22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 20 KASIM 2019 ÇARŞAMBA gorus@cumhuriyet.com.tr olaylar ve görüşler BOLİVYA DERSLERİ Bolivya’da madenlerin kamulaştırıldığı, nüfusun ve yoksul kesimin çoğunluğunu oluşturan yerli halkın refah düzeyinin ve toplumsal süreçlere katılımının arttığı bir dönem yaşanıyordu. Bir darbe için sosyal ve ekonomik bir zeminin olmadığı sanılıyordu. Trajik bir yanılgı! hata yapmıştı. Oyunun kuralları ile oynamış, “bir kişi en fazla üst üste iki defa başkan seçilebilir” kuralını parlamentodaki çoğunluğun oyları ile kaldırtmıştı. Bu durum hem halk demokrasisi için bir çelişki hem de emperyalist güçlerin kullanacağı bir kanıt oluşturmuştu. Kargaşa artınca “güvenlik güçleri” devreye girdi. ABD hükümetinin çok sayıda askeri ve sivil ajansı tarafından kontrol edilen silahlı güçlerden bahsediyoruz. Bu “güvenlik güçleri”nin yaptığı tek şey, olay yerinden çekilmek ve sahadaki işbirlikçi orduların Libya’da, Irak’ta, Suriye’de olduğu gibi, “Sam Amca”yı kızdıran liderleri devirme teşebbüslerinin yolunu açmak oldu. Evo Morales Emperyalist kurgu av. ÖNDER EGE Darbe ile devrilen ve Meksika’ya sığınan Bolivya’nın eski Cumhurbaşkanı Evo Morales, RIA News Ajansı’na 14 Kasım tarihinde, şöyle diyordu: “Trump’ın tanıma kararını kınıyoruz. Trump, kendi kendini ele verdi. Ve suçlu benim dedi. Bolivyalı kardeşlerimin ölümüyle sonuçlanan darbe, hükümetin silahlı kuvvetleri ile hareket eden ABD’den kaynaklanan bir siyasi ve ekonomik komplodur.” Bolivya trajedisi emperyalizmin kıskacındaki ülkeler için sonsuza dek bilincimize kaydedilmesi gereken dersleri içermektedir. ABD destekli muhalefet, Morales’in dördüncü kez devlet başkanlığını kazandığı seçimlerde hile olduğunu iddia etmişti. Resmi sonuçlara göre seçime sosyalizm hareketinin adayı olarak giren Morales yüzde 47.08, rakibi sağliberal aday Carlos Mesa ise yüzde 36.51 oy almıştı. Aradaki farkın yüzde 10’un çok az üzerinde olması nedeniyle muhalefet sayıma itiraz etmiş ti. Anayasada seçimin ilk turda kazanılması için aradaki farkın yüzde 10 üzerinde olması koşulu vardı. Trajik bir yanılgı(!) Seçimlerin ardından, ABD yanlısı OAS örgütü seçimlere hile karıştırıldığını iddia etti. Böylece, sağcı liderlerin eylem çağrısının ardından çeteler sokağa çıkarak şiddet de içeren eylemlere başvurdular ve Bolivya sokaklarını terörize ettiler. Sürecin Evo Morales’e karşı bir darbe olduğu anlaşıldığında ise artık demokrasi için çok geçti. Oysa ülkede yoksulluk ve işsizlik azalmıştı. Madenlerin kamulaştırıldığı, nüfusun ve yoksul kesimin çoğunluğunu oluşturan yerli halkın refah düzeyinin ve toplumsal süreçlere katılımının arttığı bir dönem yaşanıyordu. Bir darbe için sosyal ve ekonomik bir zeminin olmadığı sanılıyordu. Trajik bir yanılgı! Morales hükümetinin yaptığı gibi ekonominin ne kadar iyi yönetildiğinin önemi yoktu. Büyüme, gelir dağılımındaki düzelme dâhil tüm makro ve mikro ekonomik göstergeler geliş se dahi, emperyalizm hiçbir zaman çıkarlarına hizmet etmeyen bir hükümeti kabul etmeyecekti. Kaldı ki, kamulaştırılan işletmelerden birinin eski sahibinin ülkedeki muhalefete önderlik etmesi, dinin ve ırkçılığın ön planda tutulması dikkat çekicidir. ABD’nin çeşitli kurumları tarafından yayınlanan politik ve akademik çalışmalar, komplo terminolojisinde “karakter suikastı” olarak bilinen, yolsuzluk, diktatörlük ve gericilik suçlamaları ile popüler liderlerin itibarını imha etme amacını taşımaktadır. Önemli hata Bazıları, Madrid’de şampanya patlatıyor, yağma, yıkma, yakma, gazetecileri zincirleme, bir kadın belediye başkanının saçını kesme, seçim sonuç raporlarını imha etme gibi eylemleri planlayarak patronun verdiği görevleri yerine getiriyordu. Sonra da, muhalifler, değişim özleyen, Bolivya özelinde Morales’in “diktatörlüğüne” bir son verilmesini talep eden demokrasi havarileri olarak tüm dünyaya tanıtılıyordu. Morales de önemli bir Bolivya’nın ulusal güvenliği ve kamu düzeni hiçbir zaman emperyalizm ve ülkede bulunan işbirlikçileri tarafından sömürgeleştirilen polis ve ordu gibi kurumlara emanet edilmemeliydi. Polis tarafından, cuntacıların kışkırtmalarına karşılık vermeyen bir iç güvenlik politikası uygulandı. Bu durum, eşkıya takımının özgüvenlerini artırmasına hizmet etti. İlk önce bir açıklama talep ettiler. Daha sonra seçim hilesi var diye feveran edip, yeni seçim çağrısında bulundular. Bu yetmeyince de terör ve baskıyla kanlı bir darbe ortamı yarattılar. Bugün geçici yönetim, Morales’in katılamayacağı bir seçimde ısrar ediyor. Brezilya’da Lula’sız bir seçim ile sol iktidardan uzaklaştırılmıştı. Batı ise demokrasi geliyor diye bu darbe sürecini alkışlamaktadır. ABD, Güney Amerika’da hâkimiyetini artırmayı hedefliyor. ABD küresel politikası bellidir. “Gir, karıştır, böl, yağmala ve yok et”. Türkiye ve Venezüel’a da başarılı olamaması, vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Bunlardan dersler çıkarmayı öğrenecek miyiz? İşte bütün mesele burada düğümleniyor! Türkiş’in unutulan 24 ilkesi Dr.Engin Ünsal Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sendikalar demokratik düzenin vazgeçilemez temel unsurlarından biridir. Bu nedenle demokratik toplumlarda özgür sendikacılığın varlığı çok önemlidir. İşçi ve işveren sendikaları bir yandan kendi üyelerinin çıkarlarını korurken diğer yandan ezilenin ve ezenin olmayacağı bir toplumsal yapının oluşması, adil bir ekonomik düzenin kurulmasından da sorumludurlar. Ülkemizde işçi sendikaları 1980 öncesinde bu konuda çok başarılı örnekler vermiştir ama günümüz sendikaları o yılların sendikacılık anlayışının çok gerisinde kalmıştır. Bu konuda verilecek en güzel örnek Türkİş’in 24 ilkesidir. Bu ilkelerin ilk 23 maddesi 21 Nisan 1968 de yapılan Türkİş’in 7. Genel Kurulunda kabul edilmiş, sonuncu madde ise 11 Mayıs 1970 de toplanan 8. Genel Kurulda listeye eklenmiştir. İşçi Hareketimizin Fabrika Ayarları Türkİş’in 24 ilkesi işçi hareketimizin bir onur belgesi niteliğindedir. Türkİş bu belge ile ülkemizde adil, insan onuruna yakışan bir sosyoekonomik düzenin kurulmasını amaçlamıştır. Bu belgenin içeriği çok çarpıcı dır. Bazı maddelerine kısaca değinmekte günümüz sendikacıları için sayısız yarar vardır: n Türkİş Türkiye’nin hızlı,dengeli ve adil kalkınmasını işçilerin refahı, huzur ve güvenliği için şart sayar. Türkİş Anayasa’nın sosyal ve iktisadi haklar ve ödevler bölümünün kısa zamanda tam olarak uygulanmasını sağlamak için etki gücünü kullanmayı ödev bilir. n Atatürk devrimlerinin ve demokrasinin tahribi amacına yönelen her türlü akıma karşı bütün gücü ile mücadele etmek Türkİş’in görevlerinin başında gelir. n Türkİş cehaletle mücadeleyi ve halkın kültür seviyesini yükseltmeye yardımcı olmayı görevleri arasında sayar. n Türkİş sınıflar arasında denge, barış ve kaynaşma sağlayıcı bir politika izleyecektir. n İşçilerin bütün işyerlerinde yönetime etkili olarak katılması, kârdan ve verim artışından pay almalarının sağlanması konusunda güçlüklerin bertaraf edilmesini sağlamayı Türkİş ilkeleri arasında sayar. n Mümkün olduğu kadar bütün işçilerin İş Kanunu kapsamına alınmaları Türkİş’ce sağlanacaktır. n Topraksız köylünün toprağa kavuşması ve tarımsal verimliliği arttırıcı toprak ve tarım reformunun yapılmasını Türkİş başlıca görev sayar. n Üretici, köylü, sanayiciler ve devletin kendi ithalat ve ihracatını kendi kuruluşları yolu ile aracısız olarak yapmaları için ilgililer nezdinde tüm ağırlığı ile gereken girişimleri yapacaktır. Petrollerimiz ve madenlerimizin geniş ölçüde devlet eliyle işletilmesi konusunda takipcilik görevini eksiksiz yerine getirecektir. n Yerli sermayenin başarabileceği işler için yabancı sermayenin yurda sokulmaması, yabancı sermayenin yurt dışına büyük kâr transferleri yapmasının önlenmesi için Türkİş gerekli çalışmaları yapacaktır. n İşsizliği azaltıcı ve lüks tüketim harcamalarını önleyici yatırımlara öncelik tanınması konularında çalışmak Türkİş’in görevleri arasındadır. n Türkİş ulusal harp sanayinin kurulması için gerekli bütün çabayı gösterecektir. 12 Eylülden Sonra Sendikacılık Anlayışı Değişti Türkİş 18 Temmuz 1983 de tüzüğünde değişiklik yapmış ve 24 ilkeye ilişkin hükmü tü züğünden çıkarmıştır. Bunda 12 Eylül darbesinin demokrasiye ve emekcilere karşı oluşunun etkisi açıktır. Türkİş ve işçiler 12 Eylül girişiminin sonuçlarına karşı mücadele edeceğine 12 Eylül’e yenik düşmüştür. 12 Eylül 2821 ve 2822 sayılı yasalarla işçi hareketinin tırnaklarını sökmüş ve ILO’nun evrensel ilkelerini yok saymıştır. Hele AKP’nin işbaşına geldiği 2002 yılından bu yana özgür sendikacılığın üstüne şal örtülmüş ve biat sendikacılığı başlamıştır. Bugün sendikacılığımız omurgasız ve dik duramayan bir görüntü vermektedir. İşçiler ve sendikalar ücret sendikacılığının batağına saplanmış ve Türkİş’in 1980 öncesi sergilediği sosyal sendikacılık tamamen unutulmuştur. Toplumun, medyanın, siyasi partilerin işçi sendikalarına karşı duyarsızlığı hep bu unutkanlığın sonucudur. İşçi sendikaları bugün üyelerine ve işçi sınıfına karşı olan görevlerini yerine getirememektedir. Demokrasinin ve Parlâmenter düzenin tek adam yönetimine dönüşmesinde işçi sendikalarının büyük kusuru vardır. Bu düzen böyle devam edemez ve işçi sendikaları kendilerini sorgulayarak demokratik düzene ve işçi sınıfına olan borçlarının ayırdına varmalıdır. Amiral Gürdeniz: Atmaca, M. Kemal’e büyük armağan Mavi Vatan anlayışının yaklaştırılmaması demektir. Atmaca, fikir babası emekli “Savunma denizden Tümamiral Cem başlar” doktrininin Gürdeniz, Türkiye’nin ilk deniz seyir füzesi Çağdaş Bayraktar ulusal güce dayanarak başarılması demektir. Atmaca’nın TCG İlk denemenin Milli Kınalıada’dan başarıyla Gemi (MİLGEM) Ada sınıfı ateşlenmesinin siyasi korvet projesinin 4. gemisi ve jeopolitik etkilerini TCG Kınalıada’da icra Cumhuriyet’e değerlendirdi. edilmesi son derece dikkat Gürdeniz, bu hamlenin çekicidir. Dünyaya, dosta donanma tarihinde önemli düşmana çok büyük bir bir mihenk taşı olduğunu mesajdır. 21. yüzyılda Türk belirtirken, bu vesileyle Deniz denizcileşmesinin, Mavi Vatan Kuvvetleri’nin tüm dünyaya egemenliğinin büyük bir bir manifesto ilan ettiğini manifestosudur.  söyledi. Deniz Kuvvetleri Atmaca füzesinin ilk Komutanlığı Amerikan başarılı denemesi 3 Kasım Harpoon füzelerini 2019 tarihinde Karadeniz’de değiştirme ihtiyacını ne başarıyla gerçekleşti. Bu zaman hissetti? gelişmenin stratejik sonuçları Türk Deniz Kuvvetleri her ve Türkiye’nin Mavi Vatan zaman kendi gemisini ve doktrinine etkisini nasıl kendi milli silahına sahip değerlendiriyorsunuz? olmayı hedeflemiştir. ABD’nin 27 Eylül 2011 tarihinde ilk özellikle Ege sorunlarında MİLGEM Ada sınıfı korvet TCG bir TürkYunan çatışmasında Heybeliada yüzde 70 yerlilik oranı ile donanmaya teslim edildi. O gün donanmamızın ana su üstü silahı olan uzun menzilli gemiye karşı güdümlü mermileri milli değildi. Heybeliada ile firkateynlerimiz, hücumbotlarımı ve denizaltılarımın bir kısmında ABD yapımı Harpoon mermileri yüklüydü. Ancak ateş gücümüz de milli olmalıydı. Ve oldu. 3 Kasım 2019 Pazar sabahı, Türk Donanma Tarihi’nin en Cem Gürdeniz önemli dönüm noktalarından birisi yaşandı. Karadeniz’de yapılan test atışında Türk denizci ve mühendislerinin geliştirdiği “Atmaca Gemiye Karşı Milli Güdümlü Mermi”, su üstü hedefini başarıyla imha etti. bu silahın kullanımını çeşitli metotlar ile engelleyebileceği biliniyordu. Harpoon güdümlü mermilerini değiştirme arzusu özellikle Soğuk Savaş bittikten sonra daha da arttı. Bu konuda merhum 20. Deniz Harpoon Kuvvetleri Komutanı Oramiral bağımlılığından kurtulduk Özden Örnek’in vizyoner tutumunun öncü rol oynadığını o günleri yaşamış bir amiral 250 km. menzile sahip, olarak biliyorum. MİLGEM de ateşle ve unut tipi bir olduğu gibi Amiral Örnek’in güdümlü mermi olan Atmaca, Atmaca’nın geliştirilmesinde 1970’lerden bu yana tüm büyük katkısı olmuştur.  fırkateyn, hücumbot ve bazı Bundan sonraki aşamada denizaltılarımızda bulunan ana öncelikler ne olmalıdır? silah, ABD yapımı Harpoon’dan Öncelikle bu çok daha fazla yeteneğe başarıdan duyduğum gurur sahip. Harpoon mermisini ve sevinci tarif edemediğimi ABD’nin karıştırabileceği belirteyim. Bu bir devrimdir. ve istemediği durumlarda Mustafa Kemal’e büyük müdahale edebileceği gerçeğini bir armağandır. Projenin göz önüne alırsak, Atmaca’nın ana yüklenicisi Roketsan bağımsız hareket yeteneği ve destekleyici firmalar ile ile egemenliğimize ne kadar Deniz Kuvvetleri Araştırma büyük katkı sağlayacağı Merkezi’nin (ARMERKOM) unutulmamalıdır. Bu bir mevcut ve geçmişteki nevi stratejik özgürlüktür. mühendislerini yürekten Artık, Türk deniz gücü, uzun kutluyorum. Türk milletine menzilden su üstü hedeflerine ve “Mavi Vatan”a çok büyük angajman yeteneğinde, bir armağan sundular.  Bu Harpoon mermilerine olan aşamadan sonra beklentim bağımlılıktan kurtulmuştur. denizaltılarımızdan Atmaca’nın başarılması, ateşlenecek Atmaca güdümlü Anadolu kıyılarının yaklaşık mermileri ile milli torpido 250 km’si, yani Mavi Vatan Akya ve Gezgin (cruise) içine girerek ya da yaklaşarak,  füzesinin en kısa zamanda risk veya tehdit oluşturacak aynı başarı ile denenmesi su üstü unsurlarının imha ve donanma envanterimize edilmesi, kıyılarımıza katılmasıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle