19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER TASARIM: EMİNE BİLGET 919 KASIM 2019 SALI İddianamede eski vekilin kardeşinin üzerine kayıtlı piyade tüfeği olduğu belirtildi Katliam M16 ile yapılmış Şanlıurfa Siverek’te 4 kişinin öldürüldüğü, 6 kişinin yaralandığı katliama ilişkin eski AKP milletvekili Zülfükar İzol’un kardeşleri ve oğlunun da aralarında bulunduğu 8 kişiye dava açıldı. İddianamede, şüpheliler hakkında 4’er kez ağırlaştırılmış müebbet Alican ile 128’er yıla kadar hauludağ pis cezası istendi. “Cinayeti azmettirmekle” suçlanan AKP’li Zülfükar İzol’a ise “takipsizlik” kararı verildi. İddianamede, katliamda M16 silahının kullanıldığı bilgisi yer aldı. Katliama dönüştü Siverek’e bağlı Çeltik Mahallesi’nde İzol aşiretine mensup kişiler arasında arazi anlaşmazlığı yüzünden başlayan tartışma, AKP’li Zülfükar İzol’un kardeşlerinin yaptığı silahlı baskınla katliama dönüşmüştü. Silahlı saldırı sonucu Zozan İzol (42) ve Hakkı İzol (49) çifti ile Meral İzol (42) ve Mustafa Serdar İzol (24) yaşamını yitirirken Rıdvan Buluş (30) ve Serdar Delen (31) ise yaralıları taşıyan otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetmişti. 6 kişi ise yaralanmıştı. Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturmasını tamamladı. İddianamede, Zülfükar İzol’un kardeşleri Bülent İzol, Servet İzol, Siverek’teki arazi kavgasında 4 kişi yaşamını yitirmiş, 6 kişi de yaralanmıştı. Cemal İzol ve Cihan İzol; oğlu birlikte geldikleri siyah araç Mehmet Fatih İzol ile aynı aile tan inerek, elindeki Cihan den Mehmet Metin İzol, Mus İzol’a ait olduğu düşünülen tafa Serdar İzol, Serhat Ferman M16 marka silahla maktül İzol hakkında, “4 kişiyi tasarla Hakkı İzol’a yakın mesafeden yarak öldürme, 6 kişiyi tasarla hedef gösterip ateş ederek yarak öldürmeye teşebbüs” su yere düşürdüğü ifade edildi. çundan 4’er kez ağırlaştırılmış Her iki aile arasında, 2003 yı müebbet hapis ile 83 yıldan lında, kardeşleri Mehmet Ali 128’er yıla kadar ceza istendi. Zülfükar İzol İzol’un ölümüyle sonuçlanan ‘Devlete ait yerler’ olay nedeniyle husumetin olduğu savunulan iddianamede, maktul Şüpheli ve müştekilerin olay tari Hakkı İzol’un bu olay nedeniyle aran hinde taş ve sopalarla birbirlerinin dığı, Hakkı İzol’un kendisine bırakı genellikle kafa bölgelerine saldırdık lan arazilerin dışındaki Cihan İzol’a ları anlatılan iddianamede, kavganın ait yerlerden de hak talep ettiği, ahır en yoğun zamanında Servet İzol’un yaptığı kaydedildi. Serdar İzol ve Metin İzol ailelerinin ise imar barışından bulundukları yerlere ilişkin başvuru yaptıkları, hatta devlete ait diğer yerlerden de kiralama yoluna başvurdukları ifade edilen iddianamede, Cihan İzol ve akrabalarının “Hakkı İzol ve ailelerinin köyden gitmesini istediği” öne sürüldü. Olay anında da Servet İzol’un, elindeki silahla ilk önce Hakkı İzol’a ateş ederek, Hakkı İzol’u vurmasıyla da bu hususun doğrulandığı aktarılan iddianamede, “bölge itibarıyla ne olursa olsun kadınların öldürülmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığına” da dikkat çekildi. Servet İzol’un ağır yaralı olan kardeşleri ile hastaneye gitmeyip araçla kaçtığına işaret edilen iddianamede, “vurulan maktuller yerdeyken şahısların saldırmaya devam ettikleri düşünüldüğünde olayın bir plan dahilinde yapıldığı” kaydedildi. İddianamede ayrıca Cihan İzol’un “ev ve eklentilerinde 1 Baretta marka 9 mm. çapında F39958Z seri No’lu tabanca, tabancaya ait 2 şarjör, fişek, 1 mavi kot kumaştan yapılmış hücum yeleği, heybe ve 1 5.56 mm. çapında dolu fişek (olay yerinde ele geçirilen mermiler ile uyumlu) ele geçirildiği, ayrıca Cihan İzol’un POLNET sisteminde üzerine kayıtlı M16 piyade tüfeği olduğunun tespit edildiği” de belirtildi. l ANKARA CHP’li Sarıbal da sormuştu CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal Darülaceze’nin bağlı olduğu Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a, kurban şatış yerinin usulüne uygun biçimde kiralanıp kiralanmadığını Meclis’e sunduğu önergesi ile sormuştu. Sarıbal’ın soru önergesinde, “Darülaceze’ye ait olan kurban satış yerinin mevcut kiracısının Darülaceze’ye 2 milyon 400 bin TL borcu olduğu halde, kurban yeri kiralanması için açılan ihale bedelinin çok yüksek tutulmak suretiyle isteklilerin ihaleye girmelerinin önlenmesi, ihale açılabilmesi için ihale fiyatlarının makul seviyeye getirilerek istekli oluşması sağlanmak yerine, ihaleye girmeksizin idare meclisi kararı almak suretiyle, borcunu ödememiş olan mevcut kiracıya, kârın yüzde Darülaceze’de skandallar 10’u karşılığında tekrar kiraya verdiği iddiaları doğru mudur?” dedi. Ancak, bitmiyor Sarıbal’ın soru önergesine henüz yanıt verilmediği öğrenildi. Adakta ihale oyunu İhale yüksek tutuldu, giren olmadı, eski kiracıya indirim üzerine indirim yapıldı LEYLA KILIÇ Çocuklara şiddetle gündeme gelen Darülaceze’de, bu kez Başkan Yardımcısı Ahmet Malatyalı’nın kurumu zarara uğrattığı iddia edildi. Darülaceze Başkanlığı, kira bedelini yüksek tutarak ihalenin “borçlu” kiracı İ.A’da kalmasını sağlamakla kalmadı 2 milyon 400 bin liraya çıkan borcunu da 1 milyon TL’ye indirdi. Üstelik idare meclisi kararı ile kârın yüzde 10’u ve aylık 1200 TL işgaliye bedeli karşılığında kurban satış yeri yeniden İ.A’ya verildi. Darülaceze Başkanlığı’nda kurban ve adak satış yeri olarak belirlenen alanda ihale oyunu yapıldı. Ge çen 16 Temmuz’da ihaleye açı Cumhuriyet’in ulaştığı ve lan Darülaceze’deki adak ve Başkan Yardımcısı Ahmet kurban satışı yeri için ihale üc Malatyalı imzasıyla onayla retinin bilerek yüksek tutul nan belgede, İ.A’nın etin ki duğu öne sürüldü. Şartname logramından elde ettiği kârın si de paylaşılan ihale ilanında, yüzde 10’unun işgaliye be 1 yıl süreyle kiraya verilecek deli olarak alınmasına ve alan için muhammen bedel ay kurban kâr oranının yüzde lık 126 bin 350 TL belirlendi. 40’ının da kişinin borçlarına Darülaceze’ye ait kurban satış sayılacağı belirtildi. yerinin mevcut kiracısı İ.A’nın Darülaceze’ye 2 milyon 400 Ahmet Malatyalı Sadece 1 ay sonra bin TL borcu olduğu halde, bu borç 1 Malatyalı imzasıyla onaylanan ya milyon TL’ye indirildi. İhale şartname zıda, “Darülaceze’nin arka kapısın sine göre borcun İ.A’dan tahsil edilme da bulunan adak ve kurban satışı ye si, yeni ihale yapılması gerekirken ay ri için Darülaceze Başkanlığı İdare nı yer 1200 TL işgaliye parası karşlı Meclisi’nin kararına istinaden yeni dö ğında yeniden borçlu kişiye verildi. nem ihalesi yapılıncaya kadar, mev cut kiracının işgaliye bedeli karşılığında kalmasına, işgaliye bedeli olarak kurban kilogram kâr oranının yüzde 10’unun alınmasına, borçlarına karşılık da yine kurban kâr oranının yüzde 40 bedelinin mahsup edilmesine karar verilmiştir. Bu kapsamda 2019 yılı ağustos ayı içerisinde 46 adet (1.969.5 kg) adak kesimi yapılmış olup 11 bin 817 TL (1.969.5 kg x 6 TL) kg. kâr tutarı belirlenmiştir. Kg. kâr oranı tutarının yüzde 10’u olan 1181 TL’nin işgaliye bedeli olarak tahakkuk etmiş kira borçlarına karşılık ise kurban kâr oranın yüzde 40’ı olan 4 bin 726 TL’nin kira borcuna mahsup edilmesine karar verildi” denildi. l İSTANBUL Kapısına gelen jandarma tarafından, çocuğunu vermek istemeyince dövüldüğünü iddia etti ‘İfadeni değiştir baskısı’ ECE PİROĞLU İzmir Aliağa’da İsmail Ş, eşi A.Ş’nin ihbarı üzerine, gece yarısı eve gelerek çocuğunu almak isteyen Şakran Jandarma Komutanlığı’nda görevli jandarmalar tarafından darp edildiğini öne sürdü. Ters kelepçe takılarak yaklaşık 10 jandarma tarafından darp edildiğini ileri süren İsmail Ş, gözaltı süresince yemek ve su verilmeyerek de işkence yapıldığını iddia etti. Darp raporu alarak şikâyetçi olan İsmail Ş, “Mahkeme kararı olmadan soyut beyanlara dayanarak çocuğumu almak istediler. Vermeyince evin içine girerek darp ettiler” dedi. Eylül ayında A.Ş, Şakran Jandarma Komutanlığı’na giderek telefonunda bir mesaj gördüğü eşi İsmail Ş’den şikâyetçi oldu. 3 yaşındaki çocuğunu alamadan evden çıktığını belirten A.Ş, jandarmadan çocuğunu getirmeleri için yardım istedi. Şikâyet üzerine jandarma, çocuğu almak için İsmail Ş’nin evine gitti. Çocuğun ancak mahkeme kararıyla yanından alınabileceğini belirten İsmail Ş. iddiaya göre darp edilerek göz altına alındı. İsmail Ş, “Herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın ve tamamen soyut beyanlara dayanarak çocuğumu almak istediler. Vermek istemeyince de herhangi bir talimat bulunmaksızın eve girip duvara dayayarak dövdüler” diye konuştu. Verdiği ifadenin zorla değiştirildiğini savunan İsmail Ş, “Olayın evin içinde gerçekleşmediğini söylememi istediler. Söylemeyince istedikleri gibi yazdılar. Zorla imzalattılar” diye konuştu. Hastaneden darp raporu alan İsmail Ş, jandarma görevlileri hakkında şikâyetçi oldu. Hastaneden verilen darp raporunda; İsmail Ş’nin gözünde morluk, bacağında yara ve yürüme güçlüğü, kulağında şişlik ve duyma güçlüğü tespit edildi. Aynı karakolda darp iddiası Öte yandan, Şakran Ceza İnfaz Kurumları kampusunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan Ali Yaşar da, geçen aylarda, ifade vermek üzere gittiği Şakran Jandarma Komutanlığı’nda darp edildiğini iddia etmişti. EET: Emeklilikte Erdoğan’a Takılanlar! Türkiye’nin kanayan yaralarının başında emeklilik geliyor. Bir ülkenin ne kadar sosyal devlet olduğunun başlıca göstergesi emeklilerinin durumudur. Devletin koyduğu kurallara, çıkardığı yasalara göre yıllarca çalışıp prim ödemiş bir kişinin ne zaman emekli olacağını, ne kadar maaş alacağını bilmek en doğal hakkıdır. Oysa ülkemizde sık ve haksız değişenlerin başında emeklilik maaşları ve kuralları geliyor. 1987’de Turgut Özal kadınlarda 50, erkeklerde 55 yaşında emekliliği getirdi. Demirel, 1991 seçimlerine giderken kadınlarda 20, erkeklerde 25 yıl prim ödemede emeklilik sözü verdi, gelince yaptı. 18 yaşında işe başlama hakkı dikkate alınırsa bu, kadınların 38, erkeklerin 43 yaşında emekli olabilmesini sağlıyordu. 1999’da EcevitYılmazBahçeli hükümeti kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaşında emeklilik yasasını çıkardı. Her yasa çıktığında, yasanın yürürlüğe giriş tarihinden sonra işe girenler yeni durumdan etkilendi. Buna bir de kimi makamların ayrıcalığı eklenince aynı kurumda çalışıp emeklilik koşulları birbirinden farklı olan 45 kesim oluştu. HHH AKP iktidara geldiğinde başlıca istem bu karmaşanın çözümü, emeklinin ömrünün ikinci baharında huzurlu, bir nebze refaha kavuşmuş bir hayat sürmesiydi. Milyonlarca kişi 1991’deki yasaya göre çalışma yaşamına girmişti. 1999’da çıkan yasadan yaklaşık 5 milyon kişi etkilenmişti. Onlar kendilerini emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) olarak tanımladılar. Öyle bir haldeler ki, AKP hükümetine göre emekli olamayacak kadar gençler, piyasaya göre kendilerine iş verilmeyecek kadar yaşlılar. Bu arada hasta olmamaları gerekir. Çünkü, sağlık haklarından yoksunlar! Emekliler, AKP’nin intibak yasasını da çıkarıp maaş farklılıklarını kaldırmasını beklerken 2008’de öncekilerden çok daha farklı bir yasa çıktı. Buna göre emeklilik yaşı, yasanın geçici maddelerine yapılan ekle kadınlarda ve erkeklerde kademeli olarak 65’e çıkarken maaş bağlama oranları da adım adım düşüyordu. 2008’de emekli olan bir kişinin maaşı, çalıştığı dönemde aldığı paranın ortalama yüzde 70’i kadar iken bu oran yıl yıl düşürüldü. Şu anda 3 ayrı emeklilik maaşı hesaplama dilimi var. 2000 yılı öncesi, 20002008 arası ve 2008 sonrası... 2008 sonrası maaş bağlama oranı yüzde 28’e kadar düştü. Bu 600700 lira emekli maaşı demek. 2015 yılında dönemin Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 90 milyar kâr ettiğini söylemişti. Emekli maaşını bu kadar indirirseniz, EYT’yi çözmezseniz tabii eder. Hiç maaş vermeyin daha çok kâr edersiniz! 600700 lira maaşın anlatılamaz olduğunu AKP de gördüğü için geçen yıl en düşük emekli maaşının bin lira olması benimsendi. Şimdi milyonlarca kişi bin lira ile geçinmeye çalışıyor. 2018’de de söz konusu kâr 160 milyar, tüm sosyal yardımlarsa 55 milyardı. Bunun Türkçesi şu: Emekliye gerçek hakkını vermeyip bir miktar sosyal yardımla iktidara muhtaç etmek! Üstelik, “Ben gidersem, bu yardımlar da kesilir” deyip tehdit etmek! 2008 öncesi emekli maaşının alt sınırı şuydu: Asgari ücretin yüzde 110’u. Buna göre şu an en düşük emekli maaşının bin değil, iki bin liranın üstünde olması gerekiyordu. HHH Yasa üstüne yasa kondu, altta kalan emekli oldu. İşte bütün bunların üstüne Erdoğan hafta sonu EYT için şöyle dedi: “Tutturmuşlar bir EYT, erken emeklilik... Bu hesap kötü, şer, zararlı bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayacağız. Beni bu yola asla teşvik etmeyin. Seçimi kaybetsem de yokum!” Araya şu cümleyi de yerleştirdi: “İskandinav ülkeleri bu yüzden battı!” Bu yaklaşımın neresini düzelteceksiniz? İskandinav ülkelerinde kişi başına düşen gelir 55 bin dolar. Onlara batsa basta rahat batar! EYT hesabı kötü de 2008 sonrası maaş hesabı iyi mi? EYT’yi “kötü hesap” deyip geçemezsiniz... Yukarıda özetlediğimiz tablo, sorunun daha büyük olduğunu gösteriyor: EET: Emeklilikte Erdoğan’a takılanlar! Rabia Naz’a adalet isteyen gençler serbest Giresun’da şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Rabia Naz Vatan’ın (11) ölümünün aydınlanması için önceki gün Taksim Meydanı’nda basın açıklaması yapmak isteyen ve gözaltına alınan Devrimci Liseliler (DEVLİS) üyesi Ş.B.K. (15) ve D.K. (16) ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. 18 yaşından büyük H.R.S. ise Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcılığı’nca alınan ifadesinin ardından adli kontrol talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar veren mahkeme H.R.S’yi serbest bıraktı. DEVLİS üyeleri ise gözaltındaki arkadaşları için dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. l İSTANBUL / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle