18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 8 ARALIK 2019 PAZAR TASARIM: İLKNUR FİLİZ PAZAR YAZILARI Belçikalılar kilo alıyor... Pratisyen hekim hastaya sanki iyilik yapıyormuşcasına bir sıcaklıkla, sevimli, koruyucu bir ses tonuyla “5 kilo da Ödeme için kişilerin beden kitle endeksleri ile oynanması ciddi bir etik sorun. kimler sayesinde olsa gerek küçücük bir ülke olan Belçika’da yılda tahminen 15 bin kişi za yarısı kilolu. Hatta yüzde 16’sı obez. Geçen 20 yıl boyunca sürekli kilo alan Belçikalılar çok az hareket ediyor ve sağlık ha alırsanız vücut kitle endeksiniz kritere Devletin, VKE’si 35’in üze yıflamak amacıyla mide ameli sız besleniyorlar. uyacak sağlık sigortası mide küçültme rinde olanların mide küameliyatınızın masraflarını karşılayacak” çültme ameliyatlarını kar ERDİNÇ UTKU yatı yaptırıyor. Geçen 5 yıl boyunca mide küçültme ameliya Belçika Sağlık Enstitüsü’nün (Sciensano) 1997 yılından beri 45 yılda bir 10 dediğinde hasta şaşkınlıktan kala kaldı. şıladığı Türkiye tahmi tı sayıları katlanarak artıyor. bin Belçikalı arasında yaptığı araştırma Hastanın imdadına tam o sırada içeri gi nen yılda 20 bini aşkın ameliyatla dünren doktoru yetişti. Hasta, uzman dokto yada en çok mide operasyonu (kelep Dünyada obezlik giderek çoğalıyor. Hat nın son verilerine göre, Belçikalılar gün ta Dünya Sağlık Örgütü obezliği salgın de 6 saatini oturarak geçiriyor ve yüzde ra dönüp imdat çığlığı atarcasına “Bana çe, tüp mide, mide küçültme) yapılan hastalık olarak nitelendirdi. Her yıl yakla 49.3’ü kilolu yani VKE’si 25 ve daha üze mide küçültme ameliyatı öneriyor” diyebildi. Bir tür şikâyetti aslında bu. Uzman, pratisyene hastanın şaşkınlığını andıran bir şaşkınlıkla bakarak “Hastamızdan birkaç kilo vermesini ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmesini isteyelim. Haftada bir iki gün bile olsa biraz hareket etse yeter” dedi. Hasta rahatlamış, derin bir nefes almıştı. Bu olay SGK anlaşmalı bazı özel hastane ve doktorların, ameliyat masraflarını devlete ödetmek için hastalara önce kilo aldırıp sonra ameliyat ettirdikleri yönündeki iddialara konu olan Türkiye’de değil Belçika’da yaşanıyordu. SGK, vücut kitle endeksi 40 ve üzeri olan kişilerin obezite ameliyatlarını karşılıyordu. Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) yapılan değişiklikle Vücut Kitle Endeksi (VKE) 40’tan 35’e çekildi. Uzmanlara göre, dünyada mide ameliyatları öncesi hastalar forma sokulmaya çalışırken Türkiye’de kilo aldırılmaya çalışılıyor. Bu da komplikasyon riskini artırıyor. İrlanda’dan sonra ikinci ülke. 278.95 milyar dolarlık zayıflama pazarı Vücut kitle endeksi, ideal kiloda olup olmadığınızı gösteriyor. Kilonuzun boy uzunluğunuzun karesine bölünmesiyle hesaplanıyor. VKE, 18.5’ten düşük, düşük kilolu; 18.524.9 arası, fazla kilolu; 3034.9 arası, hafif şişman; 3539.9 arası orta şişman ve 40’dan yüksek Morbid yani ölümcül obez olarak sınıflandırılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2018 istatistiklerine göre, Türkiye nüfusunun yüzde 32.1’i obez ve bu oranla ülke, Avrupa’nın en obez ülkesi konumunda. Nüfusun üçte birinin obez, üçte birinin aşırı kilolu kaydedildiği Türkiye; dünyanın da en obez 4. ülkesi. “Biraz daha kilo al da mideni küçültelim” diyen pratisyen he şık 3 milyon insan şişmanlık ve ilgili hastalıklar yüzünden yaşamını kaybediyor. Koyun can, kapitalist sistem diyET pazarı derdinde. Küresel Zayıflama ve Kilo Yönetimi Pazarı raporuna göre, zayıflama pa zarı 168. 95 milyar dolardı ve bu rakamın 2023 yılı sonunda 278.95 milyar dolara çıkması bekleniyor. Global Welness Enstitüsü 2018 araştırması rakamlarına göre, küresel sağlıklı yaşam ekonomisi, yıllık yüzde 4.8’lik artarak 4.2 trilyon dolara ulaştı. En büyük harcama kategorisini, 1 trilyon 83 milyarla kişisel bakım, güzellik ve yaşlanma karşıtı ürünleri oluşturuyor. Bakım ürünlerini, 702 milyar dolarla sağlıklı beslenme, gıda ve zayıflamaya ve 639 milyar dolarla sağlık turizmi takip ediyor. Belçikalılar daha az sigara ve alkollü içeçek tüketmeye başlasa da yaklaşık rinde (OECD ortalaması yüzde 54). Yüzde 15.9’u ise VKE’si 30 (OECD ortalaması yüzde 19). Gençler arasında kilolu oranı yüzde 19, obez oranı ise yüzde 5.8. Belçika Vücut Kitle Endeksi ortalaması ise 25.5... Kadınlarda kilolu ve obez oranı erkeklerden daha fazla. Uzmanlar sonuçları kaygıyla karşılıyor. İnsanların şişmanlığın ciddi sonuçlar doğuracağını anlaması ve daha sağlıklı yaşamaya başlamasını örneğin daha fazla hareket edip yemeiçme alışkanlıklarını değiştirmelerini istiyorlar. Çünkü sorunun asıl kaynağı bu. 6 yaşından büyük Belçikalıların sadece üçte biri günde 2 adet meyve yiyor, yüzde 38’i günlük olarak yeterince sebze tüketiyor. Belçikalıların yüzde 20’si şekerli meşrubat içerken yüzde 38’i gününü tatlı veya tuzlu atıştırmalıklar olmadan tamamlayamıyor. Yüzde 30’u haftada en az 150 dakika yüzme veya bisiklete binme gibi orta yoğunlukta bir spor aktivitesi yapıyor. Öğrenciler şişmanlıyor Muhalefetli Brüksel Serbest Üniversitesi’nin (VUB) 340 öğrenci arasında yaptığı araştırmaya göre, üniversite öğrencileri öğrenimleri sırasında ortalama 3.6 kilo şişmanlıyor. Erkekler ortalama 5.7, kız öğrenciler 2.2 kg. kabine... Endonezya’nın ikinci dönem için seçi len Başkanı Joko Wido do milletvekillerinin yemin törenini özellikle iş gününe değil de pa GÜLSEREN TOZKOPARAN JORDAN zar gününe, 20 Ekim’e denk getirmişti. Cakarta’nın dillere destan trafiği nin en sakin olduğu zaman haftasonu, özellikle de pazarlarıdır. Jokowi, iş gününün trafik kargaşası na bir kargaşa daha eklememek için yemin töreni ni de sessiz sedasız halletti. Jokowi’nin bu sadeli ği büyük olasılık ikinci ve son dönem için seçilme sinde etken. Üçüncü dönem olsa muhtemelen se çilirdi diyenlere ise bu konudaki anayasa değişik liği tekliflerini kesinlikle desteklemeyeceğini şim diden duyurarak yanıt verdi. Jokowi rivayate göre, ilk kez başkan seçilmesinin ardından verdiği söy leşide gazetecinin “Nasıl hissediyorsunuz” soru suna “Biasa biasa saja normal” yanıtı vermiş. Eşi ne first lady olmak nasıl bir duygu sormuşlar o da normal demiş. Çocuklarının da başka bir söyle şi de benzer soruya yanıtları aynı olmuş, “Biasa bi Uzmanlar sağlıklı yaşamın anahtarı olarak düzenli egzersiz, dengeli beslenme öneriyor. alıyor. Özellikle üniversitenin ilk yılında ders yükü ve düzensiz beslenme bunda etken. Alınan kilolar, aşırı şişmanlık, tip 2 şeker hastalığı, kanser veya kardiyovasküler hastalıklara yol açabiliyor. Araştırmacı Tom Deliens artışın nedeninin sadece öğrencilerin sağlıksız beslenme ve alkol tüketiminin artması olmadığını, ortaöğretimdeki sportif hobilerini bırakmalarının da etkili olduğunu söylüyor. Deliens üniversite yönetimine meşrubat sunumunun azaltılması ve sağlıksız ürünlerin fiyatlarının artırılmasını önerdi. Uzmanlar birçok kişinin artık oturarak iş yaptığını ancak asansör yerine merdivenlerden çıkabileceklerini ya da daha aktif bir şekilde mola verebileceklerini belirtiyorlar. Tabii tüm suçu kişilere yüklemek de haksızlık. Daha fazla bisiklet yolu ve spor altyapısı kamunun görevi. İş dünyasının da çalışanlara daha sağlıklı çalışma olanakları sağlaması bekleniyor. Bu konuda, bisiklet sürerek ya da spor yapılarak çalışılan sportif çalışma masaları Belçika pazarına girdi bile! [email protected] asa saja”... Ondan sonra bu deyim halk arasında başkanı en iyi tanımlayan deyim olarak kalmış. Ailesinde geçen beş yılda bir değişiklik yok... Halk yeni kabine de kimler olacağını özellikle de bakanların da yer aldığı geleneksel bando ekibinin ne olacağını merak ederken yemin töreni sonrasında Saray’a girenin çıkanın haddi hesabı yoktu. Başkan, bakan adaylarına teklif sunuyordu. Diyanete emekli general... İlk sürpriz atama Milli Eğitim ve Kültür Bakanı oldu. Nadiem Makaram, eski köyün adetini yenilemiş, bu sayede birçok işsize istihdam sağlamış kamuoyunda popüler bir isim. Ancak Bakanlık koltuğuna geleceğini kimse tahmin etmemişti. Kendisi çok genç, iş dünyasında ne kadar tecrübeli ise eğitim alanında o kadar tecrübesizdi. Makaram, Endonezya’da motosiklet taksi konusunda kurduğu şirket ve cep telefonu uygulamasıyla dikkat çeken Gojek’in CEO’suydu. Duyduğuma göre bu model İstanbul’a motortaksi olarak örnek bile olmuştu! Endonezya’da Gojek uygulaması oldukça popü ler. Ancak konu eğitim ve kültür olunca, 1984 doğumlu Nadiem Makaram’ın bu göreve yönelik altyapısının yeterli olup olmadığına ilişkin tartışmalar da dikkat çekiyor. Yani kabinedeki diğer büyük sürpriz ise Savunma Bakanı. Başkan Jokowi kampanya döneminde verdiği sözü tuttu. İki seferdir seçimlerde rakibi olan emekli General Prabowo Subianto’yu Savunma Bakanı olarak atadı. Atamaya insan hakları örgütleri tepkili. Prabowo Subianto’nun insan hakları ihlalleriyle dolu geçmişi tepkilerin merkezinde. Halkı şaşırtan bir başka atama da Diyanet İşleri Bakanı’nın emekli bir general olmasıydı. İlk kez Diyanet dışından birisi bu makama getiriliyordu. Din adamı mı kalmadı ki ülkede diye eleştirildi. Başkan’ın bandosuna gelirsek... Bandonun kadın üyeleri 2016’dan beri Ekonomi Bakanı olan Sri Mulyani İndrawati ile Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ve erkek üyelerden Ulaştırma Bakanı Budi Karya Sumadi kabinedeki yerlerini korudular... Jokowi’nin ikinci dönem kabinesinde kendi partisi ve diğer siyasi partilerden olmak üzere toplam 38 bakan, 12 tane de bakan yardımcısı bulunmakta. Muhalafet partilerinden yaptığı Bakan atamalarına karşı eleştirilere ise Jokowi “Endonezya’nın demokrasisi adına (gotongroyongkarşılıklı işbirliği), ülkenin iyiliği söz konusu ise neden olmasın” diyerek cevap veriyor. Geçen hafta Singapur The Strait Times Gazetesi, sekiz yıldır verdiği “Yılın Asyalısı” ödülünü açıkladı. Ödül önceki yıl kıtayı büyük oranda etkileyen bireyler veya kuruluşlara veriliyor. Ülke ve ülke dışında en çok saygı duyulan başkan olarak Yılın Asyalısı ödülüne Jokowi değer görüldü. Midilli’de çiftetelli Türkiko Midilli Limanı’nda deniz trafiği geçen hafta sonu pek sıkıştı. Bir li Adası için güneşin doğduğu yer olan anakaradan gelmiş yirmiden fazla Tür gün evvelsi Pire Limanı’ndan kün oturduğu sofraya 5 yıldızlı otel kalktığını bizim kaptandan büfelerini andıran pek çok işittiğimiz kocaman bir Yu şey taşındı. Lezzetli Yu nan feribotu limana gi nan mutfağını bunlar riş önceliği kullanıyor; biz bozmuşlar diyerek, ye Ayvalık’tan gelenler, mendirek yanında sallanarak, MAHMUT ŞENOL nildi içildi. Yunan tamburası buzuki ve akordu küçük arabalı vapuretto bozuk bir gitar eşliğin muzda bekliyoruz. Feribotun önünde de bir kızcağız şarkı söylemeye çık peyda olan bir balıkçı teknesi hız kes tı. Geceyi onunla tamamladık, elin meden bodoslama geçiyor, öteki kap den geleni yaptı. Hatta çadır tiyatro tan kızdı, düdüğü acı acı öttürdü. suna gelmiş Türkleri görünce Çiftetel Mitilini şehrinin dağ yamaçların li Türkiko, Zeytinyağlı yiyemem aman, dan sesin aksi duyuldu. Yol boyu çev Üsküdar’a Giderken gibi ortak şarkıla remizde fırdöndü yunuslar vardı, biz rımızı da söyledi; alkışladık. alarga yapınca sıkılmış olmalılar; kayboldular. Yunuslar hareketi sever. Komünist Mantamados Feribot Gulliver gibi, biz yanında Bunlar turist keyifsizlikleridir, hiç sanki Liliput cücesiyiz. O yanaştı, biz bir şeyden memnun olmamak halleri ardından kıyıcığına demir attık, pa dir; biliriz, dert etmeyiz. Bizi ilgilendi lamar bağladık; yani ben bağlama ren 30 km. kuzeydeki tezatlar belde dım, tayfaların işi o. Yıl sonu tatili için si Mantamados’tur, hayırlısıyla bir ka Türkiye’deyken haydi bir de lezbiyen vuşsak diye geceyi atlatıp ertesi gün Sapho’nun adası Lesbos’a, bizim de yola düştük. Mantamados, silme Yu yişimizle Midilli’ye gidelim diyenlerde nan Komünist PartisiKommounistikó nim. Komşuyu boş bırakmamalı, onlar Kómma Elládas, KKE üyesidir, Le bizsiz, biz onlarsız olamayız. nin posterleri duvarlarda asılı bulu 6070’lerden kalma bir gümrük bi nur. Buradan seçilmiş bir milletvekili nasının ortasına konulmuş, dilersen de Atina’daki parlamentoda cayır ca kenarından sıvışıp gidebileceğin gü yır komünistlik eder. 3 bin kişinin ya ya bir xray cihazına eşyalarımızı koy şadığı bu beldenin belediye başkanı duk. Görevli başkasıyla çene çalıyor, haliyle komünisttir. Komünist belde bizim valizler sonuçta kontrolsüz ge nin turist getirip para kazandıran kay çiyor. Geçtik, Yunan günlüğümüz baş nağı ise bütün Yunan toprağının en ladı. Oraya bak, buraya git, şurada bir meşhur kiliselerinden birisi olan Aziz şeyler ye, kenarda dinlen, etrafı sey Mikail’dir; Archangel Michael. Pazar ret derken o gün de geçiverdi. Vak günü ayinine yetiştik. Adanın hemen timiz kısıtlı, ertesi gün anakaraya, her yerinden, hatta AtinaPire’den ge Türkiye’ye döneceğiz. Akşamı sirtaki len feribotun turistleri arasından ayi ve rembetiko ile geçirmek lazım. Feri ne katılmak üzere gelmiş inançlı ve botla buraya gelmiş iki düzine Türk’e meraklılarla kilise hınca hınç dolu. Şişman Jim’in yeri diye bir yeri tarif Kilisenin adını aldığı Mikail kutsal ettiler; sahildeymiş, sözleşildi, gidildi. dinlerin kabul ettiği dört önemli me Cama benzesin diye şeffaf gibi sa lekten biri; ötekilerden, Azrail’in adı nayi tipi kalın aba tarzı naylonla kapa nı anmasak da olur. Mikail birincil de tılmış bir çadırın içine alındığımızdan recede rütbeye sahip meleklerden bi sahilde olmamız önemsizleşmekteydi. risi; görevi insanlara mukayyet ol Olsun, Yunan dostlarımızla birlikteyiz maktır, göz kulak oluyor yani. Burada ya, her şeye katlanırız. Yunanları koruyor, tabii... Onun adı Oturduk, servis başladı. Bu servis na yapılan kilise o kadar önemli gö her şeyin çöpe gidecek biçimde ser rülmektedir ki, adadaki Yunan aske gilendiği büyük otellerin yemek, kah ri garnizonunu buraya getirip kurmuş valtı masalarındaki şatafatlı sunum lar, kiliseye ve melek Mikail’e yakın onu koruyor. Komünist kasabakiliseaskeri birlik; güzel bir üçleme... Kilise avlusunda bir Yunanla konuşuyorum, selamlaşmıştık, dış avluda buranın meşhur sayılan ballı yoğurdunu yerken tanıştık. Diyor ki, bir süre evvel burada bir askeri helikopter düşmüşmüş, tek bir askerin bile burnu kanamamış, zira melek Mikail onları korumuşmuş. Askerlerin anlattığına bakılırsa, helikopter düşerken gökyüzünden ışık gibi bir şey parlayarak gelmiş, bunları alıp yeryüzüne bir pamuk yatağın üstüne bırakır gibi indirmiş; Allah korumuş. Ben orada mişli geçmişi dinledim fakat sonra araştırdım, öyle bir helikopter kazası olmamış görünüyordu. Mişli geçmiş zamana zaten her zaman kuşkuyla bakarım, teşekkür edip ayrıldım, kilise kapısında dağıtılan kutsal çöreği yemeye gittim. Çöreğin dağıtıldığı giriş kapısı yanında Aziz Mikail’in bir savaşta Yunanları ve kiliseyi kurtardığını betimleyen, 2x3m ebatlarında bir kocaman tablosuyla karşılaşıyoruz. Tabloda, Mikail’in kılıç çekerek savaştığı çarıklı, şalvarlı, fesli, pos bıyıklı, muhtemelen Osmanlı askeridir. Tabloya göre Osmanlı gelip papaz efendileri öldürmüştür. Müslümanların Mikail’i, bu adada Archangel Michael adında olup imdada yetişmektedir; tuhaf şeyler bunlar, belki olmuştur. Kilise sakin olsa, bir kenara ilişip kendimle meşgul olup inzivaya çekilenler gibi ruhumu dinleyeceğim ama epeyi kalabalık; sıkılmaya ramak kaldı, çıktım. Sonrasında, oraya gitseniz ve hani paranız da elverse, hemen satın alacağınız taş evlerden oluşan Molyvos, Mollalar köyü vardı; kalbim orada kaldı. İşte öyle böyle derken, köy köy dolaşıp akşam feribotuna yetiştik. Gümrükte dünkü görevli yine duruyordu xray makinesi başında ve yine yanındaki biriyle kaynanasını çekiştiriyor gibi sohbete dalmıştı; çantalar sadece bandın üzerine konulmuş oldu. Biz daha Midilli’nin şairi Sapho’dan da bahsedecektik ama feribotun kaptanı saatinde kalktı; galiba Ayvalık’a yetişmek için acelesi var. [email protected] lara benziyordu. Anatolia’dan, Midil olsun diye. Asker kiliseyi değil, kilise [email protected] Bu yarışmanın kaybedeni yok Geçenlerde bir güzellik yarışmasına davet edildim. Bu tür organizasyonla rın benim için “haber değeri” yoktur, “iz lemesem bir şey kaybetmem” deyip ilgi lenmedim. Davet eden kişi ısrar etti: “Bil diğin yarışmalardan değil bu, yarışmacıla rın hepsi deve.” Önce şaka yaptığını san dım ama yarışma ilanını görünce olayın ciddiyetini anlayıp konuyu hemen araş tırmaya başladım. Organizasyonu hazır layanlarla yazıştık, “İzlemek isterim” de dim. “Buyurun gelin, misafirimiz olun” de diler. İki hafta sonra, hayatımda ilk kez develerin katıldığı bir güzellik yarışması nı izlemek için Abu Dabi’nin batısındaki uçsuz bucak sız Rubülhali Çölü’nün giriş kapısı olan Al Dhafra’ya gideceğim ama REMZİ GÖKDAĞ BAE develerin gü zelliğiyle ilgili öğrenmem gereken çok şey var ve bu konuda bazı şüphelerim de de vam ediyor. Güzelliğinin ölçüsü ne, buna kim karar veriyor? Devenin dış görünü şünden çok huyunun güzel olması gerek miyor mu? Yaptığım araştırmadan çıkan ilginç bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. Yok devenin kirpiği! Yarışma kurallarının ilki ve en önemlisi develerin yerli ve milli olmaları. Yani safkan olmayan ya da başka ülkelerden gelen develer yarışmaya katılamıyor. Devenin safkan olduğunu nasıl anlıyorlar? Burada bilim sahneden çekiliyor ve gelenekler devreye giriyor. Deve sahipleri tanıklar huzurunda hayvanın yerli olduğuna yemin ediyor ve bu söze en az DNA testi kadar inanılıyor. Yalan beyanda bulunduğu anlaşılan deve sahibinin yarışmalara katılmasına hatta bu topraklarda yaşamasına izin verilmiyor. Bir sonraki aşama diş kontrolü. Yerel uzmanlar gözetiminde yapılan diş muayenesinden sonra develerin yaşı tespit ediliyor ve yarışmaya katılıp katılamayacaklarına karar veriliyor. Deve cildinin doğal parlaklığı kazanma şansını artırıyor. Boyunları çok ince ya da çok dolgun olmamalı, boyunla hörgüç arasında kalan kısım uzun ve güçlü görünmeli, başı dik ve vücutla orantılı olmalı... Dudakları sarkık develerin şansı yüksek, üst dudaktaki yırtığın oranı da önemli. Başa önden ve yandan bakıldığında çenenin yapısı, yanaklar, gözlerin uzun ve kirpikli olması, kulakların dolgun ve sert görünümü de dikkate alınıyor. Son kriter devenin hörgücü! Büyük ve vücudun diğer bölümleriyle orantılı hörgüçler yarışma kazandırıyor. Festival boyunca 15 farklı kültürel etkinlik düzenleniyor; şiirler okunuyor, şarkılar söyleniyor, geleneksel dans törenleri yapılıyor. Buraya getirilen binlerce deve sadece yarışmıyor aynı zamanda el değiştiriyor ve bu piyasada büyük paralar dönüyor. Yarışmayı kazanana devesi ağırlığında para ödeniyor. İşin içine para girince bazı istenmeyen olaylar da yaşanıyor. Geçen yıl benzer bir yarışmada develeri güzelleştirmek için botoks kullananlar, kulakların sarkık olması için yağ sürenler olmuş. Artık yarışmalarda özel bir hakem heyeti sadece bu konuyu inceleyecek. 20 bin deve katılıyor Deve güzellik yarışması, bedevilerin her yıl bir araya geldiği geleneksel bir buluşma. Yarışmaya yaklaşık 20 bin deve katılıyor. Birinci gelen deveye 20 milyon lira ödeyenler var. Yarışma öncesi son model cipleriyle alana giren deve sahiplerini, kamyonlara yüklenen develeri izliyor. Su tankerleri yarışma alanını ıslatıyor, yol makineleri zemini düzleştiriyor ve çölün ortasında yüzyıllar öncesinin hayat tarzı yeniden canlanıyor. Aslında, bedevi hayatında önemli rol oynayan develere şükran borcunu ödüyorlar. Hayatlarının her zaman bu kadar konforlu olmadığını, bir zamanlar doğanın sert şartlarıyla kıyasıya mücadele etmek zorunda kaldıklarını, develerin çöldeki göçebe yaşamlarının vazgeçilmez unsuru olduğunu gelecek kuşaklara anlatmak istiyorlar. O dönemde, sadece ulaşım için değil hayatta kalmak için de onlara muhtaç olduklarını, sütlerini içip gölgesinde uyuduklarını, hatta ıssız kumlarda onlarla konuştuklarını hatırlıyorlar. Tarihsel süreci develerin desteğiyle aşan Bedeviler bugünlere ulaştı. Petrolün bulunmasıyla para oluk gibi akmaya başladı; arabaları, uçakları, yatları oldu, yaşam tarzları değişti ama develerini hiç unutmadılar. Çöl ortasında düzenlenen güzellik yarışması bunun sadece bir örneği. Botokslu develer, güzellik uzmanları, piyasada dönen milyon dolarlar. Bütün bunlar bizim gibi bu kültüre yabancı olanların ilgisini çekmeye yönelik küçük ayrıntılar. Asıl amaç çöl hayatının çetin şartlarını hatırlamak, geleneklerini yaşatmak, kültürlerini yeni nesillere aktarmak. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle