19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: ECE KURTULUŞ 1524 KASIM 2019 PAZAR Düşler ve düş kırıklıkları arasında: Tiyatro festivali doludizgin İyi ki doğdun İdil Biret! ‘Yevgeni Onegin’ 23. İstanbul Tiyatro Festivali sürprizlerle dolu. Hakkında çok okuduğunuz, dünyanın her yerinden ödüller kazanmış bir prodüksiyonu izleyeceksiniz diye sonsuz heyecanlanırsınız... Ve bulutlardan aşağı yuvarlanıverirsiniz... Tiyatro festivalimiz düşler ve düş kırıklıkları arasında ama kesinlikle doludizgin ilerliyor. Düş kırıklıkları En büyük düş kırıklığını Belçika’dan gelen ve “günümüzün en önemli çağdaş dans topluluğu” diye tanımlanan Ultima Vez’den izlediğim “Traptown / Tuzak Kent”te yaşadım. Fondaki beyazperdedeki film ile sahnedeki dans ve söz arasında ilişki kuran bu gösteri, yarım saat sürseydi, perdesahne, gerçekmit, babaoğul arasında gidip gelmelere bir anlam yüklemeye çalışabilirdim. Ama klişe kalıp sözler, tekrarlanan devinimler, hele hele didaktik ders vermeler iki saate yakın sürünce, bir an önce bitse diye yalvarır oldum. Moskova Balesi’nin “Her Yol Kuzeye Çıkar” dansı, dansçıların yeteneğini, ustalığını ortaya koyuyordu. Ancak sahnede sadece 7 erkek dansçıya yer verildiğinde; insan dünyadaki erkek egemenliğine ya da kadına yönelik tavra dair bir söz, bir duruş beklentisine giriyor. En azından ben öyle sanmıştım. Yok efendim. Yedisi marifetlerini gösterdiler, bitti. Neyse ki 50 dakikaydı. Arada kalan ‘Sirk’ Rus Tiyatrosu’nun “genç dehası” diye bilinen Maxim Didenko’nun “Sirk”i, “fiziksel tiyatro”, “görsel tiyatro”, “imgeler tiyatrosu” gibi etiketleri çağrıştıran, Sovyet döneminin parodisi mi yoksa ona bir özenme mi olduğu pek de kesin olmayan müziksirktiyatrouzay çağıSovyet idealleri ve 1930’ların kült filmine dayanan bir gösteriydi. Zaten “Sirk” adı da “Rusya Uzay Araştırmaları Merkezi / Centre for Russian Space Research”, Rusça kısaltılmışı CIRC’den geliyor. Çok renkli görüntülerin, görselliğin ön plana çıktığı ama yüreğe dokunmayan, kararsız bir sahne olayıydı bence... ‘Yevgeni Onegin’ Rusya’nın Vaktangov Tiyatrosu’nun sunduğu “Yevgeni Onegin” bence eşsiz bir deneyimdi. Şölendi. Puşkin’in ölümsüz eserini, yönetmen Rimas Tuminas yeniden ele alırken eserin özünü sonsuz bir duyarlı ‘Yevgeni Onegin’ sahnesinde muhteşem Tatyana ve Olga kardeşler var... Ama sahnede en çok hüzün var... ‘Ionesco Dosyası’ lık, çarpıcı anlarla taçlandırıyor. Yalnız söylenenleri değil söylenmeyeni de yorumlayarak, eseri sahnede yeniden şiire dönüştürüyor. İnsanı ağlatacak denli, güzel anlar yaratıyor. Sahnede iki Onegin, iki Lenski var. Gençlikleri ve yaşlılıkları yani özlemleri, pişmanlıkları, keşkeleri... Dans ve dansçı kızlar var. Rus geleneği ve modernite özlemi var... Koro, müzik, Fransız özentisi var. Muhteşem Tatyana ve Olga kardeşler var... Ama sahnede en çok, en çok hüzün var. Tepeden tırnağa “Slav hüznü”... Bir de baştan sona bütünlük. Üslup bütünlüğü... Sahne gerisindeki buğulu koyu renk hareketli ayna hüznü derinleştiriyor. Sanki tüm oyun bir bale stüdyosunda geçiyor. Her oyun cu tepeden tırnağa duygu ve duyarlık kesilmiş. Birinin adını anmadan geçemem: Tatyana’yı oynayan Eugenia Kregzhde’nin tepeden tırnağa duyarlığı gözümün önünden hiç gitmeyecek... Kar fırtınası, kitap sayfalarının rüzgarda uçuşması, düello sahnesi, ilk balo, Tatyana’nın yatağın, sevinç ve acısını sırtladığı sahneler de... (Ah bir de bu baştan sona duyarlığı bozan o tavşan ve çok uzun doğum günü sahnesi olmasaydı...) Bu prodüksyon beni hiç terk etmeyecek. Ionesco dehası Fransa’nın “Theatre de la Ville” Kent Tiyatrosu’nun genç yönetmeni Emmanuel DemarcyMota’nın yönettiği “Ionesco Dosyası” adlı oyun çok keyifli, eğlenceli, mükemmel kotarılmış, akıllıca sahnelenmiş ve ustalıkla oynanan bir başka şölendi. “Absürd tiyatro”, saçma ya da uyumsuz tiyatronun dehası Ionesco’nun eserlerinden yola çıkan DemarcyMota, bence kendi “absürd”ünü yaratarak dehasını konuşturuyor. Kel Şarkıcı, Ders, İki Kişilik Hır Gür, Dil Dersi Egzersizleri... (Onegin’in aksine burada çeviri muhteşemdi! Tebrikler.) Sahnede 7 oyuncu. Her role girip çıkıyorlar. Bir ziyafet masası etrafında buluşmuş doğaçlama yapıyorlar. Bir de dev pasta var başrolde, oradan oraya fırlatılan... Evet, tiyatro bir şenliktir! Boston’da ‘Muazzez Mucizesi’ Çığ Nurdan Arca’nın yazıp yönettiği, bilim insanı Muazzez İlmiye Çığ’ın hayatını konu alan “Muazzez Mucizesi 104 Yaşında” belgesel filmi ABD’deki Boston Turkish Film Festivali’nde önceki gün izleyiciyle buluştu. Arca, belgeselin “Hayatıyla mucize yaratan Muazzez İlmiye Çığ’ın dirayetini bugünkü gençlerimize iletmek” amacıyla yapıldığını dile getiriyor. “Muazzez Mucizesi 104 Yaşında” geçen yıl 37. İstanbul Film Festivali kapsamında Pera Müzesi Oditoryumu’nda gösterilmişti. Güç veren ‘Orpheus’ Şeyma Özbay Şeyma Özbay’ın yeni teklisi “Orpheus” Arpej Yapım etiketiyle dün yayımlandı. Özbay’ın ilk stüdyo albümü “Zaman” iki yıl önce çıkmıştı. Şarkının vokal kayıtları Burak Yıldırım tarafından alınırken, aranje ve mix’lerinde Orhun Sevindik’in, mastering’de ise Efe Yemez’in imzası bulunuyor. Şarkının klibini de İbrahim Türkday çekti. Köy Enstitüsü mezunu öğretmen, biriktirdiği paralarla okul yaptırıyor Eğitime adanmış hayat GÜLÇİN GÜLAN Hayrullah Öğretmen, 1934 yılında Çaycuma’da doğmuş, 1949 yılında Kastamonu Göl Köy Enstitüsü’ne girip, 1955 yılında mezun olduktan sonra ilçeye bağlı Koramanlar köyünde öğretmenliğe başlamış. Kayıkçılar, Burunkaya, Perşembe ve Gemiciler köy okullarında görev yaptıktan sonra 1971’de Çaycuma Merkez Kutlutaş İlkokulu’na müdür olarak atanmış ve emekli olana kadar, 28 yıl aynı okulda çalışmış. Altı kızından 3’ü öğretmen olan Saki, 2010’da eşi ile birlikte biriktirdiği parayı okul yapımı için valiliğe bağışlamış. SEKA Sosyal Tesisleri’nin atıl durumdaki bir binası kısa sürede yenilenerek 2011 yılında Çaycuma Hayriye Hayrullah Saki Anaokulu olarak 3 6 yaş grubu için eğitim ve öğretime açılmış. Hayrullah Öğretmen, “Bugüne kadar yetiştirdiğim öğrencilerimden birçoğu milletvekili ya da bakan olarak görev yaptılar. Emekli olduktan sonra da öğrencilerle bağım hiç kopmadı. 67 yıllık eşim Hayriye Hanım ile birlikte tüm imkânlarımızı zorlayarak bir okul yapmaya karar verdik” diyor. Onun bitmek bilmeyen enerjisini takdir eden dönemin Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen’e, destek olan herkese teşekkür ediyor. Bayramda Atatürk Anıtı Hayrullah Saki tüm Çaycuma’yı asla ödün vermediği bilimsel eğitim ideali için seferber eden bir başöğretmen. Bütün çalışmalarım bi limsel, toplumsal ihtiyaç lar doğrultusunda oldu, Atatürk’ün izinde yürü meye devam edeceğim” diyor. Törene ona destek veren Zonguldak Valisi Ali Çınar, Çaycuma Kay makamı Serkan Keçeli, Zonguldak Belediye Baş kanı Muharrem Akdemir, Çaycuma Belediye Baş kanı Bülent Kantarcı da katılmış. Vali Çınar açılış ta, “Hayrullah Hoca Anaokulu açılışında Saki çifti ailesi ve (sağ başta) okul mız Çaycuma’ya hem bir müdürü Özlem Boşnak’la birlikte. okul, hem bu anıtı bıraktı. Sa Hayrullah Öğretmen daha sonra Çay dece beşikten mezara kadar cuma Kültür Merkezi’nin önündeki ek okuyanlardan değil okutanlardan da bi sikliği fark edip, Atatürk Anıtı yaptırmak risidir” diye teşekkür ediyor. Saki, ileri için harekete geçmiş. Heykeltıraş Pı yaşına rağmen her gün öğretmenlik yıl nar Öktem Doğan’ın yaptığı, Atatürk’ün larındaki gibi takım elbisesini giyerek, bilime ve sanata verdiği önemi ile Köy önce Atatürk Anıtı’nı daha sonra anao Enstitüleri eğitimöğretim modelini sim kulunu ziyaret ediyor. Anaokulu müdü geleyen anıt geçen yıl 30 Ağustos Za rünün çalışkanlığını överken “Küçükler fer Bayramı’nın 96’ncı yıldönümü olan le bir arada olmak, ‘Hayrullah dede’ di 2018’de görkemli bir törenle açılmış. ye koşmaları bana enerji veriyor” diye Hayrullah Saki, açılışta, “Sevgili Çay rek, kumbara projesi ile yeni bir okulu cumalılar, ben kendimi eğitime adadım. hayata geçirme planları yapıyor. Piyanist İdil Biret (solda) ve festivalin idari direktörü Cansel Çevikol (sağda). 20.Uluslararası Antalya Piyano Festivali, cuma akşamı sahnesinde, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde, Türkiye’nin ünlü piyanisti İdil Biret’i ağırladı. Bu yıl 70. sanat yılını kutlayan piyanist, sahneyi Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ile paylaştı. Biret konserinde F. Liszt’in “1. Piyano Konçertosu”nu seslendirdi. Sahne öncesi doğum günü nedeniyle usta piyaniste pastayla sürpriz yapan orkestra ve festival ekibi, sahnede de Biret’in doğum gününü kutladı. Festivalin idari direktörü Cansel Çevikol Tuncer teşekkür plaketi vermek üzere sahneye çıktığında “İdil Hanım’a bir de sürprizimiz var. Kendisinin doğum gününü burada hep birlikte kutlamak istiyoruz. Bizim için bu özel ana tanık olmak büyük mutluluk” dedi. Orkestranın doğum günü şarkısı eşliğinde kesilen pastaya misafirler dakikalarca alkışlarıyla eşlik ettiler. Konser sonunda seyirciler tarafından 6 kez sahneye davet edilen sanatçı, 4 kez bis yaptı. ‘Teessür’ oyunu geçen yıl ilgi görmüştü. Kadıköy’de sanata yeni alan Bir grup sanatçının hayallerini hayata geçirmek amacıyla Kadıköy’deki boş bir dükkânda dört ay içinde kurduğu Koma, 29 Kasım akşamı kapılarını sanatseverlere açacak. Yeni sanat mekânı, her ay farklı disiplinlerden birçok etkinliğe ev sahipliği yapacak. Koma; tiyatro, sinema ve müzik alanlarında çağdaş iç yapımlar üretmek üzere kuruldu. Ancak aralık ayından itibaren performans, dans, atölye, söyleşi ve seminerlere de ev sahipliği yapacak. Koma’nın bünyesinde üreteceği işleri tasarım ve teknoloji anlamında destekleyecek altyapıya da sahip olduğu belirtiliyor. Bu yeni mekânda bir iç yapım işbirliği olan tiyatro oyunu “Bahane”nin prömiyeri ile 30 Kasım Cumartesi akşamı etkinlikler başlayacak. Yine bir Koma iç yapımı olan bir başka tiyatro oyunu “Teessür”ün mekâna yönelik yeni tasarımının prömiyeri ise 4 Aralık Çarşamba akşamı yapılacak. Koma işbirliği projeleri kapsamında çalışılacak olan Merve Engin işi “Acqua Minerale” de 19 Aralık Perşembe akşamı prömiyer yapacak. Mekânın misafir prömiyeri ise Berika Collective’in yeni performans düşüncesi “DreamBazaar”. Mekânda çarşamba günleri Öteki Sinema işbirliği ile gece sineması kuşağı yapılacak. Adres: Hasanpaşa Mah. Derici Zeynel Sokak No: 15/A Kadıköy İstanbul. İletişim: 0537 526 53 36. ([email protected]). Dünya çapında performansı kanıtlanmış bütünleşik TPO membran sistemi: BMI EverGuard Dünya çapında kanıtlanmış performansı ile BMI EverGuard TPO membran sistemi, aksesuar ve detay çözümleri, ısı yalıtımı, buhar kesici ve sabitleme elemanları ile geniş kapsamlı bütünleşik bir çözüm sunar. Havaalanları, salon ve stadyumlar, ticari yapılar, okul ve üniversiteler, hastane ve sağlık kurumları, sanayi yapıları ve lojistik depoları, alışveriş merkezi gibi tüm iş, yapı ve çatı tipleri için ideal, su geçirimsizlikte en akılcı çözümdür. Detaylı bilgi için hemen iletişime geçin! [email protected] BMI Türkiye www.bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle