28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EFSANE SERI 9. FILMIYLE SONA ERDI EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Star Wars’un ‘sonu’ 1521 ARALIK 2019 CUMARTESİ Fotoğraf: Burak Şimşek kultur@cumhuriyet.com.tr ORHUN ATMIŞ Sinema tarihinin en efsane serileri dendiğinde çoğu insanın ilk sıraya koyacağı, diğer insanların da listesinde mutlaka yer alacak olan “Star Wars (Yıldız Savaşları)” serisi, “Skywalker’ın Yükselişi” isimli 9. filmiyle bitiyor. Film, dün vizyona girdi. Son üçleme, 2015 yılında “Star Wars: Güç Uyanıyor” ile başlamış, 2017’deki “Star Wars: Son Jedi” ile devam etmişti. İki yıllık bu arada filmin yönetmenlik koltuğuna da “Güç Uyanıyor”daki gibi J. J. Abrams oturdu tekrar. Son film olması dolayısıyla beklentiler de elbette yüksekti. Ancak görkemli bir final bekleyenlerin büyük hayal kırıklığına uğradığı haberleri ilk olarak ABD, sonra İngiltere, yavaş yavaş da Türk izleyicisinden gelmeye başladı. Film, serideki ilk iki filmin aksine yeni bir hikâye anlatmak yerine sürekli olarak eski, hatta 1977’de başlayan ilk seriden öğelerle hayranların nostalji isteğine göz kırpmayı amaçlıyor. Bu da iyi hissettirmeyen, basit gözüken bir olay örgüsü yaratıyor ister istemez. Bütün bunlara rağmen Star Wars, 2 saat 21 dakika boyunca çok fazla sıkmadan izletiyor kendisini. Hayranlarının belki de bununla yetinmesi gerekecek. Düğünlerde ‘İmparator Marşı’ Öte yandan, birkaç gün önce Spotify tarafından hayranlarının en çok dinlediği Star Wars müziklerinin listesi paylaşıldı. Buna göre, müzikseverler Star Wars müziklerini 2015 yılından beri Spotify’da 6.7 milyon saatten fazla dinledi. John Williams rekorunu her daim yenilerken, efsane kompositörün “Star Wars: Gizli Tehlike”den hatırlayacağınız “Duel of the Fates” eseri en çok dinlenen şarkı oldu. Bu kaydı yine John Williams’ın Star Wars: Klonların Saldırısın’dan “Across the Stars (Love Theme)” adlı eseri izlerken, Star Wars: İmparator’dan, “Darth Vader’s Theme” olarak da bilinen “The Imperial March” üçüncü sıraya yerleşti. Açıklamada ilginç bir bilgi daha paylaşıldı: “The Imperial March” Spotify kullanıcıları tarafından oluşturulan düğün temalı birçok çalma listesinde yer alıyor. 2019’a müzikal bakışMüzik yazarları ve radyo programcılarının 2019’dan unutamadıkları anılar Türkiye son iki yıldır rap müziğin yeniden yükselişine tanıklık ediyor. tille yeraltından çıktı ve kitleler arasında yeniden popülerlik kazandı. sanatçı olurken, Türkiye’de en çok Ezhel’in “Felaket” şarkısı ve Ben Fero’nun “Orman 1990’larda Cartel, Ceza, Dr. Fuchs, Sa Spotify’ın 2019’da en çok dinlenenler Kanunları” albümü dinlendi. Peki müzik dün gopa Kajmer, Fuat Ergin, Ayben ve listesinde görüldüğü gibi, hem dün yası sadece rap müzik ekseninde mi dön Kolera gibi isimlerle müzik piyasasın ya hem de Türkiye bu yıl en çok rap dü bu yıl? Elbette hayır. Her gün yeni bir yıl da yankı uyandıran rap; sonraki dö AYÇA çileri dinledi. Amerikalı rapçi Post sonu listesinin yayımlandığı 2019’un önem nemlerde durağan bir hal aldı. Ya HAN Malone 6.5 milyar dinlemeyle 2019 li müzikal olaylarını müzik yazarları ve radyo kın tarihte ise Ezhel’in ateşlediği fi yılında Spotify’da en çok dinlenen programcılarına sorduk. MURAT BEŞER: 2019 yılının en önemli müzikal olayı, müzik piyasasının Türkçe rap tarafından domine edilmesi. Başlangıçta alternatif olan müziğin aradan geçen yıllar zarfında ana akım ve büyük plak firmaları tarafından sahip olduğu büyük pazar münasebetiyle sahiplenişi. Terazinin kefele rinde dengeler değişti; popçular indi, rapçiler çıktı. Popçuların düet yapmak için rapçilerin peşinde koştuğu gibi, markalar da anlaşma peşinde. Türkçe rap artık çok daha büyük bir endüstri. Üstelik de sadece müzikle sınırlı olmayan, büyük markalar tarafından çıkarılan ürünlerle dalları budakları hay li uzayan bir endüstri. Varoşlardan yükselen sesler, artık bireysel kurtuluş peşinde. Eskiden 17 ve üzeri demo yapıp şansını deneyenlerin yaşı 12’ye kadar düşmüş. Geçici bir dönemi temsil ediyor oluşu muhakkak. Ancak öyle görünüyor ki bu iş, en az beş yıl daha devam edecek. EVIN İLYASOĞLU: İstanbul Festival’indeki “Human Requiem” projesiydi. Brahms’ın Alman Requiem’inde dinleyicilerin de icracılara katılması, sahne ortasındaki birlikte devinim müthişti. Eser ölüm için bir ağıt olmaktan çıkmış, adeta yaşamı kutluyordu. İkinci etkilendiğim dinleti Gürer Aykal yönetimindeki BİFO’nun 20. yılını kutlama konseriydi. Mahir Cetiz’in Nehrin Düşleri adlı yapıtının dünya prömiyeri, ardından piyanist Denis Kozhukin’in solistliğindeki Grieg’in piyano konçertosu ve aynı konserde Gustav Holst’un Gezegenler’ini dinledik. Gezegenler için hazırlanmış filim ve üst balkondan seslenen Magma Filarmoni Korosu bu konseri zenginleştirdi. Üçüncü can alıcı konser, Polonyalı şef Michal Nesterowicz’in yönettiği İDSO eşliğinde Koreli kemancı Soyoung Yoon’un konseriydi. Solist, Brahms’ın konçertosunu çalarken köpük gibi hafif, ama yılların ustası kadar derindi. GÜVEN ERKIN ERKAL: Yılın en önemli müzik olayı olarak öncelikle Dr. Skull’un dönüşü diyebilirim. 90’larda sadece kaset olarak çıkmış eski albümlerini dijital, CD ve plak formatında sunup bunu da iki konserle taçlandırdılar. Bu yıl çok sayıda yeni isimle tanıştık. Rising Tides, Sören Wagner ve Efza bu yıl duyunca şaşırdığım bu yeni isimlerin başında geldi. Taner Öngür ve 43,75 Asri Sada albümünü sundu. Usta müzisyen genç meslektaşlarına karşı haksız rekabet sergiliyor. Yapıtlarını geleceğe doğru hem birçoğundan daha uzağa fırlatıyor, hem de ilham aldığı geçmişe haliyle hepsinden daha fazla hâkim. Yılın son dakika golü The Ringo Jets’den geldi. “Yadigar” EP’leri yılın sonuna doğru çıktığından, “2019’un en iyileri” değerlendirmelerinde belki görülemeyecek ama yıla nefis bir nokta koydular. SEVIN OKYAY: Bu yıl, iyi birkaç klasik konsere gidebildiğim, caz festivalleri de tatmin edici oldukları halde hafızama “bir sonbahar festivali” nakşedildi: Zorlu’daki Neue! Step. Gerçi kim bilir hangi hastalıkla uğ raştığım için kimi konserleri kaçırdım (özellikle de Vikingur Olafsson’u), ama yıllar önce Borusan Müzik Evi’nde bizi ‘prepared piano’ manyağı yaptıkları sezondan bu yana beni en mutlu eden müzik etkinliği Neue! Step oldu. Nils Frahm’ı hiç unutmayacağım gibi, herhangi bir konserini ya da albümünü de kaçıracağımı sanmıyorum. Doğrusu bir neoklasik rüzgâr yarattığı da gerçek! Demek biz piyanoda bir farklılık peşindeymişiz… GÜLŞAH GÜRAY: Bizim camiada sevdiğimiz müzisyenlerin aramızdan zamansız ayrılma haberleri, üzerimizde bıraktıkları etki sebebiyle, sene sonunda en çok akılda kalan mevzu oluyor. Bu sene beni en çok etkileyen The Prodigy elemanlarından Keith Flint’in ölüm haberi oldu. Flint’le birlikte; Roxette solisti Marie Fredriksson, Daniel Johnston , Scott Walker, The Cars solisti Ric Ocasek, Dick Dale de bu sene kaybettiğimiz sanatçılardan ilk aklıma gelenler... Onların aramızdan ayrılmasıyla sanki çocukluğumuzun, gençliğimizin son sayfalarını okuyormuş gibi hissediyorum. Şarkılarını radyoda çalarken/dinlerken daha fazla anlam çıkarıyorum. ZUHAL FOCAN: İçinde bulunduğumuz yılın şu son günlerinde Türk caz müzisyenlerinin en başarılı yılı oldu bana kalırsa. Yeni açılan mekânlar, yeni albümler “yılın olayı” bunca krize rağmen... Ama 65 yıllık Lale Plak kapandı! 2019 yılının heyecan verici caz albümleri listem ise şöyle: Cem Tuncer “Alright!”, Anıl Şallıel “166 Days”, Aycan Teztel “After a Dream”, Kerem Türkaydın “Candid Project”, Randy Esen “Behind the Light and Shine”, Erhan Erkol “Kuştepe Blues”, Coşku Turhan “Chapter 1”, Kerem Görsev “Perfect Balance”, Turgut Alp Bekoğlu “Love Jazz”, Efe Demiral “Uyku Pansiyon”, Ediz Hafızoğlu “Nazdrave”, Burak Bedikyan “İstanbul Junction”, Jülide Özçelik “Nefes”, Güç Başar Gülle “Reverse”, Hakan Başar “On Top of the Roof”, Çağıl Kaya “Bir Şeyler Eksik”, Yavuz Akyazıcı “Turkish Standards Vol.3”, Burcu Karadağ “Ney In Ethno Jazz”, Esra Yücel “Dear Frank”, The Kites “Sunset Vibes”. NAIM DILMENER: Şanışer ve arkadaşlarının “Susamam”ı. Ellerini taşın altına koydukları ve bu işi çok profesyonelce ve çok iyi yaptıklarından dolayı. Hem şarkı hem de ifade ettiği anlam, hayalleri(mizi)n ötesindeydi. CHP KADIKÖY İLÇE KONGRESİ İLANI Cumhuriyet Halk Partisi Kadıköy İlçesi 37.Olağan Kongresi, 05.01.2020 tarihinde saat: 09.00’da Caferağa Spor Salonu’nda Sakız sokak No: 5 KadıköyİSTANBUL adresinde aşağıdaki gündemle yapılacaktır. Bu toplantıda çoğunluk sağlanamadığı taktirde ikinci toplantı, aynı gün 05.01.2020 tarihinde saat:12.30’da yapılacaktır. Ali NARİN CHP GÜNDEM: Kadıköy İlçe Başkanı 1. Açılış, 2. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı, 3. Kongre Başkanlık Divan Kurulu Seçimi (Başkan,İkinci Başkan,Yazman) 4. Yönetim Kurulu Çalışma Raporu ile Hesap Raporu’nun okunması ve görüşül mesi, 5. Çalışma Raporu ve Mali Raporun ayrı ayrı ibra edilmesi, 6. İlçe Başkanı, İlçe Yönetim Kurulu, Yedek Yönetim Kurulu Üyelerinin ve İl Kongre Delegelerinin Seçimi, 7. Dilek ve temenniler, 8. Kapanış. ‘Fuar hâlâ en büyük kitap mağazası ama...’ DOĞAN KİTAP “TYayın Direktörü Cem Erciyes ÜYAP İstanbul Kitap Fuarı bu yıl, uzun zaman sonra belki de ilk kez ziyaretçi kaybetti. Fuar boyunca önce ki yıllara göre biraz daha az kalabalık ol duğunu, satışların biraz da ha az hareketli olduğunu hissediyorduk. Ama res men açıklandığına göre, bu yıl neredeyse yüzde on da GAMZE AKDEMİR ha az insan geldi fuar merkezine. Tabii bu durumda pek çok şeyin etkisi vardır. Güneşli havadan, giriş fiyatlarına kadar pek çok sebep sıralandı. Hepsinde haklı lık payı olabilir. Ama şunu unutmamalıyız ki; Türkiye’nin orta ve dar gelirli insanları ekonomik sıkıntı çekiyor. Enflasyon açık lanan rakamların üstünde, döviz kuru art tı ve bütün yayıncılar neredeyse yüzde otuza varan oranlarda kitap fiyatlarına zam yaptı. Bu durumun yaratacağı etkiyi ihmal etmemek gerek. Doğan Kitap olarak bizim için fuar tica ri açıdan geçen yılki gibiydi. Yani en azın dan biz, satışlar konusunda büyük bir olumsuzluk yaşamadık. Bunda çok sayı da etkinlik yapmış olmamızın rol oynadığını düşünüyorum. İnternet satış sitelerinin en az fuardaki kadar indirim veriyor olması da buradaki kitap alıcılarının sayısını azaltıyor. İnsanlar artık fuara indirimli kitap almak için değil, yazarları görmek, söyleşilere katılmak ve kitap imzalatıp fotoğraf çektirmek için geliyor gibi. ‘Yazarokur buluşmaları fuara en önemli katkı’ Tabii ki fuar hâlâ Türkiye’nin en büyük kitap mağazası. Yani neredeyse bütün çeşitleri bir arada bulabileceğiniz tek yer. Ama bunun için gelenlerin oranı ne kadardır emin değilim. Burası insanlar için öncelikle bir tür kültür alanı, kültürel buluşma yeri. Biz de bu nedenle en popüler yazarlarımızdan, ilk kitabını yayımlayan öykücü arkadaşlarımıza pek çok yazarımızı fuara getirdik, ama imza salonlarında ama stantta okurlarla buluşmalarını, söyleşiler düzenleyip burada dinleyicilerle diyalog kurmalarını sağladık. Bunun fuara ya pılacak en önemli katkı olacağını düşünüyorum. İndirim oranımızı da önceki yıllarda olduğu gibi yüzde yirmide tutmayıp, yüzde yirmi beşe çıkardık. ‘Anadolu fuarlarını da desteklemeli’ Okurlar her zaman olduğu gibi tanınmış yazarlara, son yıllarda olduğu gibi klasiklere ve son dönemde olduğu gibi araştırma kitaplarına yoğun ilgi gösterdi. Seneye tabii ki yine İstanbul Kitap Fuarı’nda aynı motivasyonla yer alacağız. Bu yıl olduğu gibi çok sayıda etkinlik yapmayı sürdüreceğiz. Ayrıca İstanbul dışındaki tüm fuarları da çok önemsiyoruz. 82 kentte 84 fuara katıldık. Çok sayıda Anadolu fuarına, seviler yazarlarımızın gitmesini, oradaki okurlarıyla buluşmalarını sağladık. Yaşadığımız dönemin, özellikle büyük kentler dışındaki en önemli kültürel etkinliğine dönüşen kitap fuarlarını desteklemek gerektiğini düşünüyorum. Hem okurlarımız hem de yazarlarımız için böyle...” DEVAM EDECEK Portreler Ahmet Say, çoğuyla dost olduğu Necil Kazım Akses, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Halit Çelenk, Ruhi Su, Enver Gökçe, Muammer Sun, Leyla Gencer, Fikret Otyam, Gülten Akın, Metin Altıok, Behçet Aysan, Uğur Kaynar ve daha birçok aydınımızın gözlemleriyle belirlediği özelliklerini anlatıyordu İnsanoğlu İnsanlar’da. Portrelerden çok şey öğrenileceğini bir kez daha kanıtlayan ve kültür dünyamızdan portreler aktaran bu yapıt, kültür tarihimizin daha doğru anlaşılması için ipuçları veriyordu. Kendini tanımak için başkası Başka yaşamlara yolculuktur portreler. Aynı zamanda dünyayı, toplumunu, kendisini tanımaya bir adım atmaktır. Bu nedenle yenilerde çıkan, dünün ve günün doğru algılanmasına katkıda bulunarak portreler sunan kitaplarda bir geziye çıkacağım. Mustafa Gazalcı, “kendisinde derin izler bırakan, sevdiği kişileri” anlattığı Aydınlık Yüzler’de Ferit Oğuz Bayır, Rauf İnan, Hamdi Konur, Engin Tonguç, Musa Uysal, Ali Bozkurt, Gültekin Gazioğlu gibi eğitim dünyasının unutulmazlarını; Aziz Nesin, Talip Apaydın, Fakir Baykurt, Dursun Akçam, Emin Özdemir, Osman Bolulu gibi edebiyatçı dostlarını anlatıyor. Doğan Avcıoğlu, Muammer Aksoy, Bahri Savcı, İlhan Selçuk, Mustafa Ekmekçi, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Şerafettin Turan’ı ve daha birçok aydını kitabının sayfalarına konuk ediyor. İzmir’den iki selam Onları Tanıdım’da anılarıyla çizdiği portrelerle bir geziye çıkan Hüseyin Yurttaş, onları tanımanın “yaşamın sunduğu bir armağan”, “ömrüne düşen bir ayrıcalık” olduğu düşüncesiyle edebiyatımızın Hasan İzzettin Dinamo, Ali Yüce, Attilâ İlhan, Şükran Kurdakul, Necati Cumalı, Muzaffer İzgü, Can Yücel, Vecihi Timuroğlu, Hasan Hüseyin, Cemal Süreya, Osman Şahin, Erol Toy, Metin Demirtaş ve daha birçok usta edebiyatçısını anlatıyor kitabında. Balzac’ın “İyi dostluklar hesapsız kurulur” sözünü kapağına alan Recai Şeyhoğlu, Yaşamımdan Portreler’de Efdal Sevinçli, Feridun Andaç, Mehmet Atilla, Tufan Erbarıştıran, Ünal Ersözlü, Yekta Güngör Özden, Yusuf Alper gibi birçok edebiyatçı dostunu anlatırken, yaşam adımlarında tanıdığı ama adları yaygın olarak bilinmeyen özellikle İzmir’in kültür dünyasından insanları da değerbilirlikle portrelerinde tanıtıyor. Hayatın İçinden Portreler Nedim İnce, hekim bir edebiyatçı gözüyle yazdığı Hayatın İçinden Portreler’de bir yandan Muazzez İlmiye Çığ, Melih Cevdet Anday, Füsun ve Nusret Fişek, Server Tanilli, Türkân Saylan, Nuri Bilge Ceylan gibi tanınan kişileri, bir yandan da görev yaptığı Mersin’de yaşamının kesiştiği, gözlemlediği ilgi çekici kişilerin özelliklerini aktarıyor. Tanıttığı kişilerin tümü de insanlaşma serüveninin güzel insanları... Tıp çevresinin yanında ailesinin kişilerinin portreleri de kitabı ilginç kılıyor. Kurtuluş Kayalı, Türk Kültür Dünyasından Portreler’inde Hilmi Ziya Ülken, Emre Kongar, Niyazi Berkes, Behice Boran, İdris Küçükömer gibi sosyal bilimcileri ve düşünce dünyasının Cemal Süreya, Çetin Altan, Bülent Ecevit,  Hasan Âli Yücel, Ali Ulvi gibi adlarını selamlıyor. Cafer Yıldırım’ın Pelerinsiz Bulutlar’ında Nâzım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Sıtkı Tarancı, Enver Gökçe, Rıfat Ilgaz, Attilâ İlhan, Niyazi Akıncıoğlu, İlhami Bekir Tez, Behçet Necatigil, Ceyhun Atuf Kansu, Hasan Hüseyin gibi Cumhuriyet döneminin ve Adnan Yücel, Özdemir İnce, Behçet Aysan, Ahmet Telli, Nihat Behram, Hüseyin Ferhad, Ahmet Erhan, Hasan Hüseyin Yalvaç gibi 70’li, 80’li yılların şairlerinin portreleriyle buluşuyoruz. H Portrelerde insan ve yaşam var. Ayçiçeği kabukları! Örnek gözle miniz olan si gara izmarit lerine ben zer bir gözlem/şikâyet/ OKURLARIMIZ YAZIYOR önerimi iletmek istiyorum: Çiğdem (ayçiçe ği) kabukları! Özellikle Kordon’da deniz kıyı sı boyunca, çiğdem çitleyenlerin yerlere attık ları kabuklar, aynı sigara izmaritleri gibi parke taşlarının aralarına giriyor. Temizlenmesi zor olduğu için de pislik görüntüsü hiç kaybolmu yor. Belediye konuya el atabilirse bence so run hızla çözülür: Uyarı levhaları konulmalı; Satıcılara, çiğdem satarken yanında boş ke se kâğıdı (geri dönüştürülmüş kâğıt ya da ga zeteden külah olabilir) verme zorunluluğu ge tirilmeli; Bu çöp külahlarının atılabileceği po şetli çöp tenekeleri olmalı; Uyarılara uyma yanlara da zabıta ceza kesmeli! Teşekkürler. Uğur Atak / İzmir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle