret ettiği ve bunun partiye olumsuz yansıyacağını söylediği öğrenildi. Bucak’ın geçmişte yaptığı açıklamaların CHP’nin ilkeleriyle uyuşmadığına işaret eden MYK üyelerinin Bucak’ın adaylığının geri çekilmesi gerektiğini söylediği belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun adayları belirlerken bütün kesimlerin görüşlerine başvurulduğunu söylediği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun bütün adaylarla ilgili genel değerlendirme yapacağı, CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın bir açıklama yapabileceği belirtiliyor. Bucak’ın adaylığı, PM’de gündeme geldiğinde, tepkiler üzerine oylama yapılmadan geri çekilmişti. Ancak Kılıçdaroğlu Bucak’ı Siverek’ten doğrudan aday göstermişti. Bucak: Yanlış anlaşıldım Öte yandan Bucak, rakiplerine yönelik açıklamalarının yanlış anlaşıldığını söyledi. Ankara dönüşünde Şanlıurfa’da davul ve zurnalarla karşılanan Bucak, “Sözlerimin muhatabı bellidir. Orada ben sandığa gömmeyi kastetmiştim. Şimdi de hodri meydan, demokratik bir ortam. Kim çok seviliyorsa buyursun” dedi. Bucak MHP aday adayı olduğu dönemde “Bir daha bir tane başka partiyle araba görürsem kendileri bilir, şimdiden kendilerine mezar kazmaya başlasınlar” açıklamasını yapmıştı. l ANKARA CHP’nin seçim bildirgesinde trafikten şeffaf belediyeciliğe kadar pek çok vaat yer alıyor Semt meclisleri geliyor CHP’Lİ TEKİN’DEN PARTİSİNE ELEŞTİRİ: Liyakat önemsenmedi CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partisinin aday belirleme sürecinde liyakatın değil, yakınlığın öne çıktığını; kurultay için imza veren başkanların liste dışı bırakıldığını; anketlerde destek bulanların aday gösterilmediğini belirterek, “Bugün CHP’nin oy kazanmasından ve başarısından başka ölçütler de devreye girmiş durumda” dedi. CHP’de yerel seçimlerde aday belirleme sürecinde yaşanan tartışmalar bugüne kadar Parti Meclisi (PM) Sevda Erdan Kılıç’ın ve Genel Sekreter Akif Hamzaçebi’nin istifasıyla sonuçlanırken, bazı il ve ilçe örgütlerinde de benzer süreçler yaşandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı adaylığı için uzun süredir sahada çalışma yapan Tekin de aday belirleme sürecinin tamamlanmasının ardından parti yönetimini eleştirdi. Tekin yaptığı yazılı açıklamada, CHP’nin aday belirlemede liyakata önem vermesi ve “bir fazla oy getirecek” kişinin aday yapılması gerektiği halde, bunun gerçekleşmediğini kaydetti. Tekin, milletvekili olduğu ve 4 yıldır “doktora yapar gibi” çalıştığı İstanbul konusunda kendisinin fikirlerine bile danışılmadığını ifade etti. Tekin, hem Türk halkının hem de CHP tabanının beklentisinin mutlak başarı olduğunu belirterek, “Hiçbir koltuk başarısızlık üzerine kurulamaz. Halkımızın, tabanımızın, örgütümüzün beklentisi mutlak başarıdır” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’NİN ANKARA ADAYI YAVAŞ, YURTTAŞLARIN SORUNLARINI DİNLEDİ: Dar gelirliye ucuz konut CHP Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mansur Yavaş, dar gelirli yurttaşlar için ucuz sosyal konutlar yapılacağını açıkladı. Yavaş, “İmara aykırı bir durum olmadıkça imar rantına izin verilecek, önce buradan belediyeye gelir sağlanacak sonra durumu iyi olmayan vatandaşlar için ucuz sosyal konutlar yapılacak. Artan parayla da park ve bahçeler düzenlenecek, koforlu ulaşım sağlanacak ve asfalt yatırımları gibi hizmetler karşılanacak” diye konuştu. Seçim çalışmaları kapsamında önce Ankara Fırıncılar Odası Başkanı Gürsel Alnıaçık ve yönetim kurulu üyeleriyle kahvaltıda bir araya gelen Yavaş, ardından da Karapürçek Mahallesi’nde seçim koordinasyon merkezi açılışına katıldı. Fırıncıların sorunlarını dinleyen ve not alan Yavaş, gazetecilerin sorularını cevapladı. AKP ve MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mehmet Özhaseki’nin “Yavaş proje üretmiyor. Sadece kutuplaştırmayla ayrış tırarak seçim kazanacağını oy toplayacağını düşünüyor” ifadelerine karşı Yavaş, “Kendisine oy vermeyenleri Zillet İttifakı diye aşağılayan kendisi. Ben oy versin vermesin kimseye bu şekilde bir ifade kullanmadım. Projelerimizi vatandaş biliyor. Kimin ayrıştırıcı olduğunu da vatandaş değerlendirecek” yanıtını verdi. Gazetecilerin Özhaseki’nin adaylıktan çekilmesi ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun aday gösterileceği iddialarını hatırlatması üzerine Yavaş, “Benim için fark etmez. Ankaralı kararını büyük ölçüde zaten verdi” dedi. Özhaseki’nin belediyeye atama yaptırdığının da konuşulduğunu belirten Yavaş, “Özhaseki, Genel Sekreter olarak zamanında kendi çalıştığı birini atıyor. Daire başkanları ve belediye personelleriyle toplantılar yapılıyor. Ama hangi sıfatla yapılıyor, ben bunu anlamıyorum. Özhaseki, mesai saatleri içerisinde personeli nasıl toplar? Sayın Mustafa Tuna’nın buna cevap vermesi gerekiyor” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP, kentlerin sorunlarına yurttaşların katılımıyla çözüm bulmak için kent meclisleri kuracak. MAHMUT LICALI CHP’nin “Huzurlu Kentlerde Yaşamak İçin Halkçı Belediyecilik” başlıklı seçim bildirgesinde belediye başkanları, başkan yardımcılarının düzenli olarak malvarlığını açıklayacağı vaadi yer alırken; özellikle büyük kentlerdeki trafik sorununa ilişkin, gerekmesi durumunda özel araçlara sınırlama getirileceği de ifade edildi. CHP’nin 35 sayfadan oluşan bildirgesinde öne çıkan proje ve seçim vaatleri özetle şöyle: n Pazarda aracılar kalkacak: Üretim yapacak çiftçilerimize bedava tohum, fide ve fidan vereceğiz. Ekim, yetiştirme, ilaçlama, gübre kullanımı, aşılama, ürün toplama gibi bütün aşamalarda üreticilere bedava mühendislik desteği ve danışmanlık hizmeti sağlayacağız. Üretilen ürünlerin pazarlara aracısız ulaşmasını sağlayacağız. n Yurttaşlar da katılacak: Kentlerin sorunlarına, yurttaşların politika yapım süreçlerine katılımını sağlayarak; birlikte çözüm üreteceğiz. Mümkün olan tüm koşullarda doğrudan demokrasiyi yaşama geçireceğiz. Bunun için, “Mahalle Konseyleri” ve “Semt Meclisleri” gibi girişimleri teşvik edeceğiz. n Gerekirse özel araç trafiği kısıtlanacak: Kentlerde ulaşımın tek bir araç türüne bağımlı olmasına izin vermeyeceğiz. Otobüs, raylı sistem ve deniz yolu gibi farklı seçenekleri teşvik edeceğiz ve bunlar arasında bağlantıyı güçlendireceğiz. Gerektiğinde büyük kentlerde özel araç trafiğini kısıtlayıcı önlemler alacağız. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle