15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DİZİ EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 922 OCAK 2019 SALI İZMİR’İ GELECEĞE hakan dirik Kimilerine göre ‘gâvur’, birilerine göre ‘mahallenin en güzel kızı’... Ama gelişen olaylara karşı ‘duruşu’ gösteriyor ki, kesinlikle Cumhuriyetin, demokrasinin ve özgürlüklerin kalesi. Acaba 1 Nisan’da ‘kalenin komutanı’ kim olacak? Cahit Külebi’nin ‘Atatürk’e Ağıt’ında ‘Denizi kız, kızı deniz; Sokakları hem kız hem deniz’ kokan kenti İzmir’i kim geleceğe taşıyacak? KİM TAŞIR? 1 Müstakbel adaylar; Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili Tuncay Özkan, milletvekilleri Alaattin Yüksel ve Murat Bakan ile adaylığını ‘tazeleyen’ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu. CHP’nin İzmir’de öne çıkan aday adaylarıyla görüştük. Aziz Kocaoğlu: Murat Bakan: Kentime Orkestra borcumdu şefi olsun Aslında, mevcut başkan Aziz Kocaoğlu 1 Ekim 2018’de aday olmayacağını ilan etmişti. Gerekçeleri Türkiye’deki siyasetçilerin ağzından duymaya alışık olmadığımız cinstendi. 150 yıllık İzmir belediye tarihinin yüzde 10’unda koltukta oturan başkan, “Koltuğu bırakmasını bilmeli” diyordu. Ancak şu satırların arası okunduğunda, “uyarıları” bugünü işaret ediyordu: “Genel merkezimizin, aday seçiminde liyakate önem vereceğine; yeterli birikime sahip, çalışkan ve her kesime eşit yaklaşacak samimiyeti olan; doğruluk, dürüstlük, adalet, hak ve hukuk kavramlarını her şeyin üstünde tutan, evrensel ahlak kurallarını sonuna kadar savunan ve uygulayan, İzmir’in ve İzmirlinin malını gözü gibi koruyacak, İzmir’in parasını harcarken kendi parasından daha çok titizlenecek, İzmir’in hakkını savunurken gözünü budaktan sakınmayacak, İzmir’i İzmir yapan değerlere ve İzmir Modeli’ne sonuna kadar sahip çıkacak bir ismi seçeceğine inanıyorum.” Satranç hamlesi Son kelimesinin devamında endişesinden olsa gerek “inanmak istiyorum” diye ekliyordu Kocaoğlu. Anlaşılan, önümüzdeki 6 aylık süreçte, profilini çizdiği bir adayın açıklanmama olasılığını yüksek görüyordu. İzmir adayının oylamaya sunulacağı 16 Ocak’taki Parti Meclisi toplantısı öncesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşmesinin ayrıntılarını kentin tarihi Asansör’ünde anlattı: “Genel başkanımız ile konuşurken bu kararı vermek durumunda kaldım. Orada karar aldım. Bu iş satranç gibidir. Siz bir hamle yaparsınız, karşınızdaki bir hamle yapar, siz bir şey söylersiz, karşınızdaki bir şey söyler. ‘Büyükşehir belediye başkanı adaylığı konusunda bir görüşme yapabilir miyiz?’ dedim. ‘Arkadaşlarla birlikte değerlendiriyoruz’ dedi. ‘O zaman beni de değerlendirin’ dedim.” Gordion düğümü Kocaoğlu’nun “satranç hamlesi” diye nitelendirdiği girişim, CHP’nin İzmir adaylığını Gordion düğümüne dönüştürdü. Konuyu “kılıç darbesi” mi, Bu kentte herhangi bir başarısızlık olursa bunun faturası bana çıkacaktır. ‘Sen 5 yıl daha aday olsaydın böyle olmayacaktı, sen taşın altına elini koysaydın böyle olmayacaktı’ diyebilirler. Bu söylemin ağırlığı altında ezileceğimi hissettim. 71 yaşından sonra bu kenti terk etmek gibi bir niyetim olmadığına göre, elimi taşın altına koymam gerektiğini İzmir’e gelecek CHP’li belediye başkanı kendi başına yönetmeyecek bu kenti. Meslek odalarıyla, sivil toplum örgütleriyle birlikte yönetecek. Halka doğrudan soracak, burada ortak bir aklı yaratacak. Dolayısıyla belediye başkanı orkestranın şefidir. Ama tüm enstrümanlardan doğru sesi alabiliyor olması lazım. Yoksa ben bilirim anlayışıyla bu iş olmaz. Son milletvekili seçimlerinde CHP’nin önce birinci sıradan aday gösterdiği, ancak Tuncay “İlle ben olmalıyım, ille şu olmalı anlayışı doğru değil. Bizim iktidarla, temsil ettiği anlayışla topyekun mü Özkan’ın İstanbul’dan İzmir’e kay cadele etmemiz lazım. Bu noktada dırılmasıyla bir sıra gerileyerek par bireylerden çok anlayış önemli. Her lamentonun yolunu tutan Murat Ba şeyi ben bilirim, ben yönetirim an kan, büyükşehir için adı geçenler layışı değil, beraber yaparız, ortak düşündüm. Hiçbir den. Ancak ortaya çıkan çekişme akılla yönetiriz anlayışı olmalı.” kişiyle, kurumla uzaktan yakından alakam yoktur. tablosu karşısında “İlle de ben aday olmalıyım” anlayışında olmadığını vurguluyor. Belirlenecek adayın “bu kentin çocuğu” diye özetlenebilecek kriterlere sahip olması önceliği: Uzlaşıya ihtiyaç var Adayın açıklanmasının gecikmesiyle “kaotik” bir ortam oluştuğunu, bunun biraz da yerelde iktidar ol “Adaylık noktasında tek kriterim maktan kaynaklandığını belirtiyor yoksa “Kılıçdaroğlu’nun hamlesi” mi çözecek, kısa süre sonra belli olacak. Ama düğümü atan kişinin Kocaoğlu olduğu su götürmez bir gerçek. Adaylık açıklaması ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in adaylığının Parti Meclisi’ne sunulmasının planlandığı günde adaylık tazelemesi bunun başlıca kanıtı. Ancak Kocaoğlu, tavrının “kişilerden azade” olduğunu ısrarla ve kararlılıkla vurguluyor. Göreve devam etmek için mi yoksa, birilerinin adaylığını engellemek için mi “aday değilim” tavrından vazgeçtiği yönündeki sorulara, neden aday olduğunu anlatarak yanıt veriyor: “Bu kadar problem yaşanmasaydı biz aday olmayacağımızı açıklamıştık. Ama İzmirliye olan sorumluluğum birinci nedendir. İki, partime olan sorumluluğum. Partimin en fazla oy aldığı ilinde büyükşehiri belki alabiliriz ama ilçelerde büyük sıkıntı yaşayacağımız atmosferini gördüğümüz için aday adayı olma kararı aldım. En önemlisi de, ben bu kentte yaşayacağım, her şeyim bu kentte!” var. Elbette yerel yönetim deneyimi, vizyonu olması önemlidir. Bunun dışında bu kente ait bir insan olması önemli. Bu kenti yaşayan, sokaklarında top oynamış, kente âşık, tutkuyla bağlı, kenti tanıyan, sorunlarını içselleştirmiş bir insan olması lazım. Bu vasıflara sahip bir partili arkadaşımın aday olması durumunda kendimi aday olmuş sayarım. Gecikmeden kaynaklanan kırılganlığı da böylece çok hızlı şekilde aşabiliriz.” Anayasal hakkı İzmir’in müstakbel belediye başkanını tarif ettikten sonra “Aday adayı olarak öne çıkan arkadaşlardan bu kentin kimliğini içselleştirmiş hangi arkadaşımız olursa, ben Murat Bakan büyükşehir belediye başkanı olmuş olarak değerlendiririm” diyor. Aziz Kocaoğlu’nun yeniden adaylığını “anayasal hak” olarak değerlendiriyor ancak “Ben olsaydım, yeniden aday olmazdım” diye konu Murat Bakan. Ancak bunun fırsata dönüştürülebileceğini söylüyor. Bakan, “Türkiye’de iktidara giden yol yerel yönetimlerden geçiyor. Yerelde sağlanan başarı, iktidar yolunu açacak anahtardır. Saray rejiminin ülkede baskıyı artırdığı, medyayı, yargıyı ve yasamayı kontrol ettiği, eğitimden ekonomiye, dış güvenliğe kadar tüm ulusal politikaların yozlaştığı bir dönemde ülkesini seven herkesin yapması gereken iş kutuplaşmaya karşı uzlaşmayı, didişme yerine dayanışmayı sağlamaktır. Ülkemiz ve kentimiz için mücadeleyi kişilerden öte ideolojik bir hatta taşımalıyız. İzmir için gereken kurtarıcı değildir. Ortak akla, uzlaşıya, fedakârlığa ihtiyacımız var” diyor. Geçmişim avantaj “Murat Bakan’ı parti yönetimi neden aday göstersin?” sorusuna şu karşılığı veriyor: “Ben milletvekili adayı olurken ‘büyükşehir belediye başkanı olacağım’ diye yola çıkmadım. Geçmişte Vedadan vefaya... Kocaoğlu’na göre milletvekilleri, ekstra durumlar dışında başkan adayı olmamalı. Kendi adaylığının ise kentin sokaklarında “göğsünü gere gere dolaşmak” için olduğunu söylüyor. Ailesinin 1877’den bu yana yerel yönetici olduğunu, kendisinin 4. kuşak olduğunu anımsatıyor. Başka bir partiyle ya da bağımsız aday olarak İzmirlilerin karşısına çıkmasının söz ko şuyor: “Burada bu işi yapabilecek çok sayıda nitelikli arkadaşımız var. Aziz Bey, bize bir büyük olarak, abi olarak, bu kentin bir bilgesi olarak bundan sonrası için bir yol gösterici olmalı. Öyle olacağına da inanıyorum. Partinin takdiridir, yine Aziz Bey’i de aday gösterebilir, ama benim yaklaşımım böyle.” Kenti yönetmede ortak aklın öne çıkması gerektiğini vurguluyor: büyükşehirde grup başkanvekilliği yapmam, diğer adaylara göre genç olmam, son seçimlerde partinin teveccüh göstererek ilk sıralarda yer almam ismimi öne çıkardı. Buna kayıtsız kalmadım. Bu kentte yaşayan bir insan olarak bu kentin belediye başkanlığına uygun görülmek bana şeref verir. Eğer o fırsat verilirse yerel yönetim vizyonumu İzmir için uygulamak istiyorum.” nusu olamayacağını vurguluyor: “Be nim İzmir’e karşı borcum var. 15 sene İzmir’de büyükşehir belediye başkanlı ğı yaptım. Ben bu kentte yaşıyorum, ai lem bu kentte yaşıyor. Adaylığımı açık layarak o borcu yerine getirdim.” Mevcut durumda olumsuzluk gör meseydi adaylığını gündeme getirme yeceğini ısrarla dile getiriyor Kocaoğ lu. 4. dönem için aday gösterilmesi ola sılığını ise şöyle değerlendiriyor: “Biz fedakârlık yapmak gerektiğini duydu ğumuz için adaylığa talip olduk. Gö rev yapma, sorumluluk bilinciyle... İz mir, partim ve bu kentte onurumla ya şamak gibi 3 gerekçem var. Bu faktör ler üzerinde yoğunlaşırsanız her şey çözülür.” YARIN: TUNÇ SOYER, ABDÜL BATUR, ALAATTİN YÜKSEL Foça oy destek ve sandık kollama tugayı! Yerel seçimler için seçmen listelerinin askıya çıkmasından sonra ortaya çıkan gerçekler, ciddi kaygıları beraberinde getiriyor.  Tablo dört başlıkta özetlenebilir: 1 Ölmüş kişilerin seçmen yapılması. 2 Belli yerleşim yerlerine olağanüstü seçmen yüklemesi yapılması. 3 Olmayan evlere ve spor salonu benzeri yerlere yüzlerce seçmenin yazılması. 4 Askeri birliklerin kritik seçim bölgelerine kaydırılması. Her biri ötekinden vahim... HHH Somut örneklerle anlatalım... Ankara’nın Çamlıdere ilçesinde 24 Haziran’da  seçmen sayısı 6 bin 565, şimdi 12 bin 493.  Balâ’da 24 Haziran’da 15 bin 512, şimdi 27 bin 533. Haymana’da 24 Haziran’da 21 bin 199, şimdi 33 bin 897. Kızılcahamam’da 24 Haziran’da  20 bin 637, şimdi 26 bin 994.  Altı ayda seçmen sayısının yüzde 50 ile yüzde 100’e varan oranda değişmesi, hayatın olağan akışına ters. Bir önceki yerel seçim sonuçlarıyla karşılaştırınca bu ilçelerde muhalefetin belediye başkanlığını kazanmasının zor olduğu görülüyor. Ancak şunu unutmamak gerekiyor: bu seçmenler aynı zamanda Ankara Büyükşehir için de oy kullanacak. Sadece dört ilçedeki seçmen artışı 40 bine yakın. Mansur Yavaş, 2014’te 32 bin oyla kaybetmişti. HHH Foça’daki durum ise sadece seçimler değil, devletin temel kurumlarının geldiği nokta açısından da ciddi boyutta.  2014 seçimlerini CHP 6 bin 714 oyla, yüzde 42 ile kazanmıştı. MHP 4 bin 272 (yüzde 26), AKP 1642 (yüzde 10) oy almıştı. İki partinin toplam oyu kazanmaya yetmiyor. Seçmen listeleri askıya çıkınca görüldü ki Foça’ya 24 Haziran’a oranla 4 bin yeni seçmen gelmiş. Buradaki askeri birlikte tam seçim döneminde, kış ortasında kurs açılmış. Uzman kursiyerlerin 2 bini henüz Foça’ya gelmemiş, şubat sonunda gelecek. Kilis’ten Yozgat’a, Adana’dan Sinop’a, Hakkâri’den Çankırı’ya, Muş’tan Kırıkkale’ye tam 79 ilden uzman kursiyer şubat sonunda Foça’da olacak. Seçim sonrası kurs bitecek, atama yapılacak ve görev yerine gidecek.  Elbette bu gençler de ülkemizin evladı. Onların da yurttaşlık hakkı var. Ancak askeri bir birlikte, atanma kaderleri yöneticilerin elinde, hepsi aynı sandıkta oy kullanacak olan bu seçmenlere yönlendirme yapılmayacağını kim garanti edebilir!  MHP ve AKP ancak böyle bir blok oyla seçimi alabiliyor. CHP’nin genç ve çalışkan ilçe başkanı Baran Gezmiş Yıldırım’ın belgeli itirazları ilçe seçim kurulunda reddedildi. İzmir İl Seçim Kurulu lütfetti, 24 Haziran’da oy kullanıp ayrılan 600 askerin listeden çıkarılmasına ilişkin itirazı kabul etti. Ancak yeni gelecek bütün uzman kursiyerlerin seçmen listesine alınmasına ilişkin itirazı reddetti. Gözler ilden sonra Yüksek Seçim Kurulu’nda olacak. İzmir’in Foça ilçesi doğallığını bir ölçüde koruyabilmiş bir yer. Fokai antik kentiyle ilkçağların İsviçre’si diye bilinen Foça’nın Sazlıca’dan Çanak’a, Kartderesi’nden Mersinaki’ye onlarca koyu rantçıların iştahını kabartıyor. Dileriz tüm Foça bunun bilincindedir. İZBAN’da toplu iş sözleşmesi imzalandı Demiryolİş Sendikası’nın, İzmir Banliyö Sistemi AŞ (İZBAN) çalışanlarına yönelik yüzde 26’lık zam teklifini kabul ettiği, toplu iş sözleşmesinin (TİS) imzalandığı bildirildi. İZBAN AŞ’den yapılan yazılı açıklamada “İmzalar, İZBAN’ın son verdiği teklif olan yüzde 26 zam oranı üzerinden atıldı” denildi. Demiryolİş ile gerçekleştirilen görüşmelerde İZBAN ilk olarak yüzde 22’lik zam teklifinde bulunmuş ancak talep sendika tarafından kabul edilmemiş ve 10 Aralık’ta grev kararı alınmıştı. İşveren, ortalama yüzde 26 oranında yaptığı zam önerisini de sendikanın “greve devam” kararı sonrası geri çekmişti. Grev 8 Ocak’ta Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 60 gün süreyle ertelenmişti. l AA Evrensel muhabiri Özer tahliye edildi Yaklaşık bir buçuk yıldır tutuklu bulunan Evren sel gazetesi muhabiri Ke mal Özer, “örgüt üyeliği” suç lamasıyla yargılandığı dava nın 5. duruşmasında tahli ye edildi. Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Özer suçlamaları redde Kemal Özer derek tahliyesini talep etti. Savunmaların ar dından mahkeme heyeti 16 aydır tutuklu bu lunan Kemal Özer’in adli kontrol uygulama sıyla tahliyesine karar vererek bir sonraki du ruşmayı 11 Mart’a erteledi. Elazığ’da cezae vinden çıktıktan sonra Evrensel gazetesine konuşan Özer, “Dayanışma gösteren herkese teşekkürler” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle