23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 25 KASIM 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: EMİNE BİLGET EĞİTİM Ayrıntılar Eksik olan tek şey ‘hakikat’ Uzun zamandır uyarıyorum: “Herkes bu günlerin ardından karnesiyle karşı karşıya kalacak” diye. Saçma sapan bir iddianın peşine takılıp günlerdir tartışma yürütenlere bakıyorum, ortaya saçılan cümleler içinde eksik olan tek şey: “hakikat!” Doğru soruları sormadan, açıklayıcı yanıtları almak mümkün değildir. O halde akla gelenleri hemen soralım: Eğer bir kimse gazeteciyse, edindiği özel haberi niçin başkasına verir? Yılların gazetecisi dedikodu ile haberi ayırt edecek deneyime sahip değilse, ona gazeteci denir mi? Eğer bu farkı biliyor da ısrarla kulağına fısıldananı yazmakta ısrar ediyorsa, bu yapılan işe ne ad verilir? Bir kişinin, toplum önünde görünür konumu, görevi varsa elbette sorumluluğu da o orandadır. Hep tekrarladım: Söylediklerimiz kadar, sustuklarımızdan da sorumluyuz. Bu süreç çok tuhaf değil mi? En başarılı döneminde siyasal bir parti nasıl böyle bir tuzağa düşer? Gayet kolaydır bu saçmalığı bertaraf etmek. Ama anlaşılan o ki, pek de hafife alınacak bir durum değil yaşanan. İnce’nin iddiası: “Bu kumpası parti içinden ama partili olmayan düşmanlarım kurdu.” Kimdir bu kişiler? Kılıçdaroğlu, çok başarılı götürdüğü “Millet İttifakı”nın bu biçimde yara aldığını görüyordur, eminim. Bir an önce bu süreci açığa kavuşturmalı, ülke meselelerine dönülmesini sağlamalı. Düşünün, CHP örgütünden birisiniz, günlerce sandık başında uyumadan beklemişsiniz, tam başarı elde etmişsiniz, içinde olmadığınız saçma sapan bir kavgayla emeğiniz heba ediliyor, olacak iş mi? Elbet bunun nedenini biliyoruz… Düzen siyaseti; güncel, kişisel başarılara endekslidir. Sorun ideolojiktir. Hele kitle partilerinde… Sorsanız beş CHP yöneticisine, her biri ayrı yanıt verir partisi hakkında. Oysa en azından programa bağlı kalıp ortak hedef konabilirdi topluma karşı. Ama neoliberal süreç, salt “çıkar” birlikteliği üzerine kurulduğu için, sıkça bu türden yer değiştirmelere rastlarız. Dünün “siyasal İslamcısı”, bugünün “sosyal demokratı” olabilir örneğin. Kimse sormuyor “Sizi ortaklaştıran ilkeler, değerler nedir?” diye… Diyeceğim, bataklığın içinde boğuyoruz. Yarın yine itiş kakış içinde geçecek günler, bir yandan Saray ve ahalisi elleri ovuşturarak “Bu sefer de yırttık” diyecekler. Bakın unutuldu bile Trump gündemi. Önümüzde Putin’le de bir güreş var. Kimin umurunda? RTE artık bu “Türk Tipi Başkanlık” düzeniyle yol alınamayacağını biliyor. Sürdürülebilir değil bu süreç. Yapılması en kolay şey ona “ayna tutmaktır”. Bu görev bir türlü başarılamıyor muhalefetçe. RTE’nin dayattığı gerici dil, salgın hastalık gibi tüm toplumu esir aldı. Siyasal İslam bu ölçüyle bakarsak başarı kazandı. Başka bir dil, düzen düşünmek neredeyse yasak. Oysa biliyoruz ki bu anlayış kalıcı mahkumiyettir. Maalesef ağır hasar almış toplum tedaviyi de reddediyor! Dünyanın hemen her yanında adaletsizliğe, sömürüye karşı ayaktayken halklar; biz, uçucu ve yıkıcı gündemde boğuluyoruz. İtirazınız yoksa bu düzene (liberal piyasa ahlaksızlığına) uyduruk tartışmalara, operasyon adamlarına mahkum olursunuz! Şimdi itibarlı gazeteci diye okuduklarınız, zamanında ne işler yapmışlar bakarsanız durum netlikle ortaya çıkar. Neye doğru yöneldiğiniz, tartıştırıldığınız da anlaşılır. Bazısı hakikati anlamak için kalem oynatır, kimi üstünü örtmek için. Bu arada yurttaşın bir görevi de, eğer bizim memlekette yaşıyorsa sürekli dikkatli olmaktır. Malum özgürleşiyoruz diye hepimiz mahpusa tıkıldık! Zeytinler burs olacak İzmir Amerikan Koleji’nin tarihi yerleşkesindeki asırlık 151 zeytin ağacının bahçeye dökülen zeytinleri için proje geliştiren öğrenciler, zeytin hasadı düzenledi. Topladıkları zeytinleri TARİŞ Tepeköy tesislerine gönderen öğrenciler, üretilen zeytinyağından elde edecekleri gelirle hem bahçedeki zeytinlikleri güçlendirecek, hem de okulun burs fonuna destek olacaklar. Lise 3 öğrencileri Demir Lübiç, Deren Cengiz ve Arjen Yumuk, geliştirdikleri “ACI Zeytin Hasadı Projesi” ile okul bahçesindeki zeytinleri değerlendirerek çevre bilinci alanında bir farkındalık yaratmayı amaçladı. Eğitim Sen, MEB’in çeşitli vakıf ve derneklerle YAPTIĞI KULÜP faaliyetlerİNe katılmama kararı aldı Her yol TÜGVA’ya çıkarAyrıntılar Ayrıntılar Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile yaptığı işbirlikleri genişliyor. Son olarak il milli eğitim müdürlüklerine gönderilen yazı ile TÜGVA ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa düzenlenecek kulüp faaliyetleri konusunda toplantı yapılması istendi. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “MEB’in tüm kapıları TÜGVA’ya açık hale getirilmiş durumda. MEB’i hukuk dışı bir şekilde Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve TÜGVA birlikte yönetiyor” dedi. Hedef kitlenin, resmi ve özel öğretim kurumlarındaki tüm öğrenciler olduğunu belirten Aydoğan, şunları söyledi: “Kamu yöneticilerinin görevi gere ği tüm kesimlere eşit mesafede olması gerekirken, MEB kendi görevlerini bu kuruma devredecek aşa maya gelmiş durumda. MEB Sosyal Etkinlikler Yö netmeliği 12 Eylül 2019’da değişti, bir hafta sonra okullara yazı gönderildi. Yönetmelik değişikliğinin TÜGVA için değiştirildiği, TÜGVA için başlı başına ayrı bir yönetmelik yayımlandığı çok açık. Hukuk dışı bir şekilde de 2016 yılında bir protokole dayanarak yapılıyor bu iş. Artık eğitimi MEB yerine TÜGVA vb. yapıların yönettiği bir süreci yaşıyoruz.” Milli Eğitim Bakanlığı’ndan il milli eğitim müdürlüklerine gönderilen 18 Kasım 2019 tarihli “Kulüp Danış man Öğretmen” başlıklı yazının “ilgi” bölümünde “Türkiye Gençlik Vakfı’nın 18/11/2019 tarihli ve MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün 01/11/2019 tarihli yazısı ibaresi var. Yazı şöyle: “Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), ilçemizde 20192020 eğitim öğretim döneminde ortaokullarda Medeniyet ve Değerler Kulübü, liselerde Medeniyet ve Düşünce Kulübü adı altında faaliyet gösteren kulüp danışman öğretmenlerine yönelik TÜGVA Kocaeli Genç Mekan’da, ilçe milli eğitim müdürü Ömer Akmanşen’in de davetli olduğu ve yıl içersinde kulüp öğrencileri ile hayata geçirilecek olan faaliyetleri istişare etmek amacıyla Kulüp Danışman Öğretmen Toplantısı düzenleyecektir. Bilgilerinize ve kurumunuzda görevli kulüp danışman öğretmenlerine imza karşılığı dağıtılarak katılımın sağlanmasını rica ederim.” Kamusal eğitime zarar Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu, üyelerinin, MEB’in çeşitli vakıf ve derneklerle yaptığı işbirliği sonucunda oluşturulan kulüp faaliyetlerine katılmaması kararı aldı. Kararda, “Milli Eğitim Bakanlığı ve söz konusu dernek ve vakıflarla yapılan işbirliği sonucunda bazı kulüplerin kurulması ve bu kulüplere danışman öğretmen belirlenmesinde bu kurumlarla MEB’in işbirliği içersinde çalışması düzenlenmiştir. Bu türden bir işbirliğinin, kamusal eğitimin temel özelliklerinin zarar görmesine neden olacağı açıktır” denildi. l İSTANBUL mEB’den Öğretmenlere yönelik şiddeti önleme uygulaması Telefonda ‘kırmızı kod’ ‘Kazandığı Üniversiteyi Kaybetmesin’ kampanyası için bağış kioskları kuruldu ‘Temas’sız bağış Türk Eğitim Vakfı (TEV), maddi imkânsızlıklar nedeniyle eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan gençlere destek verdiği “Kazandığı Üniversiteyi Kaybetmesin” kampanyası çerçevesinde Visa ile işbirliği gerçekleştirdi. Bu kampanya için İstanbul, Ankara ve İzmir’de temassız bağış kioskları yerleştirilecek. Dileyen herkes temassız özellikli kredi veya banka kartlarını ekrandaki kalbe okutarak, 10 TL bağış yapabilecek. Daha çok bağış yapmak isteyenler aynı işlemi tekrarlayabilecek. Ki osklar her hafta yeni bir noktaya taşınacak ve adres bilgileri, Türk Eğitim Vakfı’nın internet sitesi www.tev.org. tr’de paylaşılacak. TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, maddi imkânsızlıklar nedeniyle binlerce gencin üniversite eğitiminin yarıda kaldığını belirterek “Bu yıl yaklaşık 40 bin öğrenci online olarak burs başvurusunda bulundu. Elimizdeki kaynaklar doğrultusunda bu öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğunu elemek zorunda kaldık” dedi. MÜLTECİ KORUMA ALANINDA İYİ UYGULAMALAR KONFERANSI ‘Karşılaş, paylaş, ilham al’ Dünyada 200 milyon kişi hayatlarını güvenli ve saygın bir biçimde sürdürebilmek için insani yardıma ihtiyaç duyuyor. Mülteci sayısı 25 milyon 900 bine ulaştı. Mülteci koruma alanındaki çözümleri ve stratejileri tartışmak amacıyla düzenlenen “Karşılaş, Paylaş, İham Al Mülteci Koruma Alanında İyi Uygulamalar Konferansı”nda, “Çocuk Koruma”, “Temel Hak ve Hizmetlere Erişim”, “Cinsel ve Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet” konuları ele alındı. Avrupa Birliği Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonları ve Diakonie Katastrophenhilfe tarafından desteklenen Konferans, Hayata Destek Derneği ve İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlendi. Konferansın sonunda hazırlanan “Sonuç Bildirgesi”nde tema tik öneriler ve stratejik öncelikler sıralandı. Her çocuk biriciktir Sonuç bildirgesindeki “çocuk koruma” temasına ilişkin öneriler şöyle: n Çocuk koruma ve sosyal korumanın birlikte olduğu bütüncül bir yaklaşım, çocuk haklarının gerçekleşmesi ve çocuk refahının yükseltilmesini sağlar. n Ayrımcı olmayan çocuk koruma politikaları tasarlamak ve uygulamak, çocuğun yüksek yararının korunmasını sağlar. n Her bir çocuğun biricikliği, özel ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. n Çocukların dahil olduğu tüm çalışmalarda çocuk katılımı benimsenmeli. n Çocuklarla çalışan tüm kurumlar, çocuk güvenliğini ana akımlaştırmalı, faaliyetlerini gerçekleştirirken zarar verme riskini ortadan kaldıracak önlemler almalıdır. n Bir Çocuk Bakanlığı’nın kurul ması, çocuk haklarının garantörü olacaktır. n İyi uygulamaların tasarımı, uygulanması ve yaygınlaştırılması yoluyla önyargılar aşılabilir ve sosyal uyum güçlendirilebilir. n Psikososyal destek çalışmalarında özelleştirilmiş hizmetler eğitimli ve alanında uzman çalışanlar tarafından sunulmalıdır. n Çocuk korumada beraber hareket etmek ve stratejik işbirlikleri sağlamak çok önemlidir. n Uluslararası standartlara bağlı kalarak yerelleştirilen müdahaleler ve yerelde kurulacak etkili koordinasyon sayesinde çocuk koruma daha etkili olacaktır. n Çocuk koruma alanında sivil toplum kuruluşları tamamlayıcı, gözlemleyici ve savunucu roller üstlenebilir. Öğretmenler şiddet ve tehditle karşı karşıya kalmaları halinde mobil uygulama üzerinden alarm verebilecekler. Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlere yönelik şiddetin önlenmesi için telefonlara yüklenecek bir uygulama hazırladı. Tehlike anında öğ retmenlerin uygulama üzerinden alarm vermesi ile polis ekipleri sü rece müdahale edecek. MEB, öğretmenlere yöne lik şiddete karşı harekete geçti. Eğitim sendikalarının araştırmalarında, öğretmenlerin yüzde 60’ının “okullar OZAN ÇEPNİ da kendini güvende hissetmemesi ve ya rıdan fazlasının meslek hayatında en az bir kere şiddete uğramasına” ilişkin veri lerin ardından, bakanlık da ilk adımı attı. Bakan Ziya Selçuk’un talimatıyla, geçen hafta, öğretmenlere yönelik şiddetin ön lenmesine ilişkin bir çalıştay düzenlen diği öğrenildi. Çalıştayda, yasal düzenle meler, okullarda alınacak önlemler ve çö züm önerilerinin ele alındığı belirtildi. Şiddete yüksek ceza MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Adnan Boyacı’nın katılımıyla düzenlenen çalıştaya hukukçular, öğretmenler, okul yöneticileri, akademisyenler ve sendika temsilcilerinin de katıldığı öğrenildi. Çalıştayın ilk adımı öğretmenlere karşı şiddetin önlenmesi için yeni bir yasa tasarısı hazırlanması oldu. Bu kapsamda öğretmenlere karşı cebir, şiddet veya tehdit uygulayanlar için en az 2 yıl hapis cezası içeren bir düzenlemenin gündeme alındığı öğrenildi. Özel okullarda görev yapan öğretmenler de aynı düzenleme kapsamına alınarak, şiddet durumunda kamu görevlisi sayılmaları planlandı. Ayrıca yönetmelik değişiklikleriyle de öğretmenlerin kendilerini güvende hissetmelerinin sağlanması için okul alanlarında güvenlik düzenlemeleri yapılması da gündemde yer aldı. Acil durum uygulaması Bakanlığın bir diğer yeni adımı da şiddete karşı mobil yazılım üretmek oldu. MEB’in ilk defa çalıştayda yeni yazılımı öğretmenlere tanıttığı öğrenildi. Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı “beyaz kod” benzeri bir uygulamanın da MEB için hazırlandığı belirtildi. Yeni yazılım ile öğretmenlerin kişisel telefonlarına indirilecek bir uygulama ile kamu ve özel tüm okullardaki şiddet olaylarını izlemek üzere çalışma başlatılması planlandı. Öğretmenlerin şiddet ve tehdit durumlarında mobil uygulama üzerinden alarm vereceği, yazılım üzerinden çağrının en yakın karakola bildirileceği ve tehlikenin yaşandığı okula hızla polis ekiplerinin yönlendirilmesinin amaçlandığı öğrenildi. MEB kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Bakan Ziya Selçuk, yeni mobil uygulama ve çalıştayda görüşülen diğer önlemleri bu hafta içinde düzenlenecek bir programla kamuoyuna açıklayacak. l ANKARA ‘Kente Çocuk Odaklı Bakış’ Kadir Has Üniversitesi tarafından düzenlenen tezsiz “Kent ve Çocuk Çalışmaları” yüksek lisans programı ile çocukların kentle ilişkisi, gelişim psikolojisi, ebeveyn rehberliği ve kentsel tasarım kuramları gibi konular ele alınıyor. Modül koordinatörlüğünü Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim üyesi Dr. Serkan Bayraktaroğlu’nun üstlendiği programın Bahar 2020 dönemi, 27 Kasım’da üniversitenin Galata Salonu’nda yapılacak toplantıda tanıtılacak. Öğrenciler ders başına 1822 Kasım’da yapılan ilk ara tatilin ardından okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 18 milyon öğrenci, bugün ders başı yapacak. Öğrenci ve öğretmenler, yarıyıl tatiline 20 Ocak’ta çıkacak. 20192020 öğretim yılının ikinci dönemi 3 Şubat 2020’de başlayacak. İkinci ara tatil ise 610 Nisan 2020’de yapılacak ve 13 Nisan’da başlayacak ikinci dönem, 19 Haziran’da tamamlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle