18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ILKNUR FILIZ 929 ARALIK 2019 PAZAR Hem yıllarını hemFETÖ kumpasıyla Kara Harp Okulu’ndan uzaklaştırılan doktor Özcana intihar etti hayatını çaldılar ŞOK MANGALARINDA İŞKENCE GÖRDÜ Özcana, FETÖ baskısı nedeniyle okuldan ayrılıp Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim gördü. Bu süreç içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayrılan ve Atılan Askeri Öğrenciler Platformu Koordinatörlüğü yaptı. 2016 yılında Özcana ile yapılan bir röportajda yaşadıklarını şöyle anlattı: “Pek çok arkadaşım haksız yere aldığı savunmalarla, cezalarla disiplin kurullarına sevk edilerek, okulla ilişkisi kesildi ya da ayrılmak durumunda kaldı. Sınav kâğıtlarımızla oynandı. Şok mangası diye adlandırılan özel kamplar, özel komutanlar seçilerek fiziksel ve psikolojik işkence ortamının oluşturulduğu yerlerdi. Uykusuz bırakma, aç bırakma, içilmeyecek miktarda su içirme gibi insanlıkla, insan haklarıyla bağdaşmayan uygulamalara şahit olduk. Bu kişiler ayrıca öğrencilere askeri okulları hak etmedikleri yönünde psikolojik baskı uyguluyorlardı.” İzmir’de Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde asis tan doktor olarak görev yapan FETÖ mağduru Tayfun Özca na, evinde ölü bulundu. Özcana’nın ölümü kayıt lara intihar olarak geçti. Özcana’nın askeri okuldan arkadaşları, “İntiharında tabii ki okuldan ZEHRA ÖZDİLEK ayrılmak zorunda kalmasının etki si vardır. Çok üzülüyordu. Haklarını geri kazanmak istiyordu. Ortada ça lınan hayaller ve yıllar var” dedi. Özcana’nın hayatı, çok sevdiği as keri okuldan FETÖ baskısı nedeniy le ayrılmasıyla değişmeye başladı. Özcana’nın eski ev arkadaşı ve ay nı zamanda askeri okuldan arka daşı Orçun Başkurt ile askeri okul dan arkadaşı Mengü Çağatay, Özer Özcana’yı anlattı. Özcana’nın Kara Harp Okulu’ndan arkadaşı olan ve 2008 yılında okul dan baskılar nedeniyle ayrılan En Kendileri gibi düşünmeyenlere askeri okullarda şok mangalarıyla işkence yapan FETÖ’nün cenderesinden geçen ve askeri okuldan ayrılmak zorunda kalan Tayfun Özcana, evinde ölü bulundu. Özcana’nın arkadaşları o günleri anlattı. düstri Mühendisi Mengü Çağatay Özer, “Arada telefonlaşırdık halimizi hatırımızı sorardık birbirimize. Çok şaşırttı bizi. Uzun zamandır görüşmüyorduk. O zamanlar sohbet ederken Tayfun tükenmişlik sendromundan bahsetmişti. İntiharında tabii ki okuldan ayrılmak zorunda kalmasının etkisi vardır. Ortada çalınan hayaller ve yıllar var. Bu olayın dışında etkileyen başka bir olay var mı bilemiyorum” diye konuştu. ‘Bunları hak etmedi’ Şu an doktor olan eski ev arkadaşı Orçun Başkurt ise Özcana ile askeri okuldan ve üniversiteden arkadaş oldukları belirterek “Bizi birbirimize çok benzetirlerdi. 9 Eylül Üniversitesi’nde de beraberdik. Tay fun kapalı kutu bir insandı. Biz birşeyleri sormadan anlatmazdı. Ailesi Balıkesir’de yaşıyordu. Zaten küçük yaşta babasını kaybetmiş. Bir annesi bir de ağabeyi vardı. Arkasında not falan bırakmamış” dedi. Başkurt arkadaşının ölümüne yılların vermiş olduğu birikmişliğin neden olabileceğini söyleyerek şöyle devam etti: “Tayfun askeri okuldan ayrıldığı için çok üzülüyordu. Çok emek verdiğini, kaybettiği haklarının geri kazanılmasını isterdi. Çünkü o annesine bakmakla yükümlüydü. Hep çalışırdı. Bir insanın hayatıyla nasıl oynanırmış ben bunu gördüm. Arkadaşlarımız şehit oldu, kazada öldü onlara da üzüldüm ama Tayfun’un hak etmediği şekilde ölmesi beni çok üzdü.” l İSTANBUL SINCAN CEZAEVI Kadınlara paslı su dayatması ZEHRA ÖZDİLEK Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’nde bazı koğuşlara su satılmaması için cezaevi müdürünün talimat verdiği ve kadınların çeşmeden akan paslı sudan içmek zorunda bırakıldığı iddia edildi. İddiayı doğrulayan İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve Hapishane Komisyonu üyesi Nuray Çevirmen, “Daha önce de iki yıla yakın sıcak su, borulardan kaynaklı olduğu söylenerek kirli aktı ve su kullanımında kota uygulaması var. Mahpuslara temiz suyun, üstelik parasını vererek aldıkları suyun satışının yapılmaması keyfi bir uygulamadır. Cezaevlerinde binlerce hak ihlali yaşanmakta ne yazık ki. Temiz suya erişim problemi, kantin ihtiyaçlarının karşılanmaması, yetersiz iaşe bedelleri sağlığı da olumsuz etkiliyor” dedi. ‘Kırıkkale’de de aynı’ Bu sorunun sadece Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’nde değil Kırıkkale Cezaevi’nde de yaşandığını söyleyen Çevirmen, “Kimi zaman doldurdukları kovanın dibini göremeyecek kirlilikte, kötü kokan, içmek bir yana temizlik ihtiyacına bile yanıt veremeyecek durumda olan su musluklardan akmaktadır” diye konuştu. l İSTANBUL ULUDERE’DE YAŞAMINI YITIREN 34 YURTTAŞ ANILDI ‘Adalet için mücadele edeceğiz’ Şırnak’ın Uludere ilçesinde, sınırdan geçen köylülerin jetler tarafından bombalanması sonucu yaşamını yitiren 19’u çocuk 34 kişi için anma törenleri düzenlendi. Uludere’de yaşamını yitiren 34 yurttaşın fotoğrafının taşındığı ve acılı ailelerin siyah giyindiği anmaya HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ve milletvekilleri de katıldı. Temelli, “34 canımızı yitireli 8 yıl oldu. Unutmadık, acımız hâlâ aynı canlılığını koruyor. Adalet için mücadele etmeye devam edeceğiz. Herkesin gözü önünde yaşanmış olan bu kat liamın hesabını vermeyenler, Ankara’nın kara dehlizlerine bunu gizlemeye çalışanlar bilsin ki mutlaka ama mutlaka tüm katliamların hesabını soracağız. Bu ülkeye barışın ve demokrasinin gelmesi için her şeyden önce yaşanmış olanın, hakikatle yüzleşilmesi ve yargı önünde hesabının sorulması gerekir. Bugünkü iktidar tükenmiştir. Bu iktidarın bagajında zulümler vardır. Herkese çağrı yapıyoruz. Bu iktidarın karşısında durmak onurlu bir duruştur” dedi. Gülistan Kılıç Koçyiğit de “8 yıl değil, 80 yıl geçse de mücadelemizi vereceğiz” diye konuştu. Konuşmaların ardından 34 köylünün mezarlarına karanfiller bırakldı. Beşiktaş’ta anma Uludere’de yaşamını yitirenleri anmak ve ailelerinin sürdürdüğü adalet mücadelesine dikkat çekmek için İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi tarafından dün akşam saatlerinde Beşiktaş’ta bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Eylemde, “8 yıl önce bugün, 45 dakikada dört bomba yağdı üzerimize ve biz öldük!” denilerek ölen 34 insanın isimleri okundu. l Haber Merkezi T.C. GÜMÜŞHANE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO:2019/554 KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER:Gümüşhane Merkez, Pirahmet Köyü MEVKİİ: Camii ADA NO: PARSEL NO: 696 VASFI: Tek katlıkargir ev ve bahçe YÜZÖLÇÜMÜ: 576,00.m² KAMULAŞTIRILACAK ALAN: 149,83.m² MALİKİN ADI VE SOYADI: Ayşe ATALAY, Beşbinaz ATALAY, Hüseyin ATALAY, Nazmiye ATALAY, Salih ATALAY, Salih AYVAZ, Salih AYVAZ KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: KARAYOLLARIGENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2019/554 Esas sayısında dava açılmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 10.maddesinin 4.bendi uyarınca ilan olunur.25/12/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1108633) T.C. GÜMÜŞHANE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO:2019/552 KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER:Gümüşhane Merkez, Pirahmet Köyü MEVKİİ:Büyükdüz ADA NO: PARSEL NO: 1438 VASFI: ArsaEv YÜZÖLÇÜMÜ: 1.462,13.m² KAMULAŞTIRILACAK ALAN: 357,49.m² MALİKİN ADI VE SOYADI:Hacer ŞEKERLİ, Kadriye ŞEKERLİ, Mustafa Kadir Can ŞEKERLİ, Nermin MEYDAN, Zekai ŞEKERLİ KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI:KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2019/552 Esas sayısında dava açılmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 10.maddesinin 4.bendi uyarınca ilan olunur.25/12/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1108644) T.C. İSTANBUL 7. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2018/526 Esas Konu: Recep Cemil Selekman Hakkında.Davacı MALİYE HAZİNESİ ADINA İSTANBUL MUHAKEMAT MÜDÜRLÜĞÜ vekili Ebru Karakoca tarafından açılan veMahkememizde görülmekte olan Mirasçılık Belgesi İstemi davası nedeniyle; İstanbul ili, Fatih ilçesi, Akşemsettin Mahallesi, Cilt No:30 Hane No:3121 nüfusa kayıtlı Mehmet Cemil ileAyşe’den olma, İstanbul 16/05/1915 doğumlu, 29650897792 TC kimlik nolu muris RECEP CEMİL SELEKMAN’ın hazırda gaipte başkaca mirasçısı olmadan (yasal mirasçıları tespit edilmemiş olmakla ) 11/01/1996 tarihinde vefat ettiği anlaşılmış olmakla; Muris Recep Cemil SELEKMAN’ın mirasçıları var ise; TMK 594.maddesi gereğince son ilan tarihinden itibaren en geç (1) yıl içerisinde Mahkememizin 2018/526 esas sayılı dosyasına müracaat etmeleri; aksi takdirde dosyadaki mevcut delillere ve nüfus kayıtlarına göre karar verileceği hususu İLANEN tebliğ olunur.25/12/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1108639) T.C. İSTANBUL 9. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/564 Esas DAVALI: MAMAJAN REBBANOVA Ulus Mah. Ahu Sok. No:4/6 Beşiktaş/ İSTANBUL Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) davasının yapılan yargılamasında; Davalıya tahkikat duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup; HMK 147/2 maddesi gereği tahkikat durusma günü 13/02/2020 tarihinde saat 09:33’de duruşmaya gelmediğiniz veya gelip de davayı takip etmediğiniz takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı, geçerli bir özrünüz olmadan mahkemede hazır bulunmadığınız takdirde duruşmaya yokluğunuzda devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ihtar ve ilanen tebliğ olunur. 24/12/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1108532) T.C. BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/161 KARAR NO: 2019/324 Davacının davasının KABULÜNE, Ardahan ili, Çıldır ilçesi, Eskibeyrahatun Mahallesi/Köyü cilt no:10 hane no:46 bsn:48 de nüfusa kayıtlı Sayım ve Meyhanım kızı, 01/01/1986 Çıldır doğumlu,64051372660 TC nolu Neşe Tenekeci ‘nın kayden “Neşe” olan isminin “Aysun” olarak TASHİHEN nüfusa TESCİLİNE karar verilmiş olduğu ilan olunur. 20/12/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1108868) Erdoğan ittifak değil, nifak üretiyor! Dünyada bütün savaşlar, ülke işgalleri, müdahaleler genellikle kimsenin karşı çıkamayacağı bir değer hedefe konarak yapılır. En korkunç savaşların bile böyle bir vitrini olur. Örneğin ABD, Afganistan’ı işgal ederken başlattığı operasyona şu adı vermişti: Sonsuz özgürlük! Sadece günümüzde değil, uzak tarihte de aynı durum geçerlidir.  Avrupa ülkeleri 15. yüzyıldan itibaren sömürge haline getirmeye başladığı Amerika ve Afrika’yı, “Size en iyi dini getiriyorum” diye işgal etti. 19. yüzyılda yeni bir küreselleşme konusu gerekiyordu, bulundu: Uygarlık! Sömürgecilikten emperyalizme geçen ülkeler, “Biz tamamen insani amaçlarla ülkelere giriyoruz, onlara uygarlık götürüyoruz” dediler. Günümüzde pazara sürülen küresel değer ise demokrasi ve özgürlük! Bu kavramlara kim karşı çıkabilir? Bunlar öne konarak girilen ülkelerin hali ortada. Ama söz konusu ülkeler hâlâ pişkin, “Bu değerlere ulaşmak kolay değil” deyip işin içinden çıkıyor. HHH Sıcak durum Libya... Ülke fiilen üçe bölünmüş durumda. Batı’da Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti var. Başında İhvanı Müslimin (Müslüman Kardeşler) örgütü lideri Sarrac bulunuyor. Doğu’da Tobruk merkezli Libya Ulusal Ordusu var. Başında Hafter bulunuyor. Türkiye, Sarrac’ı tutuyor. Bazı AB ilkeleri de BM’nin yasal muhatap olarak tanıdığı Sarrac’dan yana. Hafter’i ise Rusya, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri destekliyor. Burada en acı durumda olan Libya halkı. Ülke, iç savaşın kıskacında inim inim inliyor. ABD yönetimi ise BM’nin tanıdığı yönetimi tutuyormuş da Hafter’i karşısına almak istemiyormuş gibi bir tutum içinde. Yakın gelecekte kime dönse başı ağrımaz. Rusya, Hafter’i tutarken güçlü bölge ülkelerini de yanına almayı ihmal etmiyor. Askeri güce ihtiyacı olduğundan değil, diplomatik güce dayanmak istediğinden... Suriye’de ABD, “tek başına gelip bu ülkeyi işgal eden güç” değil, kendi ifadesiyle şu: ABD öncülüğündeki koalisyon birlikleri! 20’den fazla ülke ABD’nin Suriye’ye girişine eşlik etmiş görünüyor! Türkiye ne yapıyor? Hedef ülke içinde bir lider belleyip, onun tüm rakiplerini şeytanlaştırıyor.  Bu, ittifak üretmekten çok nifak üretmeye yarıyor. Bu durumda her şeyinizle, tüm varlığınızla desteklediğiniz lider ve ekibinin beklentisi de yükseliyor. O yüksek beklentiye karşılık veremeyince ters tepiyor. Onun rakipleri de sizi tam düşman olarak görüyor.  Çevresindeki ülkeleri de ürkütüyorsunuz. Küresel aktörler de sizi “kontrol dışı kıpırdayabilecek güvensiz ülke” ilan ediyor, daha da yalnızlaşıyorsunuz. Türkiye bunu yaşıyor. Erdoğan bunu yapıyor. HHH Erdoğan ve çevresi bir nebze diplomasi üretip şöyle bir söylem geliştirebilirdi: Libya’da kardeş kavgasına son vermek için tavır koyacağız. Bu söylemin etrafında olabilecek birkaç ülke de bulunur. Fiilen bir ittifak oluşur. Bunun yerine, iç savaşın bir tarafını hain ilan edip öteki tarafının emrine asker vermeye hazır olduğunuzu ilan ediyorsunuz!  İttifak değil, nifak üretiyorsunuz... Şu söylem de Türkiye’yi büyüten değil, küçülten bir söylem: “Çağırırlarsa gideriz!” Ne demek “çağırırlarsa”? Bizim askerimiz hazır kıta mı? Her çağrılan yere gidilir mi? SON OLAY DİYARBAKIR’DA Zırhlı araçlar 10 yılda 37 can aldı Diyarbakır’da önceki akşam Cihan Can’ın yaşamını yitirmesiyle bölge kentlerinde zırhlı araçların çarpması sonucu son 10 yılda yaşamını yitirenlerin sayısı 37’ye yükseldi. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nce hazırlanan “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Zırhlı Araç Çarpması Sonucu Meydana Gelen Yaşam Hakkı İhlalleri Araştırma Raporu”na göre, son 10 yılda en az 63 zırhlı araç çarpması olayı gerçekleşti. Bu çarpmaların sonucunda 16’sı çocuk, 6’sı kadın olmak üzere toplam 36 yurttaş yaşamını yitirdi, 85 yurttaş da yaralandı. Zırhlı araç çarpmaları sonucu yaşamını yitiren çocuk ve yetişkinlere ilişkin polis ya da askerler hakkında açılan soruşturma ve kovuşturmalar ise ya takipsizlikle ya da çok düşük cezalarla kapatıldı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle