18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET 93 ARALIK 2019 SALI Demirtaş’ın cezaevinde göğüs sıkışması ve nefes alamama problemi yaşadığı açıklandı Acile sevk bir hafta sürdü Kardeşi ve avukatı Aygül Demirtaş’ın açıklamasının ardından Edirne Cumhuri yet Başsavcılığı Demirtaş’ın hasteneye sevk edildiğini duyurdu. Demirtaş ile gö rüşen Katırcoğlu, “Şu an sı Demirtaş kıntılı bir durum yok. An cak süreç uzuyor” dedi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde göğüs sıkışması ve nefes alamama 5 GÖZALTI: Demirtaş’ın cezaevinde rahatsızlanmasına rağmen 1 hafta boyunca hastaneye sevk edilmemesini protesto etmek isteyen bir grup dün akşam saatlerinde İstanbul Cihangir’de bir araya geldi. “Demirtaş’a Özgürlük” pankartı açan gruba polis müdahalede bulundu ve 5 kişiyi gözaltına aldı. problemi nedeniyle bir süre bilincinin kapandığı, aradan bir hafta geçmesine günü ağabeyinin sabah 05.30 sıraların tin Demirtaş’ın hastaneye sevkinin ya karşın hastaneye sevkinin yapılmadı da göğüs sıkışması ve nefes alamama pılmadığını belirterek “Böylesi haya ğı ileri sürüldü. Rahatsızlığının açıklan sı nedeniyle bilincinin kapandığını be ti önemdeki bir sağlık sorununa rağ masının ardandan Edirne Cumhuriyet lirten Aygül Demirtaş, “Uzun süre bilin men hastaneye sevk edilmemesi, açıkça Savcılğın Demirtaş’ın hastaneye sevk ci kapalı şekilde hücresindeyken ken hayati risk altında tutulduğu anlamına edildiğini duyurdu. Demirtaş’la görü disine ilk müdahaleyi, hücre arkadaşı gelmektedir. Selahattin Demirtaş’ın si şen HDP milletvekilleri Erol Katırcıoğ sayın Abdullah Zeydan (eski HDP Hak yasi rehineliği, neredeyse yaşam hakkı lu, “Şu an bir sıkıntısı yok. Hapishane kari Milletvekili) yapmıştır. Sonrasın na yönelik bir müdahaleye dönüştürül yönetiminden yana bir sıkıntısı yok. Fa da ambulans çağrılmış, kendisine sade mek istenmektedir” dedi. HDP Eş Genel kat bir şey olsa hemen her an hastane ce EKG yapılmıştır. Müvekkilimiz acil Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Te ye götüremiyorlar. Adalet Bakanlığı’na servis yerine, kapsamlı bir müdahale melli, yazılı bir açıklama yaparak sevk yazı yazılması gerekiyor. Bu süreç de ve tedavi için kliniğe sevkini talep et yapılmamasına tepki gösterdi. çok uzuyor” dedi. CHP, Demirtaş'ın sağ miştir. Cezaevi doktoru da Demirtaş’ın Avukat Aygül Demirtaş’ın açıklama lık durumuna ilişkin heyet oluşturdu. kardiyoloji, nöroloji ve gastroenterolo sının ardından Edirne Cumhuriyet Baş Heyet bugün Edirne'ye gidecek. ji olmak üzere üç ayrı bölüme sevk edil savcılığı, Selahattin Demirtaş’ın sağlık Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bu mesini istemiştir. Biz de avukatları ola durumuyla ilgili yazılı bir açıklama ya lunan Selahattin Demirtaş’ın kardeşi rak cezaevi idaresiyle yaptığımız gö parak “randevu alınıp” hastaneye sevk ve avukatı Aygül Demirtaş, ağabeyinin rüşmede derhal hastaneye sevkini ta kararı verildiğini duyurdu. Savcılık sağlık durumuna ilişkin bilgileri sosyal lep ettik” dedi. Avukat Demirtaş, ara açıklamasında, “Edirne F Tipi Ceza İn medya hesabından paylaştı. 26 Kasım dan bir hafta geçmesine karşın Selahat faz Kurumu’nda tutuklu bulunan Sela hattin Demirtaş’ın 26.11.2019 günü cezaevi yönetimine rahatsızlandığını bildirmesi üzerine acilen 112 aranılarak gelen doktor tarafından gerekli tetkikler yapılmıştır. Yapılan tetkikler neticesinde Demirtaş’ın herhangi bir sağlık sorunu tespit edilmemiş olmasına rağmen daha detaylı tetkiklerin yapılması için Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde muayene edilmesinin sağlanması amacıyla gerekli randevular alınarak bugün (dün) için hastaneye sevk edilmiştir. Bu süreç içerisinde Selahattin Demirtaş’ın ailesi ve ziyaretçileriyle rutin olarak yapılan görüşmeleri gerçekleşmiştir. Ayrıca farklı tarihlerdeki doktor muayene talepleri de her zaman karşılanmıştır” denildi. Milletvekilleri görüştü HDP milletvekilleri Erol Katırcıoğlu ve Necdet İpekyüz, cezaevinde Demirtaş ile görüştü. Açıklama yapan Katırcıoğlu, “Şu an bir sıkıntısı yok. Güçlü, dinamik görünüyordu. Abdullah Zeydan, Demirtaş’ın geçen hafta nefes darlığı yaşadığını ve kısa süreli baygınlık geçirdiğini söyledi. Katırcıoğlu, Demirtaş’ın hastaneye sevki konusunda cezaevi yönetimini suçlamadığını belirterek, sevk sürecinin uzamasından duyulan rahatsızlığı anlattı. Dönemin HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, 2016 yılında Demirtaş’ın Edirne Cezaevi’nde kalp spazmı geçirdiğini duyurmuştu. l İç Politika Genel Kurul talepleri TBB tarafından reddedilen barolar, ‘Hukuka Çağrı’ toplantısı düzenleyecek Baro başkanları ‘pes’ etmiyor MEHMET İNMEZ İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Genel Kurul çağrılarının sonuçsuz kalması üzerine “Hukuka Çağrı” toplantısı düzenleyeceklerini açıkladı. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’na yönelik eleştirilerini sürdüren Yücel, Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. 12 baronun genel kurul çağrısına olumsuz yanıt veren TBB’nin hukuka aykırı engelleme yaptığını söyleyen Yücel, ‘Hukuka Çağrı’ adı altında bir toplantı düzenleyeceğiz. Toplantıya baro başkanla rı ve delegelerimizi davet edeceğiz. Metin Feyzioğlu’na davet göndereceğiz. Gelir ya da gelmez, onun bileceği bir şey. Toplantıda yapılanları, barolar birliğinin davranışını, Özkan Yücel tavrını değerlendireceğiz. Burada bize ve TBB yönetimine delegelerin sahip çıkıp çıkmayacağını göreceğiz. Genel kurul aynı zamanda bir test aracıdır. Feyzioğlu, genel kuraldan çekildiği için biz de başka mecralarda yapmaya karar verdik. Bize adres olarak idare mahkemesini gösteriyor. Biz bu ülkede idare mahkemesinin MHP kurultayında ne yaptığını gördük. Aynı sürece barolar birliğini, avukatlarla kavgalı barolar görüntüsü vermeyi doğru bulmuyoruz” dedi. Yargı reformuna ilişkin de değerlendirme yapan Yücel, yargı reformuna karşı olmadıklarını ancak temel sorunun “Siyasi iktidara bağlı, onun sözünden çıkamayan, onun taleplerine ya da beklentilerine aykırı karar alamayan bir hâkim ve savcı grubunun yaratılmış olmasıdır” ifadesini kullandı. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’na yönelik eleştirilerde de bulunan Yücel şunları söyledi: “Feyzioğlu’da 180 derece dönüş fark ediyorum. Siyasi iktidara tümüyle eklenme hali görüyorum. Bütün söylemlerin siyasi iktidarla bağdaştığını görüyorum. Hukuk ya da yargı reformu adına aslında değişiklikleri, yutturulmaya çalışıldığını görüyorum. Niyetini bilemem, iç dünyasında kendisiyle ilgili bir şeydir. Bir gün açıklarsa bizde öğrenmiş oluruz.” l İZMİR KURTULUŞ ARI Mağdur akademisyenler alanlara çıktı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Barış Akademisyenleri, ihraçlarının iadesi ve gasp edilen tüm hakları için dün pek çok ilde eşzamanlı eylem yaptı. İstanbul’da valilik önünde önünde dün bir araya gelen akademisyenler, “KHK’lerle ihraç edilen Barış Akademisyenleri’nin ve kamu emekçilerinin yurttaşlık haklarına yapılan tüm saldırılar ortadan kaldırılmalıdır. Bütün hak ka yıpları tazmin edilmelidir” dedi. “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlık lı bildiriyi imzaladıkları için haklarında dava açılan ve KHK ile üniversitedeki görevlerinden ihraç edilen Barış Akademisyenleri, İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir, Antalya ve Diyarbakır’da eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdi. İstanbul’daki basın açıklaması Cağaloğlu’ndaki İstanbul Valiliği önünde yapıldı. “KHK’ler gidecek biz ka lacağız” pankartını açan akademisyenler, “Gasp edilen haklarımızı geri alacağı”, “Kurtuluş yok, ya tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlarını attı. Ortak açıklamayı akademisyen Tuna Altınel ve Aslı Takanay okudu. Hâlâ değerlendirilmeyi beklenen 33 bin dosyanın anımsatıldığı açıklamada alınan hukuksuz kararların devam ettiği ve var olan davaların da yıllarca sürdüğü belirtildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Zorla DNA alınması protesto edildi Kadın örgütleri, tutuklu hemşire Esin Kavruk’un Bakırköy Kadın Cezaevi’nden götürülerek zorla DNA örneğinin alınmasını protesto etti. Esin Kavruk, 28 Kasım günü cezaevinden zorla alınarak Adli tıbba götürüldü. Burada DNA’sı alınan Kavruk tekrar cezaevine getirildi. Kadın örgütleri dün Bakırköy Kadın Cezaevi önünde toplanarak uygulamayı protesto etti. Eylemine, HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ile Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Deniz Aktaş da katıldı. Grup adına basına açıklamasını okuyan Nur ten Karahancı, “Kavruk’tan rızası olmamasına rağmen DNA örneği alınması için B6 koğuşu çok sayıda robocop kıyafetli infaz koruma memurlarıyla basılmıştır.Kadın tutuklu ve hükümlü darp edilerek koğuştan hücrelere götürülmüştür. Bu uygulamanın sorumlularının yargılanması için sürecin takipçisi olacağız” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Aydınlık yazarına gözaltı Aydınlık gazetesi internet sitesi editörü ve yazarı Evren Devrim Zelyut, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada terörle mücadele şube polisleri tarafından gözaltına alındığını belirtti. YouTube’da ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Evren Devrim Zelyut, son olarak “Reis’e 2020’de 3 darbe vurulacak!” başlıklı bir video yayınladı. Yayımda, “İlk darbe ekonomi, ikinci darbe Babacan, üçüncü darbe Trump” iddiasında bulunan Zelyut, gözaltına alınarak Yenibosna 75. Yıl Karakolu’na götürüldü. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Zelyut, ifadesi alındıktan sonra serbest kaldığını duyurdu. Zelyut, “Şikâyet konusu: Halkı devlete karşı kin ve nefrete sürükleyecek yayınlar yapmam olarak belirtildi. Üzücü olan benim ekonomi yorumlarımın terör suçu gibi gösterilme çabasıdır” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet T.C. KOÇ ÜNİVERSİTESİ AÇIK TEKLİF USULÜYLE KEMİK PLAĞI (BONE PLATE) BULUŞ ADLI BİR PATENT VE PATENT BAŞVURUSUNDAN DOĞAN 9 AİLE ÜYESİNİN İNHİSARİ LİSANSININ VERİLMESİ Aşağıda belirtilen yer Vakıf Yükseköğretim Kurumları İhale Yönetmeliği’nin 29. maddesine göre açık teklif usulüyle ve lisans verme suretiyle kiraya verilecektir. 26.11.2019 CUMHURİYET GAZETESİNDE YAYINLANAN 201911AP00135 NOLU KOÇ ÜNİVERSİTESİ AÇIK TEKLİF USULÜYLE KEMİK PLAĞI (BONE PLATE) BULUŞ ADLI BİR PATENT VE PATENT BAŞVURUSUNDAN DOĞAN 9 AİLE ÜYESİNİN İNHİSARİ LİSANSININ VERİLMESİNE AİT  İHALE İLANININ 7. VE 8. MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMIŞTIR. 7. Teklifler, ayrıntıları İdari Şartnamede belirlendiği üzere; (i) İlk ödeme, (ii) Patentin/lisansın kullanımıyla üretilen ürünlerin net satış gelirlerinden pay ve (iii) Alt lisans verme gelirlerinden pay olmak üzere üç teklif unsuruyla verilecektir. 8. Teklif için istenen geçici teminat ilk ödeme için teklif edilen bedelin en az %3’üdür, İdari Şartnamede belirtilen şekilde teminat mektubu olarak verilebilir veya aşağıda gösterilen banka hesabına ihale numarası belirtilerek yatırılabilir, diğer hususlar İdari Şartnamede düzenlenmiştir.İlgili banka hesabı: Yapı Kredi Bankası Koç Üniversitesi Şubesi IBAN: TR580006701000000057498132 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1094506) NATO zirvesi ve Türkiye… Bugün İngiltere’de başlayacak Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) zirvesiyle, 70 yaşındaki kurum yeniden tartışma masasında... 4 Nisan 1949’da Washington’da ABD ve Kanada’nın yanı sıra 10 Avrupa ülkesinin katılımıyla kurulan NATO’ya, Türkiye 1952’de üye oldu. O günden bu yana da NATO ile ilişkilerimiz hep tartışmalı devam etti. NATO’nun karşısına da, dönemin ABD karşısındaki “süper gücü” Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) 7 Doğu Avrupa ülkesiyle birlikte Varşova Paktı’nı kurdu. 20’nci yüzyılın ikinci yarısında bu iki paktın yarattığı kutuplaşma ile birlikte “Soğuk Savaş” diye anılan süreç başladı. Bu dönemde tarafların birbirine karşı daha güçlü görünmek için harcadığı çabalar, oynadığı kirli oyunlar sonraki yıllarda kısmen ortaya çıktı. 1991’de SSCB’nin kansız ama büyük bir toz bulutuyla çökmesinden sonra NATO ülkeleri içindeki kirli oyunlar tek tek yazıldı. Türkiye’deki hariç. SSCB’nin çökmesi doğal olarak Varşova Paktı’nın da çökmesi anlamına geliyordu. NATO’nun karşıtının sona ermesiyle NATO ne olacaktı? İlk yıllarda NATO’nun da işlevsiz kaldığı konuşuldu. Buna bağlı olarak yarım asırdır “NATO’nun ileri karakolu” diye anılan Türkiye’nin stratejik önemi de namlunun ucuna kondu. Ancak kısa bir süre sonra, özellikle Balkanlar’daki karışıklıklarla birlikte Türkiye’nin yeni dönem rolleri gündeme geldi. NATO, “Barış İçin Ortaklık” adı altında dünyanın “yeni düzeni” için yeniden yapılanma uğraşına girdi. Bu durum NATO’nun değil küçülmek, büyümesine yol açtı. HHH Büyüme döneminin önemli ülkelerinin başında Türkiye geliyordu. NATO’da kararlar oybirliği ile alındığı için, bu yapının şemsiyesi altına girmek isteyen her ülke doğal olarak Türkiye’nin de desteğini istiyordu. Bu ülkeler Avrupa Birliği’nin tam üyesi olmak için de çabalıyordu. Türkiye’den destek isteyen ülkeler şunu da ekliyordu: “Biz de sizin AB üyeliğinizi destekleriz!” AB ve NATO at başı büyüdü. Bugün AB’nin 28, NATO’nun 29 üyesi var. Türkiye’nin AB üyeliği özellikle AKP iktidarı döneminde büyük gelgitler yaşadı. Bugün 20022008 arasındaki bahar havasından eser yok. AKP için AB üyeliği öncelikli olarak kendi iktidarının uluslararası kabulünü sağlamaktan başka bir şey değildi. 2008 sonrasındaki kopuş, ikiyüzlü AB siyasetinin de işine geldi. Onlar da AB’ye tam üye Türkiye yerine AB’nin kullanımına açık bir Türkiye istiyordu. Her neyse, bu başka bir yazı konusu. Bugünkü NATO zirvesi için Londra kaynaklı haberlerde “üç kriz konusu” konuşuluyor. “Trump’ın daha fazla silahlanma dayatması… Macron’un NATO için kullandığı ‘beyin ölümü’ tanımı… Erdoğan’ın Rusya NATO zikzaklarında attığı adımlar…” Bir başka önemli konu Suriye… NATO ve AB ülkeleri, Türkiye’nin “göç deposu” işlevinden son derece memnunlar… Bunun sürmesi için her şeyi yapacaklar… HHH Türkiye’nin güvenliği için çok elzem konularda ise belirsizlik var. Bunların başında YPG’nin terör örgütü olarak kabul edilmesi geliyor. Konuya daha geniş pencereden bakınca, sözde kalan kimi kabuller olsa da başta ABD olmak üzere NATO ülkelerinin bu konuda Türkiye’yi tatmin edici adımlar atmaları zor. Çünkü onlar için terör örgütleriyle oynamak da küresel siyasetin parçası… 20’nci yüzyılın ilk yarısı iki büyük sıcak savaşla geçti, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı; ikinci yarısı Soğuk Savaş’la geçti. İçinde bulunduğumuz döneme değişik adlar bulundu. “Soğuk Barış Süreci” bir dönem konuşuldu ama gerçek şu ki tam bir “karanlık savaş” dönemi içindeyiz. Düşman kim? Cephe neresi? Terörün tarifi ne? Hepsi iç içe geçmiş durumda. Türkiye’nin bu süreçten yara almadan çıkması için, Atatürk’ün “Yurtta barış dünyada barış” ilkesinden vazgeçmemesi, bölge ülkeleriyle diyalog kurarken aracı kullanmaması, küresel aktörlerin oyunlarının parçası olmaması gerekiyor. BAŞSAĞLIĞI Sevgili arkadaşım Zeki Gündüz ile meslektaşım İbrahim Gündüz’ün babaları, eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in eniştesi, Gülten Ablamızın değerli eşi ALİ FAİK GÜNDÜZ’ü kaybettik. Gündüz ve Temizel ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. MİYASE İLKNUR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle